12 Ocak 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

12 Ocak 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Mizah, Hlkaye, iliyet 3 rın Ümdesi “Milliyet” tir Kânunusani 1930 | GEHANE — Ankara caddesi :00 Telgraf adresi: Milliyet, İs- Telefon numaraları: ;İetanbul 3911, 3912, 3913 ıııo ğ NE ÜCRETLERİ 'Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruğ 750 1400 1400 2700 İklen evrak geri verilmez | | iÇeti geçen nushalar 10 kuruştur. ? İzete ve matbaaya ait işler için h“âınyelı müracaat edilir. “yzetemiz ilânlarm mesuliyetini kabul etmez. —— —X JUGÜNKÜ HAVA Toün hararet en çok 7 en az6 , Se Kdi . Bugün rüzgür — müte 'i bava bolutlu olacaktır. ' VBİR MÜŞAHEDE | Bey zamandır devam eden şayanı dikkat $sini ehemmiyetle yazaca- Y aa oe di İye taalluku olan şehre ve gya ait ka halk ara - İt ç bulunan bir ; a Tâübalilikle karşılanı lolayı da o kara e. basamağında ktır, Halbuki men boş arabalar adam olmıya- niz mi? mvaya - bin- inmek mem ç riayet edilme uüm görür mü- , Eyhattâ kı Bamafını sadüf © Ü H Fürücken AŞ )Nla ç li Hmvaylarda ve sinemalar- , gara içmek yasaktır. İ Fukî. her kes fosor fosor, W; Yi içiyor ve kimse ses çıkar V da t' * 9Ytoların hızlı gitmesi, Bey çi Tida gitmeleri yasak.. Bu- /4» n jddma her gün şahit olu- iğ .fnıvcncıııı_ yasak.. Sokak- İdilenciden geçilmiyor.. arısından sonra so çadderinde sa sinde nara ve 4 ün bunların sebebi bu hü- İri tatbikte gösterdiğimiz iktir. Ben bunu mühlik ar görüyorum. Çünkü bir x' şöin medeniyet derecesi me NU jçe-insani kararları tatbikte ai Şrdiği taassup ve muvaza- ASölçülür. ifkaç gün evel A. Haşim B. 4mızin bir. muhaveresine| ildum ve kızmayacağı hak teminati kaviye aldıktan| &'e Aj naklediyorum.. No ayol sen semirmişsin! edcn anladın? | kiniz bir oldunuz, beni "4 yerine koydunuz! diye- in sonra, Nimetten ayrı- çeğini zannetme. Ondan pnazsın. Eğer böyle bir ,pacak olursan Nimeti öl- , © kadın intihar eder. , şin son kısmı. Güçlük (gıcında da vardır ,birlikte, bir ev? Yida mı oturaca KĞ * ça- | — Alberik, fotograf makinesini boynuna asmış, Bulonya orma- fının küçük gölü kenarında dolaşıyordu. Güzel bir manzara bulursa resmini alacaktı . Alberik gençti. Genç ve toy olduğu için tabiate, hilkate â- şıktı. İnsan toy ve gençken dil- liden ziyade dilsizle konuşmak- tan hoşlanır, Birdenbire, tabi- bir genç kadım gördü. Kadın dımna doya doya baktı. Eğer ka- Alberik imkânı i zel k güzel bir kadındı,. Alberi- elesinde güzel diye i kadınlardan bi güç konuşurdu, ı:ıı.ımadwx bir kadına söz söylemesi ise imkâ- nın haricinde idi. Mademki bu yacaktı, hiç olmazsa resmini alırdı ya. Makinesini ayar etti. Tam resmi alacağı sırada kadın dön- | dü, yerinden kalktı, ona dogm | yürüdü, yaklaştı: m, dedi, bu gün al- | Alberik kıpkırmızı oldu: —Şey...Madam... — Resmimi almak isted niz belli; fakat rica ederim bi ı Kulak misafiri l Bir kundura boyacısında a- yakkaplarımı boyatıyordum . Yanımda bir iki adam daha pey da oldu. Meğer bunlar da ayak kaplarımı boyatacaklarmış O sırada bir ihtiyar ilerledi: | — Aman, dedi, dâireye geç kaldım, şunları çabucak boya- yıver.. Boyacı da atik bir adammış, iki fırça, bir vernik, işi bitirdi. İhtiyar daha cigarasını yakma ğa meydan kalmadan baktı ki ayakkapları boyanmış bile., İhtiyar evvelâ şaşırdı: — Ayol, dedi, ne çabuk bo- yadın? Boyacı, öteki müşteriyi garırken lâkaydane cevap ver- di: — Çabuk demediniz miydi? İhtiyar, boyanmadan evvel nasılsa gene öyle duran ayak- kaplarına bakarak hiddetle söy lendi: — A oğlum dedi, sen kundu- rayı değil, benim gözümü bo- yamışsın! | | Kulak Misatiri Eğer böyleyse, toptan çıldı- rırsınız, mesele kalmaz . Ayrı oturacağınıza çuphem Ayrı oturacağınıza göre, haf- tayı ikiye taksim — edeceksiniz demektir . Âlâ, haftanm üç gününü Şa- diyede, üç gününü de Nimette geçireceksin ... — Mükemmel! diyorsun de- gil mi? A çocuğum, yedinci günü ne yapıyorsun? Hafta altı değil ki... atten daha güzel bir şey gördü, | kendisine bakmadığı için, o ka- | Gözümü boyamışsın| Bu bir gün için, daha ilk | Roman Col kenarındakı kadın Yazan: Adrien Vely gün almayın ... rın alın . — Yarın mı? — Evet, yarm vaktiniz. yok mu?, — Var, var... — Şu halde yarın Sent-Man- de'de Hortanziya lokantasına gelin, tam yemek zamanı ge- lin . .. Olur mu? — Olur, elbette olur... şekkür ederim . — Şimdi artık bekliyorum . Alberik makinesini gene boy, nuna asıp gitti . Kalbi sevinç içinde idi. Ha- da ilk def'a güzel bir ma- 'a atılıyordu, hem de ne Ta?,, Bir gönül macerası! düzel bir kadın onu yemeğe İsterseniz ya- Te- gidin, birini rik şafakla iyindi, süslen- di, iki dvrhe'n hır çekirdek, fo- toğrafı boynunda, yola çıktı. Sent - Mande'ye gelince, kal- |bi çarpmağa başladı. Utanıyor- du. O güzel kadınla yalnız, baş- |başa kalınca ne yapacaktı, ne konuşacaktı.?.. Birden, kadının kendisile alây etmiş olmasını dua etti. Hortanziya isminde bir lokanta yoktur diye temen- ni etti. Fakat Hortanziyâ” lokantası vardı, mevcuttu. Sordu, göster- diler, Lokantadan içeri girince ken |dini kalabalık bir salonda bul- |diler. — İşte geldi!.. İşte geldi!.. Bu, dün tesadüf ettiği güzel kadımdı. Ha:v'kırdı' — Feliks, Şişman bir. gı—n., y:ıklaşu — İşte fotografçı... Size iyi bir sürpriz yaptım . Sonra Alberiğe döndü: —Dün nişanlımı bekliyor- dum, bu gün evlendik. Sürpriz | ona fotografçı çağı dığimı söylemedim ... H ıp halinde resimimi Bahçeye Çıkalım . Alberik kuzu gibi gelinle gü- | htelif pozda resimlerini al- dr... Bu iş bitince Feliks yanı | na yaklaşn — Şey, dedi, geleceği nııdeıı haberim yoktu, tedarikli bulun- madım, - çok fazla para isteme- |yin ...- Evvelâ bizimle birlikte İyemek yeyin, bakın size arka- daş muamelesi ediyorum ... SELÂMİ İZZET haftadan hirilti başlıyacaktır : Şimdi sen: günü, tatil, dıyecılııuı Bak eğer bu izni koparabilir de tatil yapabilirsen Nne mutlu zanmış olacaksm. Hattâ kola- yını bulursan haftada üç gün dinlen ... üç ayda kadro harici olursun ha!.. Çocuk meselesini mevzuu bahsetmek, tereciye tere sat- mak olur. Kanunu «medeninin bu kısmındaki maddeleri elbet- te benden iyi bilirsin . Bütün bunlar hanımların an- laşmış olmaları ihtimali üzeri- ne yürütülen mülâhazalar . Peki amma, ya anlaşmarlar- sa?,.. Malüm, onları anlaştırmak için güzelliğine, erkekliğine ve çenene güveneceksin. Eğer güven noktan bunlardan ibaret ise gene yaya kalabilirsin : Bak sana eski devre âit bir BELRpler HĞÜ ı.uşux İktısat Melek — 'sinemasında | 35 inci haftanm en mühim ha-|İl gösterilmekde olan Rus densözü berini seçme müsabakasında bi Ti Hinciliği alatasaray lsesinden |B JA RUSSKAİA 140 No, Mahmut Şerif Bey ka- l unmxşıır Yazıyı aynen derce- diyoruz "İkır.ııt" tar e anlıyoruz? “35” inci haftanın en m'ıthn:ı'ıW haberi gazetenizin, Türkiye i- çin artık hayati bir şekil almış | olan “Milli iktısat ve tasarruf” etrafında açtığı ankettir. Memleketimizin birçok kıy- | metli iktısatçı ve münevverlen'l nin fikirlerini neşreden bu sa- tırlar, ayni zamanda bütün mil-| lete varılması lâzım gelen hede fi etraflıca anlatacaktır. Şimdi içimizden bir çoğu girdiğimiz iktısadi cidal hakkında doğru| veya yanlış bir tekim - fikirlere maliktir. Böyle mütereddit bir | vaziyette bulunmak işi vahim | 10 kasımlık muszzam — filmini BX görmelisiniz. Hâveten; BÖBBY yi EVLENDİR. MELİ Skisimlik Kahkabali komedi JON JİLDERT ve ALMA RUBENS Şeylani maskeler filminde - Önümüzdeki perşembe akşamı MAIK sinemasında Önümüzdeki çarşamba akşamından itibaren MELEK SİNEMASI Rus asizsdelerinin menlada geçirdikleri çok feci hayatı büyük bir hakiketle tasvir eden a m : PERESTİŞ füminı gösterecektir. Mümessillerit ORLOF Prensesi rolünde BİLLİ DOV, ANTONEO MÖRENO ve LUSİ DOREN Bu müazzam eserde büyük Rus ailele- rinin harpten evelki İüks hayrtları ve sonra menfadaki - sergüzeğileri Pariste Monmarter Rus kabareleri ilâh. görülecektir. Kötü bir kadının mümunci imtisal olan namuslu bir aile babasını fena yöllera nasıl Sevk eylediğini tasvir « yet feci müessir bir dram D. w, GRİFFİT tarafın- dan vaz'ı sahne lmiş olan EBEDİ MUAMMA sesli e şarkılı muhteşem filminin mevzuu önümüzdeki çarşamba akşamından itibaren du Düğün vardı. Gelin haykır- ğ İveyin, ahpapların, davetlilerin | ga- | B İ Tercüme eden — Yedinci gün de - istirahat | sana, İstirahatını bihakkın ka- | gü |bir ukhaya sürükliyebilir. Onun için şimdiden bu yanlış fikrileri dımağlardan sökmeli, ve “iktı- sat kelimesinin yalnız çay ye- rine ıhlamur içmek veya kah- veyi bırakmak olmadığını bü- tün halka bağırmalıyı Sevgili Reisimiz Büyük Gazi-| nin bir nutuklarında işaret et- tikleri: “Hayat, ıkııswdı;aı de-| mektir; yaşayabilmek üt- | laka muktesit almalıdır üs- türü bütün zihinlere dir. İktisat ve tasarruf! bu keli | melerin manaları öyle beliğ, ö-| yle derindir ki, onları kavrıya- mıyan milletler ergeç ölüme ırlar. Biz ise yaşa- ni kazandığımızı da- ne n ölüm, artık ma- zide görülmüş kâbuslu bir rü- yadan ibaret ktır. Yeter ki hepimiz canla başla bu - işe sarılalım. Lozan uahedesini bir İngiliz siyasisinin dediği gibi (dikte) ettiren Türk her ne pahasına olursa olsun bu b-u- yük zaferi de kazanmalıdır. *“İktısat” kelimesinin şümul- lü manası etrafında — muhtelıf münevverlerimizin kanaatlerini neşreden bu satırlar - Hâlkı en ldnbm yola götürmesi mbanlı İçok büyük faideleti harzdir.! Bu ın;ı? şe ilk tavassut etmesı |stfatfle ' gazeteri. herkeı anı |gönülden müteşeftkirdi Emniyet Scndıtı Müdürl 'undeı *Hatı Raşit efeydi tarafından n eski cüzda- h olunur. işlemeli- | evvel bütün dün- | ı[ M ini söylemiş-| ı Majik âöhumh Meşhur ve dilber yıldız OLGA ÇEKOVA Hevler içinde filminde Son iki günden İstifade ediniz! Bugün ve yanın yalaız matinclerde zim muvaffakıyetlerle gösterilme devam edilecek olan ( Taktelbalir 44 filmini mutlaka İ ŞEKR EMANETİ Tepebaşı üyat. rosunda akşam saat 21/30 p görmelisiniz bu Çam Sakızı 3 perde nekleden ; L Galip bey Doktor Kokolatos Kanrazı dalilliye ( Göğüs, kalp, | mide hascalıkı W*ın[lımılı— kızağ önda UDİDİ mütehassısı; Bugünkü yemi bilmecemiz SOLDAN SAĞA: 1 — Hücre (3). 2 — Beyaz (2). Edatı rabıt (2). 3 — Erzak torbası (7). 4 — Set (3), Gümüş (3). 5 — Mah (2). Edat (2). € — Beygirin yavrusu (3). Sır(3). 7 — Vefiyat (7). 8 — Kırmızı (2). Edatı rabıt (2). 9 — Fidan (3 vak'a anlatayım. Dinle ve ibret al dikkatli otur. Ben vakti evailde tanıdığım Viki karılı kocalar vardı. Gece |gündüz hayatından şikâyet e- der, bir cehennem ömrü sürdü- yanayakıla anlatır, iki or- tağın mütemadi kavgalarını, geçimsizliklerini naklederdi. Rahmetli babam, keyfi üs- tünde oldugıı akşamlar, favka- lâde iyi geçinen iki ortaktan bahsederdi: — Bilmezsiniz, derdi, nasıl geçiniyorlar. Görenler onlara ortak diyemez, birbirine kar- ! deşten daha” yakin. Halli h- mür olmuğlar.... Amma bu anlaşmanın, bu u- yuşmanın - sırrı muvaffakiyeti ne imiş bilir misiniz? Üçü de, iki ortak bir koca, ayni yatakta yatarlarmış; bu hususta da ay- rıları gayfıları yokmuş . Nasıl oğlum, Nimetle Şadi- yeyi bir yorgan altına sokabili- İvor musun? A Dİ îiil'llîv:î H İLİLİRİMİ IBI]EI İ Düsnkü bilmecemizin halledi!mis şekli 'YUKARDAN AŞAĞI: 2 — Dört tarafı su alan toprak (3) Cet (3). 3 — Bir nevi ruzgâr (7). B — Dövmek (4). Boşluk (4). 7 — Dişi beygir (7). 8 — Bir İeuıl üç değil (3). İstik.| — Hayır! diye haykırıyor- sun. Malüm, böyle şeyi senin hav- salan almaz. Sen uçarı çapkın- sınamma, muhafazakâr çap- kınsın. Aşk hususundaki zevkin tamamile — asrileşemedi. As- rileşmesin de.., İşte benim söyliyeceklerim bundan ibaret. Artık sen ne yaparsan yap, yalnız beni mek- tupsuz birakma. Gider ayak, söz bitiminde sa- İfa bir çevher daha yumurtla- yayım: B:ndcmıbıı işte, maksadına İnail olabileceğine kani değilim, ayıp değil ya, Şadiye ile Nime- tin anlaşabileceklerine ititimal vermiyorum. Fakat anlaşırlar- sa, muvaffak olursan mesut o- lursun, yani mesut olmalısın. Senin saadetin bana vız. gel- mez. Karılarına,,. şimdilik ayrı ayrı hürmetler . Ehamra sinemasındağ aat 14-16| ELMİ bir bedisi | aıîl Ki 4 . DERDEL RERUR AEİREER NU Sesli, sözlü ve şarkılı KADO BONELLİ Palyaçoyu taganı uMHL dansları. HZEHNED € M ZAM BN TEMAŞA. tekemmülâtını temamön renkli Olarak çevrilmiş - olan ATEŞ EVLÂTLARI Üpera sinemasında Ünited Artisıs göstermekta olduğu ABTTN sesli ve şarkılı muazzam filmi müt- hiş muzalferiyetleri görmektedir. Mümessillerit DOLÜRES DEL RİO ve RALF FORBES İlâvetent Metroton seşli ve sözlü DÜNYA HAVADİSLERİ Faşistlerin Roma üzerclne yürü- yüşlerinin yedinci yıl dönümü mü nasebetile Mussolininin halke iradı nutuk ermesi, İtalya vellahdı, prens Hubert aleyhindeki sul kast ilâb.ilâh. ALALz e 3t St HHEHE lll' M Dalma rağbet ve mkvaffakıyet görmekte olan 31— | MRA SİNEMASİ £ yarınkt pazartesi akşamından itibaren hakikt Ssan'at olan ve fennin en son haiz — teknikolor -— usulile Üi Şi mürhiş süperfilmini takdim edecekrir.$fli paramount filmidir. — eseamsn H İlâveten: 1) sözlü FOX dünya havadisleri. En mühimmi İtalya vellahdına Hİ karşı Bürüksel de yapılan sulkast ) Scala de Milsuo tiyatrosundan Rİ- $it ni etmesi ve Mis SRÜBY KELER in :ı. Bu hafta ASRİ SİNEMANIN göstermekte olduğu DRAGA KIRALİÇESİNİN hayatı feciasım müsavver muazzam filmi misli nemesbuk muzafferiye: leri ihraz etmektedir. ı Harik, bayat, kaza ve Galatada Ünyon haumda kâia yaptırınız. Şefikten Şadiyeye Bu gece, senden erken ayrıl- dığıma pişman oldum canım. Eve gelince seni özledim ve u- yuyamadım. Geceyi uykusuz geçireceğimi anlayınca, kalk- tım, masamın başına geçtim, sana mektup yazmağa — başla- din. Bu mektubumda, Bursadan |bahsetmek mecburiyetinde ka- lacağım, sana Bursada geçi: ğimiz son geceyi hatırlataı gem, biraz hafızani deşeceğim. Son geceyi gözlerinin önüne getir. |— Ayrılmadan bir gece evvel, düşündüklerimizi, konuştukla- rımı » tasavvurlarımızı, hazır- ladığımız projeleri herhalde ü- nutmamışsındır. Önların aklın- dan çıkmış olmasına ihtimal ve remiyorum . Evvelâ: — Kaçalım, gidip Avrupada oturalım! dedim . , İstemedir Mümessilesi düber MAĞDA SONLA saa 16,1/2£ matinesile susrede varyete 4)”00“6“0“ 0 00394000040000 otome'n! sigortalarınızı Ünyon sigorta kumpaayası aa 'Türkiyede bilafasıla irrayı muamele elmakta olan ÜNYON kere uğramadan ılzmı yaptırmayınız. — Karmndan ayrılayım, ev- lenelim! diye teklif ettim . Razt olmadın . Bir metres gibi yaşamağı reddettin . Bütün bu tokliflerimin; ku- 'bili tatbik olmadığına delil gösterdin, ispata çalıştın . O zaman hatırıma, bu gün bulduğum çare gelmemişti, bu- nu.düşünememiştim. Eğer bu gün düşündüğüm şey o zamcın hatırıma gelmiş olsaydi, me: le çoktan halledilecek, bu ka- dar üzüntü çekmiyecektik . Bu bulduğum çarenin ilk ke- Himesini okuyunca yerinden fır- Iryacaksın, gözlerin yerinden uğrayacak, oturup kalktığın yeri şaşıracaksın; ağzın bir ka- rış açık kalacak . Benim için: — Çıldırdı! diyeceksin 'Telâş etme, sükünetini mu bafaza et . İşte bulduğum çare- yi, yegâne çareyi söylüyorum: h reeter n

Bu sayıdan diğer sayfalar: