12 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PEREZ A NN 4 ( FİKİR a Fikir anarşisi şalarından da kolaylıkla anlaşılı bilir ki bizde müthiş bir fikir anaı gisi hüküm sürmektedir. Ciddil ğin ağırbaşlılığın ve intizamın ru- hu olan fikir istikrarı (o maalesef henüz cemiyetimizde yerleşmiş ol- maktan çok uzaktır. Her şeyimiz- de tam bir lâübalilik içindeyiz. Ga- zetelerimiz ve mecmualarımızda birbirini nakseden, birbirile taban tabana zıt fikirleri bir sayfada ve hattâ bir sütunda yanyana okudu- tunuz daima vaki olmuştur.Ayni ce miyete, ayni klübe, ayni müesse- seye mensup nice insanlar görür- sünüz ki kendi cemiyet, klüp ve müesseselerinin gaye, mahiyet ve şekilleri hakkında bile birbirleri- ne çok aykırı düşünceleri vardır. Fikir çarpışmasından hakikat şim- şeğinin çıkacağı sözü artık, bu devrimizde yeri olmıyan müsteha- seleşmiş bir düşüncenin mahsulü- dür. Fikir çarpışmasından biz a- narşi yıldırımlarından başka - bir sey çıkmadığma, şahit olmakta- yız. Bir çatı altında ve bir gaye uğ- Son-sanat ve cemiyet münaka- arda birbirile anlaşamadık- larını biliyoruz, ve daha tuhafı ay- ni adamın bir gün evvel ortaya at- tığı fik i bir günsonra gene kendi dilile tekzip ettiğini daima görüyoruz. Büyük inkılâp hamleleri, büyük cemiyet hareketleri ancak elbirli ği ve fikir birliğile başarılabilir. Tekâmülün son haddine (gelmiş memleketlerde, artık yapılacak bü- yük işler kalmamış (olmasından n can sıkıntısının bir ceviz ka- nu doldurmıyacak faydasız ve neticesiz münakaşalara ve dü- şüncelere sebebiyet vermesini ta- bii görebiliriz. Fakat bizim gibi, asırları yıllara doldurarak çalış- mak, bütün bir eskiyi yıkıp yerine yepyeni malzemeyle yoktan bir yenisini yaratmak mecburiyetinde olan milletlerde fikir anarşisi en büyük tehlikedir. Çünkü anarşi- den eser doğduğu görülmemiştir. Septik adam hayatında hiç bir ciddi işi başaramaz, fikirde istik- rar yaratıcılığın ve yapıcılığın te- mel taşıdır Fikir anarşisinin yalnız memle- ketimize has olmayıp harpten son- ra dünyasının bariz vasıflarından biri oldugunu kabul ediyorum. F: kat bünyeleri ıslah, tefessüh etmi bir kalabalıktan kuvvetli ve bir varlık yaratmak işine girişmiş ©- lan milletler artık bu fikir anarşi- sini ir hasta uzuv gibi — içlerin den koparıp atmışlardır. Bu yeni devletlerde fil krarının ne | müspet ve ciddi neticeler vermiş olduğunu biliyoruz. ir İdeâlsiz kültür dejenere bir bün- yeyle birleştiği zaman anarşik fik- rin menbar oluyor. Bu menbadan yüksek fikir mahsulleri, yüksek sanat eserleri de çıkabilir, fakat | hamlesini aksatabilecek mahiyet- te olan bütün bu yükseklikler fay- dadan ziyade zarar verir. Biz bel- | İ ki sevdiğimiz, belki beğendiğimiz mahsulleri, sevilen hasta bir uzvu koparıp atmak Kazandığımız sıhhat bu eksikliklerin acısını bize unutturmaya yeter. Fikir istikrarsızlığının en mü- him sebeplerinden biri gaye yok- sulluğudur. Gayesiz adam kültür- süz de olduğu zaman mescle yok- tur. Fakat kafasını bir sürü bilgile doldurduğu halde bütün bu yükü nün neye yarayacağını kestiremi yen insan fikir de de furtına- ya tutulmuş bi r sandal gibi yalpa vurur. Hedef olmadığı için bütün sarfedilen kuvvetler beyhudei Müspet ve faydalı bir hayat fel- sefesi aşılayacak kitaplarımız he- men yok denilebilecek kadar az. Yabancı dil bilmiyen gençliğimi. zin önüne atılan bu birbirine zıt fikir yığınları içinde onun ne ka- İ dar mütereddit ve karaktersiz ye- tişeceğini kestirebilirz. Şüpheli fi- kirler, müspet ve sıhhatli bir fel- sefeyle aşılanmış olan körpe di- mağlarda çok çabuk filizlenir ve tohum verir. Eğer bir gaye uğrun- da birleşmiş müstekar bir gençli- ğimiz yoksa bunun bütün mes'uli- yeti fikir anarşisine sebebiyet ve- ren hasta münevverlerdedir. Böy- le fikirleri budamak, böyle marazi yazılara yer vermemek inkılâpçı matbuatımızın en mühim vazife- sidir. Bu il i hatır ve gi balilikler yapılı az okunduğu bir zamanda, neşir vasıtası sayılabilecek olan cümhuriyet matbuatmın, omuzla- rma ne kadar ağır bir yük almış bulunduğunu idrâk ederek, bütün bir memleketin hayrı, bütün bir inkılâbın yaratıcılığı, bütün o bir her yazıyı ayrı ayrı tartarak, ti bir asabiyet göstermesini, zel gizliden gizliye, kobra yılanı gibi akıtan anarşik fikre sayfala- rında yer vermemesini ve susadı- ğımız fikir istikrarma nümune ol- masmı dilerim, Şuur, hezeyana başladığı man, susturulmalıdır. Yaşar NABİ Ül miilmmmime ime > İ Darüşşefaka Müdürlüğünden: Mektebin bir senelik ihtiyacı o- lan 700 çeki odun, 6000 kilo Man- gal Kömürü. 90 Ton kırıble taş kö 50 ton Kok kömürü münaka sa ile alınacağından şartnameleri- ni görmek üzere her gün ve müna- etmek üzere 15 Temmuz Cumartesi günü saat 14 te Nuru Osmaniyede Cemiyeti ted risiye merkezinde müracaatları kasaya iştirak milletin yapıcılık ve ( yaratıcılık Sigortalarınızı Galatada (3230) Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Milliyet'in edebi romanı: Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaplırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4.4688 4030 29 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — yetin her gün getirdiklerinden bir parçası oralarda yer bulabiliyor. muş, Halbuki beş on yıl önceki Oş- | manlı ülkesinde ne varmış? Hiç bir şey yokmuş. . Elektrik yasak- mış. Telefon büsbütün yasakmış. Sinema yasakmış. Darülfünun bir tek imiş ve garp bilgisinin bir satı- rı oraya yiremezmiş. Harbiyeliler, Tıbbiyeliler canlı- lık göstermiş. Hemen hepsini der- top elmişler, bu canlılığı ölülüğe | çevirmişler, Bir memlekette ki Tolstoi, Gorki | düşündüklerini yazabilmişler.. Bir memlekette ki köylü, halk | yurt, millet sözleri bile söylene- mezmiş ve kitaplardan çıkarılmış. Elbette o memleket bu memle- ketten çok daha mutlu ii Padişahlığın, halifel ğü mazlum kanlarının — yanında Çarlığın döktüğü mazlum kanları bir kahve kaşığı zemzem gibi ka- hır, Onların yüksek münevveri ken- disini halkın kurtuluşuna vermiş. zim © yüksek münevverimiz kendisini uyuz köpekten daha bit- | bir yaltaklıkla saraya | en içine Saltanatın bu millete yaptı korkunç zulüm, kafaların yaptığı zulümdür, Hindin paryası bile mektepli, £- şıklı, telefonlu caddelerde olsun inlemektedir. Mısırm zengin esiri bile süslü, konforlu bir mezarlıkta yaşıyor. Rusyada da aynaroza bağlı pa- pas, İrlanda'da da Vatikana bağlı papas vardı. Fakat babam olacak kazaskerin ve arkadaşlarının yap- tıklarını biç biri yapamamıştır. Hürriyet, müsavat, adalet getir- On beş sene evvel, gazeteci idi. | Onu, atılgan O macera meraklısı fakat beş parasız bir genç olarak tanırdım. Aradan epeyce zaman geçti. Hiç bir yerde rastlaşamalık. Geçen gün, beni matbaada ramağa geldi. Şaşılacak şey.. Pek az kişi vardır ki on beş sene için- Yahu.. Nerelerdesin sen?. Beni, tepeden tırnağa süzerek | cevep verdi: — Buralardayım! — Amma, hiç o eski Atıf değil- — Ne yaptın? Güldü: — Şansım yardım etti. Zengin | oldum. Tebrik ederim! Mersi!.. Boynundaki kravat en © aşağı beş liralıktı. o Üstündeki elbise, “ben yüksek bir makastarm elin- den çıktım,, diye insanın yüzüne haykırıyordu. Matbaadan beraber sordu: — Demek beni çok değişmiş bu- luyorsun! — Hem pek çok.. Bu sefer ben sordum: — Şimdi ne iş yapıyorsun? iç bir iş.. Yahut her kürek çekiyorum. Kotrayla hat ediyorum. Muşla boğaz ila İ rında balık avlıyorum. Sonra, birden koluma girdi: — Bu hafta seni Yeniköye da- vet etsem gelir misin? | — Düşüneyim! — Yok, mutlaka beklerim.. gelirim! — Beni “Atıf kaptan, diye a- rarsım.. İskelede kime sorsan gös- terirler.. Seninle otomobile biner, | gezeriz. ! — Atıf kaptan mı? dedin. Ay, senin kaptanlığın da mı var? Yüzüme baktı: — Elbette! — Ne vakittenberi kaptansın? Güldü: —— Gemimi kurtardığım günden- beri!.. çıkarken ir M. SALAHADDİN Istanbul Asliye mahkemesi âğüğdü bukuk dairesinden : Beyoğlunda Çikan | girde mükim Emine Münevver kğüiüm Orta sökakta Za- da mükim Afif B. aleyhine ikams eylediği ihtar ve boşanma dava- sından dolayr mahkemeden sadır olan eyh Afif Beyin bir ay zar- a evine avdeti lüzumüunun ihtarına mütedair bulunan 29 Haziran 933 Ta- rili ve 717 No, lu ilimın mümaileyhin ikametgâhı meçhul bulunmasına inen tebliği muktezi bulundü- kai üzere mezkür İlâmın bir su olmak keme divanhanesine talik edildi nen tebliğ olunur, Darüşşafaka Lisesi Müdürlüğün den : Mektebin bir senelik ihtiyacı o- lan ve mecmuunun tutarı 10 bin li- | raya baliğ olan mütenevvi erzak kapalı zarf usulile alınacağından taliplerin şartnamelerini görmek üzere her gün ve münakasaya iş- tirâk etmek üzere 3 Ağustos 933 perşembe günü saat 14 te Nuruos- maniyede Cemiyeti tedrisiye mer kezine müracaatları, (3231) ini söyliyen dünkü idâre bile pek iyi hatırlıyordu ki kadınların eteklerine ölçü koymuş, yüzlerin tahtaperde germişti. İşte daha dün. Cümhuriyet ku- rulalı bir yıl bile değil. Lise son sınıfa geçerken neler olmuştu? Memleketin hi için çekiştiğini söyliye, söyliye ün alan çok tanınmış bir avukat, eski bir cümburiyetçi olduğunu. bi ran bir gazetede halifeye karşı a- çık mektup yazmış, korkma! Bu inkılâbı devireceğiz! gibi | lâflar söylemişti. İşte dahı kalenin ertesi gü: profesörleri toplanmışlar bir kaç acemi genci kandırmışlar halife. ye sadakat arzı mahzarı sunmuş- lardı. O gençlerin in yoktu. Hepsi de kend ruhlu, taze kafalı, Ne diye o adamların ardı- iler? O gün hangi profe. sör Ankarayı tarif etti? etme: Çünkü edemedi. Çünkü © kendisi anlayamadı. Çünkü kendisi anla- | size sorsa: Simdiki maktan kaçındı. Gazi inkılâbmın büyüklüğünü, Bir kadın — Fransızcadan — Feridi karısı mes'ut edememişti, H tâ mas'ut etmek şöyle dursun ona iz vaç hayatınm en kara günlerini yaşa mış ve nihayet sevdiği adamla firar © mişti, Ferit şimdi emektar uşağı Hi met ile heraber Ereköyünde babasında kalan eski köskte münzev'yane bir ha- yat geçiriyordu. Himmet Feridi mektebe gittiği lerdenberi tanır. Geçen sabah ihtiyar u- şak genç Efendisinin odasına girdi ve sordu: — Çal yor musunuz? — Çalışıyor görünmeğe yorum Himmetçiğim. — Fena.. Çalışmaktan vaz geçseniz de gayret edi- şu odanın biraz tozunu alsam cok iyi 0- | lacak — Hay hay. Yandaki odaya geçeyim. | ol- | — Evet o zamanda maksat hasıl maz söylediğini bilmiyorsun. | mak üzere — Sen artik bunamışsın Himmet, ne | LSIHHİZ 2x7, Zayıflık veren tedavi Hastalarının karınları süt, yu- murta ile doldurup ta yatakta istirahati mutlaka tavsiye eden verem mütehas sıslarının fikirlerine katiyyen iştirak edemem. Son derece sükünet ve hareketsiz- likle mutlaka istirahat tavsiye ve te- davisi zayıflık vermek itibariyle ne derece zararlı ise şiddetli hareketler» de esasen mevcut sinirlilik halini art tırmak cihetiyle yalnız başına icrayı tesir eder. Çok şiddetli hareketler ayni zamanda akciğerler (reeler) ü- zerinde zararlı tesir yaparlar. Her gün bir miktar ar etlerin Cadaleler) de faaliyete gelmesi- ni temin etmek sartiyle münasip şe- killerde hareket talimleri tertip edi- lir. Aylarca yatakta yatan bir hasta- ya parmaklariyle bileklerinden baş hafif hareket talimler yaptırılmalı Bundan sonra arkası üstü yatan hasta ayni hareketleri ba Efendim maksadım hem odayı te- | cakları ile yapmalıdır. Bu hareketler mizlemek hem de sizinle biraz gevezelik etmekti. Maamafih korkmayınız. Burada kalacak olursanız size den geldiği kadar cok toz yutturmamağa gayret ederim. Ferit içini çekerek müteveki turdu, Himmet elindeki bezi masanm ve | iskemlelerin üstünde kir müddet gezdir- dikten sonra kendi kendine söyleni: — Bu odanın perdeleri «üzel, eşya balm güzel era bevasi bozuk... Yani tat | iyorum. Bu bir el hi. lı bir hava esmiyor demek çiçekleri düzeltecek nazik, ine — Bana bak, benim gevezeliğe pek ta- hammülüm yok.. Ben iceriki odaya g yorum. — Henüz özümü bitirmedim ki.. — AR tarafını Mliyorum. Sözlerimin alt tarafı hazen de; yor. Busün beni dinleseniz ivi edersiniz. Himmet çabuk ol, cünkü asabma | güvenemiyorum. Ağzımdan simdi bir şey cıkaenk senin de kalbin kırılacak! — Erkeklerin asabını kadınlar, kadın- ların asahını erkekler düzeltir. Siz bu ka- | dın kısmına düsman olmasa dini — Kim demis beni kadınlara düşmax diye? — Düşman değilsiniz ama kadınlara hiç metelik vermiyorsunuz. Bunların iki- si de ayni hesaba gelir. Kadınlarin o ka- dar »z alikadar oluyorsunuz ki biri gelip moda nasıldır. kadın. ların etekleri lara mıdır uzun o mudu — Madem ki sen merak ediyorsun 40- kağa çık biraz"dolaş, öğrenirsin. Artık o fıkırdayı- şm, o eülüsler, cilveler, o bülbül ei tüşler., Derken Efendime henk, o çelişmeler, o sarkılar... güneş nibi neşelendiri. — O kadar haves ediyorsan seri ev- lendirelim! — Benden geçmiş artık.. Evelenmek- Evin içini ten maksat yalnız sevişmek, çekişmek | değil memlekete evlât yetiştirmektir. İn- ihtiyarladımı geçmiş ola — Bu vünlük bu kadar traş — Demek evenmek istemiyorau —Hayırl — O halde hen bu evden gidiyorum. Bunca senelik Himmet gidiyor! — Haydi canım aklımı me Sen hir bir yere gidemezsin! — © halde evlenin! — Ben evlenmeğe töbe ettim. Fakat bu sefer ben size bir kız bulacağım, beğenmezseniz na isterseniz Yapımız. Himmet hemen kapuyu açtı. Feridin eski karısı kapmın eşiğinde mütevek- kil duruyordu, Ferit şaşaladı, / sarardı kaçırdın? — Ferit Bey, dedi. Bana dikkatle ba- kımız han zevceniz değil onun hemşire- siyim. Ve sizi daha evlenmeden seviyor- dum.. Evet hemsireme < bir resim yan ask bende Genç kız büyük bir heyeca di. Bu sözleri söylemek icin büyük bir gayret sarfetmişti, Birden düştü baylıdı. | O zaman Ferit telâ: rı arasına aldı. Himmet memnundu. Kendi kendi — Bundan sonra artık ayrı Diyor ve bıyık altından sülüyordu. değerini anlamak için işte bu ge- hayata | riye doğru olan upuzun | bakmalı. Baktıktan sonra da Nefi- se ablaların, bakkal Nuri lerin, şu veya bu beylerin eksiklerini, ge- diklerini hoş görmeli, yıllık kayalaşmış kafatasını iki yılda yu- muşatmak kimin harcı? Yüz elli milyonluk hür Türk gü- nah! günah! diye diye zincire vu- ruldu ve on beş milyon hür, müş- takil Türke indi. Asıl günah olan, Türk'e bu zul- mü reva görmekti. Suç ne Nefise ablanm düzgünün dedir, ne bakkal Nurinin barında. Suç bu tarihin içindedir, ta ken- disindedir. yıllık baskıdan sonra.. İşte kendisi de lisenin son sınıfında ol- duğu halde inkılâptan aldığı şey, sonya şarkısı ile Greta Garbonun, Valentino'nun hayatlarını bilmek- ten başka bir şey değildir. Bütün bu düşündüklerini başka- sından almamıştı. Yeni hayatın di. namikliğinden gelen sezilmez bir güç ile kendi buluyordu. Evdeki ablası, dairedeki eniştesi neydi ki Nefise abla ile Nuri ağa ne olsun? | miş olduğundan mali İ 933 pazar günü saat 10'da atılarak onu kolla. | | rının iktisabı kat'iyet eyliyeceği bacakları aşağı yukarı kaldırıp indir- mek veya İleri geri götürüp getirmek le olur. Hastanın uyanık bulunduğu | 2a- manlar her saatte bir kere etlerini (adale) faaliyete getirecek şekilde hareket talimleri yapmalıdır. Dizler- le dirsekler hafif tarzda bükülmeli ve vücudün bütün adaleleri dakika- da on sekiz defaya kadar gerilip gev seyecek surette mütevaliyen Yapılma lıdır. Hafif teneffüs talimleri yapmak ta faydalı olur. Teneffüs ile hava yavaş ça içeriye çekilir. Müteakiben ciğer- lerin zehirli gazleri dışarıya atılır. Bununla ciğerlerin pisliklerden te- mizlenmesi temin edilmiş olur. Yal niz bu nefes alıp verme talimleri ci- ğerlerin kuvvetten düşmesine ve son derece gerilip açılmasına sebebiyt ve- recek şekilde çok şiddetli olmamasma dikkat etmelidir. Hasta ayağa kalkıp azar azar ge- #inmeğe başlamalı ve her gün evvelâ odada gezinmekten başlıyarak yavaş yavaş yukarıya çıkmaya başlamalı ve tedricen mesafeyi arttırmak üzere her gün buna devam etmeli ve de kuvvetlendikçe günde bir çok m. safe yol yürümeğe kadir olur. Hastanm nöbeti ziyadece olduğu günler hareket talimleri o yapmak caiz olmaz. Ancak diğer vakitler hareket talimleri ve gezinmelere devam olun malıdır. Büyükada Dr. ŞUKRU Nuh B. vefat etti Son Posta refikrmız muharrirlerinden Sdim Nuh Beyin pederleri, Osmanlı Bankası sabık müdürlerinden Nuh Be yin dün gece vofat ettiğini teessürle ha- ber aldık. Kelerdide arkadaşımıza ve aj- lesine beyanı taziyet ederiz. İstanbul ikinci ticaret mahkemesin- ik bankasının o Mahmutpaşada No. da Dilber zade İncili damatları itet şirketinden alacaklı olduğu 4246 temini istifası ztmmn- le merhun 9 Koli tuhafi. ahkâmna talep edilmiş ve borç lira 76 kuru da aezdleri ye eşyasmın rehni ticcati tevfikan satım İn şirketin ikametgâhı meçhul ve mah- kemenin dairei kazası dahilinde ika- metgâh intihap etmemesi hasebile ilâ- nen icra kılınan tebligat üzerine müd- deti kanuniyesi zarfında itiraz edilme- merhumun 16-7- İstanbulda Yeni postane arkasında Aşır ek, soka ğında kâin Selânik bankası deposunda sa tılmasına karar ver ilmiştir.İşbu ilân tari hinden itibaren üç gün zarfımda daini huzuru mahkemeye davet etmek sureti le itiraz edilmediği takdirde satış kara liğ makamına kaim olmak üzere lunur, (5438) Sokak kapısı açıldı kapandı. İ- kisi de açık oda kâpısmdan sofa ya baktılar. Petek geldi. Nefise | İ hayet bu bir besleme kizdi, abla sordu: Şermin! Babanı buldun mı Adının değiştirilmesinden kı- zan Petek biraz dargın baktı. O kadar. Başka bir şey söyliyemez- di ki, - Benim adımı neye değiştirdi- niz? Petek'i kö buluyorsu- nuz ?diyemezdi.Anne dediği Nefise ablanm gözünde büyük inkıl alafrangalıktı. Tangoluktu. Bar. daha doğrusu kocasına yenileşmiş görünmek için, komşulardan giç, alafranga bir hanıma danış- mıştı: - Canım! Şu bizim Petek'e bir alefrenge at buluversenize. Hani, benzetmek gibi olmasın, şey. Ku- sura kalma.. Senin adın gibi alef- renge bir at. Neydi senin adın? Bir türlü dilim dönmüyor. . — Perran Mihrümah! — Nasıl ad bu? Matmazel adı | mı ki? — Babam ede düşükünmüş te.. g ÖĞÜTLER | lmak ve | FENERBAH Eşya Piyango: Keşidesine, anca gününüz kald. Acee « K | Rayo Bugünkü proğri ISTANBUL : mure Hanım.) : Ajanı, Borsa haberleri ve ANKARA, 1538 m. Dans emusikisi, $ Ajans haberleri BUDAPEŞTE, 550 m. 2 VİYANA; B1B ei 2045: Hafif musiki, 22, Stefanyori orana. 22,35: Son haberler. 224611 da konferanız 23: akşam konsari MİKAMO. « TORİNO - FLORA! 3 dar. — Konferana, 21,35 Haberler PRAG, aim 20,10: Çek adalerimden naklen promi veri 22: Miser umualkislme | dair Kİ (Plâk ile) 2235: Kunter konseri, ROMA, 441 m. 2d: İlaiyan opera parçalarından BÜKREŞ, 394 m i lük. 1345: Plak 20/5: pâk. 218 21,35: Viyolonsel. 22: Flüt 22,35: İstanbul İkinei ticaret mahkef den : Mahkemece satılmasına karar 9 Koli tuhafiye eşyasının 16 Ti 933 pazar günü İstanbulda Post sında Aşır ef. sokağında Selânik kasmın deposunda saat 10 da açil terma suretile satılacağı ilân ol racaat edilir. Gazetemiz ilânların İiyatini lenbul atmaz BUGÜNKÜ HA Yeşilköy askeri rasat merkesind ın habere göre bugün bava bulu Bmetre, en fazla srcaklık sese kayetedilmintir. — Benimki ri dabi, gra na düşkün ama, birtürlü b dı. Alafranga komşu düşünd yet bir dangıl dungul köylü na bir halayık adı yaraşırdı” ından ge: : Nermin, Pervin, Mislicihan... V.8. Şermin dedi. O gündenberi Petek'in min kaldı. Petek buna içten makla beraber o kadar gü yordu. Cünkü evde anneliği babalığı olsun ona çok iyi yorlardı. Yalnız anne, baba! | dikçe gizlice içi eriyordu. Hg il. | ne de; şinde köydeki ahır sel dr vatan anasını, her baba şinde Sakaryada kalan Yi Mehmet'i düşünürdü. Ama yarar? Hem o yok hem bu. bunlara anne baba desin. O da çocukları olmuyormuş. PA İ evlât edinmişler. Bunca aydı! gözünün üstünde kaşın var bir şey söylemiyorlardı. Petek öbür adını, Ben nım ablasının koyduğu İbib dını daha hoş buluyordu. 1b (Devami

Bu sayıdan diğer sayfalar: