28 Haziran 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Haziran 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*MİLLİYET,TİR TURA HAVA ASRIN ÜMDESİ 26 Haziran BUĞÜNK Dün âzami haract K Bugün rüzgür Hava açıktır. 30 asgari KEMALİZM Her kes gibi ben de >illiyette ki anketi merak ve heyecanla takıp — ediyorum. Bu merak ve heyacana ge- bep Gazinin en büyük eserinin —ne olduğunu anlamak, bilmek endişesi — değildir. Zira bu eser ne olursa ol- sun, ne kadar büyük olursa olsun ge- ne Gazi kelimesinin görümüz önün- de çizdiği İnsan resmi kadar büyük, mahabetli ve engin olamaz. Anın i- çindir ki onu yakından seyr ve te- © zim sevgisi Cumhuriyet doğruluk ve iyilik mefhumu olarak telâkki etmekle — kalmıyoruz, - kalbimizin zirvesinde di ruz. İşte, bizcc, bu devre esnasında Türk san'atkârlarına, Türk mütefek kirlerine, — bir. kelimede — Türk| güzidelerine düşen yegâne vazife ge lecek nesillere bu bayrağı gibi devr ve teslim edebilmektir. Bu memlekette, politikanın ve re- Jim, idare sistemi ümdelerinin fev- kinde bir Kemalizın mezhebinin kök payidar budak salması ve ilelebet olması lâzımdir Tarih bunu tesbit ve te'mine kâüfi bir vasıta, bir alet değildir. Bunun /— ayrıca kendine mahsus bir kitabr ve bir mabedi olmalıdır. Rusyada Marksizm ve -Komuüni- — zm den başka — bittabi bunlara mu- wazi olarak — bir de Leninizim nuz hebi vardır. Gündelik politika hari- cinde yaşayanların— yani asıl mil- letin, asıl halkın — inandığı inkılâp prensipi budur. Yeryüzündeki bütün iyasi ve içtimal müesseselerin ha dir. Ne ebediyen devam e- İmparatorluk, ne hiç yıkıl- k bir meşrutiyet vardır; gü- T in birinde belki kömünizm de, sçizmekte olduğu bir çok istihale- *r neticesinde büsbütün başka bir yekle girecektir. Fakat, bunun baba- 3, bunun banisi olan adam'ın mezarı süyük inkrlâp prensiplerinin yegâne saynağı ve büyük inkılâpcıların ye- gâne ziyaret gâhr olarak kalacaktır. Fransada her İmparatorcu Bona- Pertisttir, takat, her Bonabartist İm- /— paratorcu değildir ve Napoleon a sak bu böyle olduğu içindir ki insa- /— Niyet tarihinin göbeğinde yarım İlah Tarla, bütün İlahlar arasında yatıyor. — Gaziyi bekleyen ebediyette böyle bir ehediyettir. O bizim malımız olduğu kadar insaniyetin de malidır. Tariht amümide Türkiye faslından — hariç. Ayrı ve başlı başına bir Mustafa Ke- mal faslr açıldığını şimdiden görü- yorüz. Onun içindir K vizim de umum! - hbayatımızda başir başına, her umde- den, her siyasi mezhepten ayrı bir. emalizm faslının açılması ve bu- üN insan! ve vicdani bir iman hali- 'ne girmesi lüzumu pek tabildir. YAKUP KADRİ Hiliyelin edebi lerikas 21 kadaki küfedekiler 80 kuruş! | vesine ne dersiniz? Miüizabh, Hikaâaye. y " FELEK Aslan marka! Dün bir manav dükkânının önünde şöyle bir muhavere işit- tim: — Âbey! kirazı kaça verdin? — Şu öndekiler 5S0 kuruş, ar- O fark neden? İkisi de bir irilikte? — 50 kuruş dediğim “aslan- ”. Öteki aslansız! — ©O nedemek? Markalı bunlar? — Hayir beyim! Birisi kurtlı, diğeri kurtsuz! lediyenin gözü önünde kur-| tlu kiraz satışının bu parlak cil- yol mı 32 Vefasızlık! v Dört yaşında erkek olan za- valli Mehmet üç gün evel vefat ettiği halde gazetelerin hâlâ ha ber almayışlarına ne dersiniz? Vefasızlık değil mi? Şimdi ge-| lin de nazara iytikat etmeyin, Merhumu teşhir için bir müse- ğırma: çağıı MİLL İYET CUMA 28 HAZİRA! Baba... Babacığım t.. rum. Sana, sana seni çağırabileceğim, lâzım gelen kelimeyle dost yok bu dünyada baba!. . | yorum Baba!. .. Babacığı! , Babacığım!... B yaşındayım, 32 ğimi, bugün annem 5 yıl; bunun, âzam ... vereceğim, seni, Ç Mt .. ugün tam yi bitirdi yledi.Tam senesini çocukluğa bağışlayayım ; 2 baba, babacığım hitap edememiş, ramamış, kimsenin ğınamamış bir çocuğum, sim baba, senin öksüz bıratığın evlâdınım babacığım. diye kimse kimseyi çağı- bağrına sr bike- a| maşa edenlerin yüreğinde — Kemali- sevgisine / muvazidir. Biz Cumhuriyeti umumi manası ile, yalnız bir rejim şekli, bir biz — «Mustafa Kemal Cumhuriyetinizdir ki imantmizın alevden bayrağı — gibi tutuyo- vinin 20000 lira vermek üzre ol- duğu şayi'di” eğer Mehmet pa- rayı aldıktan sonra ölseydi, mü sevinin de arkasından gideceği tabii idi. Azar! Bir ahbabımla görüştüm. Di- yor ki: — Kardeş Fatihten Harbiye- ye kadar behemehal 15 kişiden azar işitiyorum. Tramvay bilet- cisi, kontrol, yolda hamal, iske- ba Baba. babacığım!. . . Bu gece, resminin önünde secdeye var- dım. Bu gece, resminin önünde, maddeden ayrı Tuha inanıyo- rum. Senin, o kimsenin ruhuna na, bu yeryüzünde dost yok mu dur? .. dostluk yok mudur ba- benzemeyen ruhuna hitap ediyo! rum baba!.. Babacığım söyle ba| , —.. banasakın aileden bah olduğu lede çımacı, her önüme bir kere azarlıyor, kendi kendi- |me düşünüyorum: Ben ne kaba- hatli adammışım. Bu dostun mulâhazası doğru dur. Çogumuz her gün bu der- sleri alırız. Fakat bu hayatın e- zeli bir. kanunudur: Azarjıyan- lar ve azarlananlar. FELEK gelen Beni gene kâfir etme baba!.. — Babacığım! ruhunu dinlemek istiyorum. Sen ki, bu fani, bu yalancı bu tiyakâr dün yanın, etinden kemiğinden, ka nından mehcursun, senin ki, ne dı, sen ki, maddeden — kurtul- etin, ne kemiğinne kanın kal- dun, halâs oldun baba; bana “elepiller alalalası — — İş bankası mektepliler müabakasında 8 inci haltanın üçüncülüğünü Gala tasaray Tisesinden 768 Orhan Bey kazanmıştı. Orhan şudur. “Rü Beyin yazısı haftanın en mühim ba yadisi zannımca İş Bankasının İzmir belediyesine iki milyon lira ikrazıdır. Türkiyede milli — bir ilk defa müessese olarak tarafından elde edilen bu muvaffakiyetten dolayı bihakkın iftihar edebiliriz. Bu vak'â bize aymı zamandı şunu gösterir. Türk azmi ve türk sermayesi ile teş ekkül etmiş olan malt mü- rimiz, pek yakın bir âtide, diye kadar yabancılaı iktısadiyatımıza hakim bulunan elinde olacaklardır.. Bu suretle Dumlu- pinar gekeri ve Ssiyasi zaferlere ve Lozanda kazandığımız onlar kadar purlak ve mühim bir zaler daha katacı . O da İktısadi zalerdir., ee zz ae DaaeRREN Yeni neşriyat AYIN TARİHİ Matbuat umum — müdürlüğü tarafında! “Avın tarihi' şredilmekte - olan ismindeki sivasi mecmuanın (60,61,62) numa- ntisar etmistir. Müfit t ÇAPKIN KIZ “Yazan: AKA GÜNDÜZ — Karakter demek siz mi de- / meksiniz? Yani bir insan sizin gibi olursa mı karakterli olur Eğer insanin hüviyetini o in- bir aymam olsaydı, şimdi nıza tutardım da, beyieni — ce şuraya bakınız! derdim. t hali ne olur? Randevu evleri: larına, sıhhiye müdürleri komis | kapatacak- sattn yonlar kuracaklarına, ahlâk ve sanın gözlerine gösterebilecek | iffet denilen şeyi komiser mua- -| vininin eline, muhtarın mührü- ne teslim edeceklerine cemiye-| yalnız ruhunla hitap et. den dünyevi değil, uhrevi cevap istiyorum baba. .. Ne olur, doğ ruyu söyle baba, yoksa, bir ke- re daha ahireti inkâr ederim: — Dünyada dostluk var mı- dır?, *.. Baba, babacığım!.. Seni de benim gibi aldatmışlar, sen de |benim gibi aldanmışsın.. Yalan baba, dünyada dostluk, arka- daşlık yalan. *” * 12 yaşındayken, bana bir re- sim gösterdiler. Bu, bir arkada şınla beraber, yan yana çıkmış| senin resmindi. Dediler ki; — Baban işte bu. — Ynındaki? dedim. — Arkadaşı, kardeşinden ya kın arkadaşı, dediler, İnandım baba... Ve o gün, babacığım, kardeşten yakın ar. kadaşa inandım. .. ... Hayatta; inandığım bir çok şeye inanmak ihtiyacını hisset- tiğim zaman, kardeşin, kardeş- lerin beni aramadılar. O za- man, sana kardeşten yakın ar- kadaşını gelecek diye bekle- dim... O arkadaş da gelmedi baba. Babacığım, hakiki kardeşten yakın bir dostun, dostunun ök- süz kalan evlâdından yüz çevir mesine imkân var mıydı? .. Baba!. .. Babacığım!. . Bir an, maddeden ayrı ruha gene - ina- nıyorum; ve ulvi temiz, hayat ta aldanan, aldanmış lünyanın en fena yerinden gel- miş kadınını, en şık salonunu- zun en ortasında çırçıplak oy- natırsınız, sonra barda dansetti diye kâtibinize yol verirsiniz. Ahlâk namına hareket eden A- fif Nuri beyfendi hazretleri siz misiniz? Çubuk çayı üstündeki köprüyü geçerken sustu. Sadece Hayret beye şunu sor du: — Boğulur gibi nefes alıyor- yeni tin ortasında açılan ve pis pis sun pamuğum. |kongrenin açıldığını ilân ediyardu Bâbal.. Bu gece, ömrümde| mevcutmuşsun gibi haykırıyo-| Evvelâ beynelmilel temiyet reisesi ilk defa olarak sana, hitap edi-|rum: Dünyada ne kardeş vardı ! İne de arkadaş! ... | —Bu dünyada, dosta, dostluğa| ihtiyaç var... İşte bu dostluk| |ihtiyacıyle Havva cennetten ko vuldu; ve bu dost, arkadaş ihti- |yacı Âdeme dünyayi cehennem ediyor, .. ... Baba, artiık maddeden ayrı ruha inamıyorum. Çünkü Galip arkadaşımGalip, canım galip.ü gün içinde ölen Galip bir mad- deydi... Bugün onun ruhunu değil, cismini düşünerek ağlıyo rum. Gözlerimin önüne rTuhu değil, dudaklarındaki ıslık geli- yorda beni ağlatıyor... Ve o- nun, ne anasını görmek istiyo- rum, ne kızkardeşini, ne de kar deşini... Onların yüzüne ağla- madan bıkımıy:mnı. . * ** Baba, babacığım!.. Bu gün yada, her samimi aci bir masal, bir hikâye, bir yalan zannedili- yor. Çünkü dünya, yalan ve ri- ya dünyast baba... Ve asıl ri- yakâr kimler bilir misin: Sure- ti haktan görünenler, Kardeşlerin ve dostun, dos- tun zannettiklerin ğ lamadan, gözleri yaşarmadan baktılar. .. Ben senin oğlunum baba!, .. Babacığım, senin aldandığma i nanarak ölmek istiyorum. Mad deden ayrı bir ruha inanmaya bilirin, fakat Galibin dostluğu nu inkâr edemem baba!, .. Bugün senin dostlarm bımıJ yan gözle bakıyorlar, ben Gali- bin yakmlarına ağlıyarak bakı- yorum. " H3 b İ Bu dünyada, döst ve dostluk | var baba. Dostlüğün çabuk, dos tun erke nölmesi şartiyle. * *r Baba, babaciğım, sen genç öl meseydin gene herkesin dostu olurdun. Çünki beşerin fevkin- deydin sen... Bunun için genç öldün. Ve işte bunun için arka daşın Galip çok yaşamadı. .. .. * Ne mutlu size ki çok yaşama dınız. ,, Beşerin riyasına ancak kurunu vüsta mahlukları daya- nabilir: Âdem kaç yüz sene ya: şamış?... SELÂMİ İZZET Kadın gözüyle Beynelmilel kadın- lar kongresinde Berlin 17 hazinasi Bu' sabah «Krolle tiyatro - binası- 'nın kapısından girmek büyük bir ra- fer kazanmak demekti. — Yüzlerce, binlerce halk uğuldayıp kaynaşıyor- du. Çünkü beynelmilel kadınlar ce- miyetinin yirmibeşinci yıl dönümü- | nü tes'it eden muhteşem kongre açı- liyordu. Delege kartımı rüşvet me- kamında resmi kadın memurlarına gösterdikten sonra kendimi büyük salonun içinde tam kırmızı ba; mızın aylı yıldızlı sayesinde buldur Sonbahar y haş- ladı. Yani güzel ağzımdan böyle sözler işideceği mada beni dinle, hakikat budur m Ali! Eskiden ben neşenin kendi. iken, onu kıymetli bir yadigâr | gibi düşürüp kaybettim. Şimdi onu arıyorum, Henüz mahiyetini anlayama- dığım kuüvvet beni Anadolunun daha, daha içerilerine sürekle- meyecek olursa kaçacağım. Ne ğmurları EKRaomam, A imn asılı bulunduğu kapıdan gitmiş- E Küçük Hikvt H Dostluk yok, | her kesi heyecana getirdi. <Biz söz- V9ZU Tesadüf eseri olarak Türk bayrağı- tim. Bunü keodimce bir fali hayır addettim. Tam saat onda, galerideki orkes- tra büyük Alman bestekârı Vagac- rin en tanınmış marşını çalıyor. ve bir müheyyic ahtak komandasile «Mrs Aohby» söz aldı. Oparlörle sa- onun her koşesine dağılan sözleri lmak liyakatimiz olma- de zaif olmak bahanesile, a bi yıp ta yalnız kadın olduğumuziçinde beyenilmek i dar yaptığımız tutarak, lâyık olduğumuz mevkii al- mak istiyoruz,» diyordu. Ötedenberi kadınlara karşı beslenilen sui te- fehhünden bahsederek, kadının yal-| nız hissile hareket edip muhakeme- sini hiç kullanmadığı bu gün varit| olamayacağı, erkekle mü: terbiye, kadını da müsavi bir mev: kie çıkaracağı dünyanın yarısından fazlasını teşkil eden kadınların istemiyoruz üyörüz; bu ane ka-| in- eraatı göz önünde| saniyete karşı borçlu oldukları hiz metleri ifa edeceklerini, alkışlar i- çinde anlatti. | Ondan sonra Almanya — dahiliye | nazırı, «Hert Severinge küçük nutuk irat etti. Bu nutukta Alman 'nazırı, kadınlara o kadar büyük bir itimat gösteriyordu ki, harbin neti- cesi olarak Almanlara karşı gösteri- len gadrin sulhperver ve hak göze- ten kadınlar tarafından, bir gün tas- hih olunacağını umit ediyordu. Bu bir İidi. Bu tablo, Bismarkın idaresinde ni sen yine üm-| yok. |Ya fasılasız hırgür, itimat sözleri, bütün kadın kalbleri- ni çusü hüruşa getirmiş ve her ta- raftan bir alkış tufanı yağmıştı. En nihayet, cemiyetin yirmi beş senelik hayatını, ilk kadın meb'usu olan, Finlandalı Annie — Furuhjelin anlattı: Bu kongrenim en- canlı, en renkli ve en ahen! rafını teşkil ediyordu. Çünkü birdenbire orkes- tra bayrak geçidi borusunu çalmış ve salonun arka kaprsından içeriye beyaz tüller giymiş genç kızlar, e&l- lerinde kırk beş milleti temsil eden bayrakları dalgalandırarak, baştan başa — dolaştilar. Ci ilk teşekkülünden beri her yeni kon- grede ithal olunan bayraklar çağrı- Tarak selâmlaniyordu. Türk — kadın | Birliği, Paris kongresi zamanında cemiyete dahil olmuştu ve hu kongre nin tarihçesi anlatılırken Türk bay- rağı büyük kürsüye cikarılarak lâmlanmış ve alkışlanmıştı. Kongre biter bitmez Berlin bele- diye reisinin belediye dairesinde ver diği büyük ziyafette hazır bulunduk. Dairenin en geniş salonunda, çiçek- ler ve bayraklarla teryin edilmiş,her biri yüz kişilik masalar kurulmuş- tu. Asıl belediye reisinin masasında, Türk delegesine mahsus olan yeri ararken, çesim bir tablo ile karşı 'tım. Türklüğe ve Türkiyeye ait, es- ki zamanın fena hatıralarından biri salonu se- akdedilen Berlin muahedesini tasvir ediyordu. Demir gibi kuvvetli baş- vekil Bismarkın yanında mağlub bir milletin paşaları pek düşünceli, pek elmi bir —vaziyette — duruyorlardı. Yemek boğazımda kâldı. Fakat bir- denbire, kongre salonunda, tepem- de sallanan kırmızı bayrak gözümün müne geldi; mucizeler yaratan Cum huriyet Türkiyesini düşündüm ve mağlübiyetimizi tasvir eden bu tab- lo önünde, yalnız bir tek kuvvetle değil, erkekli kadınlı iki cebheli kuv vetle her an galip geleceğimize iman ettim. Hareket, heyecan, işme, saffet, hamle.. dirlikli düzenlikli evlerde bu Acayip şey şu evlilik hayatı. beldeden beldeye dedikodu mevzuluğu. . yahut böyle teke mürakabası ve derviş vecdi. Zannıma kalırsa insanlar ve sinirler bunuri ikisi ortasını bul dukları vakıt aile- denilen Ş$ey meydana gelecek. | Gördün mü nasıl fena günler | |caktır. Atletizm müsabakaları Tüzkiye Atletizm Fetdlerasyonun dan 28 Haziranda Taksim Stadyo- unda yapılacak müsabakalar hak- kında tebliğat: HAKEM HEYETİ Müsabaka baş hakemi Bey, Başhakem muavini Ahmet Fet- geri bey, Müsabaka kâtipleri Sadun Galip, Nuri beyler, Saha - komizeri Binbaşı Cemal bey, Müsabaka irti- bat komiseri İlhami bey. — Matbuat komiseri Ali Haydar bey, Atma mü sabakaları başha bey, Atına hakemleri aŞ , Feh- mi, Aptullah beyler, Koşular başhıa |kemi Adilgiray bey, Koşular Hakem leri Ahmet Fetgeri, Edip, Fuat, A- r, Çıkış hakemi A- di, Atlamalar bat- hakemi Harun bey, Atlamalar hakem leri İzzet, Ali Rıza, Agopyan — bey İler.Tebligat hakemi Ali Muhsin bey: MÜHİM TEBLİGÂT Seçme müsabakalarına tam 10,30 da başlanacaktır. Diğer müsabakalar saat 14,45 başlayacaktır. Müsabakalara gazetelerle ilânedil- miş olan proğramda yazılı saatları nacağınılan müsabıkların daha evel hazırlanmış olmaları lâzımdır. Üç defa çağırılışda müsabakaya hazır bir halde sahaya çıkmayanla- Saat de |ren derhal isimleri listadan silinecek tir. Her müsabık numarasıyle çağırı- lacağından numaraların akılda tutul ması Yâzımdır. Sahada ancak müsaba ka yapanlarla hakemlerden başka hiç kimse bulunmayacağından müsaba- kası bitenlerin derhal sahayı terket- meleri lâzundır. Saha komiserinin ihtarlarına der- hal itaat ederek etmeyenlerin heman (: cek ve müsabıklık Süratla yeralıp mi başlamayanların keza isimleri sil cektir. Müsabık adedi. 100 m. Koşuya 37 kişi, 200 m. 30, 400 m. 29, 800 m. ZI, 1500 m. 35, 3000 m. 21 kişi, 5000 m. 19 kişi, Yüksekat- lama 15 kişi, Sırıklaatlama 10 kişi. Biradım işi, Uçadım 18 kişi, Ci rit atamya 20 kişi. Gülleatmaya 20 kişi, Disk atmaya 18 kişi. 4x100 24 kişi. 10x350 60 kişi. Bu suretle muhtelif müsabakalara tam (403) kişi iştirakedecektir. SPORDA YENİ BİR HADISE Bu sene futbol ikinci kümesi bi- rincisi olan Tatanbul spor klübünden atideki açık meletubu aldık. Mün- derecatını şayanı dikkat bularak neş- rediyoruz, alâkadaranın gönderecek leri cevaplar de anbul fatbol hey'eti . Efendim, 7 Haziran kümemize yasetine ait müsa ulübümüz şampiyunlığını kı randa heyeti aliye: etmiş oldığı bir tezkerede imtahati İlarımızın Haziran nihayetinde hi İmi ve oyuncu |taşraya azimetleri dolayısile ber mt — İcibi nizamname icrası lâzımgelen tet Vfi müsabakasının 14 Haziranda yapt! |masini istirham etmiştik tebliğ itdi- İğiniz ka di Hariratda karrür itdirildiğinemuttali olduk.KU lübümüze maddi manevi bir çok e- |dakârlıklar ihti oyuncularını ancak o tarihe a Istanbulda tutmağa muaffak olabil- miştur. Heyeti muhteremenizin atle tizm münasibetile 12 de tekarrür * den bu maçın bu saat da oynanami: — yacağı hakkında bir karar — vermelk üzre bulundığinı ve maçlarin bilahe- re icrasının teemül edildiğini teesslif le istihbar itdik berveci ati itirazar tımızin nazarı itbara alınarak maçifi evvelce verilen karar mucibince ictf — etdirilmesini reca ederiz. L — Maç tatihleri yirmi gün evel heyeti aliyeniz tarafından tespit © dilmiş ve keyfiyet gazetalarla ilâ edilmiştir. Şi 2 — Kulübümüz ekseri maçlari 17 ile 1 arasında oynamiştir. 3 — İmtihanların meşru bir mâ” zeret olduğu Harbiye idman yurdU hakkında mukaddema verilen bir İAT rarlada heyeti muhteremenizce Wt dik edilmiştir. b 4 — Süleyreiniye kulübü de bif gök maçlarını aynı saat da oynal e. $ — Stadyum Heyeti Müttehide nin emrinde bulunduğu cihetle 2f7 cak 12-14 saatı oyunumiza tahsis © — dile bilmiştir. $ 6 — Takımımız, saatın — Tak$ilf sahasında tebdiline imkân olmadıği” ni katiyetle anladığı için akşam tü tespit edilecek her hangi bir S# atda maçın Kadıköy sahasında etdirilmesini talep eder, < Maç tarihleri tebetdüle ograti ği takdirde terfi — müsabakalarıri | kulübümüzün iştirak edemiyeceğit! |ve heyeti muhteremenizinde mağdi” riyetimize meydan vermiyeceğini İmit ile teyidi hürmet eyler, Tatihbaratımıza 'nazaran Tetaahtl ) futbol bey'eti azasından Zeki, 5X dun ve Saim Beyler toplanarak Mt —— çın buğgün icrasına karar vermitit hi etmişlerdir. da aynı süretle neş kemini de ta' 9 MILLIYETİN EĞLENCELERİ Bu günkü yenl bilmecemiz Soldan sağa: — Ayata giyilen şey (0) Çok değil (2) serit Lazın kayığı (£ Öyle ile ikindi arası (6) unan. (2 Lezzet (3) Pislik (). Lakırdı (2) Uzak (4) istkbalben haber veren şey (3) 'e Mesih |celi şeyler yaptırıyor, halbuki seninki adamın sihirlerinden ge çüp kafasına çöreklenince. . . Bak, sana bir şiirin bir kıt'a- sını okuyayım : Uzaktar; uçeyor, geçiyor.bir kır at, Üstünde dumandan konattı bir hayat . Acele nereye? Fy yiğit gene atlı! Katplere verdiğin heyecan pek Tatlı Uzaktan; uçüyor geçiyor bir kır ot Üstünde dumandan kanatlı bir Bayat.. İşte hayat budur ve hayat böyle olmalıdır. Niçe de İskeçe de onların olsun!Binelim şu kır| ata, dumandan kanatlı bir ha- Dünkü bilmecemizla halledilmiş şekli Yukardan aşağa: 1— Öldüren (5) Siçim (£) Vakın depil (4) Rabst edati (2) Müzelik (6 5— Geniş değik (3) Nota G 6— Dorgun (5) Alrikamın gi bir memleker (3) B Kırmizı (8) Nota (2) B Emeller (4) 9— Damarda gezen şey G) Nf Tabaka ? 3 * lar mı? E, y? ıudıf"'!ıf ç sanlar görmedim. Hem P | lon dulusu.. Ciçim Ali F 4i miş? Şunlara bak! — CidiM hi — icim Ati do-d:â- Temizliğin, faziletin ve ##iğik yüz çirkinliğinin ta ei Kim olacak? gilat İşte aşağıda yine baf ben de başladım: O karaca, düşme dedi İZİME |gignt düştüm gittim, kan oturdü ÇA MA | yleyim alnımdaki Yüf Şimdi bütün bunları bir tara-| cereyan eden bu karaktercilik| — Hayret bey az kaldı hıçkıra-|reye? Deme. Tabii, kalesime b söyütyin Bigü fa bırakalım da bir parçasını kü-| mecrasını tıkasınlar. | “çük bir çerçiveye koyup baka- Bir gün bünları senin Afif| lm. Meselâ genç kızlarla genç Nuri beyfendi hazretleri dediği; adınları. .. kalbli ( ginliğim yardım etti. Bir de ak- yiyeceğini ir kızı, güzel düskün kadını almız, Onların ki öyle bir hala- Jart ve böyle bir Hayret beyleri yoktur. Onlar ki etraflarında bir barikat yapabiletek- vasıta- | tım: | Tardan-mahrumdurlar, onların | düşünen güzel | hususunda çok titiziz. — Bunlar o nama mı yapılı-| iyor? | Az kaldı şöyle haykıracak- — Beyfendi hazretleri! Siz — Bir şeyim yok. Yalan söylemişti.Bir şeyi var | zata açtım, bana “şimdi bir kah-|dı, fakat bu şeyin ne olduğu yi- Bana zengin halam, zengin| ve içitim” der kadar tabii bir'ne meçhul ve kalbine - gömülü um sen ve benim zen | sesle: |kaldı. — Ne yapalım? dedi. Ahlâk Otomobilden indikleri vakıt,çap kin kızın iki dakika evel inle- yen, sancıyan sesi, bir şilâle ber |raklığı ile etrafına |mağa başladı. « ktı, şiddetle öksürdü: İni sıkma kve hâlamın pamuk- 'tan yanağını öpmek için. Halamın kızr ile enişteme ba- yılıyorum. Öyle ölçülü yaşıyor- lar ki. Herhangi bir çayda bile pöti furu ölçü, sayı ile yiyorlar. Yatışları ölçülü, kalkışları öl. lü, misafirleri, ziyaretleri, kah- |kahaları ve kederleri bile ölçü- M c kaçacağım. Senin kemikten eli-|lik, bedbin, saçma olduğu za- ü|ya “Şopenhavr” senin gibi çirki Eğer aile ve aile geçimi, saa- deti bu ise pek kariççuktan bir şey cicim Ali! — d /“İne girince insana zevkli, eğlen- yaşıyorum? İnsanlar melanko-| man feleşof oluyorlar, Aklında amı? Sen bana biraz “Niçe” yi anlatmıştın da ertesi gün halamın tentirdiyotunu içe ceğim gelmişti. | Neyse, diyelim ki “Niçe” ve nin biri. . Ya felsefe okuyan gü zel kızlara ne diyeyim? Bana kalırsa senin Her Niçe siniri zaif insanlardan intikam almış. Asıl şeytan, insanın içi- yatı uçurup gidelim. .. Halamın kızı aşağıda piyano çalıyor. Dur, şunun havasına se simle iştirak edeyim. Bir daki- ka... Söyledim. İşittiler. Hoşları- na giti. Başka parçalar sipariş ettiler, Haber gönderdim : — Perakende sipariş kabul etmem, tuptancıyım. Başka ak- şam toptan satış yaparız. Şim- di cicim Aliye mektup — yazıyo- rTum, Cicim Ali kim? Diye mer- Bu halime kuzu ağlar, KUN n Neyleseniz geçeceğim M0 ... ü Bir ses verdim, lgıt *BT .’;" Aldı gitti bağrı çamlı belli » * Hoy ninem boytdüştüm MİS? Ü — Har kurt di Bu balime kuru ağlar, Küi Neylesentz geçeceğim M0 Görüyorsün ya, aŞABi” Giciri inat ettiler, bllm:dlk::: K Aliye bu mektubu V caklar. divenin alt basından sormasın-|

Bu sayıdan diğer sayfalar: