19 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

19 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 MAYIS 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmubarrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 BONE ÜCRETLERİ: © Türkiye için LK. Hariç için LW si— 8— m faza kgeri verilmez — emu çin nüshalar 10 ku- MİLLİYET x PERŞEMBE > U ii em | Jeanne d'Arc | Kongreye i Bugün gidiyor | Hazırlık Evkafın, Belediyenin | | Poliste gözü önünde kanuna ve nizama | ———— tevfikan satıldı... Herkes te pi Cenderede Bir ceset ra verip aldı, üstüne yüzbinlerce | ve hemen hemen şehrin en güzel yeri oldu. Şim- di bu arsaların yolsuz satıldığı iddin ediliyor. Bilmem hangi mahzende bilmem ne tarzda bir | İ vakfiye varmış ki; bu işi halle- | dermiş... Eğer hep satın aldığı: mız yerlerin, Türkiyede bütün İ mahzen evraklarında ne kadar İ vakfiyesi, kaydiyesi varsa tet. | İkik ödip almaya kalkarsak ken- | İ dimize gelir gelmez bu işe niyet İ etmeliyiz ki; âhır ömrümüzde İo arsayı satın alabilelim.. Bir memleketin kanunlarına | İ nazaran, o kanunları icraya me İmur dairelerinin muvsfakat ve| delâletile alınıp satılan yerlerin | ferağının akabinde satışlarının | yolsuz olduğunu ortaya starsak | Batan bir gemi tay- | fasına ait | olduğu zannediliyor| Beykozun Cendere sahilinde mağruk bir cenet bularmmuştur. | Geçenki fırtınada o sahillerde Ağvalı Mehmet kaplanın gemisi batmıştı. Cesedin bu kazada mağ- ruk bir tayfaya ait olduğu zanne. dilmektedir. Ağır yaralı İ Salih isminde bir Kömür ame | lesi sarhöş olarak Galntadan ge- gerken, evvelce kavgalı olduğu Şükrü isminde birisine Fastgelmiş tir. Salih derhal tabancasını çıka | rarak ateş etmi i İ rinden vurmuş v j memlekette mülkiyet temelleri. ni sarsmış oluruz.. Eğer filhaki | ka bu meselede bozukluk varsa yapanları öyle bir ezmeli ki bir daha böyle seylere kimse cesa- İret edemesi İ Ismarlama yazı !benim yazılarımdan bir kısmını 532 tarihinde hava tazyiki ilimetre en farla srtaklık 16) okutuyormuş.. Yalnız, yazıla idan bir kısmı ibare itibarile bir az karışık oluyormuş. İ dikkat etmemi istedi... Söz ver- İdim. Daha basit yazmaya çalı- İşacağım... Yalnız bu arkadaşım İdan bir ilham aldım. Artı İrilerimin ssmarladıkları şekilde İ Basit; tomturaklı, hazin, güz İünç, edebi; âşıkane ker yazılar yazacağım. Hemen alâ İkadarların — siparişlerine mun İtazırım... Baki hürmetler... ELEK de okudunuz.. Benim, şe | ğe azalığında sözüm |Tazim telgraflarına beni yapacakların. | a değil yal, Fakat doğru gelen cevaplar şehri temsil etmek zevkini isterim... Amma İzmir | ir meclisi salonunda yılan | mu görünce doğrusu ürk- n... Benim taliim biraz ma. | ur... Kazara şehir meclisi a- | Hulüsi Beye: ma intihap edilirsem, gü) © Tabbiyelilerbayramı müna birinde yılan yerine yedi; betile hakkında gösterilen kalbi lı bir ejderha çıkıverir... O- | duyguldrınıza derin muhabbetle- öldürülmesi de pek kolüy | rimle teşekkür ederim Efendim. dir. Beni de, arkadaşları yutuverir.. | Şehir meclislerinde bazan münasebetsiz mahlüklara | elmiyor.. Geçendede bi- İstanbul şehir meclisinde | ettikleri hissiyata teşşekkür ede- da bir kara kedi peyda ol- | rim Efendim. muştu.. Hattâ Cevdet Kerim! Başvekil: © İsmet ile Vali Bey arasından ge. Tıp talebe cemiyeti reisi Ha- gibi iken azadan bir kısmı | san Hulüsi Beye: ndan ürkütülerek meclis Cemiyetinirin ihdas ettiği 12 İ mayıs tıbbiyeliler bayramı müna- sebetile içtima eden tibbiyeli mu- allim, talebe ve Türk hekimleri arkadaşlarımızın hakkında izhar buyurdukları © hissiyattan çok memnun oldum. Teşekkür “eder, muvaffakiyetler temennisi ile se- lâmlarımın kendilerine iblâğına tavassutunuzu rica ederim, Maarif Vekili: Esat Tıp talebe çemiyetinden ız İ mayıs tıbbiyeliler bayramı müna İ sebetile bir çok meslekdaşlarimız Tıp Talebe cemiyetinin Tibbi- yeliler bayramı münasebetile çek tığı tazim telgraflarına atideki ce vaplar gelmiştir: Tıp talebe cemiyeti reisi Hasan Hulüsi Bey. edilmezdi Janlara te aspaşa mezarlığı Bizde garip tecellili yerler ardır. Bunlardan biri de Ayas- paşa mezarlığıdır. Gazetelerde den beri okuyordum, şimdi me tazelendi. Ayaspaşa me- Arkadaşlarımdan biri dün be | imi ziyaret etti. İddiasma göre | İ türkçe kıraat olarak talebesine Onlara | İ © Tap talebe cemiyeti reisi Hasan | Reisicumhur Gazi M. Kemal ığının bilmem hangi vaziye ti nizami imiş.. Ve & yer aspaşa mütevellisinin sata- ıyacağı bir yer imiş. “Âlâ efendim amma bu koca E Gilliyet'in Romanı: Jİ dan tebrik telgrafları ve mektup- ları aldık ayri ayri cevap müm- kim olamayacağından muhterem gazetenizin teşekkürlerimizi arza tavassut buyurmasını rica ederiz Efendim. 15 ve Düşen Yıldırım! Nahit Sırrı Beş kilo esrar Rüsumat muhafaza memurları Ali, Mehmet, Osman isminde üç köylünün üzerinde şehre sokmak | İ istedikleri 5 kilo 275 gram esrar yakalamışlardır. Ali her nasılım kaçmıya muvaffak olmuştur. e e İN İ | Kadın sal Uyku | Muasır hayat icapları ve bol İelektrik ışığının daha ziyade İfazlalaşması gündüzün hudut. İlarını genişletti. Muhakkak ki | bugün insanlar eskisinden daha | geç yatıyorlar. Buna rağmen )de ertesi sabalı ayni saatte kal- | kıyorlar, Netice: İnsanlar az| uyuyor . | Bir çok kadmlar Bilhassa modern hayatta — pek az uyu-| iyorlar ve binnetice sıhhatleri | bundan mutazarrır oluyor. Gü- | İzellikleri de.” Çünkü güzellik İve tenin tazeliği ancak sıhhatle İ kaimdir. Uykusuzluk gibi yoru| cu ve hayatı hırpalayan şey yok | tur. Geceleri çalışan insanlarla İ gündüzleri “çalışan insanları tenlerinin toprağa benzeyen renklerinden farketmek kabil: | dir. l Fransızlarda meşhur bir mis /ra vardır: İ o “Baloyu çok severdi, İiçin öldü” Uykudan edilen | herkes bilir. Uykuda nesiçleri kendi keridini tamir e der ve uzuvlar dinlenir. Şu mu hakkaktır ki, kafa yorgunluğu. | nun adale yorgunluğundan faz. la uykuya ihtiyacı vardır. Yani İbir amele, bir muharrir kadar | İuykuya mühtaç değildir. | onun Uyku ibtiyacı bazı'mizaçla. | ra göre de değişir: Yağlı bir vücut az uyku ile idare ede. bilir. Bilâkis #sabi insanların u | İ zun uykuya ihtiyaçları vardır: Hakikatte insanın kaç saat İuykuya ihtiyacı vardır, diye bir sual sorulabilir. Uyku, şahısla rın bünyelerine © göre değişir. | Genç bir kadının . asgari sekiz saat uyuması lâzumdır . Çok uyuyan, çok sıhhatte. dir, Uykusuz sıhhat olamaz. Ka dınlar vardır ki, yüzlerinde ilk buruşukluklar hâsıl olmağa ve yüzlerinin pembel solmağa başladığı zaman, derhal öteki. İnin berikinin tavsiye ettiği po- | İsteksiz isteksiz aldıktan sonra bakınca, birden bire kıp. kırmızı oldu. “— Bilemedim. İ demekle beraber cebine koydu. İ Oğlu ile'nişanlısı anlayıp sü | küt ettiler, Artık ilk çocuğunu ölmüş sayan bu baba onun kü- MAYIS İDün gemide Fransız) kolonisine | bir ziyafet verildi İruznameyi hazırladı, safhası ne halde? Limapımızda misafir bulunan | Fransız Jeanne d'Arç mektep kru | vazörü bugün öğleden sonra Kör | tenceye mufeveccihen hareket e- | decektir. Krüvazör kumandanı | tarafından dün öğleden sonra | Fransız kolonisine mensup bazı zevata hususü bir öğle verilmiştir. Evvelki gün Union Française”: | de Jeanne d'Are kumandan ve za bıtanı şerefine verilen | ziyafette Fransız sefi-i Comte de Cham- brun bir © nutuk irat etmiştir. Comte de Chambrün bu nutlain : | da Fransız krüvazörünün limanı | 1932 i Gayrimübadiller heyeti idaresi Gayri mübadiller cemiyeti i- dare heyeti, dün içtima etmiş ve 25 i toplanacak cemiyet kongresi ruznamesini ve kongr de okunacak raporun esaslarını hazırlamıştır. İştimaı müteakip kendisile gö rüşen muharririmize cemiyet rei- Celâl Galip B. şu beyanatta bu- Biz, gayri mübadiller ara- sında ikilik olduğunu bilmiyoruz. Cemiyet haricinde 5 - 10 kişi ba- | zı şeyler istemekte olabilir. Her- kesin fikri şayam hürmettir. Ga- zetelerde okudu lar, cemiyetin hükümete müraca- İ me bincahımç dolu idi, İ cebinden çıkardığı Memlekette Manisadaki Bektaşiler ASRİ SİNEMADA Büylik artist PAUL WAG- NER İPMOTİZMACI SVENGALI filminde. Perde aralarında Muhakemenin son |ğ zengin varyete numaraları Dühuliye 20 kuruş Manisadan bildiriliyor: Bektaşi ayini maznunlarının. muhalcemesine bu gün de devam olundu, Salon yi Dr, İHSAN'SAM ÖKSÜRÜK SÜRÜBU Evvelâ ikinci komiser | Nail Bey ğ öxs Mİ iki şahit sıfatiyle dinlendi. Nail Bey | a ARİ ii kâğıdı. okuya rak, İzmirden bir bektaşi babasının gelip maznunlardan Sait Âli beyle | birlikte Tevfik Beyin evinde içtima ettiklerini, rakı sofrasında iki gam- | mmmmmmammmammmmammnm dam yandığım, bir arada oturan er kekli kadınlı kafileye ayri bir sah- | ik olur sım riyaset ettiğini ve bu adamın da | sağında ve solunda birer mum yan- | dığım, sofrada bulunanların Haki. babaya bir hürmeti o mahsusa gös | terdiklerini söyledikten sonra” sof Sultan Mahmur türb Her eczanede Muhökeme 1 hazirana & muştur, Gönlü taze ihtiyar bir katil rada ciddiyet merasimin hâkim | Alâiyeden bildiriliyor: Birkaç gün kiye meclüp olan, insaniyetin mızı ziyaretinin, reisicumhur M. | 40». yamalların idaresini bize v Doumer'in öldürülmesinden mü, | riniz, yahut mübadillere olduğu tevellit matemli günlere tesadüf | #ibi bize de mal veri ettiğini kaydettikten sonra demiş " N tir kiz cemiyetimiz, böyle bir — teklifte 5 bulunmuş değildir. Biz, pkı on. Bu haber, dürt asırlık bu dost | yarın istedi KL Yukla merbut bulunduğumuz lisanımızın işitildiği ve mil hat gayreti görülen bu memleket sahillerinde de aksetmiştir. Terak li ve vadeli olması lehinde te bulunduk. Bu teşebbü; mukabil “ Bu, bütçe meselesidir, yapamayız” cevabı — verilmiştir. | Buna ilâveten “isterseniz malları fade etmesi lâzım gelen faaliyet- lere dikkatle O bakmakta olan | oturma şekilleri nasıldı? olduğumu ve ellerde bulunan def- | evvel bu civarda kanlı bir facia ol terlerin hürmetle Haki babayı du rilmesinde bir hususiyet gördüğünü | ğ ii ve rakının araçta bçildiğini, “Sai || Bu civardaki Kürtler köyünde A- İli Beyden re a He “ | in Mahmut isminde birinin güzel bir sehir eyler” kekemelerini kızı vardır. Ayni köyden Çil İsmail r tarafta okunan gazele hanım. | oğlu İbrahim isminde yaşlı lardan birinin İ dam on iki sene evvelindenberi bu (Yetiş imdadıma Murlazadan me | gözel kıza göz koymuş, © Kendisine dek ya Abi) v Diye bağırdığını Bio ai. sayısız. müracaatlar Reis vekili Celâl Bey — Bunların | Yapmıştır. Bu uzun seneler zarfın İ da güzel Emineye birçok'ta genç ta İ Tipler çıkmış, fakat her defasında a- | raya giren İbrahim muhtelif desise- Nail Bey — Bir halka halinde i- dö, entari ile oturan baba imiş, otu duğu yerde kabn bir minder ve mi: 'Tütün inhisarındaki İma Yurdu Mübüiriy« | küğitçilik kısmının camekânm- da teşhir edilmektedir. madalara müracaat ederler. Hal buki bu pomadaları Onun huzurunda hiç Namığın | çüklük resmine bakıp avunacak Fransız demokrasisi, burada dai- makes bulabilme- tasarruf sandığı Tütün İnhisar İdaresi Memu- rin koruma sandığının tasfiyesine karar verilmiştir Hazirandan İtibaren, memur masşlarmdan bu sandık için ke- silmekte olan aidat katedilmiye- cektir. Memurların sandıktaki pa raları, tasfiye ileriledikçe peyder pey sahiplerine iade edilecektir. Yerli dokuma mamulâtı Aksarayda Kadınlar Çalıştır. nden: a i€sis edilmiş olan imsesiz kadınlar çalış tırma yurdunun vücude getirdi ği muhtelif mamülât Müliyet Yerli ve'nefis dokumalara ih tiyacı ve meraklı olanların mü racastları maalmemnuniye tes- | hil ve temin olunacaktır. Doktor Rusçüklu Hakkı Beyoğlu, İstiklâl caddesi Bü yük Parmak kapu, Afrika hanı. on bitişik Beyoğlu 2797. Sant: 14-18. Apartıman No. 21.— Tel ! bırakınız hanımlar! Uyuyunuz, , bol bol uvuyunuz. Bilhassa yirmi yaş larmda bol bol uyuyan genç kadınların ihtiyarlıkları geç ge | de ve ihale komisyonuna müra lir. Rl Emine kadın Namığa yahut Şayesteye rastlamağı çok isti. yor, yeni kurdukları evde nasıl | bir hayat çeçtiğini anlamak ve Cebecidekiler hakkında onlara | malâmat vermek için deli olu-! yordu. Bu malâmatı vermek| İ zayedelere girmekten içtinap et- meleridir. Maliye Vekâleti, fint- | bi ! Tâkırdısı edilmiyordu. Bir sevdiği için de, İbancı gelip günlerce evlerinde Halil Beyin “— Şusile otursa, bu evin geçirmiş oldu- dört yüz Tray: bözari 'ge- | gu felâketin mahiyetini, nev'ini er bile!” deriliniş.olan aylığı- | anlayamazdı. Sade kâpınm her nı kaçırdığına yanmağa başla- | çalınışında, Şükrü Efendinin muştı. Çünkü Saidin uzun kir. | rengi sararıyor, yaşlı adam aşi- ikli büyük gözlerinde artık bil |kâr bir heyecan geçiriyordu. | yediği, seyretmediği, sezmedi. | Acaba bu kapı çalınışlarından şey kalmamıştı. Ve uzanır. |ne bekliyor, ne umuyordu? biraz da kendi güzellikleri. | Meş'um bir haber mi alacağı. i düşünen kırmızı ve kenarla- | nı, yoksa geçirdiği kâbusun ai adeta oymalı dudaklarınm ve | tık bittiğini ellerini öperek ha. ekleri hör hazzı, her zevki | ber vermeğe gelen Namığı gö- nıştı, Fakat, Cebecideki e. receğini mi sanıyordu?, Bir ak- günden güne artan intizam szlıklarını ve yanlış hesaplar nı farkedecek kimse yoktu, Ah- Şükrü Efendi önüne ne ko: onu yiyor, akşam lalesi kak — sonra da alelekser kah | mi değil mi? Sait kimin biraz sararmış bir fotoğrafı kendisne gösterdi; buldum. Ne şirin bir çocük ve. i lerinden bahşi. İ*” Ahmet Şükrü Efendi Namık |>27c>inde kendilerinden bahşiş J almak düşüncesi, arzusunun en şam, Munzzez elinde tuttuğu | olması da içinde bir hicran — Baba, bunu dolabin içinde | sından ileri gelmiş İla karısının nerede oturdukları İni bile bilmiyordu. Ne gariptir İki kendilerine hiç tesadüf te et- miyordu. Şayesteye karşı şim- İdi içinde ayrı bir merhamet, bi- raz vicdan azabına da benzeyen |bir merhamet vardı. Onun hu. Zur ve saadetini kendi ihtiya sızlığı ile yıkmış değil miydi? Muszzezle rekabet edecek ka- İdar güzel değil diyerek, ona İson günde istihker ile bakmış | kalmıştı.. Evet, bütün felâket ! Muazzezin fazla güzel olma . Fakat bu- İbir zevkti, İhtimal ayrı bir k nun mes'ulü tabiat oldu | zavallı kiza muameli büyük sebebi değildi. Söyleni- len şeylerden ve hele kendi ken | dine çıkaracağı neticelerden bü yük bir haz duyacak, hele h vadis vermesi edilecek calara çök keyiflenecekti. Na mığın evinde gördüklerini Sı le Munzzeze bildirmek te “ayrı | membaı da olurdu. Fakat belki | i ay, Namıkla Şayestenin ne- rede oturduklarını öğrenemedi. | Emine her salı sabahı kale. | ye çıkar, oradaki meydanda, köylülerin köylerinden getirdik | leri şeylere mahsus olarak “ku- | rulan pazardan erzak alırdı. Bu | penise pablşn, sekli, bele alın; Karşımızda resmi bir teşek- kül görelim, malları ona tevdi e- delim” diyen biz değil, & Maliye Vekili B£. dir. Binaenaleyh, ayn 23 ünde cemiyete dahil olsun ol- masın bütün gayri o mübadilleri davet ettiğimiz içtimada, Ankara | dan dönen heyet tarafından bu | hususta izahat verilecektir. Bu i- zabat üzerine teklifi kabul edip etmemek heyeti umumiyeye ait- e Gayri mübadiller cemiyetine mubalif olanlar, Zonguldak'taki 63 numaralı ocağın nısıf hissesi- nin müzayededen £ istisnasını ve hisse senetleri çıkarılarak bunla- rın bonolar mukabilinde © gayri mübadillere tevziini de istemekte dirler. 63 numaralı ocağın nısfı Yunan malı olduğu için ahten gayri mü- miyet, bu ocak hissesinin müzaye deye çıkarılmasını, istemektedi Aksi takdirde, hisse senetleri çı- karılırsa, bazı gayri mübadillere 10 kuruşluk hisse bile düşmiyace- ği söylenmektedi İzmirdeki müzayedeler İzmir'de Yunan emlâkinin mü 15,000 lira kıymet konulması yü. zünden fiatların. bu yüksekliği | karşısında gayri mübadillerin mü ların baddi lâyikına indirim: bu defa mahalline emr i İzmir'de müzayedelerin bugünle. de yeniden hararetlenmesi muhte | | melidir. Fatih Malmüdürlüğüriden: | Fatihte Karamanda | Hayrettin mahallesinde küçük | anladınız? karaman caddesinde atik 25 ce dit 33 No. İı maz oda dükkânm icarı 9 Mayıs 932 tarihinden 28 Mayıs 932 tarihine kadar yirmi gün müddetle müzayedeye ko. nulmuştur. Tarihi ihale olan 28 Mayıs 932 tarihine müsadif cu martesi günü saat onda müzaye caatları, (1934) manpazarı, hattâ Hamamönü gi | bi uzak yerlerin fiatlarından da aşağı idi. Vaktile oraya Şayes- te daima beraber gelir, pazarlık ları bizzat yapardı. Bunun için her salı sabahı yalnız gidişinde genç kadına tesadüf edeceğini umuyor, fakat kendisine bir ke re olsun rastlayamıyordu. hayet dayanamıyarak bir gün Namığın dairesine gitti. İşinin Ankara istasyonunun yanında- ki Devlet demiryolları dairesin- de olduğunu biliyordu. Orada sorar sormâz gösterdiler. Bini nın ta üst katına çıktı, odacı- dan sordu, “— Buradadır.” de- diler ve haber verdiler. amık dışarı çıkinca, loş ko ridorda bir lâhza geleni tanıya: madı, Tanıymca sapsarı kesil. di. Acaba kadin bir kara haber mi getiriyordu? — Hayrola, Emine Hanım? — Hayırlar beyim. Seni gö- resim geldi de geliverdim. Çok mu canın sıkıldı? Bu cevapla Namık büyük bir derin altında bir post vardı. Elde et tiğimiz defterlerde | bektaşilikte na- | sip alma kaytlı idi Hepsini karako- | la götürdük, yolda (yerlerde yırtıl- | 1$ bir kâğıt bulduk. bu kâğıtların isinde Halifelik, bahalık, dede-| likten bahis yazılar vardı, ! Bir de hesnp pusulası elimiz* yeç- | ti. İsticvabımızda Tevfik beyle Rem ziye hanım Bektaşı olduklarını iti raf ettiler, Fakat | toplantınnı olmadığımı söylediler. Maznun vekillerinden Salih Setkı bey ayağa kalkarak: pencerenin ya- rıklığından tespit © ettikleri vaziyeti | söylediler. Bütün polislerin hepsi | birden mi, yoksa ayrı ayrı mı gör- dü. Bu cihetin sorulmasmı” İsterim, dedi. Reis vekili beyin bu. husustaki emri üzerine Nail bey — Hepimizi: toplu bir halde | bakmamıza imkân yektu. Görülen şeyleri ayrı ayrı tes- pit ettik. Reis vekili Nail B. in bu şahmdeti- ne karşı bir söyliyecekleri olup olma | dığını maznunlara sordu, Maznun. | im etrafında eğleniyorduk. Vaziyetim hâkim bir vaziyette değildi. Ve ; toplantımız âyin değildir, dedi Mazmun vekillerinden , Salih Bey maznunlardan hangilerinin Bektaşi olduğunun Nail beyden sorulmasını istedi. Nail Bey cevap veridi: Tevfik beyin bektaşi olduğunu Diğerleri hakkında wa Esmsen . bektaşilik sırdır derler, tabii Remziye hanım da söylemezler. bektaşidi Nail Beyden sonra dinlenen şahit, polis memuru Ali Gelip bey de ayni şehadette bulundu. “ Yetiş ya Ali” yduğunu söyledi. Bu vaziyetten ne Bu vaziyet lâas âlemine benzemi. vaziyet idi, ka: Galip efendi — lettayin bir içki yor. Bambaşka bir saatim aynidir. Müdafaa şahidi olarak celbine lö- zum görülen encümen başkâtibi Fe- gün İ ve tabancası çevirmiş ve: lerle bu genç talipleri vazgeçirmiş- tir. Emine bundan on ay kadar ev. vel Yanık Hasan oğlu Ömer ismin- de bir gençle sevişerek evlenmiştir. Fakat bu izdivaca hiddetlenen İb- rahim, dağda yolünu böklödiği Öne “ Seni yaylaya değil, cehenneme göndere. cekim” dedikten sonra ateş etmiş tr. Çıkan kurşunlar zavallı Ömerin beynini parçalamış, öldürmüştür. Serir İbrahimle cinayet ortakları olan diğer iki şerir bu kanlı hüdise üzerine firar etmişler, fakat on saat #onra yakalanmışlardır. — İbrahim yaşlı bir adam olduğu halde bir de karısı vardır. Bir katil hapisha- neden kaçtı Borgamadan yazılıyor: Dilğli kelesinin müteahhidi bulunan Hâki Beyin katillerinden e Ezineli Osman Bergama hapisanesinde bulümuyor- da. Olmaz evvelki gece, hapisle nin etrafını sarantellerin üzerinden atlıyarak kendisini yere atmıştır. Jandarmalar meseleden haberdar o- İunca firarinin üzerine (ateş açmış lardır, Fakat gece karanlık olduğu için katil kaçmağa muvaffak olmuş- tur, Jandarma müfrezesi firarinin te kibine çıkmıştır. Bugünlerde yaka- lanacağı şüphesizdir. Yıldırım bir kadını öldürdü Aydından yazılıyor: Buraya mer- but Karacasu kazasının . (Karacavi yan) köyünde bir yıldırım faciası ol. müstur. Karacaviran köyünden Fatma is sinde bir kadınla komşularından Durmuş oğlu Hüseynin genç kızı İ diğer Fatma, kırda o otlamakta olar öküzlerini köye getirmek için dışari ıkmışlardar .İki kadın köyden bay Hi uzakta otlıyan öküzlerin yanına gittikleri sırada şiddetli bir yağmur yağmıya ve gök güvlemiye | başla mıştır. Bu canada müthiş | gürültü” lerden sonra düşen bir yıldırım Dur muş oğlu Hüseynin kazı Fatmay, Ni. | Bi rit bey de; Sait Âli beyi bir gördüğünü ve “Bu akşâm Tevfik Beyin evinde eğlenti var, siz de da- vetli, dediğini sö li. Reis vekili — Niçin gitmediniz? Ferit hey — Hava bozuktu. sabet etmiş, kızcağız derhal öl tür, Ayni zamanda yıldırım lerden birini de öldürmüştür. Diğel Fatma da ağır surette yaralanmış tır. riye gidiyorum. — Şayeste Hanım her sah pazara gelirdi. Artık gelmiyor da merak ettim. Söz kesilmiş, yaptığı zahmel ten Emine kadın henüz hemen hiç bir netice alamamıştı. Ne- rede oturduklarmı sordu. — İki ay, Samanpazarı taraf İlarında tuttuğum bir evde otur ne rağmen bütün varlığını bir- den sarmış ümitleri kaybetmiş- i. dedi ki — Canım neye sıkılsın? Bilâ kis seni gördüğüme memnun ol dum. Nasılsın? Halinden mem. nun musun? — Eh, memnunum beyim. yorsun ya, şimdi temelli Ce| becideyim, Her hizmetlerini gö rüyorum, O kız elini sıcak su- dan soğuk suya sokmuyor ki! Bütün hizmet benim üstümde. Ah senin hanımın ne hanımdır, ne kadındır! Bunun bütün za- man; aynada yüzünü seyret. mekle geçiy: ! Duvara dayanmış, Namık| dinliyordu. Aynada Muazzezin | kendine fasılasız baktığını hiz. metçi kadın söylerken, sanki | aynayı ve aynada sevgilinin o çok güzel yüzünü gördü: Kan yüzüne hücum ederek gözleri. | ni kapadı. beyim? Şa- |? — Siz nasılsınız duk. Fakat başka yere gidece- ğimiz anlaşıldıktan sonra bu e vi bıraktık. Şimdi karımm. hı sımlarından birinde bir kaç gün için misafiriz. Namık yine susmuştu, Bu zi yarete artık nihayet vermek is tediği belliydi. Yaşlı kadın baş- ka hiş bir şey öğrenemiyeceğini anlayarak: — Eh, Allaha ısmarladık be yim. Böyle olmamalıydı amma oldu. Hanımmın gözlerini öpe- rim, dedi . nm, < le güle, Etine Ha- ali ez Gül ye

Bu sayıdan diğer sayfalar: