5 Ocak 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

5 Ocak 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Scotlan Londranın meşh ne haldedir ve nasıl işliyor? Müfettişlerin kan eğe idatlar göste Mali herban | ri bi ikat esnasında soğuk kan ir ehe dikkme bir nüfuzu nazar göstermiş olan bir memur, si- vil polis mektebine gönderilir. Scotland Yard'a merbut memir- erin tenevvü vetaaddüdü nok tai nazarında hakiki mikdarlarını bilmek müşküldür. Manmafih aşağı yukarı bir tahminle. Karaş pr vardır diyebiliriz. Bu m İse dra zabıtasına tevdi edilen vazifele; ce hazaran azdır. Seyrü sefer işleri ihai takibata çalışan memurlardan başka süvari polisler, kadın polisler ve İntelliyence Service ile sıkı bir münasebette bulunan bir de size sube vardır. Süvari polislerin ve: leri mahduttur, Ancak resmi ierde ve merasimde bulunurlar. me € muzir nümayişlerin önüne 5*$ mek işin bile piyade polisler tercih edilir. Maamafih memleket 300 Kişi den ibaret olan süvari polislere daha ziyade muhabbet izhar etmektedir. Bilâkis kadın polislere karşı (derin bir husumet vardır. Hattâ kadın po slerin ortadan kaldırılması şiddetle talep edilmektedir. Kadm pölis ga zetelerdeki karikatüristlerin en özlü mevzularından biridr. Onun için ay geçmez ki, mecliste kadın polis teş- kilâtmın ilgası telep edilmesin ili endın pole bilbaea zabstai ahlâk kiyede ve İngilterede kismen mev- cut olan men'i müskirat işlerinde is- tihdarı edilmektedir. Bilhassa men'i irat işlerindeki neemilikleridir. im polislere karşı husumeti celbetmektedir, Meseli | bir sarhoşu karakola götürmek için bile kadın po lis, ekseriya erkek meslekdaşınn mu avenetine ihtiyaç hissetmektedir. Fen ve teknik Avrupa memleketlerinin hiç bi- İngilterede ol vu gibi, fenden teknikten azami istifadeyi temin edememiştir. Me: lâ sivil polis mektebinde — kimya ve nebatat derslerinin proğramını göz” den geçirenler hayret içinde kalırlar. Biraz da mubalâğa edilirse, denilebi lir ki Londra polis hafiyesi mükem-| mel bir kimyagerdir ve biraz da bok. sördür. | Cinai taharriyat şubesi müdürü Henry Battlay Fransa ile İngiltere | arasında eskiden beri mevcut bir me selede iddinkârder. Daktiloskopiyi Fransa değil İngiltere meydana ge- tHirmiştir. Londradaki o daktileskopi yabesi Bes ve Romaya ma- zaran, daha vâsidir, Scotland Y. d'ın, bu şubesinde bugün dört mil- yondan fazla parmak izi muhafaza © diliyor.Bu rakam bütün memleketler içinde bir rekor sayılabilir. Bu yazıvı beynelmilel edebi | 8- jansın matbuat servisi namına Ye- zan binbaşı Oswald T. Easley na- ul tasnif edildiğini sormuş Battley demiş ki minizi ve muhlisinizi veriniz ve saatinize bakınız. Zili çalmış, gelen memura bu is-| mi ve mullisi bildirmiş. Üç dakika geçmeden memur elinde | koca bir dosya ile içeriye girmiş. Battley dos yayı tetkik etmiş. Aymı isimdeki bir çok zevatın tarihçei ba; tan sonra, binbaşının elini sılemış: zabıtası bu isimde bir katil bilmi- yor, demiş. Aynı zat teferrünt kabilinden şu- nu da anlatıyor: Daktiloskapi şabe- sine getirilen bir mazmunun önüne parmak izi almmak üzere siyah bir tampon konulur. Eğer mazmun beş parmağım birden koyarsa, ilk defa parmak izi alındığı çok muhtemel- dir. Zira parmağınm beşini birden değil, ayrı ayri ber birini tamponun üzerine koymak lâzımdır. Telsiz Scotland Yard'ın — muvaffakıyet sırrı, bütün şubelerinin mesaileri gösterdikleri sü'atten ileri” gelipe Şu var ki, binanın tekmil: tesiâate iş İerin süratini temin etmektedir. Tel' siz telgraf sayesinde Scotland Yard yalnız bötün poliz karalolikrı Ma değil, şoselerle de merbut bir dir. Bu şoselerde filân veya filim fir manın mallarm: da reklâm eden bü; yük kamyonlara tesadüf edilir. Bu kamyonlar içinde Scotland Yard memurları hem alıcı, bein veri &i telsizle daima mühabereye hazır. vaziyettedirler. City dahilinde ise bu kamyonlar yerine, muhteşem li mizin otomobiller kullanılmaktadır. Makyaj odası Seotland Yard'ın en üst katı tek *iz telgraf dairesidir. Makinelerin fa aliyeti, buraya bir lâburatuvar man yarası vermektedir. Alt kat ise bam başkadır. Herhangi bir tahkikat için Yeni kıyafete girmek mecburiyetini eden sivil polis, bu dairede her iediğini bulabilir. En büyük tiyat coli n da vin makyaj salonları burası ka he mumla, | sun, olmasın, hayatının en kırıtik za d Yard ur polis teşkilâtı dir. Scotland Yard'da model usulü bir kaç senedir kaldırılmış bir vazi- yettedir. Kara müze Mahzenlere inelim. Zarhlı ve pas- lı kapıları açıp içeriye girelim, Bura sı “Kara müze, dir. Bu müzeye, W zun uzadıya uğraştıktan sönra edilecek hususi ve mümkündür. Birinci salonda, karan hığın da yardımı ile, insan bir hayat ve esrar diyarma girmiş ei — çoniş raflar üzerin- il ei haldedirler. Bıçak ve baltadan en modern taban calra kadar, her türlü cinayet âlet- leri buradadır. Kurşunla delik deşik olmuş polis kasketleri dıvarlara asıl muştar. İdam edilenler ipleri tavan lardan sarkmaktadır. Bu salonda a- çık renkte hiç bir eşyaya tesadüf ©- demezsiniz. Bir köşede rulet masa- sı,, Harsizlarin bazı numaraların al tema mıknatıs koyarak, ortalığı nasıl soyduklarını kolayca anlayabilirsi- niz. Hileli iskambil kâğıtları, hileli zarlar bu masanın yanındadır. Dıvar da oyun esnasında katledilen bir ku marbazın kanı ile mülemma sarar maş bir takvim. Teşemenim siri sahte çek ve para dairesinin yanında Mk ağaktnni renktold sehir gişeleri bir şemsiye gö- rürsönüz. Bu şemsiye tecennün, dip te hastalarından on beşini zehir leyen ihtiyar bir doktorun şemsiye- sidir. Sapının içinde bir oyuk var- dır. Doktor zehirlerini bu oyukta saklarmış. Sırf cinayetlerde kullanıl mak üzere, sureti mahsüsada imal edilmiş tabancalar kolleksiyonu ay- ir dai Bunların içinde en inli bir sabıkalının icatkerdesidir: Sal seklinde bir ta- banca! Scotland Yard'ın en mühim daire | lerinden biri üç harf ile telhis edi len Criminal Recorder Affaiı sidir. Geniş etajelerde tozlu dosyalar görürsünüz. ki, Londralı hrsız, serseri ve katil bütün bir polis ordusundan ziyade, bu dosyadan korkar. C. R., A. daire. si ne parmak izi, ne de fotograf top | lamaz. Ancak cahilerin hususi itiy larını dikkatle kaydeder. Bu daire; yücude getirenlerin mükemmel ps kologlar olduklarını kabul etmek lâ- zımdır. Bu adamlar şu prensip üze. rinden yürümüşlerdir: İnsan cani ol manlarında bile husüsü vazgeçemezler. Meselâ bu daire bilir ki, hırsız Jon Smith Brezilya tü nünden başkasını kullanmaz. Dolan darısı Robert Brawn esmer ve kü- edilen neticeler zevahirin aksine çık- maktadır. Polis işlerinde en küçük te ferrüatm ne kadar kıymetli olduğu- İamak için, bu daireden bahse- ine göre, şu misali zikredebili ir kaç sene evvel, Gene Seot- land Yard'a merbut olmak üzere, | Tayıns nehrinde kano otomobillerle vazife gören polisler, sudan meçhul bir adamın naşını çıkarmışlardı. Tah kikat neticesi bu adamın 48 saat ev vel öldürülerek nehre atıldığı anla- sılmıştı. Tahkikat bu noktaya kadar geldikten sonra, bir türlü ilerilemi- yor ve polis tahkikattan feragate mecbur bir vaziyete gelmiş bulunu- yordu. O sırada ibtiyar bir balıkçı Scotland Yard'a müracaat ederek, cinayet gecesi nehirde ışıksız bir ka no gördüğünü ve içinde bulunan tek bir adamın ıslık çaldığını söylü. # romorkörle müsade geçiren kanodaki ada-| ma, 'lâmbalarını yakması için bağırı- yor. Fakat meçhul adam bu ihtara ehesmiyet vermediği gibi, ıslıkları- na devam ediyor. O zaman tahkikat müfettişleri keyfiyeti C. R. A. daire- sine bildiriyorlar ve bu dairede Re- eme İsminde bir keni,, islik çalmak nu haber veriyor. Bir kaç saat sonra Remee tevkif ediliyor ve mahirane sualler sayesinde cinayetini itiraf mecbur kalıyor. Hususi laburatuvar C.R. A. dairesi Scotland Yard'in bususi lâburatuvarı ile sıkı bir mü- Dakebettedir. Bu daire cinayet mahal lerinde bulunan * eşyanın tablili ile poşsuldür. Gene bu daire müma lerin önüne geçmek içi tren gaz imal eder. Bu de Londra zabıtası Şak pümayişlerin önü saratuvarn faaliyet sahası gayet eniştir. Meselâ İngilterenin sznkee Hf topraklarının tahlili neticesinde bir tablo vücude getirilmiştir. Lâbu. ratuvar şefi bu tablo sayesinde me. seli herhangi bir kunduradaki çamu run, İngilterenin hangi mıntakasna ait olduğunu derhal söyleyebili Polislerin gazetesi me geçmiştir. Scotland Yard'ın hakiki bir impe- ratorluğa benzediğini söyleyenler, id dinlarında haklı sayılabil Bu Mütssesenin oldukça karii mevcut Yevmi bir gazetesi vardır. Fakat bu gazete sahiplerine bir metelik kür temin etmez. Sonra gazete sahipleri çıkardıkları gazetenin halkın eli Solaşmaması için, ellerinden geldiği keder çalışırlar, Fakat muvaffak halde Bazı sinem. . dır ki, tesadüfü ile hret ve servet kazanmışlardır Fakat bazı sinema artistleri de vardır ki, daha pek küçükken sinema artisti olmağa (© heves ler ve pek mevkie gelebilmişlerdir. Mona Goya bunlardan biridir. Mona Meksikada doğmuş. | tur. Ve on iki yaşma ( kadar orada kalmıştır. Annesi Fran. sız olduğu için, bilâhara Fran saya gelmiştir. Leyli kız mekteplerinde tah İsil etmiştir. Birçok terzihane- | Parise geldiği lerde dikişçilikle aile ekmeği ni kazanmıştır, Fakat Mona- nın bütün aklı ve fikri tiyatro ve sinemadadır. Eş dost saye sinde bir gün sinemada ilk tec rübe filmi çevrilmiş, fakat par lak netice vermemiştir. Hat- tâ Mona'nın film © çevirdiğini görünler kendisile alay etmiş- lerdir. Fakat Mona Madam Recamier filminde gayet zarif bir gazete müvezziliği rolü yap ti. Ondan sonra “Unutulmuş,, u, ondan sonra da “Prenses Madan,, 1 çevirdi. “Bir güneş ışığı,, ndan sonra Mona Goya MİLLİYET 'SALI 5: KANUNUSANI » ortaya çıktı. Bu filmden son- İsa büsbütün açılmak icap eder | ken J madı. İ Buhran bu intizarı uzatıyor ve acılaştırıyordu. Mona ümi genç artiste iş veren ol- güçlükle bu | di kesecek oldu, lâkin İngilte| İreye yaptığı bir seyahat ümi dini kuvvetlendirdi. İ, İngilterede Elstree stüdyo- | larında üç ay geçirdi ve bura- da “Deniz kadını,, filmini. çe- virdi. Bundan sonra sesli film | çıktı. Mona Goya derhal Hai | Tang filminin İgilizce kopya- sını çevirdi. Konturatı bitip zaman, Para- İmunt kendisini angaje etti ve | “Cicim, filminde Saint Granier ile kendisine rol verdi. O 8- İrada oyunlarile pek nazarı dik kati celbettiği için, Fransız artisti istiyen Hollyvood'a git İti. Orada Lily Damita ve Adolphe Menjon ile beraber “Şen olalım,, filmini çevirdi. | Bunları © müteakiben “Rig House, Böster san güzel olursa;, filmleri ta- kip etti. Fransaya avdetinde biribiri üstüne üç film daha çe- virdi, Şimdi Paramunt hesa- bına çalışmaktardır. | Mons Goya ve bir Amerikan yıldızı ayni filmi versiyo, polisle, bu gazeteyi her sabah bütün karakollara dağıtırlar. Gazete günü gününe her hangi bir mesele hakkın daki paliş tahkikatının son safhası nı, adliyeden verilen tevkif müzekke imli bir ilâvesi var | dır. Bu ilâvede bir hafta içinde Lon dra sokaklarında çalıman otomobil ve motosikletlerin numaraları ve eş| kâli yazılıdır. Otomobil. hırsızlığı almış y sızları yevmi nüshasma koyamadığı için, haftada bir ilâve çıkarmağa mecbur kalmıştır. Büyük beşler Scotland Yard'n doğru, yalan, fa kat balk arasındaki şayiaya gör Biz Five denilen “Büyük Beşler, vardır. Bunlar ber türlü tahkikatı! uzaktan idare ederler. Ancak küçük. ler tahkikatı intaç edemezler ve mu vaffak olamazlarsa, o zaman bu yük Beşlerden biri tahkikata girişir. Bu polis krallarının bir çok hâdise- ler hakkındaki büyük muvaffakıyet İleri etrafında İngilterede tümen tü- men polis romanları yazılmıştır. Şu. Du da unutmamalı ki, İngilizler po- lis romanlarma bayılırlar. Denebilir ki en iyi polis romanlarıhep İngilte vede yazılmışter. Fakat Scotland Yard'ın bu “Büyük Beşler, i kimse tanımaz. Yalnız her şubenin malâm bir müdürü vardır. Scotland Yard bu müessese etrafında dönen rivayet lerin hiç ne tekzip, ne de te- yit etmeğe lüzum görmüyor. Her esrar içinde kalmak, bir polis e alak heri kta nlarında | öeçenlerde, Pariste bir kaç ressat İ e heykeltraş eserlerini bir salonda teşhir etmişler, fakat bu san'at €- Serlerini pâra ile satınamışlar, ay- nen mübadele etmişlerdir. Meselâ bir tablo resimde" görüldüğü gibi bir fıçı patatesle elibadele edilmiş- tir. Bazı ressamlar lokantalara hir Jay abone olmuşlar, bazıları iskar pin, elbise ve saire yaptırmışlardır. İsmimi e. İspanyada kar MADRİT, 4 (A.A.) — Kar- dan dolayı Burgoo üzerinde ve Santander mıntakasını muhte- Jif noktalarında nakliyat inkı- iç | sonra yapılan ameliyat evleniyor, İn- | nm 1932 kılçığı yuttuktan | neticesinde klinikte, tavuk ölen Lya de Putti'yi vefatını müte akip hatırlayanlar çok oldu. Çünkü Lya gayet müheyyiç ve aexip bir ha yat geçirmişti. Bu esmer artist ha- yatınm sonuna kadar hakiki ınilliye- tini belli etmemişti. Italyan mu, Ma. car me, Alman mı kimse - bilmiyor. Lya derdi ki — Deyiniz ki ben Macarım. Bu: nu her yerde yazımız ve söyleyiniz. Ben sokakta bulunmuş çocuk deği lim, Filhakika Lya geçen asır sonla rında Budapeştede zengin ve ariş- tokratik bir aileden doğmuştu. Ba- bası Baron o Hoyos von Büzenetien kendisini pek sıkı, adeta | şedit bir terbiye altında büyüttü. Ailenin bir tek emeli vardı: Kızı genç yaşında evlendirmek onu anne görmek. Onun için daha on altı yaşımda iken, bütün mukavemetine rağmen | küçük ya Macar ordusunda miri Jay Baron de Putti'ye tezviç edildi. | Bittabi böyle bir izdivaçtan © bekle-| non saadet hâsıl olmadı ve Lya ko- casından ayrılarak © serbestisine ka- vuştu. O yaştaki genç kızların daha manastırlarda terbiye gördükleri si- ralarda, Lya da dansa ve tiyatroya karşı bir temayül başlamıştı yaşında Berlinde iken, Norveç sefarethanesinin, i tanıştı ve her iki genç biribirlerin Aralarında bir iu ev tam bir sa ş gibiydi. Fal urap etirmi- | ve inkisardan bi: yordu. Zira kocası divaçtan dah öl. dü. Lya teli yalnız kalan Lya bir kaç sadık dos. tunun bulunduğu Berline iltica et ti. Yaşamak lâzımdı. Dansı pek ir müzik sümun tetlifini kabul etti, | e ! İ bayatınmın en tatlı | hatıralarını sonuna kadar muhafaza Müzik hol bizim gi artistle- | çini açıyor. Sonra kendi! ya vakfetmek isteyenler için, ile hol kadar iyi bir mektep ta vur etmiyorum, Müzik hol artisti çevikleştiriyor ve onu anform. bir | hale getiriyor. Ben bir çokları gibi müzik holden tiyatroya geçmek yordum. Fakat gayrimuntarız.. bir İ hüdüse, istikametimi tiyatrodan çevir di. İşim beni son derece meşgul et: | için, gidip te film © seryetmeğe| akit bulamıyordum. Sonra ben 3€s- siz san'atın kametini inkâr etmiyo rum, Arkadaşlarla çok zamanlar, hema artisilerinin kazandıkları azim yekünları konuşur ve cihanşümül | #öhretlerine gıpta ederdik. Bir alışam Alman sahne vazıla- ararrasemereaesemeeseseze 932 senesi bize Ne getiriyor? Lord Robert Cecil İngilterenin Cemiyeti akvam nez dindeki delegesi Lord Robert Cecil bu senle şu cevabı veriyor: —“Siyasi sahada kehanetlere gi rişmek son derece tehlikelidir. Zira hâdiseler devlet ricalinin nüfuz ma zar ve kiyasetlerini daima boşa çıka rabilir. Fakat 1932 den bahseder ken, bir istisna yapabiliriz. Zira se Benin en mühim hâdisesinin şubat ayında Cenevrede toplanacak olan | terki teslihat konferansı olacağına şüphe yaktur. Bilâkayd iddin edebi- lirim ki, eğer konferans teslihat me | selelerini halletmeğe muvaffak olur. | sa, sene mes'ut geçecektir. Olmazsa | kehanetlerim daha az nikbinanedir.,, | Edouard Herriot Esbak Fransız başvekili M. Edow avd Herriot yeni sene hakkında şun | ları söylüyor: 1932 senesi beşeriyet tarihinde kat'i bir rol oynayacaktır. o Dünya meseleleri o kadar karışık bir hale girdiği bu sene içinde, bizzarur bu meseleleri kat'i surette tasfiye etmek. lâzım gelecektir. Ben bütün beşeriye tin, vaziyetin vehametini idrak etti- ği kanaatindeyim. Bilhassa Avrupa milletleri iki mesele hakkında bir ka Par vermek saatinin hulül © ettiğini görüyorlar: “Ya birleşmek, ya mah volmak.,, Baron von Rheinbaben Almanyanın Cemiyeti akvam nez dinde delegesi Baron von Rhoinba- ben diyor ki ILya de Putti'nin karışık ve yiç hayatından bazı sahneler edilmişti. Lya bu adamı hiç görme- mişti. Fakat sahne vazı sahne dan. Şi $ı eden genç kadının cazibesini gör müş ve kendisine bir film çevirmek için teklifte bulunmuştu. Genç dan. şaşırdı. İstikbal projeleri hilâfı- eke olsa, daima kendisini cezbeden ir yenilik sahasma yol açacağı için, teklifi kabul etmişti z Stüdyo ve film makineleri ile ilk m gök hoşuna gitti ve| genç kadın o zaman hayat tarzını değiştirn eğe ve bir sinema © artisti! olmağa karar verdi. Bir artistin der- hal kıymetini göstermesi 1 bü Hint mezaı tandır. Ly an ilik Filmi film çok muvaffakiyet kazanmış bir Bunun üzerine Lya uzaktan, yakın dan bir çok mektuplar almağa baş- indr. Bu mektupları okurken de şöh- yeti ha fikiv edindi. ok mi erde gösterilmişti. Lya de Putti bi k, dan sonra “Ya minde baş filmi rolü ve! e de Manen! nan to Manon |. rolünü oynadı Fakat hassasiyetini ve | hakiki kabiliyetini © gösteren Filmi| atyete,, dir. Bu filmi Lya, Emil Yaninngs ile beraber çevirmişti. Lya'nın artık şöhreti kökleşmiş. di Fakat genç artistin içi rahat de. | ildi. Bir sabah intihar etmek istedi #i sayi oldu. Lya bir delikanlıyı sev | iş ve aşkına mukabele görmemiş, | Bir akşam Lya'nın — apartmanında! genç âşıklar kavga etmişler ve deli- | kanlı sabahleyin çıkıp gitmiş. O za- man Lya pencereye koşmuş, © camı! açmış ve kendini sokağa atarak, deli kanlıdan evvel sev ç 3 et ağır su- rette mecruh ve bir ayağı | kırılmış bir halde hastaneye kaldırdılar. Genç de hayatın kurtardı ve iyileşir iyileşmez Paramount Holly- “eamamasasameeaaaseseme mühey- Lya, Macar aristokrasisine mensuptu ve küçük yaşta çok sıkı bir aile terbiyesi görmüştü Bir kaç ây evvel Nevyorkta bir/ rindan Joe May genç kadma takdim NN nde, sağda Lya de Putti evimde vood'da film çerirmek üzere kendi. sine derhal konturat teklif etti. da ikameti, Av bangi bir muvaf- kıyetle tetevvüç edemedi. Ameri kal mütelevvin keza takdir Lya ilk filmini çevirdi? “Şeytanın kederleri. Ondan sonra birden bire spora ehemmiyet verdi. Tattâ taya İstedi ve günün bi armesi aldi Sa. ile uzun müd avalarda dolaştı, Hattâ bir de- fasında on dört saat havada kaldı. Bir aralık Lya İngiltereye gelerek örada bir film çevirdi. Avdetinde zengin bir Kaliforniyalı izdivaç tek lifinde bulundu. Fakat Lya kabul et medi. — Bu memlekette evlenilmez, di- yordu. Bir akşam insanlar biribirle- rine tesadüf ediyorlar, © hoşlandılar mı, bir hafta sonra evleniyorlar. A radan bir kaç ay geçince, dost kal- mak şartile ayrılıyorlar, Böyle iz vaç olur mu? Lya bir müddetten sonra tekrar nişanlandı, fakat nişanı yine kendi- si bozdu ve “Son merhale,, isminde bir film çevirmeğe başladı. Son merhale.. Filmin isminde ne acı bir istihza değil mi? Hakika ten bu film Lya de Patti için stüd yoda son merhale (olmuştu. Sesli film çıktıktan sonra, Lya belki sesi müsait olmadığından, belki istemedi- ğinden artık hiç bir film çevirmemiş &. Şimdi Nevyorktaki büyük mezar ıkta yatıyor ve söyl ine göre, cenazesini on dört kişi takip etmiş aasemaasaassase Geçenlerde Avusturalya filosu büyük manevralar yapmıştı. Yukarıdaki #yanı dikkat resim, bir torpilin si selimin galebe edeceğini ümit edi- ve bütün dünyanın menafij namına, mevcut vahim meseleleri adalet pren siplerine göre, halletmek için müşte rek mesnilerle çareler | aramalıyız. Çok az zamanda bu hedefe varmak mecburiyetindeyiz. Onun içindir ki, ben 1932 senesini ve müteakip sene leri « tarihimizin bir dönüm noktası telâkki ediyorum. Sir Josiak Stamp İngiltere Bankası O müdürü Sir Josiah Stamp diyor ki: “Ben mübalâğalı bedbinliği hak hı bulmuyorum. Her şey iktisadi buh ranm son haddine gelmiş olduğunu gösteriyor, Onun için vehametten zi yade, salâhi beklemeliyiz... Profesör L. Kidde endahtı zamanında alınmıştı profesör L, Gide diyor — “Söyleyecek bir tek sözüm vaı iletlerin terki teslihat bahsinde varmalarını temenni — ederim. milledler tarafından hakem usulü prensipleri kabul edilerek, bu mesele halledilirse, hiç şüphe yok ki değil yalnız 1932 senesi, beşeriye tin bütün istikbali mes'ut olacaktır. Sir Normann Angeli Müellif Sir Normann oAhgeli de diyor ki. — “Eğer her tarafta tahribat'yar pan iktisadi anarşiye nihayet veril mezse, eğer devletlerin bu hüsurte el birliği ile çalışmasma imkân ve ven bir formül bulunmazsa, Avrupanın sarsılacağını değil, Avru pa medeniyetinin inhitata w

Bu sayıdan diğer sayfalar: