16 Mayıs 1936 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7

16 Mayıs 1936 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— EU 5-13 — KURUNun İLAVESİ 4 Sağlık konuşmaları > Kan almak ve aldırmak Doktor direktifi olmadan kan almak ve a fenadır Ülkemizde sağlığa aykırı ola- rak kökleşmiş bulunan bir a varsa o da doktor direktif ver- meden yapılan kan alma ve aldır- madır, Bu kötü itiyatlar şöylece | yerleşivermiştir: Her hangi birisinin başı a mış, kan'alınarak geçivermiştir. İhtimal ki o başı ağrıyan hasta nın tansiyon | seleriyelinin. yüksek- Bu iş gittikçe ilerlemiş, pa ayağı ve her — h gi bir yeri er şahıs, ağrı rinden kan aldırarak ağrı yı teskine uğraşmış, bu, tesadüf kabilinden bir kısmına i iyi gelmiş, İşte yüzden kan Sm halk lk girmiştir. Halk tababetinde ulu orta kan alma işi iki türlü yapılır: ura, biçak ve her han- gi kesici bir aletle kan almadır.. Ulu orta bu işleri görenler, sağlı ğimne demek ol- dağa bilmediklerinden, kullan- dıkları her hangi bir aletin de ne sekilde temizleneceğini bileme- Hillerinden kaş yapayım derken armak kabilinden bu kirli Ik önce akla ge- len (tetanoz) yani “kazıklı hum- girişmesi lâzım gelen bir hastalık varsa o da frengidir. Çünkü: Frengi insanı deli yap- tığı kadar kör de yapar, işilmez bir hale de kor, burnunu da dü- çok muzizdir. zamanlarda bile verilmekte olduğu esefle görül- mektedir. Kan almanın ll bu kadarla kalmaz. Lüzumsuz yere kan azaltmak bazı kan hastalık- larına meydan verir Uzvi muka- vemeti azalttığı gibi vücudu bir n ko- n elâstikiyetini kaybeder, kırmızı kürecikler aza lır, beyaz kürecikler çoğalır, luse- mi denilen kan hastalığı yapar ve şahsı ölüme sürükler. Daha say- makla bitmiyen bir sürü fenalık- ları vardır. halde, bir doktor tarafın- torluk taslıyanlar,, öğüdünd yazıldığı gibi, Sağlık Bakanlığı, sağlık kanunları ve işyarları ile var kuvvetile kovalamakta ise - ru öğütlerimize göre yurttaş! a bu işe ie vererek temiz. de hâlâ görülmekte olan sağlığa son verilmesine yardım etmeleri- nin ulusal bir borç olduğunu unut- mamalarını candan tekrarlarız. KURUN HEKİMİ ma,. virüsüdür, Kazıklı humma âmili marazisi kendisine müsait meydan bulunca o şahsın e. 1vra- narak çok şiddetli can acıları çek- *mesini ve neticede ölmesini intaç eder. Böyle can yakıcı neticeler ve- ren bu hastalık hakkında ve bun- dan nasıl korunmak lâzım geldiği- talıklar aşılandığı gibi böyle asep- tik aletlerle yapılan zl bazı na li; geç bazan ngreni uğu, ve o solid icabına ei) TO ile kol ve bacaksız kal- dığı da vakidir, 2 — Sülükle kan almaktır. Bunun da pek çok kötülükleri vardır. bir çok hastalıklar aşılanır. arada frengi ve verem en fazlagö- ze çarpan beliyelerdendir, Bunları da düşünmek ve bir çok acılıklarmı da göz önüne erektir. böyle nesilden nesile sü vii ei natma, LD edi ündekeğei ğe ini Moskova Şark Kültürü Müzesi Moskovadan bildirildiğine gö- re, orada Şark Kültürü Devlet Mü- zesinde İ esim bir seri yeni sergiler açılmıştır. Orta A z eserlerine ait bulun: Orta Asyada sanatın bakan tarihine müteallik olarak lir e e- üncü yü » Sergi- if şark ev tezyinatı parçaları da teşhir edilmektedir. Müzeni kısmında ise Özbekistan, Tür“- menistan, Azerbaycan ve şimali .Kafkasya işçilerinin eserleri var- nin Sovyetler şarkına ait şi Benim tecrübelerime göre, ta- rih tedrisatı üç şekilde devam e dip gitmeketdir. Üç şekilde de muallimin faal, talebenin dinle- yici olmak esası büyük bir rol oy- nar, çocuklar ya hocanm takriri- ni yazarlar, yahut dinlerler. Ve hatırlarında İalaba hiç bir şey ilâve etmeksizin gene öğretmen- lerine verirler, Talebede büyük bir heyecan doğuran takriri, so- nuna ri sınıfta en ufak bir kir mirldanış, alakam di muvaffakiyetle bitmiş, başarılmış telâkki edilir, Bir kısım öğretmen- lerin yaratılış itibarile heyecanlı masal anlatmağa kapasiteleri yoktur: Sesleri hareketleri müsait değildir. ca Oturduk- ları iskemleden kürsüye ağ irk ik da tale. nin gürültü etmemesi için, ara- ii sırada aile çocukların üzerindi erek, dersin e- saslı hatlarını anlatırlar. Geri ka- lan kısmını talebenin kitapların- dan hülâsa yaparak, gelecek der- se hazırlanmalarını ileri sürmek suretile smıfı terkederler. Tarihte takip edilen tedris usullerinin ü- çüncüsü eski ve köhnemiş bir hal- dedir. Bu usul e ak dev- ini 1 Arigatmd ihral noktayı teşkil ederdi. Hoca kitap- tan bir kaç sayıfa hapi muay- yen. günde, softaların .kelime an- lamaksızın Mn emre- derdi esi derste müstakbel &- limler kitap cümlelerini müder- rislere tekrar ederlerdi. İmpara- torluğun sonuna doğ tedri- sat, Avrupadan gelen, Batı kültü- rünü hakkile benimsiyen, geni tarafından sarsılmıştı. ar trk balmumu ders şeklini yeri tedrisatmda takip eden hiç bir muallim kalmamıstır. Gösterilen usullerde en büyük mahzur mu allimin faal, heyecanlı, olmasına mukabil, talebenin bütün heveca- nını faaliyetini nihayet yaratıcı kabiliyetlerini kaybetmesidir. Genç ler sınıf geçmek için zorla ezber. lerler, Bütün tarih kitaplarmı baş tan sonuna kadar bir cok kereler gözden ei. Bütün hüs nü niyetlerine rağmen ertesi sene e kar. sısında “dürü rlar umumi MP le hi mesgul olmazlar Devirlerin akışddan doğan ye- ni sosyolojik vakralara tamamen vabancrdırlar. Baskasınm bilgisini i başkasınm sözlerini tekrarlıyan Yi geneler bilgiyi kendilerine mal etmemişlerdir. Yalnız bir bi mihaniki r gramofon plâğı gi- şekilde aldıklarını memişlerdir.. Muallim: etiği bisi tamamen ölmüştür. inden eser kalmamış- risatin Mehtepçili. bahisleri Orta okul ve liselerde Tarih okuima şeklini değiştirmek lâzimdir İlk yılların heyecanına, enerjisi- ne mukabil bir kaç sene sonunda yorgunluk ileirieri kendilerini göstermektedir. Sınıfta eski ener- ebe sev; my siye hislerine ter- keti ie ugünün terbiye anlayışları ta- lebe faaliyetine en önde yer veri- or. Öğretmenin — rolü talebede mevcut kapasiteleri (kabiliyetleri) bir metod dahilinde uyandırmak, inkişaf ettirmektir. Herhalde mü- rebbinin bilgiyi öğretmesinden “sai talebenin inkişafını hazır. lıyacak muhiti yaratmak, herşey» den evvel e n doğru z Orhon âbidelerinden, Çinlilerin bu memleket hakkmda söylediği sözlerden bahsetti. Bu heyecanlı anlatılışm sonunda, talebeye bü- tün bu Kk nereden öğrendi- ğini so) DEĞ yocuk hiç yeriz di. ii m ama... . Kitap mere öğreniyor Ae sorunca. Önü baktı, Kızardr. Bütün söyledikleri ile partiyi mini kanaat getirmişti. Müdahalem bu süslü kanaatini bozmuş berbat etmişti. endi kendime uzun uzun bu me. sele üzerinde düşündüm.. Biz ço- cuklara mütemadiyen bir şeyler öğretmeğe çalışıyoruz.. Acaba bu öğreniş alanmda takip ettiğimiz usul yeni nesilde muhtaç olduğu- muz yaratmayı, MK ken dine mal etmeyi, kullanmayı hü- lâsa tarih şahsiyetini vücuda ge tirecek bir kabiliyette midir?.. Daha deruni şüphemin başlangı- cında aczimi hissetmeğe başlıyor. dum.. İnkılâbın le getirdiği tarihi eserler eski ta anlayışı- mıza başka bir cephe a Yeni rejim, yeni tez, muhakkak yeni metor, yeni zi anla- yış ve bilgileri kullanış metodunu herhalde takip etmek (o zarureti vardır. Tarih derslerinde ilk ola- rak aşılanması icap eden nokta tarihin masal tamamile ayrı olduğunu aydmlatacak izahattır.. Talebe herşeyden önce tarihin — bu ay- esasi vesikaya taallük baz anlıya- caktır. İlk mektepte işe vesika ile tazam bir şema en za indey kısmını ira muz yerler ena tekrarlıyaca dahilinde nâzrm rolünü. oyn eri Ortaya attığımız mesel er karşısında talebe mütemat Bir Yün heyetin ili bir prensibi münakaşa eder duyulan heyecan mu m sını yaratacaktır. Bu yaratıcılık müj | imin yorumlar idi nani şarttır. Metodumuzda ilk şart ol dahilinde söylemiş, canlı ve bir; da yorulmuş olacaktır. Takip ettiğimiz metodda imkân bulamadıkları suallerd tık öğretmen müdahale ed tir. Daima tekrar etmek isterim k muallimin müdahalesi muha bir ihtiyacı sonuna kadar malıdır, Bu şekilde daimi ven, bağ yi ac, söyliyen, düdinen, talebeyi mıyacağım teri belki 'de biraz garip gö- ir. İlk mektep talebesi tarihci ik değildir.. 2 ei İtiraz- -d mey e Bi reddütsüz dır. Bunların arasında bilhassa Azerbaycan köylü kadınlarının yazma ve işlemeleri nazarı dikka- ti çekmektedir. 1936 ay ve içinde Moskova Şark Kül! üzesine yeni kı sımlar ve ar ilâve olunacak- tır. Bu yeni salonlar 16 ıncı yüz yıldan 19 uncuya kadar Türk sa- kadar İran sanatma, 16 a yüz yıldan 19 uncuya kadar Hind sa- natına, İ3 üncü yüz e 15 in- ciye kadar İspanya Arapları sana- tına, 1 inci yüz yıldan 20 inciye kadar Çin sanatına ve 11 inci yüz yıldan 20 inciye kadar Japon sa- natına ait olacak ve çok kıymetli 12 yüz yıldan 20 inciye ve pek nadi: eserleri i! iva ede- cekti * aikaüsin 18 #vira$ Ül mi; Yl e ba his üzerinde d o gece mun-) di isterim Ki şimdiye kadar öl yalnız e- limizdeki kitabı, esas telâkki ede- rek tarih bahislerini olduğu gibi kuru olarak okutmak ile hiç bir neticeye vasıl olamıyacağız.. Yal- nız bugünkü yetişenlerde olduğu gibi bazı tarihçileri, bazı isimleri, gençler mücerret olarak kekeleyip miz 0 ki şeklini tamamile muhafazi decektir. Okulda kurulacak t kütüphanesine a ait bert i lü ei girmesine lü tur. Çocuklarm istifade ede (Tüif,

Bu sayıdan diğer sayfalar: