7 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yi an mez mt hs mer rm KAT m Fikir, Mi izalı Slallryeti — 1 Neşriyat hayatı | asrın umdesi “Milliyet” tir 7 K. EVVEL 1930 IDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- tanbul, İstanbul 391/, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı 400 kuruş 800 kuruş ii O O 2 1400 .” 27. Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez, Bugünkü hava Dün hersrer en çök'15 en az 8 d.rece tdi. Bugün rüzgâr mütehavvil #öecek hata açık olacakur. Seneyi kaça taksim etmeli ? Ötedenberi senenin 12 ayına iâe taksim edilmesi meselesi söylenir durur.. Bu havadis ni- hayet bizim Müneccim başılığa kadar gelmiş.. Fatin E£. üstadı- muz bu işle meşgul imiş.. Val- lahi efendim, Eğer bir senenin issanı altı aylık ihtiyarlatması ve bir sene de 24 aylık alınması imkânı bulunmazsa onun 12 ya hut 13 aya ayrılmasında bence hiç bir fark yoktur. İstanbula yağmur yağdı mı? Amerikanın bilmem hangi mahkemesi İstanbul Ticaret o- dasından bir sual sormuş. “ Falanca gün İstanbula yağ mur yağdı mı? Şimdi Ticaret odasında efkâr teşettüte uğra- mış. Azadan Boğaziçi tarafın- da oturatilar “yağdı., diyorlar, Beyoğlu tarafında oturanlar “yağmadı. diyorlar ve İstanbul dekiler de “çiseledi,, di- ediyorlarmış. Filhaki İstanbulun bazı yerle- rine yağmur yağmış bazı yerle- rine yağmamış., Şimdi ne cevap verecekler?.. FELEK m hü bir tebliği Atletizm ve voleybol heyetin den: 930 senesi İstanbul voley- bol şampiyonluğu ile atletizm kısmı müsabakalarını tertip et mek ve atletizm federasyonun memleket raporu için hayırlı ba zi tebliğatı hemen tatbik sahası| na getirmek üzere heyetimize mensup zevatın 7-11-930 pazar günü akşam 18 de Rıhtım hanım da mıntaka merkezine teşrifleri rica olunur. Baronun bütçesi Baro heyeti umumiyesi di toplanarak yeni sene bütçesi .in müzakeresini ikmal ve idari ra- poru müzakere ve kabul etmiş- tir, harp esnâsında roller oynamış! "Beş hasta var! İngilterede neşredi İnsanın çok merak ettiği, fakat araştırmakta çok derin fikirle- re dalarak kendini kaybettiği ezeli bir derdi vardır: Ancak pek az görebildiğimiz şu mu- azzam kâinatın esrarı... Bu dert düşünen insan için ezeli bir endişedir. Ebedi bir dert olarak kalacaktır. | Son zamanda İngiliz neşriyat! âleminin en mühim hadisesi bir İngiliz heyet âlimi olan Şir Ya- mes Yeans tarafmdan “The Mysteions Universe" namile bir kitabın neşri olmuştur. Kitap hacim itibarile büyük değil, Fakat içindeki bahis mü tefekkir insaniyetin hiç bir Za- man düşünmekten geri kalma- dığı o ezeli ve ebedi derde te- mas etmektir. Eserin ismin- den de anlaşıldığı üzere müel- lif “Esrarengiz kâinat,, tan bah sediyor. İngiliz âlimi sayısız! dünyaların pek azında hayat imkân: bulunduğunu, harare- retin güneşte azaldığını söylü- yor. Bir menşeden çıkarak ve çoğalan sayısız dünyalarda teşekkül eden bu kâinat i/n İngiliz âlimi ortaya başk bir İarariye koyuyor ki o da şudur: “Biz Zannetmeğe başlıyoruz ki bir dalgalar kâinatında, dal- galardan başka bir şey olmıyan bir kâinatta yaşıyoruz.,, Siz Yames Yeans'ın bunu izah edişi her kesi ne dereceye ka- dar ikna eder, bu bilinmez. Fa- kat İngiliz âlimi büyük kâina- tin bir dalga âlemi olduğunu derken vuzuh ve sarahatten ay- rılmamağa çalışmıştır. Bunu söyledikten sonra bunu izah ve münakaşa etmek bizim hudut ve salâhiyetimiz haricindedir. İngiliz âlimi kâinatın dalga ol- duğunu söylerken Bu dalgala- tm iki türlü olduğunu anlatı- yor. Bu dalgaların bir kısmı ka panmış hapsedilmiş olanlardır. Hapsedilmiş olan- dalgalar, maddeyi vücuda getirmiş olü- yor. Diger dalgalar, yani serbest, hapsedilmemiş olan dalgalar i- se ziyayı teşkil ediyor. Fakat esas nedir?.. Esas, başlangıç hapsedilmemiş olan, serbest dalgadır. Zyiya... Madde tekrar ona intikal edebilir. Lâkin her) şeyi dolduran dalga bu ziyadır, bu nurdur. İngiliz âliminin neşrettiği bu kitabın yol açtığı münakaşalar- dan bahsetmek bizim vazife- miz değil, Siz Yames Yeans kâ vam ettiğini riyazi olmak bahsini tabii ken- disine bir hayli sualler” sorül- masına yol açacak kadar müp- hem görenler az değildir. İngi- liz âlimi kâinatın bir “Mimar,, tarafından düşünüldüğü kanaa-| tindedir. Bahsi derinlere mi götürüyo! ruz?.. Bırakalım, ngiliz casus teşkilâtı İngil- terede yeni neşredilen ve mera kı celbeden kitaplardan biri de| İngilizlerin meşhur olan casus| teşkilâtına dair nesredilen “bir! eser olmuştur. Bu teşkilâta mensup umumi ii SE alg " inatın riyâzi bir intizimla de- ve her şeyin)" len mühim eserler olan Sir Gearge Aston tarafın- dan neşredilen bu kitabın adı “Secret Service,, dir. Kitapta umumi harbin meşhur casusları Karl Lody, Kari Fredrich Mul- ler, güzelliği ile meşhur - casus! kadın Mata Hariye dair malü- mat vardır. Almanların umumi! harp esnasında Meksikaya itti- fak teklifleri, bu yolda Alman casus — teşkilâtının “mesaisine dair malâmat verildiği gibi İn- giliz teşkilâtının Filistinde yap! tıkları ve saire vardır. Bir de hikâye İngiliz neşriyat âleminin ye- ni eserlerinden biri de çok mu- vaffakıyet kazanmış bir hikâ- ye oldu. Bunu yazan bir kadn muharrirdir. Hikâyesine renk, merak ve cazibe vermeğe çok muvaffak olan bu muharrir Miss Grace Zaring Stone bir kı zı tasvir ediyor. Çine giden bir kız, Orada bir papasla evlenecek, Lâkin Çinde papaslarm başına türlü türlü İmaceralar geldiği gibibu kızı da yarı esir, yarı misafir sıfatile iÇin diktatörü Çen tarafından alrkonuyor. Kızın vaziyeti na- zik, üzüntülü ve tehlikeliydi. Fazla olarak gülünç. Bu roman da iyi tasvir edilmiş. ngiliz münekkitleri bu ro- mandan pek takdirle bahsediyor Bilmecemiz 123945 67891011 ARMİKİ'N RA T F/Aj MP | SİN MB'AİLI bilmecemizin halledilmiş şekli 128 45 67 891011 Buyünkü bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşağı ğı (3). 2 — Hayat (4). Felâket (4). 31 Aşalık (3)., Baş (3). 4 — Şekerli çörek (5). 5— Nota (2). Nota (2). 6 — Köpek (2): Uzak ni- dası (2). 7 — Beygir (2): Su (2). 8 — Bir nevi kumaş (5). 9 — Sada (3). Sandal (3). 10 — Minarenin tepeside (4) Bayat değil (4), Li — Tavla taşı (3). dı (3). Dudak (3). Lakır- mazlar!. Yirminci asır; — Vicdan. .. Nın adını değiştirip: — Para... 1 — Lat (3). İhtiyar (3), Çat) sokmayı bilenler © avuçlarındaliyyen incinmemesi parlıyacak beş ot altın için bir)mesine dikkat ediniz. “İstedi yağlı ipi çekmekten de sakm-İleri yalnız sizin onü ve onun si- Salonda misafirler arasında! epice evvel başlıyan rmünakaşa gittikçe hararetlenmişti. Her kadın başka başka fikir ileri sü- rüyor, erkekler bahsi dinlemeği tercih ederek susuyorlardı. Bir vak'a olmuştu, Evli bir ka dınin âşıkrile olan macerası mevzuu bahsolürken söz birden bire münakaşa şeklini almıştı. Bazı kadınlar vak'arın kahta. manı olan kadını tayip ediyor- lar, bazıları kadının kocasını tenkit ederek kadına karşı ta- raftar bir vaziyet alıyorlardı. Fakat erkekler bu bahse işti- rak etmemeği daha muvafık bul muşlardı. Salondaki kadınların en lısı olmakla beraber güzelliği hâlâ kaybetmemiş bir kadın ni- hayet diğerlerini susturdu. Söy lemek istediği şeyi anlattı: | —bBir kadın “için —genç ve İgüzel kadınlardan : bahsediyo- ruz— hem faziletli olmak, hem! de kendisine perestiş eden bir erkeğe —| başka bir erkeğe demek istiyorum— kar- şı haşin, zalim bir vaziyet ali ve güzel bir kadın fazi- letli olabilir. Fakat müşkül olan şey bu kadının ayni zamandâ haşin olmamasıdır, Sevilen bir kadınm faziletli lan do- layı hiç bir ebağn ke etti- ğini duymadım... Bunu hemen kabul ediver- mek kabil değildi. İtiraz eden- ler oldu: — Nasıl, ne kadar ümitsiz â- şık kendini öldürmüştür. , , Müsaade ediniz. .. Bahsst z âşıklar galiba eski To- manların sahifeleri arasmda gö Fafzedelim ki bir faziletli olmasm- liğe düşerek bir er- kek kendini öldürsün. . Bu be- nim fikrimi teyit eder bir şey- — Nasıl teyit eder?.. Anlaya madık.., — Gayet basit... Çıldırasıya İseven bir erkeği yeise düşüren ve nihayet intiharma sebep ©- lan şey sevdiği kadının fazilet- li olmasından değil, haşin ol- masındandır, Kimbilir nasıl bir | sini, aşkını çiğnemiştir!., Pek yakından tanıdığım bir İkadının anlatmağa değer bir sergüzeşti vardır: Bu kadir çok güzel, pek genç İti. Ayni zamanda kocasma fev- kalâde merbut bir kadındı. Fakat böyle kadmlar pek şid| detle seven erkeklere tesadüf ederler. Bilirsiniz ki faziletli bir kadı nın kalbini zaptetmek arzusu kadar bir erkeği çıldırtan şey yoktur. 5 Bir gün pek genç bir san'at-| kâr bu kadına takdim edildi. De nebilir ki kadını görür “görmez seven bu genç sevdiği kadının üzülme-| zi unutabilmenizdir. Paşa, Ca- hit Beyi incitmek değil, bilâkis onun omemnunluğunu kazar. mak, onu refah ve servete boğ AY En müşkül olan şey de budur! İ viyordu. | huşunetle o erkeğin izzeti nef-| Ztemi22£1 İnanıyorum ki, ben onunum)nun gibi dağlara düşmek olur ve.. Daima onunla bir olacağım. du! Ancak ümit ve istıraptır ki Muhakkak ki, bir mektup, bir insanları yaşatabiliyor ve, . Bun| haber, bir adam, bir tesadüf her lar biribirine katık olup kendi- halde bir gün onun sesini, onun 'lerini besliyebiliyorlar. yazısını, onun sözünü, hattâ o- #4 mu bana getirecektir. Bu ümidi! ” Birdenbire. aklıma geldi ve... kaybettiğim gün ben yaşaya. hemencecik yarı vücudime felç am, yarısı sökülüp alman ci- indi sandım. Aklıma gelen: O- gerlerimle, bütün bütün çıkarı- nun boğdurulması. Para ve mi- lan kalbimle çırpma çırpma, 00 de insanları çok düşürmüş. Çok gula boğula ölürüm!. Kendimi, değişirmiş!, bu anda bu kadar tutabilmem — Avrupaya gö: ii we bile onun yokdluğuna inanma- (Diye, bir ya EM DE mamdan geliyor. götürebilirler. İki mert ve açık Yoksa , şimdi bana * dü; bileğe kelepçe vurmasını, bir ni şen iş: Ya iki parmağımı gırt- şanlıyı eşinden aymnıp zorla bir Koydu. “Fazilet; i mide, “se-|mak, bu suretle kendisini aftet- Edebiyat, m —Fransızcadan— faziletini görünce ümitsizliğe düştü, Genç kadın onün itirafını din ledi, Genç musiki sanatkârı ü- imitsizlikle intihar etmeğe : ka- rar vermişti. Bu kârar kati idi. Çünkü hakikaten çildirâsiya se Genç kadın bunu anlayinsa ielâkete uğramış bir insah şısmda bulunduğunu gördü. Her felâket karşısında olduğu gibi bu betbahta da acımak ilk vazifesi olduğunu takdir etti. — O halde bu gencin aşkını kabül * ötmiş- olacak! ; Diye söyliyenler oldu. . — Hayır.. Merhamet içir ken di faziletini feda etmedi. Gen- cin itirafını dinledi. Ona karşı kocasına temamile sadık bir kadın olarak kaldı. Fakat bunu sözlerine, vaziyetine hiç bir hu sunet ilave etmeden yaptı. Bu önünde diz çöken zavallı erke- ge hayatta kuvvetli olması içini cesaret verdi. âtkâ kendini öldürmedi. Eğer böyle yapmasaydı..? — Gencin intiharı muhakkak tu değilmi..? Diye istihza ile so- ranlar vardı. — Hayır belki intihar etmez! di.. Fakat bir kadın için bir bed bahtı, acı bir sözle büsbühün bedbaht edeceğine hem fazile- tini, hem merhamet ve nezake- tini muhafaza etmekten yük- sek ne olabilir, saat21,30 da Bir kavuk devrildi 3 perde tablo Tarihi piyes in iKi ia! Geçti Bolunun pazar Müsahip zade Celal Bey Salı günü akşamı yel mz muallim Millet tiyatrösenda yarın akşam Sana'tkâr Naşit B, Türk iştitakile' Karadögirmen cinayeti dram kumpanvasınin Nişan | Topçu, Mirialığından | mütcksz | Eyüplü merham Sait Pa halidesi Sabahat H. Ja Topçu Mirliyalığından müteksit “Nevşehirli echum. Sal Pş,; hafidi genç süvari yözbaşılar rmızdan Mehenet Fuat beyin nişanı ları cuma günü saat 14 de Döyçe oryant bank. kâribiumumisi Sadi R. ef. nin Fener yolundaki köşklerinde icra edilmiştir. Tarâleyne sendet te- mean olanue rl lepçe. vuracaklar. İhtimal ben Paşaya: i bir defa göreyim... 'akat, bönlüğümüz- den istifade ettiler, beş on da- — |beynelmilel itibarını a Mektepliler müsabakası : Hariciye vekilimizin Ro- ma ve Solya ziyaretleri 82 inci hafta birinciliğini Per tevniyal liesinden 352 İhsan Sabri B. kazanmıştır. Yazısı şu dur: Bu haftanm en mühim hâdise- si, muhterem Hariciye Veki mizin, bütün Avrupa efkârı u- mümiyesini ehemmiyetle alâka- dareden Roma ve Sofyayi ziya- retleridir. Tahdidit eslihat ihza- ri komisyonundaki hey'eti mu- rahhasamızın reisi olan H, Ve- kilimiz Tevfik Rüştü B., avdet te Roma ve Sofyaya uğradı. 1 — Genç ve sulhperver Cüm huriyetimizin kiymetli H. Veki» li, Romüyı ziyaret ederken, ge-| rek hükümet ricali ve gerekse muhtelif halk zümreleri tarafın dan fevkalâde alâka ile karşı- lanmış, İtalyan matbüatı bu ve- sile ile Cümhuriyet Türkiyesi ve onun aziz banisi hakkında ha raretli tezahüratta bulunmuş- tur, Hariciye Vekilimiz, Kıral Hz. ve M. Mussolini tarafından ayrı ayrı kabul edilmiş. Harici- ye Nazırı M. Grandi ile uzun mülâkatta bulunmuştur. Bütün bu samimi temaslar, o mevcut dostluk rabıtaların bir kat da- ha teyit ve takviyesine medar olmuş. Akdenizin iki büyük dev leti olan Türkiye ve İtalya ara- sında her iki memleketin men- faatlarine ve bunun fevkında o- larak sulh gayesine muvaffak 0- lan çok sıkı bir teşriki mesainin inkişafıma yardım etmiştir. Türk - İtalyan mukareneti- nin bu muvaffakiyetli tecelli; İ kötü niyetli bazt gazetelerde bir çok yanlış tefsirlere yol açmış- tır; Güya Türkiye, İtalya ve sair devletler bir blok teşkil etmiş!, Halbuki bu muvaffakiyetli te- celli, Cümhuriyet hükümetinin siyasi sempatisinin bir neticesi- dir. Türkiye, her devletle dost- olmak istiyor. Bu samimi hüsnü niyetimiz dolayısiledir ki her devlet bize samimiyetle elini u- zatiyor. 2? — Hariciye Vekilimiz. av- dette Sofyaya da uğrayarak bu- rada kıral Hz. ve muhtelif dev- let adamları tarafından . kabul! edildi. Bu vesile ile de Bülgar| matbuatı, Türkiye hakkındaki dostluklarını çok parlak (o teza- hürlerle izhar ettiler. Hiç şüphe yok ki, Hariciye Vekilimizin son Avrupa seyaha- ti, Türkiyenin harici ( siyaseti noktai nazarından dikkat ve e- hemmiyete şayandır... Cümhu- riyet Türkiyesinin bu — faal ve vâsi dostluk esasma (o müstenit harici siyaseti, bize samimi ve devamlı dostluklar temin etmiş tr.. Bu realite, bize, Türkiyenin gösteren en kuvvetli bir delildir. smiğ> Harik, hayat, kaza ve o Galatada Ünyon hanında kâin Telefon: Be; Deyip çocukcağızın eline ke-İsonra böyle düşünebiliyorum!. | kediler böyledir. En çok: Hiç şüphe yok ki, artık paşa;|: — Pisti, , — Keklik torbada... Dediğiniz zaman yılışır, a8” Diye düşünür, geniş ve. . Ra- larmızın arasında dolaşmayab'i hat nefesler alır. Fakat, bu'tor- bada zannettiği kekliğin etini ok güç yiyecek, belki de disleri m olursunuz. Bu da, gi kırılacak! ee . İbirlikte içtima etmişlerdir. Yaptırınız. Türkiyede bilâ fasıla Icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadım sigorta yaptırmayınız. züne tükürmeme hiç dı. Mademi ki, onun nereye git B remiyecekler paranın; indan... — İp... — Boğum.. Adlarını da değiştirip: — Avrupa... Koyabileceğini hatıra getir- mek delilik olmaz. Fakat, ben, kendimi Ulviyenin sözlerine i- nandırmak istiyorum: — Paşa Hazretleri, Cahit Be- yin yanına bir deadam verdi- ler. Avrupada ii ikleri yere gidip kalacaklar. Paşa benim lağıma geçirip sıkmak. ya mec sehvet düskününün o koynuna yanımda talimat verdi: “Kat” ciye,, yi riya havayı boğan bir|tirip, sevgisini mazur göster- kara bulut gibi örtmeye başla-İmek için çalışacaktır! ini bana söylemiyecekler, ne|müthiş dalavereye i rede olduğundan bana haber ve|düşündükçe aklımı oynatacak) Ne bilelim bizi.. Ne avukatız, İnşallah böyledir. kika içinde her işi görüp çıktı- lar ve Cahitçiği ortadan kaybet oluyorum. Meğer, ben diplomat İlik yapayım... Derken asıl dip) İlomatlığı gözümün önünde pa-| yıp: sa yapıyormuş ta farkında de- gilmişim! Cahitle bizi odada yalnız bırakıp dışarıya çıktığı: zaman: — Fırsat, bu fırsattır!, Demiş, hemeri bir plân tasar- lamış. Merkez memuru, kömi- serler, polisler, imamlar, muh- tarlar gelecek, baskın verecek- ler ve. , Böyle punduna getirip: — Vay... Paşa Hazretlerinin muhterem refikaları ile ha. .. .İtiler. ma geldi. Daha görür görmez yüzüne tükürdüm ve., Bağır- dım: — Ne yüzle yanıma geldin?.. — Yaptıklarından utanmıyor musun?.. — Ne yaptın Cahidi?.. ne de başımızdan böyle bir kaç sey geçti. Kendimizi toparla- — Hey... Ne oluyorsunuz, da- vere yok!. Diyebilirdik. Değil böyle, hat tâ, cahidi benimle koyun koyü-| na görselerdi ne olurdu?.. Yine ne idamlık, ne zindanlık, ne Av- rupalık bir şey yoktu. Belki la ten tarafı da bu kadar hakaret- ten sonra bile benimle kavga et memesi !Buna çıldırıyorum, ken di yumruklarımla de bizim: verse, biraz benimle gavga et) Hayretl, — Eh. Artık... se, biraz: e Şİ z Dememiz paşayı yere vurur, — Eh..Sende!. Gece bir saniye bile u; ka bütün silâhlarını elinden alırlar-) Dese bu kadar hırslanmıyaca! dım. Ateşler içinde yandı di. Amma, is işten geçtikten) ğım. Adam değil.. Kedi! Bütün! (Bit Utanmaz adam!, Akşam yanı|ne iki kat, ev ler sağımda, En çok beni kızdıran, köpür-| ket bir insanda ancak bü İzini İlerim bir başkası için ve. kendi başmı|tün yapılanlar bir başks döğecek oluyorum. Biraz'cevap marifeti, m'at Namık Kemal ihtiflia Güzel san'atlar birliği, N& mık Kemal gününün, icap ede bir mükemmeliyet derecesi yapılması için mesaisine devdfi etmektedir. Dün, yapılacak m€ rasimin programını tesbit i Güzel san'atlar birliğinin telif şübelerinden bazı aza İçtimada Namık Kemal gür nün yeni bir şekilde tesidi iç bazı mukarrerat ittihaz edi! tir. elk çalana Sf liye e Beyoglunda ifsi vazife eden sta bul ikinci icra memurluğundan: - (© Açık arurma ile paraya çevrilecek” gayri menkulun ne olduğu! Ers hane ve ârse ile mahdur bir DER) ahşap hane, Gayri menkulun bulunduğu met kiz Maballesi Beyoğlunda Bedrettif sokuği Yaşmak Sıyıran © No, 42-44 atik 94 hane Takdir olunan kıymet tamamı iki bin Türk hirası Arırmânin > yapılacağı yer sanız İstanbal kinci era kunda 101-931 günü saat kadar. 2— İşbu gayri menkulen artır şartnamesi 20-19-030 tarihinden İf baren 920-1254 numara ile İstanbii ikinci icrasının mukayyıt nümarasıt” | da herkesin görebilmesi için açıktf Münda yazılı olanlardan fazla mal” mut almak isteyenler. İşbu şartnar”” ve 929-1254 numaralı dosyaya mö tncast etmelidir. 2— Arürmaya iştirak için “yak# nda yazılı kıymetin */, 7 © samlsii gösterilecektir. Müterakim bileği Yergi ve rusum müşteriye alıtir. işit tecnlnat kalkar. 5— Arurmanin birine ve ikisfİ olmasına ve gayri menkule eden kanuni hakka, göre diğer şartlar: Müterakim veffi ve saire müşteriye alti. Yazılan hana yukarda gösteri 101.031. tarinde > İstanbul iki icra dairesinde işbu ilân ve kılınan arorma şartnamesine 15 lı ida o > > satılacağı ia rtalarınızı İGORTASINA tomobil si ÜNYON yoğlu - 2002 larlar. O zaman kızarsınıZ, ve sına bir Kom kadar söğüp saymama; YÜ trmadı Yi ğurırsımız, kafa: — Hanımefendi. . kd — Prenses Hazreti f — Üzülüyorsunuz Efendi” — İstirahat buyursanız. “© Filân diy& mutat nezaket solu” ye” bei böyle mücessem bir ! Sanki, bütün söyle san tı durdu. Riya ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: