23 Haziran 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

23 Haziran 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İBüYÜK DENİZ ROMANI | TefrikaNo: 142 Endülüste Kemal Reis | Kraliçe zabel, 0 gece rüyasında farüllisi kızl bir renge buyanmış gördü! Kraliçenin son rüyası..! Kraliçe İzabel, İspanyol ordu: sunun Garnataya girdiği günün akşamı garip bir rüya ear Kraliçenin rüyalarına ehemm: yet veren Ferdinand, bu ği da manasını anlamak istedi yaz bir 2” doğmuştu Büyük mahkeme papazların - dan biri kraliçenin rüyasını şu su: retle tabir etti: “Endülüs adl zi kat, bir müddet sı ve sayili ay rekli yüreği gir bir devletin idaresi altına 'nin rüyası Ferdinandın Rahipler Kraliçe canını sıkıyordü. Kral Ferdinand, Endülüs dev- letinin bir daha dirilmemesi için, bütün müslümanları imha etmek siyasetini en ip bir kurtuluş ordu. - tel yolü olarak görü; Krala bu ir gitmek için cesaret verenlerden, k kumandan Petro idi.. Don Petro (Garnata) ya gir * diği gündenberi bu siyaseti el al - tından tatbike başlamıştı. Kraliçenin rüyası yüzündün bir kat daha işkence görmeğe başlı - yan müslümanlar, etraftan düş - manın Garhatayâ girdiğini kibar alınca dağlara kaçışmağa mecbur olmuşlardı. Ferdinand, bayrağında ay ta- yi devletin (Türkiye) olduğu- ui biliyordu.. Ve gene biliyordu, ki Türk devleti n en kuvvetli donanmasına malikti.. biri.de bae.; Sahilde bekliyen Türk donan - masinm hâlâ çekilip gitmemesi de kralm iç sıkıntısı arttıran se - beplerden biriydi. Ferdinand, bir ay önce Kemal Reise gönderdiği bir ni Garnatayı işgal eder etmi an “Reisi buldurup Türklere dat «© ğini vadetmişti. Buna karşi” lık olarak da etm un kendi- Maine ÇİN istemişti i, Alfonsun Türkler elin- de — haberi kralın kulağını da ri yü Ferdinand, her ne pa olursa olsun, Türklerin pal sularından çe- kilmesini istiyordu. Bir zabit için Endülüsü tehlike-| di! ye Pa değil # inip iz Dre son- ra e (tazyik ve işkence si ve bir kat dalan ii A İspanyol ark nda an müslüman tutsaklar birer bi “ rer sülarölüyendn Bu tutsaklar arasında bulunan Endülüs asilzadelerinden bazılar" da — gösteriş olarak — rahipler mahkemesine veriliyor, orada sor- guya çekildikten sonra idam edi- Z Prenses Salina, iki gün bekle- dikten sonra, bir sabah arabasına binerek, ve yanına uşağını alarak geriler sai ne gitmiş Salina iki gece sıra ile rüyasın- da Emir Saidi görüyordu. Emit Sait ona rüyada bile: — Sen beni aldattın. Halbuki ben sözümde durdumi.. Seni mağa geldim Diye bağırmıştı Salina, gözlerini açtığı zamasi, ara ni e Metinin. sının önüne geçmi Rahip Mellâ yer yem bir papazdı.. B Bir Dil isleri l AZRA ER Kılavuz için dersler Acala verece — Teslim tesellüra | Fabrikayı dün devraldım. Fa. kat henüz alaca verece'sini bitir. medik. Lr Dolan - Tezvir Dolancı > Müzev Politikada dolan yedi ahlâk. sızların silâhı olabilir. Halkı politika ve dolancı elir. den kurtarmalıyız. vu Türlüç > Tuhafiye Böyle şeyler ancak türlüç ma “| Gaşalarında bulunabilir. : # Danak > Ucube Gazetelerde ii danakları nın resimlerini görmekten iğreni- E 3 Sai şim sima sözleriniz, içimde, bü - ği ia ilinti bıraktı. düğüm! ;, * Büyük ll nan bir tatsu btrak- mış olduğu tarihçe belgin midir? Ate kimsenin malına “ laküme Memi taşın ve 1 yıkılan bir la evlenmesine meydan vermek istemiyordu. Bunun için kralı bi- le kandırmıştı. Kara Rahip, krala Propan — Bunu düşünmek bile İspan: ye devletine uğursuzluk getirir.) Demişti. Kral da papazdan az müteassıp bir adam değil in bütün devlet dizinleri de bu yüzden papazların eline ver ezim esi iel sön günlerde ke: disini ine ziyaret eden (Kara Rahip) e — yapmak fikrindesin? rduğu zaman, rahip sa- dee pire darikasi ile ecvap vermiş: — Öldüreceğim! Ve kralın itirazına meydan ver memek için: — suretle imparatorluğun şerefini de korumuş (olacağım, haşmetmeap! Diyerek, Ferdinandın gururunu okşamayı da unutmamıştı. Rahip Mellâ önünü ardını gö- ren, 'uzaği düşünen şeytan bir a- damdı.. Salinayı ikna edecek ve önü başka yollara başvurmaktan menedecek engelleri önceden ha- zırlamıştı. (Kara Rahip) mahkeme salo- nunun liye kia önünde oturur- ken prensesin arabasını uzakta” gördü.. Ve nöbetçilere seslendi: — Salina geliyor.. Onu peni Saidin yattığı yere götürünüz... TE seyi hayretle papazın yü- Bip Br çatarak bağır Şaşkın şaşkın yüzüme ne mii ir prehbesi Emir Saidin yanma g in diyorum! ar Kası var) GE iel sl rl Matbaamıza gelen eserlerden: ———— Tıp Daye Sekizinci yılın altı leğe ait olgi kimelere ve hekimlik siye ederiz. un Yanılamla ii He talebesine tav dı Aren mealen lakonik ve kesindi: Dostum yazarlardandır; bir kusuru, doğurgan olmamasıdır. A delirdi ki Tarı hıh ru barımak, ve bütün örenleri o- narmak başlıca medeniyet ödevi. Kuraklık böyle Eee) Ma luda yeysi Buhrant olmasından korkulur. ti göretci'lerden usandı - ğını söyledi. Bu-misallerde geçen yeni keli - vg karş. Ke Tutsu > Vasi Elkomak — Va yedi etmek zsöz “ Lakonik — Veci eciz Doğurgan — ği Yıkı > Harab 5-3-8 5—3:22 Kılavuz e göyle söyliyecek: 5 arta 3 eşit e 5 ekse 3 eşit 2. Kılavuz dersleri burada bitmiş- nü Bu derslerde kılavuzda bulu: an bütün reyi kullanılmış değildir: Fakat geriye kalanlar, bunları birlikte saptanması ( İâzimgelen veriblerdir. So | 1 el “7 isteriz: İyi ve öz türkçe yazmak İ- çin osmanlıca Di aramaktan ne kadar imkânlı ise o kadar ça- b rtulunuz. Kök bellemeğe çalışınız. Kökler bellendikten sor. ra, kelimeler kolay anlaşılır. Gere- kirse yeniden de yapılır. Kılavuzdan büyük lügate g€ç- Bu le içimde, çözülmez bir ud & UKUm'un Koman, 5 — KURUN 23 HAZIRAN 1935 sam AYY 2 an: A. ismet Ulukut Bai MS olduğum halde, şimdi öyle lezzetle yiyorum ki... — Ya doktor, bilseniz ne kadar | yüksek bir varlıktır. Benimle be- raber bu kadar kimsesizin kendi- sine hayat borcu vardır. İlm, zavallıları körumak için miş bir melek olduğuna Eeee a benim buna inanm mkânı var mı? Bir kere a nl, zengin ve mes'ut bir yaşama- hin zevkini duyacağım sirada, o saadeti kuran, beni ileride geğin- run içinde eritecektii timi ai , ne de hal kkım v: Cemil Dn sözleri apne din - liyordu. Binnaz, hastalığından kurtulacağına Oo İsi inatimış ki, hastaneden ei bir geçin « me yolu bulacağını düşünüyor. Bugün t yalin yerebilenekina ka - naat getirdiği hai yarın, kay bettiği Dİ hasreti i filrini ie mirmiyecek mi? Bu kadar ii bir bilmiyorsa da, Binnaz'a küçük bir im (işaret) yapmak lâzımgelmez mi? Buna kendi kendine karar ve- rel emezdi, Bir defa da doktorla gö- eli; iydi, Bu Girdi gelen bir hemşire po- lis müdürüne: . — Doktor esi bezi için teş - mii rica ediy: me a va ilâve — — Şimdi gene e gelecekler. Doktor polis müdürünü lâbo « ratuvara benzeyen bir odada bek- liyordu. Geldiğini görünce dedi k ki: . — Affınızı dilerim; bence değil, sizin için lüzumlu görülen bir id - ar muayenesi (yapmak istedim. Lütfen şu tüpü almiz, bu parava - naniın arkasına geçiniz. Polis müdürü, paravananın -| kasından çıkarak tüpü edin ve- rirken: — Daha iki gün önce tahlil yap- tırdım; raporu vereyim, dedi. — Şimdilik sizde kalsin, neti - ceyi bildirdiğim zaman ü — Beni bu sırada nl iyi bir firsat oldu, Binnazla konu- şuyordum, o iyileşeceğine © - dar inandı ki (artık hastaneden çıktıktan sonra geçinme yollarını da düşünmeğe başladı. Diyerek kızın söylediklerini an- Itı. Doktor, o alaycı gülümsemesi 5.) ile cevap verdi: — Ya, öyle mi? Pek güzel; bun- rin bir iki yıl elbirliğiyle çalışma. ları, elde bulunanları işlemeleri muhtaç olduklarımızı rel bulmaları veya yaratmalrra lâzım:-| dır. — ULUS — lari Pe hissettirmeden bir çaresini buluru: e gibi — Hele bir ya ği akşam ”İ yemeğinde konu: M2 Binnaz bekliyor. e Gi onun sorgulu A görünce dedi ki: — Küçük bir muayene için ça- | ğırmış. Çaylarını Ki Poliş müdürü ç orada aldılar, yı pek nefis bul- g- ş iç hiçbir iş böyle en alı - ek cl, bunu he bas | Y — Doktorun her şeyi ğe sal ikkat yemeklere mit Ben ötedenberi rig rs halde, iki gündür, öyle bir lezzetle yiyorüm ki (o sıkılmasam daha birer kap istiyeceğim. oktorumuzun mehareti de İştahınızı yerine nun | getirmekle pek yakmda toplama- m, be nim Pl da bir mii si de kökünden kazıyabilecek mi eği İmıyormuş. Sizi o yn etmiş olunca... — İşte emi için inanıyorum. Çay bittikten sonra, Binnaz ye- rinden kalkarak: Keshakanaze miislimi mi? Diye sordu. 5 Hay hay; gidelim. Binnaz çok neşeliydi, o biraz gibi, biraz ileriye çekilmiş duru- yordu. Binnaz bunu Cemil'e ver - di: — Bakmız, dedi. — Sahi, babanızın kitabı! Pek istifadeli bir izer (eser) olacak; “Telkin binefsihi” gerçekten ö » nemli, ği Binnaz beş on yaprak açtı; dün endisini kuruntudan kur- taran eyi gösterdi. Cemil bunu esle okudu. nra dedi — Baban, bugünleri daha o za- man bilmiş gibi, sana öğüt ve: mek için bunları yazmış diyebili. rim. Sen de mu değerli sözleri tutmalısın. u olur muyum? Bana Bl Ker alimi yapan bunlar değil miy en artık hasta de - ilim; yüzüme e gözlerime bakın; bende hastalıktan bir iz görebilir misiniz? — Hiçbir şeyin yok. Hattâ bir hafta içinde büsbütün toplıyaca - ğma da inanmalısın. — Yani sizinle beraber hasta - iyorum. — Artık zayıflığım (geçtikten sonra... — Öyle de olsa doktor, seni ko- lay kolay bırakmaz sanı! — Mm Vücudünün tamamiyle kuv- vetlenmesini bekliye cek. (Arkası var) al dl Dak kilin i idm mii

Bu sayıdan diğer sayfalar: