12 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( İktisadi bahisler ) “Buhran ve Maden kömürü,, Maden kömürleri üzerinde bahranın | tesirlerini anlamak için müstahsil mem- İeketlerin beynelmilel piyasadaki mev- kileri ve ehemmiyetleri srrasile gözden geçirelim: Bunların başmda senevi tak- riben beş yüz milyon ton kadar istihsa- Isi ile Amerika gelir ki, hemen hemen bütün dünya ihracatının yarısına yakla. $ır. Bu mikdar bilhassa İngiliz grevi 'nasında (600 milyon) tona kadar çıkmış ise'de 1932 senesinde ancak (400 mil- yon) tonu bulacağı tahmin edilmektedir. Amerikadan sonra en iyi cins kömür- lere sabip İngiltere gelir, Fakat 1913 se- gesinde (290 milyon) ton istihsalât ya- | pan bu memleket 1929 da (262 milyon) 1931 senesinde de ancak (224 milyon) tonu bulabilmiştir. Sterlinin sun'i suku- m da İngiliz kömür ihricatna kısmen emin etmekle beraber tehlil eri mahiyette ortadan kaldırmamıştır. Polonya ve Rus kömürlerinin muhtelif Avrupa piyasalarında hissedilir rekabet- leri devam ediyor. Evet, İngiliz ticaret bilânçosunda kömür aksaklığı istihsal ve dohili istihlâktan ziyade ihracat faslın- | dadır. 1913“senesinde (100 milyon) olan ihencat 1929 da (83 milyon), 1931 de| ise nnesk (62 milyon) tondur. Alman 1913 (190 milyon) teşkömü- rü istihsal ederken umumi harptan son- Saki berdat teğkihatı setleri olrak ba | mikdar (141 milyon) töna düşmüştür. Vakin 1929 senesinde bunu (163 milyon) | a çıkarmışlar ise de 1931 de 119 milyona kadar inmiş, hattâ İ902 umumi istihsa- lâti ancak (100 milyon) ton raddesinde olacağı tehmin edilmektedir. Fransa harpten evvel (40 milyon) ton olan istihsalleri (1927 de (52 milyon), 1929 da (54 milyon)a çıkmış ise de 1931 de (50 milyon )tona düşmüştür. 1932 i- se bir sene evvelkinden üç - dört milyon ton aşağı olacağı hesap olunmaktadır. Fransada bir taraftan bu istihsal düşük- lüğü devam ederken diğer taraftan da kömür idhalâtı dikkat nazarını celp ede- cek kadar çoktur. Rusya umumi harpten evvel (28 mil- yon) kadar kömür istihsal © ediyordu. Harp ve dahili karışıklıklar bu cevheri çok sarsmıştı. 1923 senesinde (12 mil- yon)'tondan başlıyan kömür istihsalleri 1927 de (32 milyon), 1929 da (40 mil- yon) 1831 de (56 milyon) tonu bulmuş- tur. Rusya meşhur beş senelik program- ları ile son senede bu mikdarı (75 mil yon) ton olacağını ilân etmişlerdi... Bu ne dereceye kadar tahakkuk etti, henüz bizer malüm değil, Fakat ne olürsa, Rus- yadaki bu madenlerin gösterdiği beki ehemmiyetsiz görülmiyecek derecededir. Fakat satış fiatlerindeki düşüklük ile ti- caret blânçolarında müspet veya menfi vu bir tesir yaptığı tetkike değer mevzu- lar. Polonya 1913 senesinde (41 miyon) ton istihsal yaparken 1929 da (46 mil yon) tona çıkarmışsa da bu adet 1931 de (38 milyona) düşmüştür. Mamaafih: İs tihsaline nisbeten en fazla ihracat yapan bir memlekettir. Belçika evvelki (23 milyon) ton olan istihsalini (27 milyon) tona çı- karmış ve rağmen bu adet etra. fındaki vaziyetini muhafaza etmektedir. Şu saydı leketlerden ımız başlıca müstahsil mem diğer ehemmiyetsiz. bir tezayüt bulunduğuna şahit oluruz. | Fakat bu artış keyfiyeti o yukardanberi yazdığımız gibi milyonlar üzerinde değil ancak yüz binlerle ölçülebilecek kadar dır; ama nede olsa hayırlı bir vaziyettir. 1924 senesinde (600) ton olan istihsa- | imiz 1930 de (1,140 bin) tona çıkmış, | 1981 de (1,115 bin) tona düşmüş ise'de| 1932 senesi istihsali daha fazla olduğu «gibi bilhassn 1933 ün başlangıcı da bize çok ümitler vermektedir. , Buhranın ezici darbelerine rağmen is- Esasen kömür madenleri ili sanayii ile çok alâka» dardır. Her iki şube birbirleri omuz omuza yürüdüklerini istatistiklerin şaha deti ile de anlıyoruz. Nitekim dahili sar- Milliyet'in. edebi romanı YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz, — — Tehlike yak, yok ama. Eh dünya bu. Bu taraflarda biraz çe- te mete gibi bir şeyler dolaşıyor- du. Bu soğukta ama, » gene ihtiyatlı olmalı. — Tüfeğiniz var ya: Belimdeki fişekliği örttüm: — Var ama fişek yok! Öteki a- rabada unutmuşum. — Şimdi ne yapacağız? — Fişek olsa da silâh kullana- “ mayız ki, O kadar kişiye bir av tü- feği para eder mi? (o Hem ondan başka (buraların o kurtları da azgıncadır derler. Eşkıyaya me ram anlatmak kabildir ama, yay- Olanın azgın kurtlarına ne demeli? Solumda, dirseği dirseğime do- kunarak yürüyen Kara Efenin tit- yediğin, dişlerini takırdacdığıı an: Üladım. Sen misin alay eden? Ayaz İgittikçe artıyor. Şurada burada kal omış kar birkintilerini gören Kara Efe hepsini de beyaz kepenekli eş- sanıyor. vi — önümüze eşkıyalar çık» fiyatımız 1926 da (433 bin) © tondan başlıyarak 1930 da (983 bin) tona çık- meş, 1931 senesinde de - istihsalimizin noksanlığındaki nisbeti muhafaza ede- rek -— (921 bin) tona düşmüştür. Ma - maafih: Her şeye rağmen kömür hav- zamızın inkişafında gördüğümüz bu yük- seliş yürekler sevinçle şişürecek mma- hiyette değildir. m Türkiye Cümbu- riyetinin sahibi bulunduğu kömür hav zalarına göre bugünkü istihsali — âmi- yane bir tabirle -- devede kulak © kalır. Bugünkü istihsalimizi mutlak olarak tırmamız lâzımdır. Ama nasıl?.. Çünkü bugünkü dünya sarfiyatı ile istihsali a- rasında yabana atılamıyacak bir — açık var, Bu mikdar hakkında bir fikir edin. | mek için şu adetlere bakmak kâfidir. devredilen stol 7 kömür madenleri istihsallerini azaltma larma rağımende 1932 senesinde (50 mil- yon) ten tahmin ediliyor. Milletler Ce- miyeti 1928 senesindenberi bu hakikati görmekle beraber henüz orta yere gar tedbiri ise yoktur, Dünya kö ve tücareti her gün dünki kulu vaziyetini muhafaza ediyor; hattâ bu korkunun biraz daha artabilmesi i- çin sebepler de yok değil, İşte en güzel Bir vesikada Milletler Cemiyetinin nep- rettiği her sene biraz daha düşen kömür fiat vasatisidir: Fint 509 , ” (İngiliz lirasının sukutu) Bu vaziyete nazaran mütalcalarımızı, alınması İâzrmgelen tedbirleri yazmağı gelecek günlere bırakıyoruz. Sadreddin ENVER Bugünkü proğram İSTANBUL: | 18: Gramofon, (18.30: Fransızca ders (müptedilere mahsus), 19: Hi met Rıza H., 19.45: Zeki B., 20. Safiye H. ve arkadaşları, 21.30: gra- mofon, 22 den itibaren: Ajans haber- leri, saat ayârı. e. vale > (Sadrettin B. taralından). berleri. eki” KÖNTESV, 1695 m. 21 Sözler, — müteakiben: Hilversümdan mak- TE, 580 m. naklen umumi Avrupa k — haberler Sipan ss set. 71,05: Zamana mit söze ans. 21/50: memlekete ait haberler, 2380: MİLÂNO - 20,25; Haberler - umumi Avrupa konseri 22, kim Kİ temsili 23: haberler vs ZÜRİH 458 m. 20: Hilversumdan: umumi Avrupa 21,05, Radyo orkestraar. - ROMA, 4ül m. konseri | 21: Haberler, plâk. 2280: sözler musiki. 74: Haberler, BÜKREŞ, 394: m. Plâk. 1,153 keza, 185 Yeni musiki parça | 20: Hilversumdan: umumi Avı 1: Oda musikisi (piyano solo kurpa. 2215: koro m İrtihal Alpullu şeker (fabrikası müdürü Şefik Beyin refika hanımın Laipzig şehrinde bir ameliyat esnasında vefat | büyük bir teessürle haber al dık. Şefik Beyo ve kederdide akr; barma samimi taziyetlerimizi beyan ederiz. 23: Hafif 1 k 2 İktisat Yeki dil Se ve Londraya hareket etti Celâl Beyin gazetemize beyanatı (Bağı 1 inci sahifede) sat Bey de dün C, Ankaradan şehrimize Beyin refakatlerinde İş Bankasi us umu- mi müfettişlerinden Sami, Banka me- murlarından Huldi ve Kurtoğlu Faik Beyler bulunmakta idiler. Vekil Bey, bususi bir motörle N ve doğruca evlerine giderek istirahat etmişlerdir. Celâl Bey, geç vakte ka- dar bazı hususi ziyaretleri kabul et- miş ve gece 10,20 de kalkan ekspres le, Sami, Huldi ve Faik Beyler refakat lerinde olduğu halde Londraya. hare. ket etmişlerdir. Vaktin geç olmasa rağmen pek çok zevat Sirkecigârına gelerek vekil Beyin teşyiinde bulum- muş ve kendilerine muvaffakıyetler temenni etmişlerdir. Celâl Beyin gazetemize beyanatı i Celâl Bey, hareketin. den evvel “Milliyet” o muharririne şu beyanatla bulunmuşlardır: — Londrada toplanan iktisat kon- feransı için ne düşündüğünü soruyor. sunuz, Avdetimde sizinle daha uzun ko nuşacağıma söz vermekle beraber su. üsbütün cevapsız bırakmak is Bugün dünya büyük bir ıztırap için de bulunuyor. Her tarafta Mületleri bu ıztıraptan kurtaracak çareler ara- nıyer. Londrada toplanacak konferan sın bu büyük insani gayeyi tamamen tahakkuk ettireceğine hükmedilmese bile orada - verilecek kararların çok Faydalı ve isabetli olacağına eminim. Londra konferansından hayırlı şey. ler bekliyebilirz. Konferanstaki tezi. miz Tevfik Rüştü Beyin Milliyete ver. İ dikleri beyanatta işaret ettikleri gibi Gazi Hz. nin Vaşingtona gönderdik. leri cevabın esas hatlarından mülhem dir. — Altın ve petrollerimizin işletil. mesine dair malümat istiyorsumuz. Altın ve petrol araştırma idareleri artık ayrı birer teşekküldürler. Mü. tohassıslari olan bu teşekküller, bü tün hızile çalışıyorlar. Memleketimizin muhtelif mıntaka- larında yapılan araştırmalar henüz ü bind. a bu tecrübe devresinin ikmalinden son ra başlanacaktır. Madenlerimizin zenginliği, girişi- len teşebbüste muvaffak olacağımızın bize şimdiden müjdeliyor. Tefecilikle mücadele — Tefecilik hakkındaki kanunun her tarafta tatbikatına başlandı. Fa- kat bir tek kanunla tefeciliğin orta- dan büsbütün kalkacağını ummak şimdiden fazla ümide kapılmak olur. Her şeyden evvel halkın kredi ihtiya cmı temin etmek lâzımdır. Bu ihtiya ca tamamile cevap verildi ün ciler rollerinin hitam buld. rek kendiliklerinden iş sahasından çe kileceklerdir.. Yalnız şu ver: - liği kanun noksansız tarif etmiştir. çerçevenin haricindeki faizciler şüp- he yok ki kendilerine sözümüz olmı- yan şayam hürmet kimselerdir. Tefe- ci ile kredi muamelâtı yapan İimse- ine karıştırmamağa dikkat — Halk bankaları teşkilâtina ne vakit başlanıyor diye soruyorsunuz. Bu işle Londradan avdetimde çok yakından ve daha esanl meşgul ola- cağım. Arkadaşlarıma Halk bankalarının nizamnamesini mahalli ihtiyaçlara gö re hazırlamalarını, ve bunun için de yer yer telkikat yapmalarını bildirdim. Bu tetkikat uzun sürmiyecek ve hazır | lanacak nizamnameye göre derhal | teşkilâta başlanacaktır. Halk Banka- ları, bilhassa büyük bankalarla tema- ta geçmiyen küçük sermaye eshabt İ- çin çok faydalı olacak ve iyi neticeler verecektir. Teşkilât tamamlanıp ban- kalar faaliyete geçtikten sonra artık tefecilere yapacak iş kalmıyacağını dürleri, fen heyetleri, müşavir ve mü. | tahmin ediyorum.,, Yol açıldı (Başı 1 inci sahifede) rü Nadir Beyler, Kırıkkale çelik fab- | rikasından Bahaettin Efendi silesi ile iki erkek çocuğu, muhafız alayı 3 ün- cü tabur dokuzuncu bölükten Seyitga | zili Hazan oğlu Hüseyin, gene ayni ta burdan Kütahyalı Ahmet oğlü“Eyüp Efendiler. Bunlar Eskişehir hastaha- nesine kaldırılmışlardır.. Bunlprdan hareket müfettişi Hulk Bey Kisianade cinnet getirmiştir. Hafif yaralıların isimleri de Ti | edilmiştir: Ziraat Bankas teftiş kaleminde memur Tevfik, Ankarada Ankara cad desinde keresteci Hafız Hüseyin, An- | karada Cihan otelinde ordu tahsil me muru Ziya,, Ankara muhafız alayın- dan Ödemişli Hüseyin oğlu Mustafa, İzmirin Karşıyakasında Reşadiye cad- desinde 16 numaralı hanede mukim Kemal, katar başmemuru Necip, kon- döktör ve bagaj memuru Avni Bey ve efendiler. 3 üncü mevki yolcularından ismi meçhul ihtiyar bir kadın suların cere- yanına kapılarak kaybolmuştur. Teşekkür Himayeletfal e Cemiyetindön: “Mer. hum Fosfor Mustafn Paşa Kerimesi mü- teveffa Niyre H. namma Hami Bey tara fından Cemiyetimize yüz altmız bir lira teberrü edilmiştir. Alenen teşekkür. Evkafın yapacağı İşler (Başı 1 inci sahifede) bulunmuştür: “Yeni kadrolar ikmal edilmiştir. Pey derpey tebliğ edilmektedir. Ru sene yapılacak başlıca işler şun- lardarı 1 — Bazı tarihi ve mimari kıymeti. haiz eserelerin ihyası, Bunların başın. da Mimar Sinanın en kıymetli eserlerin- den olan Manisadaki Muradiye, Elmalı. da Ömer Paşa camilerile Konyada müze ittihaz edilmiş olan Mevlâna türbesi ta- mir edilecek ve Babaeski ve yine Mimar Sinanm eserlerinden olan cami minaresi yapılacaktır. Bunlar için tertibat alın- mıştır, 2 — Antalyadaki büyük bahçe ve bir nümune bahçesi haline konacaktır. Ve | burada portakal, muz ve hurma yetişti. rilmeğe çalışılacaktır. Mısırdan ve hur- ima yetiştiren diğer memleketlerden hur ma ziraati hakkımda eserler getiriyoruz. ve etkik ettiriyoruz. Bu bahçeyi müte- bassıs bir zatın —— verdik. Çalışıl makadır. | Rün Bar, yalaka ia çel | da söylemi; “İzmir Belediyesiyle bazı ihtilâflı me seleler vardı. Bunlar da iyi bir safhaya girdi. Pek yakinda tamamen iyi bir şe- İdo neticeleneceğini ümit ediyoruz. mi netice elde edilince İzmirde bem memleketin imarına hizmet, hem de Ev kafa iyi bir varidat temin edecek faali- yele geçilmesi mukarrerdir.” lı: 5 sa, s6n hiç kıpırdama. . ii sus beyim! Lâfı bile kötü! — Yek tedbi Teb ee Me — Kurtlar sağdan — Allahaşkma, lillâhaşkma sus beyim! — Ama sana Kara Efe derlerdi. — Demez olsalardı. Diyemez ol- salardı. Hem yolda konuşmıyalım, belki sesimizi duyan olur! Tam o sırada yolun . sağındaki dönemeçten koskoca bir gölge gö- rünmesin mi? Kara Efede hoşafın yağı kesildi. Bir bakışta anladım. Yolun solunda, deredeki değirme- | ne sırtı ile buğday götürüyor. — Merhaba hemşeri, — Merhaba. — Nereye böyle? — Sıra almak için (o değirmene. Yarma kalırsam sıram geriliyecek. | Kara Efenin derin, bir ne- fes aldığını açıkça — Yayladan, Bir iki İf daha. Köylü | dereye İ doğru geçip giderken:: © Ben Yaylayı işitince düşünceye vardım. Bir şey hatırlamak istiyor- dum. Yayla, Yayla... ben — bunu çok işittim. Buralarda avlandımdı bile, Yayla.. Birdenbire aklıma geldi: Yaylalı Mehmet Çavus. . Hemen köylüye seslendim: — Hemşerim! dayı! az derur.. | | : Gelin almağa gidiyoruz musun? — Bırak beyim. Kimbilir nenin nesidir! — Sen karışma! Eşkıyanın nere- de olduğunu soracağım! — Hiç te doğru bir şey değ Köylünün yanına gittim. Birer siğara yaktık: — Bir Yaylalı o Mehmet Çavuş vardı. Tanır mısın? — Tanımaz olur muyum efendi? ün tefe | Muallim mektebi (Başı 1 inci sahifede) talebesinin — birlikte görecekleri müşterek tatbikat dersleri için ge- niş lâboratuvarlar tesis edilecektir. Bu binanın mühim bir kısmını iş gal eden yüksek muallim mektebi- nin Ankaraya naklini tekarrür miş ve bu hususta mektep müdi güne vekâletten emir gelmiştir. Yüksek muallim mektebi Ankara- da Gazi terbiye enstitüsü ile tevhit edilecek, burada muhtelif şubeler de tahsil eden talebe enstitünün maarif şubelerinde tahsillerine de vam edeceklerdir. Yüksek mual- lim mektebinin nakli için hazırlık lara başlanmıştır. İmtihanlardan sonra derhal nakil başlıyacaktır. Atina suikastı (Başı 1 inci sahifede) tı hareket sayesinde cinde tutuyor, adliye, pek yakında | menfur suikastın faillerini yakalaya- cak ve bu suretle bu teessüfe , şayan iseden fırka menfaatleri namma iade etmeğe yeltenen betbahtların bütün tahrikâtma nihayet verecektir. at neticesinde emniyet ünü hiç bir suretle işe karışmamış olduğu tebeyyün edecek olursa hükümete bir yüna mesuliyet terettüp etmiyecektir. Sona kadar mücadele ATINA 10 — M. Venizelos aley- > t tahkikatma devam | W£ gazeteler arasmda gayet şiddetli İ bir münakaşa devam ediyor Muhalif İ gazeteler, hükümeti alenen diyorlar. Emniyeti umumi; dürün | den başka iki kardeşi de tevkif edi mişlerdir. Muhalif fırkaların reisleri beyannamelernde hükümete karşı ga- yet azimkâr ve şiddetli bir lisan kul- İanmakta ve süiknat işi tenvirine kadar mücadelelerine devam edecel lerini kaydetmektedir. ATINA, — Maznunlar içinde en zi yade ehemmiyet verilen Emniyeti umu | imiye müdürü Polihronopulos ve kar- İ deşi dün uzun müddet sorguya çekil- mişlerdir. Suikastte mevzuubas otomo bilin Emniyeti umumiye müdürü Po- lihronopulos tarafından satın alındı- İr, otomobilin sahibile yapılan mrva. ceheden anlaşılmıştır. Müccim bana rağmen itirafta bulunmamakta, sükât etmektedir. Gerek Polihronopulor, ge il ve katle teşvik cü- rümlerile ittiham edilmişlerdi Jeneral Metaksas tevkif edilmiyecek ATTİNA, 10 — Hürriyetperverler fırkası lideri Jeneral Metaksas ve mebus Mavro Mihalis hakkında sui kasti para vadile tahrik ettiklerine ve aleyhlerinde tevkif kararı alındığına dair çıkan rivayetler müddeiurumilik tarafından tekzip edilmektedir. ATINA, 10 — Hükümet, Yunaniz- tan efkârı umumiyesinde yapılan mu- zır şayiaların önünü almak için, salâ- hiyettar adli makamlara büyük bir salâhiyet vermiş ve gayri resmi neşri- yatı şiddetle menetmeğe karar vermiş tir. | 89 uncu liste İ ANKARA, 11 (A.A.) — T. Dr T. Cemiyetinden: Karşılıkla rı aranacak arapça ve farsça ke | — Gene köyde midir? — Ne arasın! — Şehirde mi çalışıyor? — Ne arasın efendi! Mehmet Çavuş Sakaryada kaldı. — Şehit mi oldü? — İezej gibi. — Onun bir bacağı yoktu. Nasıl askere gitti? — Öyle emme, (gönüllü gitti. Keğnılarla Sakaryaya cephane ta- şıyordu. Bir gün düşman tayyaresi gelmiş, bomba atmış, Mehmet Ça- vw ta orada paramparça olmuş. Butt bir geçmişi bir an içinde andıktan sonra — Onun bir kızı ile karısı vardı, nerede onlar? — Onlar mı? Onlar köyden gö- çeli çok oldu. Nereye gittiklerini bilmem. — Niçin gittiler? — Bilmem. Şey. Köyde kalacak bir şeyleri yoktu ki. Ne mal, ne da- var, ne tarla. Bir göz damları var- dı geçen kış o da çküverdi. Çaput- larını döşeklerini sırtlayınca göç- tüler. . işte. . Yürüyoruz. Düşünüyorum. Bal- kan. . bataklık.. Yüzbaşı Lâçin. Kafkas.. çöller.. Halep.. Kon- ya.. Cebeci hastahanesi.. Sakar- ya. . Küçük Petek çaputları, anası dö- Belediye bankası Kanünu çıktı (Başı 1 inci sahifede) Banka sermayesinden bir buçuk yon lirayı topladığı tarihte teşekkül g& miş addolunaenktır. Banka Belediyelerin şehrin tans ve tesisi, nde - yapacakları esasli m muhtaç olacak ve Belediyelerin ödeme kabiliyetlerin& göre ikraz etmek, kısa veya uzun veğf” li avans ve cari hesaplar açmak veyâ bunlara tavassut veya kefalet etmek W nizamnamel esaside müsaade edilecek işlerle uğraşacaktır. Banka Zirsat ve Emlâk Bankalarıylf Sümmer Banka verilecek olan vergi VE resim muafiyetlerinden istifade edecek tir, Maallimlere mesken bedeli verilme sine dair Maarif teşkilât kanunun inci maddesi üddet le tecili, İstanbulda hilkümete ait bazi | binaların satışına ve bunların bedeli il Ankarada resmi daire ittihaz edilmek üzere bina satm almaya ve Jüzum halif aptırmaya salâhiyet veren kanu aları müzakere ve kabul edilmiş” Memleket hububatının saklama, t€ mizlemc, ılçlama ayırma, çeşitleme İle yarant işinin yapılabilmesi için Zireat sankasmca yaptırılacak değeri üç mik n liraya kadar silo ve ambarlara ke" ak hububattan alınacak ücret tarife" sinin İcra Vekilleri Heyetince yapıla" cağına dair kanun müzakere ve kabi olunmuştur. Hava posta ücreti Memleket dahilinde hava yolu ile göt derilecek posta eşyalarından o mevcut posta ücretlerinden maada hava post? ücreti alınması hakkındaki kanun ka bul olunmuştur. Bu kanuna göre & mektup postasında her yirmi gram ve küsürünün ye kart postaların her par çasından havalename kâğıtlarının her birinden onar kuruş, posta paketlerinin her kilogram, ve küsüründan 75 kuru$ posta ücreti almacaktır. Resmi daireler ile, husus kanurlacı” na tevfikan posta ücreti vermiyen' m esseseler hava postasıyla göndermek is tedikleri şeyler için Du fazla ücreti ve” receklerdir. > Bundan sonra 1 baziran tarihli yeni gümrük kanununun birinci maddesi bağlı cetvelin 401 numarasındaki tabi rin tefsiri hakkındaki mazbata kab edildi. 401 numaranın altında mevzu olup 121, 122, 145, 394, 408, 427, 438 numara” iara şamil ihtarm hükmü kısmen veyâ cmamen kesilmiş veya İçismen dikilmiş veya kenarları bastırılmış veyahut te" kellenmiş, veya topları nakış ve desen leri itibarile kullanılacağı maksadini gösterir tarzda dokunmuş olan kumaş” ları da şümül dafpesine almıştır. Cümhuriyetin yıldönümü Hakkı Tarik Bey - Giresun - ve ar- kadaşları tarafından teklif edilen Cüm huriyetin onuncu yrldönümünü kutl Iamak üzere kurulacak komisyon ye be” yetlerle mesarifine zit kanın kabul © dilerek yarın tekrar toplanılmak üzere içtimaa nihayet verildi. gtlilliyet Asrın umdesi “MİLLİYE T”tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye işin Hariç için LK. Kk skeri Rasat merkerinden a göre, bugün hava az ba lutlu ve mütekavvil olarak rüzgürlü de vam edecektir. 11.6-933 tarihinde tazyiki nesimi 756 milimetre, secaklık en çök 22 ve en ax 18 derece idi. şeği sırtlayıp göçmüşler. Nereye? kimbilir? Yaylalı Mehmedin, Meh- metlerin kim bilir kaç : tanesinden kalan Petek'leri böyle göçmüşler- dir. Lalabel'in ilerisinden sola döne- cek iken, doğrulamasıma yürümü- $üz. Sigara ışığında saate baktım: on! Dört yanıma baktım; yerimizi kestiremedim! bilmediğim bir çev- reye düşmüşüz. Kara Efenin çene- sini biçaklar açmıyor. Bir aralık: — Ne olacak halimiz beyim? de" el ayazlı dağlar başında kal ık, — Dur! dedim. Sesler var. Bu sefer gerçekti. Çok uzaktan sesler geliyordu. Derken dan! bir daha: dan dan! Arkasından bir yaylım: dan dan dan! — Yere yat Kara Efe! Kara Efe kurbağa gibi ıslak ye- re yapıştı! — Galiba baskma uğradık! Kır mıldama! N Kara Efe köprü korkuluğu gibi kaskatı kesildi! Sen misin Sarı Zeybek, Mor Kr zan diye alay eden!? Anlamıştım ki biz gecikince Re za Bey köyden atlılar çıkardı. bizi aramak için dağılmışlar, silâl 26 yorlar. (Devamı yar).

Bu sayıdan diğer sayfalar: