9 Mayıs 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

9 Mayıs 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Ne yaman gece,, filminde Bebe Danie's Ne yaman gece Juelek'e) Bebe Danyels (Sesli) Bebe Daniels ötedenberi cam | etmiş. Bu gazete sermayedar- Azlık ve komiklik sahnelerini | larından Vinston isminde biri- Yİ oynryan bir kadındır, fakat|nin kızı olan Diyana Vinston lassa sesli ve sözlü film çık-/da o sırada gazeteciliğe merak “ktan sonra onun kıymeti art-) ediyor ve Holtonun refakatine & günkü bu kadın sesi filme veriliyor. İşte bütün film bu iki müsait imiş. Bu keyfiyet) gencin işi takip etmelerini hi- dalüm olduktan sonradır ki, kâyeden ibaret. Neticede iki Bebenin Paramunt müessesesi! genç tabii evleniyor. ile Olan mukavelesi tecdit edil- Bu filmden başka bu hafta $te “Ne yaman gece,, filmi ö m Re > Rakel Mellerin yeni bir şarkılı benin yaptığı ilk sesli film- filmi gösterilecektir. ir. Bu film zabıta filmi manza- Tâst arzeder, fakat gazetecilik bee heves etmişbir kızm af macetasını gösterir, eğ- “ncelidir, evzu şudur: aterson isminde birisi çsakçılık işinde rüşvet almış. tonik gazeteside bu işi takip iP) Rp çeki ele geçirmiye Cos! olton isminde birini Greta Garbo İsveçli şivesile Anna Christi ismindeki filmini çevirdiği esnada bir Amerikalı yıldız ecnebi şivesini öğrenme- ğe çalışıyordu. Ruth Chatterton ismindeki artist bir mahacir şi. vesinde çok muvaffakiyet almış memur! tar. bir! “Afacan, filminden “m, anam sassamasemamze 2 EAAEEETEN Same Arme BEAN 0480 UNNe ee Beam iş rl Rivel, Şarl Şapleni tak-| Şarloyu istiyordu onun için Ri- “ #tmek istemediğini söyliye-|vel bu kiyafeti muhafazaya dini müdafaa ediyor. Fa mecbur oldu. alibiF çok hareketleri ondan) Melo şapka, redingot, küçük ğı ime) 'dandadır. Onun bu : > al y bıyık, kamiş baston onun daimi Ki iği hemen hemen fevka | kıyafeti oldu. İF Cok defalar aile) 4 Püyük Şapleninkileri buluy3 ... Bir çok memleketler bilhassa ! Mısır hükümeti kendi memle- ketlerinde ve yâşayışlarına ait bir çok filmler gönderiyorlar. Anverste “Sal de fet,,de bir) sinema dairesi ayrılmıştır. ie gibi bir adamı da taklit ““k kolay değildir. nz at Rivel bu şahsiyetten ii Başka bir şey yapmak *. Bundan sonra kardeşle- e Yaptığı nümeroda Şarlo el- mma muhafaza etseydi daha Gürcistan devleti 1929-1930 < muvaffak olacaktı. Ahali senesinde 6 film imal'etmiştir. Çoktandır . İstanbul halkı Jorj Bankroftun filmini görme mişti, Bu adam aldığı rollerde kendisine sevdiği ruh itibarile o kadar şayanı dikkattir ki ek- * İranda göre göre bir çok kimse- nin bu çirkin fakat çok sevimli adamı taklit etmek isteyece- ği muhakkaktır. “Elem yolcuları” filmi Jorj Bankroftun en muvaffak oldu- ğu ve bütün yükünü taşıdığı filmlerden biridir. Çünkü mev- zuü son derece basit iken Ban- kroft ona en iyi filmlerden biri çeşnisini vermiştir. Film sahne tertibatındaki hakikiliği ve bil- hassa bir liman meyhanesinde| geçen sahnenin zenginliği iti-| barile çok şayanı dikkattir. Jorj Bankroft bu vapur ateşcisi bir kabadayı rolünde fevkalâde mu vaffak olmuştur. Betti Komp- sun ve Olga Baklanova çok muvaffak olmuşlardır. Filmin heyeti umumiyesi bu senenin en iyi eserlerinden biri kıymeti ni göstermektedir. Bu film bir Paramunt filmidir. Mevzu ba- sittir; Bill isminde bir ateşci uzun geliyor, huysuz bir adam olan âmiri ile de arası iyi değil, Ge-| ce vapurdan çıkarken bir kadı- nın denizde çırpındığını görür ve onu kurtarıyor. * Ve o gece kadına elbise almak istiyorsa da dükkân ve sahibi de evde ol- “Elem yolcuları, filminde Gevrges Banerojt Elem yolcuları (Iltanralı) Jorj Bankroft, Betti Kompson, Olga Baklanoya madığından kapıyı kırıp içeri| Karaya çıkıyor, giriyor, Kadına lâzım olan şey- leri alıp getiriyor. O gece onun! la eylehiyorlar. Ertesi günü ka-! dini bırakıp çıkıştı diye kızıyor ve işini br- rakıp vapurdan denize atlıyor. Haftada bir söz Müşteri meselesi Sinemacılarda bir (kanaat vardır; Mayıs başından sonra sine malar çalışmaz: Filveki halk İkışm ratıp ve cıvık günlerinden çıkıp baharın ük bgünle rine kavuştuğu zaman elbette içeride kapanmak istemiyerek kıra çıkar. Çıkar amma bu sine maya gitmez demek değildir. Geceleri gene bir vakit geçire- cek şey arar ve bu da bizde sine madan başka bir şey değildir. Geçen hafta da söylediğimiz gi bi bu mülâhaza ile hareket eden sinema müdirleri daima * mev- sim sonuna zaif film bırakmak sistemini takip etmektedirler. Bunun neticesi olarak salonlar bomboş duruyor. O filmler. kı- şında gösterilse kimse gelmez. Buna mukabil mevsim sonunda kuvvetli film koyan sinema sa- lonu az çok dolmaktadır. EL | hamranın bu hafta göstermek- te olduğu Bankroftun “Elem yolcüları” ismindeki filmi her şeye rağmen şmaktadır. Bul gösterir ki iyifilm kışın olduğu kadar yazında halkr celbeder, Napoleonun şapkasını taklit! edenler kadar Şarlonun da mu- kallitleri vardır. Fakat ekseriya bu taklitler ilham aldıkları tip- ten çok farklıdırlar. Doğrudan doğruya o tipin kopyası diye gösterilse-bir “dereceye kadar göçer fakat baztları hakikisi di- ye desgöstermek istiyorlar. Bu- bir Rus hı ni a diyor. Vapuru ha) reket ediyor, çalışırken işbaşı! de bül taklit ede karısmı arıyor, kadın sırtındaki çalınmış elbise lerden dolayı mahkemeye sev- kedilmiş, hemen mahkemeye gidip elbiseleri kendisi aldığını itiraf ettiğinden 2 ay mahküm oluyor, lâkin onu sevmiş olan karısı bekliyecektir. Yeşil gözlü güzel ( Majik'e ) “Mayon Dovis Bu film Metro Goldvinin eğ lenceli bir komedisidir. Filmin başlıca safhası May Muray ve Lilyan Gişin taklit edilmiş olmasıdır. ——— Halivutta Barbara Leonard isminde bir yıldız beş lisanda: Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, İspanyolca film çe- virmiştir. o Avrupada büyümüş olan bu artist bu beş lisanı ayni derece kolaylıkla konuşur. .».. Belçikada istikbalinin yüzün- cü senei devriyesi münasebetile bir sergi yapıyor ve sanayi kıs- mında sinema en mühim yeri işgal ediyor. Liegde, sergi bina- sında propaganda için bir çok filmler gösterilecektir. i Pola Negri,| “Elem yolcutarı,, Afacan |lperadi| Buster Keaton (Malek) Amerikalı komikler arasında| kasırga olur ve her k “Malık” dediğimiz Buster Kea-| türür, Willi bu hengâmede evw ton nevi şahsıma münhasır birllâ Kittiyi sonra mahbus babasıl adamdır. Bu adam bütün film-! nr daha sonra babasının hasım lerinde bir an tebessüm bile et- ve kendi mustakbel kayınpede fi memiştir. ri nazaran bir|rini ve en sonra da papası kurt hastalık neticesinde o yüzünde! tarır ve Kitti ile izdivaç eder. * iğ ilme hareketini ! i a ii ve tu) , Sinemanın istikbali ne ola Tar ii kütlm ABE e) Sesli ilm sinema âlemind S0 > büyük bir ihtilâl yaptı ve en sof lr. Operada bu haf-| esine geldi Sidi ederi ta gösterilecek olan “Afacan”| karesine seli Şii pere Gi eken an yapak Gi in e “e m eğlenceli ve gülüçlüdür. - | serde seyircilerin etrafında olağfğğ Misisipi de çalişan iki ayrı)cak ve seyirciler seyrederket vapurun Sahipleri biribirine düş| studyonun ortasımda imiş hisi | mandır ve bunun neticesi ola-! si verecektir. rak çıkan bir muarazada bunlar) Ben Hürü idare eden dan biri hapsolunur. Mahpusun| Niblo istikbalde mı oğlu Wilk, diğerinin kızı Kitti| lâlk filmlere rağbet artaca, vi sever. O esnada şehirde bir söylüyor. filminden, Pr İ smammnenassmssaaummamasommaa, Ön sene evvel meşhur İspan-| yol aktörü Şarl Rivel kendi gibi akrobat olan dört kardeşini eğ- lenmek için ahaliye Şarlo kıya. fetinde çıkarmış ve bu beş kar- Uzun müddet bu eri v İyapmadı fakat bir müddet 5 ra müzik holde yeni bir nümerg, bulmak lâzım geliyordu. Şar fi i yı | Rivel ve kardeşlerinin israrilgiji deşin yaptığı mere © vakit babası müsaade etti ve o zamani Wi gok muvaffakiyet kazanmıştı. | dan itibaren Şarl Rivel büyük Rivel odasına girdiği. vakit| ayakkapları ve kamış baston sirkin direktörü olan babası şaş : kın ve memnun bir halde on aa / nu bir köşeye çekerek, melon iş şapkası, elbisesi, gülünç ayak- li kapları, ördek gibi yürümesi ve| . Van Dykin Trader Horn na acemice hareketlerile herkesi| mındaki filmini çeviren Edvina eğlendirmesi hakkımdaki fikrini| Boothoni orada bir “Çe Çe,, si söylemiş ve bu nümeroya de-|neği sokmuş. Holivuta vam etmesine mâni olmuştu. nezide dönen bu artist haftad ii 20 dolar kazanmak için hayat Fakat Şarl Rivel bu muvaffal yetini hiç unutmamıştı. nı bu tehlikeye koymuştur. »

Bu sayıdan diğer sayfalar: