5 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

5 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ye kdik el EŞE edil 7 ! er. eke - Bizim anketi alâka ile takip V€ iğini Mai arkada- n, geçen gün dedi ki: — Sana birini tarif edeyim git onunla görüş.. Elli sene vel Leskovik'ten cebinde bir A ile İstanbula gelmiş. Şim- sd Beyoğlunda İstiklâl cadde İn- İri hde iki büyük şeker ve şeker ne mağazasınm sahibi. Geçen cuma günü, çocukla ir. biraz fondan almak vesilesi İngiliz sefarethanesi karşı- i. Ydaki L.vonnez o şekercisine ki swan başında ihti ar bir asm surryordu. Ken sini kalfalaruar biri zannede k sordum: .- — Kiryako Ançopulo Efen burada yok mu? & Gülerek kı, ma geldi: — Kiryako o Ançopulo be- m! Tereddüt eder gibi oldum: — Yani bu mağazanın sahi , değil mi? * — Evet. — O halde sizinle biraz gö || işmek istiyorum. Kim olduğumu söyleyince, aşları hafifçe çatıldı. Fakat, ş Tarıma dayanamıyarak anlat- — Leskovik'ten çıktığım za san on altı'yaşında idim. Ba- m, o taraflarda müslüman adınlarının kullandıkları di- Al iğleme ferace yapıp satardı. Fakat bu iş, hem yorucu i- ii, hem de pek az kazanç geti n iyordu. Kendi ekmeğimi ka- anmak için, o zamanlar taşı Oprağı altındır, denilen | İs- © anbula gitmeği göze aldırmak an başka çare yoktu. Babamın nafakasından art- ırarak cebime koyduğu bir al wn İira iki mecidi le yola çık mm. İstanbulda kimseyi tanı- 8 hiyordum. Fakat, gözü açık vir çocuktum. Buraya geldiği- min haftasına varmadan, eski , Sonkordiyanın yanında Valöri "amindeki şekerci dük trak olarak kapılandım. Pat- 'onum, işimi beğendiği için ba »a ayda dört (o mecidiye aylık rağlamıştı. Her hafta aldığım >ir mecidiye paranın mutlaka Tarısını arttırırdım. Bundan el i sene evel İstanbulda, alafı- ranga şeker © yapması bilen yoktu. Drajeri dedikleri o nevi- len birkaç çeşit yapıyorlardı. , Halbuki, ben yavaş yavaş za- daatın daha ince kısmına gir- mek istiyordum. Meselâ Fruit glase yapma- çeşitleri çoğaltmağı düşü tanbulda öğrenemezdim. Kuru ekmek, biraz da zey- tine kanaat ederek 12 lira para toplamıştım. Bu para, | beni Mısıra kadar ferah ferah götü rebilirdi, Mısırda şekerciliğin envaını İğranimei: anki ela- cağını zannediyodum. 1884 senesinde vapurla İs- tanbuldan İskenderiyeye git- tim. Oradan da Kabhireye geçe rek Özbeğiye'de, Madam Gize- isminde bir Alman kadınm ida re ettiği şekerci mağazasma yerleştim. Madam Gize, küçük bir im tihandan geçirdikten sonra ba na ayda altmış frank verebile- ceğini söyledi. Bu para, o zaman üç altm lira ediyordu. Teklifini kabul ederek iki sene bu madamın yanında kal- dım. Madam Gize, çok geçme- den şekercilikteki istidadımı görerek aylığımı arttırdı. Fa- kat benim gözüm daha yük- seklerde idi Mısırdaki şekerci liğin de ne olsa, çeşitleri nok- sandı. Parise gidecek “ olursam, zanaatımdan yapacağım istifa- denin çok büyük olacağını an- lamıştım. Mısırda altmış altın İngiliz lirası para biriktirmiş tim, Vakit geçmeden, Fransaya İnüyordum. Halbuki bu işi İs- | MİLLİYET CUMARTES! 5 KANUNUEYVEL 1931 ki Para Kazandınız! Kiryako Ançopulo Ef. ne diyor? os cükovilsteni cebinde bir lira ile çıkan adam, bugün Beyoğ- $ lunun tanınmış şekercilerindendir.. gittim. İlkin Marsilya'da Kas- telmiro şeker msmülâtı müesse sesine girdim. Ve burada alt- mış frank aylıkla geceli gün- düzlü çalıştım gayem para ka- yasa değil, Avrupanın mo- &ıryako Ançopulo Ef. dern ili, öğrenmekti, Marsilyada bilgimi ilerlettik- ten sonra Parise gittim. Beni en büyük konfisöri ma ğazasına kalfa olarak kabul et- tiler. Aylığım 120 franga çık- muşta. Pasta ve kestane şekeri yap- masını ilk defa burada öğren- dim. Ve tamam yedi sene, bütün gayretimle — çalışarak, şekerciliğin her nevini tama- men öğrenmiş olduğum halde İstanbula döndüm. Size dedim ya.. O tarihlerde Beyoğlunda Avrupa şekerciliği çok geride idi. Fondan. yapma | £ snr bile © öğrenmemişlerdi. Konkordya karşımda Times- tokli'nin pastahanesine şeker- ci ustası olarak girdim. İki se- ne, orada çalıştıktan sonra, şim di içinde bulunduğunuz dükkâ nm yarısını kira ile stutarak fondan ve kestane şekeri yap- mağa başladım. Kestane şekerlerimin şöhre ti derhal piyasaya yayıldı. Öy- le ki, bir aralık, müşterilerime kestane şekeri yetiştiremez ol- dum. Her taraftan siparişler yağıyordu. Bana, toplu para- yı getiren kestane şekeridir. Sonra glâse yemişlerim de çok beğenilmişti. O zamanlar (Glikoz) un a- dını bile duymamışlardı. Glâse meyvelere Glikoz mutlaka lâ- zım olduğu için Amerikadan beş fıçı glikoz getirttim. Bir taraftan fondan, bir ta- raftan glâse meyveler çıkarı- yor, ve gece yarılarına kadar çalışarak durmadan piyasaya kestane şekeri (o döküyordum. Bu gayretlerim tabil boşa git medi. Birkaç sene zarfında zengin oldum. “Lyonnez,, den sonra, İstiklal caddesindeki Parisien pastahanesini açtım. Şimdi altmış beş yaşında» yım. Hâlâ o çalışırım. Çalış- maktan duyduğum zevki, hiç bir şeyde bulmadım. Bugün bi le yaptığım şekerlemeler, pasta lar, yiyenlere parmağını tır. İşe sarıldığım zaman, saat lerce çalışırım. Yorgunluk ne- dir bilmem. Üç oğlum, birçok işçilerim olduğu halde, yine iri Kiryako Ançopulo Efendi, saatine bakarak ayağa kalktı: — Kusura bakmayın!.. de öteki mağazaya gidiyorum, ne yaparsın. başlarında bulun masam M: Selâhaddin Tayyareci Vecihi Bey Adapazarında Birinci sahifeden geçen yazılar Halil Beyin Teklifi (Başı 1 inci sahitede) Çinin idhalâtı 4,101,563 lira, biz- den aldığı 8,098 liralık maldır. Halil Bey esbabı mucibesinde şu malümatı da vermektedir: “Beni en ziyade endişeye sevkeden kararnamenin ihracat maddelerimize karşı tahrik etmesi melhuz olan mu- kabeleibilmisildir. Tütünlerimiz de bu sene buhrandan müteessir oldu bir kısmı maliyet fiatinin ancak mss- fsı verebilen fiatlerle satıldı, bir kıs m mühimmi henüz alıcı bekliyor. Tü tün 150 milyon ihrac temız 50 mil yonunu hasıl eden bir mahsulümüz- dür. için İktisat vekilinin mec zarureti karşısında kalacağımız çok muhtemeldir. Bu vaziyet karşımda hariçteki müşterilerimiz de ihracat imaddelerimiz hakkında mukabelei bilmisil tarikine tevessül ederlerse buhran bir felâket mahiyetini alacak rayet edecektir. O halde ne yapmalı? | di. tur. Zira o zaman işsizlik ovalara si- mizde mevcuttur. Diğer bir kısmı nın da yerine ikame edilecek madde- ezcümle diyor ki: “Sabah ve akşam birer bardak kah ve ve çay içmek için bu buhran zama nmda memleketten yedi buçuk mil- yon lira para çıkmasına razı olacak bir vatandaş tasavvur edemem. Husu sile bu paraların yüzde doksanını biz den hiç mesabesinde mal satın alan memleketlere vermekte olduğumuzu bilirsek bundan memnun olmaya- cak bir Türk tahayyül bile edemem. Bahsettiğim memleketler Hindistan ve Çinden çay ihtiyacını adaçayı ile 'defedebileceğiz. Kahve yerine süt ve ayran ikame ederiz. Şeker meselesi varidat ve sıhhi noktalardan mazarı dikkate alınmağa değer, Öğrendim ki Alpullu fabrikası gelecek sene 18 bin ton mal yapabilmek için tertibat elmiştır. İstihsal kabiliyeti yirmi bin tondur, Uşak fabrikası yedi bin ton istihsal etmiş. Fabrika istiheali on bin tona kadar arttırmağa müsait i- miş, İki fabrikamız otuz bin ton ya- pacak, bu idhal edilen şeksrin nısfı. dır, Buhran şekerin istihlâkâtını ten alıyorsa bunu mevaddı memnua me yanına idhalde tereddüt etmemeli. Mevcut fabrikaların bir üçü: kurmak iki sene müddete ve üç yon liraya mütevakkıf imiş. Böyle muazzam fabrikalar yerine muhtelif mmtakalarda daha ufak mikyasta smuhtelif yeni fabrikalar yapılmalı. dır. Pancar ziranti rençberlere kâfi varidat olarak dönüm başına vasati 30 lira veriyormuş. Ben bunu beş li- raya indiriyorum ve gene nispeten pancar ziraatini en mesul buluyorum. Hazineye temin ettiği varidata go- ince artık bu buhran zamanında şe. kerin olekasını elli kuruşa bu hella yedirmekte devam ötmemeliyiz ve & demeyiz. Kararnamenin tatbikatile esasen bu varidat bu sene yüzde yir mi ve belki gelecek sene yüzde kırk otuza inecektir. Bu varidatı baka bir yolda tahtı temine sima imkün: dü; selidir, Men İistesin de ipka ettirilirse şeker satışını hü kümet sıla bir İkontrol altına alma- hdr. Diğer mevaddın men'i de pi. rinç ve susam zira! tevsiine hizmet edeceği gibi nebati yağların yerine kullanılacak susam, zeytin ve pamuk yağlarımızın fiatleri üzerinde iyi tesir edecek, kereste tüccarımızı, orman sahiplerini müstefit edecek- tir.,, Soğuklar Devam ediyor Evvelki akşam, sabaha ka- dar hafif ve fasılalı surette ser peleyen kar, dün kesilmiştir." Maamafih, hava dün de sertli- ğini muhafaza etmiştir. Şehrin yz yerlerinde biriken kar lar, akşama kadar erimemiş- &. Dün, bir aralık güneş açmış sa da hava ısınmamıştır. Yakın köylerde kar, daha fazla yağmış ve Rami sırtlari- le Bahçeköy tarafları, beyaz bir örtüye bürünmüştü. Balkanlarda karın devam ettiğine dair haberler gelmek tedir. Şimali ve Şarki Anadolu da kar fırtınaları devam etmek tedir. —— Kooperatifler teftiş ediliyor İstanbul Ticaret müdiriyeti İstan bal metakası dahilindeki koopera- üflerin teftişine lüzum görmüştür. Bu maksatla kooperatifler komiseri Remzi Saka Bey yakında İzmite gi ADAPAZARI, 4 — Tayyareci Ve! derek oradaki tütüncüler taşkın tezahüratla kooperatifi gbi Bey barün gebrimbee gelmiş ve le diğer kooperatifleri ve Hereke iş- karşılanmıştır, gönderilmesine | larin ve ittifakla karar verilmiştir. ekeşi, | Züseyin Şükrü Beyin nutku Yalnız mülkiyelilerin değil,münevverlerinde bayramı (Başı birinci sahitede) li muavini Fazlı Bey ve polis müdü- rü Ali Rıza Beyle bir çok eski Mülki yeliler hazır bulunmuştur. Evvelâ milli marş çalımarak ayakta dinlen miş, Bundan sonra da mektep müdü rü Babanzade Hüseyin Şükrü Bey bir nutuk söylemiştir. Bunu mütea- kıp mektebin eski mezunlarından Muslihiddin Adil Bey Mülkiye mek- tebinin memlekete hizmetle ri tebarüz ettiren bir nutuk irat ot- miş ve bundan sonra munllimlerden Ayni zade Hasan Tahsin Bey ve ta- solan Seni Köni >öz söylemişler yı arasında mektebin me- zunlarından gelen tebrik telgrafları okunmuş ve alkışlanmıştır. Mütevazi rami €n yüksek mevki sahip dan ri bu telgraflar Mülkiye tebinin memleketteki amli * hermiyetini göstermekte idi, Telg- raflar arasında Şurayi Devlet tanzi- mat dairesi reisi İsmail Hakkı Beyle bir çok meb'usların tebrikleri de var Natuklardan sonra Gezi Hazretle rine, İsmet Paşa ve Meclis Reisi Kâ zım Paşaya ve Maarif vekiline tafi- mat telgrafları alkış Mektep müdürü Hüseyin Şükrü Beyin nutku şudur; “Muhterem misafirlerimiz, Mevkilmizin uzaklığına, havanın günün tesadüf eseri 0- larak bir tatil ve istirahat zamanı ol- masına rağmen iüşterek ocağa gös- terdiğiniz kıymetli nlâka ve bağlar- dan dolayı bilhassa arzı şükran ede- rim. Zaten Mülkiyeyi ameali mües- sesler arasında mazbat, hattâ kork- işte de, duygularında hayatlarında y. tanların canlı bir kütle teşkil etmiş-| hi tir. Hiç bir mefküre hiç bir ideal vic- danlarda, ruhlarda, canlı kalmadıkça onlara hâkim olmadıkça yatayamaz. Filiyata geçmeyen harekete inkılâp etmeyen bir iman, hakiki bir kanaat ve iman olabilir mi? ideallerini kitap- ların &rasma sokarak rafa koyup ta artık o mefkürenin zıyan uğrayacağı nı tevehhüm edenler çok.aldanırlar, Mülkiyecilik mefküresi her zaman zinde ise bunun surrı ve sebebi onu taşıyanların bu hissi dalma tenmiye etmelerindedir. Bugünkü toplanış tn işte arzettiğim'Yuhun yeni bir delili, bir tezahürüdür. Ve şayanı kayıttır ki insan ne kadar zümresine hattâ evvel ailesine, şehrine, yaşadığı bu- cağa mensup olursa büyük vatana a- lâkası da o nisbette artar. Binsena- leyh mübalâğasız diyeceğim ki ne ka dar iyi Mülkiyeli olursak o kadar iyi Türk vatandaşı olöruz. Ve vatana hizmetimiz o kadar çok olur. İftihara şayandır ki Mülkiyeli daima memle- kete olan hizmet borcunu elinden geldiği kadar ödemeğe çalışmıştır. Medeni terakkiler yoluma © girmeğe teşebbüs ettiğimiz günden itibaren muntazam ve kudretli bir devlet ma- kinesine ihtiyaç hissettik. Her iş ih- tisasa ve vukufa bağlı olduğu gibi devlet hizmetleri de bir ihtisas işi Omun da muayyen bir çıraklık devre si, muayyen esasları vardır. Sırf zeki ve kabiliyet ba günkü devlet mekanizmasını mu gevirmek için kâfi değildir. Bu gün- kü devlet eski zamanların yeknasak tedbirler alan ekseriya sırf hâkimi. yet ve kudretine istinaden iş gören, Bsayişi temin ve adaleti tevzi ile va zifesini görmüş ve ikmal etmiş adde- den devletten çok uzaktır, C devlet adam semtin, bastiyanın asayiş istih- sal öden ve jan yapan dev- letidir. Bugünün devlet makinesi ç. daha hassas, çok daha nazik , çok daha girifttir. Devlet Serie ve adalet ile değil, cemiyetin ruzu merre yaşayışı, faaliyeti, muhtelif sa halardaki mücadelelerile yakından a lâkadardır. Iktısadi hayata filen kar rışmıştır. Bütün cihan hükümetleri kül halinde milletlerin esbab: terak- kisini hazırlamakla meşguldür. Bü. yök & iahiserini, muazzam zirai ve ti. cari teşkilât ile, müestesatı maliye ve bankalarile devlet her yerde kendini hissettirmektedir. Satvet ve şiddetve hükimiyet timsali addolunan devlet icabında bir tütün İse imi Müteva — bir depo sahibidir. Kö: satısile alâka ki bakkalın perakende dardır. Vezifelerto kadar çoğalmış ve dağılmıştır. Adalet, asayis ve ik- tısadi hayat ile alâkadar olan devlet aynı zamanda maddiyata hâkim olan ve maddeyi seven ve idare eden file re de onun rey de lâkayıt ye bigâne rile, lie aym klaceei ve hislerin de en büyük nâzemidir. Dünyada rolü, vazifesi bu kadar te- devletçilik bütün bu muhtelif saha. lardaki idare işlerini ellerine teslim bir itina göstermeğe başka bir ehem mivet atfetmeğe mecburdur. İşte Mülkiye mektebi bizde bu ihtiyaçla- rın mevlüdudur. Ve zanmolunmasın | ki bu ihtiyaç bize münhasırdr. AL manyada bilhassa devlet maliyeciliği | ni gösteren melttepler ve Maliye me müesseseler vardır. Senide ikmali all; Bike vessii eden ve binmetice ağırlaşan | İğ edeceği unsurlara bösbütün | muru yetiştiren Fransada Maliye ve Hariciye nezaret İİ re bir ulümu siyasiye mektebi tesis | edilimiştir. Aynı ihtiyacı son zaman- larda duyan Raranya da Mülkiyeye benzer ve progracları biznıkine çok tetabuk ve tekarrüpeden yeni bir mü essese açmıştır. Yunanistanda da böyle bur rstep açılmıştır. Darültü Bunların verdikleri umumi | ve sör- best Culture'ün temin edemeyeceği gayeyi bu arzettiğim hususi ay haiz müesseseler yapacaktır. Bu sit hakikati bir aralık unutmuş gili lar Mülkiyeyi ilga ederek Darülfünü na ilhak etmişlerse de üç senelik bir inhisaftan sonra 1334 de tekrar aç- mağa mecburiyet | hissetmişlerdir. Çünkü hayatım emri kat'idir. Asrı. mızın umumi cereyanlarını kemali i- tina ile takip ederek zamanım icaba- tnt bu güzel ülkemizde en şuurlu bir tarzda Otatbikten bir an hali Okalmayan Ocümhuriyet ida resi (o Hülkiyeye de müstahak olduğu alâka ve itinayı göstermekte dir. Yeni mecburiyet ve külfetlere cevap verecek gençlik için müessese- | mizde yepyeni esaslar ilâve etmek, icap etmiştir. Bu yoldan geçen eski mezun ağabeylerimizin tanıdıkları i- dare memuru yetiştiren Mülkiye ile bu günkü müesseseler arasında ruh moktasmdan değil, fakat sima itibari le bir bayli fark vardır. Elli beş sene gibi uzun bir zaman beyhude yere geçemez. Yeni icabata tevafuk için burada şimdi yalnız idare adamı de gil, devletin muttasıl tezayüt eden | girift ve muhtelif şubelerinde istih- dama mühtaç olduğu siyasi, mali ve idari rical yetiştirmeğe çalışılmakta. | dır. İki sene müşterek bir tahsilden sonra on senede idari, mali ve siya- si kısımlar ayrılmakta ve her genç ihtisas kesbetmek istediği şubeye gir mektedir. Mezuniyetten evvel muay- yen bir mevzu üzerinde bir tez ihza- | rına ve böylece mütekâmil ve bizati- mü bir mütefekkir olmağa ihtiyaç vardır. Mezunlarımız için ban | kacılık, maliyecilik, hariciye mesle- ği, idare mesleği, hocalık, bütün sa- ba pek geniş bir surette açıktır. Cürn buriyet gayesini memlekette en iağ- lam bir iman, sarsılmaz bir kanaat, | üzerinde münakaşa edilmez bir his baline getirecek kudret bu sıralarda | yetişen ve filen devlet mekanizması- nın muhtelif çarhlarına vaz'ıyet eden genç neslin bizzat kendisidir. Ne bü yük bir eseri talidir ki bu gençler cümhuriyete muazzam bir galebe ve tarihimizin €n parlak bir sahifesile başlamış bulunuyorlar. Başlarında bütün memleketin en büyük dahi ve rehberi gidilecek yolu kendilerine Eğ bir surette göstermektedir. U- Tu Gazi azmin ve bilginin timsalidir. ban müteveccih oldukca gençlik için O mihraktan nur aldıkza ve o mem- ancak muvaffakıyet hâleleri hazırlan maktadır. Cümhuriyet wmelesini fa- zilet mefhumile mezcederek en mes- ut neticeleri iktitaf edeckirdir. Elli bg senelik uzun mazisinde daima te. imiz mahsul yetiştirmiş olan Mülkiye bugüne kadar 1946 mezunu memle- ketin muhtelif şube ve köşelerine da ğıtmağa muvaffak olmuştur, Ekseri si idarenin en yüksek âmilleri olma- ğa muvaffak olmuşlardır. Bu seyrin “durması değil, gittikçe tekâmülünü göreceğiz. Gençliğe taallük eden iş- lerde haklı olarak pek hassas müte- yakkız olan hükümete ve memlekete gok yakından müşahit olmanın ver- diği salâhiyetie temin edebilirim ki Mülkiye gençliği cümhuriyet ve Mük kiye bayrağını herhangi bir ande e- Dinden düşürmek değil, daha yüksek ufuklara yükseltecek seciye ve azim. dedir, Ve Büyük Mürşidin izinde gi- decektir. Muslehiddin Adi! Beyin nutku Bu utku medit bir alkış tufanın- 'dan sonra Muslihiddin Adil B. in çok lı ve bazıruna gözyaşları döktüren bir hitabe si takip etmiştir... Adil Bey erki mektep hâtaratın- dan başlamış ve Mülkiye mecmunsın da intişar eden Müştak Lütfi Beye ait bir makaleden ilham alarak: “İcen diri o eski Mülkiye binasının için- deyim zannediyorum. Ve sonra s6- nelere atfı nazar ediyorum. İçtimai hayatımın her safhasında vatan çalışılan her cidalin başımda Mülkiye li arkadaşlarımı görüyorum. Bunla. rin gene vatan uğurunda rahmeti rahmana sodiyorum. Bütün kaf'iyetle, diyebili rim ki, müşterek bir saadetin heye- canlarını yaşayoruz. Bu yalnız Mülki ye mektebinin bayramı değil, münev ver bir zümrenin bayramıdır. İstil dat devrinin kendisi için tesis ettiği bu ifan yurdu, balk isin, milletin se TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta mu&melesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında | Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel: Beyoğlu — 200 adeti için çalışan ve nihayet impera- torluğun, sultanlığın temel taşlarını yıkan bir zümre yetiştird. Halk hayatının esaslarını kuranlara zahir bir muavin oldu. Tü baştan nihayete kadar her cidalde, harplerde, inkılâp larda memleketin her bucağında Küülkiyeyi gördük. Hattâ askerlerle iy asil raklara suladık.. Mülkiyeli vatan i- gin hayatını ifna ett. Bu şeref Mülkiyelileri biribirlerine yaklaştırdı Aralarında tesanüdün esrarını teşkil Si Bütün uzak yakın her Mülkiye aile çocuğu gibi her tesadüfün ie küçüğünün büyüğünün farkını gözümüz derhal müsafaha etmekte tereddüt etmez. Bu rabrtalar bayatm bin türlü inlalâbatma rağmen gene mevcudiyetini muhafaza etmiştir. İş- te bu $ır, fazilet sırrıdır. Şimdi genç Mali Jilere bitap © deceğim; Bu by size bir şey ifade eder; size henüz girilecek yolun, katedile- cek mesafenin daha çek sillağum başladığını gö: Tiz. Türkiye işin baştan kaça kmtpdi” len terakki ve tekâmül yolunda biz- ağabeyleriniz vazifelerimizi can , başla ifa etmeğe uğraşıyoruz. Siz de sizden sonra gelenlere aynı ema leketimizi kurtaran en büyük Tür- kün neslinden olan rehberin yolun- dan gitmekle muhafaza edeceksiniz. Bu yol sade ve yalnız.. Gazinin yo- lu.. ve işimizde Gazi ile beraber!..... Adil Beyin bu nutku dakikalarca alkışlandı. Çekilen telgraflar Muslihiddin Adil Beyin nutkun- dan conra Ayni zade Hasan Tahsin ve talebeden Sami Beylerin nu- tukları dinlenilmiştir. Çekilen tel grafların suretleri şunlardır: Muazzez Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine Bini ve müessisi olduğunuz cüm huriyetin bahşettiği büyük feyiz ve ruh sayesinde ker gün inkişaf edım | ları atan Mülkiye mektebi ve mâl. | kiyeliler müesseselerinin kuruluşu- nün elli beşinci yıl dönümünü kut- Julsmak için beyeti umumiye halin- de vâki olan bugünkü içtimalarında cümhuriyet makinesini en mütekâ- mil cihazlarla teçhiz o hususunda hükümetin sarfettiği gâyrete sar- Sılmaz bir mesnet teşkil yolundaki azimlerinin bükülmez ve kırılmaz olduğunun nihayetsiz tazim ve metlerine terdifen satı devletlerine arzına bendenizi memur ettiler efen dim hazretleri. Mülkiye Mektebi Müdürü ŞÜKRÜ Yüksek Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine Yüksek riyasetinde bulunduğu- nuz kıymetli hükümetimizin yılmaz özmi sayesinde en geniş inkişafa mazhar olan Mülkiyeliler mektep- erinin teessüsünün elli beşinci yıl dönümünü kutlulamak için bugün vâki olan toplerışlarında cümhuri- yet hükümet ve idaresinin bütün cihazı için en sarsılmaz ve kırılmaz unsurlar yetiştirmek | hususundaki Myeza! kararlarını tekrar etmişler ve son kazanın mes'ut bir surette hafif geçmiş olmasından mütevellit sürur ve tebriklerinin bu vesile ile Arsıns bendenizi memur etmişlerdir efendim. Mülkiye Mektebi Müdürü ŞÜKRÜ Büyük Millet Meclisi reisi Kâzım Paşa Hazretlerine Tessüsünün elli beşinci yıl dö- nümünli teyit için toplanmış olan Mülkiyeliler Cümhuriyete ve Bü- yük Millet Meclisi ile pek muhte- rem reisine lâyezal merbutiyet ve hissi şükranlarının arzına bendenizi tavsit ettiler efendim. Mülkiye Mektebi Müdürü ŞÜKRÜ Maarif Vekili muhterem Esat Beyefendi Hazretlerine Cümhuriyet hükümetinin mües. | sese üzerindeki yüksek himayesinin ve şahsı âlinizin ibzal buyurduğu alâka ve sahaletin pek ziyade şü- kürgüzarı olan mülkiyeliler mekte- bin elli beşinci yrl dönümünü tes'it için bugün yaptıkları içtimada hür metkâr hislerinin erzma bendenizi tavsit eylemiş olduklarını şehsi temenniyatıma terdifen arzederim efendim. Mülkiye Mektebi Müdürü ŞÜKRÜ Sinema Haberleri * Pek yakında Canım Paris fil minde Jcane Marnag'nin yanında gö receğimiz Jean Gabin uzun müddel Paris Molen Ruj'unda rövülerde Mis tiguet'le birliktet oynamıştır. * Bahriyeli Şarkısı filminde Pre: jran'la birlikte Lolita Beynavente oynamaktadır. Bu meşhur İspanyol dansözü ilk defa olarak mikrofon ö. Düne geçmektedir. * Volga Volga, Eglon Meçhil Mu gannı filimleri vezu sahnesi meşbin Tourjansky, kati olarak O5SO şir keki tarafından angaje edilmiştir. * “Tasavvur ettiğim kadın,, filmi ilkmal edilmiştir. bir besteldı rolü oynıyan Roland Toutaxn, bu fi. İlimde ilk defa olarak şarkı söylemek tedir. Suzy Vrernon, Armand Ber 'nard ve Marcel Vibert'de bu filmde oynamaktadırlar. Boşanan boşanana evlenen evlenene! Gloria Suanson ve yeni kocası Michael Franer Maigi de in Falaise Gloria Swan- son'a buralı © ve 23 | içinde Constance Beneti ile evlendi. Fakat Glorin sanki kocasız mı kalır. mış? O da maruf zenginlerden Mi | hael Farmer ile evlendi. Şimdi gene onun da kocası var, ötekinin de ka- rıst.. Bakalım, bu iki izdivaç me kn dar sürecek! Telgraf haberlerinin vefat ettiğini bildirdiği Lya de Patti'nin en son resimlerinden biri. Mepebaşı Mi atrosnndz 7 Kânunuevvel Pazartesi saat 21,30 da KEMANİREŞAT KONSERİ Biletler şimdiden gişelerde satılmaktadır. Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğ- İ leden sonra saat (2,30 dan Sc) İİ kadar İstanbulda Divanyolun- da 118 numaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- yene ve tedavi eder, Telefon: İstanbul 22398 Sıra DUMAFASINI beklememek ve 22 teşrinisanide şark masallarını andıran bir haşmet Bİ WE

Bu sayıdan diğer sayfalar: