14 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

14 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet 4 asrin umdesi “Milliyet” lr 14 K.EVVEL 1930 © İDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs. Asker i ——e: Telefon numaraları: İstanbul 394), 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ : G Türkiye işin Hariç için sokulan cani e Sy © | Birincimakalemizde, halkın 6, 159 , M0. zde, 2 4400 “, 276x , | bİr toplanmasını dağıtmaya me )mür olan silâhlı kuvvetlere ku- manda edenlerin ne kadar nazik bir vazife deruhte etmiş olduk-! larını bir hikâyecik ile anlatmış tmm. Bir memleketin en büyük hükümet mümessili olan bir zat, kanuna muvafık bir toplan-| mayı dahi kendi noktai nazar ca sonradan mahzurlu görerek Gelen evrak geri vetilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya nit iler| için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların o mes'uliyetini İ kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 18 enez 10 derece idi. Bugün rezgâr mütchavvil | erecek baya yağmurlu olacak olursa buna halkım itiraza ve i- nada hakkı yoktur. Kanunları- imiz böyledir. Hükümet mümes- sill,'bir toplanmayı haksız ve lü zumsuz yere dağıttırırsa alâka- darlar itaat ederek dağıldıktan sonra şikâyet edebilirler; fakat dağılma kararı haksızdır iddia- sile dağılmazlar ve tezahürat yapmakta inat ederlerse ceza görürler. Toplanmış bir halk kütlesi- © Çakı gibisin be! “Ben iki yüzlü adamları sev- m, vakıâ bu zatler pek o işgüzar ve hoş adamlardır, le benim pek hoşuma gitmez , Ancak iki yüzlülüklerini de | erine vuramam. Dün rüfe- İlamdan birisi bi çeşit birine bir söz söyledi, bayıldım, ve si- nakletmekten kendimi. ala- © Oturuş ıyorduk, e yusyu İvana biri geldi.. Ve hiç müna- yok iken beni metetmeye adr Sözleri bittikten sonra adaşım dedi ki: — Yahu ne kıyak adamsın! Çakı gibisin be! Öteki bu nageh hur sözü anlayamadı, ben de 1 ni hükümet mümessi- linin müracaati ile askeri kıt'a- lar dağıtılması vazifesini yap- mak karşısında kalırlar. O za- man işte askeri kıt'anm kuman- danı hayatında yapacağı vazife- lerin en naziki karşısındadır. 'Tek bir çocuğun ezilmesine, tek bir vatandaşım burnunun kana- masına meydan vermeden S0 kakları doldurmuş olan binler- ce, on binlerce insanı dağıtmak, civar sokaklardan, müvazi yol- nlayamadım ya! ve sordu: lardan söküp atmak lâzımdır. > « —Benim nerem çakıye benzr-| Halk tarafından silâh kulla- yor? nılmadıkça, veya üzerlerine bü- ü Imad: ilâh) a geni e lm ve öylüyordun, bugün lehindesin! Telgrafın... direkleri Taksim abidesi etrafımdaki ortasında gövde ka- lığında paslı ve o saçaklı bir graf direği vardır. Bu . direk meydanm güzelliğini . kasten hlâl Ear bu direği koskoca İs- şehri ya kaldırmış ya kal tır. Bu tabif estetik itibarile çirkindir, ayıptır. Ben aylardanberi bu direkten şi âyet ettim aldıran olmadı, dünkü “Cümhuriyet” te Abidin Daver Bey de ayni şeye ilişmiş, o da her zevki selim sahibi gibi ten şikâyet ediyor. Eğer i- birleştiğimiz halde bu ka- ufak bir işin bi ie ml nez Maamafih : yatak odası gibi beyaz sa lü jad rengine boyandığı ve okağa nazır köşe kapılarmm bakkal kâğıdr geril- ini görünce bu işin Telegraf n inden düzeleceğine idim kalmadı. miştir. Bu halde halkın sildki| kullanmaktan ve hükümet kuv-| vetlerine taş atmaktan” çekin: meleri lâzımdır. Maamâfih bazi cani fikirli ve düşman emelleri ne hizmet eden kimseler böyle heyecan ve toplanma zamanla- tında halkm arasına karışarak halkın heyecanmı arttırmağa galışırlar, silâh atarlar ve hükü met kuvvetlerini silâh kullan- mağa mecbur ederek kanlı vak” slar icat etmek isterler. Halk, kendi aralarında böyle. silâhlı ve bozuk fikirli adamları kendi- i tutmalı ve derhal polise tes- lim eylemelidir. Hükümet kuv- vetleri de böyle tek tük tahrik- çilerin silâh ve taş atmasile he- men silâhla cevap vermeğe ya- naşmıyarak bu gibi canileri a- rayıp bulmağa ve sükünet ve dali son zamana kadar muhafa- zaya itina eylemelidir. Masum! halkı korumak düşüncesi unu- hücumları, atlı hücumlar, kala- balık şehirlerde yüzlerce kadın İlerek telef olmasma, sıkışıklık- tan boğulmasına sebep olur. Ral (ililiçetin Ce ER rcmarı 52 Beş hasta var ! İğil iklim bir kaç gün için az ida olsa hir leke taşıyacak diye İsıkılryorum.. - k değilim... — Sen beni kendine zorla ka- Toplanmalarda halkın tarzı hareketi — memurlarının verecekleri emirlere itaat lâzım Ne gibi hareketler silâhlı kuvvetlerin silâh kullanmasını mucip olur — Halkın arasına halkın dağılmasını emredecek| kullanmaları kanun ile menedil| tulmamalıdır. Lüzumsuz süngü! ve çocuğun ayaklar altında-ezi- To planan, halkın gnikdarını ar) rı yaptın. Şimdi de benim yap- tıklarıma, istediklerime tâham- etmek mecburiyetinde-|; — Beri ne istersem 6 olacâk!.. — Yalnız Gardenbarâ değil, İstediğim yere giderim... “İstediğim erkekle gezebi-| rim, © — Benim de hakkım, hürriye/lar gla kızıyor, köpürüyor, m var.. © — Kimin ısırdığını bilmiyo- sin. rum, fakat ne çıkar?.. Diye haykırıyor, aşi — İstemem.. İstemiyorum. . — Hepimiz sarhoştuk - | Böyle Se tahankn sd E Ünmekten ne olur?. mem, , — Her erkekle konuşabili-i aa her sözüne böyle cevap- Kadı beni katil edecek” MLLİYET bahisler Sokak mücadeleleri Hükümet fikirli kimseler tırmağa, toplanma mahalline civar sokak başlarını tutarak oraya olan akmtıyı meneyleme| ğe dikkat etmek; fazla bir top-| lantıyı dağıtmaktan daha kolay bir tedbirdir. Sokak mücadeleleri; asırlar- danberi yapılmakta olan Garbi Avrupa memleketlerinde bu mü cadelelerin tabiyesi dahi tedvin edilmiştir. “Her yerde küvvetli İbulunmak, yani muhasım tara fın yapacağı işler ve niyetleri hakkında vaktile ve sıhhatli ma lâmat elde etmek, muhasım ta- raf kuvvetlerini nerede toplıya- cak ise bunu öğrenmek, hangi! hedeflere karşı tezahürat yapı-| lacağr öğrenilip buralarını teza- hilratçılardan evvel işga! eyle- mek, tevkitler icra etmek, civar dan gelip geçmeği meneyle- mek..,, İşte sokak mlicadelesi tabiyesinin ana hatları. ... Eğer hükümet, halkın herhan &i bir şehrin meydanında bir toplantı yapmasına müsaade et mekle beraber bu toplantının da yaP- mahdut bir vaziyette kalması lüzumu karşısmda ise aşağıda krokide gösterilen: tertibatı a- ANIL, Yani toplanan halk iki piya- de kıt'asile süvariler arasma a- İmalı, toplanma ve tezahürler yapılıp bittikten sonra mevcut kapılardan halkın yarısı (A) is- tikametinde ve yarısı'da (B) is- tikametiride dığâttyaçıkarılmalı dır.Bunlar muayyen istikamet- lere çıkarıldıktan sonra, halkin heyecanı fazla ise uzaklara ka- dar atılıp sürülerek biribirlerin- den tamamile ayrılmalarına dik kat eylemelidir, Aşağıda (2) numaralı şekil se, düşman fikir beslemiyen ve fakat mikdarı pek kalabalık ©- ilan ve caddeyi doldurmuş bir İhalk kütlesini dağıtmak için müracaat edilen bir usuldür. Halka karşı bir sıra yaya jan darmanın 1,5 metre gerisinde bir sıra atlı cephe alır. B sira yani (A) sırası 8 da bir kere açılarak, her açılışmda| ok il tik Diye tepinip dut en ziyade: — Ben. namuslu” bir adar mim. İ© Diye bağırışmda bir canhav- li vardı. Sık sık tekrar ediyor- du: ” — Ben bu ane kadar 'namu-| EtemiZZET > |sumla yaşadım. iy EEE ika çe ila İZ hal Arkadaşlarımla “eğlen-| — Gine te viz gelir... | | telif edilebilmelidir. n 1- en sakındığım i için de, —Sanabu kadar serbeslik — Senin emrinle oturup kal- ! vermem itimadımdandı!, ; © — Kadın müsavi hakka, en geniş mânasile hürriyete sahip olabilir. Fakat, yine kocasına ve namusuna sadık kalmak . şarti- le.. 0 — Ben senin göğsünde böyle bir emik yeri olacağını bir tüirlği aklıma EM D ve — Sana inandığım için g verdim... bir . Tazyik ediyordu: — Artık seni kapayacağım!.. — Bütün hürriyet haklarmı alaca; he vere gönderme- cildiğer sokaklara doğru uzaklaş- İlaştırılması elde edilir. PAZAR k 4 Mektepliler müsabakası : İsmet Pş. İstanbulda 83 üncü hafta (birinciliğini Kabataş lisesi ikinci devreden | 417 Ali Kâzım B. kazanmıştır. Yazısı şudur: Bu haftanın en mühim habe- ri Başvekil İsmet Paşa Hz. nin (İstanbulu teşrif edecekleridir. Bagvekilin İstanbulu teşrifi Ga- İzi Hz. nin de burada bulunduk- ları bir zamana tesadüf etmesi ayrıca şayanı ehemmiyettir. Ge çen üç ay zarfında yeni bir fır- kanın çıkması ve İnfisahı mem lekette her halde yeni bir takım tedbirler alınmasını icap ettiri- yordu. Bunu nazarı itibara alan hükümet ve devlet reisleri, biz İzat halka yakından temas edip İonlarm isteklerini anlamakta dırlar. k Gazinin Anadoluda seyahat ve tesbit ettik Sonra İstanbula| gelmeleri yine seyahate devam | edecekleri hep bu gayeye matuf İtur. Bulnuduğumuz seneler için ide bütün dünyayı sarsan bir ik- tısadi buhran vardır. Memleketimizin de mutazarrır olması tabiidir. İşte bunun içindir ki hükümetimiz bu dertle yakından alâkadar 0- İuyor, İsmet Paşanm İstanbula KANUNUEY YEL Mizah, Edebiyat bundan | * seyahatide iktısadi o meseleler hakkımda Gazi Hz. sile temas i- çin olduğuna ihtimal verilebilir. Sait Bey merhumun cenazesi meb'usu Sait B. müptela olduğu hastlıktari reha yap olamıyarak: yattığı Fransız hastahanesinde vefat © etmişti. Cenazesi dün merasimle kaldı- rıldı. Birçok meb'uslar, merhu- mun dostları bir kıta asker ve bir müfreze polis hazır bulunu- yordu. Sait B. e aile kabristanına defnolun Merhum son CE ga dir, vazifesine merbut bir zattı. Magfiret dileriz. ş sırası her 4 dakikada bir kere açılarak her açılışta 500 kişi bi- rakır, Üçüncü sıra 2 dakikada pivadeler g7 atlılar is» Adım Adım bir açılarak her âçılışta 250 ki- şi boşaltır. Bu boşaltma usulü ile kadıların, çocukların ve çr- hız insanların ezilip telef olma- sına meydan vermeksizin İnsan kesafeti seyrekliğe ve tenhalı- ğa kalbedilir ve müvazi ve amut tırılarak herkesin kendi mahal- İlesine ve hanesine doğru uzak- CİN OĞLU yeceğim. . — Salonunu kapatacağım. , — Ahbaplarını dağıtaca- ılğım... — Bana esir olacaksın? Ben de, bir köpeği tersler gi- bi nefretle yüzüne iie dum: — Sen bana hiç bir şey yapa- mazsın! — Yalıya kâpandığım günler geçti... — Ne salönümu kapatabilir- sin, ne ahbaplarıma bir şey söy” liyebilirsin! — Bana * yaptığını çekiyor. sun!, Bilmecemiz 19345 67891011 KJATZ IR ATE PT TAŞ Z EİL AMİAİR IR BAR lap Aklı Lam JE MİKA ŞAR LKIİŞİM KURNA IAMLAAKİM P Mi AMİRİU MEB A R'AİBİR BE KİAİZ A "İARAMANAMZAR LİAKMAİR I bilmecemizin halleri yekli 123456 6 bilmecemiz Bugünkü Soldan sağa ve yukardan aşağı: 1- ga aksi (4). İlâç (0. 2 - Gehişlik (2). Lahim (2). 3 - Nota (2). Nota (2). 4 - Dört tarafı su olan toprak (3). Çalgı (3). Çift de- ğil (3). 6 - Zaman (2). İstifham (2). 8 -Bir çalgı aleti (3). Kadın (3). Fena (3). 9 - Beygir (2); Rabıt edatı (2). 10 - Atıf edatı (2). Nida (2) | Birkaç * arkadaş konuşuyor- duk. Sözün mevzuu tiyatroya intikal etti, Bir arkadaş: — Her halde, dedi, bir piyes yazmak kolay bir iş değildir. Fakat yeni başlıyan bir piyes #muharriri için en çok iş yazdığı piyesleri oynatacak tiyatro bir — Sen ke: i bunlardan say muyorsun değil mi?,. Çünkü en çabuk muvaftak olan sensin... Diye itiraz edildi, O gülerek: — Benim böyle çabuk muvaf- fak olmamın sebebi yüksek bir zekâya malik oluşumdan değil- İdir. Ben yalnız çok talihliyim. Bütün mesele budur... Size bu- nu anlatırım, Fakat başka yer-irir. de söylemeyiniz. Sonra aleyhi- me olur... Sonra anlatmağa başladı: — İşte işin nasıl olduğunu! söylüyorum: Ben o zaman yir-! yaşmdaydım. O zaman bir piyes yazdım. Doğrusu be- ik bir muvaffakiyet ka- zanacağım şöyle dursun az çok bir istidat sahibi olduğuma ih- timal veren de yoktu. Maama- fih benmeyus olmadım. Yazmak ta devam etmeli diyerek yazı- yordum, Hattâ o yaşta bir gen-' 11 - Eski (4). Balık (4). İs. B. Darülbedayi Ili Vasfi temsilleri ii Bu akşam nl ni Geçti Bolu gi İİ a Türk Akademi Tiyatrosu nun pazari... komedi Sperde Yazanlar: B.de Flece ve de Grnissez om Bedin tL şamı saat Zi de ilk temsii: 1— Ercüment Behzadın “ Yolcu ,, ismindeki fantazi muzlkalı, 2- “ Eşber çig saray faslı, 3 Ertuğrul o Sadettinin “ Bravo Rejisör ,, isimli groteski, 4 Hayri Muhittinin “Ateş içinde, tacıası, Her salı; gece“ Umuma, Her-perşembe saat 15 te “Ta. leri — İşine gelirse böyle benim- le öturürsün. Gelmiyorsa ayrılı- Tız. benim piyesimi beğenmiyenleri oynanmamıştı. Yalnız okutmak için gösterdiğim adamlara be- ğendirememiştim. Nihayet bir tiyatro müdürüne gittim. Piye- si aldı. Büyük bir ile yacağını söyledi. Bir hafta son ra gelmemi söyledi. Ayrıldım. Fakat bir hafta sonra gittiğim zaman tiyatro müdürü özür di-| ledi, Piyesi tetkik edememişti.! Bir hafta sonra tekrar gitti- ğim zaman gene ayni cevap kar Hüma kaldım, bilmem kaçıncı” defa olarak tekrar bir gün tiyat! roya gittiğim zaman orada biri- ni gördüm, Buda benim gibi! piyes yazarak getirmiş, onun da piyesi daha tetkik memişti!,. Tiyatro müdürü be- ni tekrar ayni nezaketle kabul ettti. Fakat ben artık tım: Benim piyes okunmıyacak tı, daha doğrusu oynatimiyacak Piyesi alıp çıktım. Artık ora- dan. ne hisle ayrıldığımı anlat- mağı fazla buluyorum. Bir birahaneye girdim. Bir ie genç ve güzel kız arasında biri bilhassa beni celbetti. Ona bakıyordum. Kız da bana güldü, Kız yanıma geldi. Fakat çok geçmeden farkına vardı, sordu: — Bir kederin mi var?.. O ka dar» müteessir duruyorsun Ben derdimi anlatacak bulmuştum, Herşeyi söyledim. . Ben bir defa kendimi onun karısıyım saymıyorum ki hakir ve istedikleri olsun! Söyledikleri ancak sahici Muvaffakıyet cin düşünebileceği gibi ben de! kabahatli buluyordum. Daha| Buna mı müteessir oluyor O kadar!. . Dedimi., Yine, bir müddet kar şılıkir çekiştik, bağrıştık, kavga aştık; durduk. En son o; — Sus artık kadın, fena olu- yorum... Diye bileklerimden tuttu, be- ni sarstı, ben, — Bırak, şimdi avazım çık- yi kadar bağ karı kocalar içindir. Hoş onda da tezada düşüyor, yine dejene- relikten kurtulamıyor, Hem na- mustan, faziletten, insan ahlâ- kından bahsediyor, hem de lüks ve sefahetin bunlarla çelikinderi dem vuruyor! Sefahet ile namusu bir araya getirmek ve. . Bir yapmak! Bu İhiç kabil mi?,, Dejenere nesil | Sarvat ve talih yolu.. —Fransızcadan— “ sun?... Dedi, bırak bu işi be hallederim. Yalnız bana bir ek bise tedarik etmeli... ciddi bi” kıyafet lâzm. tedarik ettim. Pek iddi bir k iye İsi aldı. ri ben hastaydım. İlabilmektir. mdı, Piyesi BindüylMgiğ, araf Ji De Kendisi çabülk şöhret mn damdı. Onun için kendisin ğ eyer döndü, geldi ile bir de mukavele il t. Benim piyes artık oynand” caktıl.... Buna nasıl muvaffak oldu?» Bilmiyorum, Esasen bunu arağ” tırmak ta istemem. Piyes oyna dı. Ben artık * tiyatro muhar İriri oldum. Hem de muvaffa" İvesi git gide-artan bir muhaf i Mr hikâyeye hepimiz şaşmış” tık. Bittabi merak edilecek bir cihet kalmıştı. Onu sormakta” kendimizi alamadık. — Sana bu muvaffakiyet yo Jlunu açan kız ne okdu?.. | — O mu?.. Bu da ayrı bir hi 'kâye... Ben bir müddet sonr# " hakikati tiyatro müdürüne an lattım, Beni sükün ile dinledi Çok geçmeden bize bir ziyafet veren tiyatro müdürümün evin de kimi cald O kızı. Be ikâr olan tiyatro müdürünü” evinde herşeye o hükmediyor” du. Tiyatro müdürü bunu ban? yavaşça anlattı: — Sizin muvaffakiyetinize | ğ mil olan bu kadın benim işlerim fena gittiği zaman bana da mu: vaffakiyet yale açıyor talik Xi kadın... © Tejekkür Hilâliahmer İst. Merkezinden: Onuncu ilk mektebin birinci ikinci ve üçlincü şubeleri talebe si yevmiyelerinden arttırdık” İları 573 kuruşu “ merkezimize teslim etmişlerdir. Bu küçücük © yavruların şU necip hislerini takdirle teşekkü- İratımızın lütfen ilânını rica © der ve bilvesile teyidi hürmet eylerim efendim. Şehir Meclisi azasından Tay” yare cemiyci İstanbul şubesi Mali muakkibi Sadi B. dün irti- hali danbeka eylemiştir. Ce nazesi bügün (14 kânunuevvel 930) saat on birde Lâleli Ha- rikzedegân © aparumanlarından kaldırılarak o Aksarayda o Valde camiinde namazı kılındıktan sonra Merkezefendide aile mak* beresine “defnedilecektir. Mevlâ * rahmet eyleye —— Poliglot. eme we kopye bürase tan ka yorlar. Ve yine ileriyi özleme smıfının ortaya koyduğu yaş&” yış şekli zannediyorlar. Bu, lin eskiden yeniye geçerke” dökülen, arada kalan, . şaşıraf insan kafilelerinin ortaya koy” duğu bir şekil olduğunun farki da değiller, Yeninin itikadı m musu ne bir kadının esirliği, "* bir göğdenin belden aşağısı bi” lecek kadar basit, ne de hot” mer bunlar “tam dejener©" ğıracağım. Diye seriden fırladım ve yi neo: — Seninle Allah başa çık- sm!, işte burada en büyük hataya dü) teş al ini koyacağımız zümredi şüyor ve hodgâmlık namus sa- yılıyor. Sefahet, dünyanın her insalara, — Beni böyle sen. yaptın!, — Ben seni istemiyorum. . Senden nefret ediyorum. zı olduğum zamanlar bana tah- sis ettiğin servetin faizi olmak tan başka bir şey değildir. — Yiyeceğim. — İçeceğim!. — Gezeceğim?.. — Eğleneceğim!. Diyerek odamdan çıktı, gitti, Ben'de biraz kendime gelmeye isin yaşayınız. «> — Sana kendimi vermeye ra-|çalıştım. Şimdi dargınız, ko-! Dedi. Bu telkinin geniş hu-! nuşmayoruz. Ben hiç odamdan "dutlari içinde ne eskisinin, ne çıkmıyorum, o da gelmeyor. Fa ilerinin namus telâkkisinin ye- ii ne tuhaf adam. . Bu kadar ri ve ifadesi yoktur. Bunlar, öy- fedakârlığa razı olmamalı le düşünen bir jenerasyon ki, , Belki, belki değil, hakika' — Namus. . Diye çok dekiyi alıyorlar ve.. aa al var. Söyledikleri doğ-' ru. Fakat, onunla benim için « de- Bilerek, inanarak değil, kulak- değiller. “am dejenere, de İN San ahlâk ve namusu tamam©' devrinde yoktur. — Kendiniz için. . Yaşamak| Bu telâkki, bütün bütün kay?” dilmiştir. Herkes herkesindir. İnsanlık vicdanı bilinmeyen, t8” nınmayan irşad. Bağlayan, ! 5 ayıran, eyi ai ve leştiren unsur servet ve serMi” yenin ayakta tuttuğu adi gö. üş ve taşl menfaat kıdır. Ve... En yanlış bildikleri (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: