Eş e eriş EU a ENE Gg gi iiyet iri: iktisadi bahisler ka) Bizde ihtikâr temayülleri Asrın umdesi «Milliyet» tir, 10 K. SANİ 1932 İDAREHANE — Ankara cadde | si No: 100 Telgrâf adresi: Milliyet; İstanbul, Telefon numaraları: 24310 — 24319 — 24318 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 arlğı , 400 kuruş 800 karun 1400 Zz0 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya nit işler müracaat edilir. inlarm mes'uliyetini ğu veya azlığı da BUGÜNKÜ HAVA fl, Yeşilköy rasat merkezinden! verilen o malümata göre | buzla | hava kısmen bulutlu devam ede. cek rüzgâr lodastan hafif kav. vette esecektir. 9-1-932 tarihinde hava tazyiki 760 milimetre, zam! suhünet 9 asgari suhunet 3 san tigrat kaydedilmiştir. İhtikârla kaçakçılık ortadan kalktıkları gün memleket bir kat-daha feyiz bulacaktır Ithalâttm” tabdidi v “üzerine fırsattan istifade etmeğe kalkı- şan bir kısım mal “fahiplerinin fiatlara Zam: yaptıkları i yor. Başkalrar zararın. zanmak hursindi bu hareketin ihtikâr moktasın- dan da ehemmiyeti vardır. Ma lümdur ki eşya fiatları eski bil- iz arz ve talep kaidesine | Nedret kötpeden bir şeyin fazla kıymet kespetmesi tabiidir. Fakat bir malın çoklü- bilinmeden evvel ve ortada kuvvetli sebep yokken sırf fazla kazanmak hır sile mevcut malı saklamak ve- tmr arttırmak ihtikârdan ir şey değildir. Harp gi âde ahvalde mamâl eş yanın mikdarı ( azalır. Çünkü harbin uzaması halinde imalât | haneler kısmen mühimmat ima İ line tahsis edilir, sınai müesse- #elerde çalışanlar hizmeti aske riyelerini yapmağa giderler, Zi raj istihs tacak (eşyamız dâ yok değil dir, Mevcut malların kısmı a- zamı aylarca * kifâyet edecek mikdardadır. Gelecek" raylarda dahi eşya gelmekte devam ede cektir, Mevcudu az olan eşya- rın Köntenjanımı” arttirmak ta rülüyor ki ihtiyaçlarımızı tama edebilecek bir vaz! iken zaten iktisa; yısile sıkıntı du: halkın za- rarma eşyanın fiatlarını yük- seltmekte mana yoktur, Şayan hayrettir ki ihtikâr temayülleri yalnız ecnebi mallar için değil yerli mallar için de vardır. Me- çâyin yerini kısmen tuta- diye memlekette mebzulen n ıhlamurun fiatı yüksel- tilmiştir, Okkasına 240 kuruş isteyenler görülmüştür, Keza- lik bir çift yerli © kunduranın İyedi buçuk yerine sekiz buçuk lira istenildiği işitilmiştir.Ecne eti at bu merkezde! buhran dola | hükümetçe mutasavverdir. Gö-| | J onun buruk, geğrimsi 1932'nin genç kızı Saçları lüle lüle, — kıvırcık kirpikli, gözleri. fıldır fıldır ça- kan bir kizdr. Cemal Nadir Beye mite eren Güzel © kadının zeki oluşu erkekler için bir tehlikedir. Fakat iddia ederim ki, kadı Kalın, gergin: düdakları! var | nın çok güzel oluşu da kendisi N Burnu daima havadan” bir kek kokusu .. sezmeğe hazır | gibi, biraz kalkık; çenesi; der- | hal hareköte amade bir vaziyet te, kivrikti. Galiba on yedi yaşma gir-| mişli, Ve o kadar sür'atle boy atı- yor, kengikleniyordu ki, m yıs yağınuru yemiş bir fidan gibi adeta ; her gün biraz'daha yeşerdiği, çiçeklendiği hissedili yordu, Ve onu. gören erkekler aç bir orangötar © gibi daha yeni yeşermiş” bu fidana sokuluyor, lezzeti- ni tatmak ister gibi gözlerile yemeğe çalışıyorlardı. O da az değildi. in tehlikedir. | dar da Zeki, O güzeldi o ka Bu #ekâ ona hayatım, tey: | İze evinde koca bekliyecek bir | âlem olmadığını ifşa etti, Genç kızlarım ruhunu üst eden o şeytani rüyalar o- nun da gecelerini zehirledi. Uzak ve yakın, genç, yaşlı| birçok erkekler ona güzelliği- ni, mefasetini söylüyorlar, ve genç kız katmer katmer yükse len bu iltifatlardan kendi ki- ratımı, ayarını anlıyordu. Kulağma çalınan dedikodu- larda bir başka cepheden ona kiymeti hakkında bir fikir veri yor. — Fabrikatör.... Bey ... Ha nıma bir kürk manto yaptır- mış Doğrusu o kadına lâyık, alt) İl Bu sene Avrupanın No6 Ocak Arkadaşları'nı en büyük filmi olan Kösteren Birikmallirı Alnatya Külümeti vetgiden #huaf tutmuştur/Rets| tin Talimi VE “TörbiyelA kiderisi Alman milletine tsvsiye ermiştir Hetk& ASR 'T Sihemada GANLI C,E SBT filmini siması etmek'üzre Koşuyor Mühiç, alâlkabalış ve pek i ölen bu şaheser, FRED NİBLÖ tara- fından TOLSTOİ'nin ayni namdaki eserinden iktibas edil JOHN GİLBERT — RENER ADORE — CONRAD.NAGEL ve ELEONOR BOARDMAN tarafından temsil edilmektedir Bu şaheseri görenler her halde tekrar gidip görecekler çünkü temaşa- İkiranı hayrette birakiyör Bügün saat 16,30 matinesinde ve süvarede filme bir BALALAİKA ile muganniyeler iştirak ve'şarkılar taganni edeceklerdir. Musiki: Masatro Poliansky tarafından sureti bususiyede tatbik edilmiştir » MAJ Rıchard iK'te Tauber BÜYÜK VARYETE filminde gören ve dinleyenleri teshir ediyor l t ta mütesssir olur, mikdarı mahdut kalır ve bina- İ enaleyh mevcut malların stoku azalır ve fiatlar da * çok defa bi mallarından bazısında mese | lâ manifaturada 9ç 20, çuval-| larda 9 15 nisbetlerinde bir| | farkı fiat müşahede edilmiştir. | Çapkın, © fıkırdak bir şey- N O doğuşta ele avuca O kadını görüyor.. Belki gü ıl! her halde daha Sonra bahsettikleri ka- Oruç! Dedim ki: — On sekiz sene tuttum.., Sonra. . — Sonra neden bıraktın?.. — Yolurdum da ondan... Çocukluğumda ve gen de ramazanı severdim. sevmiyorum demek istemiyo- rum. Fakat o zaman, ramazi nın gelmesini hususi bir neş'e ile karşılardım. Dün ramazanın biri olduğu nu olsun biliyordum. Müslüma | nı bol bir mahallede oturmadı. | Zum için bir akşam evvel nı rı dikkatimi celbedecek -davul- gibi bir hâdise olmadığı için ak Imndan çıkmıştı. Dün sabah bir frenk ahbabımın tebriki üzeri- ne kendime geldim ve biraz da utandım, Oruç tutmak veya (o tutma- mak bir adamın kendisi ile vic danı ve Allahı arasında hesabı görülecek pek hususi bir iştir. Onun için filân oruç tutmuyor veya tutuyor diye meşgul olma mıza mahal yoktur, Fakat dini mize ve onun hususiyetlerine ait hâdiseleri tarihleri bilme- miz lâzımdır. Bu hususta mübalatsızlık gösterirsek karşı mızda bunu zaaf telâkki edip başka dinleri peşkeş çekebilir- Kaide olarak mr bilâfasıla | Şimdi. zi yapmasak ta ona ri hür- met ve alâkamızı daima göster başkaları da hürmet ». Hanımlarımızda bu sene o- ruç pek moda olduğunu söylü- yorlar... tısını almıyorlar. endam bozuyo: mek isterse kahvaltı yapmalı, zayıflamak isterse kahvaltıyı etsin!, kesmeli... Öğle yemeklerinde makarna, pilâv, ekmek yağlı ye , mekler yok... Akşam yi vi se iki elma, bir mandalin, ce saat ikiye kadar, iki bei muhtekirlerin elinde oyuncak olur, Fakat iyi organize edil. İ miş memleketlerde devletin ve | belediyelerin müessir müdaha: İleleri sayesinde ihtikârrı ö harp halinde değiliz. ketin Zirai istihsalâtı ihtiyaçla rın bile fevkındadır. Mümi riAvrupadan gelen mamâl eşya | şeylere münhasır değildir. Ha- | nin mikdarı sanayimizin inki- | şafı dolayısile artmaktadır. İk- tısattaki ikame © kanunu muci ce garp eşyasının Yerini tu- kadar uyumuyorlar... o Sahura şunda 'ne kaldı!.. Onun le yemeğini hazfedip saat beş çayı ile iftar etmek ve sahuru da supe şeklinde yapmak hem monden hayata, uygun hem de sağlığı! Yaşasın oruç!.., Bana sorarsanız, on sekiz se ne tuttum... Ve yoruldum. Şim di dinleniyorum., Belki tekrar başlarım.. Lâkin bir gazeteci o ruç tutmasa da tutmuş gibi vaba nail olur.. günde bir defa yemek yer!., Ve daima imsak eder, Çin meselesi Mikadoya suikast (o olmuş.. Bunu Çin hükümetinin tertip etmiş olduğunu düşünen Japon ya bir ili Çin Hmemar işgal 6- decekmiş... Hikâye vardır: Kurt kuzu- yu yemek istemiş ve bahane ol sun diye: — içtiğim suyu bulandırı- yorsun, Demiş., Kuzu: — Ben akıntının aşağısında in suyunuzu bulandıra- Uzun etme, suyu bulandır masan da gönlümü bulandırı- yorsun! Demiş ve kuzuyu ye- miş!.. Dünyada kurt ve kuzu ol dukça bu masal tekrar eder du- rurl... FELEK Milliyet'in Edebi Romanı: 8 Güzellik Kraliçesi << Böyle Kiz valf verdilüri. Fakat ben burada tekrar etme ğe lüzum görmedim. Belkis H. in cevaplari dün gece verilmiş- m > Gay içtiler; şuradan büradan — konuştular. Vedat" Naci baloda bulunacağını söyleyerek | altıyı © On geçe trene yetişmek için iti- © mek, müsabakaya zar etti ve çıktı gitti. Belkis muztarip ve nadim- di. Niçin reddetmişti? Geri dön mek isteyordu. Vedat Natinin arkasından koşup geri (o çevir- gireceğini söylemek için çırpinıyordu.. Ku laklarma act bir çığlık doldu.. Trenin hareket düdüğü!.. Her © seya. Bütün “ümitler bitmiş- ti işten o Pencereye koştu, Vedat Naci, vagonun pen- .Ceresinden uzanmış, elile genç e. Nezihe Muhiddin kızı selâmlıyordu, sk Belkis ertesi sabah gözleri- ni açar açmaz gâzeteleri iste. di. Akşamdan ısmarlandığı için hepsi Hazırdı.. Dün kendisinin resmile süslenen ilk sahifeler- deki yerini, şimdi. başka bir genç kızm çiçekler içindeki fo toğrafları işgal etmişti. Bütü üzellik si i lân edilen Zühal Ferdanın tür lü türlü resimlerini basmışlar. dı. Dün kendisi için kullanılan bütün güzel kelimeler, yu unutulmüştu?! Dün güzelliği- Bin eşsiz olduğunda israr eden ağızlar ve kalemler hep birden İtumun misafiri idim, Diş macunu gibi bir kaç gün evvel 58 kuruş. markasını taşı- yan eşyanm markaları kaldırıl- mış, eski fiatlardan bir kaç ku ruş fazla istenilmekte © bulun- muştur, Daha bir çok eşya da| aynı hal vâkidir. Fakat ihtikâr ve temayülleri yalnız. bu gibi Yatı umumiyemizde bu ihtikâr eserlerini görmek mümkündür. | Geçen gün Beyoğlunda ikinci derecede bir lokantada bir dos- dostu- mun Anadoludan gelmiş diğer iki arkadaşı da vardı. Yemek- ten sonra hesap sorulduğu za- İman çarşıda okkası kırk niha- yet 50 kuruşa alınabilen en iyi elmanın beheri için yirmi ku- ruş fiat konduğuna ve ancak yarım okka tutan beş elma için tam bir lira tediye olunduğuna şahit oldum. Kendinizi eğlen- dirmek için gene ikinci derece de bir çalgılı bara gitseniz kah ve başı arson hakkile bera- raber elli beş kuruş cereceksi- niz, Eğer gideceğiniz yer lüks ve birinci sınıftan ise elli para- lık bir kahve için bir lirayı göz den çıkaracaksınız. Misalleri çoğaltmak mümkündür. Bütün bunlar, ucuz ve fakat çok sat- mak usulünün bizde mefkut ol- masından, her işten (çabuk ve çok para kazanmak hırsından ve belediyelerin vazifelerini lâ- kikrle yapmamalarından ileri gelir. Sabık Osmanlı (idaresinde devlet teşkilâtı zaif olduğu gi- | bi istibdadın mirası olan me- İ murların mühim bir kısmır sui- istimale alışmıştı, Tagallüp ve tahakküm zihniyeti harekât ve muamelâtta hâkim olduğundan bazı kimseler memleketi çift- lik veya malikâne addetmişlerdi Fazla ihtiras peşinde koşanlar eğer kendilerinde kâfi | nüfuz issetmezlerse nüfuz susmuşlardı.. Belkis kendinden bir halde gazetelerin sütunları ni, satırlarını, kelimelerini Fer birer araştırıyor, tekrar a- raştırıyordu... Bir ikisinin dör- idüncü, beşinci sahifelerinin ke- 'narındaki h ve nüktelerde ! İisminin geçtiğini & gördü. kat bu kısa satırlar ne insafsız dı!.. Bazılarında küçük ve za- ri istihzalar bile vardı.. Belkis bu basit kelime © oyunlarının manasını anlıyacak gibi değil- di.. Elinde tuttuğu . gazeteye bir katre yaş düştü, onu birkaç damla daha takip etti, düştü- ğü yerde yazılar bulandı... | Genç kız ağladığım farkına yardı, başı yastıkların arkası. na gizlendi. Ağladı, her halde çok ağla- dı. Tufan denince başını Yyas- tıklardan çeki arkasını yandı. Gözlerinin etrafı yanı- yordu.. Yatağının içine, yor- ganının kıvrımlarma karışan gazeteleri birer birer itti. Kar- yolanın önünde bir yığın gaze te birikti, eağebilale İçok arı dolaşır geçmiş | | | bi-| Y İler tecvi Fa. | maz kadmlardan biri olacağ şüphe yoktu, şüphesiz ki, gü- nün birinde, ona benzer binler ce geç kızı “Sifon gibi çekip sü müren hayat onu da alıp öteki lerin yarina atacaktı, Böyle: çiceği burnunda fi- İdanların » havasında. © kadar ki... Bir gün şüphesiz -—dnün “da etrafın- da vızıldıyan bir ziyankâr iğne sini batıracak, balını alacak. Bu mukatiderdi. Ve o, bunu bekliyordu. Adımı”, söylemiş mi: idim. Ona lüzum yok. Fakat kendi- sini tanımak © daha iyi değil mi? O, teyze elinde büyümüş bir kızdır. Zekidir ve şüphesiz ki güzel dir. Daha on iki . yaşında iken irlere kahve getir arkasından en vet ve cür'et alırlardı. Bu yüz. | den umumi harp esnasında ma hut ihtikâr rezalet ve kepaze- likleri baş göstermitşi. Meziyet ve liyakatlerinden dolayı değil snf nüfuz ve tagallüplerinden fade ederek buğday yerine süpürge tohumu yiyen halkın zararına ceplerini dolduranlar gok olmuştu. — Tabildir ki asri | devlet halini alan Cümhuriyet | Türkiyesinde bu gibi hareket- edilemez. Tecviz edi- lemediği içindir ki o devirler. den arta kalan bazı sakat zihni ! yetleri ortadan kaldırmak - icap | etmiştir, Başta Meclis olmak ü- zere hükümet, ibtikârla müca dele etmeğe karar © vermiştir. Kanun yapmıştır. Gayrimeşru ticaret demek olan ihtikârla ka çakçilık ortadan o kalktığı gün muazzam inkılâp tarihimize da ha iki mühim sahife ilâve edil- miş olacaktır. Halil Mithat Belkis o sağnaklı-sinir buh | ranından sonra şimdi müthiş | bir yorgunluk “— hissediyordu. | atağından; “kalkm. bile ! davranmadı. Halbuki, eski Bel | kis çoktan giyinmiş, yıkanmış | spor eğzersizlerini o bitirmiş, | kahvealtısına 'başlamıştı bile. | Yeni Belkis tenbel > tenbel halâ yatıyordu. Ağlamış yorul muş, dinleniyordu. Saati araş- tırırken gözleti Nedim Müni- rin fotoğrafma ilişince içinden garip bir his kabardı. Bu duy- gu biraz kine benziyordu.. Sanki bütün © iztıraplarına ibi o başmı geri etrafına göz gözdirdi. Sonra Belkisa baktı, Her şeyi anlamış ti: — Ne o ağladın mı? — de- di — oh olsun. Oh olun sa. na!,, Marifetini beğendin ya?.. Belkis cevap vermiyordu. Mümkün olsa yine başını giz- liyecekti.. Gözlerinin | kızartı” | baskısı | gelen iltifatların sından, zaafından çok utanı- annesi yerinde.. Şu halde... Üzerlerinde itinalı bir aile olmıyan genç kızlarm görüşleri ve düşünüşleri o pek mühliktir, Gerç kızın hayalini takip et meli . Bu hayal terzi modelle- rinden kuyumcu camekânları- na doğru seyreder, Ve pek çoğu bunların arasın da kaybolup giderler. Obir taraftan etek etek lezzetile se yandan / işit dedikodulardan memnun, bü tün iştiha: ie hayata karışa- Bir yılbaşı gecesi idi, Ahbaplarından zengin biri teyzesinden isin alarak onu da büyük bir otelde hazırlattığı sofraya çağırmıştı, Bu evli ve yaşlı bir adam- dı. Fakat önünde bütün gönül kapılarını ardına kadar açtıran zengin bir adamdı. Yediler, içtiler. Kalabalık sofra halkı bütün gece eğlen- di. Genç kız kendi kendine: — İşte hayat! © diyordu. Dans, şampanya, tuvalet... ah bu hep devam etse, Sabaha karşı dağılıyorlardı. Erkek: — Ben küçüğü evine bıra- kayım 1. Dedi, Otomobil döndü. Yolda: — Daha sabaha vakit var, dedi. Biraz daha eğlenelim. O kadar neş'e içinde idi ki: — Ne iyi olur. Dedi. Bu sefer bir başka'yere yal nız girdile, Viski, dans, genç kıza koti- | yonlar... Yarı sarhoş yarı yorgun kalktılar.. Gün başlamış, fakat yağmurlu, gamlı bir hava.. Erkek onu bir otelin sıcak yordu. Lâmia ona acıdı, okşayarak: — Artık üzülme — dedi — olan oldu.. Geri dönmek müm kün değil ki., Şimdiden sonra İn ini ounutturmamağa Ça“ ış. — Neye yarar? — Güzellik müsabakası bu seneye mahsus değil ya.. Bu sözler Belkisin ruhunda ki hisleri tahlil etmişti, Genç kız şimdi deminki göz yaşla- rinin yalnız güzellik müsabaka sına ait olmadığını anlıyordu. Gözlerinin önünde Vedat kulaklarında saçlarını — Dün geceki baloya git- meli idik — dedi. — Ne olacaktı — Merak ediyorum.. Nasıl geçti acaba ? — Vedat Naciden o bütün tafsilâtını alırız. — Ne zaman.. Nerede ? —“Ben bir şey düşündüm. Lâmia yerdeki (o gazeteleri araştırdı, aradığını . bulmuştu. Erkek dana oderken pak 5“ lıştığı hareketlerle onu göğ- süne çekiyor. Ve genç kız artık çekinmi -! İ yor, Erkek, mağrur, kudretinden emin. küstah, — Haydi küçüğüm.. Soyun, rahat et. Genç kız akşamdan beri karşısındaki adamın kudreti- ne hayran olmuştur. Barda garsonlar yerlere kadar eğili- yor. Şoförü otomobilinin ka- pısını açarken kasketini çıkar- tıyor, ve otelin direktörü ona divan duruyor. “Daha :mühim mi, evli kadınlar bile onun ilti fatını Kendileril& dans etmesini yıyorlar, parasının Cesur ve yüzündeki bayat, porsuk ren- gi, başmın soğan zar haline | gelmiş mücellâ derisini göre- miyor. — Soyunacağım... Utanıyo- rum. Siz çıkın odadan! Dedi. 932 senesinin erkeği, hayat ölçülerini - para şifrelerile bu- lan adam löp yanaklarını sal İlandıran bir kahkaha attı: çıkardı. Kanatlarını açtı, de beş yüzlük kâğıtlar gi nen tarafını genç kıza çevire- rek, paravan gibi masanm üze rine koydu: di soyun bunun arka kılmazsın! 932 senesinin genç kızı bu paranın arkasında rahat rahat soyundu. Harbiye: o 10K. 5.932 Burhan CAHİT Belkisa gösterdi: — Şurasını okudun mu? — Evet,. Pazar akşamı zellik krali kelebek,, müzik holünde bir sü- vare verilecekmiş?.. — Biz de gidelimli; Belkis cevap vermedi, Lâ- mia devam etti: — Niçin © düşünüyorsun?.. Kalk... toplan beraber Beyoğ- luna çıkalım.. Ufak tefek eksik | lerimizi tamamlarız.. Hem de bava almış olursun.. Biraz açı- lirsm. — Babama söyliyelim. kalım gitmek ister mi? — Baban seni kırmaz.. Ve- dat Naciye desürpriz yapmış oluruz... Adnan Bey genç kızların teklifini kabul etti. *.. Ellerinde bii le tunele yaklaşmışlardı. kis birden bire durdi — Lümia geri dönelim.. — dedi — Nereye? — “Mari Roza,, kadar... Bel. i Reşat İ yünden getirilen | kuvaför işini henüz Filminin mevzuu maceralarla daldir. Halkın mahbubu HANE HAID ği ve sevimliliği ile AŞK ve CİNAYET filminde halkı memnun ediyor. ARiBTiK'e SARIMASK ER! Lüks; güzel musiki ve bir çok şarkılar filmidir Kadıköy Süreyya sinemasında Bugünden itibaren Aşk geceleri Marie Belle tarafından Ramazan. geceleri daima iki film irae edilecektir. BUGÜN AKŞAM saat 210 el Belediyesi İş adamı ŞehirTiyatrosu vazo. İNAN öl LI Tercüme E.. Nuri Il Yakında : Enin- de Sonunda. FERAH SİNEMADA Bu gece tam 9 da Ram; sebetile beyne! ve cambaz kumpanyaları 38 numero, Lacaların düzden tedariki: T — Bir şey mi unüttun ora da — Hayır.. O mavi tuvaleti almağa karar verdim!.. Döndüler. Yolda konuşu- yorlardı. Lâmia: — Vakit » olsaydı o modeli bizim terziye kopya ettirirdik. — deği > — Muvafık © olabilir miy- di? — Hakkın da var ya.. Pek tarife gelir gibi (de; Onu nasıl şimdiye kadar kapmamış lar hayret ediyorum!.. — Hiç bir Mop na da te sadif etmedim.. Sen mi? — Hayır.. Süvarede giyim den yana da birinci olacaksın. Belkisin göğsünde yine kı- EEREeE SELE rik bir hiçkerik kımıldadı. De- | rince bir nefes aldı. İhtiras, da | marlarmdaki kanı tutuşturuyor © rü paketler | du. ... il Belkisin odasında hararetli İbir tuvalet faaliyeti. Kadıkö” meşhur k bitir; Devam