3 Aralık 1938 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 4

3 Aralık 1938 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ew ME ağ” me Ea ve — Htezifona girdikleri zaman şehir- en üstün bi: EN yaklaştıkça kalabalık artı- e la çoğu tüccar kılıklı Htezifona girdikleri zaman büyük bir kaynaşma vardı Bunlar' Türk askerleri idi Gökboğa görününce hemen iki tarafa açılarak selâm durdular erir bila emretti: — Sor a edip git- mişler. Şimdi ha ikâ diyor. Bu hallere son verilmesi için yalvarıyor. İleri Beer saraya git- mişler. Divan kurulmuş iökboğa kl —Bağdat nere! — Buradan e vo saat şimalde bir köydür, Tarihten bir yaprak : Pikard'ın Yazan: Pikard yerin dibine doğru yapacağı seyahatin hazırlıklarını bitirmiş, yakın- da pi lanaca! ize ne haberler getireceğini bilm Bir vakitler gök boşluğunun sır- rından bir nebze Ki Yedi için akli Med gunda son nefesini verinceye kadar çek tiği ıstırabı anlatan lar, Bi i- İ ök boşluğunu e » Hava bulutlar, esir ley en nihayet sonu gelmiyen boş- ae ki bu bilgi insanlığın bü. dünyayı ça Sa na ve e Ba ai ibaret an do SR gal gi a dolüşa rak e söle » gar ir. Şair e Nil nehri ee Yunanlılar, o; rasında tahtlar bile tahayyül lr Pi İlk zamanlarda dünyanmn dündüğü- seyahati Niyazi Abmet nü iddia eden müellifler şiddetle itham dilmişlerdi. Eye asıl olur, dünya dönse idi ilâh. lar m olurlardı. Böyle saçma şey olmaz, diyordu. epey hava boşluğunu birinci se. dızların bulunduğu yeri ikinci, meri bulunduğu yeri üçüncü sema olarakka bul ediyorlardı. lk sırları ne kadar akla si maz derecede büyül kadar li sığ- ikse efsaneleri de o seyahate NE ye- görü. ği rada likid mevcut olduğunu biliyorlar. Derinleştikçe ha- râr hi küre merkezinin â- taba! â 5 a tir. SR Sy rp ebedi. ence meri ve alev lr ile Kare ipl ın ilâhlardır. Bakalım Pikard nelerle karşılaşa. ak? Oraya şimdiye kadar dönmemek ü- ere gidilirdi. Fedai âlim ise dönmek deri hazırlıkla gidiyor. Dante, ruyasında giderek bir Zen ser Ye iştı. Pil ğ belki ilk iş olarak Danteyi ekiş ye cektir, Ni er * İHTİRASLI BİR İLAHİYATÇI! Aliyoşa, ya ei e ut ve bir incil vardı. pili tiz göktü, Gözleri parlayor, göğsü, sık elli kalkıp iniyordu. Oturunca b ii sey ini baktı fir, bana yardım iresinde sen e Sofradâ hiz met edersin. ale yalan bir sesle: —— e edin de kalayım! Orada bulunman daha faydalr. Çünkü orada hırçın bir hava esiyor. Herkes sinirli... Sunu da bil ki oğlum. Karamazof Kardeşler Yazan Destoyevski (Çeviren; Hakkı Süha Gezgin — erme ve ki demekten hoşla. yerin burası değildir. Ain Beni derini kabule lâyik gö- n de hemen manastırdan çık, e, sen el Aliyoşa t — Ne nee a lsii yerin burası değil diyorum, Dünyada büyük bir iş iieimir iş için seni takdis ediyorum, seyahatler yapacak - sın. Evleneceksin... Evet bu lâzımdır. uraya tekra) eğin güne kadar çe malısın. Bura- lâzım geli Mİ uu kadar yakin ha e la — Başka ne haber var? Rüstem a a erd de tahtında oturuyor. a vi mke ok. Fakat biz burada yokken daha başka seyr de kasem #N e iz e yirmi Hal çeri sokmamak | saf as- “e kimi Hepsi e uzun ve Sİv- ızraklarını ir doğru uzat- ışlardı, bir adım atan adam ölmüş demekti. Bunlar Ti ir Me di. Gökboğa görlinünce hemen iki ta- rafa açılarak selâm durdular. Hep- sinin yüzlerinde uzun bir ğe sonra babalarını bulan acar çocük- vw , Giriş sirasında konuşamadık- la ii deminki sorguyu nl dı: — Biz yokken neler olmuş, Ko- mlarm m Ebubekir iŞ; Fi a b ile gitmiş. Bozulup se Beh- Lim a U alm Fakat m harbi ki dığı S ei “asker Kid Lİ emeli. tiz geli, aldatmış. — Elçini eve Di Oradan ayrıl- ma! Ben geci Dedi. EB! merak etmemesini, çok bekletmiyeceğini söyledi. Gelen ha- bercinin önünde saraya doğru rah- van uzaklaştı. jk Genç kadın, pek uzak ve zorlü tusu, etraftaki sayısız yabancı halk yığını, taştan saraylar, yüksek küle- d rlar onun yüreğine obir rp eriyordu. Her şey ona TM bulunduğunu hatırlatıyor - du. ra şimdi, kısa bir zaman için elir gelmez Gökboğadan liz için içli bir tasaya düşmüş- tü 1 Kisranın büyük salonu çev- çevre dolmuştu. Yezdiçerd altın tah- in ie Yüzünde oldukça sert- k ve kuvvet okunuyordu. Fakat v anların A kiralanmış Onu cesaret- EEE e Rüistemle izkan arkada- Li ökboğa büyük salonun kalın ve ze aa üstünde saygılı, fakat ayni t adımlarla yürür- sağ Mere mü Lir, kumandanlar ve Kisranın mi onu dikkatle üzdüler. Bunlardan çoğunun bakiş- A ii İran sarayında o görmekten hoş Tampa? delta haller emk göze çarpıyordu. Rüstem onu gülüm: ladı ve gözleriyle selâmladı. de biraz gerisinde yer gösterdi, Salonun kapısı tarafında yirmi 0- tuz tane tüccar kılıklr adam duru yordu. Sırmalı kaftanları, faiemli eyerek karş İni da; öksürüyor, pazara yapıl Hint şalını ya başlıkları, pırıl rl İpikien entarileri vardı. İçlerin- m EN bir ihüyar kesik kesik & baskını ia ikide bir yerlere kapana» | alla beslenir. Canım eriği Sizin bir emriniz o haydut ürüsünü geldikleri çöllere stirmek A yeter! e onra uzun boylu, kırsakal4 lu Gi an ilerledi: nlarımın sa Bia EMME d Onlar önlerindeki bendi bir sel-gibidirler. Yollarının ileal her i r, sürüklerler. Onlar çöllerin meşhur samyelinden fark“ zdırlar, dağlarını deniz dal aları gibi yürütür, önlerine len er şeyi , Kur rlar. Aç ve çıplak bir insan birdi ire dünyanin kunç bi: arzu duyarsa arzusuna ef” mek ve istahını susturmak için ne Ter ip Üstelik, harpte ölürler se “sütle makları, baldan çeşmes le m bare E kalmenlar olan, kas fast geçen her arzuya hemen ka“| nyaya" gide- inani# ve N sert birer bez parçasına bürgumüf ri (Devamı var) da buraya dönmüş. da kri n anlaşılı- yor ki uslanmâi Gökboğa bunlar ii bir dikkat ve merakla dinlemişti. Ri sözlerini yal iti ıplak bir sürü, bir defa varlığı il alınca her şeyi ya- abi çöllerden zengin o illere Arapların nasıl in - zi baş ai ai istiyor; Dedi, Gökboğa Koraça: NATTA vu dolunacakl: iyi İan istifade sdebileceklerdir. Nev York sergisi seyahatleri , açılış töreni ve Türk gününe yetişilecex şekilde hazırlanmıştır Gurup ve e yim ilk azli kama tafsilât için: o ç Natta - Unlatasaray, İla - Perapalas karşısı "nın odalar- ma artık günlerim, hattâ saatlerim bile sayılıdır, n yüzünde keskin bir he. rı ya git, yanında bulun, Şal Bilir birini seç- me, ikisinin b Grtas; tareç, delikanlıyı ii ili elini Al rdı, Oradı lImak istediği lde Aliyoşa hiç sesini çıkaramadı. Hattâ Ri İva ettiği halde azi. ma, Dimitrinin ayaklarına kaparıp sec de etmesinin ne demek unu bile soramadı. Aliyoşa, bili için E laka yakında gerekleşecekti. ona körü körüne inanırdı. Onsuz ne lk iğ Ae yapacaktı?., silelğai kiri Ona uğlümüması tırdan ayrılması si Mi ei çoktanberi bu kadar müşkül bir vaziyette kalmamış. Koruyu çabucak geçerek bahçedeki çiçekleri seyre dal Bu yol beş yüz adı yerdi, Bu LAN orada hiç kimse bulu; z. Fak Tk dö, nemeçte “Ki kt e ras Kaim te birini bekliyor gibiydi, iştir. Ben, çağırılmad vi için e ine cağım. Sen git hizmet et! Ama dur a- zıcık sana ti şey Şu ruya e demektir? — Hangi ri ğ — Ca ardeşin Dimitrinin önün de iri tapınma bahsetmek is. tiyorum. ida alnını döşemeye çarptı! — Zösima babadan mı bahsediyor. m? — Evet — eri çarptı! Ne demek? a gör, ağ Ea kaçır, $ste. ia 6 elek yle 'dediri. Ruyaya benzi » m bu karla sence minası ne? — seye Mişa! sana izah etmiyece- pe sn bülyordum ma, — bir şey de yok. Bütün evliya nen ise ve e san > e. Fake adamcağız, çok bir hareket yaptı. Mesele e meyi pi. bini bir paraya. gidecek... Bana kalırsa, Stareç bu hâdisede bir cinayet kokusu sezdiği için böylz yaptı. O pek zeki bir ihtiyardır. — Cinayet mi?.. Nasıl cinayet?. BE Sir senin ailende lerinle ban arğiride: olacak İşte Dimi baba, bu yi ? FSEMEŞES ESME aliil adem ile kas anlama” tili tanıt, ama biz ei a dık!,, diyecekler. Sta: eti, kat daha ri acak, e erin hepsi yhanı eleri takdis €- reçin sopa, bir katilin şa, olduğu şöle ov Si bi mi Raki de dur: —— Ml (ES I PEPEE EEE9EEESŞ LE. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: