17 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

17 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İdeal kadın Bir refikimizin genç muharriri maruf kadın ve erkeklere soruyor: — İdeal erkek ve ideal (o kadın sizee nasıldır? s.a İki cinsin birbirini anlayış ölçü- sünü bulmak kolay iş değil. Kadı- na göre erkek, erkeğe göre kadın ü Bu davanın tarihi E eskidir. «Marsel Prevo) nın kadın ruhu tahlil eden cilt cilt yazıları bile bu meseleyi aydmlatamamıstır. Yal. niz şurası anlaşılmıştır İi kad. erkek kafa itibarile binler bir birlerine karşı görüş, düşünüş, se. viş ölçüleri daima değişiyor. Geçenlerde Danimarkalı kadın muharrirlerinden' birinin kitabını okudum. Bu kitabı (Marsel Prevo) © kadar fevkalâde bulmuş ki fran- Sızcaya tercüme etmiş. (L'âge dan- gereu) ismini taşıyan bu eser uya- Bik, yeni tabirle asri bir kadının inziva hayatı, kocasından ayrı- hp, erkeklerden uzaklaşıp bir vik. geçirdiği hayatı anlatıyor Eser bir ruznameden ibaret fa. sinden erkekleri vu üşüne göre o kada güzel anlatıyor ki tam tahlili bir. Sonia gibi insanı sürükliyor. i kadın muharrir bu. n ruhunun bütün kin, dereceye kadar arttırıyor. Fakat bu hu- kadın ta- lük olu- çok yüklü o- irli yapıyor o eyince bir mahi drmağının 1940 koma Ria“ ği b gir Bini 110 $ Berlin dez Ala 3ADAT $ Viyana 22 Ceneveg 80,18 $ Pepte A7aş Sofi ri 3 Arsstardam “yüze $ Moskova m NUKUT (Satış) Kuruş Kuruş pan 7 , 1 Za uz emen Mi 1 Ahm 1 Mecidiye Haşan ia İ de bir yükselme hissedilmektedir. | almıştır. Şimdiye kadar hâkim o- Buğday fiatları Her tarafta bir yükseliş | görülüyor Gelen malümata görememleks. | tin her tarafında buğday fiatlerin Yeni mahsulün idrahinden evel istihsal mıntıkalarında bu tereffü göze çarpmaktadır. Ziraat bankası buğday ticaretin | deki müvazeneyi bozmamak ve halkın bu birinci gıda © maddesi üzerinde her hangi bir aykırılığa yer vermemek için yeni | tetbirler lan endişe bankanın bu mahsul se mesi içinde fiat tenezzülüne mani olmak için satın alarak depolara »odar ettiği buğday gene dahili Piyasaya çıkarması ihtimali idi. Bu taktirde 800 bin ton olduğu söy lenen bu buğdayların piyasayi alt üst etmesinden korkuluyordu. Banka her hangi bir fiat teref- füüne, sıkmtıya karşı bu buğday dahili piyasaya © çıkarmak noktasında olduğu kadar o müsait vaziyette, aldığı veya daha fazla fintten ihraç etmek üzere tertibat almıştır. v Bu cihet piyasayı itidale sevket Cenubi Amerikaya Yunan ihracatı Gelen haberlere göre, son za- manlarda Yunanlılar Amerikada, bilhassa Cenubi o Amerikada Yu- nan mallarının sürümünü temin i- çin geniş mikyasta teşebbüsata girişmişlerdir. Bu teşebbüslerden müsbet neticeler alındığı da temin edilmektedir. Poliste Başsız ceset kim? İ miş ve belediyeye gönderilmiştir. İ nazaran inşaat ve diğer faaliyete Belediyede 933 bütçesi Belediye yeni bütçe ile neler yapacak? Belediye ve idarei husüsiyenin 933 bütçesi hükümetçe tasdik edil. dik edildi ütçe bu sene erken tı hetle belediye, senelere daha erken başlıyacak, fakat bu sene, geçen seneden daha az yeni yol inşa edecektir. Buna mükabil şehir içindeki bozuk . sokakların tamirine daha fazla dikkat edile. cektir, Bu sene sokaklarm © sonbahar gelmeden tamirleri ikmal edile. cektir. Bunun için. belediye her semtin sokaklarını tesbit etmeğe başlamıştır. Ona göre tahsisat ay- rılacaktır. Meyve bolluğu Bu sene yaz geç geldiği için, İs tanbulda yaş meyvalara her sene- den daha geç kavuştu. Kiraz, çi- lek gibi meyvalar bu sene her se- neden hem bol, ve hem de ucuz- dur. Kavun ve karpuzun da geçen seneki gibi bol olacağı alâkadar. lar tarafından tehmin edilmekte. dir. Ancak bu sene armudun ge- çen seneye nazaran az olacağı zan nediliyor. plânları tasdik edilen sebze ve meyva halinin münakasa şartları önümüzdeki cumartesi günü ilân edilecektir. Belediyenin mali vaziyeti çok müsait (o olmadığından şimdilik muvakkat bir hal inşasile iktifa edilecektir. Belediye, yeni hali son bahara kadar ikmal edecektir. Hal inşa edildikten sonra senede yüz bin lira varidat temin edeceğini tahmin ediyor. Gövdede beş yara. var, gömlekle cekette bir İki hafta oldu. Gazeteler kısa- <a esrarengiz bir haber verdiler: “ Eyüpte deniz kıyısında bir çu- val içinde yarım bir ceset bulun. du. Zabita işi tahkik ediyor.” Aradan üç gün geçti. Gazete lerde gene kısaca şu O haber gö- rül: “ Üç gün evvel (o Eyüpte deniz kenarmda bulunan cesedin diğer kısmı da gene Eyüpte o Otakçılar e bir mir çuval için; olunmuştur. iller aranıyor.” İşte on beş gündenberidir ki bu iş İstanbul zabıtasını bütün teşki- lâtile alâkadar ediyor. Yalnız za- bita değil, kalk da (gazetelerde gördüğü bu iki küçük haberden sonra merak ve alâka içindedir. İstanbul zabıtası bu bunbarca i ni kaldırmağa ,düğümlerini çöz- meğe uğraşıyor. Fakat bütün gay vetlere rağmen işin iç yüzü elan aydınlanmış değildir. Hik çuval Eyüpte, Defterdarla Eyüp ara- sında Teshane fabrikası yanında boş ve büyükbir arsa vardır. Büyük harbin son senelerinde a- şey yok... öz uğraşıyor. Ve bu esna- İkinci çaal . . . Eyüp civarında bir ikinci çu- val daha meydana çıkıyor. Eyüp civarnda o Tokmak tepe namı verilen otepenin üzerinde büyük bir mezarlık vardır. Asırla- rın bıraktığı bu mezarlıkta on bin lerce kabir ve lâkit bulunmakta- dır. Mezarlığın aşağısı, yukarısı ve etrafı hep evlerle çevrilmiştir. İşte bu ikinci çuval bu Tokmak tepede bir lahdin içinde © bulum- maktadır. Çuval lahdin içine ko- nulmuş, üzerine de taş kapak yer- leştirilmiştir. Bu vaziyette bu çu valım da bulunması imkânı yok g' bi görülmektedir. Lâkin koku ol- masa... Bu çuvalın muhteviyatı diğerin- den daha fecidir; Belden yukarı ve etleri dökülen bir ceset, bir gömlek ve bir de ceket. . . Beş yara. Ceset çıkarılınca zabita memur- ları bu cinayetin mahiyetini keşfe- der gibi olmuşlar ve ele bir ip u- cu geçtiği kanaatine düşmüşler. dir. Cesedin sırtının muhtelif yer- lerinde beş tane büyük buçak ya- rası vardır. Bu buçak yaralarının dedir. Asıl işin garibi o maktule ait olması lâzım gelen bir lâcivert ceket ve gömlekte hiç bir yara izi bulunmamasıdır, Bilet ve anahtarlar Ceketin cepleri iyice | araştırıl- mış, bunlarda da ele bir ip ücu ve- hemen recek hemen iç birşey bulunamamıştır. . Ceketin bütün muhteviyatı bir hoş fişenk kavanı, bir kaç anahtar Haydarpaşa- dan verilmiş banliyo hattı ikinci —————— gün saklanmıştır. Sonra anlaşılan ceset kokmağa başladığından baş- ka yere atılmasma karar verilmiş dan yapılamıyacağı kanaati mut- kusu da vardır. Cesedin gençliği de bu hissi takviye etmektedir. temamile kaldırılmış değildir. Ka- Hip görülmektedir. Hasılı, İstan- Uyanık de faillerini elbette az zamanda meydana çıkaracaktır. a ir Zatı yapmıştır. Nilüfer ve er purlarında yapılan ların Bursada İSTANBULDA İ . Hani kıyame Bütün bir hafta, İstanbulun kıyı bucağı! ne dedikodular! — Çocuklar! Nedersiniz, kiyamet ko- pacakmaş!... | — Amanallahım.. Sen son nefeste i- man selâmeti ver bize.. — Bari o gün hep bir araya toplama- ei biz — Bek şu aksiliğe.. Bizim Mümtüz'da Bakırköyünde-. Kıyamet | kopuverirse yavrucak oralarda kalakaldı, — Inanmam.. Hiç zorlamayın inan mam.. Vaktile “Halley,, mi idi, o neydi bir kayruklu yıldız vardı. Güya dünya- ya çarpacaktı, Benim böyle lâflar bir kus lağımdan girer, öbür kulağımdan çıkar! — Şahinde Hanımı görmeyin, Kadın secdeden bası kalkmıyor hir namaz, bir niyaz, reisin. Kime le pacağını, o İngilize kim haber verdi? Bunca sulehadan adam varken, kimse ye mallüm olmadı da elin kâfiri nereden bildi bunu?.. — E... Hanım.. Belli olmaz ©. Rab- bülmüslimin dememiş, Rabbülülemin de- miş iki şözüm. Belki de gizli din kulla nıyordu, Allah kalbine sunduruverdi. — Kitaplar yazıyor ayol.. İnanmıyan yanacak. Mubarek 1350 de kalkmam 1500 de yatmam, demiş. — 1500 senesine daha vakit var. — Eninde sonunda ölüm değil mi? İli- le gelen düğün bayram demişler... — söylemeyin.. Kıyamet ansızın e mel Hazırlığımız filin da yok!.. 2 — Yanlış, yanlış.. Kitap kuluna göre kıyametin alâmetleri daha zahur etmedi. Bir kere kıyametten evvel tamam kırk sene, erkek evlât dünyaya gelmiyecek.. Katırlar, döl döş yetiştirecek. Sonra bir kallap bakacaklar ki güneş şark- İşte kıyamet, © zaman kopacak. Halla- A Yener belirip dünyayı pa- muk atar gibi didik didik edesek.. — Havalar da pek karışık gidiyor. Al lah hayırlara tepdil etsin.. Ben gidişatı beğenemiyorum. — Mehdi çıkmayınca ben kıyamet ko. pacağma inanmam!.. ,— Ah pek korkuyorum acaba kıyamet nasl kopar? Âdiiyede “Bir kısım mahkümlar Bursaya gönderildi İstanbul hapishanesinde o mah- kümların çoğalması ve yerin dar- lığı yüzünden bazı mahkümların diğer vilâyetler hapishanelerine nakillerine lüzum görülmüş ve bir kısmı Sinop hapishanesine nakle- dilmişlerdi. Mevcut mahkümlardan bir kıs- mının da Bursa hapishanesine na Nakil işi hitam bulmuştur. dan çıplakken beş ( büyük bıçak yarası almak suretile ölmüştür. Gene anlaşıldığına göre, ceset par çaları doğruya çuvalla la bulunduğu yerlere getirilme miştir. Ceset ( belki de cinayetin yapıldığı rutubetli bir yerde 30-35 ve işte bu esnada çürüdüğünden i- kiye bölünmüştür. Katil mi, katiller mi? Bu cinayetin bir kişi tarafın- laktır. Mesele de bir kadın işi ko- Esraz perdesi Bununla beraber, esrar perdesi tllerin Eyüpte olduğu kadar baş- ka yerlerde olması ihtimali de ga edemiyeceği © muhakkaktır. Türk polisi bu cinayetin- Bursada bir hırsızlık Dün zabita Mudanyadan şehri- va bu araştırma- | me olacak? Ölüm değil mi? İ dan ne anladık! Yetmiş sene sonra: Uykudan uyanınca! Haftanın yazı Uzun uyku nadir bir şe; Sanırız ki; biz yirmi dö saat kadar uyuyoruz, Ni dim! İçimizde doğduğu yanlardan tutun da devir devir uyı yatanlar vardır. Bunları tasnif et i ban düşmez. Yalnız şa kadar diyeyi GEZİNTİLER t kopacaktı? Uyanmaz uykudan canan uyanı arkası çoğumuza hitap edebilir. İşte böyle uzun bir uyku uyudukta sonra 2000 senesinde masılsa uyanıyı rum. Demek yetmiş sene kadar uyum yum. Çok bir şey değil, Uzunca bir kerleme!. Uyku sersemliği geçtikten sonra d şeri fıkmak istedim. Lâkin De ga şey! Benim odanın vaziyeti değişmiş... Etrafta bir taş sükünu var, Kalktım. O- damdan dışarı çıkmak istedim, Kapıyı bulamadım. Sealendim. Sık bir hanım içeri girdi ve bana: inayâm! Bey! dedi Şaşaladım ve sordam: Siz kimsiniz?. E Adım Yapralıtır. Buranın oda gösiyim! — Mükemmel! Lâkin burasi ne açi la çalkanmıştı? lam da pazartesi gününe düşüyor. Mu- hammediye de ünü dünyanm son günü: | — Vallahi tasa bile etmem. Koparsa | — Kopsa da kurtulsak... Sanki dünya- — Şakire, korkusundan evden dışarı çıkmıyormuş. — Ne varmış korkacak. — Hiç telâş etmeyin.. İşin doğrusunu dün aksam bizim efendi anlattı. Kıya- met k ama, İngilterede kopa- | cakımış. Bize bir zarlrı dokunmayacak- | mı İ | ğe, — Öyle şey olur mu? Ingiltere, dün- yadan ayrı değil ki. mel Gmelir dan İnip dür mağali / & Rabbim murat ederse, istediği yer. ei Pardon Beyi Türkçe ve ingilize! İş va öyle" söylemiş, | Şeden başka dil bilmem, Dediğinizi sn de büyük bi Fr BALİ imiş ei EMİ liler ei — Ben Kur'anın dediğinden — Eveti Ara sır Türkce na inanmam.. Bizim için, mevcut kadrosu ile çok Zzor-. luk çekmektedir. Bugün artık ilk zamanlarda olduğu gibi dar bir olmadığı görülmektedir. o Muhak- kak bir ihtiyacın sevkile bankaya müracaat eden bir kimse ancak müracaatmdan 15 gün sonra iste- diği parayı alabilmektedir. Ban- kanın bütün gişeleri günde azami a kişiye maaş verebilmek- tedir. . Emlâk bankası İstanbul şube- sinin yeni müdürü Muhiddin Os- man Bey mevcut müşkülâtı nazarı dikkate olarak eski şekil üzerin- de bazı tadilât yapmıştır. Bu me- yanda ekserisi ihtiyar olan maaş eshabını bankanın üst katına ka- dar çıkmaktan kurtarmak için bi- nanın altında bazı tadilât pole rak ayrı bir yeri tahsis ed miştir, Muhiddin Osman Bey gü nü gününe muamele çarelerini a-

Bu sayıdan diğer sayfalar: