30 Mayıs 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 3

30 Mayıs 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa: 2 © KURUN ilâve 30 Mayıs 1935 Oturduğu masanın sağında bir meclis var, beş, altı kişi ka- dar, kadınlı, erkekli.. Hanımlardan birisi, galiba bir hanende, şişman boynuna bir ipek örtü sarmış (Vallahi sesim kısıldı) di- ye nazlanıp dururken yakası paçası dayak yemiş gibi perişan, kıvırcık saçları yüzüne, gözüne dökülmüş kalantor bir bey (Tür- kiye bülbülü! Lütfedin, kurbanmız, olayım) diye yalvararak kekeliyordu. Necdetin sol tarafında bir masada yakın dostları oturmuş- tu. Evvelâ Orhan yirmi beş yaşlarında bir çocuk, meşhur bir mu- harririn torunu, bestekâr, hanende, şair, iktisatçı serseri! Bu Orhan tam bir serseriydi. Dedesinin tavsiyesiyle dalıp çıkmadığı iş kalmamıştı. Kâh Universite talebesi. banka me muru, reji memuru olmuş, kâh komisyoncu yanında çalışmış, tezgâhtarlık, berberlik, aktörlük etmişti. Neticede ailesi bütün emeklerin boşa gittiğini görünce oğlanı kapıp salıvermişti. Şim- di o, gelişi güzel, başıboş yaşıyordu. — Zeki bir çocuktu, Fakat bu kısır zekâ hiçbir zaman meyva veremezdi. Sohbeti gayet hoş, sesi güzel, kendisi sevimli, yakı- şıklı idi. Orhanın yanında üç hanım vardı: Nesrin, teyzesi Ni- met Hanımefendi, bir de Kadıköyünde (Yeleli Kız) diye tanı- lan Bedriye Hanım...,,, Sonunu bugünkü “KURUN,, gazetesinde okuyabilirsiniz Yazan: Safiye Erol Bu satırları okuduktan sonra, derhal bugünkü “KURUN,, gazetesinden birer tane edininiz. Bu roman, sizi çok memnun edecektir. VAKIT Matbaası 30 Mayıs Perşembe 1935 Sayısı (1) Kuruştur. “KADIKÖYÜ,NÜN ROMANI! Bugün KURUN gazetesinde başladı Kadıköylüler! Bu gençlik romanı size tatlı saatler yaşata- cak, önünüze tanıdık veya tanıdığa yakın yüzler, bildiğiniz yol- lar, gördüğünüz manzaralar çıkaracak! İşte romanın ilk satırları: “En büyük sürprizler, en umulmadık zamanda olur. Kim derdi ki Necdet tesadüfen uğradığı papazın bahçesinde bu ka- dar oyalanacak. Fener burnunda güneşin kanlı batışını seyret- miş, ağır ağır Kadıköye dönmek üzereydi. Yollar çok kalabalıktı. Bu sıcak, parlak cuma Kadıköy halkını genç, ihtiyar, zengin, fakir dışarı fışkırtmıştı. Necdet”gezinti dönüşü Papazın bağı önüne gelince durak- ladı, düşündü.. Aklından gazetesi için yazılacak (Kadıköy me- sireleri) başlıklı bir makale silsilesi ve buna benzer müphem tasavvurlar geçti. İçeriye girdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: