15 Ağustos 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

15 Ağustos 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Göky iz hiç © aklınıza İh irmediniz. Tahminlere naza: > dört yüze yakındır. Yalnız Dada altı yüz çeşit kuş w t uşlar iklimlere ve abiatına göre çdukları için, mesel leketlerdeki kuşlara İ mleketlerde tesadüf ki Yüzünde on dokuz bin çeşit Hi, Mevcut olduğu anlaşılmakta siz tepönizde uçan kırlangıç- N ve yahut yaban iz? . seyahatle- © uzun müddet havada kalır- İk, ve dakikada iki | kilometre fazla yol giderler. Kuşların on şayanı niyetleri yada Kv ercini yuvasından > kilometre uzağa © götürünüz “rada salıveriniz. Baka ki, az sonra güvercin asıl yu- içn gelmi he «iç güver: ! İ İç Kurdelâ bağlamak 'Tıçlar da kışın © yüzlerce ki Ci sre uzaklardaki sıcak mem- iştlere giderler. Baharda av- hu gttilleri zaman kuytu bir ke- Ni ri küçücük yuvalarını der rulman Tayyareler a Tavyarecilik şu son senelerde © yürüdü. Bundan otuz sene | başar evvel yapılan iptidai tay- hagierle şimdiki tayyareler ara- hi" me kadar fark var. Bugü tayyareleri o kadar emin bir İ,* getirildi ki, hava seyahat- İi * Otomobil ve tren seyahatle- | İtibi hiç korkulmayacak tatlı | halini aldı. Şu var | otomobil “we tren- | daha sür'atle yolcuları z ileri ir li yeni bir fil hYarelerle en azami sür'ati te- iş” etmek... Şimdi tecrübe halin olan bu iş, bir gün ameli sa- İ,”A girerse — ki gireceğine şüp yzoktur — dört santte | İstam- lişdan Amerikaya gitmek müm- uzu girerler. Bunlar © içinde en yük ulunan — bulutlu Bu bulutlar sabit örünür, ince, uzun ve dal galıdırlar. Sanki atılmış pamu- ğa benzerler. Güzel zamanlarda bu bulutlar peyda olursa, umu- miyetle yağmur ve kar yağacak demek! ir. Bundan başka Cumulus deni- len diğer bir çeşit | bulut daha vardır. Bu bulutlar iridir ve yü- varlak yuvarlak bulutların heye- ti umumiyesini teşkil ederler. Üst tarafları © güneş ışığında bem be yaz parlar. Bu bulutlar o yazm güneş doğduktan sonra iki saat sonra teşekkül ederler. Biribii öerine yığılırlar. Yığıldıkça bü- zürler, Öğleye kadar & devam e der. Öğleden sonra da yavaş ya- vaş dağılmağa başlarlar. Eğer bu bulutlar dağılmaz da bir gün den fazla kalırlarsa, yağmur ya» ğacak demektir. Bundan başka Stratns o deni- len başka şekil bulutlar da var. dır. Bunlar uzun uzun bulutlar. » Ve müvazi bir halde bi in üzerinde dururlar. Şel muntazamdır. Bu bulutlar havanın iyi olacağına © alâmet tir. Bir de dördüncü şekil bulut vardır ki, ona da Mimbus (der ler. Bunlar kocaman © bulutlar. dır, kurşuni renkte veya siyahım» traktırlar ve yağmur — gelirir. ler. Yıldızlar Astronomi denilen Bir perdelik piyes UÇURTMA (Bu piyeste vak'a deniz kena rında geçiyor, Fakat evde de pek âlâ oynanabilir. İki çocuk, babası deniz kenarında eğleni- yorlar. Babanın ismi Suat, ço cuklardan birinin ismi Vur'al, ötekinin Kır'al.| Suat Bey (Koltuğunun al. tında bir uçurtma ile gelir Bakın, çocuklar size ne g. im? Vur'al (o kadar memnun de- ğil) — Ne olacak uçurtma? Suat Bey — Şimdi kim bu u- çurtmayı uçuracak bakalım?,. Vur'al — Sen.. Suat Bey — Nasıl ben? U- çurtmayı ben sizin için getir. dim ayol. Vur'al — Evet amma, bize ne oyuncak aldıns: biz değil, sen oynadın. Kır'al — Tahtadan bir kü- rek almıştın, Tünel kazacağım diye kırdın. Vur'al — Bir vardı. Çember balonumuz çomağını bir | vurdun. Patlattın. Kır'al — Teneke kovamızın dibini çıkardın, Suat Bey — Vay, vay vay. Ne kadar kabahatımız varmış. Haydi şu uçurtmayı alın, biraz eğlenin, Ben de dinleneyim. (Suat Bey oturur, yarıda ka lan romanına dolar. | Bir kadın (Tel ni kollarını oynata: Efendi, efendi çurtma ile gözümü çıkardılar. Hem de bunu mahsus yaptılar. Şimdi polise gideceğim, jandar maya gideceğim, o mahkemeye gideceğim. Akıllı uslu yolları- na giden kadmlara zarar ver- | mek nasıl olurmuş, görürsün? (Kadın polis aramağa gider. Fakat otenha yerde o sira- | da polis filân yok.) Bulutlar Başımızı göğe £ kaldırdığımız san, bulutlarda © görürüz. Pemizde 800 metreden © 9000 mesafede sekillere *ye kadar olan bulutlar ne acayip Suat Bey — Bu kadın deli midir, nedir? (Yerinden kalkar ve çocukların bulunduğu yere gider) Küçük beceriksizler! Bi- raz sağa, sola dikkat etseniz ya. Bak, kadıncağızın az kalsın de neler var? uşlara, Tayyarelere, bulutlara ve yıldızlara dair ufak tefek bazı malümat hepsi ile İ çocuklarız u- | | le uğraşan âlimler büyük teles- koplarla gök yüzüne baktıkları zaman elli binden fazla yıldı görürler. Fakat bizim gibi şöyle gözlerimizle bakanlar azami beş | binden fazlasını göremezler. Hat tâ daha aşağıya (o inerek ikibin diyebiliriz. Çünkü havayi nesi bu yıldızlardan ço: yağın masseder, Bize en yakın olan yıldızların siya küremize ancak üç, dört senede gelebilir. En uzak yıldız altı bin senede kü- remize erişebilir. Size hatırlatalım ki, | ziyanın ür'ati saniyede üç bin kilomet- yedir. Tuhafı © şudur ki, birkaç muhtemel bir çok yıldızların biz hâlâ ışığını görürüz. Sanki o yıl dız halâ yerinde imiş gil Bu yıldızları daha iyi tanıya- Bu yıldızları gök bulmak © için Dübbü O Ekber, i yani «Büyük Ayı» bürcünü ve yahut “Kehkeşan,, ı bulmak | lâzemdir. | Kehkeşan gök yüzünde bir uç- İ tan öbür uca kadar uzanan uzun ve beyaz şerittir. Şimale doğru | bakınca, her mevsimde ( Dübbü | Ekberi görmek kabildir. Bu gu- | | rupta yedi tane parlak yıldız var | dır. Bu yıldızların son iki yıldı. zın istikametinde dört misli me- safeye bakarsanız, Çoban yıldı: | zını görürsünüz. Eskiden © pusla olmadığı zamanlarda, gemiciler bu yıldıza bakarak istikametleri ni tayin ederlerdi. ) gözünü çıkarıyormuşsunuz, Ba | banızı hapse mi gönderecek niz? Kır'al — A,a,a,.. Bu kadar cık şeyden insan hapse girer mi? Suat Bey — Verin, şu uçurt Ben uçurtayım da | (Suat Bey uçurtmayı alır. Koşar ve en nihayet havalandı. İ rr. Osırada başka iki çocuk pey da olur.) Çocuklar — Bey amca, o u- iş bizim.. Hazır uçuyor. | pide bize verin. Uçurtmayı da... Suat Bey (Şaşırır) — Nasıl, nasıİ? Bu uçurtma sizin mi? Çocuklar — Bizim ya, İ zin oğullarınız Vur'al ile Kır'al | bu uçurtmayı bize sattılar, Ba- | | lonumuzu verdik, teneke kova- mızı verdik, tahta küreğimizi verdik. Onlar da bize uçurtma | İ yı verdiler. Galiba siz onların İbütün oyuncalklarını kırmışsı. niz. İ Suat Bey — fKızar, Uçurte mayı vermek istemez. Fakat tam o sırada, deminki kadının ında bir jarda le geldi- ğini görünce, fikrini değiştirir) | Peki, mademki öyledir çocuk (lar, alın uçurtmanızı.. fUçurt. mayı çocuklara verdikten son- ra, iki elini cebine sokarak u- | zaklaşır. | Deminki kadın (Jandarma- ya Suat Beyi gösterir) — İşte jandarma efendi, bu adam.. İş. te uçurtmayı da hâlâ uçurtuyor lar, Az kalsm gözümü kör edi. yorlardı, | Jandarma (Suat Beyi çağı- İrr) — Mesele nedir efendim? Suat Bey (Omuzlarmı sil. ker) — Benim hiç bir mesele- den haberim yek. Bu hanıme. fendi uçurtmadan filân bahsedi yor. Bu uçurtma benim değil, İşte şu karşıda oynayan iki ço- cuğun... Ben bu çocukların kim | olduklarını bile bilmem, (PERDE| SİNEMA ) Annabella sanatında gittikçe kuvvetleniyor.. Bu 20 yaşındaki Fransız artisti şimdiye kadar kaç film çevirdi Fransızlar büyük bir istikbal | vadeden yeni bir sinema artisti yetiştirdi Anna na yeni basan bu artisti Gance bulup çıkardı. Daha küçü cük bir kızken, kendi O yaşında | diğer bir çok kızlar “Napol- | İmindeki Vialine rolü için | © da müracaatta bulunmuştu. ve bu vol için de Annabella intihap Ö zamandan beri bu artis emada şayan | gıpla bir kariyeri vardır. İşte çevirdiği filmler: “Mal donne,, filminde Flora, «Üç çıp- r kiz» da Lotte, sAşk nağmele- | ri» inde Gisele le Cardec, «Meç- hul bir kadına romans» da Poldi, «Lamairon de la Fleche» de Bet ty Nerlowe, iMilyon» da | Beat- rice, «Bir tahkikat etrafında» yuma gidiyor. Diğer taraftan si- nema benim sporculuğumda hay- İi terakkiye âmil oldu. Ben film- lerim sayesinde ata (o binmeği ve otomobil kullanmağı öğrendi Motosiklette o kadar o muvaffak olamıyorum, Hattâ bu motosik- let yüzünden başımdan geçen na hoş bir kazanım hatırasını sakla- rm, Birkaç ay evvel, Albert Prejan | ile film çeviriyorduk. Bu kaza o zaman oldu. Bereket versin ucuz kurtulduk. Motosikletle bir tren pasajını geçecektik. Tam geçe- ceğimiz sırada pasajın tel kapısı vaktinden evvel sür'atle kapandı ve motosiklet tellerin geçti. Bereket versin, o yüzüme bir şey olmadı. Yalnız vücudüm- de hafif yaralar, bereler hasıl ol du. Sekiz gün Annabella “ Haşmetmeap, aşk Hz. ,, filminde Greta. aHlaşmetmenp aşk hazret leris , «Papia — Akdeniz» , «Bir baskım gecesi» , Amerikanın ço- | cuğux ve en nihayet te «Bir aşk macerası» nda mükemmel bir ko mediyen olarak kendisini £ tanıt- ti. Annabella bu son filmini çevir mek üzere Budapeştede bulumu- yordu. Şöyle anlatıyor! | — Budapeşteden Parize dönü yorum. Orada Paul Fejos'un ida- k Oo macerası» m edeyim ki Maca- Fran | bitirdil ristan beni pek meshur eti sadan her gelen #ey, tanda hoşa idiyor. Ne güz memleket orası! Martta | gi tim, Oturduğumuz derin bir uykuda gil lar açmağa başladı mı, her şey değişti. İdeal i Bu son file Mükâleme Fransız | Almanca ve Macar | ca olmak üzere dört versiyonda çevirdik. Hattâ ben Macarca bir | Berceuse bile teganni ettim. Paul | Fejos artistlerin — kal | den tamamile harikulâde bir filmde ben ıztırap çeken küçük bir köylü kadını rolünü aldım. | Akterislik hayatımda | sadece | tüdyoda geçirilen günleri sevdi. | ğimi zannetmeyiniz. Yalnız ismi | bütün bir programı ihtiva © eden «Paris — Akdeniz» dekorlu ha- yata daha çok bayılırım. Bu film gibi aşk ve neş'e filmleri çok ho- | tekrar filme devam ettik. Otomobilden yana da bahtım yok. Bakınız anlatayım. Bir gün rejisör Tavano bana sordu! — Otomobil kullanmak bilir. misiniz ? Nasılsa: «Bilirim» © demişim. Annabella Fakat merak ettim: — Niçin sordunuz? — Mademki biliyorsunuz, ga- yet iyi Bu sunlin sebebini © anladım. Yeni senariyoda verilen — rolde, benim otomobil kullanmaklığım icap ediyormuş. içinden | irahatten sonra | Bunu anlaymca i derhal bir şoför mektebine | git- — Bana iki derste © otomobil kullanmasını öğretebilir misiniz? dedim. Mektep müdürü tiz — Kızım, bu ne acele? Ah, acelenin sebebini bir bil- hayret et- Hülâsa film günü geldi, çat- t. Otomobile bindim. Yanıbaşım da da Germanie Foner isminde . Fakat figü- . Bu nı biliyordu. Yalnız şu var ki bı nim otomobil kullanamadığımı | bilmiyordu. Bu suretle hayatını tecrübesiz bir aceminin eline ver- diğinin farkında değildi. Otome- bil bir yolun köşesini döneceği s- gevrilecekti. Arabaya bindim. O Germai de yanıbaşıma bindi. Motörü iş- ettim. Hemen birinci vitese bas- mışım, Ok gibi fırladık. Yolun köşesini dönmek nere- de? Otomobil hendeğin kenarm | duran bir ağaca şiddetle çarp tı. Bütün camlar şangur © şun- gur aşağıya indi. Zavallı Tavano benim nımdakinin belki de ağır yara landığımızı — zannederek, büyük bir telâş ve endişe ile kaza yerine koştu. Bereket © versin, ikimize ra ve ya-| İ de bir şey olmamı Rejisör gelip te perişan otomo- ikimizin de güldü rünce, «oh» diye derinden bi çini çekti — Affedersiniz, dedim, arabaya çok du M. Tavano, yazık ol Arabanın ne zararı © var, size bir şey olmadı ya? Ona çok şükür! dedi. İşte benim şoförlüğe ilk başla” dığım gün... Fakat şimdi her han gi bir otomobili mükemmel kul. lanır Parlayanlar ve sönenler Yıldız olmak, sinema âlemin- de en yüksek sınıfa çıkmak de- mektir. Bu paye öyle kolay kolay her artiste verilmez. Sanki en müşkülpesent bir akademiye aza seçilir gibi.. Hollyvoodi'da bu s8- ne bu payeye “terfi edenler. ol- du. Bunlar on üç kişidir. Fakat buna mukabil de yirmi üç kişi yıl diz olmak payesini kaybetti. Yeniler arasında şunlar va; James Dunn, o Sally Eilers, Kay Francis, James Cagney, Chic | Sale, Ricardo Cortez, Leslie Ho- ward, Edna May Olwer, o Side; Fox, Boris Karloff, Sylvia (o Syd- ney, Jackie Cooper, ve Warner İ bet, William Haines, Jack Oakie, Winnie Lightnev, O Frank Fay, Dorothy Mackail, Marylin Otis Skinner, Marian Mauh, Dagover, Berth Wheeler, Robert Woosley, Eddie o Ouillar, Mary Astor, Jhones Boles, o Genevieve Tolain, Norma Talmadge, Evelyn Laye, Chester Morrin, İna Claire ven. Clara Bow. Uçü de biribirine nekadar benzeyorlar değil mi? Halbuhi soldan sağa doğru: Mudye Evans, İna Claire, Joan Biondeli > Greta Garbo Ameri- kadan ayrıldı mı? | Söylendiğine gö İ bo'yu Ufa Şirketi angaje etmiş- tir. Bu takdirde İsveçli | artist Amerika'dan Berline gelecektir. Hattâ Jan o Dark'a dair bir film çevireceği de söyleniyor. Diğer taraftan Greta Garbo- nun kimseye haber © vermeden Hollyvood'dan ayrıldığı da şayi: dir, Gürültü ile mücadele Amerikalılar gürültüye karı siddetli bir mücadele açmış bur lunuyorlar. Birçok © doktorların müşahede ve tetkiklerine naza ran, şehirlerin | sükünetini ihlâl eden gürültü nisbetinde insanlar da nevresteni artmaktadır. Bu- Dun için gürültüyü azaltmak ça- releri taharri © edilmektedir. Bu çareleri aramak için sesli sinema mütehassısları arasında bir anket yapılmaktadır. Bu mütehassıslar Nevyork Şikago sokaklarına gayri > tabi sesleri kayıt ve zaptetmek üzere aletler koymuşlardır. Bu aletler. den aldıkları neticelere göre de, bazı slahat tekliflerinde bulun muşlardır. Bunun üzerine demir tekerlekler menedilmiştir. Bu sa- şehrin gürültüsü © mühim bir nisbet dahilinde © azalmıştır. Otomobillerin ne zaman klâksog galabilecekleri kayda tâbi tutul muştur. Lüzumsuz klâkson çalan şoförler şiddetle tecziye edilmek- tedirler. Dikkat edersek, İstanbulun da gürültüsü hayli artmıştır. Pen cere açık durursa, bazı yerlerde telefonla konu hesaplara bakmak, dikkatle meşgul olmak kabil olmuyor. Acaba biz de gü. rültüye karşı ne zaman m açacağız? | Sinema Haberleri | * Llian Harvey “Sarışm hül. ya,, ismindeki son filmini rirken, bir merdivenden ve oldukça ağır surette yaralan» mıştır. Bir lık hayatımdan bi İe ümit kesilmiştir. Bereket ver sin, genç artist tehlikeyi atlatmış ve iyileşmiştir. Hattâ tekrar film çevirmeğe başlamıştır. * Artık spor meşahiri de si- nema artisti olmağa (başladılar. Tenis şampiyonu Tilden bir film çevirmişti. Şimdi koşucu Ludou- megue de bir film çevirmek üze- redir. çeri düşmüş Yalnız sporcular mı, edibeler de... Maruf Fransız kadın şair lerinden Comtesse de Nvailler Yıldır olmak için,, isminde bir film çevirecektir. Bu filme kibar Alemine mensup zevat | iştirak edecek ve film yine bu âlemlerde amatörler tarafından * Son zamanlarda Lilian Ha: vey'i angaje etmiş olan Fox film, rtistle birçok filmler ç virmiş olan Fransız artist Henry Garat'yı da angaje etmiştir. * Şarlonun — nişanlısı Mary Reeves şimdilik Berlinde istirahat etmektedir. * Henry Pless meşhur ceneral İ Lodendorf'u Tannenberg isminde ki filminde temsil etmektedir. * Arnavutluk sinemalarında Franuzca ve Rumca filmler daha makbule geçiyor. Şarlo'nm iki çocuğu © Nev- tan Holliyvood'da gidiyorlar çocuğun muhafazası için kendilerine bir polis kuvveti re- fakat etmektedir. e Lindberg'in kaçırılan çocuğundan sonra ih- tiyat lâzim. * İktisadi buhran yıldızların haftalıklarına çok © müessir ol- muştur. Metro Goldwin Mayer, bin beş yüz dolardan fazla hafta lıkların yüzde otuz beş tenzil e- dileceğini ilân etmiştir. Bu karar dan en ziyade müteessir olanlar sında Joan Crawfard, Buster Keaton, Marion Dawis, o Ramon Novarro, Lionel o Barrymööre ve Greta Garbo vardır. * Ufa'nın yakmda çevirece- gi “LF.İ'den haber yok” filmi- ne Marcel Valle$ de iştirak e- decektir. * Rober de Flers'in piyesin- den alınan “Hoş bir macera' filminin almanca versiyonunda şu artistler vardır: Kate von Nagy, Wolf abach Retty, Adöle Sandrock, İda | Wüst, Otto Wallbourg

Bu sayıdan diğer sayfalar: