31 Temmuz 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

31 Temmuz 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET PERSEMBE &i.. TEMMUZ Mizah, "di —— 1940. ebiyat, Sava ği Türk Ocağı balosl ANADOLU i Türk Ocağından: SIGORTA ŞIRKETİ Bu n Büyükada Yat klübünde Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hz. nin hi Türkiye İş Bankasi tarafından teşkil edilmiş Yangın - Hayat « Nakliye - Kaza - Otomobil - mes'diğğ maliye Sigortalarını .kabul eder. yelerinde verilecek Türkoca- ğı balosu için sureti mahsusada Adresi 4 üncü Vakıf han İstanbul istanbul — 531 Telgral Fikir, m alakası Sıvas hattı 63 üncü haftanm Sinciliğini Darüşşafaka lisesinden SZAvni | Ziya B. kazanmaıştır. yazısı şu- | di srmn ümdesi “ 31 TEMMUZ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi No:100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- anbul, | | | ur. Bu haftanın en mühim habe- ri şimendifer yolunun Ankara- dan Sıvasa kadar vâsıl olması- dir. İsmet Pş. Hz. nin memleke- timizin her tarafını örümcek odarın kirasını veremediği için| ğı gibi demir yolu ile ör oradan da çıkmağa mecbur ol-| yaseti, iktısadiyatımız nokta du, Başka, hiç şüphesiz daha kü| nazarından büyük bir ehemmi- çük ve dar bir yere gitmek meç| yeti haizdir. Çünkü: Memleke- buriyetinde kaldı. Fakat ne fe-İtimizde eskiden olduğu gibi lâket?.. Bu odanm kapısından köylü k bir emekle ye- Seyrisefain'in Pendik vaporu te | £ min edilmiştir. Baloya iştirak edecek davetli leri götürmek için Köprüden Adalar iskelesinden tam 21 de -İhareket ederek Haydarpaşaya Kadıköy ve bütün Adalara uğ- rayarak Büyük Ada'ya gidile- cek, ve avdette ayni iskelelere| uğrayarak köprüye muvaselet edilecekti: Şehremanet Şöhret peşinde koşarken | —Fransızcadan— Telefon numaralı: İstanbul 3911, 3912, 3913 İ | ABONE ÜCRETLERİ Hariç için 800 kuruş) 1400 2700 Bu emel kendisine nereden gelmişti?. . | Genç bir kadındı. Fakat genç İliği güzelliği kâfi görmüyordu. Gelen evrak geri verilmez £ | İstiyordu ki bir de edebi şöhre Müddeti geçen nusbalar 10 kuruş) ti olsun... Kendisinden bahse- tur? Gazete ve matbaaya ait işler için| dilirken son neşrettiği eserden ISTANBUL VİLAYETİ DEFTERDARLIK ILÂNA Kuruş sö G 3 6 yi i Para 20 Kuruş Tabutu! tiştirdiğ madde İngiliz Mirası 1004 Felem Filorin müdüriyete müracaat e Gazetemiz ilânların me: kabul iyetini Bugünkü hava Dün hararet en çok 28 enaz w di. Begün hava açık olacak te rüzgir poyraz esecektir Ağzı sigaralı adam! Bu adamı heryerde görürsü- nüz! Sigarası dudaklarına ya- pışmış, gözünün biri sigara du- manından nim kapalı, herkese mütekebbir ve muhakkir nazar- la bakar. Denebilir ki sigara o- nun ağzından bir kısımdır.. Yü- rürken, okurken, görüşürken ve öksürüken sigara ağzındadır. Bilinmez bütün diğer uzvi vazi- felerini yaparken de onu ağzın- dan düşürmez mi? Herkes te sigara içer, lâkin ondaki «antipatik» tavır kimse deyoktur. Tramvayda, vapurda, lok tada heryerde ben ağzı sigaralı adamdan kaçarım. Çünkü evve- lâ sinirime dokunur, ikincisi ök. sürürken ya sigaranın külü gö- züme, ya ağzını tükürüğü vü- züme gelir ve tabi! özür de d lemez. «Ağzı sigaralı adam» irleri harap eden şeylerden bi- Tazminat mı istiyorlar? Eğer diplomaside mizah olsa idi İranm bizden tazminat iste- mesi bir mizah çehresi olurdu. Hoca Nasreddin, Akşehire gelen ve ordugâh kuran Teymu- ta haber göndermiş: — Yarına kadar buradan çık- sın! Eğer çıkmazsa ben bilirim ne yapacağımı! der. Teymur kızar ve hentt. madığı Hocayı çağırtır.. Teymurun çadı verir, heybesini Şe: anı, İmiyordu. O bun > | yas olmadı. Hâlâ er, selâm | koyar ve |rum. Bir de uzun uzadıya bahsedilsin. Fakat pek kuvvetle ümit ediyor İdu ki kendisi de bir gün gelecek —iem de yakında— o da meş- hür bir kadın muharriri olacak- tı. Bir takım yazılar neşretti. Lâ kin bunlar beklediği şöhreti te min etmekten çok uzaktı. Bir gün kendisine garip bir fikir geldi: — Ben, dedi, büyük bir san” atkârım. Öyle bir eser yazaca- ğım ki bana sağlam bir şöhret teminine kâfi gelecek. . Sonra gitti. Bir tabut ısmar- ladı. Bu ne olacaktı?.. Tabut yapılıp getirildiği zaman bunu salona koydurdu. Bu tabutun karşısına geçerek düşünüyor, hayatı, ölümü düşü- nüyor, sonra hep düşündükleri- yazıyordu. Yazdığı fikirleri, duyduğu ilhamları topladı, neş- tti, Fakat bunlar kendisine öhret temin etmek şöyle dur- is herkesin istihzasmnı, nünekkitlerin istihfa- yordu. | Genç kadın için bu mı | vraptan başka maddi bir endişe İbaşgösterdi. Mevcüt parası tü. kendikçe tükenmiş, nihayet o- turduğu yerin kirasmı veremez olmuştu On “in'bürean çıktı. Ken İdisine . a uygun bir. yere ta- ndı. Lâkin bu vaziyet düzek| İmedi, git gide fenalaştı. O hale --İbırakmak kendisi için müm tabut giremiyordu!, . kün değildi. Satamazdı. Kimse al-| mazdı. Zaten kendisi böyle bir| İsey düşünmüş değildi. Tabut İtan ayrılmak onun için bir ö:| Tüm demekti. Fakat ne yapa- caktı?, , Elinde bir ölçü ile ta- butun enini, boyunu ölçüyor, sonra yeni yerleşeceği odanın kapısını, içerisini ölçüyordu. Ni İhayet tabut kapıdan içeri gire- hildi. Fakat odada kendisi için yer kalmıyordu! . Maamafih bu kadarla kalma- dı. Daha fena günler baş gös- teriyordu. - Büyük bir edebi şöhret kazanmak için ne vakit-| tenberi hayat ile pençeleşen bu kadın buradan da çıkmak mec- buriyetinde kaldı. Fakat bu se- Mer gittiği yer tabutu alabilecek gibi bir yer değildi. Tabut ka- pıdan bile sığmıyordu!. . | Güç hal ile başka bir yer bu- Tup tabutu içeri sokabildi. Fa- kat burası o kadar dardı ki kadı nu ufak tefek diğer eşyaları tabut girdikten sonra yer kalmıyordu Bir çare buldu. O ufak tefek eşyaları tabutun içine tıktı* Tabut artık bir ilham memba değil bir sandık olmuştu. Sefa- letle pençeleşen kadın artık ken di kendine: İ — En akıllı hareketim diyor du, ölmeden evvel kendi tabutü mu h eldi ki daha ucuz yer bunak Gn daha küçük ve dar bir oda-| ya sığınmak mecburiyetinde kaldı. Fakat gitt at ötürüyordu. Ge bu tabutun başı ucuna geçere İdüşünüyor, ilhamlarını kayde İdiyordu. Fakat yazdığı seyleri İbasmak için hiç bir O buna rağmen me- ordu ki: | ikbal için çalışıyo- ön bulunduğu kücük | — Ben Oturur. Teymur böyle İâübali | mmm Çi.) tarzda ma içerler sorar: — Sen kimsin? — Nasreddin Hocayı — Haaa! Şu beni tehdit için haber gönderen?! vet! — Eh! pek âlâ! sen bana ı azsa ben bilirim a“ adar < yapacağımı diye haber gönder- ğım, bakalım ne Fikrin doğru. . . İtiraz etmeden kabul ediyorum. Şayanı dikkat bir çocuk oluyorsun. Aferin, be ğeniyorum! Deme Ferhundenin zaten ışık ışık yanan yüzünde daha Sihirli renkler dalgalanmağa, uçuşma- ğa başlamıştı. Eriten bir bakış- Ja Rasih Nevres'e bakıyordu. Rasih Nevres'in heyecanı, sönmüş gibi idi. Kalbinde bir pışmanlık sızısı vardı. Babası- nm ilüfatına, hiç te sevinme- mişti, Hatta bunu, bir iltifat da telâkki etmiyor, mühimsemiyor du. Bu iltifat, ne kadar büyük olsa, geçmiş günlerin ihmalini ödivemezdi. — Ne mi yapacağım? Heybe-| alıp ben. çıkacağım. der. ırla dostlukları da o an-| n başlar, pi |Tey dar İran komşumu tazminatı ta c Bunu kendisine bildirirken: - Tazıninat mı İvermiyeceğiz! ne olacak sek veri-) riz! € r hoş olur... Mahmut Yesari Belma, Rasih Nevre: vuramadığına hayıflanırken, ü: telik birde zaferle kalkınıverme sine yüreği sızladı. Ferhunde, imalı gülümsedi. Bazan Rasili Beyin çok o- rijinal fikirleri var. Nevres Vacit, tasdik etti: — Evet, Ferhunde Hanım, Belma, dudaklarını büktü, kıvranır gibi omuz oynattı, bel büktü: — Tabii... Nevres Vacit Bey Eefendinin mahtumları..... Nevres Vacit, baygın baygın içini çekti, İlk eseri neşrolundu ğu zaman kalbinin bu kadar he- vecanla titrediğini hatırlamı- Eukü yeni bilim. nz SOLDAN SAĞA: 1 — Beygir (2). Nota (2) mek (3). 2 — İstifham (2). İstikbal (3) Hindin büyük (6) 4 — Lâyemut değil (4). Nota 5 — Törpü (3). Siyah (4). 6 — Edatı atıf (2).Hazım öleti(4) 7 — Valde (4). Namus (2). rdu — Mersi, Belma Hanım... Rasih Nevres'e döndü: — Gördün mü, Rasih? Her- kes seni tasdik ediyor. Ferhunde, ellerini du: — Evet... Evet... Çok güzel buldunuz! Ferhundenin, biraz taşgın, ne şesi, Belmaya nisbetti. Belma, bunu derhal anlamıştı. Yan yan baktı: — Ay, şüphe mi ediyordun? Nevres Vacit, havada çakan izli şimşeği hemen hissetti. İ- ki genç kızm seslerindeki asa- biyet, bir fırtınanm başlamak üzere olduğunu anlatıyordu: Fakat Nevres, Vacit, bu, asa-| biyetin sebebini bir türlü kavrı- yamıyordu. Hatta ortada bir se bep, bir mana da göremiyordu. Münakaşa, Rasih Nevres'le idi. Mevzu bahsolan Rasih Nev res'ti. Belma ile Ferhunde ne- den asabileşiyordu? Onlar, ne cihetten alâkadar olüyorlardı? Belma, Nevres Vacit'e sığı- narak, hep onu Siper tutarak gırpıyor- İden, vak'alardan imdat alarak ve saire vesaitsizlikten lâzım gelen yerlere satılamıyordu. Mahsul günlerce çürüyüp mah- voluyor, memleketin ihtiyacına kâfi gelmiyordu.. Bu suretle ecnebi memleketlerden ithale mecbur oluyoruz, milli serma- yemiz harice çıkıyor. Halbuki hububat şehirlerimizin demir yollarıma merbut olması bu müş külât pek yakında ortadan kal dıracaktır. Yine bu siyaset saye İsindedir ki memleketimizin Av rupa ile teması günden güne ar !tacak, iktısadiyatımız daha 2i- yade inkişaf edecektir. İşte İmemleketimizin şimdiye kadar hâli kalan yerlerine demir yolu nun vâsıl olması hakkındaki bu haberi benim gibi her Türk ev- lâdının da büyük bir memnuni yet ve alâka ile karşılıyacağı şüphesizdir. Yeni neşriyat TÜRK SPOR çıkan 44 numaralı | | gelirken nasıl boğutmustu? Yazısile Eşref Şefik Beyin “De risinden gülen adam, isimli makalesi, At yarışlar, Dünya kupası maçları, Ko in husust hayatı, Tenis, Deniz mlisabakaları şayanı tavsiyedir. Dr. A. KUTEL Muayenehâne ve tedavli elekt rikiye — labratuvarı. o Karaköy T Futbol, Dünkü bilmecemizin halledilmiş “ekli YUKARDAN AŞAĞI: 1 Beyaz” Ö). Bağışlama (4) 2 — Şarki söylemek (7). 3 — Kokulu bir yaprak (4). *fham (2). 4 — Tütün inhisarı (4). Nefi eda- ui, 5 — Rabat edatı (2). Arkadaş (2) 6 — Dost (7). 7 — Cet 13). Nota (2). $ — Nofa (2). Nota (2). Arka (3) 8 — Not (2).Hayvanın yediği(4) hücuma geçiyordu. Ferhunde ise doğrudan: doğruya sözler-| Is Belmanın aleyhine yürüyordu. Nevres Vacit, bu gerginliğin, | günlerdenberi farkında idi. Feri hundenin Belmayı kıskanacağı:| nı, Nevres Vacit, daha ilk gün-i den biliyordu. Lâkin bu kadar açığa vuracaklarmı pek tahmin edememişti. Nevres Vacit, iki genç kızın aralarının açılmasını istemiyor. du. Belma, Ferhunde olmadan köşke, tek başına gelemezdi. Bir behane bulmak zarureti vardı. Pek seyrek gelebilecekti. Ferhundenin gücenmesine de gönlü razı olmuyordu. Bunu, ancak Rasih Nevres ten öğrenebilirdi? İki genç ne istiyordu? Neye biribirlerini çekemiyorlardı? Bunu, Rasih Nevres bilir ve anlardı. Oğluna bunu nasıl soracaktı? O ana kadar, Rasih Nevres'e hep emirle, otoritesini kullana- rak sormuş, tahakkümle konuş- w Besim- | yazıları | “" 217 41 8 sı 30 10 00 00 30 25 20 00 Fransiz Fıranka Alm Marka Avusturya Şilin Belçika Belga Bulgaristan Misir Lirası lpanya Pazeta Malya Tiret Nevyork Dolar Romanya Ley İsviçre Fitankı Çekoslovak Keronu © ? Yoğuslavya Dinar | 3 Moskova Cervonec 10887 * (0 Ruble mukâ yerinde 147 inci a 2R90, 982, numaralı assalar arasında 17248 metro murabbamda ve 5 metro yü zündeki arsanın metro murabbana 150 kuruş kiymet takdir. olunarak satılmak için açık müzayedeye kon muştur. “Taliplerin şartnameyi gür mek için her gün, mek için ihale günü 930 perşembe günü Wiğüne gelmeler. Yunanistan Drhami o $ 30 Damga kanununuu onuncu maddesi mucibince meskükâği biyenin fiatları Türk parası olarak bittayin balâda gösteri duğundan Temmuz 1930 iptidasından itibaren altı ay © Damga resminin mezkür fatlar üzerinden hesap ve istila © ilin olunur. ret Adalar helec lemi için evrak m Darülaceze Müdürlüğünden: Müesseve bir sene için iktiza eden 8000 kilo şekerle Yevmi elli kiloya kadar birinci nevi ekmeğin 27 ağustos 930 çarşamba İ palı zarf usulle münakasası icra edilecektir. Teliplerin yüzde yedi İ| teminat akcelerivle müracasıları yıfazasına mahsus aleni durette 2 ağustos Sant 1516 ihalesi olup. it münakasaya kon 930 perjen yapılacağından encimenine mi ip olanların daire acant eylemeleri ve a zeve muktazi 300 tonilato yerli karalı münakasası 31 Ağustor 930 pazar ve teklifnameler saat on dörtte açılacaktır. Taliplerin yüzde ilk teminat akçeleriyle darülacezeye muracaat tüvenan meden gönü ler Darülacı nlerin de usalile atları ilân keşilnameyi heyeti fe görmek İstey yanl miyeye mürde Vilâvet daimi encümenind ub çarşı Fatih daire mup daireye lim edilen » mun 8 gü çıkınadığı takdirde m: Sahipsiz bulu bir res | zarfında Vilâyerlerin 990 bütçelerinin bir arada pazarlıkla | im ki tetiplerin 6 ağustos 930 re k ie . il, rları. P.T.T.U.M Levazım Mudurluğundaf 1 — Ambar ihtiyacı olan iki boyda 60 adet sürücü “£ 200 adet iki boyda emanet çantası, 190 adet keza iki“? vezzi çantası kapalı zarf. usulile münakasaya komulmusiği 2 — Mezkür eşyanın 5 ağustos 930 tarihinde ihalesiliğ İnacağından taliplerin şartname almak için şimdiden, & menin ücüncü maddesindeki tarifat dahilinde ihzar (© teklif mektubile teminatlarını tevdi in de mezkür tâ sadif salı günü saat 14 te İstanbulda Yeni Postanede m komisyonuna müracaatları. ANKARADA İNŞA EDİLECEK MACAR SEPARETAANE Bil insa edilecek Macar sefarethane binası için n yalnız Ağuste m | sahili lân olanü; wa Çifle havuzlarda, İCEMİL PAŞA parkı tan aperver cemiyetle- 10, yo 5 mukabilinde ge ven Ab Her Cuma 19 a kadar Fi rine ( büyükler teb Fönü ji Kadıköy mer ve e talebe; araş u silmesine sade edildiği ifte havuzlar civarına otobüs iş tedi memurlağunda, layı mahe mukarter 3. ve al Kın divar b masası ile ve > saireden rihirie saat 16'dan EL tini Temmuz tarihinde thane kapalı 6 da mürat asl aren da açık artırma ” alâkadara tları ilân olunur anların | 000-1009 > Arnavut Köyünde GE Eİİ EEEEEZEZ AMERİKAN KIZ KOLE l ut bulunacak memuruna müracas İ ilan olen > Mektebe dühül için her salı ve cuma günleri 9,30 ten 11,30 a Kudar müracaat EZEZEZEZ> ZEZE ÖLEN ÜSKÜDAR AMERİKAN KIZ LİSESİ Mektep Eylülün 18 inci Perşembe günü açılacaktır. ve kabul için Ağustos I9dan Eylül 12 ye kadar sal € cuma günleri müdüriyete müracaat edilmelidir. olunmalıdır I Bir çoban köpegi zayi olmuştur. Bulup Tarabya: l ne getiren Ze- va V vata mükâlar verilecektir. 2 le,ne otorite ile,nede tahak-| sordu: — Hepsi de mi? kümle sorulabilirdi. Bunda bir) —Neden.eriş? arkadaş samimiyeti, lâubaliliğil — Nevres Vacit Izımdı. Halbuki Nevres Vacit,! den şüphe eder miyim? Etmek bu şekil münakaşalara, müsahe-| hatırımdan geçmedi; hiç? Sırf belere kendini alıştırmış değil-| beni mahçup etmek için, bunu di. Rasih Nevres, süküti bir, bile bile söylüyorsun... gençti. Onu acmak, söyletmek! Nevres Vacit, başını doğrult için çok geniş bir tatlılıkla a-| muştu: çılmak icap ediyordu. —Pardon, Ferhunde Hanım... Acaba Nevres Vacit, bunu) Bir şey soracağım. yapabilecek mi idi? Oğlu, bul — Buyurunuz, Beyefendi. ani samimiyete inanacak mı i- — Benden şüphe etmediğini- di? ze, etmiyeceğinize mersi. .. Yal Nevres Vacit, kendi kendinc:! nız, size bu kanaati, ba hükmü — Ahlâkın değişiyor... Ya! verdiren nedir? pek ahlâksız adam oluyorsun,| — Bizzat, siz, Beyefendi? yahut kötü huylarını tashih e-| — Peki, eserlerim?... diyorsun! Samimiyetine oğlu-| Rasih Nevres, olduğu yerde nu bile inandıramazsan, yıllar-!kıvrandı, yumruklarını Sıktı, ca halkı inandırmağa neye uğ-| gözlerini kapadı. raştın, didindin, durdun!,. Ba-| Babası, bilmeden bir yaraya kalım, inandırdn mı? Kandı-| dokunmuştu. Belma ile Ferhun rabildin mi? O da şüpheli ise,'de, Nevres Vacit'in eserlerinin yazık ömrüne, Nevres! isimlerini bile bilmiyorlardı Ra- Diyordu. sih Nevres, buna kat'iyyen emin Ferhunde, kinayeli bir bakış-İdi. la, Belmayı süzdü: Ferhunde, gözlerini açtı, do- Nevres Vacit, başmi dan tarafa çevirdi? — Ya, siz, Belma — Ben de Ferhunde” fikirim! — Çon enteresan yet... Rasih Nevres, için yor ve ayni zamanda o yıkılmaz gururunu. toy genç kız karşısındi yıkılacağını da acı acı © yordu: — Evet, çok enteresifi nim zavallı ihtiyar b8” artık bu bahsi, bırak, *€ Diye bağırmamak iii ni güç zaptediyordu. İl& genç kız, korka kışıyorlardı, ikisinin ları pençe pençe v Tehlikeyi onlar da erdi, bir ağızdan: — Ne gibi enteres#” beyefendi! Beyefendi- müştu, Şimdi soracağı şey, ne emir- — Ab, ne fesatsım, Belma!.. |nuk, donuk: Dive sordular. Belma. “aşların” kaldırarak! — Eserleriniz de... derli 2 indi günü sabahı sesi — Tabii, .. Hepsi deği «Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: