23 Haziran 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

23 Haziran 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PİERRE. BENOİT DEVLER KALDIRIMI Türkçeye çeviren : Halit Fahri 30 sahife « 75 kuruş « Yeni çıktı Çocuklara en değerli armağan Kuruş Coğrafyada ilk adım- Falk Sabri Duran... 90 Tarih öğreniyorum * Ahmet Refik,. 30 Coğrafya kıraatleri * Falk Sabri Duran. 50 | j N t © “Aşağı derecede bırakmaya imkân k., — kadar, anlaşma ve andlaşmalarla Bol resimli, renkli kapaklı AKŞAM NEŞRİYATI — Sene 17 — No, 5990 — Fiatı her yerde 5 kuruş AKŞAM| AKŞAM NEŞRIYATI E Beklönei karar Dünyada, şimdiye kadar ben- zeri görülmemiş bir bal oldu: 1932 yılından beri Cenevrede top- lanan, birçok lâf, yazı, kâğıd, pa- Fa ve zaman harcanmasına sebep olan silâhsızlanma konferansın- dan en korkunç silâh yarışı çıktı. Üç yıl önce, silâhlanmanın bu- günkü derecesini milletler için felâket diye gösteren politikacıla- rın söylevlerindeki parlak ve gü- zel kelimeler, bugün yeniden o- kunsa insana kimbilir nekadar gülünç gelir... İK Birkaç yıl önce silâhları daha Sardı, eğer, dünya egemenliği sey- gisini bırakamayan bazı devletler, kendi silâhlarına hiç odokunma- dan başkalarını daha zayıf bırak- maya uğraşmasalardı... Bugün için artık silâhları azalt maktan bahsedenlerin aklından şüphe ediliyor. Milletler için eri- şilmesi güç, çok uzak bahtiyarlık, ancak silâhların olduğu yerde dur-| durulması, yarışın önü alınması dır. Fakat, dediğimiz gibi, bu bi- le hayal olmaktadır. Yarış başlamıştır, ve alabildi- ğine gidecektir. Milletler için ne talihsizliktir ki, silâhlanma heve- si arttıkça silâh fenni ilerliyor. Fen ileri gittikçe silâhlar pahalı. laşıyor. Milletlerin tutuştukları yarış, deniz ve hava silâhı gibi, satın alınması milyonlara bağlı, İngiliz tebaası Habeşistandan çıkıyor Tebaayı nakledecek olan tayyareler Mısırda bekliyor Habeş kralının müşaviri İsveç generalı Virjin Londra 22 (Hususi) — News Chronicle gazetesine göre Ha- beşistanda otüran İngiliz tebaa- sının süratle başka yerlere nakle- PAZAR — 23 - Haziran 1935 Boğaz halkı şir- keti hayriyeden davacı Dava lâyihası bugünlerde mahkemeye verilecek - Şirketihayriyenin Anadolu ya- kası vapur ücretlerini indirme- mesi yüzünden Anadoluhisarı ve Kandilli halkının sabah akşam sandallarla Bebeğe geçmekte bü- lunduklarını yazmıştık, Haber aldığımıza göze burada öturan halk, Bebekten Köprüye kadâr gidip gelme ikinci mevki için on, birinci mevki için on beş kuruş olduğu halde Bebeğin kar- $ısı- olan Kandilli için 25,5 ve 32,5 kuruş alınmasını Şirketihay- riyenin bildiği gibi hareket et- mesine atfediyorlar, Halk, o Şirketihayriyenin © bir «hizmeti umumiye» müessesesi ol- duğundan istediği gibi hareket edemiyeceğini, halkı ucuz, rahat ve kolay vesaitle nakletmek şar- tile kendisine bu imtiyazın ve- rildiğini ileri sürerek sosyete aley- hine dava açmağa teşebbüs et- mişlerdir. Bu davanın takibini şehrimizin bazı maruf avukatları üzerlerine alacaklardır, Dava lâ- yihasının bugünlerde hazirlana- rak-mahkemeye. verileceği: bek. | leniyor. * e Telefon: 24240 (İdare) » 24249 (Tahrir) » 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Çekoslovakya sefirinin reisicamhura İtimatnamesini vermesi töreninden iki görüş Yunanistanda cumhuriyet savaşı Cumhuriyetciler, Kondi- lise hücum ediyorlar ye her yıl eskiyen, her yıl daha | dilmeleri için hazırlıklara bap Atatürkün “beyanatı ——— — iyisi yapılan ve modası geçi iş N iii e 0 mini ge, ali tp benle, | A basil ba ayar | münasebetle Patris: “Cumhuriyeti korumak için rı almak için gene milyonlar ve | Habeşistanda bulunan İngiliz ve Şehrimizde — çıkan fransızca düşmanlarımıza el uzatacağız “ diyor milyonlar isteyen silâhlardır. İn- sanlık bu buhran devrinde, ölüm araçlarını çoğaltmak için böyle yıpratıcı, batırıcı, halk kütleleri- nin üstündeki ağır yükleri arttı rıci bir deliliğe düşmüştür. Tarih, silerde, dünyanın bu asırdaki ha- lini başka türlü anlatmayacaktır. diğer ecnebi devletler tebaalarını, vakti geldiği zaman emin yerle- re nakletmek için Mısırda bekli. yorlar. (Devamı dördüncü sahifede) Dağcılık Klübünde BÜYÜK TENİS TURNUVASI İstanbul (gazetesinde Pierre le Goff, bir başyazıda Atatürkün be- yanatını tahlil ederek diyor ki: «Dünyayı saran ve her şeyi ba- tırmak tehlikesinde bulunan kar- gaşalık ve harp sinir illeti ortasın- da, bir ses yükseldi ve hastalığı şiddetle ifşa ederek tedavi çare- Atina 22 (Akşam) — Şimdiye kadar çok koyu bir cumuriyetçi sanılan harbiye bakanı general Kondilisin gazetecilerle görüşür- ken : 3 — Ben şahsan Yunanistanda krallığın iadesi için reyiâmda bü- Eğer krallık bunu sağlayabilir- 46 (temin) Yunanistanı kurtara- caktır “demesi, burada eski cumu- riyetçi partilerde dehşetli bir kızgınlık uyandırmıştır, Bütün cumuriyetçi gazeteler, Kondilise şiddetle hücum ediyor- © Atatürk, bir Amerikalı gazete- AKŞAM kupası sini gösterdi: Bu ses Atatürkün | yük bir ekseriyet temin edilme- | lar. Ezcümle. Venizelist Patris ciye söylediği o kısa ve kuvvetli il va lk sösidir... sini dilerim. Zira cumuriyet reji. | gazetesi, yazdığı şiddetli bir sözlerde, devrin bu delice gidişi- Harpi i hiç bir millet mür. | mi; Yunanistanda normal bir | makaledediyorki: ni ve her an içinde yaşadığımız bir tenis turnuvası tertib ef- a aya hayat sağlamamıştır. (Devamı dördüncü sahifede) tehlikeyi ne güzel anlatmıştı. Bu | sözler, «doğruyu gören, iyiyi ara- yan, ve güzel yolu gösteren, az bu- lunur insanların sözün diye tari- he geçecektir, Kabahat kimin olursa olsun, bunu arayacak biz değiliz. İnsanlı-| * ğın yürek sızlatan hali üstüne e ğilerek, sarsılma çatırdıları aras sında acıma felsefesile vakit ge- çirenler, bir gün devrilecek olan | bu köhne kurağın yıkıntıları al tında kalırlar, © Onun için bizim de hazırlanma- mız lâzımdır ve hazırlanıyoruz. Sulhü, en son imkân derecesine korumaya çalışan Türkiye, neres den ve ne vakit geleceği belli ol mayan bir tehlike karşısında elle. ri kolları bağlı duracak değildir. i Neye mal olursa olsun, yurdun | müdafaası -sadece müdafaası için | © he İâzımsa yapmak zoru altında. | dır © Bu düşünce iledir ki, Devletin Yüksek Müdafaa Meclisinin üç Yıllık bir hava plânı hazırlaması- hi tam yerinde ve zamanında bir karar olarak ferahlıkla okuduk al Sin ancak miştir. Bu turnuva, Taksim bahçesinde Dağcılık klübünün kortlarında yapılacaktır. Tarihi: 6-7-13-14 temmuz günleridir. Tafsilâtı # öncü sahifemizde lütfen okuyunuz. DÜŞÜNCELER Korkak bir adam değilim gibi geliyor bana, Ancak, en korkusuzlarm bile korktukları bir şey Vardır sanırım. En korkusuzların böyle bir nesneleri olunca, benim de vardır elbet de. Ben, bir yazı çatısmasında bana sal. | dırıldığı vakit, söylemediğim, düşünme- | diğim sözleri, düşünceleri | söylemişim, düşünmüşüm gibi benim üstüme yıkarak çatılmaktan çekinirim. Çünkü, bir yazı- ayla çatışırken o bu silâhı kullandı mi | bir, karşılık vermenin yolu kalmaz. | «Canim sen benim için şöyle düşünür, | şunu demek ister diyorsun, oysa ki be- nim düşüncem bu değildir.» diye yaz sam, «Vay şimdi korktu tükürdüğünü yalıyor» diye ayak direr. Bunu böyle demeyip çâtışmakta yü- rüyüp gitsen, o'sana cevap vermez, ken di eliyle senin payına kurduğu yapıyı | taslayıp durur, Sen o yapının içinde de- o kendince seni kolayca yal BİR TAKTİKA şidi, hiç bir devlet adamı vaziyeti bu kadar açık görememiş, ve sulh lehine bu kadar sarih, bu derece kuvvetli, ve kısalığı içinde cevher, hakikat ve akıl dolu bir lisan kul- lanmamıştı. Şan ve şerefle dolu bir asker ağzından konuşan, hari- kulâde bir sulh mücahididir, okuyucuları seni o sırça köşkün içinde görürler, Gel de işin içinden çık bakalım. Ya- lann kuvveti büyüktür. Yalanın bu çe- şidi, korkunç bir şey olur. Ben yazı kavgalarımda bu soydan taküka kulla- nanlara sik sık raslamışım ve anlamışım ki, küçük adamların baş vurdukları bu silâhı parçalamak için bir tek yol varı, Abstre doğruluk, abstre hak denilen şe- yin gülünçlüğünü anlamak, yeri gelirse, karşındakinin kullandığı bütün silâhları, ellerim kirlenir, kirlenmez diye bir güç- süz santimantalizme düşmeden kullan- mek ve saldırmak. Bunu yapamıyacak- san yazıcılar alanında pehlivanlığa kal. kışma, çünkü bu güreşte düzenine uy- gün mu yendi seni, yokta kancıklıkla mı devirdi? Gerçekten sırtın yere gel- di mi gelemedi mi? diye bakmazlar; | en çok cakalı peşrev yapana, gürültü ko- parana hak verirler

Bu sayıdan diğer sayfalar: