28 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

28 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET C 'UMARTESİ 28 RİNİSANİ 1931 Sa Bir şirket sehir caddelerini yapmak isteyor . Ekonomi Türk sanayii ihtiyacı ” tatmin edecek mi? Sanayi birliği umumi kâtibi Nazmi uri Bey bu suale cevap veriyor Hükümetimiz iktısadiyatı- korumak için yeni karar- neyi neşrederken Türk s8- yicilerin uhtesine de yeni ve ühim vazifeler verilmiştir. Yalnız yerli sanayi bu vazi- göre hazırlanmış bir hal- ht midir? İthalâtın tahdidin- inen sonra Türk halkının her «İvi ihtiyaçlarını karşılayabile «İfek bir seviyeden midir? Değil vu seviyeye ne kadar zaman fında vasıl © olabilecektir? ün bu suallere cevap bula- için Türk fabriketörle- n merkezi, Sanayi birliğine at ettik. Sanayi birliği i umumisi o Nazmi Nuri diyor kiz il| — Son kararname Türkiye hayi dünyasına doğan yeni İP güneştir. Bu güneş, şimdi #e kadar kendini tanıttırmak i h en fazla gayret (o sarfeden dem sanayiine azami fe- İz ve inkişaf verecektir. Birkaç senedenberi mütema faaliyetlerinin eserlerini fır- t ve zaman buldukça halka i tırmağa uğraşan erbabr İlânayi ve milli mamülât mem- in birçok mahallerinde alâ uyandırmış ise de mühim it kısmında da istiğna ile kar ilaşmıştır, Müfrit mesaimize rağmen - İtnelerdenberi iktisadi sahada Terleşen ecnebi malı 3 - 5 sene mücadele ile memleketten fikarmağa kuvvetimiz kâfi gel İiyordu. Bunların Türk ikte- 'adiyatı üzerine kurmak iste- tikleri hâkimiyeti büsbütün aldıracak kuvvetli bir hamle- ilere zahir olması ,İlarureti vardı. İşte sanayici- iler bunu son kararnameden al- lar . Memleket sanayicilerine haftadanberi yeni bir can, a e A damla Yeni bir ruh geldi. Azami istihsalât Uyapabil- Mek için fabrikalar seferber ha getirilmiştir. Yeni tertibat İ'€ yeni teşkilât ile, yeni müca İeleden muzaffer çıkmak için #zimle işe koyulduk. | Bir kere memleketin diba- İtata ait ihtiyacatı kâmilen mü İtamendir. İ, Yün ve yünlü kadın, çocuk İs erkeklere ait eşya ihtiyacat- $ fazla temin edilmektedir. Erkek ve kadınlara ait kaba (ünlü kumaşlarla kısmen fan- izi kumaşlar evvelce tüccar. ir tarafından yapılış * stok- İarla birlikte memleketin ihti- ana bir iki sene kifayet e- Kadın ve erkek çamaşırla- İ'mdan her cins imal ettiğimiz İ'sin hariçten bir tek dahi gel- i ktur, edilemiyen İİ Manifatura eşyası ithalât tacir İri tarafından yapılan stoklar İN da çok uzun müddet ihtiya- * kifayet edecek kadardır. Sabun, nebati yağlar ise Mevcut beş, altı büyük fabrika ket ihtiyacını tatmin et- maada ihracat dahi ya- dır, Diğer kısım, © sanayi ise Memleketin umumi ihtiyacına *skabül etmekle beraber, fazla “halât dolayısile umumi ihti- Yaçla tevazün hasıl edebilecek Ve uzun bir zaman için ithali- k mecburiyet hissedilmiyecek Bu tafsilât ve izahattan şu Metice hasıl olur ki son karar- Sâme hem memleket fabrikala » ve hem de ithalât tacirlerini tehlikelerinden | kurtara- Saktır. Bu suretle buhran deni len iltesndi tehlike memleke- izden uzaklaşmış © olacak e, , Tabii, mütemadi faaliyet se ti bir. hareketle mevcudiyeti nayiimizi, mevcut stokların mesine meydan kalmadan daha yüksek istihsalât yapabi lecek bir seviyeye girecektir. İşte o zaman arzu edilen müvazene, elde edilmiş bulu- nacaktır. Biz erbabı sanayii, bu neti- cenin alınmasında mühim bir âmil olduğumuzu hissetmek bahtiyarlığında bulunuyoruz. Vapurcular toplanıyor si günü bir içtima . aktedeceklerdir. Bu içtimada idhalatın tahdidi karar- namesind. dir. Kontenjan listede tükenen eşya Şehrimiz gümrüğüne sit konten- jan listesinin idhaline müsade edi- İen eşyadan gümrük tarifesinin aşa- üşdeki madödlrinde yazılı olan mik BA. 407 A. 510 Cc sız / i ğ zlga8 — ge v nsp>Pu>o go4R, 34868 >PPADEPEEE v a p ââdâ Ziraat mektebi için profesör ANKARA, 26 (A.A.) Yüksek Ziraat mektebi ensti- tüleri için celbedilen Alman profesör Yesen gelmiş ve vazi fesine başlamıştır. Bağcılık enstitüsü ANKARA, 26 (A.A.) Bağlarımızın ıslahı için Kali- Forniya'dan celbedilen ö Nogaro bağcılık enstitüsünü İzmir Bornova Ziraat mektebi binaları dahilinde tesis ederek faaliyete © geçmiştir. Muma- ileyh bağlarımızda kullanılan Amerika anaçlarınm tasnifi ik- lim ve topraklarımıza en elve- rişli Amerikan mn tesbiti yerli üzümlerimizin ti- caret ve piyasa (o kıymetlerine nazaran tasnifi ve istihsal mas raflarının tensiki, bağ işleme tesis, hafriyat ve budama, ilâç lama ve kurutma (o üsüllerinin tadil ve ıslahı ve bağ hastalık- larının tetkik ve tedavisile meş ğul olacaktır. Bağcılık enstitüsünün baş- hea hedefi muayyen bir saha- dan âzami ve nefis mahsul alın masmı en kıymetli o nevilerin tamimini ve bağlarımızın has- talıklardan ve haşarattan en pratik usullerle vikayasını te- min etmektir. Bu gayeyi temin için müte- hassıs hemen bütün bağ mınta kalarımızda esaslı o tetkikata başlamıştır. Yunan buğdayı ATİNA, 27 Hususi nanistanda buğday ziraatinin takviyesile buğday istihsalâtı nın tezyidi tedbirlerile meşgul olmak üzere Başvekilin riyase- ti altında âli bir komisyon teş- kil edilmiştir. Avusturya Yunanistan- dan tütün alıyor ATİNA 27 (Hususi) — Mil N iktisat nezareti ile Avustur- ya tütün inhisarmın mümessili arasında mezkür inhisar tarafın dan 100 milyon drahmilik Yu- nan tütünü mübayaası hakkın. da bir itilâfname imzalanmış tır. Tütünün beledi Avusturya bankasında tutulacak ve bu pa ra mukabilinde Yunanistan o nisbette Avusturyadan © eşya mübaya edecektir. Yunanistan bu eşyayı birden mübayaa et- mek mecburiyetinde değildir. Belediyede Yangın Telefonları İnhisarlarda 14 çeşit Likör Şehrin münasip yerle- | Kapsollar alınır alın- rine 100 kadar telefon konacak Son zamanlarda ekseri yangınlar itfaiyeye geç bildirilmektedir. Yan- Sin ya polis, ya telefon bulunan bir €v tarafından bildiriliyor. Halbuki Avrupa memleketlerinde Bunların içinde makineler vardır.Bu cam, kırılıp içinki makine çevrilince itfaiye yangının semtini haber alı. yor, Şehrimizde bu tertibatta otomatik makineler vücuda getirmek bir kaç yüz bi liraya mütevakkaftı. Ba iti şimdiki vaziyete göre bu yapt- Ancak sırf i sf itfaiye ile konuşabile- cek telefon makinelerinden 100 ka- sonra yangm itfasının Kik mü Bir şirket caddeleri düzeltecek Belediyeye bir Türk müesse sesi müracaat etmiştir. Müesse se İstanbulun bütün cadde ve sokaklarını kısa bir müddet için de yapmağı ve bütün bu inşa- atın bedelini 10 sene içinde al- mağı teklif ediyor, Bu teklif, esas itibarile mu- vafık görülmüştür. Yalnız in- şaatm kanunen Oo münakasaya konmsaı lâzımdır. Bunun için teklifin tatbik sahasma geç- mesi için şehir meclisinin kara rı icap ediyor. — Şehir meclisi, şayet bütün İstanbul sokakları nm birden ihalesine karar ve- rirse o zaman münakasa açıla Di ve yollar birden ihale edile İri Poliste Taşla baştan cerh Eyüpte oturan Mazlum ve Sabahattin isimlerinde iki ço- cuk kavga ederlerken bunlar- dan Sabahattinin eniştesi Ah- met Efendi araya girerek ço- cukları ayırmak istemiş bu si- rada Mazlumun annesi Hatice Hanım da çıkmış ve: “Sen be- nim çocuğumu nasıl ne için dö vüyorsun?,, diye Ahmet Efen- diyi taşla başımın muhtelif yer lerinden yaralamıştır. Cerh Karaağaçta Pay mahallinde Mehmet ve Kâmil isimlerinde iki kişi kavga etmişler, bunlar- dan Kâmil, Mehmet Efendiyi gözünden yaralamıştır. İçtimada kavga Fenerde Ayakapıda Ayani- kola kilisesi mütevellilerinden Sava Efendi ile Bedros Efendi içtima esnasında kavga mişler, neticede Bedros Ef. va EF. yi dövmüş ve başından yaralamıştır. Bedros © Efendi yakalanmıştır. Bir randevu evi kapatıldı Lâlelide Şair Fitnat soka- ğında randevücü Arap Cemile | . nin hanesi dün zabıta memur- ları tarafından tembhir edilmiş- tir, ei İzmirde de pahalılık başladı İZMİR, 27 — İthalât eşya- sı fiatlerinde tereffü görülmek- dir, Bu tereffü bilhassa lüks eş- yada fazladır. Fiat fazlalığı nis- peti muhtelif eşyalara göre de- ğişmektedir. Fakat vasati ola- rak her şey iki misli fiatine sa- | tılmaktadır. e Konya mülhâkatında telefon ve su KONYA, 26 (A.A.) — Ay rancı nahiye merkezile köyleri arasında telefon rabitası tesis olunmuştur. KONYA, 26(A.A.) — A- ğızbozan köyüne içme suyu isa le edilmiştir. e Senelerdenberi susuzluktan sıkıntı çeken köy maz piyasaya çıkarılacak Müskirat inhisar idaresi pi- yasaya şimdilik yalnız çilek li- körünü çıkarmıştır. 14 çeşit likörden diğerleri de hazmlanmış ise de | şişelere konacak kapsollar gümrükten * | çıkarılamamış olduğundan geri kalmıştır. İdare Maliye Vekâle fine müracaat etmiştir. Emir gelince kapsollar alınarak sa- tışa başlanacaktır, Çilek likörleri hemen hemen ilk günde piyasadan toplanırca sına satılmıştır. Mahkemelerde Marmaradaki Müsademe İkmal edilen tahkikat evrakı müddei umu- miliğe verildi Müddeiumumi muavinlerin den Muhittin Bey Marmarada batan İspanyol vapuru hakkın- daki tahkikatını bitirerek dos- yayı dün Müddeiumumi Kenan Beye vermiştir. Kenan Bey tahkikat evrakını tetkik ettik- ten sonra Adliye (o Vekâletine gönderecektir. Batan vapurun (o 42 kişilik mürettebatından bir kısmı Müd deiumumilikten müsaade ala- memleketlerine dönmüşler Hilâliahmer takvimleri Hilâliahmer cemiyeji tara- fından her sene olduğu,gibi bu sene de senelik takvim (basılma ğa başlanmıştır. Bu takvimin geçen senekinden zarifolması düşünülüyor. Hilâliahmerin satacağı takvimin hasılatı 5000 lira kadar © tutacaktır. Bunun yarısı masrafa gidecektir. Ocak kongreleri Cümhuriyet Halk © fırkası Tavşantaş, Semihpaşa, Mimar Kemalettin semt o ocaklarının kongreleri dün Kumkapı mer- kez nehiyesinde icra edilecek- ti, fakat ekseriyet olmadığı ci- hetle, kongrenin akti bugün sa at 18 e tehir edilmiştir. Halk evinde müsamere Halk bilgisi derneği ile kon servatuvarın himayesi . altında Cağaloğlunda eski Türkocağı binasında kış temsilerine başla nacaktır.. Bu müsamereler &ilevi bir eğlenti mahiyetinde olup umu- ma ve halka mahsustur.. Mem leketin en yüksek sen'atkârle- rının, musikişinaslarınn iştira- kile ve zengin bir proğram ile kışlık temsilere başlayacak o- lan (Halk bilgisi derneği) kon serlerin çok nezih, eğlenceli ve ifadeli olmasına gayret edile cektir. : Şimdilik on beş günde bir verilecekmüsamerelerde duhuli ye alınmıyacaktır.. Halk gece- leri mevsimin en güzel müsa- merelerini teşkil edecek, mü- Meccanen İtalyanca dersler Mütehassıs İtalyan bir mu- allim tarafmdan Cağaloğlunda Cümhuriyet Halk fırkası Emi- nönü kazası merkezinde İtal. yanca meccani ders verilmeğe başlanacaktır. Kurslara iştirak etmek iste yenler her gün öğleden sonra kaydedilmek üzere Cağaloğlun da eski Türkocağı binasındaki (okuma odasına) müracaat et- melidirler. Dersler 1 kânunucv vel tarihinden itibaren başlaya halkı sevinç içindedir. caktır, Artık kışa girmiş sayılır mıyız ? Vay, bu soğuklarda odununu kömürünü alamayanların' haline. Zavallı soba... Yiyecek bir lokma ekmeği yokl—Hani ya can kurtaran verelim... Sırtına geçir balkana çık. — Okuduğu 5 şey ne?—Mutlaka bir şey içmelisin! — Mayısa doğru havalar düzelir. Karlı bir kış gecesi, erfane ile helva sohbeti yapıldığı bir sırada ortaya,dümanı üstünde bir mangal ateş getirmişler.Mi safirlerden biri ateşe sokularak arapça bildiğini anlatmak iste — Ovh, demiş, Ennarü fa- kihetüşşita © dedikleri kadar var, Hemen öteden başka misa- fir atılmış: buyurdunuz - değil mi? Bendenizde pek severim. Hele bizim karaferyenin narı olursa. Fıkrayı bir kenara bırakın ama, arap doğru söylemiş: A- teş, sahiden kışın idir! Sabahleyin gözünüzü açar açmaz kahvealtıdan © evvel o- nu ararsınız. Kış günü, ateş- siz bir odanın çiçeksiz bir bah- geden ne farkı vardır? Her sene, bu mevsimde kış hazretleri, sadece ziyareti gün lerinin yaklaştığını haber. verir di. Bu sene, pek tez canlılık et t. Teşrinievvel ortasında çi- ka geldi. Bari, biz de onu kar şılamak için hazırlıklı olsay- dik?. Ne gezer. Odununu, ba ziranda tedarik © eden birkaç bahtiyardan maadasmı dehşet- li bir telâş aldı. Geçen gün bir arkadaş, ku rulmuş sobasını bana gösterir ken dedi ki: demir sobaya baktık > Azizim, dedi, görmüyor musun? Zavallının yiyecek bir lokma ekmeği yok.. Biraz yon ga tedarik edeyim dedim. Bir- kaç gün içinde eritti, Ne bul- sa yuluyor. Sanki doymak bilmiyen bir adam. — E.. dedim, sen bilmez mi sin? Yenenle yanana dağlar dayanmaz , derler, Bir başka tanıdık, da şöyle dert yanıyordu: — Dün akşam eve gittim. Baktım kekâ.. Sobaya atmışlar odunu.. Atmışlar odunu.. Gü rül gürül yanıyor. Allah seni inandırsın, o yan dıkça benim de içimden kan gitti. Vakıa, odanın halvet gi bi sıcak olması, hoş şey.. Hoş şey ama, insanın kilerinde, | malı.. Okka ile alman kaç gün dayanacak odun, Havanm birden bire kışla- ması İâstikçilerle fanilâcrlara yaradı. Bu sabah seyyar bir sa tıcı Yeni postane önünde ctra fma birkaç hömücüğü topla- muş, bağırıyordu: — Hani'ya efendim, can kurtaran?.. Can kurtaran veri- yoruz.. Bir buçuk (liraya bu can kurtaranlar. Ne dersiniz? Herif, şöyle birkaç dakikanın içinde yirmi- ye yakın fanilâ sattı “Can kurtaran, zibesine kapılan kisenin ağzı- nı açıyordu. o Yaşlı bir adam, Rumeli şivesile sordu: — Emşari ba!.. Bari ısıtay rı mı? Satıcı dil dökmeğe başla- dı: — Efendi, dedik ya!. Can kurtaranın âlâsı.. Geçir sırtına bir tane.. Çık Balkana. Aba gocuklu Rumelili mı- rıldandı: — Ne işim var Balkanda be nim?. Te sen lâfı birağ da, ol- muşumu, olacağım süylel Bir lira versek olmaz mı bunlara ba?.. Yağlı müşteriyi görünce su ratı astı: — İki lira istemediğimize kabahat ettik!., Var Omıcan tepeleme pilâv gibi odunu ol- | p kurtarana gelen. Bir buçuk kâ gıda bu can kurtaranlar. Sıcak bir yerde birkaç saat kalıp ta dışarı çıktığı zaman, insan kendini soğuk hava mah zenine düşmüş sanıyor. Sinemadan çıkınca bir ara- lik soğuktan hissini kaybeden burnumu elimle yokladım. A- deta kopacak gibi sızlıyordu. Ya gözlerimden şıpır şıpır dö- külen yaşlara ne buyrulur? Yeniden kendimi bir pasta- haneye atıncaya kadar bir hay İi göz yaşı zayi ettim. Kapmın tam (karşısında, tanıdıklardan bir zat, oturmuş gazete okuyordu. Omuzuna do kundum: — Yahu.. Bu ne dalgınlık? — Ne yaparsm, birader.. Can sıkmtısı.. — Demek, canın sıkılmasa gazete okumak hatırıma gelmi — Onun gibi bir şey.. Sokuldum: — Peki.. Ne okuyordun ba kalım? — Halı fiatleri düşmüş te.. Tuhafıma gitti: — Halı almağa mi niyetin var?.. Güldü. — Alan olursa satmağa ni yelim var ama.. o Şu kış üstü kuru tahtada kalmaktan korku yorum., Sonra, yavaşça sordu: - Ne içersin? Çay, kahve. Sütlü kahve. Israr ediyordu: Eski rejinin Marifeti Tütün inhisarı aleyhine Suriyede açılan da- Dünkü Son Posta refikimiz Beruttan verilmiş şöyle bir haber verdi: “ Suriye Tütün Reijisi tarafından Türk Tütün İnhisarı aleyhine bura muhtelit bidayet mahkemesinde mü- him bir dava açılmış ve görülmesine başlanmıştır. N Mahkeme salonu hınca hinç dolu i, Mahkemede Suriye o Rejisi Mü- il ve Müdürü O M. Biyar Kalan şirket avukatı M. Türk Tütün İnbisarımı ise M, Me. ket ile Trablus ve şerikleri ve avu- ül vanın mahiyeti nedir ?| 25 katları M. Emil Ede ve İlyas Ne- mor Beyler temsil etmekte idiler. Davacıların iddiası şu idi: Suriye Rejisi, eski Osmanlı Re. jisinden bir firma o ve muayyen bir imarka satınalmıştır. Türk Tütün İn- hisarı bunları teklit etmiş ve Suriye Rejisinin yüz binlerce lira, zararmı ee olmuştur. Binaenaleyh inhi- sarm derhal Suriyedeki faaliyetine da bulunan tütün ve sigaralara ha- ciz konması, Bu husustaki satışa dair olan evra- kı musbitlerini e vermiş- erdir. Türk Tütün — İnhisarı avukatları bu iddinya itiraz etmiş ve karşı ta- it ibrazına davet etmiştir. sahit getirilmesi ibrazı için mahkemeyi (talik etmiş- tir” Dün bir muharririmiz Tütün İn- hisar müdürü Behçet Beyden bu hu- susta malümat rica etmiştir. Behçet Bey demiştir ki: le bir dava vardır. Zikredi- bii bu vaziyet Suriye tütün rejisini elinde bulunduran Galan şirketini müteessir etmiş, o da “Bu marka ve firmalar benimdir, ben satın aldım” diye bir dava davasında tün zn haçzini 17 sinde idi. O gün mahkeme mül. kiyetin ispatını istedi. ava ayin yirmil ayle kaldı. Mahkeme hacze ri karar iştir. macaklarını bildirdiler. Aym 25 in- deki dava hakkında henüz malümat almadım. Davanın mahiyetine gelince, onla- nihayet verilmesi Suriye ve Lübnan. | *5 — Hayır. hayır. Mutlaka bir şey içmelisin! Masaya vurarak garsonu çağırdı: — Bak, Bey ne emredi- yor? — Bir çay.. İki tane de pas ta, Garson çayı getirdikten son ra, bardağı önüme sürdü: — Mal gibi iç.. Nasıl olsa benimkinin de sen ve receksin! Nasıl? — İkramın bu türlüsü hoşunuza gider mi? İki kişi konuşuyorlar: > Bulgar operetine gittin mi — Gittim ama, hoşlanma: dm. seyretmeğe gitmiştim. Bir de baktım “İstanbul gül,, ünü oy nuyorlar. Doğrusu keyfim kaç We 5 yara rig man, lan le- fonla Rasathaneye soruyordu: — Nasıl seed ei şa girmiş sayılırız değil mi R ,asathanenin vee — Kışa girmiş sayılmayız. Daba yaz ortasmdayız. Soğuk lar geçici - Mayma doğru havalar düzelecek. Şunun surasında mayısa ne kaldı? M.S. radenizde Fırtına! Açılan vapurlar Ereğli limanına iltica ettiler EE 1 ii ia gl #63 bir rejiye

Bu sayıdan diğer sayfalar: