18 Mayıs 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8

18 Mayıs 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankara Milliyet EE Büyük bir deha ve onun âlemşümul hareket ve za- ferleri elbette ki küçücük beyin kaplarına sığmaz! Nuri Beyin Karabekir Paşaya hitap eden çok mühim bir mektubu (Başı 1 inci sahifede) inkalâp eden Yıldırım — Orduları grubu Vâğvedilmiş ve bu suretle açıkta kalmış olan mirliva Mustafa Kemal Pş. Hz. leri de Şarkta bir şeyi nız silinmesini intaç etmiş olmakla kal- yaptı kaydının yal Suryede mahvolan or- dunun kimin hatası yüzünden olduğu ve o ordu Mustafa Kemalin nasıl ? olamuyor. Ben: bunlardan yalnız Gazinin bu mağlup ordular içim 'de kendi ordusunu terkip eden iki kolor- du “Ali Fuat ve İsmet paşa,,yı ta Bitlis *a Halebe kadar başlarında kendisi oldağu halde muazzam ricat ha- taarruzunu bu turdurarak Miili misak hududunu imi işaretle iktifa edeceğim. Yalnız ir paşa- olduğunu ağ paşadan şunu soraca- 922 Ağustosunda Türk ordularının kumandasmı sâna verselerdi sen ne ya- bilirdin? Tarihi harbi de okumuş olan rabekir paşadan gene sorarım: İlk tarih devirlerinden bugüne kadar cere- yan etmiş olan ve sevkulceyişin değiş mez kaidelerinin vaz' ve tasrifine ©sas büyük muharebeleri teşkil eden Her hareketin ehemmiyeti onun tev- it ettiği neticelerle ölçülür; Bu hare- ketin parlaklığı neticesi- tepesinden ordu- Akdeniz! dir direktifi kolaylıkla verilmiştir. Ordularımızın âdeta kollarını - yarak Akdeniz yalılarına belen hiç ayak basılmadan ve tüfek e tılmadan Edirneye kadar Türk milli filân ve falan şöyle veya böyle demi olmasından değil Karabekir Pas nın bu vadide pek piyade kalacağını kendisi de bilmek lâzım gelirken bil- ——————— Umumi Neşriyat öe Yazı İşleri Müdürü ETEM İZZET Gazetecilik ve Matbaacılık T. A. Ş. miyer ve bilemiyor. Amma bir biliriz ve bütün tarih bilir. Resmi muhabere leri vesika diye öne sürerek milli nüveyi l kurduğunu iddia yalancı pebliyanlığı ortaya çıkmak, Türk nesli © karşısı da ve tarih muvacehesinde pek ayıp- tar. İş, bu kabil muhabereleri eğer re kaldıysa bugün devlet dosyalarını da muhterem Paşamızı çok geride ve gölge nice yüce arkadaş- larımızın muhaberelerine tesaduf olu- Bur. Fakat bu zevatin hiç biri şimdiye kadar bunları kudret ve tefahür vesikası olmak üzere her nedense neşri hatır- larından geçirmemişlerdir. Karabekir Paşa! Zatı âlinize bir sünl daha sorayım: Türk ordusu galip Yunan ordusu önünde Sakarya hattına doğru çekil. diği ve kıral Kostantin askerlerini bu zafer aleyhine saldırdığı 921 yazmda sen Türk ordusuna kumanda etse idin halin ne olurdu?! Geceli gündüzlü 22 gün süren bu korkunç melhamenin kuvvetle pek gayri mütenasip uzun cephe hatların- da mukavemet ve sebat imkân ve ümit- lerinin hemen akşama sabaha çözül- meğe yüz tutuğu dakikalarda hangi kafanla ve hangi tüfeğinle ve hangi mevcudiyetinle cepheyi tesbit edebi- Tirdin?1! Siz tarihi harpte yalnız manen de il, hattâ maddi noksanlarla da sar- tılarak ricate başlamış” bulunan bir çepheye taarruz emrivermek harika- gösterilmek suretile” bir kale veya ir darülharekâtı değil, bir milletin ve bir vatanm taliini kurtarabilen kaç ku- mandan ve kaç meydan muharebesi bilirsiniz?! Tarihi harbin kaydetimâdiğini ko- laylıkla söyliyebileceğimiz “Sakarya mukavemeti ve bu mukavemeti (Ata binerken üzengiden ayağı kayarak ense olmasına rağ- men) telkin ve ilham eden n ve karakter kuvvetidir ki, kendi ifadenizde - Erzurumda lerin görüp anlamasından derek kurduğunu iddia ettiğiniz li harekete iştiraki, türmek külfetinden sizi müsta; mıştır. Yi azizim Karabekir! Sakaryadan bir sene evvel Ethem ve hemp, Türk ordusu ve Türklüğün aleyhine bayrak açtıkları zaman nüvesini kur- duğunuzu iddia ettiğiniz milli hareke tin başında siz olsaydınız ne olurdu?. Sizi kim dinlerdi! Ve siz kime ve ne dinletebilirdiniz?! Bu sualin cevabı: “Siz, bu ahval ve şeraitte bulunan bir vaziyetin başma geçemezdiniz” den ibarettir. Böyle hallerde vaziyeti elin de tutabilmek kudret ve ka biliyeti herkeste bulunamaz. Siz bu kudret ve li için gücenik, Düz!) Siyasi kanaat kenardasınız. Olabilir. Rahat durursa nız günün birinde belki size de bir rol tevcih edilebilir. Biraz daha maziye doğru gidelim: Umumi harp mütarekesini mütea- kıp siz de istiklâlin elden gitmemesi is çin milletin canlılaştırılarak harekete getirilmesini lüzumlu görmüşsünüz, pekâlâ! Pek iyi düşünmüşeünüz. yandır ki rütbesi ve resmi mevkii ol- madığı halde siz de dahil olduğunuz halde bütün ve valiler bu zatın ernrine . Çünkü bütün bu zevat o zatm bu işteki ehliyetini sa m aliil ğ tabii mezisine teslim etmişlerdi) teşkilâtı ta Meriç kayı larına kadar tevsi ediyor; nihayet bâ li iradenin mümessili olarak teşekkül eden yüksek meclisin eline veriyor; güya hilâfet Ankaranın bir konak mesafesine yak laştığı günlerde bu meclisin riyaseti si zin elinizde olsaydı? Bir kere olamaz- dı! Farzı muhal olsaydı; ne olacaktı! sikle Ne yapacaktınız! Netice: İstihsal e- dilmiz olandan daha parlak mı olacak tı! Bu istihsal edilen neticede gördü- ğünüz noksanlar var mı? Bunları lüt- fen söyleyin de âfaki siyasi bir müna kaşa zemini olsun! Ne istiyorsunuz? Ve neyi isbat etmek istiyorsunuz? Fi- lân kişiye böyle söyledim. Filân kişi- yi filân yerde şu tarihte ziyaret etmiş- timi. Demekten ne çıkar? ( Bunları © zaman yalnız siz mi yaplığınızı zan- mediyorsunuz?) Evet öyle oldu amma, işte bu hareketi milliye denilen seyi ilk önce ben düşündüm ve ben söyle- dim; bundan dolayı bunun şerefi ba- na aittir mi demek istiyorsunuz? Eğer bunu iddia ediyorsanız bağ kasının ayni şeyi düşünmediğini filâna ve falana söylememiş olmasile mi, veya söylemişse sizin gibi vesikalar meş- retmemiş olmasile mi hükmediyorsu- muz. Hem siz, bir taraftan milli mü. veyi ben kurdum diyorsunuz; hem de bu kurduğunuz milli nüve ile temas bile etmiyorsunuz. Erzurum kongresi nin kapısından bile iceri işi Binaenaleyh siz bunu sünüz amma; düşündüğüni mamışsnız! Yalnız düşünmüş olmak hakkı olarak bir seref | istiyorsanız ben kendi hesabıma verdim; al be bi- rader!! Fakat, bu. işi hem düsünen ve hem de yapan adam bunun şerefinin sahibi aslisi olan millete sit olduğunu söyler dururken yarım öbür gün başka bir arkadaş ta, çıkmaz ya, bunu ben de düşünmüştüm; hattâ filâna ve fi- lâna da söylemiştim. diye yazı yazma- ğa kalkarsa ne yapacağız? Bu kadar ayıp bir vaziyete düşmek size yakışır mıydı a Karabekir Paşa!? Memleket. keza yine mil şe- isbat için tapu kalktınız? te bundan sonra yapacak serefli işler dururken simdi refe nefret hakkınızı senetleri mi göstermeğe Bu senetlerinizi isbata müktedir olsanız nefret edeceğiniz şerefi Kim- den istiyeceksiniz. Bütün milleti şa- niyle şerefiyle temsil eden, “şün ve şöhreti Hinde ve Çine “ve Amerikaya intişarin milleti şenlendiren ve şanlar dıran adamın size bir hisse ayırıp ver- moğe hakkı yoktur; veremez. Doğrudan doğruya milletten iti- ırsanız; ya millet size derse ki ben milli şef olarak bir timsal tanırım; başka şey bilmem. O vakit ne yapa- caksmız? Yok benim şeref falan diğim yoktur; maksadım; bu milli ba reketin ne olduğunu millet anlasm; bende de şöyle vesikalar vardır; bilin sin; o kadar; bir şey istemem. Bu halde milletin, milli hareketin na- sıl cereyan etmiş olduğunu bilmediği- ni kabul ediyorsunuz demektir ki, ha- ta olur, Millet bunu ; anlı Bu adamın fikir ve kumandanlık W O tezahürü büyük manda eden yalnız Mustafa Kemal oldu. (Kemal yeri) on ay sonra düş manın terkettiği müstahkem hat Mus tafa Kemalin bu on gün zarfmda'ateş yağmuru ve ateş dolusu altnda düş- manı tevkif etmiş olduğu hattır. Ayni senenin Temmuzunda İngiliz ler Gicner ordularile o Anafarta lar cephesine çıktılar. Burada da kar şılarında Mustafa Kemali buldular, Bu cephede (o Geliboludan henüz ge len yorğun ve zayıf 12 ve 7 imci far kaların İngilizleri mağlüp etmesi yal- nız ve yalnızMustafa Kemalin enerji si ile oldu. İngilizler bu defa da Conk bayımına tarmandılar. Üç gün üç gece bu noktada pek kanlı muharebeler ol du. Nihayet üçüncü günü sabahı bu bayırdan düşmanı bir daha tırmana- mamak üzere buradan sünü ile atan ve attıran yine Mustafa Kemal idi. Ben kendim de orada idim. Nefer» den Gurup kumandanına kadar bütün rütbe ve kumanda sahipleri aşağı yuka- rı hep bir hatta idik. Mustafa Kemalin Anafarta Grupu Kumandanlığında ve A- nafartalar cephesinde muvaffakiyetle ku manda ettiği kuvvetler 10 fırka idi. Karabekir Paşa bunları bilmez mi?l Ordu kumandanı Leyman Paşa Mus- tafa Kemalin kararaâhma geldiği man onu uykuda bulursa uyandırmayıp kapısında kendiliğinden uyanıncaya ka- dar beklerdi. Mustafa Kemal parlak hareketle- rile ihtiyar ecnebi ceneralin de yüzü- nü bu derece ağartmıştı. Bu ösne zar fında Karabekir Paşa da fırkasile şibih cezirenin cenup cephesinde bulunmuştu. Paşa bu cepheyi beğenmiyordu. İkide bir bu cephenin kilometrelerce arkaiında Soğanlrdere sırtlarına ka- dar geriye alınmasını teklif ediyordu. | Nihayet onu oradan aldılar. Bunları, o kumandanlık (sahasında Mustafa Kemal ile Karabekiri haşa mukayese maksadiyle yazmıyorum. Böyle bir kıyası maalfarık hatırımdan geçmedi. Yalnız milli şef“ olabil mele iğin ne gibi evsaf, ne gibi başkala; | rmda bulunmıyan müstesna kabiliyet- len lâzım olduğu meselesinin münaka- şası üzerinde olduğumuz içindir ki, bunlardan bahsetmek icap etti. Karabekir Paşanın yazılar: on iki sene evel değil bugün dabi oklmca milli şeflik davasında bulunduğunu aynen gösteriyor. Kendisi şarkta ka- lacakmış, Mustafa Kemal de garpte' Böyle mutabık kalmışlar imiş!! Yani nerede ire at başı beraber bulunacak- lar!? Yalnız bu yazılarım bugün ya- zılmakta olması bir noktanın istifha- yun. müstelzimdir. Karabekir Paşa- nın ne istediği henüz belli değil gibi. , me Suriyede kuman- an iken Mustafa Kemal yine orada ordu kumandanı idi. Mustafa Kema- lin burüdan da bir ayrılışı var. Kara» bekir Paşanm hikâyei hal tarzında açıkta kalmak tabirile tarif ettiği ay- rıhş ile bu ayrılış arasında esbapça fark yoktur. Bu ayrılışı sebeplerini mütareke esnasında gazetelerde bü- tün millet okumuştur. Gazi Hazretle- rinin sinei millette bir fert halinde memleketin kumandanlarma ve vali- lerine emir vermek salâhiyetini ken- dinde görmüş olmasında o zamandan az evvel gazetelerde intişar etmiş 0- lan bu raporların hiç bir tesiri olma- mış mıdır acaba?! Orduyu ve memleketi umumi harp te şaşkımca ve idare edenlere karşı Karabekir Paşanın neler demiş ve yazmış olduğunun bilinmesi merak edilecek bir şeydir. »kir Paşa- nın acaba buna dair de vesikaları var mi? Bunları da neşir lütfundo bulunmaz lar mi? Karabekir Paşa! İşte vesika diye Mustafa Kemalin Makenzenle o- lan ibtilâflarını izah eden yazılara denir; yoksa sizin yazdıklarızma de- gi Bana kalırsa siz artık bu yazılar. dan ve bu iddiadan vazgeçin ve diyin ki benim bunlardan maksadım; bi na dair hâtırat neşrediyorsunuz. Bu hâ tırattan bende de bir kısım vardır. Ben de bu meyanda bunları, tarihi tenvir içim yazdım; bütün maksat bundan ibarettir diyip bu bir türlü içinden çı- kamadığınız davaya müsait bir hitam iş olursunuz! vermiş Gaziantep Meb'usu M. Nuri Hariciye Vekili ay sonunda geliyor ANKARA, 17 — Hariciye vekili Tevfik Rüştü Beyin bu ay sonuna ka- dar Cenevreden avdet etmesi beklen- mektedir. İstisnat memuriyet- lerde terfi olmıyan ve a ter. Lüyiba meclise verilecektir. | Anadolu kadınının yüz senelik hayatı Sergide teşhir edilen işlemeler Tür ANKARA, 16 (Milliyet) — İsmet Paşa kız enstitüsünün açtığı ve Anka- ra kadınm yüz senelik hayatımı tasvir eden sergiye kısa bir ifade ile Türk zevkinin, Türk inceli Ti tinin, hülâsa; Türk medeniyetinin bir asırlık tarihi ve sergisi demek daha mi olacaktır. Bu küçücük, fakat şok, pek çok kıymetli serginin elbise- ler kısmını bundan evvelki yazımda anlatmış ve tetkik etmiştik. Bu sergide Ankarayı en karakteris- tik şekilde temsil eden köşecik tiftik işleri köşesidir. Burada tiftikten yapıl ya bilerlei » iler, me, diğer, işler ipeği kıskandıracak bir incelikle imal Skmişlerdir. Bu mamulât mütevazi yerlerinde ipekten birer örümeek ağı şeklinde, . birer şiir misin: halinde, zevk ve incelik âbidesi gibidirler. Burada gene böyle ince hisli zevkin öyle. âbideleri de dır ki insana önlerinde saatlerce mak ihtiyacını vermektedir. Bunlar rasında soğuk bez üzerine antika iş- lemeli çevre ve uçkurlar, danteller, | Halep ve Antep işleri, rengârenk par- galardan derin bir incelikle yapılmış | ve bugünün en yüzel bir kübik nümu- e gösterilebilecek olan bohça , gayet kıymettar elişi bir seccade, s0f- ra takımları, ipek yollu ve gene el işi yatak çarşafları, bazıları incili sasi, tarak ve para keseleri, entari kuşak- ları, sast kordonu ve çoraplar ehem- miyetle zikre şayan olanlarıdır. Etiketinde 1890 tari taşıyan a- ğar bir ev döşemesi de hayli entere: sandır. gümüş takumları kasını da” | * Gümüş nalınlar, buhurdan lıklar, gülabdanlar, fincan zarfları, dikiş ve düzgün kutular, şekerlikler, hamam tasları, kemerler, kadın fener leri, tezyinat eşyası, parföm sürahil ri eski Türk kadını inceliğini tatmin eder şekilde yapılmış bedayidendir. Burada aynalar bilhassa güzeldir. i taliin timsali “olarak her | Eskiden iyi a genç kızım bir aynasi bulunurdu. Ta- | | gösterilmesi k zevkının ince bir mahsulüdür lim açık olması itibarile böyle bir ay- naya malik olmak bir an'- ane idi. Nikâh esnasında kızlar bu naya bakarak orada nişanlısını tahay- yül ederlerdi. Bu kadar güzel bir dü- şünce timsaline verilecek şekil hakkm da söz söylemek zaittir. Ben öyle gü- ördüm ki bunlar Serginin bir yeri de beşiklere tah- sis olunmuştur. Eski beşik demirden ve askı şeklinde yapılmıştır,. O zaman çocuğun demir gibi olması için beşik- lerin demirden yapılması âdeti. Bu beşik üstünde bronz bir kartal var- dır. Bu kartal Ankaranın bir çok €#- yasında görülmektedir. Bu da Eti'ler- den kalma bir yadigârdır. *** Ben bu sergiyi cidden çok mühim buldum. Gönül arzu eder ki bu sergi 'daimi şekilde burada, yahut ötnoğraf- ya müzesinde kalsın ve zamanla te- ginin mübayaası halinde, yar ve ağya- ra her vakit bir Türk inceliği, Türk medeniyeti köşesi gösterebilmek im- kânını da bulabileceğiz. Server RİFAT öy mekteplerinde ziraat dersleri ANKARA (Milliyet) — Köy mek- teplerinde Ziraat dersleri ve bilğileri in verilen karar üzerine Maarif vekâletince hazırlanmakta olan kursların programları tesbit edilmekte- dir. Bu kurslar Anksra, Bursa, İzmir ve Adana'da açılacağı için kurslarda köy muallirnleri; österilecek dersler de bi- ribirinin ayni olmıyacaktır. Dersler her muntakanın kendi hutusiyetine göre ola- caktır, Ankara'da açılacak olan kurs ağustos ta başlıyacak ve kurs Ziraat mektebinde açılacaktır. Kursların programları yakım da tamamen teshit edilmiş olacaktır. yi CR Bu Rob'u 4 beğendiniz mi? Bu Ron IPEKİŞ yünlülerim: 'den yapılmış ve:her türlü masrafı.da- hil olduğu halde: edilmiştir » Bu iş te İpekiş'indir. » Şİ mmİn m mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: