7 Kasım 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Kasım 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ŞMilliyet ASRIN ÜMDESİ *MİLLİVET.TİR 7T Teşrinisani 1929 İDAREHANE —Ankara caddesi No, 1âü Telgrat adresi — Mülilyot, Ustanbül Telefon mumaraları. da uyandırdığı içti esiri gö- zümle görmek istediğimden ile- ri geliyordu. Çünkü bu piyes, bilinen, acısı her yerde ve her zaman hissedilen fakat münaka- şası imkânsız görülen içtimai ve uzviyeti kemiren bir derdin, umum muvacehesinde belki ilk defa olarak tezahürü idi.Müellif İstanbul S0L1, 3017, 3018 a 0 ahürü e ee ee tezini şöyle gösteriyordu: İti- MRO e içle . Hariç için | YAĞI bir namus kaidesine kape- İarak, ebeveyn çocuklarına nok- 400 kuru; 800 kuraş ) uukla : vt 750 i 1400 san bir terbiye veriyor ve onları EE Ğ ND ea hayatın - tehlikelerine silâhsız Gelen evrak geri verilmez olarak atıyor; halbu ki- vaktile Müdderi geçen wushalar 10 kuruştar, — Jikaz edilmeyen bu çocuklar, ebe Gazete ve matbaaya ai işler içla - | veynin bu hatasını bazen hayat- larile, bazen de namuslu aile ka- dınlarının ve masum çocukların hayatımı zehirleyerek ödüyorlar. Bu mücellifin müdafaa ettiği dava, Fakat bir de benim, kaç zamandanberi zihnimi kurcala- yan ve bu piyes münasebetile tekrar canlanan bir davam var. O da ahlâk telâkkilerimizde ki müsavatsızlıktır. Ahlâkan zaif Müdüriyete müarsacat edilir © Gazeremiz ilânların mesuliyetini katal etmez. BUGÜNKÜ HAVA Dün hararet en çok İ7 enaz (3 deröce idi. Bugün Hava” ekseriyetle kapalı olacak, rüzgâr poyraz eseektir. Mizah, İhiti için İha yük: hirli kocalar azalı varlığı inkişaf eder, çünkü: « alçalır beşer!» EFZAYİIŞ SUAT Meklepliler ” müsabakası OKUMA SEFERBERLİĞİ 25 inci haftanın 5 inciliğini Gala- tasaray Lisesinden 451 M. Aziz Bey kazanınıştı. Bu yazı şudur: Millet mel inin açılması haftanın en mühim haberi: ni şu suretle anlatabiliriz: rin en küçüğünden en buyuğüne ka- dar her bizim çoktanberi beklediğimiz ümi :_.ı_î:* Kalplerimizde coşgun gl yanan her işte olduğu Cumhuriyet de yaşarız; insaniyet da selir, çünkü bir çok bed- bahatlar cüzzamlılar gibi mü- cerret bir hayat sürmezler, ze- kadmlığın Elbet sefil olursa kadın Cumhüriyet ateşi; gibi bunda da muvaf fakiyetimize yegâno sebeptir. Bugün 16 yaşından 45 yaşına kadar - bütün. vatandaşlar başı hür, kalbi emin, oku maya bilgisini artırmaya koşuyor. Annem dedi ki: — Artık tahammül edemiyo- rum, edemeyeceğim .— Bu gece gene fena bir rüya gördüm, seni gene kaçırdılar . ; Yüzüne baktım, gülümsedim ve sustum . Kızdı; — Söyliyecek söz bulamıyor-| sun değil mi? Ellerini havaya kaldırdı, hid- detle odadan çıktı: — Ön yaşında kız oldun, ana- nn merakına ehemmiyet ver- miyorsun! Ablâm evlendikten sanra, ü- İçüncü kattaki odasına yerleş- açırıyorlar... FELEK İNGİLTERE GIBİ polis vasıtasi ile cemiyet haya- sız mes'ut günler gibi bu ilim seler- | ÇÜ berliği gününü de sevinçle karşıla- tim . mak vazifemiz, yanız milletin terakki| —İyi döşenmiş ayrı bir odada, |geniş, büyük bir karyolada yat- Bir arkadaşım hali hazırda — bütün halk sınıflarının malümat ve göz açıklığı meziyetlerini zik rederken bana şunu hikâye etti: — Dün bir dilenci gördüm. — Sefil ve miskin halde idi. Ken- disince acıdım ve dedim ki: “A- eden çalışmıyorsun?” Ba yok ki çalışayım?” dedi. Ben ısrar ettim ciş yok demek ayıp değil mi? Hiç iş olmaz olur yerde yaşamağa mecbur — tutu- lur, vesika ve sıhhi muayeneye tabi olur, her kesin lânetine, ka- til, hırsız hastalıklı her cins er- İkeğin zevkine maruz kalır, geçin jrzek için fuhuş tacirlerine ser- maye teşkil etmeğe muhtaç o lür. Halbu ki cürümde şetik o- İlan erkek, cemiyet hayatı içinde serbest gezer, belki bir aile ba- tından tecrit edilir, malüm bir | | mu?» Bana şu sözleri söyledi: «Efendi senin de bir şeyden haberin yok ya! İngilterede bile işsizlik var. Nerde kaldı ki biz- — del» Bu cevap üzerine ona 5 ku Doruş verdim ve dilencilerin bile dünya ahvaline dair olan malü- | (matına şaştım. GAZETECİLERE DE | NE OLDU? Geçende bizim gazeteden bir Fürkadaş karinanyölaya uğramış —t Üç gün evel de A. Haşim Bey bir yankesicinin kurbanı ol muş. . Ancak yankesici A. Ha- evrak- bası sıfatile her kesin hürmetini celbetmekte devam ederken, ka- rısını ,çocuğunu zehirleyip ölü- me mahküm eder, erkeğe veri- len hakkı rüchanla, zevkine alct olan kadına ilk taşı atan da yine © olur. Ahlâk kaidelerimizde erkekle sine çalışan kıymettar hükümet adam darımıza şükran; mukaddes borcumuz Halk sütunu SEYRİSEFAİNDEN BİR RİCA tığım için mes'uttum . Ama ben bu odaya yerleştik- jten sonra, annemin rahatı kaçtı. Gazetede, bir kızın kaçırıldı- Akşamları*köprüden Haydarpaşa Zını okumuştu , ve Kadiköyüne hareket eden 18,25 . Yolda, bir iki erkeğin durup! vapurunda sonra — (18,40 da Haydarpaşaya bir vapur var: Haydarpaşa yolcularının okcerii 1828 vapurına yetiştiklerinden — bu | ağAME |benimle konuştuğunu görmüş- Bir fakir benden. para - iste- vapur pek tenha olarak Haydarpaşa- mişti . ya gidiyor. Halbuki bir çok hususi| müessesatin tatil santı (18,30) da ol- | duğu için bu mücasesat memurların- dan Kadıköyünde oturanlar 18,25 Puruna yetişemiyerek 19,05 vapuru- na kakyorlar ve her akşam kırk da- k.ka iskele üzerinde beklemek mecbu riyoti de bulunuyorlar. Şemdiye kadar her hususta göste üti hasebiyle müş diği sübulet ve inti kadın arasında ki müsavatsız-| tini lar. Evvelâ ekseri aileler erkek çocuğu ister ve kazara bekledik- leri erkek yerine kız gelirse müteessir olurlar. Çünkü hayat- ta erkeklere verilen imtiyaz ve ne oyuncak olup çimdiklerine ve ekmelerine maruz kalırken, hakkı hayatının bir kısmını ona feda etmiş olur ve ebeveyninden teselli olarak işideceği söz de Hoca mörhum bir gün Temür- |/ ancâk şudur! ü a şudur; Ne yaj kızım KCLörn göürmei istemişse / kardeşin oğlandır. böyle- incir götürmesini tavsi likle biri müstebit diğeri mag- — ye e'miş ve Hoca da öyle hare- ctmiş. Temür incirleri alım- €a birer birer Hocanımn kafasına atmaya başlamış. Hoca incirleri — kafasına yedikçe Allaha şükre- /“dermiş. Temür bu şükrün sebe- bini sorurca Hoca: Ya ayva getireydim halim “mice olurdu? demiş. . Haşim Be “yin de bu meçhul yankasiciye te #ekkür etmesi, ların iade- ki temsili görmeğe gittim. Bu temsile bu kadar acele edişim, " tiyatro san'at “retmekten ve teknigini sey- lade, » halkımızı- dur olarak hayata namzet olur. Daha sonra hep ayni müsavat- sızlık biribiri arkasından tevali' eder, kız Çocüğu en masum te- zahürünü ezerken, oğlanın kine bir mazeret bulurlar, en büyük . hatasını bile mübah görmeğe çalışırlar. Nihayet büyüyüp te evlenecekleri zaman erkek, hak- kı rüchanı sayesinde kadın«alır» Almak kelimesi lisanımızda ala- nın arzusuna fakat alımanın ita- tine bağlıdır. Kesesine güve- nen para ile alır, kuvvetine iti- mat eden cebir şiddetle alır, im- tiyazına magrur olan mevl alır. Hayatta hakiki saadete irii mek istersek kadını tabi vazi- i yetinden kurtarınalıyız. Bu d'1 ancak erkek ve kadını tefrik et- meden, her ikisini de ayni sıhhi vetemiz ahlâk kaidesine tabi tut makla tecelli eder. Ozaman ço- cuklarımız daha mes'ut olur, çünkü ana ve babaya ayni hür- meti hisseder; biz kendi haya- tomızdan daha emin oluruz, çün mütekabil bir muhabbet mu- 88 - de demek istiyor. . Bu hat şey için değil.. duğunu gö Bini indirecek “kemaline doğru ilerliyar! — — İzmir.. Dediği iyi anlaşı- İryor .— Mustafa Kemal diyor. “Daha başka şeyler de söyliyor. — aâma anlaşılmıyor . Galiba anne'bayrağı kaleye dikecek Türk| an iyi olmasını öyle “dan aşa boşana Türk hizini bir|itcorcu da serseme “an kaybetmmeden tarihin maske-| Zafer mukadderatının| 8 Eylâl... |M — İzmire belki de bu akşam|di!. * |Mustafa Kemal paşa esir AŞK GÜNEŞİ Etem İzzet AR SS varıtız ... Diyorlar . Ne mutlu güzel İz-| mire ilk giripte kırmızı beyaz| İlık daha beşikten itibaren baş-| sini vapu sonra Kadıköyünede kış mevsiminde 16,28 vapurumu biz- zarure kaçıran Kadıköylüleri her ak- Bir bey bana şeker ikram et- Colette - ten — Evlendi mevlendi, gitti ya! sen ona bak. .. Hem de tanıma- dığı, bilmediği bir adamla git- ti. Babama dikkatla baktı: — Sanki sen de benim nem- sin?.. Akrabam bile değilsin! Bir gece annem, gençliğinde, komşularımın kızını nasıl kaçır- dıklarını anlattı: — -..Kızı berbat ettiler... Anlıyorsun ya?.. Nihayet kaç- tığı adamla evlenmek mecburi- yetinde kaldı.. Başka çare yok- Yüksek kaldırım , . Eğer u- zun müddet İstanbulda bulunu- yorsanız hiç olmazsa merak ede rek bir del'a olsun yüz şu kadar! taş merdivenden ibaret bu dik yokuşu çıkmış, yahut kestirme-| ce etrafınıza bakımatak yokuş grinmişsinizdir. Fakat şu- nüzde ancak bu kaldırımların kenarında bin- İMELİ, |bir çeşit satıcıları ile, beyaz et «Başka çare yoktur!a |satanlar dahil, büyük bir şehir) Btı söz içime işledi ve o gece, Sckenesi barınır. — — N koridorda asılı duran bir resme| — Yüksek kaldırım yüksek bir uzun uzün baktım .. Bu resim,| yerdir. Fakat buraya daima dü- genç bir adamın, genç bir kızı Şülür. Fena yola dökülen bir| kaçırmasını gösteriyordu. A-;kadmmın sığınacağı son köşe bu- dam, kızı kollarının arasına al-|rasıdır : mişti... — Zavallı, işittini Sisebie < İsek kaldırıma Biraz sonra kapı açıldı, içeri ye bir genç girdi . Tıpkı resim- de gördüğüm gence benziyordu Yatağa yaklaştı, beni, tıpkı re- simde olduğu gibi kucağına lşi ; Bu söz her zaman için ve her iş! | Ikes için doğrudur: İster eşya (Satan isterse vücut satanlar hakkında ola dtremda şüphe yok ihtiyacı- nız oları giyilecek, yiyecek, sül- Mahalle aralarında: Yüksek kaldırım, kuledibi... Bu kaldırıma çıkılmaz, daima düşülür... .». Yüksek kal- | mişti . aldı.. . |— Ondan sonra annemde merak başladı: Kızmı kaçıracaklar di- ye korkuyordu. Babam gülüyordu: — Bü:ün bunlardan ne çıkar? — Senin rahatmı- bozmasın- Jar da, ne olursa olsun.... Kız. ta kızlarımın üstüne - titremekten bıktım. Büyüğü o herifin - peşi- ne takıldı, alıp başını gitti . — Nasıl gitti?. Evlendi ayol. incli katta yatıyor , Artık! Odadan çıktık merdivenleri indik... Ben gencin kolları ara- sında çırpınmıyor, haykırmı- yordum , ** Gözümü açtığım zaman, kendimi odamda, yatağımda |görüpte, rüya gördüğümü anla- yınca, haykırdım : — Anne yetiş!.. Kaçırıyorlar; beni . öi Nakleden SELÂMİ İZZET MİLLIYETİN 12345618 ka- üm de-| ıu.-.xom':—ıı başlarında bek- üakü yesi Şönlere İler sümaktadaerlar, Ba, 'al B"“-M hasanten Tarlabasından ötelerde vaki| SOLDAN SAĞA: olmaktadır. Buralar'da Rum çocukla- | — 2- Namaz kılınanı yer (4) kokulu v akşamları altıdan sonra gece yarıs| — ot (4) - Si larma kadar sokaklarda — dolaşırlar. | — 3.- Gelccok zaman (3) Zannet (3)) aat onikiden sonrada kitara, mando-| — 4- ğl;vı"ı;ı;:lli ) e Tim çalmakta ve bekçilere türlü > Söz ir “fransızça, hakaretler yı:ndmdıdıı-. Netekim| — 7- İsyan eden-(3) Tslâk (3) geçen akşam Çukur sokağı bekçisil 8.: İplik (4) Yara (4) Âziz ağaya tecavüz eden Rum çocuk v İvedür nni d de oturan Türk aileleri küstah Rum) kopillerinin izacatından bizar ve mü-| tessirdir. Netekim bir kaç kişi Kalyon| p olduğu ikâyet eylemişlerdir. - Bayi Soğuk algınlığı Sancı veren ihtikanı dem, kanı devrana İ EĞLENCELERİ Dünkü bilmecemizin halledilmiş şekli AŞAĞI: d (3) Hoca yeleği (4) 2.- Cet (3) l(lo kaldıran (3) 9.- Ben (ı)(ımkq Z İstimali ile zail olur v getiren ve seri tesiri görülen Sloans Liniman ancılar sükün bulur hjıhınrhı Nazarı dikkatı celbet-; nanlı bula, Ayasofyaya gidelim” diye Yu- şarkısını çağıracak kadar küt- rünecek, yakacak ve yatacak başka yerler- | şeylerin hepsin den ucuz, adetâ y alırsınız , Fakat, değil, hottâ size arz edilen ma- lin değetinden fazladır. M vt paşa sergicilerinin Gnlatada bir benzeri olan Yük-, sek kâldırım pazarlarında iğne- den sürmeye kadar her aradığı- nızı bulursunuz. Kitapçı mı ara- dınız, şapka mı istiyorsunuz, ya hut elma armut, kavun veya Ü- züm mü canınız çekti, hiç dü- şünmeden yüksek - kaldırıma baş vurunuz. * Burasını — günün her saatinde bü kadar kalaba- lik görmek insana şunu öğreti- yor; İstanbulda yaya yürüyen- ler mevcut nüfusun yarısmdan werip tünele binmemek için yü-| ksek kaldırımı r o kadar çoktur ki- bazen insan, her adımda bir kaç yolcu göğü- slemeden yürüyemerz olür. *x**» hayli yol yürüyüp pazarına gelmeden sağa sapar-. sanız kendinizi, genişçe bir me- ydanda bulursunuz. Kule dibi (denilen yer işte dır. Kar- şınızda taştan bir dev gibi yü- kselen bina da meşhur - Galata kulesidir. Kulenin etrafında gü- zel bir çarşı var, Ben orada iken mektepten çıkan haşarı yahudi gocukları küçük meydanda top- lanmışlardı. Bütün mahalleyi ayağa kaldıracak kadar gürültü fediyorlardı. Yanlarına sokula- rak sordum: — Kavga mı ediyorsunuz oğlum? Evet, kavga ediyorlar- mış. Fakat kavganın sebebi pek gülünç. Birisi dedi ki: miş demiş ki, Moiz, bugün mek tepten kaçtı. Babasi de bana mutlaka fazladır: Altmış -para| — Na bu, benim babasina git it Jaskerine. .. |Atina'da bir haber çıkmış: — Türk orduları imha edildi, |darı Vahdettin de kral Kons- edil- tantinin yanına savuşmak üze- vti Daha kaçacak, sürü Hem bu gün o kadar çok ha-, — candan istiyorum ki. Hiç bir/vadis var ki. Ajans, gazeteler sokakları dolaşmış, nerede Yu- i Fakat başmı| yığın yığın haberler veriyorlar . nan zabiti görmüşlerse çürük / kaldırsın davasının muzaffer ol-| Dumlupmar zaferi Atinada bom yumurta ve limon kabuğuna Görsün ki Af-|ba gibi patlamış ve büyük Yu- | tutmuşlar! Hatta bir telgraf k- n zincirlerini nanistan mefküresinin - başını ralırı Atinadan kaçtığını, Loit- slan gibi gediz çaym-|/ezip geriye tepen bu bomba Lo- corcun istifa etmek üzere bu- küreyi bu kadar sarsmamış-: l gçevirmiş ! Tunduğunu bildiriyor.Her halde tır. Dünyaya hayret verdi. haberi yayılmadan evel yanlığ taraft olmamalı. İhtimal Kürenin altına bomba kon- boş sleşlni Pa örelilinn ada larındarı yalnız Türk aileler değil, ter| çok iyi olur. bi i yerinde diğer bir çok kümse-| sti boli stin A: mek için şu satırları dercaderseniz Sokaldarda (Na bame . “İstam- muş. Yunanlılar bu eğreti ha-| Kimler!, berin bayramını kürarken asıl| Haber gök gürültüsü gibi Aüııı' Şimdi haber verdiler: İtilâf| sokaklarına yayılmış, hemen devletlerin telsizleri - boyuna her tarafta: lişliyor, Türk orduları Baş ku- mandanlığından mütareke isti- Avazesi yükselmiye başlamış.' yormuş! Hele korfo da dehşetli bir ha-| Hah... Hah... reket olmuş, Yunanlılar hapis- | Gülünecek şey! :iınelırem. hıo:ı:;ı:e'!'urk esirleri- Yer yüzünde bundan daha b ıYıgıım Muı'uh Küt gülünç bir istek nl:'nu_. İzmir Diye avazları çıktığı kadar “APisında duracak, içeriye adım b y 1 Sonra sürü sürü atmryacak, mütareke şartı ko- bağırışmışlar , Sonra sürü sürü y A M ni? Budalalık bu kadar olur! Fakat bu ne müthiş şey! Ne baş döndü! bil ler. Akşam... Hah.... Osmanlı devletinin son lıîiküm—_mu. gibi dehşetli bir sarsın- 'ti yaptı! Dünyayı şaşırtan bu de- redir. y BK Galiba birisi muziplik yap- kılıçtan geçirilecek kimler var..!mir yumrukta Mustafa Ke- er yüzünde hiç bir zafer. "tahlıklarını ileri götürenlere meydan İvermemeli. ! ; dinizi bu &âıl;_;ı—îmîeye a-. hıştırınız. — Bu millet Mustafa Ke- malin dehasını görüyoruz. Bir yumruğun kuvveti, in- dirileceği nokta, zaman an-|mal de kemalini buldu!. cak bu kadar kat'i hisap e-| Diyen ağız Türkün kur' dilebilir.Mustafa Kemal her anından ilk satırı bulup ©- şeyi böyle gördü ve tarih o- kumasını bilmiştir. lan Osmanlı imparatorluğu B İRİ hudutlarından bir kısmı 'ıraiııde istiklâlini ilân ettiği ürk milletini Böyle görme- N,, . başta ki hastanm ;ye sevketti! Kim der ki bu çadü hâlâ gelmemiş . Bakıver.. |görüş daha ileri. . Daha de- — Dedi, terini sile sile koridâr- rın değildir. İyi görmeye a- da ilerledi . öyle de yorgun ki. lışmak o bakışların Sabahtan beri hiç oturmadı; 'meddini güdelim! İstikbâl vuş kovuş dolaşıyor, hastalarım “inkılâplarının ateşli kasırga her biriyle ayrı ayrı mesgul olu- larını taşryan gözler o göz- *'C: Bir A lerdir. Biz büyük Türkiye—;çi Sllîı;?:ı;h dehşetli şikâyet- nin bugün ve yarınını o göz. — — OF.. Yanıyoruz... lerde, o görüşte, o bakışlar-' Diyor, mendilini sıcaktan kı- da bulan nesliz! Haa sicddarı: Bunaltıcı bir sıcak var; Ham- reye: de dolaştırıyor! ken-| Koridorun bitipte hariciye ra, birinci kovuşa giren hemşi-| -i zaran, penbeleşen güneş yüzün-| & |sonra çocuğa hak vermemek kâ 'bil mt? Daha ilerde bir başkâ |grup ta “tek mi çif mi?” oygur İyorlardı. Bu oyunu her ke& 6” nar çocukluğumuzda hepimlâ | oynamışızdır. Fakat kabak $& | kirdeği ile “tek mi çift mi?” )" namağı sanırım hiç brimiz dÜ" saya saya bitiremiyordu: bi Una, diyo, tirez, ku! sinko, siyente, siyeş, uço, ©f ve, diyez... Ve ötekiler hasetten çatlıy lardı. ... Galata kulesini bir kaç | İ Galâta kulesi geriye çekilip uzaktan ediyorum. Kapısı açık ama |divenli dar dehlizden — geçerek | Ibiı kaç yüz ayak merdiveni g kmağı doğrusu göze aldıra! dım.Mamafi,haftada bir kaç bir çok seyyah kafileleri, in sıklıya bu taş merdivenleri şikâyet etmeksizin Ğ lar. Galata kulesi hakkında t& | rihin rivayetleri-bu kulenin P Veski olduğuna ve 470 taril |Bizans hükümdarı Zenon zart İnında inşa edildiği neticesitt Tvarıyor. # Cenevizler Galataya hakiti iken bu kule bir aralık ü eline geçmiş. Fetihten sonra W zun müddet eski şeklile kalmif Nihayet Üçüncü Selim zamâ da mühabere vazifesini yi selâmlıyarak Salı pazart önük Tne çıkan yoldan aşağı iniyoru”” M. SALAHADD”'—'_ | KÂTİPLİK İSİYENLERE” Ha başında birden bire doktof ııdındkoıı koşa karşısına çi ğını gördü Di Murat gülüyor, tında bir sır saklıyor Bi canla koşup geliyordu - yı görünce: gizi — Hamra hanım ben dt İarıyordum. edil Dedi. Hamra durdu, bekt Doktor: Na İ — Müjdemi isterim »- £ | Dedi, Hamıra ellertal * gFÜ 'yüksek sesle bağırdı; | —İamir mi alındı? * Murat: — Evet.. Evet.-. elit Diye ilerledi, Hı:;!_”'“ İden tuttu ve ilâve z var e 9 Evlüi.. 9 Eylâl. Bü |rihi unutmıyalım . — | pramra” Sonra Hi bakti nn mehtap gözleri İSİNE A g- © gözlerin sönmeyen radı. (Bitmedi )

Bu sayıdan diğer sayfalar: