19 Şubat 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

19 Şubat 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Niüiüizah, MHülkkaye. Boman çmilliyet $ Asrın Umdesi “Milliyet” 19 ŞUBAT 1930 KA İDAREHANE — Ankara enddesi | T;0 100 Telgraf adresi: Mülliyet, le- i;mbul Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 80 — kuruş 0 1400 2700 -G 3 aylığ V? BUGÜNKÜ HAVA Yün hararet ca çok B en olağaktır. idi. Bu gün k, hava kaps NASIL OLUYOR DA? ÜU (Ü ki zat yardır ki ayrı ayrı hiç F ijge tahammül edilir şeyler de- # Pafildirler. Lâkin gazeteciliği iyi Papıyorlar... Böyle — şeyler| İf aardır... Şimdi düşünün yediği- Yaniz — yemeklerin ilk maddele- nmı ve ayrı ayrı yemeyi.. Sözde de buna benzer bir W İkilaç seye tesadüf ettim: Biri- 'şi ) Üzüne “deli,, deseniz — kızar.. '4'Kanlır deseniz reddeder.. Lâ- n poin “delikanlı,, diyince ne ka- ylar memnun olur değil mi?, Wok defa hayatta - söylenemi- Direcek sözleri bu üsulle - söyli- | venler, yenmiyecek şeyleri ka- | yiyenler ve en müna- Ti bir araya getirip| Tizmetlerinden istifade edenler | Hiçardır. & N K re j 1i H (8 BİR TEKZİP Arkadaşlarımızdan — Giritli t muallimliğine ta- in edileceği hakkında deveran İden rivayet doğru değildir.. SURLARI MUHAFAZA Emanet İstanbul surlarının | * yuhafazasına karar — vermiş. . ler gün £ daralan ehrin S0-60 sene sonra ne ka: V Miar ufaldığını ölçmek için fena Yİare caddelere nları da zif yapıl bi r ke- Bir kısmı- lâ cer ilzr germü serdi * HSapır sapır dökülür. _'ı' A, ZİVER BEYE CEVAP İ Hayret! Mektubunüzü al- yilam. Endişe buyurulmaya! ı. “Bir Inmıyu bendederse bin kapü eyler küşat!” j Kulak misafiri l | Dişli... Geçen akşam matbaada işi ,itirmiş, çıkmaga hazırlanıyor- Üi d mataki örlüki İ ayartmağı iş edinen bir arka aş bu sefer de benim koluma :kdı. 20 x — Tabü, tabii! M Ja Cevdet Bey genç kızın jarti. Ülgesini bağlamak için çekildiği *ıman cebinden bir yüz İiralık K kardı, sür'atle onun çantasına Soydu. — Başka bir şey yapalım no- hş, sen galiba Kadıköyüne dö- weceksin. Değil mi? — Evet! O halde otomobil seni köp | iye bıraksın, sonra beni gelip iElir. We1 — Teşekkür ederim. Çok na- ;:;ı iksiniz Cevdet Beyefendi!. VKK Genç kıza sokulmuştu. Onun pembe yanak a » Ne kadar sevi nonoş! * xCemdu Bey a"nlırk:n genç -i Bildik bir gazetede çalışan | Hcykel Dünkü nushamızdan mabat kulağına salonun açık olduğ nu fısıldıyor. İkisi beri l(oxz(dl( adımlarla saâlona Orhan annesinin hey Küçük kolları- İnr bo)nura dolayor... heykelin taş dudaklarından, taş yanak- larından öpüyor... Zcuıel ağlı- yor..... her zamanki gi l—akaı bu sahne çok devam etmiyor. Kapının yanında Tur hanın küçük haşarı gölgesi be liriyor... Orhan yavaş yavaş gene siyah örtüyü örtüyor... dı- şarı çıkıyorlar... Turhan gelmi- » Fakat inat anla Zeynel uzak- Daha koridoru dön mede yük bir gürültü olu- yor... Tekrar atelyeye koşuyor lar fakat büyük bir felâket.. ba | basının çok sevdiği heykellerin | den biri kırılmış... Turhan kork muş ağlıyor... Orhanla Zeynel heykelin kırıklarını topluyorlar sonra Turhanı da beraber ala- | rak çıkıyorlar.. Turhan çok kor |'na dolayor.. NUR ’rıııle' rafında ses, sada yok... karyolasının ayak yuvermiş.. Orhan bu sessizli -| ten, bu yalnızlıktan ürküyor. lit küçük Orhan annesi öl- ndenberi hep böyle yalnız simsesizdir. Gecenin bu vah şi sükütu onu korkunç gölgele- rile sarıyor... Küçük kalbi , başını dayıyacak kucak arzusu beliriyor.. Cözle- rinin önünde annesinin heykeli beliriyor.. Gidip bu yalnız ken- disinin ola turmak, başını yalnız nin olan anne göğsüne kendisi- daya- sofayr geçiyor... st hâlâ açık.. yere bırakıyor.. sonra gene hey- kelin siyah örtüsünü kaldırıyor kollarmı gene annesinin boynu Küçük vücudile yük heykeli devirmekten korka- Tak annesinin kucağına ilişiyor Hareretten yanan küçük başımı Atelyenin kapr kuyor, ya babası heykeli onun kırdığını sının yanıma gidiyor, hoynnna sarılıyor ve Orhanla atelyeye girdiğini söy Orhanla Zeynel - odalarında | |oynuyorlar. Babası hiddetle yanlarına geliyo! min kırdığını soruyor. Orhan evvelâ susuyor, sonra heykeli kendisinin anı ve kıra- İnrda görmediğini söylüyor.. |Babasr inanmıyor. — Orhanm hırçın vücudünü kollarında sar Orhan sonunu hiç ha tırlamıyor.. Yalnız yanakların da iki şiddetli bir sıcaklık duyu yor... Âci bir sıcaklık.. kulak larından be Orhan o gece sabaha kad. Zeynel gene hep .Sahahleyin mektebe g nında, mel miyor, yarı Şi fakat | , | ateş hiç d Orhan has tal yor... B da a y ve Orhan hep annesini sayıklı- Gece yarısı uyanıyor, et- | işmüyor. Bunun manası «ayak ü İbiriki kadeh içelim» demekti. | Uysallık tarafıma geldi. Çıktık Yolda anlatıyordu: — Herif güzel bir sucuklu yu murta yapıyor. Benim ses çıkarmadığımı gö rünçce: — Ha.. dedi, unuttum., İsenin dişlerin yok. O zaman dişci Doktor Suat İsmail Beyin taktığı inci gibi | dişlerimi göstererek: — Sen onu affedersin yav- rum dedi.. Artık biz-de dişliler- den sayılırız! Sahi Bürhan Cahit mek kabiliyeti kalmâmış hir o- bur iştihasile göğsüne çekti. Öp tü, öptü. Haftaya buluşmak ka- rarile ayrıldılar. Cevdet Bey pençereden bakı |* yordu. Sekiz silindirli otelin rıh tım kapısına yanaştı. Şoför Ce- mal hürmetle kapıyı açtı. Fül- ya bir bıldırcın, reftarile otomo bile atladı. Arabanın mor kadife | döşemesine, mahfazasına kon- muş bir pırlanta gibi yarılandı. Otomobil hareket ettiği za man eğildi, pençereye baktı vı dudaklarının ucu ile Cevdet Be ye zarif bi püse yolladı. İş adamı sür'atlr uzaklaşan otomobilin arkasnıdan baktı. Baktı. Kendi kendine mırıldan Heykeli ki-| b taştan göğsüne dayıyor.. soğuk anne göğsü onun ba alevden ıstırabı dindiriyor gibi. Zeynel uyandığı zaman yata- ğında Orhant görmeyince hay- . Hasta çocuk nereye gi İhtimal olan her yere Zeynel çok merak edi- Gidip babasnı uyandır | âk hem artık öfkesi geçtiği| in hakikati anlatmak istedi... Odasına gitti. B:vcfrrrh beyefendi, di-| Ye seslendi... Cevap alamayınca anda var ne istiyorsun Zey- çük bey nım? — Bılmc.n lvul n Yok mu, nereye gider c | sarf vatanın bir anasımı kurtarmı İle y ıı—ır!pn )vh yeri aradı. Öfkesi geçtiği Zeynel ona vak'ayı birer Hikmet Ferdinin sev nn hakikatını ö rce içi Sle- ladı... Daha evvel niçin söyle- medi diye Zeynele darıldı. — Hydi atelyeye bakalım, de di. Belki gene oradadır.. — Atelyeniz kilitli de, — Hayır!.. — © halde muhakkak orada-| dır. Dar koridoru geçtiler.. Atel- yenin ortasında yanan mumun sarı ışığı sabah aydmlrgıyla kı- zarmş gibi... Hikmet Ferdi bir adım ilerledi. Orhanı heykelin kucağında gördü.. Kendi eserile tabiâtın eseri kuzak — kuc: bir şefkat eseri vücüde getirmis il mi? — Ferda Hanım, Ne var, ne yok, bakalım. Arayan sotan; ge len giden / Genç daktilö elinde bir yığın kâğıtla geldi: — Alâeddin Beyden — telgraf var efendim, Açmadık, — Göreyim! Ve telgrafın kırmızı bandını yarttı, açtı. boş durmamış pek alâ ... başka. — Malik bey geldi. Bu mek. tubu bıraktı, Cevdet bey telgrafı hususi gözüne koyduktan sonra mek- tubu açtı. Malik bey nafıadaki işinin ol- duğunu söyleyerek teşekkür © diyor vevadi veçhile beş bin li. rayı takdim ettiğini * yazıyor- du. Mektupla beraber beş bin iralık çek zarfın içinde idi. — Mersi.., Şimdi Ferda ha- nım bana meb'us Nusret beği bulüver. Genç kiz teleforla konuşurken Cevdet bey yazıhanesinin gö- züne koyduğu telgrafı bir daha di ırmadan küçük şamdanı eline alarak - karanlık | 7 yalnız kendisinin olan annesinin İbo: Bi | karyolasında Hikmet Ferdi gözlerini ya- an göz yaşlarile heykelin ya-| yavrum, diye ses- Ses yok, çocuğun ellerini klarını tuttu fakat birden | acıyla haykırdı: Buz gibi, buz gibi olmuş. n duüvarları birbirine r, bütün taşlar başıma yıkılıyor gibi geldi... Küçük ö- lünün soğumuş vücudünü hey- üna dolanan kolları di.... Babasının bu en — canlı en kıymetli eserini de çekerek devirdi.., Hikmet Ferdi kırılan heykel- le, annesinin taş kucağında ö- e | len küçük ölünün üstüne kapan K | dı... İlk aşkından kalan son ha- tıralarının ölümüne hıçkırarak ağlad me kucağına ©-| A, Sabri B. kazanmıştır udı Orban şamdanı dal Jiâk |yer meselesi-haftanın |him haberidir? Çünkü; İktısadi yetimi. n ıslahı paramızın istikrarı için Hükümet ınrafnıılmı balr tanat devrinden miras orçların bir kaç sene t den ibaret olan bu mesele di- |ğer milletler — nezdinde yanlış tefsirlere sebebiyet verebili Keza son zamanlarda ehem- | miyetli bir buhran geçirmekte | bulunan paramızın - istikrarına | mühim bir amil olacağı gibi ve- | ilmesi lâzim gelen paralarla al yolünda mü- | en T hi Wsu bına buyuk bir kâr temin edi- |leceğine şüphe yoktur. Bir çok didinmeler çalışma- lardan ve uzun tetkikattan son |ra vücude getirilen ve tatbiki zaruri olan «İktisadi program» | m tamamil: için bı muhakkalç Ankaradaki faaliy hemmiyetini teyit mlcl._ 'N BEYANI TEŞEKKÜR Hiç bir menfaat — gözetmeksizin icrası | isfilleyilden sonra atini terkle ölüm. |mel ve kayı hanesindeki istir: ir Hnlılı!m icra ettiği muıı"ııkı yetli amoliyat neticesinde — hayatını İkurtaran Haseki Nisa — hastahanosi 51 ve kıymetli doktorlarımız- | hmet Eyip Beyle refiki Hasan taların emri te- yük bir ihtimam gör İkeren Sertabip Esat Beyle rüfekayi mühteremesine ailemiz namına beya- | |m teşekkür ederim. Beyoğlu nüfüs memuru Memduh ere ve daima hi k Bazı eşhasın — fabrikamızın seyyar satış memuru — sifatil | şurada, buürâda dolaşarak tüc-| carı iğfale yeltendikleri anlaşıl | | maktadır. Fabrikamızın seyyar satış memuru unvanile hiç bir memuru olmadığı ilân olunur. Hereke fabrikaları Müdüriyeti UÇAN DONANMA Mühendis'Alaeddin bey bu telgrafta rakip belçika grupu- | nu temsil eden bir kaç — kişinin faaliyette bulunduklarını haber veriyordu." | Bu güne kadar hareketleri ; görülmeyen rakiplerin birden-| bire ortaya çıkmaları işi hem| sıkı,hem gizli tuttuklarını gös teriyordu. Cevdet bey bu işi be-! raber takip ettikleri meb'us| Nusret beyi hemen vaziyetten heberdar etmek istedi Ferda Hanmi makinayı u— zattı: — Buldum efendim, bilirsiniz. — Allo; — -Nusret sen misin; ben Cevdet, - kuzum - kardeşim, u gün yazıhaneye uğrayacak- sın değil mi ;.. Ha .. aman geç kalma kuzum., Emi..mühim... |ya.. Şu Antalya işi canım... o- nun gibi bir şey ...her halde beklerim ... Senin Nihat azer- belçika grupile alâkadar .. « baycan, Sezai üsküdar boş otur- muyorlar... ya... öyle ya onla, ise geç kalma konuşmak Jâzım, görüşe |Sezat; azerbaycan meb'usu Ni- |fiat kırıyorlardı. HAYAL ve HARİKAT Büyük SESLİ, SÖZLÜ ve ŞARKILI filmi ELHAMRA SİNEMASINDA Önümüzdeki Pazar € olunacaktır. Ca OUU NLTT İ Yıldızlarn en parlağı en düberi l BİLLİ DOV yarınki Perşe 14 1-2 ma M[u mbe gününün saat ine SİN Girilmiş ) | NUHUN (,wl lâyik olduğu rağbt ve muvaf. har olmaktadır. sözlü dünya hava- disdleri ve ezelimle İtalya veliahdi- | Gat. Seans sartleri: İZİRTETE | CAT BEBE I')ANİELŞ- AH! KALBİM | ŞENREHANETİ İi I IMI “ım'l ] W S ıŞrlıremaııeti ilânatı iW Kateş arkasında 5 perde Yazan: Musahip Celâl Bey zade | | İ | Satılmak üzre eş |bırakılan Arif Beye ait vitrin| Jilân tarihinden itibaren on beş| |gün zarfında kaldırılmadığı tak | dirde alelusul bilmüzayede sa- |tılacağı ilân olunur. * Şehremanetinden: Bedeli keş| fi 374 Hra 38 kuruş oldn aulırcvı hastane dammın — aktarılması açık müzayedeye — konmuştur. Taliplerin şartnameyi keşif & rakını görmek için her nakasaya girmek için ihale gü- nü olan 10 Mart 930 Pazartesi günü levazım müdürlüğüne gel meleri, Cevdet düşünüyordu ... Bel- çika grupunun asıl - mümessili Ahmet sami kurnaz bir adamdı. Arkasında üsküdar —meb'usu hat beyler vardı. Sonra belçikalılar hangi işe girseler hayret - verecek kadar| Şimdiye kadar çok sağlam gi bi giden işin sarpa saracağı hi sediliyordu. Bunun için Nusret İbeyle bir müşavere etmek lâ- zımdı. İşi yalınız hendese ve he sapla çevirmek budalalıktı. — Ah bücür Ahmet Sami, di- İyordu. Bu işte de karşıma çıktı Ahmet Sâmi, onut gibi meb'us luktan çekilmş, çetin, " tuttuğu- nu koparır hovarda bir iş ada- mı idi.. İzmirde bir hapisane inşasında Cevdet Beyi öyle at latmıştı kiacısı halâ geçme- mMmişti. İzmirde Vilâyet namına Tor balr civarında umumi ve son sistem bir hapisane yaptırıla- caktı. Açılan münakasaya bir şubesine | - bu bulunanların tarihi ilândan itiba- mişti. Bu meydanda bölme dı- |olan Azerbaycan meb'usu Ni- kaç gurup girdi. Fakat asıl ku- OPERA%mmmmı iryosündan iki JENİNA tarafından vücude g KARTİXE LATEN » Hayatı hakikiyenin çok müessir tasyir öden bu filis Rudolfa üşık olan küçük hasta xıw n hazin macenusini anlatmakta Bu çok gözel fiim İVAN PETROVİÇ, KARMEN. BONI Jinİ MANES ve GASTON JAKE tarıfından temsil olunmaktadır. K dir LA L L L IGOO“COW H 90300000050 Yarın aktamn ASRİ SIİNEMADA ZO R A K KO R SACN Süpatlminin. ilk icxesi.. Bu a ( A 0 A L B ve dilber H Iı DA ROŞ Terbiyeli maymun wurafından tak bacaların, da bir çok güzel ve y lr X> 50 hal E edildiği bizi ide 4 ve ayni zaman: ip çıktıkları atak- haaelerinde gi maşakiranı heyecena getirecek ve merakla İlâveten; Zenğin varyete program: OO“MW H OWSOGG OCO Bu aksam SİNEMASINDA SUVARE, — KANIKAHALAR MELEK NEŞ'EL KÇA & yedi kısımlık hiks bir komedi. İlâveten : büyük varyete programı XX Haka Film OOOO( ııu'mğî’ı sıı;.EMAs.ı:ıîı ANkARSl’U T TANB TUĞRUL MUHSİN çin en son fırsat BÜYÜK akası Koti EKLER nlar, akşamı BEBE üs; ye safralarınııı evvelden tutı 282333330 t R'k Yo 4ai b NO SURü NAH S()kAGI nda $ $ j bayat, m kaza ve otomalı iDiz. Türkiyede bilafa: ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayını sıla icrayı müamela et caat kabul edilmey-p Konkordato m' Konkordato talebinde — bulunan| ZAkeresinden hariç hırakılacakları v Yomiş ticaretile müteveggil - Kozan| 9 zade Mehmet Nuri Efendiden matlü- teklifini müzakere etmek üzre toplar| ren 20 gün zarfında Galatada Merkez ma yapılacağından eshabı matlubu! Rıhtam Hanının 3-6 numaaralı yazı-| yevm vesaati muayyende mahalli mı hanesinde Komiser tayin edilen Avu-| kürde hazır bulunmaları icra ve il kat Hüsnü Beye müracaatla kayıt et-| lâs kanununun 283 üncü maddesin: tirmeleri ve bu tarihten sonra müra-' tevfikan ilân olunur. fenniyesi bunda fenni bir mah- zur olmadığına rey verdi. Mad de tadil edildi. Fakat vaktın darlığı ve işii bu — şekilde himaye edilmesi keyfiyetin ilânına vakit hrak- madı. Ertesi gün guruplar zarfları” nı getirdiler. Hey'et huzurunda açılan bi zarflarda en aşağı teklifin Alı: met Sami Bey gurupundan gel diği anlaşılıdı Hadise üç gün sonra meyda' na çıktı, İş dal budak saldı - Cevdet Bey itiraz etti. Fakatj iş işten geçmişti . Her şeyi he sabeden Ahmet Sami hemc! temellere başlamıştı bile! Cevdet Bey ve arkadaşlafi daha ileri gitseydiler münakâ* sayı feshettirebilirlerdi. Fa |kat buna teşebbüs etmediler Ahmet Saminin arkadaşları | Bu iş hayatında hepsinii bileceği bir hareket onun yaptığı mi Beyin guruplarında idi. Beş yüz bin liraya çıkacak bu iş yüde yinmi kâr brakıyör- k şartnamesinde at tespit edil- yapıl- varlarının tuğla olarak ması da şarta konmuştu. Münakasaya giren bütün gu | İruplar hesaplarını bu şartname üzerinde yaptilar, - O civarda | tuğla harmanı yoktu. Nakliye masrafı çok tutuyordu. -Bunu | da hesap ederek kapalı zârfla- rını hazırlıyan guruplar şiddet Ji rekabet karşısında az bir kâr koyarak mıktarı tayin etmişler di. Fakat son gün bir küçük mü racaat şartnamenin bu mühim maddesini gizlice değiştirmiş- ti. hat ve Üsküdar “meb'ı zaj Beyler Vilâyet Encümeni ile temasa gelerek tuğlanır man armeye tebdil edilmesini

Bu sayıdan diğer sayfalar: