2 Mayıs 1938 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7

2 Mayıs 1938 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir günlük büyük hikâye Hayaletler ad a 5 SMAİL Rakim efen i dükkânı, pek göze çarpacak $8 - ilmi 'akat a Nİ müşterilerle meşgul 0- Juyaı Tet semi ayında bi efendi yeni aldığı bir in 2 klan nu karıştırıyordu. Derken gözleri ladı. Ö, tepeleme para yığını içerisinden bir tanesini çıkardı elinin ayasma koy- du. Uzun uzun baktı. Parmaklariyle o - Zuşturdu. Yere vurdu, Tekrar a tek- rar baktı. Tamam!... Aradığını bulmuş- çi küçük bir gümüş para idi. Ezilmiş, yaman ME kadar incelmişti. Talat kim efendi memnundu. Eline pertavsızmı da alarak parayı üzün boylu takan üz e gittikçe artıyor- u. Çök eski bir ! Eşi bulunmıyan, İZMi y hazır. ladığıı işiterek yala” bölmeli attı ve öl girdi, . GERİYE girinci ©, Süleyman oldu- I ğu yerden doğrüldü. Ona KE baktı, Sonra kibrit kutusuna uzan. erken oluyor, İR mi beyefendi? dedi. Baksanıza, ortalık eni konu kararmış, İsmail vi ğa kadar erin Zed uzattı, i uzat gim. Men şu ocağı yaptırdığımıza öy- le memnunum ki... Insan ateşi görünce, başka tür! İn ısmıyor, Sul layan, eteniisinin. gözü, dinliye- ko; ğ zanmış çilerine bakarak korku Hk bie — Aman, beyefendi! . Ellerinize ne yaptınız. Kan içinde! — Elle; mi? h 1 Ismail Rakim efendi ateşe daha ziya- de yaklaştı. Avuçlarınm içerisine b: Sonra, hizmetcisine dönerek: — Eh, Süle 1, dedi. Eğer içkiye düşkün bir adam: ol ig sarh a luğu: hükmederdim. Fakat nasıl oldu'da'bu sai lde 3 Benim © ellerim, senin dar temiz. ninkinden tini deni ee, bü sırada hizmet- gisinin tozlu ellerini görerek biraz da lâtife yollu devam etti) hem ben sana kaç defa söyledim? Benim çayımı ye- meğimi rladığın sıralarda daima el- lerini adamakıllı yıka, diye! Süleyman, efendisinin bu azarmı işit- memezlikten geldi. Onun ellerini : 5 5 mia niz, elini Sy yaz saçları arasında dolaş tıraral — Tuh af şeydir, dedi. Ellerinizi ateşe uzattığmız saman, bir yerinizi akla fa- lan kesmiş o Kan içinde pi eni konu ai başladın man,, Fakat bu sözleri Takim meme. Sep üley- söylerken, Ismi: vücudünden hafif # tal Rakim efendi çayını ve yili ekmeklerini sessizce *eti. Dükküna yeni gelmiş olan pa- ra kolleksiyonunu kutusu içinden çıka » Tip da tetkik etmeğe başladığı zaman - Nakleden: Hikmet Münir dani Amazon izli bir sıkıntı almış gi- bir sıkıntı idi bulBir ralardan bir mikrop öyle elden düşme seriya hastalık mikropları barınmış bu- lunabi li, Onun için yatmadan önce o asprin almağı daha şimdiden aklma . 'akat akşam ile#ledikçe, sıkıntısı da- ha rr am Bu sıkıntıya ehem: miyet vermek belki de gülünç bir ve- t bu merhametsiz vehim içeri sini almış yürümüştü. Ne yapmıştı acâ- ba? Men korkuyordu? Başmı, it- onra hiddetle, inerek: emmi olduğunu ei ünl kâ- fi ge Elli iel kan içind leymiş! a e Kahretsin seni ihtiyar hortlak e ail Rakim efendi, artık ğa Mİ Gk ve kendisini biral yakalamağa etmiş olan ri birikir Km istiyormuş gibi silkine kim efendi o gece Sidi nl Lag eden bir çift gözden kurtulmak için karanlıkta köşuyordu. A- yakları kan içinde 1. Vücudü ter- den sırsıklamdı. Nefesi tıkanmıstı, bu - la beraber, hâlâ kalka ak- göz onu her yerde daima İp ediyor - du. Bir izi kendisinin şöyle bağırdığmı farketti — Bönim günahım yok. ve sadece vasıta oldum. Beni e Beni affet!. Allahım bana merhamet et,. Beni af- e İs erey& Kn 0 bir vi göz pe- sy “Oi k isi Lu. an için- de ml emenni edi - iş a bitkin ve sersem bir halde siyah bir ağaç dibini buldu; parmakları- te nihayet burada kurtulacaktı! A- dan biri alçakça ve sağ ğacı larını ğ lamdı. Ağaca ipten bir ilmek attı. Ipin diğer ucunu boynuna geçirdi. il efendi rüyasında böyle hareket e- derken, hakikat! , ki lasının ya- nındaki perdenin kordonunu bo; my rdu, Ve ay, bütün soğuk ışığı ile yüzüne vuruyordu. RTESİ sabah ei Süleyma - nın sesiyle uy: — Kahvaltmız dail tesi, diyor- du. Ismail Rakim saati sordu. efen: — Dokuz Dokuz ırmağı man Sal meyi vi saat fazla uyuma! le kâr — Ağaç ne eş seylap ben dün gece yatmadım ki... Saat on bir ol- UZ yanmak odada yatıyorum. Sizin saat dörde kadar m yi işittim. Yine malıyı ismail Raki senli han takımı- ni hizmetçiye iade e endi ken- de göy AN a: — Bu gerçekten hududu aşma- görü - a an evvel dıktan sonra, İs - im efendi kalktı, pencereden ml baktı.. Hava iyiceydi. Giyinmeğe başladı. belki KE dolaştı; tekrar dükkâna döndü aman Süleyman dükkânm een. ; ii Mâtife yollu: »— Sabah gezintimi kıskânıyor mu - sun? dedi. Ihtiyar hizmetçi c6vap'vermedi; Fakat Ismail Rakim elendi içeri girerken'0 » nun kolundan tuttu, ri ediniz, dedi. HEDE içeri girmeyiniz -— Neden Süleyman? re oldu. yergi bir beğen e kadar a korku -ile etrafa baktıktam tarak: leyman sonra, sesini alçal edim ama, işittim lar dedi, ai işittim. Şimdi de Ismı akim efendi ile e e iğdi. aşinı li Artık bu derecesine tahammül Sen Süleymanı atmak lâzımdı. F: ileyman konuş- makta devam akra -— Bütün bunl: sebebi, gümüş paradır beyefendi. Dün-sizin yeni kol - leksiyon« çıkardığmız para. Bunu bir hakikat gibi. hissediyorum, beyefendi! Neler . söylüyorsun « Süleyman! se nl. öö malamıyorum a O gü- müş ei bir cimri hi meme en mi-çıktı nedir? Dün size söyl diklerimi de hatırlıyorsunuz değil sa TA Siz buradan gittiktenberi mütemadiy: “0, mun, o-paraları Say olduğunu issediyorum. Şıkır, , gıkır... Mül6- madiyen saian Bu sırada dükkânın para kolleksiyon- larmın ei duğu daireye doğru ilerle- ei Süleyman yeniden durdu. Me- an bir ses işitiyormuş gibi heyecan- şte! dedi. v Rin sayıyorlar. Siz d de işitiyor sahiden, imi hafif hafif şıkır - Mir geliyordu. Bir insanm para sayma- andıran şıkırtılar Ismail Rakim and birdenbire, kapının ai çe- virerek kapıyı ardına kadar ma şıkırtı kesildi. Kazi bom- iu? a a doğru ann kilidini açtı. Pan ep e Hepsi iin yerind Süleyman yi rıya çıkmasmı söyledi. endi kendine düşünüyordu. Her e ei surette Eü vi izahı vardı. Fakat - o izahı bulabi Hizmetçi Süleyman demişti: Son bi la ve ardan çkan kü - is adama ait olması ihtimalini ileri sürüyordu. Bu pa- ranin lânetlenmiş olmasını kasdediyordu. e a gere tarafından ya» Oyun olduğuna zahip olarak Allah Allah! Ne tuhaf şeylerdi bunlar e 8 kere daha gözden ipi ar iğ“ canım... Ismail R: ei ir iie - yn vi sırada ay, Aaçikem, arasında; det daha in düşü: bu - nal a bütün bul e bir kere (landı. Fakat hayır. ortalıkta kimseler daha smd yeltendi. Fakat yapa- yoktu. mıyordu. Hayaletlere ve kepi i- rken, başucundaki masanm yanmadı anamazdı.. Bunlar hiç şüphesiz Bagma bir kımıltı oldu. Birisi duruyordu orada! şeylerdir. Fakat ortada inkâr edilmiye - ( Bir elinde deriden bir lin- cek bir: hakikat vardı, O da, esrarengiz (de avuç dolusu para! efen- para alpine ine de e Bu- Seyi üşündü: lil ahut bir yana yn mulmuştu. ayı söndürdü Pencerenin dışma doğ baktı. Bir T ki in t 'arabbi, bu ne kâbuslu hayattı! Bu ge insana neler hatırlatmı - Hele gece evvelki rüyasınm ki alarını andığı zam bütün ide EE bir ürperme yokladı. ıtır. Çıtırr.. Çıtırrr!,, Bir Siazlin bir Sli Be OL. ULEEEE!.., Ismail Rakim efendi, bütün bu eyi içerisinde deli olma malz he işti. Yatağında biraz daha toplan e Derken bu çıtırdamalara e ve da- ba açıkça işitilen bir ses kat: Şıkır, şıkır.. Şıkır!.. . Odanm içerisinde birisi para sayıyor- du. Ismail Rakim efendi Dikkatle dinledi. Ba ır. Şıkır. Şikir!.. z ri o sesin kendisi... Sör ei ardmca düz ve tannan erde üstüste a lltlğinfi bildiren ayni arsa efendi bir aralık, bu seri âhengine kapılarak kendisi de m e çil aşladı. » Uç —. On beş - alk tr- ink —. Yirmi altı - Yirmi ia - Yirmi a irmi dokuz üküt ismail Rakim efendi dikkatini keskin- amda karanlık odanm içine en e baktı. Fakat bir şey göremiyor - birden. sıçradı. du, Ses yeniden eni “Yirmi yedi - Yir- kiz - Yimi dokı ra SE mail Rakim efendi, bütün bünları ih- çe efen- di, onun dudaklarının sessizce oynadığı" nı İrili ordu: irmi sie - Yirmi yedi: - Yirmi in; anın üzerinde! tika gümi iç ve ei ka içine attı haykırdı. & Oluzi ” Pencereye doğtu döndü. Yüzüne ay Ta ğı vurdu. ismail Rakim efendi, ay Işığı vuran bu korkunç .yüze dehşet içinde “baktı. il bir vücüt ğa il hare“ ketsizliğiyle duran bi mın; kırmızı sakalı, yü; bakır külçesi gibi rip tedailer ve anlarm uyan ğı bu korl ime &vham ve ' hâ; yala manzarası değildi Ismail Rakim e sen, ai bay »« ıktan Sonra gözleri; veni emi masanm üzerindeki antika gümüş para- nm da hakikaten yok kei selda — Fesubhanallak!...

Bu sayıdan diğer sayfalar: