12 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 İdorehane; Ankara caddesi, i 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaı İ Başmuharrir ve Müdür || Yazı işleri Müdürlüğü İdare ve Matbaa 24310 BONE ÜCRETLE Hari, Rİ: Türkiye için Gelen evrak geri ve UL İMüddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya ait | (işler için müdüriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me 0 s'aliyetini kabul etmez. | ji il BUGÜNKÜ HAVA Rasathaneden aldığımız İnata göre dün hararet en çok 30, İl ön az 19 du, Bugün rüzgir lodes. San mütedil esecek, hava açık © Mo malü ı âhanaturşusu Şu günlerde dilimizin sade eştirilmesi cereyanı artıku nwmi bir hamle şeklin Hepi: bidir. iz elden geldiği bozmayucak Jimelerle yaz nak istiyoruz. Ve pek sıkışma- ilan yabancı kelime kullanmıyo “uz. Bu sadeleşme hareketinin İliyi bir semere vermesi icin di- in anlaşılmaz hale gelmemesi, © sele herkesin kendi hesabına bir kelime icat etmemesi; ya- “yahut mevcut ve unutulmuş keli- #melere indi mânalar vermeme- “si lâzımdır. Halbuki iş böyle ol “muyor. İşte size resmi bir dai “renin gazetelere verdiği bir ilâ- "ni yazıyorum, Bu dairenin ba * şında bulunan zat şüphesiz bu , ilânı en büyük hüsnü niyetle » bu şekilde yazmıştır amma. ma | alesef ilânin yarısı yabancı ke- © “melerle dolu iken diğer yarısı *, türkçe kelimelerin anlaşılması züç şekillerile doldurulmuştur: İşletme lâzımesi. "1 — Baş müdiriyetimiz em İİ) rinde bulunan 11 adet vesait “İ bahriye için üç kalem işletme lâzrmesi pazarlıkla açık (kırdır ma) ya konulmuştur. 2 — Kırdırma şartları kâ © dının tasdikli suretleri baş mü- © diriyetimizden alacaktı , 3 — Kırdırma baş müdiriye- * timizde kurulacak © komisyonu £ tarafından yapıla- caktır. 4 — Kırdırma 13/10/932 ta- rihine rastlayan perşembe günü saat on dörttedir. 5—Her istekli biçilmiş bedelin alım satım | yüzde yedi buçuğu muva güvenme teminatlarile bel atten evvel İleri 6 — Örnek baş mizdedir. İstekliler orada g: komisyona gelm müdiriyet bilirler. Şimdi bu ilândeki (kırdır. ma) tabirinin münakasa mâna sna kullanıldığı anlaşılıyor. Halbuki (kırdıma) bizde iskon to demektir. bancı kelim; mukabil yalnız (kırdırma) kelimesi bir münakasa. mânası yüklet- mek tabi kâfi değildir. Vakıa resmi dairelerimizin bütün ilân ve muhabereleri türkçeden baş ka bir dille yazılıyordu. Bunla- İrn sadeleşmesi lüzımdır ve ben daima bu nokta üzerine ba r adamım amma bu ilân- | daki ifadeyi beğenmedim. Ben olsam bu ilânı şöyle Ya- zarım. Bakalım hangi. İ daha iyi anlaşılır. Malüm ya bu ilânı tüccarın anlama: tır. İşletme harcı 1 — Baş müdürlüğümüzde İ bulunan © on bir deniz vasıtası | için üç cins işletme hi | kasaya konmuştur. 2 — Münakasa şartnamesi başmüdürlüğümüzden alınacak | Herkes bisiklete binmesini | tar. | 3 — Münakasa başmüdürlük İ teki alım satım komisyonunca yapılacaktır. 42 persembe günü saat on dörtte başlar. 5 — Münakasaya girmek is teyenlerin tah rin yüzde yedi buçuğu olan | kur t teminatlari b vel komis kte o saatte: ş müdürlük te isteyenlere gösterilmektedir. Türk lehçesine uygun olma- İ yan astl ilândi İimeye mukabil ben herkesin | kulla bu ilânı daha açık olarak yaz | | dem. Yarım milyarlık bütçe İfadeler, kılıklar, saç baş tu valetleri, yaşayiş tarzları değiş- tiği gibi tabit fikirler de deği yor. Bu değişikliklerin hepsine yetişmemize hele benim yeti; eme imkân yok! Netekim. Bir muharrir. bir mütehassıs zat (Kadro) mecmuasında Tür kiyenin iktisadi yükselmesi için 165 milyonluk değil, yarım anil yar hiralık bir bütçe İâzım gel- dlğini yazmış. Banu gazeteler de okuyunca aklıma: şu fıkra geldi, $ Birgün, bir. mektep hocası (Avrupadan bahsediyorum) ta İllebesinden bir çocuğu çağırmış, eline bir şarap şişesi vermiş ve demiş ki; İ — Al şu şişeyi de bana bak- kaldan şarap getir... Çocuk sormuş: — Parası?. — Para ile herkes şarap alır. Hüner onu parasız almaktadır. Çocuk gitmiş ve on dakika onra avdet ederek şişeyi ho- caya vermiş. Hoca şişeyi ba İ ma diktiği zaman görmüş ki ş “Mülliyet,, in edebi romanı: 12 ROMAN Bir sonradangorme mılyo- ner, Mehmet Aliyi ne zama kadar kinden , hasetten. hı tan uykusuz bırakır, bilir mi niz? Şoförüne kavas esvabı giy- dirdiği, bahçe duvarını yaldız- Jattığı. yahut ördek başı pabuç giydiği güne kadar! İki hiciv cümlesi buldu mu, Mehmet Ali bir lodos durulur gibi, diner. O nun işkencesi gülünç olmıyan. lâkaplanamayan adamdır, Mehmet Alinin (gıdası, başkası" dır. Başkası'nın etini yer. kemiğini kemirir. Onda vi i ğ ş ildir; geçim yolu da odur. Mehmet Alinin yalanına gü lünür; doğrusuna inanılmaz.O. bütün bunları. varmak: ermek, erişmek için yapar. Fakat ha- tta muvaffak olmanın asıl fassallık yalnız san'atlaşmış de | zan: Falih Rıfkı Mehmet ; li ne mühimsenir, ne de benimsenir. Tekerlemele Yi uçar, ısırır, sokar, vızlar ve bir sivrisinek kovulur gibi le denir: — Canım. Mehmet Ali but Yalniz bir defa hüriyet ve itilâf kargaşalığında sivrilir gi- bi oldu ve az daha asrlacaktı | En fazla unutmağa çalıştığı | hatıra odur: — Talih bana da bir gün güldü. fakat sapsarı güldühem ne korkunç bir sarı, kanser sa- rısı ile... der. meyen veya canı kadar seven insanlardan bahsederiz. Meh- met Ali memleketi keyfi kadar sever. Keyfi bozulduğu zaman, bütün memleket, gözünde, mar puçsuz narglieye döner. aki 25 yabancı ke | dığı 22 yabancı kelime ile | Memleketi trrmağı kadar sev | #rtina | sporcu olan esas | evdeki 4 | tâ elektrikten korkarım. Elimi Münakasa 13-10-9332 | Maşallah elinden her iş gelir. | len değe- | yer yanmıyor değil mi, heme MILLIYET ÇARŞAMBA Hikây Elektrik “| Tertibatı Şefik çok sevdiğim, iyi te- miz kalpli bir çocuktur. Bazı insanlarda hususi meziyetler, | istidatlar vardır. Meselâ on iki | yaşında şiir yazmağa başlayan | ilândaki 25 ya | çocuklar, kügük yaşta iken Fe-| nerbahçede oynayacak kadar futbolcüler. ken- di kendine ralışarak saat tamir etmesini öğrenen san'atkârlar vardır, Benim makine teknik işine hiç aklım ermez. Ayıp değil ya, bu sahada en küçük bir is- tidada bile sahip değilim. Ma- kine deyince gözünüzün önüne büyük şeyler gelmesin.. Mese- lâ herkes saat kurmasını bilir değil mi?.. Ben bilmem.. Bir ke re saatim yoktur. Tesadüfen tlerden biri dursa ve tekrar işletmek lâzrm gelse, sa- ( atlerce uğraşırım. Yahut ta meselâ benim odanın elekt. ği yanmıyor, değil mi?, İmki nı yök sebebini bulamam. Hat- bile sürmem.. Sonra anlaşılır ki ampul bir parça gevşemişti lir, Ben bilmem. Ve hâlâ; o iki tekerlek üzeride düşmeden na- sıl durulduğua hayret ede Bizim Şefik mn. değildi. öyle Hele elektrikçilikte Bizim spartımanm bü t dehşettir. | elek bi araştırır. bulur, yapar. ben derim. Şefiğe borc muz o kadar ç Idı ki ödemek lâzım gelirse iflâs ederim, Bere ket versin dostluk, samimiyet para ile biçilmez.. Her defasın- da ona teşekkür ederim, olur; | biter.. Allah ondan razı olsun. | Şefik olmasa, muhakkak ki biz | karanlıkta kalırız. | 12 TEŞRİNİEVVEL Dil köşe! Ecnebi kelimeler yerine hangilerini Okurlarımızın: te koyabiliriz? kliflerini, sual ve cevaplarını, münaka- şalarını bu sütunda neşrediyoruz.. Kuru biri de gündelik gazetelerde Dil bebi meydandadır: K ki Dil cemiyetine de her Türk yar. bilir? “Milliyet” bugünden itibaren ay tarafından kabul olunan son takririn maddelerinden işlerine yer verilmesidir. Bunun s8- ultaya nasıl her Türk âza olabiliyorsa, şimdi dım edecektir. Bu yardım nasıl ola- bir « Dil köşesi » açıyor. Bu Dil yurttaşın kelimeler, itılahlar ve lâhikalar hakkındaki münakaşalarnı, syal yazılar bir araya topl yardım teşkil edebilir. ğıya yazıyoru: alar hakkında kı il iz labirlerin Türk lâhikaları olaca mektupların kısa olmasıdır. Karilerimizin süallerini nesredi lerimizden isi il rın da yardınımı isteyeceğiz. Kadıköyden “Demirtaş” imzesi le mektup gönderen okurumuz di yor ki: “Leyli ve nehari kelimeleri yeri z kelimeleri- asa Maarif vekâleti artık tereddüt etmemeli- dir fikrindeyim” Bu da bir süal Bir gazetede şu cümleyi oku- “Onlar ya şuursuz, ya hain dum dirler, Acaba bu cümle öz türkçe ile bile sade türkçe olsun di- | e yazılamaz mıydı? ya iyi düşünemiyorlar, öz ve kemdileklilerdir.” kak ksadı ifadı tam karş “Onlar mı bulmak lâzım M Bir kaç kelime t — Irak, uzak — en yüksek tepe, do- N B. Şahika rik (Anadolu lehçesinden) Satıh — Yazı (Kastamonu ha- hakkında fikirler neşretmek isteyoruz. is olacağız. Ayrıca memleketin cevaplarını neşredeceğir. “Dil kö- landıktan sonra, dil cemiyetine ha- imizle görüşmüştür. Bun 'cüme edemeyip cümlelestir- ile kelimeleştirilmesi nasıl mümkün İlk şart gönderilen da yine kari elli başlı lisancıla- erken, cevapla, e kullanılır. Şu dağın ya- ) düzlük. Seyrisefer — Gidipgelme. Def'a — Kerez (Amadolu leh- çesi, Bu def'a: bu kı a) Mütezat — Aykırı, biribirini tutmaya, Bir kaç kelimenin karşılığı Kasımpaşada 1.7. imzasile mek p gönderen okururmız diyor ki Dilköşenizde 531 şu keli İ ri teklif olarak ne le. tmenizi isti İ yorum Alaliş Cebir — zor Hamle — Hüsnüniyet — iyilik besleyerek Nizamname — İntihap — Seçim İçtima — toplantı Asgari - İ Azami enaz — en çok İ amman Şefik bizim apartımanın üst gün | katında oturuyor. Geçen balkondan konuşuyorduk. Ba | na: — Senin çalışma odana bir | ampul daha takalım, dedi. Kor donla yaparız. Masanın üzerin- | de istediğin yere koyarsın. | Bu fena bir fikir değildi. | — Hay, hay.. Çok güzel 6 lur, dedim. O akşam eve gel- dim. Baktım ki yeni tesisat ya- | pılmış bile. | — Sana nasıl teşekkür ede- | ceğimi bilmiyorum kardeşim, dedim. Benim oda okadar güzel bir ışık | yağmuru altında idi ki., İnsan | bu aydınlıkta hiç durmadan ca ışmak hevesini duyuyor. Ben, | meme şe boş.. Çocuğa sormuş: — Oğlum, bu şişe boş!, Ço- | cuk şu cevabı vermiş: - Hoca efendi! Dolu şişe- den herkes içer.. Hüner bas şi- şeden şarap içmektir... Ya muharrir bey arkadaşı mız işte böyle... Yarım milyar bütçe ile herkes çalışabilir. Hü mer 165 milyonla iş görmekte lir, FELEK i seksen türlü ses, davul gibi gümbürtü verir. Öteki Raşit: Otuz beşliktir. Mehmet Aliye benzerse de far- ku yavan: sonra da pek kötügöz oluşudur. Tırnak etlerini. alt dudaklarını yiyen manyakları | bilirsiniz: Raşit kendini yer. O daha ufak şeylerle uyunsaz. | Gece mecnun gibi dağlara fır- laması hoşunuza giderse. bir arkadaşının konsolos olduğunu | söyleyiniz, yahut bir arkadaşı- | nın maaşı arttığını haber veri niz. Herhangi iyi haber onu za- | yıflatır. zayıflatır. ve ancak fe- ir haberle et tutmağa baş- Mehmet Ali der ki: — Ra- şit, iyi kocaya varmış bir genç kızı bile kıskanır. | Bir fark daha: Mehmet A- li zenginden ve nüfuzludan ka- | çar; Raşit ise sokulur, Üstüne karşı terbiyesi, köpek yaltak- lığı kadar aşırıdır; Aşağısına karşı terbiyesizliği. zülüm de- receşime varır. İkiside çok okumuşlardır | ve yeniden her satır okuduk- ça. başlarını kaldırır: odadaki ampulleri ayni zamanda yakı yordum, Şefik bir akşam: — Bende “yüz elli mumluk bir ampul var, Onu takalım, ba kalım nasıl aydınlık olacak: de di. Bu cazip'bir fikirdi. Hemen yüz elli mumluğu taktık. Öte ki ampuller de yanmakta de vam ediyordu. Değil odanın içi sokak bile gündüz gibi olmuş- tu. Artik bendeki sevinci gör meyin.. Bir küçük çocuk gibi zevk içinde idim. O akşamdan sonra yüz elli mumluğu yakma dık amma, odanın bütün am- pulleri ayni zamanda yanmak- ta devam etti, Fakat bu şehri yin zevki çok sürmedi. Ay ba- şı olmuştu, Elektrik tahsildarı faturayı getirince gözlerim fal taşı gibi açıldı. Her zamankin- den bir misli fazla kilovat sar fetmiştik, Şefiğin azizliğini şim di anlamıştım. O kahkaha ile ilk heyecanla bütün | gülüyor: — Yüz elli mumluğu vere yim, yakar mısın. diyordu. Ah: Şefik zeki çocuktun ves selâm! Kimin, neyin niçin, bilin- mez, Avukat Şakir. söyleyen ve sözü dinlenen o herkes gibi, bu | iki İâf tellâlinm da peşini bi- | rakmaz. Galatada inkılâp yazı- hanesini açtıktan beri yalnız bir şey ister: Süküt! Mehmet | diğim Küçük Haberler İ # İstanbul Jandarma mmta ka kumandanı kaymakam Mus | tafa Bey Edirne jandarma mek tebi ile oradaki jandarma kıt'a nı teftiş etmek üzere dün E- | dirneye hareket etmiştir. * Yenicamide yapılan kana: | lizasyon esnasında meydana çı- | karıla taş sütun” evvelki gece yüz elli çöpçünün gayretile mü ze bahçesine götürülmüştür. * Tapu idaresinde tetkikat yapmak üzere şehrimize gelen tapu ve kadastro umum müdü* rü Cemal Bey dün tapu idare- | sinde meşgul olmuş ve bazı tet | kikatta bulunmuştur. | * Anadolu Ajansı umum mü | dürü Muvaffak Bey Ankaradan şehrimize gelmiştir. * Seyrisefnin umum müdü- rü Sadullah Bey Yalovadan av det etmiştir. İ Tıp cemiyeti dün toplandı Türk Tıp Cemiyeti heyeti umumi dün akşam toplanarak yeni dare hey, habalını yapmıştır. rastgeldikte bana | selâm vermeyeceğini biliyor- dum. Köprüde karşılaştık; ba- şımı çevireceğim sırada; | “— Oo... Mehmet Ali Bey. neredesiniz? diye beni bir ku- caklamadığı kaldı. Duymamış olacak, dedim ve bu sefer daha SİNEMALARINDA Dünya sinemacılığının en büyük eserinden biri olan İhtiras Fırtınaları MELEK | ELHAMRA Sineması r Sinemasında Almancası, Mümessiller Mümessiller'; CHARLES BOYER | EMİL JANNİNGS Armand Bernard ANNA STEN Yavis kupası : COCPET Paramonnt dünya hava ri Amerikada dünyanın en güzel kadın « ETUAL SİNEMAS Bu hafta programında diber ve şuh a KATE de NAGY'nin en güzel temsili AŞK HAZRETLERİ GRETEL THEİMER FRANZ LEDERER ist GLORYA'da Müstesna bir tamaşa Muallim Beylerin ve mektepli efendilerin Mevsimin en şen, en gülünçlü Kimi ve en eğlenceli apereti PARİS KIZI Paris bulvarlarında 3 aylık parlak GRAZİA DE mı İPEKFİL tarafındı M tudyosu filme şeytani bir cerbeze ile dans v sade etmişlerdir Bu kıymetli Bu rlar. Baş döndürü in akşamdan itibaren münha ELHAMRA alin en son balihazır dün Filmin şarkıları bir fanter Caz Istanbul Belediyesi ancak vs bur İğ Sakir Pödbobü parlak bi : atrosu, decektir Temsilleri 21- ilan arafından çalı operet toşkeil > ii NN dar sulh hukuk Saime hr hükmi Kadıköyünde muhtar den Osman ağa Pazartesi » Per şembe, Yazan Musahin Celâl Bey Sadrettin sokağında 26 No, da sa zade kin Reşit E€, aleyhine açtığı ihtar davasından dolayi kanunu medeni Zekikinriğmesil nin 132 İnci maddesi mucibince mü. maileyh Reşit efendinin vazifei zev. > ciyeti ifa etmek üzre bir ay zarfında | Fransızca dersleri hayatı müşterekeye avdetinin ihtarı- | . Istanbul Halkevi | Reisliğindeni Fransızca dersleri bugün saat 18 | | de başlıyacaktır. Bu derslere devam etmek üzere kayıtlarını yaptırmış 0- lanlarla henüz kayıt olmadıkları hal na karar verilmiş ve işbu ihtar kara rı mümaileyhin ikametgâhı sneçhul olduğundan bilâ tebliğ inde kılınmış ve bittalep ilânen tebliğat icramma | de devam arrusanda bulunanlara karar verilerek" bu bapta tam saat 17 de Halkevinin Cağaloğ” İânenamenin - bir nüshasıda mabke. | merkezindeki konferans salonun me divanhanesine talik kılınmış ol. | da hazır bulunmaları ve kayit olma: ların idare Memürl duğundan keyfiyet gazete ile de ilân | Tantla kazatlcan Zek olunur olunur. Dersler için ücret alınmaz. sıla i- Harik Sirgortalarınızı Galatada Ünyon hanmda kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayi muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır- maymız. Telefon: Beyoğlu 4886, Hayat Kaza ve Otomobil ağ verce kazanç palavrasını icat etti. Kazanç, her yerde kupku- dümdüz, apaçık menfaa Avukat Şakirde öyle de- idir: Yeni bir apartıman al- dığı zaman. İzmiri geri al zannedersiniz. Mademki | üstüne yeni bir mal geçirmi J etmez. (1) Kızıltoprakta oturur ve ih” atlı olmak için her gün Ar kara treni ile gelenleri gör“ | bilecek bir saatte yola çıka” (Devamı var) Alinin ağzını kendi kulağı, Ra- şidin kulağını kendi ağzı ile kapamiğtır, Masraf bir kaç ka- deh rakı, külfeti biraz naza katlanmaktır, Bir gün Mehmet fazla söylendim, üçüncü görüş- te, iltifatları büsbütün arttı, ve başka bir gün ev kirasmı ne- reden bulacağımı düşünerek, dalgın yürürken, otomobilini durdurdu. beni aldı. yolda: İ “— Galiba bir sıkıntınız var, İ li Sizin dür- — Avukat Şakir: idarehanesi ine fazla karıştı- le yemeklerine de çağırmağa başladı. Gene bir gün gazete lerden biri avukatın oçapra- şık işlerinden birini kurcaladı— ğını gören Mehmet Ali, arka- daşı olan gazete başmuharriri ne: — Uğraşma. bırak, dedi. — Nasıl? Bunu senden mi işitiyorum, Mehmet Aliden? — İlk tanıştığımız il | madım. Sonra ban '— Olduğu zaman geri ve » diye iki yüz lira verme- sin mi? Almamaklığım imkân- sızdı. Kendi kendime: “ — İşte bu memlekette sırtı İ yere gelmeyecek bir adam! de- ii Avukat Şakir yalnız bu za- | yıf taraftan yapılmış basit bir kimse deği Onun bir de pi- | yasa muhiti içindeki kuvveti yardır. tir; tapusunu etek gibi öpüp Amme cüzü gibi başınıza koy- malısınız. Cihangir sırtınm bir caddesi onun iratlarının isimle- ri ile donanmıştır.. İstiklâl partımanı, Dumlupınar apartı- manı, 3 ağustos 9 eylül apartımanı! Teneke ile kaplanmış gibi, | Yahudi ile kaplanmıştır, Fakat ni çekti, sesimi çıkar- | yürürken borsadan mı geliyor. | 1 inci sütün 10 uncu satırdan cepheden mi farkedemezsiniz. Menfaatine (o dokunan adam, ipe gitmek için lâzım gelen bü- kümleri giyer. Parayı hak ka- zanır gibi bağıra bağıra, kışlar arasında kazanır; marş çaldırarak harceder. Her gün bir ur büyür gibi, Yahudisi büyümektedir. Fazıl Ahmet gibi söylemek istersem: derim ki menfaat tenceresinin dip karasını göstermemek için ondan vatanperverlik ve heye- apartımanı, | (1) Methü sena kaplarını ve” di Fazıl kalaya Ondan dun bekliyenler nu yalaya... ! Tashih | Dünki tesiküiiside ava” FA yar bir çek dö hıştar olmuştur. Mühimleçini zeltiyaruz: 1 — 1 inci sütun 3 üncü siz | (Allah) doğrusu (Allaha..) za ; Ta şu muhâvere bulma (Hasan Dayı—İlk gördüğüm ye” kafası patlatacağım. ) Ayni sütü 12 inci satır. (gıcıkladılar) Igıcıklandılar), ayni sütun 09 şinci r (den.) doğrusu lah), 3 — 2 inci sütün 2 iri (okunmale) tan sonra (içine! zım, ayni sütun 16 wer satir, tidradsa...) doğrusu lacak, önünde bir çizgi caktır, 4 — 3 üncü sütun 14 satır (orada da) doğrusu ( da.) ayni sütun sondan di SA setten değme ÇYakiiiğ Ak r yu ür ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: