20 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Olsa muhakkak tapu senetlerin- | yakası açılmamış Fikir, emlliyet rin umdesi “Milliyet” tir JK,EVVEL 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi | 5 160 Telgraf adresi: Milliyet. İs-! 1 ” Telefon mumazalarıt bul 391, 3912, 3913 Isan hi İmeti saklar mı? Vakıa eskiden “paranı, mez- hebini ve fikrini sakla!, Demiş | ler amma o zarınla bu gün ara İsırida vücüt, adem farkı var. Pa Tanı toprağa gömersen belki sakleyabilirsin,. Yoksa bankaya versen, mülk, tahvilât alsan, ti- caret etsen yirmi dört saatte an santimine kadar âleme mlüm o- .JONE ÜCRETLERİ İur.. slezhep bahsine gelince; Türkiye için Hariç için onu saklamağa devam etmekte 400 kuruş 800 kuruş mahzur yok... Fikir bahsine ge- İple 90.” İlince;olsada saklasak! e Filân zatın şu kadar bin lira- ân evrak geri verilmez |lik apartmanı varmış... vz z ayıp mı?.. Bilâkis filân Bey me e ei geçen mahale Het) teliksiz bir züğürtünr,, derlerse ddieiyelemimendt Gülle” elbet çok daha fenadır. Benden iz ilinlerm mes'uliyetini|siZ€ nasihat. Tok adam daima aç adama müracchtır. Keşke bü G 3 aylığı l İtün iş admlarımız hayat kapı- sından uzak olsalar..Malim ya! İngilterede resmi maaşir pek az R dır, Ekseri büyük memurlar, ai- ece İdi Bugün ruz ye Sbs b le servetlerile geçinirler... Ben zengin olmanın aleyhin- k “Haftanın yazısı | de değilim ve öyle tahmin edi- iyorum ki; benim gibi zengin ol- - — — mak isteyenler pek te akalliyet Veminelgaraip ! Ben, Felek ismini seçip ken- İteskil etmezler.. 'dime mal ederken onun kanbur mânasını da ifade ettiğini düşün im. Neden sonra bunun a vardım amma İş işten gecmiş, (Felek) banaralem ol- mustu. Onun için eğer arasıra kanburdan bahsedersem aykırı görmeyiniz. Kanbura sormuşlar: — Senin kanburunun düzel- mesini mi istersin, âlemin kan- bur olmasını mı?.. Tereddütsüz cevap vermiş: — Herkes kanbur olsun dâ- o hai Lâkin bu temenni her kanbu Tun fikri midir bilmem! Her hal de insan bazı çekmecelerin yal- © nız kendinde olmasını özlüyor. Bugünkü hava hararet en çok İÜ enaz 8 * yaütevasit akur. *. Ortada dönen garip şeyler ara sında biri de bu günlerde, man- dalina, portakal gibi bir gazete çokluğu olmasıdır. İstanbulda ne okunur ne okunmaz. aşağı İyukarı tayin edebiliriz. İsimleri ibirer izafet ve sıfat terkibi: ol mak üzere bir cok gazeteler in- tişar ediyor. Bunları kim oku- yor bilmem! Lâkin bunlardan bazılar; kendilerini göstermek için ameli bir sistem bulmuşlar. | Gözlerini yumup önlerine gele- İne taarruz ediyorlar. Tanıdık. tanımadık.. Bu sistem şaşmaz ibir rağbet temin eder. Bu rağbe | tin pisikolojisi basittir. Köprü- den geçerken iki kişinin birbiri! ne: — Vay Beyfendi hazretleri! Nasılsınz? İnşallah afiyettesi- niz... Vallahi zat âlinizi ne ka- da? özledim.. Biz sizinle iftihar ederiz. Şu günlerde etrafta garip şey er cereyan ediyor. Bazı zevat irinin zenginliklerini göya yüz karası gibi ortaya ati- . “Senin falan yarde söy *e bir mülkün var,, diş ediyorlar. Bu yazıları gö Allah bilir, benim de bu tarzda | yüz karam olmasını pek istiyo- rum, Bu sözle bana eski bir taa miyedeki şu dörtlüğü hatırlat- u: dülen görseniz ve işitseniz, hiç vam eder gidersiniz... Fakat bu mükâleme öyle olmaz da; — Kerata, eşek oğlu eşek. Şimdi senin geçmişini... filân... ! Şeklinde olursa âlem başına top Bu boğazım ile öldüm sürefa | İanır, toplananları görenler top maskarası lanır ve toplandıkça (daire Havyar olsun iki âlemde bana | büyür, ta polis müdahale edin- yüz krası | ceye kadar. Bir büyük tepsi ile gelse lüfer | . İşte bu gazeteler etrafında ıskarası | kalabalık toplansın diye bulduk A birader gözüm açtır gene (ları yol küfür etme yoludur.. O- kamım doymaz. inun da modası geçmeğe başla- O zaman havyardan yüz kara /dı.... Çünkü Allaha emanet ga- sı temenni eden zat şimdi sağ (zetelerimizde intişar etmeyen küfür kaldı den sim siyah kesilmesini diler. |mı?... Vaktile herkes meteliği yok | (Ben bir şeye dikkat .en Karun görünmeğe çalışır- |İrum. Size de göstereyim... şimdi mal menahın: gizli tul iBzde, ekseri eğlence ve işii iş tuyor Bu ne küfranı nimet! İn- ret zevkle başlar gürültü kav L ediyo- © Bu akşam © Büyük GALA olarak — İlk muhteşem titminde elin debi romanı: 58) Beş hasta var! Elem iZZEİ Bu bir| Tarzında görüştüğünü tesa- | i ILORYA ölesi MİLLİYET Mizah, Allahın ihsan ettiği ni-| Güzel bir erkek değildi. Faz Ja olarak genç te değildi. Fa- kat bu noksanlarını örten bir şe yi vardı; parası :eçenlerde kendisini gördü- ğüm zaman, bana, kadınlardan bahsetti: muyoruz, dedi, sana anlatacak bir şey; genç, güzel bir kadın buldum. — Muvafık, dedim, bittabi hayli para sarfediyorsun... Güldü.. Bunu tabif ettiğini gösteren bir tavurla ba- şınr İki tarafa salladı, ellerini açtı, devam etti: — Fedakârlık etmeden olur mu?.. dedi. Fakat eğer yanılmı- yorsam*. o da, buna mukabil, beni aldatmıyor!... Dostum, meselenin en nazik bir yerine gelmişti. Bir müddet tenberi beraber yaşadığı kadı- nın sadakatinden emin olmak istiyordu. Kim bilir hangi giz- li süphe onun kalbini için için buruyordu?. Kendisi güzel de- gildi, genc değildi. Para ile alı- nan bir sadakat ne kadar de- vam edebilirdi?, | Ben,ken e bir şey söyle- imedim.. O, beni yemeğe çağır- — lolmak srfatile beni sevdiği ka- İkadın... İ Dostumun o kadar para sar İfettiğine hayret etmedim.. Fa- kat kendi kendime düşündüm : -— Sadakati şüpheli"... Böyle bir kadımı, ebedi surette kendi- İne bağlamak imkânı var mr (dirdi. Maamafih, kadın, . bir taraf- tan dostuma para sarfettirmek- le berab: a karşı mâsum bir tevekkuf etmeden yolunuzü de- smmm | jile devam eder ve cinayetle bi- İter. Edebiyat ve şiir ekseri edeple başlar,aşkla devam eder ve edep sizlikle nihayet bulur... Siyasi münakaşalar mantık- la başlar şamata ile devam eder Küfür ve rezaletle nihayet bu- lar. Ticaretler ümitle başlar, ha- | raretle devam eder. iflâsla niha yet bulur. Dostluklar samimiyet | husumetle nihayet bulur. Ben | size beş misal getirdim. Her fe- | na bitmiş şeyin menşeine doğru | geri geri gidiniz, bu misallere | benzer daha bir coklarını bulur sunz... Bu acaba bize mahsus İbir garibe midir bilmem?... FELEK k ural amma, küçükten beri paşanın yanında büyümüş, Oksford'ta incelmiş, muaşeret ha- yatını inceliklerini bilir; Fran Sızca, İngilizce ve Türkçeyi ana! lisanı gibi öğrenmiş, centilmen bir Mısirir, İhtimal meziyet sayılabilen şeylerde bir insan ruhundaki kabalığı, vah- — Seninle çoktanberi buluş- | telâkki | Kendisinin eski bir dostu İ dına takdim etti.. Doğrusu cok | güzel, pek genç ve pek şuh bir” ile başlar, alâka ile devam eder. |; bütün bujhedeflere sü CUMA ESI 20 KİNUNU Edebiyat, e Bu ayrılıştan memnun değil ! — Fransızcadan — İvaziyet almış, sanki onun gibi İgüzel olmıyan ve yaşlı bir a- damla beraber bulunmağa kat- landığını bir fedakârlık © gibi İgöstermeğe alışmış görlinüyor du, Ben, bunların münasebetle- rindeki tefcrrüat: öğrenmeğe başlamıştım. Her i de beni samimi bir dost biliyorlardı.. Onun için me selâ, vakit vakit kadının dostu- ma dönerek: — Söyle, seni mes'ut edebili- yor muyum?. Diye öyle bir soruşu | vardı İki, bunu görünce, kadınların, Jerkekleri teshir hususunda ne İkendime bir kere daha ediyordum. Fakat bilmiyorum, det ne kadar devam etti?.. Bir! gün dostum bitkinbir halde geldi, beni buldü. Şunu anlattı: tekrar bir vak'a oldu.. Bir kaç hafta için Paristen uzaklaşmış, tenha bir yere gitmiştik. Bir gün mü- him bir iş için Parise çağrıl dım... mecbur oldum. , Devrisi sabah, oraya döndüğüm zaman, bir tür lü oda Kapısının açılmadığını 1. Nihayet kapı acıldı. benim bırak işgal ediyordu. — Ne yaptınız dostum?... Yoksa intikam almağa kalktınız?.. — Bu, genç.bir şair imi: Yazdığı şiirlerle kadmın gön lünü elde etmiş. Fakat bir ek- #siği varmıs; para$ı, yokmuş! Derhal anlamakta gecikme- dim ki, benim kendisine temin ettiğim refahtan sonra, bu ka- dın, bir de kendi güzelliğini şi- irlerile terennüm edecek bir genc bulmakta gecikmemis!. — Sizi, dedimi, bırakıyorum.. Bu otelde, bu odayı istediğiniz Zamana kadar işgal edebilirsi- niz... Orada hazır duran çanta- mı alınca, çıktım. — Sonra ne oldu?. — Sonra ne olacak?.. Otur- duğumuz otel pek pahalı idi. | Ben ayrılımca, bittabi züğürt şa- İir, parâ veremedi... İkisi de ora- dan kovuldu..!, Dostumun yaptığını beğen- dim,. Fakat o, bunu. müzaffer gibi görünerek anlatmak ister- ken, halindeki bitkinlik, sesin- deki kuvvetsizlik gösteriyordu İki, bu ayrılısa hiç te memmn ide m Hem artist Hem tenor hn birotenorun — #lâhi Serennüm menfaatlerde beni bir hadde ka 'dar tutabilir. Paşaya ve servete mağlüp oldum, fakat, esir olma dım!,, Nedim Bey Nazmi hemen hir men beni bu menfaatlerle teh- İdit etmek istedi amma, yanlış lendi. İkide bir:! bu saa-| — Seni görmiyeli beri, büyük | Geceyi Pariste geçirmeğe İ RAMON KOYAR ve muhrik etmek — sevdasına — Sizin bütün sırlarmızı bili-İmencecik bir kurt giri 1930 ; Bilmecemiz 7 891011 Lilmecemizia halledilmiş şekli 1 $ 84 $ 678910101 kadar mahir olduklarını kendi|, Buyülahli bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşağı 1 — Kamer (2). Tencerenin ba- bası (5). İstifham (2). ? — Bir mevsim (3). İsve (3). Dem (3). 3 — Altm (3). Ufuk (3): 4 — İade (3). Baş (2). 5 — Zaman (2). Uzak nidası (2). Erkek (2). Nota (2). 6 — Tahmin (3). Boşluk (3). 7 — ok değil (2). Şart edatı (2). Nota (2). Nota (2). $ — Vücut suyu (3). Bir erkek İismi (3) 9 - 4). 10. — Ekmek (3): Kaldırmak(3).| İBüyük (3) 11 — Genişlik (2). Sualin karşılı. | ğr (5). Yuya (2). Dr.HORHORUNİ Cık , zührevi ve bevliye Tedeylbenesi Beyoği Tokutlyan yanında Mektep sokak No, 35 mus- yene ber gön akşama kadar “Dr. A. Kutiel Cil, Frengi Belsoğukluğu ve ademi iktidar muayene ve elektrik Kış yağmuru (3). Bir adet inde No. 44 Müessif bir irtihal Cümhuriyet refikimizin idare İmüdürlerinden İbrahim B., ev- velki gece Cığaloğlundaki ika - metgâhında irtihali (odarübaka eylemiştir. Cenazesi, dün kaldı- rılarak Yenicamide namazı eda edildikten sonra bir motörle Beylerbeyine hakil ve oradaki aile kabristanında defini hâki /gulrn kılınmıştır. Cenaze merasiminde merhu- mun gazeteci arkadaşlarile vefa tmı işidebilen bazı ehibbasi bu- lunmuşlardır. Merhumun ailesi sesi ile düşeci o Kadar tatlı ve & onu tebliğ etmeye gibi bir tavır aldı: —Kuzum hanım, hazırlarınız iermnluş ida bir iki gün için şöyle bir ye- re gidelim. . Dedi. — Nereye?.. Dedim amma, | -| zihnime he- tedavihanesi. Karaköy Börekçi farm Tamamen sözlü ve şarkılı arı'rt A (1*e**0000 40000090 #044099 Bugün 1 « Bu gin az 730 te matinede v am ser SİM te FRANSIZ TİYATROSUNDA anlı kukialar PİCCOLİ TİYATROSUNUN SELİ, iyii DORMANT M4) $494$4$4904$99009062009$ $$ EZE ERE Mi LTO N kimdir?? mi mürekkep LA Parisli böyük fantezist dansörüdür. Sea **000000009040900 İTTIHADI MİLLİ Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eylerir. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanınd Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktapı! 44490469» Telefon: Boyoğlu 2003 İHACI BEKİ ALi MUHIDDIN Bahçekapı mugann Ankara Beyoğlu Çarşı İhap paniğine Sanık ev Na 14 Doğramacı sokağı hamam yanındı Gi mahallesi Büyükada ki kat harap bir haldedir. Tahmin ed kıymeti defaten ve peşinen alınmak şartile 488 liradır. Satış İ amelesi 4-1-031 pazar günü saat 14 te Adalar malmtdürlüğül i yepilacaktr. Pangaltı arak; Kadıköy 7-8 aylarından itibaren sütten kemlime zamanı 7 ve naşvu nüması esnasında istimal edilen vej armamlaiz bir Uran gren) Gm mmm PHOSPHATINE FALIĞRES FOSFATİN FALİER sinde temin edilir. Fosfatin Faller “a yüzlerine tazelik ve penbelik, *uvvet verir, ve onları gürbüz | imz bir Posfatin wardır -OSFATİN FALİER dir. LAlümeti tarim 3 SALİYLERİMOEM İÇTİMAP EDİNİZ me WEA YERDE SATIR ELEM MDR kılar taşanıi edecektir ki bütün seyircile Metro Go'duvyn Mayer filmldi lendirmeye başladı: — Nihayet bir otomobil zintisi yapmak çok koli mümkün. . Dedi, ilâve etti: — Anlamıyorum. . Niçif le yapıyorsun?,. Ne söyl se reddettin!, . Aklıma hemen bir şey $ | azip hava ve dığım içi — Hemen gidemeyiz... Dedim. — Niçin — Gidemeyiz de omun için! ! — Tuhaf şey!.. — Hem gidecek olduktan son ra Rados'a gitmem:!.. — Meselâ nereye?.. yorum ?. — Nedim Bey Nazmi Zn — Gitmeyi düşünmediğim i-| Ded iyelerin içine sı- » gabilen bütün bu hâdiselerden sonra,kinle,hırsla dişlerini sıla. rak tepeden tırnağa beni süş- dü ve tek kelime söylemeden “odadan çıktı, gitti. Ömrümde ilk defa böyle bir taarruza uğ” radım. Ne cüret, ne taşkın his ve tecavüz?. . Hayret ediyorum. Anlasılan “Nedim Bey Nazmi beni gözüne| kestirmiş te farkında değilmi-| sim! Fakat, nicin bunu böyle kaba bir dağ adamı gibi yaptı? Ona ve tedbir varken birdenbire böy | $iliği, hoyratlığı lüzumunda gi- le baskın ve tecavüze kalkmak | deremiyor: yaradılış daima hü ancak bir cinnet nöbeti sayıla- | küm ve kudretini muhafaza ede bilir. Her halde, ben onu deli| İbiliyor. Fena yaradılışlı bir ada etmediğime, deli edecek bir şey | mın, bütün ihtimamlara ve tah yapmadığıma kaniim. Demek) siline rağmen her vakit icin fe- ki, o coktanberi kendi kendisi-|na kalabileceğini kabul etmek De benimle mesgulmüş, renk te lâzım veremiyor, açılmak için fırsat bekliyormuş. sy oy O Veyis rifi affetmiyeceğim. O, galiba M ike: beni de Abuk Pş.sınm bir başka — Meseleyi hemen halletme-| türlüsü zannediyor. Paşayı kıs- Le mış, kıvırmış avcunun içine al- Kararımı verdi, ve.. Böyle | mış. Beni de kendisine rame- yaptı! İyi, amma, . Bu da deli- | debileceğini, sinsi bir irade ve #Sanre ne de alan hâvle ven lidere ile tahaklimünün esiri risini bilmiyecek, cek!.. Detnesi burdan başka bir şey olamazdı. Adi adam!.. .. — Ters tarafından kalkkımı Dediklerinin su götürür yeri var galiba. Bazan aksilik- ler hep bir araya toplanıyor. Ne , dim Bey Nazmi'den biraz sonra | odama paşa geldi. Düğün gecelim, On beş yirmi gün kadar sindenberi aramız hâlâ iyice dü|Rados'a gidelim... zelmedi. Gâh sert ve barit.. değil. Benim hoşuma Gâh sinsi bir cidel ikimize delHem Paşa yine bunların hiç bi-| pasaya telefondan, benim bir çin yer tayin etmedim. öğrenmiye- gece için gideceğimden bahset O halde İstanbulda bir iyere gidelim... pi ve... Asabi şünmeye başladım: Nedim Bey Nazmiyi görüyor, — Alçak herif, bunu yaptı! onunla konuşuyormuş gibi asa- İbileşiyor, sinirli sinirli söyleni- —Beni paşaya Genie ayaz eo Belki de, böyle değil — Alacağı olsun idir, Nedim Bey Nazmi paşayı — Ben ona gösteririm... jpis görmemişti, tek kelime bi- Paşa, le söylememişti. Fakat, buna — İstersen biraz daha uzata-; beni kim inandırır: — Gidilecek yer yok ki... Fena yer — Bugün hava iyi bir otomo gidiyor.|bil eme yapabiliriz. . asabi ği sakin!.. Karşımda sanki, paşayı değil | — Bugün misafirlerim cek... Konakta bulunma zım,. — Ne zaman?... vakti. .- — Güme kadar gidip bilirdik. . ugün hiç bir yer€ mak arzusunu duymuyorU Konuşmamız daha çok leşiyor, soğuvor, çıkma yordu. Paşa: — Fakat, ben duyuyor! Dedi. Sesinde bir ser* kimiyet ve, . Kocalık i* bir şiddet vardı. u

Bu sayıdan diğer sayfalar: