28 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

28 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Muhabir mektubu Boyabatta bir gün Mektep binaları, muallimlerin in- üzamperverliğine rağmen tamire muhtaçtır Yukarda: Boyabat Himayei etfal ve mektep himaye heyeti, aşagıda Boyabattan bir manzara BOYABAT: Bu yaz Gem- likte tesadüf ettiğim Tütün in hisar şirketi hukuk müşaviri Kâmran Beyin tavsiye ve 1s- rarı üzerine Boyabad'a gitme- ği zihnime koymuştum. Benim buralara kadar o gelmekliğime saik olan Kâmran Beye teşek- kür ederim. Bu sayede vatanı- #uzın mühim bir kısmınıda gör müş oldum. Maarif İkisi merkez kazada ve 17 si köylerde olmak üzere burada 19 mektep, 29 muallim vardır ve şimdiye kadar 1872 vatan- daş millet mekteplerinde oku- yarak vesika almışlardır. Merkez mektebi — Ber mu tat şehirden çok uzakta ve bir tepe üzerinde olan bu mektebin mevcudu (200) den fazladır. Çok muhteşem bir manzara ar zeden bu mektebin şimdiden sı yalar: ve bağdadi tavanları dö- külmeğe başlamış ve muallim ler için bir oda tefrikide unudul muştur! Mektebin suyu olma- dığı gibi cepheside şimal ve ce nup istikametinde olduğundan NE güneş girememektedir. tebin müzesi çok hoşa gi- decek bir haldedir. İntizamper ver ellerin burada çalıştıkları görülmektedir. Himaye heyet- İeri tarafından 35 fakir çocuk giydirilmiş ve Himayeietfalde arasıra muavenet etmekte bu- İunmuştur. Geçen sene 18 tale be çıkarılmış olan bu daha feyizdar olmasını temen mi eylerim, Başmuallim Avni Beyle Gerze başmuallimi Avni Beyin becayiş edileceklerini i- şittim. Ayni isimdeki iki baş muallimin şu becayişleri kendi İleri için inşalah hayırlı olur. Büyük meydan mektebi — Bu mektepte merkez mektebile karşı karşıyadır ve merkez mektebi ne ise bu da odur. Ve buraya güneş (girmediğinden içerisi buz gibisoğuktur. Mek- tebin müzesi cidden şayanr te- Mmaşadır.Muallim ve talebelerin De derecelerde ihtimamkâr ve ne derecelerde yüksek kabiliyet te olduklarına bu müze delil dir. mevcudu 163 olan talebe- den yüzde 25 şi fakirdir. Ve bunlara çocuk velilerinden mü teşekkil himaye heyetleri tara fından bakılmaktadır. Çok kud Yetli bir heyeti telimiye ve çok müdavim ve kabiliyetli bir ta- eyi sinesinde barındırmakta olan bu mekteplerin kasabaya büyük bir şeref verdikleri in- âr olunmamakla beraber hiç olmazsa bunlardan birisi kasa- banm diğer cephesinde yapıl mış olsaydı daha muvafık olur du. Fakat bu mektepler vası- tasile kasabayı tepeler üzerine çekmek zihniyeti buna mâni ol muştur! İsim müşabeheti Boyabat ile Bayburt kelime lerinin gerek imlâ ve gerek ta lâffuzlarındaki müşabehet ve il tibası dolayısile buraya gönde rilen mektup, gazete ve havale | namelerin şaşırdıklarını işit- tim, Bu gibi yanlışlıklara mey dan vermemek için bu kelime- lere vilâyet isimlerinin ilâvesi münasip olur. Ziraat bankası Bankanın zarfı da mazrufla rı da güzeldir. Memur Fehmi rkadaşları eshabı mesa- lihin işlerini saati saatine gör mektedirler. Necdet Bey na- mındaki kibar ve muktedir bir kontrol memurunu da iş ba şında buldum. Bankaya mev- duat 43,000 liradır ve banka- nın zürradan omatlubu olan 70,000 lira 3 senedir tecil olun maktadır, Banka, mahalli tev- diattan tüccarlara iskontolar yapmaktadır. Köylerin vaziye ti müsait olmadığından zirai kredi kooperatifleri teşkil edi- lememiştir. 335 senesinde bir bnaka memuru on bin lira ibti lâs eylediğinden 4,5 sene hap- se mahküm olmuştur. Bir hezar fen Burada baytar yüzbaşılığın dan mütekait Giritli Avni Bey namında bir zat vardır. Çok sevimli ve güler yüzlü olan bu san'tkâr ruhlu vatandaş hayat ta serbestçe çalışarak vatana ve kendisine daha nafi olmak için mesleğinden istifa eyle. miştir, Avni Bey oturduğu mü tevazı hanesinin bahçesine bir motör yerleştirerek © icabında kasabayı tenvir eylemekte ve her nevi otomobil âlât ve ede- vatmı tamir etmekte ve yahut yeniden yapmaktadır. Evinin alt katındaki (o dökümhanede her cins madeni edevatı dök- mekte ve bilkimya © çok nefis madenler isağa ederek zarif avaniler vücude getirmektedir. Varidat Kaza maliyesinin senevi va- sidatı 75,000 ve hususi muha- sebeninki 67,000 Tiradır. Mal müdürü Bahaettin Bey mukte. dir maliyecilerimizdendir. Ka- nunlardaki tadilât mucibince MİLLİYET CUMARTESİ Birinci sahifeden geçen yazılar EEE GR ALA ELE ARNE EZ Sipahi ocağının (Başı birinci sahifede) len Galatasaray İisesinden 13 yaşında Süreyya B. atını çok mahirane idare ederek bütün maniaları hatasız (ve en seri atlıyarak kazanmıştır. İkincili- ği Melâhat İhsan Şükrü Hanım üçüncülüğü Faruk Bey almış- tir. Haftanın bu müsabakasma şayan: dikkat ve takdir bir hu- susiyet veren keyfiyet e ve müsabakada ikincilik gibi yüksek bir derece almaları olmuştur, İkinci müsabaka hanımlar müsabakası bu müsabaka- da üç hafta birincilik Melâhat Hanım, ikincilik Ay- şe Hanım, üçüncülük Nedret Hanım tarafından ihraz edil miştir. Biniciliğe (karşı Türk kadınlığının gösterdi; alâka erkeklerimiz için de bir teşvik nümunesi olmalıdır. Üçüncü müsabaka | birinci kategori zabitana mahsus idi. Bi ği zabitvekili Sedat, i- zabitvekili i, ü ğü zabitvekili Ki Beni almışlardır. Müsabakaların en mühimi | ve en yükseği olan ikinci kate- ve zabitan müsabakasında bi ği Mülâzm Saim Beyin bindiği (Kısmet) isminde Ka- racabey Harasının yetiştirdiği çok kiymetli ve yerli ırkının evsafı mümeyizesini gösteren bir Türk atı kazanmıştır. İkin- ciliği gene Mülâzrm Saim Be- yin bindiği (Danyela), üçüncü lüğü Yüzbaşı Cevat Beyin bin- diği (Akın) kazanmıştır. Tas- nife dahil olamıyan diğer atlar maharetle ün halkın tak- Sipahi ocağı tarafından bu sene için tertibedilen atlı mü- sabakalar bu hafta hitama er- miştir, Bu müsabakalara gerek erkekler ve gerek (kadınların göstermiş olduklar: alâka ve rağbetten kuvvet alan Sij raki ve inkişafı (1932) senesi için dan başlamak üzere ne muhtelif O zamanlarda bir çok müsabakalar o ve Avrupa milletlerinde olduğu gibi av bi hişleri tertibine karar vermiş. tir, İlkbahar müsabakalarınm proğramı az zaman sonra neş- redilecektir. Gelecek müsaba- kalar busenemüsabakalarma na zaran daha mühim ve heyecan- Ir olacağı için | alâkadarların şimdiden çalışmağa başladıkla rını memnuniyetle haber aldık. Binici çocuklar ne diyorlar ? İki haftadan beri birincilik kazanan küçük Süreyyaya 8or- duk: — Ese yaşından beri ata bi nersin?. — 13 yaşındayım, 3 senedir ata biniyorum. o Çok bevesim var, — Hangi mektepte ve hangi snıftasın? — Galatasarayın 3 üncü sı- nıfındayım. — Bu merak sana nereden geldi? — Nereden gelecek, babam- ve büyük babamdan çünkü ikisi de süvari.. Tabii bu heves bana onlardan irsen müntakil.. — İlk defa bu spora nasıl başladım, kimse seni teşvik et- ti mi? — Ben zaten söylediğim gibi hevesli idim, Geldim Sipahi o- vergilerin tevziatını ikmal ey- lemek üzeredir. 182 köyün def terlerini varidat odasında gö- rünce bunun ne kadar müşkül bir iş olduğunu insan derhal anlar. Diğer hususat Kazada gençlik namına bir şey yoktur. Halk Fırkasının ve yeni gelecek kaymakamın himmetinden gençliğin meyda na çıkarılmasını o rica ederiz. Spora ve musikiye dair bir te- şekkülün mevcudiyetini vatan bir varlık olur. Bun iye kadar ihmal edil miş olması memleket hesabına bir zarardır. Ragıp KEMAL yüksek | konkurları bitti | cağına yazıldım ve ilk defa a burada bindim... Bu arada küçük Nedret Yıldız koşusunu yapıyordu. Nasıl ol- duğu pek belli olmadan Ned. ret Hanım attan düştü. Süreyya Bey o kendine hâs bir tavurla: — Ziyan yok acanım biraz gazoz versinler, — Ay! Sen küçük rakiben ile alay ediyorsun ha. Yaza- rım sonra karışmam. — Yok canım alay etmiyo- rum., Acıdım da ondan... Diye güldü. Nadret Yıldız Hanım ile de konuştuk, Suallerimize gayet mahcubane ve heyecanlı beye- canlı cevap vermeğe başladı: — Kaç yaşındasınız? Ve ne zamandan beri ata biniyorsu- nuz? — 13 yaşmdayım efendim. Ber ata çok az bindim, geçen sene bir kaç kere bir de bu se- ne üç antrenman yaptım ve mü sabakalara girdim, Ata binme- ğe çok merakım var ve son de- rece hevesliyim.. — Hangi mektebe gidiyor- sunuz, kaçıncı sınıftasınız? — Beyoğlu 15 inci mektebe gidiyorum son sınıftayım. — Bu at merakı size nereden geldi? — Efendim ben atı çok seve rim bu merak oradan geldi... O kadar meraklıyım ki gece yama giriyor, Kendimi hep at- ta görüyorum, Param olursa yapacağım ilk iş bir at almak olacak.. — Peki amma rakibiniz Sü- reyya Bey siz düştüğünüz za- man sizinle alay ediyordu. Ne dersiniz? — Ne diyeyim. O 3 senedir ata biniyor ben ona nazaran da ha çok yeniyim. Ben de onun kadar ata bineyim size söz veri yorum hiç amma hiç düşmem... Kadıköyündeki maçlar Fenerbahçe (stadında her bafta olduğu gibibu haftada hususi maçlar tertip edilmişti. Yenii yapılan #tsd' mütareke se nelerindeki günleri hatırlatı- m” oldukça mühim bir kala balık vardı. o Günün ilk maçı Fenerbahçe Kurtuluş arasında idi, Fenerliler; Saitten ve Ce- yattan mahrum bulunuyordu. Fikretin ayağı sakat olduğun- dan oyunun başından sonuna | kadar bir buçuk saat oyun oy-| namaktan ziyade yette kaldı. Oyun (çok güzel başladı.Fakat Fenerliler bir tür lü oyuna hâkim olamıyorlardı. Devrenin ortalarında Zeki çok uzaktan sıkı bir şütle ilk golu dei Ve devre bir sıfır bit- ” Ikinci devrede Fener daha bozuk oynuyor. Yirminci daki kada idi gene Zeki | şahsi bir gayretle ikinci gölü kaydetti. Bu gol Kurtuluşluları kırmak» tan ziyade daha fazla canlan- dırdı. Fenerliler çok gevşek bir oyun oynadılar. Bu gevşeklik. ten istifade eden Kurtuluş ar ka arkaya üç gol kaydetti ve Fenerbahçe üç iki mağlüp ol. du. Bundan sonra Pera - Arna- vutköy birincileri bir maç yap- tı. Bunda o Pera hasmını2 -6 mağlüp etti, Lik maçları Dün stadyumda Beşikta, Anadolu ikinci takımları karşı laştılar. Oldukça muntazam 07 nadılarsa da netice hiç bir ta- kımın lehine olmadı ve 0—0 berabere kaldılar, Ondan sonra birinci takım maçları yapıldı, Beşiktaş takı. mı Anadolu 1—9la mağlüp etti, Bu suretle hafta- lardan beri Beşiktaşlılar karşı. larında bir rakip görebildiler. Aşkolsun gene ululara.. Bundan sonra da İstanbulspor la Beykoz karşılaştı. | İs, Spor lılar çok fena bir oyun oynadr- lar neticede Beykozlular birin- ci haftaymda attıkları 2 golle galip geldiler. Ankara lik maçları ANKARA, 27(AA) — Bugün de lik maçlarına devam edildi. Öğleden © evvel Cebeci sahasında Altmordu - İmalâtı- harbiye ikinci takımları arasın da yapılan maçta İmalâtıharbi. ye 2-1 galip geldi. Bu suretle 28 TEŞRINISANI seyirci vazi- | 1931 | Mlâç ihtikârınada i Meydan Verilmiyecek ( 1 inci sahifede) nu mücibince müstahdemini elliden fazla olan müesseselerin birer dok- tor istihdam etimek mecburiyetinde bulunmalarının bazı doktorlar ota- rafından suiistimal edilmekte olma- sından şikâyet edilmiş ve Etibba o- dasına müracaatta bulunulmuştu. Münakaşa başlayınca içtimada hazır bulunan etibba odası reisi Dr. Tev- fik Salim Paja ayağa kalktı, bu hu- susa cevap vererek odaya yazılan tezkerenin. nazari dik. kata alındığını ve odanın bu işle ©- hemmiyetli sirette uğraşmıya karar «rdiğini söyledi, Vekâletin menet- miş olmasına rağmen bil lmak için teşebbüsatta * bulu. nulduğunu azaya bildirdi. Tevfik Salim Paşa mütcakiben doktorlardan alınacak kazanç vergisinin nisbet ve sureti tarhımı öğrenmek üzere ce- miyetten odaya yazılan tezkereye ce | vap vererek, bu hususta evelcs vekâ- | lete müracaat edildiğini ve bir proje İbi | tadile uğrayıp uğramadığının, tadi le uğramış ise muaddej şeklinin ne | olduğumun Ankara Etibba odasın- İ dan sorulduğunu, | icap ederse ve | kâletin bu hususta kendilerinden bir delege istiyeceğini azaya bildirdi. çtimamı en şayanı dikkat müza- keresi bundan sonra başladı. Mem- sonra, lüzumsuz yere bazı ilâç fint-| larında ihtikâra sapıldığını ileri sü- ren bazı doktorlar , bu hızsusta mü- him misaller zikrettiler. bu husustaki | için çok hararetli akli el oldu. | Neticede hariçten gelen ilâçlerin | mümkün mertebe azaltılması ve ih- taki tasavvürünun İngiliz irmamın daima mütemevviç olması yüzünden tatbik edilemediği anlaşıldı, fakat şimdi frank üzerinden munmele ya- ıldığı cihetle bu tarifenin kabili tan- İçtimamn nihayetinde İsmet Paşa- Bın geçirdiği kazadan dolayı beyanı teessür olunmuş, ve bu gibi kazalar. da derhal tıbbi is bulunul- masmin temini için Oİmdadi sıhhi merkezleri tesisi | zomnında belediye reisi nezdinde ciddi ve devamlı te. sebbüslerde bulunulmasına karar ve- ri Kudurmuş bir mecnun! DURBAN, 27. A.A.— Avrupalı bir otomobilcinin yanında oturma müsesdesini talep eden bir şaha meç hul, şoförü bir tüfek darabesile öl dürmüş ve cesedini arabada bıraka” ile 6 yerliyi öldürmüş ve oimpo. bille takibine çıkan polisler tarafın. dan tevkif edileceği zaman intihar eylemiştir. Bir delilik faciası BERLİN, 27 (A.A.) — Ber lin havalisinde banka memur. larından biri birden bire delir- miş, iki kadn ile iki genç kı. İı bıçakla yaraladıktan sonra bir ormana kaçmıştır. Yarala- nan kadın ve kızların vaziyetle ri ümitsizdir. M. Ponicare reis | geçenlerde baro riyasetine İntihapp edilen M. Leowzan Le Duc'ün yeri- İ ne yeniden baro riyasetine intihap i edilmiştir. Ziganad kaar TRABZON, 26. — Son fırtına ©ş- nasmda Karadeniz sahillerine fazla muktarda k münakalât oldukça çetin bir hale gel miştir, birinci devre ikinci takım lik maçları nihayet bulmuş ve bu devrenin birincisi İmalâtıharbi- ye, ikincisi de Altınordu olmuş tur, Saat 15 te İstiklâl sahasın- da Çankaya - Gençler | birliği birinci takımları arasında yapı lan şilt maçında Gençler birli- ği Çankayalıların penaltından yaptıkları iki sayıya mukabil dört sayı ile galip gelmiş ve a- lmacak neticeye göre şilt maçı nın bu sene için bu iki klüpten hangisinde kalacağı taayyün e decektir. İktibaslar: Edebiyat borsası Berlinde şiir, hikâye, makale roman muamelesi yapan bir borsa açıldı — Amesterdamda çıkan TELEGRAAF dan — “Zamane alâmetleri. Devrimizin edebiyatı ileride bir kroki çizmek is- teyen müstakbel müverrihlere yeni bir hâdise daha kazandırdı. Berlin borsası kapandı. Allah bi- ir ne zamana kadar böyle kapalı ka- lacak. Fakat ber şeyden ümit kesme» meli, İştet Friedrich strasse'nin büks kahvelerinden birinde de başka bir borsa açıldı. Yep yeni bir borsa! Fa kat burada kıymeti düşmüş esham satılmıyor. Çünkü burası csham ve tahvilât borsası değil, edebiyat bor | sasıdır. Haftada iki defn açılan bu borsaya muharrirler yazılarının müs veddelerini getirirler ve alıcılara fiat arzederler, Alış veriş, sair ticaret borsaların- da olduğu gibi hububat, şeker ve sar İ ire gibi ne zahire üzerinden, nede © ham ve tahvilât üzerinden cereyan etmez. Burada satılan ve satın alınan. şey “Mahsulatı edebiye,, dir: Şüürler, hikâyeler, deramlar, komediler, fen- ni makaleler, güzellik bahisleri, gü- nün kronikleri, köpok, balık ve sair hayvanlara bakmak usulleri, zirai ya zılar ve saire, Söylemeğe lüzum yok ki, piyasa- sı en düşük olan yazılar şüirlerdir. Roman piyasası da pek yüksek değil dir. EEn çok alış verış yapıla matağ, şayanı hayrettir ki, köpek, tavuk ve saire bakımına olan yazılardır. İlâve etmeli ki borsada alım satım umumiyetle çok canlı değildir. Tek- Mf edilen fiatlerde umumiyot itibarile çok düşüktür. Bu fiatler 20 ilâ 100 mark arasın da tahavvül etmektedir. Fakat borsa nın bazı hararetli zamanlarında 1000 ilâ 5000 mark arasında muamele ya- pıldığı görülmüştür. Bu borsayı sekiz on muharrir hüs nü niyetle ve geniş ümitlerle tesis et mişlerdir. Borsanın tesisine sâik olan » | bir fikirde şudur: Bir çok muharrir- husus ler, ba yeni baş- lamış gençler var. Bunlar henüz tali in lütfuna kavuşmadıkları için yazı- larını nasıl sürmek lizangeldiğini bil miyorlar, İçlerinde çekingen mizaç- ta olanlar çoktur. Bunlar kat'iyen bir tabın müracaat etmeğe cesaret gös- teremezler. Bazıları merhametsiz bir tabsrn eline düşer ve bu adam zaval- kıyı insafsızca kullanır. Bazıları da meşhur muharrirlerin yamakları o- Turlar. Halbuki ödebiyat borsasında herkes malmı serbestce satabilmek- tedir. Zira borsaya mal aramağa ge- len tabi'ler, hattâ haftalık ve mühi yevmi gazetelerin sahipleri ve mü- messilleri vardır. Yine şayanı hayrettir ki, en ziya de talep edilen azılar tercüme yazı- lardır. Roman ve piyes tercümeleri, Borsada tercüme piyasası, telif piya- sasından ayrıdır. Müteroccimler baş | ka bir salonda muamele yaparlar. A. İ detleri seksan yüz, kadar vardır. Borsa en işsiz zamanlarında bile canlı bir manzara arzeder. Zira hor- kes malmı satmağa uğraşır. Borsa İ öyle muvaffakiyet kazanmıştır ki, bu defa ressamlarda ayni tarzda bir bor- sn açmağa karar vermişlerdir. Filvaki Berlin'de bir çok kahveler vardır ki birçok ressamlar buralarda €serlerini teşhir ederler ve inanılmı yacak derecede ücüz fintlerle taplo satarlar. Beş, on marka satılan yağlı boya resimler çötur. Bu kahvelerdeki sergilerin bazıla- rında şöyle levhalura tesadüf edersi- niz: “Karakalem resimlerinizi yap- tırınız. Bir fooğraftan daha ucuza karakalam resihi yapılır.,, Edebiyat sahasında da buna e zor şeyler var, Meselü Berlin'i yük gazetelerinden birinde m N olan şu ilân: okuyumuz: “Beynelmilel şöhreti biz bir Ala man muharriri, arzu eden zevatın ter cümei hallerini yazmaktadır. Bu ya- tamamile verilecek şahsi nootların gerçivesi dahilinde kalacaktır. Noel için bundan iyi hediye olamaz. Ha- yatınızı tasvir eden böyle bir roman dostlarınızın ve tanıdığınız her aile- nin hoşuna gidecek bir hediye ola- caktır, Fintler sahife mikdarma gö- re değişir. Bu mubharririn beynelmilel bir şöbreti haiz olması ayrı bir mesele. dir. Lâkin ortaya attiği edebi ticaret teşebbüsünde ne derece o muvaffak olacağı cayi meraktır. Çok kimseler hayatlarını bir ki- tabın içine sıkışmış görmek, isterler iyi iş ie kani olmak İatiyo: ruz. Bir romanın kalıramanı olmak, fona şey mi?,, — Teşrinisani Sıcağı Herkes bu ayın onu ile on beşi arasında geçen yaz sıcak- larına dikkat etmiştir. Her se- ne teşrinisaninin bu günlerin- “| de sıcaklar artar. Âlimler sen | bahar ortasında yaz günlerini andıran sıcakların böyle mun- tazaman tekerrürüne dikkat et mişler ve sebeplerini aramışlar er, Vardıkları netice şudur: Havayi fişekler gibi, zaman zaman semamızı dolduran $6- hapları herkes bilir. Bu şehap- ların senenin bazı devirlerinde daha çok mebzuldürler. 11 ağus tos,, İZ mayıs ve,, teşrinisainye doğru gök yüzünde şehaplar daha sık görülür. Kuyruklu yıldızlardan kurtuldukları tah- min eden bu şehaplar, iri ma- den parçalarıdır ve semada top lu bir halde serseri serseri do- laşırlar. Bunlardan bazıları ar- zimızın yakınından geçerken, havayi nesimiye dahil olunca, mukavemet gördükleri için kızı şırlar ve son derece hızlı gittik leri için hava tabakası dahilin- de ateş kesilirler. Teşrinisanide görülen bu şe- haplar eset bürcünden gelirler ve toplu bir halde oldukları i- çin , havai seyahatlerinde, ar- zın muharrekini senede iki de- fa kateden bir yol programı ta kip ederler, Bir defa 12 mayıs- ta, bir defa da 11 teşrinisanide mahrekimizden geçerl, 12 mayısta (ve mücavir gün lerde) bu şehap parçaları arz ile güneş arasında kalırlar, bu suretle de güneşin bize gönder diği hararetin bir kısmını bel'- “Kocakarı soğuğu, deriz. Fakat altı ay sonra, yani teş rinisaninin İl ine doğru, mese/ le berakistir, Yani şehap parça ları bu defa arzla güneş arasın- da değildirler, arzın arka tara- fındadırlar. Yani arz bu şehap parçalarile güneşin arasına gi- rer, Girince de arz güneşten al- dığı hararetten başka, bu şehap parçalarının güneşten | alıp ta kalır, bu yüzden hava daha zi- yade ısınır. Milliyet Matbaası NEFİS VE SERİ SURETTE Her nevi evrakı matbua tab'ını deruhte eder, Notere ait bilcümle evrak, mektupluk kâğıt, zarf, kartvizit, muhtıra, reçete ve faturalar renkli olarak el ve duvar ilânları yapılır. Fiatlar mutedildir. ADRES: Ankara caddesi dairei mahsusa Telefon: 24310 - 24318 - 24319

Bu sayıdan diğer sayfalar: