26 Mart 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

26 Mart 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aysenin biraderi kız kardeşi - Rin ağzımı yokladıktan sonra, son ükmünü vermek üzere (açıkça sordu: inan Reise epeyce yardım etmiştin! Bu yardımından ona te- mayülün olduğunu anlıyorum. A- saba (o bu anlayışımda yanıldım mı? Yoksa... elm biraderinin sözünü keş - — Kapanmış bir kitabı açma - &a lüzum yok. İlk günlerde içim - de ona karşı bir duygu vardı, Fa- kat, şimdi. — Fakat şimdi... Bu duygu sön- > — yoksa büsbütün ateşlendi yır.. Tamamiyle sn İn Pi Mi tanıdıktan ra, — O güne kadar seviyordun demek?.. — Evet., Seviyordum. Sen bi - lirsin ki, ben cesur, atılgan, mert erkeklerden hoşlanırım! de Sinan Reisi ihmal een © o — Musayı ondan yüksek dum. Milleti, Yine topladı. Ma mer duvarlara etten göğsünü ver- di. Kala yumruğiyle ia Marlem ki Aldi Artı Unutmak gerek. Musayi tarik cl edecek. Sen şimdi ayağına dü - $en bir âşığına elini uzatmalışın! Ayşe saşaladi: e demek istiyorsun, ağa - bey? Bana hangi âşığımdân bah- sel yorsun m hemşiresinin yanına oturd — Şi ina »« O meşhur Türk SİNE Sany ÜR dedin Ayşenin gözleri açıldı: — Onu gördün mü? <—— Evet... — Ne zaman gördün? — Biraz din! — O zaten burada... Hem de dünden beri... Ayşe sev'ncinden çıldıracaktı.. Gülerek başmı kaldırdı: — Sahi mi söyliyorsun? Yoksa benim ağzımı mr ( yoklryorsun? Doğru söyle o burada mı? — Seni aldatır mıyım, Ayşe? Sana şimdiye kadar yalan söyle - diğimi hatırlıyor musun? Anamı- zın ve babamızın öldüğü günden - beri seni eskiden çok daha fazla sevdiğimi bilirsin! Ben yalnız se - Nin saadetini görmek isterim! Si- nan Reis, s: sana lâyik bir erkektir! Ay: biraderi (bu sözleri *öylerken ayağa (o kalktı.. Yavaş Yavaş kapıya doğru yürüdü: — Biraz bekle, yavrum! Şimdi Onu buraya, senin yanma getire - Seğim! Musa bir bodrumda gizlenmiş- ti. Musa, Selim adlı bir çadırcı - nm kulübesindeki bodrumda giz- mişti, İlk kp yerde tehli- f vel... — e ik buraya getirsey- Ter, yım düşman eline geçtiğini Üürmemek için, gözlerimi oyacağım!, 4 .. cağını görüyordu. Musayı sokak - ta görünce — Sen lili mı? Buralarda ne dolaşıyorsun? Diyerek hemen sırtındaki cüb- De Musanm başma geçirmiş azık olur sana, Musa! Haydi, bir yere saklan! Diye yalvarmıştı. Musa, gidecek yeri olmadığını 1 söyleyince, çadırcı Selim onu ku- lübesine götürmüş, saklamıştı. Musayı herkes ölmüş sanıyor - du. Selim, sarayın kapısında du - ran kesik başı görünce kulübeye dönerek: — Sultanı bile ye Bü- tün saray halkı seni öldü sanıyor. Her tarafta şenlikler yapılıyor. Demişti. Musa beri sr- ğındığı bodrumda bunalmıştı Bir sabah, Musa, kendisine yi- yecek getiren çadırcıya sordu: n burada ne zamana ka- dar e Selim — Garnatanın kapıları açılın » caya rl — Ondan sonra ne olacak? — düşman istilâ edecek. Yollar açılacak. O vakit sen de kı- yafetini değiatirseyi şka memleket tanın tapar açıla - cağmı nereden biliyo; m “Sultan ope — Herkesi Abullah ei, elçi gönder- miş. Sulh istiyormuş!,, diyorlar. aşka bir haber yok mu? — Bundi olur mu? Ecdadımızın sma bundan sonra Kral Ferdinandın idaresi altıma girecek, Bu güne ka- dar efendi — gibi ein bu topraklarda, yarın birer uşak ola- cağız. Köpekler . sürüneceğiz. — Allah bana o günleri Die kanı paha- Misin bir çocuk gibi ağlıyor - Bm o kara günleri görme pi, için, n görem kendi elimle oyacağım, Selim! B. rm yurdumuzda galip bir milet tavrmı takmarak gezmelerini gör- meğe tahammül edemem. aklarını ne yapacak - sın, Musa Saçı ağarmış nineleri- mizin, açlıktan dizlerinin derma - sta» iniltilerini simi kendini menedebile - cek misin? (Sonu yarın) havasızlıktan | nesi dokto an daha mühim haber | aldıkları memleketlerimiz | — m a A ON. 5 — KURUN 26 MART 1935 ai Yeni Saylavlarımızla Konuşmalar Sinop saylavlığına seçilen Dr. Bay Galip Hakkı duygularını anlatıyor Bugüne kadar tahminen yüz bin hastaya bakan doktor içimde halka hizmet için sönmez bir Mi var, diyor. Sinop saylavlığına seçilen Dok - tor Galip Hakkı Topkapımuhiti - varlıktır. Kendisile, Ankaraya git- gularmı tesbit ettim — Nasıl yetiştiniz? — “İlk tahsilimi hususi bir mek- tepte bitirdikten sonra Mülkiye i- da girdim. Oradan mülkiye — Şimdiye kadar nerelerde va- zife vi ktıktan olarak hizmet ettim. Mülkiye tıb - Bea müsabaka ile cerrahi mu- d yaparak mesleki vukuf ve malü - matımı ilerlettim. Bu hastanelerde ilk zamanlarda operatör muavinli- ği vazifesini yaparken düçar oldu- ğum hümmayi tifoidi müteakip el- lerime ariz olan titremeden dolayı dum. Vakıf mektepleri sihhiye mü ir dee ve daruleytamlar taba öl betinde bulundum. Hilâliahmer | müessesan müfettişliğinde, sonra imdat heyetleri umum müdürlü - umi merkez ve idare © yeti er bir müddet u - mumi müfettişlik vekâletinde be Benle peki Etfal um kâtipliğinde ve Fatih kazası im heyeti âzalıklarında cemiyeti bele- diye, şehir meclisi âzalrklarında ütarek ında Anadol İN tacinine yardım cemiyetinde bulu- narak cemiyet idare heyetini Hilâ- liahmer namma bir yardımcısı o- r müessisi olarak fahriyen müdürlük ve tababetini ” | yellardanberi yaptım. İki sene evvel bu cemiyetteki doktorluk vazifemi şimdi Edirne saylavı olan Fatma doktora bırak- tm. En yorgun bir vaktimde dadrma yetişerek bu uğur küm - munda yardım eden, gayemi pek iyi kavrıyan ve çok slenttii olan bu meslektaşimm iyiliklerini dai- ma söylemekten kendimi alamıya- cağım. — Baktığınız hastaların sayısı? — Diploma aldığım tarihten munatzaman haf - gul oldum.. Şöyle yuvarlak bir he- sap her muayene gününde yirmi haşta muayene ettiğim dikkate alı- nırsa baktığım parasız hastalarm sayısı kırk bini geçer. Bunlarm mz Ki göcek ee ince e sa an i | Gelenler, gidenler İ BAY ADİL — Gümrükler tet - kik çevirmeni muavini Bay Adil Ankaradan İstanbula gelmiştir. Bazı işlerle alâkadar olacaktır. Yilin hastalardan başka yili diğer günlerindede muayene günü nün haricinde baktı; parasız ve ücretli hastaları da buna ekler- ein birinde sazlar vikee - nin candan sevdikleri değerli bir' meden evvel şöyle konuşarak duy- ” Mektepten soni evvelâ Haseki Nağekdelinde fahri | bugüne kadar tada bir gün fakir hastalarla meş- | t€ sezerek bir ge alin BAY SAKALAROPULO — Yu seniz hasta adedi yüz bini Eğer güni ğm kalacağımı bile Sinop Saylavı Dr. Galip Hakkı yetinde çalıştrken.. (Yanındaki Kadın saylavlarımızdan sap olarak söylediğim m: mikta- / amd İb ıkaraperver (o cemiyetinde karalama enteresan vakalar? kaların en başlıcası Ferit biktim zamanında mües- sesemizin kapatılması - hususun - daki teşebbüse karsı yaptığım te - sebbüş neticesi işa e üzere tevkifim v. üçuk sonra elle ee edilmek liğimdir. Mütareke esnasında iş - kuvvetleri tarafından» yapı - lan mümanaatlara karşı Hilâliah - mere münasel ebetim müessesemizin bakasıma yaramış ise de Hilâliah- meri bile lâğva teşebbüs eden Fe- rit bü ümeti beni tevkif ettiği za - bina da kuvayi inzibatiye tarafın- Topkapı Fıkaraperver Cemi- bayanlardan başı açık olanı Dr. Fatma'dır) larla temasta bulunduğunuz için ii snhiie ll ması için ne gibi tedbirler alıma - hıdır? — İsatnbulun Üsküdar, Edirne- kapı ve Beşiktaş gibi yerlerinde hükümetin tasvip ve plânı ile be- lediye hususi idarenin, kurulmak- tesisine muvaffak olduğum içtimai ve sihhi bakım evlerinin gerek soysal yardım yo- lundan ve gerek hükümet dan adetlerinin daima ası ve bunların bugün Halkevinin iç - timasi yardım şubesinin seçe gi bi halka tanıtılması, yucalanması ve ilerlemesi için çalışmak yolla - rının genişletilmesi başlıca tedbir- ır, lerdir. — Saylavlıktan duyduğunuz ta- assüs? yolun - dan işgal glmiş Buna a hideti da yangından çıkan ailelere sığı - narak ölen ve dört dıvar arasına sığınmış ve orada yaşamıya muvaf fak olan müessesede milli kuvvet- lerin ilk jandarması konuklamış - L Bu vakalardan biri de İstanbul- da bulunan kuvayi işgaliye ile be- raber gelen ecnebi yardımı heyet- leri âzalarındaki yanlış ve menfi fikirleri, eri canlı ve maddi şekilde di Büsri i sesemizin tashih eylemiş bulunma- ET. a a —Cemiyeti oOkurmadan evvel münferit çalışmalarınız nasıl geç- ti? i — Dektor olmak arzusunu bes- lediğim zaman rahmetli anam be- ni bu mesleğe girmekten menet - mişti. Ben de mutlak doktor ol- kandırabilmiştim. Mektepten çık. tığım günden itibaren hem anama karşı verdiğim sözü tutmak, hem e pek fakir olan semtimde halkı pe ısındırmak için haftada g: müracaat eden hastaları büyük bir » | istek ve acıyışla kişisel bir duygu ile kendilerini sevindirmek iste - ye ve bu yüzden mesleğime isın- A iy » Eğe iğ a | ! ki müesseseniz ne gün | yetle yürüyen müe duyğu çok üstündür. Öz yüreğimde duyduğum ve sözle an- latamıyacağım çok tatlı bir duy - ur, © G 9. Birçok kimseler anlıyacaklar ve bilecekler ki, bir ideal peşinde ko- şanlar ve bunu başarabilmeğe öz yürekten çalışanlar büyüklerin ve ulusun takdirini kazanacaklardır, ey işte ben bir b Fatma dok- — Hangi sahada çalışmak ar - zusundasınız? * ukarıdan beri sorduğunuz susllere verdiğim cevaplar hiç iphesiz anlatmıştır ki, arzum, mesleğirı ve bilhassa soysal yar - dım alanında ve yıllardanberi bu- lunduğum belediye işleri için ça- lışmaktır. ıma kadar beni bilenlerin k ui yaşı bildikleri gibi hep halk için çalış- tim. İçimde halka hizmet için sön- mez bir aşk vardır. Ne yorgunlu- ğum ne yaşlılığım hâlâ bu işi sön- dürmedi, Ve sağ sağlam kaldıkça bu hiç sönmiyecektir. Siz gittikten sonra burada - olacaktır? — Bugüne kadar muvaffaki - sonra da ayni başarılık! cek ve hattâ daha ğerli eczacılarımızdan Bay Hay : eril eli eki

Bu sayıdan diğer sayfalar: