1 Kasım 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

1 Kasım 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ıhhi bahisler İ Kanser tedavisi Cerrahın bıçağından, Rontgen ve radyüm'dan yılân zehirine 3 Kobra yılanı'nm. zehir. “ Ağrıları, sızıları yeyinleştirmek Bu yıl içinde idi, iki bilgiç ortaya bir söz attı. Bilgi dünyasma gürültü saldı. Bu iki zat iki yere baş vurdular. Hep Paris Tıp Akademynsina, hem de Paris hastahaneleri Hekirler Derne- Diyorlardı ki Kobra nın zehiri şiringa olunan kanserlilerin ağrıları, sızıları #zalıyor. o Yalnız bu arın çoğunun çektikleri eza'lar irmekle kalmıyor, uğursuz urun yümesini de yavaşlatıyor. Bu, kat- merli bir kazanç demek oluyor. İ Hastaları çektikleri cofayı azalt- | için yılan zehri kullananların bu gösterişli cüretlerine | şaşmıyalım. E- vet, Kobra yılanı soktuğu bir ergen kimseyi bir kaç saat içinde öldürür. Unutmayalım ki müessir ilâçlar da yı. lan zehrine benzer; hepsi de zehirdir. İstriknin, yüksükotu, atropin ted- birle kullanılmazsa sağlığı ölüme ulaş- tırırlar. Ölümün yoldaşıdır! Bir yandan bakılırsa bu buluş yeni bir şey değildir. Yılan zehri olsun, hem suda hem karada yaşayan hay- yanların ve böceklerin zehirleri olsun eskiden kullanılırdı; ilâçlara katılır. dı. Yılan erinin ne tarzda kul- leş bir arava tavlansa bü- yücek bir kitap plarmda büyük bir yer tutmuştu. Yetmiş türlü maddeden larından Madam Dö e hekim- lik taslardı. Bur iii için ax sö4 söylememiştir. Doğrusunu isterse. niz o vaktin hekimleri de bu yılan e- tinin ortaya görülen faydalarını ara: Yıp taramak için kendilerini yormaz. lardı. Sövle düşünürlerdi; — tabiatin böyle korktnç bir zehrin iyileştirmek hususunda ehem an umdukları faydayı Çünkü yılan © etinde bile bulunmaz. Zehir hayvanın tükrük bezlerindedir. Şayet hayvanm başını da et suyuna katmak isterlerse o vakit kuvvetli ateşte kay- natırlardı. Bundan maksatları zehrin tesirine karşı gelmekti. e Bilmezlerdi ki ağız yolu ile mideye giren zehrin zararı dol iz. Sonraları Fantom adlı bir kimse, on sekizinci asrın ortalarında gösterdi ki engerel Ben, tahsili olan, ve bir > tâ birçok ta kendi kala san mevki, şöhret, servet sahibi olamamış bir adamım. Mevkide, şöhrete, servette gözüm yok değil. Fakat ben, beni bu hırsları» mrtatmine eriştirebilecek iradeden, uzun azimden mahrumum. Çok defalar, birşeyler olayım, ikba Je ülaşayım diye dişimi srkayım, uğra: sayım mem. fakat kabına sığamı- yan göniüm, bu mücadelede sebatıma, id müca seba e bu acze çok kereler zebunane boyun eğmeğe mecbur kalmak beni ta içimden kırdı. Nihayet hayati oldu gu gibi, geldiği gibi kabule, kadere, baj kaldırmadan inkiyada, mutavaz sıt bir hayat sürüyüp göçmeğe karar verdim, kararı verdikten sonra Fakat” bu geçimsiz, kırak, ta küçüklükten nhbabı idi. İsmi Biment"ti. Fakat on- ler. dan daima “Bimo”” li, Gayet zengin olan babasiyle lerce Avrupada kalmıştı... Dönd zaman, © tiple genç kızlardan umul. miyan bir vefakârlıkla caki mektep arkadaşı olan kardemişi aramış, bul izl onunla ceki dostluğunu tazele. , Haftanın dört beş gönü e li diye rinin arasma Fransızca kelimele piştirererk ifade edebiliyordu. Ve Se ilk nazarda onu, Beyoğlu mağazalar rının pazarlık elbiselerini : . iymiş, a- #ansör oğlanlariyle bizmi Cuma seyranma tanrılık bir iştir.” (Bohrat hekim) etmek ümitleri kalmıyan vakalar için sakladılar. Bunu ku landıkları zaman ise hastalıktan ziyace kastaya zarar | ları dokumurdu. 1831 yılnda Kayol kuduz olmuş bir genç kadını engerek yılanına ısırtarak tedavi etmeyi dene- | i. Yeni bilgilerden önceki zehirli yılanlar çok olan ülkel lileri zehirleri yılanların sokmaların- dan korunmak için onların dişlerini balırarak aştlatırlardı. Bu iş hekim- ler tarafından yolu ile yapılırsa çok kere muvaffakıyet veriyordu. va. Kobra-yılanının zehti, bir çok sanlı hekimlerin denediklerine göre, yüksek dilekleri doyuracak kadar değerli bir şey değildir. Yalnız sancıları kesiyor, © kadar, İlk önce ağrıları arttırıyor, sonra kesiyor. Arı zehri de romatiz- mada tıpk ıböyle tesir gösteriyor. Kob- ra yılanının zehri hastalığın gidişini yavaşlatıyor diyenler de vardır. Biz hekimlerin bir huyumuz vardır: ortaya çıktı mı, nasıl oluyor da teriyor? anlamak isteriz. An- ladığımızı kitaba uydurmak isteriz. Yılan zehrinde henüz buralara , gele- imedik. Şöyle yapıyor, böyle yapıyor, diyoruz ama, dediklerimiz henüz ek” siktir. Eski zaman hekimleri bu işte sıkıntı çekmezlerdi. Dillerinde bir çok parlak, lâkin boş, manasız cümleler vardı; anlamadıkları şeyleri anlatma- ğa çalışırlarken önları” kullanırlardı. Biz bugün her şeyin sebebini anlamak ve öğrenmek istiyoruz, lâkin bu yol- iğimiz kadar ilerliyemedik.. Bazıları diyorlar ki yılan zehri ten- de şok yapıyor da öyle tesir | ediyor. Belki bu tabiri an'ıyamadınız. Bir ta. kım ilâçlar var, onları tene soktu mu, kıyametler koparıyor, ateşimiz artı. yor, kordesenler döküyoruz, ortalığı velevleye veriyor. Hı tuhaflardan birisi buna “zelzele wisi,, demişti, Nasıl: çalımna getirip te sancıları kestiğini bilmediğimizden ötürü onu kullanmamak lâzmgelmez. Elverir ki denemelerle desteklenmiş faydalar rı olduğu anlaşılım. Pirimiz (Buk- rat): ları bitleştirmek, iyor, Âdem oğlu- Dun çeki kenceler içinde en kor- kuncu olan kanserin ağrılarını durdur- mak için de yılan zehrine el atabiliriz. , En kestirme yol, onu kökünden ke sip atacak devayı bulmaktrı. Dünya- nın her yerinde bilgi erlerinin uluları ve bellileri bu uğurda bir yol tuttular göçüp konarak gidiyorlar, ama bir hal şairinin dediği gibi: İradı yollarım, varılmaz oldu. Dr. Rusçuklu HAKKI çıktıkları zaman caka için kaşmı gö- sünü yara yara Fransızça konuşarak kılıp süzülen züppe, tatlısu şirmin- tileri tabintinde bir genç kız sanmış” tım. Hattâ onunla eğlenmiştim. On- dan bir müddet sonra bir gün bana: demişti, masıl ai rok onun hakkında ilk im hü. ikümde yanıldığını düşünmüş. Panik | onun, hiç günahı olmadan cahili kal. | dığı lisanını öğrenmek yarı karanlıktı. ri bir gece e ey © girdi. Aşık pembe diği. Ve içeri ordu: maine in İn memiş. Di ektim. Teyzem: di heredyse gelir, biraz bekleyi. veri” diye ısrar etti. Kaldım, Tam o- De su göbeğidüşük İmamın kiz. ar! gelivermesinler mi, ben orta oda, yakmdır ya- a Teyzem sizin nu söylemişti. Rahatsız ümit ederek kendimi imaktan kurtarmak iş. neye böyle karanlıkta Fakat oturuyorsunuz. — İçimle asorti oleun diye Bimo YET CARSAMBA RADYO Bugünkü proğram ISTANBUL | 18. Gramofon. 1820 Franssen dara, ilerlem ölanlari mah Raşat Bey ve 21,30 Gramofon. 22 Anadolu Ajansı, Borsa haberleri sant ayarı, ANKARA, ISIK m. 12301 Gramofon. 18: Orkeatra. 18,45: Dans mu sikini. 20: Ajans haberleri VARŞOVA, m. 1738: Meşhur artistlerin plâkları, 1750: Mü. Plâk, 24 BUD ms. sesi piükları, (Bunu müteakip Yortu münaebetile neşriyat yoktur.) VİYANA,SISm. 20: Akşam kanseri (senfonik). 21: Viyana - Paris maşları. 21,10: Mürahabe, 22. eserlerinden konser. 23: Muhtelif, 23,10: Kon » forana, MİLANO - TORİNO - LORANSA 18,45: Haberler, — Plâk. 20,28 haberler. :21,05: Haberler. — ro — Komar. PRAG, Asöm. 1835: Plâk. 21; Şür ve musiki parçaları. 22: Konser, 23120: Ecnebi lisanile konferans, temsil, 23,20: Dans musikisi, BÜKREŞ, 394 m 1805: Radyo orkestrası. 1920: Devamı, 20,05: Üniversite dersi. — Plâk - konferan. Zi: Pi- yane kenseri, 71351 Konlerane. 2180: Mma. Hlen Gorgee tarafyarlan tagammi. 22. ve büyük 22,55: Plâk. 23; K, W Yeni neşriyat Fikir hareketleri Hüseyin Cahit Bey tarafından “Fi- kir hareketleri, adlı haftalık bir mec- min nöşrine başlandı: * Mecmuanın ilk nüshası intişar etmiştir. İçinde Hü- seyin Cahit Beyin bir çok yazıları ve kıymetli tercümeler vardır. Hanım Gü ), içiniz karanlık mı? — Hem tahmininizden fazla! Bu sefer gülmedi. Karşımdaki kol- tuğa ilişti. Hüznüme hürmet eder gibi alçak ve tatlı bir sesle beni teselliye çalışmağa başladı: : — Ben size şaşıyorum Nail Bey, neyiniz eksik ki, hayatı kendinize z0- hir ediyorsunuz. Her'#aman, her za- man bedbinsiniz böylö. Niçin sanki böyle yapıyorsunuz? Artık onu dinlemiyardum. Kulağı ma sesi geliyor, fakati;dimağım keli- melerini takip etmiyordu. Muztarip zamanlarda insanları en fazla kamçılıyan, töhrik eden ha- reket tesellidir. Evet; teselli, istirap kaynaklarını kurutmak için verilen te selli, bilinemez neden, bilâkis gözyaş- larmın tıkalı musluklarını açıyor. Bu, galiba daha fazla söyletmek istediğinden, şişarmaktan! Evet, Bi- mo'nun avutmak, içimi kemiren bed- in başını ezmek için söylediği söz- r, bilmiyorum nasıl oldu akşamdani- beri boğazımda kuruyan, düğümle- nen hıçkırıkları çözdü, boşalttı. Ağla mağa başladım. Ve o zaman, hiç ummadığım, bek- Jemediğim bir şey oldu, Bimo yerin- den kalktı. Bimo yanıma geldi. Bimo ellerimi tuttu. Bimo yüzüme saçları nt sürdü. Ve nihayet ateş gibi yanan dudaklariyle göz pınarlarımı sildi. Sonra bacaklarımın aratma yere otur du. Ellerini dizlerime, ve başını elleri" nin üstüne bıraktı: — Seni çok seviyorum Nail! Diye mırıldanarak ağlamağa başladı. O zaman içime dolan tatlı ürperti, inkisarları kırarak , bel doğrultan ü- mit edilmiyen bir lattı. Ben de, kendim; korka korka onu sevdiğimi anladım. Bir an içinde anlıyordum ki, beni tevellit ümitsizlik, biçareliğin, ac- zin verdiği & ezeli kindi. Onu ellerinden tuttum. Kaldırdım. Ayni vaziyeti ben aldım, ve belki öm- rümün en tatlı göz yaşlarını boşalta- rak, hıçkırarak inledim: — He/ha, ha... Hayatta en gör. mek istediğim şey, dik başlı mağrur Nail Böyin ilânr aşkı idi. Hem sizden, içimde kırdığımız köşelerin biriken in tikamını almak istiyordum. Bir taşta iki kuş. Toptan muamele... Şimdilik Allahassmarladı Mi ..'z Onu bir daha hiç görmedim. Ka- der beni, mutavassıt bir ömrü huzur. la geçirmeğe bile lâyik görmedi, hır pa dir, , Aczimin istirabini, elde edemiyece ğim şeylere karşı zoraki bir ikin besli- | yerek teselliye çalışıyordum. Zalim bir kadın kahkahası, biçareliğimin perdesini hançerledi, beni çırılçıplak ve eapcazip bir istirap heykeln ola rak bıraktı gitti. Şimdi, bu artık mü. sbbeden kırılmış hayata, mümkün ol. duğu kadar az sürüklemeğe tahmin- den başka emelim, isteğim kalmadı, TEŞRİNISANI 1933 pa 7 kine doyum olmıyan. görmesi insana ilâ'li bir zevk veren DELİ GONUL MARİE BELL ve JEAN MURAT'nin şaheseri MELEK SİNEMASINDA B WE TN Harik Hâyat Siortalarmızı Galatada ÜNYON SİGORTASINA . yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırma; Telefon : Beyoğlu 4.4888 MEMLEKETTE 48 Büyük Devrek Devrek Civar vilâyet ve kazaların iştirak ettiği büyük Devrek Panayiri bugün İdi. Kazanm bağlı olduğu Zonguldak Vilâyeti Valisi Halit Bey Belediye tarafından Panayir için Devreğe da- vet edildi. Kasabaya gelen bütün yol. lardan kesif bir halk kalabalığı gün- lerce sürecek olan Panayire hâlâ gel- mektedir. Kayseriden bile en güzel seccade İzmitte bir hırsız çetesi yakalandı IZMIT, (Milliyet) — Şehrimiz Za- bitasını altı aydanberi şiddetle alâkadar eden bir çok hırsızlıklar vakaları olu- yordu. Bir gün bakıyorsunuz bir dük- kün soyulmuş, yükte hafif, pahada ağır ne varın aşırılmış. Gene bir gün bakı- yorsunuz bir mağazanin duvarları delin miş, işindeki kıymetli eşyalar sırra ka dem basınış.. Bu, vakaar çoğala çoğala 6,7 yi buldu. Yazn am SARA Y N (Yıkılan Saltanat) Bütün İstanbul Halkının gidip göreceği ve kemali takdirle alkışlayacağı mühteşem ve zengin şark filmi, Tanin Fedor ve Gaston Modot tarafından Kaza Zabıtamızm aldığı sıkı tertibat ile senelerdenberi pek seyrek görülen bu vakalar şehrimizde büyük. bir heyecan da doğurdu Her vakanın failleri de bulunmaması wmumi merak ve heyecanı kat kat art- tırdı, Gece ve hattâ gündüz evlerini sıkı sıkı kapayanlar, dükkânlarına çifte çif- te kilit takanlar bile oldu. Valmiz Eşref Bey başta olmak üzere Emniyet müdürümüz Fevzi Beyin ver- diği direktifler üzerine harekete geçen zabıtamız muhtelif kollardan takibata gi- Fişti. Bir müddet bir ip ucu elde edile medi. Tahkikat sıkaştırıdı; derinleştiril. di. İzmit, Gü ünde çalışan birçok Geredeli hamallar vardı. Zabıta bu a damlardan şüphe ediyordu. Ve her ha- takip ediyordu. Uzun müddet devam eden bu takibat nihayet netice verdi: ve anlaşıldı ki, Geredeli ha mallar dört kişilik bir çete halinde İzimt mağazalarını soyup soğana çevirenlerdir. Bu, adamların üçü burada yakalanmış, birisinin de geredede olduğu anlaşılmış ve sivil taharri komiserlerinden - birisi derhal Geredeye giderek oradaki şeriri de yakalamağa muvaffak olarak çaldığı eşyalala birlikte şehrimize getirilmiştir. Hırsızların. isimleri Gazi, Seydi, Gazi, Mehmettir, Şehrimiz zabılasının bu büyük mu- vaffakiyetini alkışlarız. | Cevdet YAKUP —— İzmit maarifinde IZMIT, (Milliyet) — Şehrimiz Ulu Gazi ilkmektebi başmuallimi Demir Ali Bey Darıca mektebi başmuallimliğine tayin edilerek gitmiş, yerine değerli gençlerimizden ve caki gazeteci arka daşlardan Gündüz Nadir Bey tayin edi- lerek gelmiştir. Her iki arkadaşımıza ye ni vesifelerinde muvaffakiyetler dileriz. gösterilivor. ki (Eski Glorya) da Cl GECE İVAN MOSJOUKİNE (9340) ve Otomobil Ünyon Haninda Klin panayırı açıldı Panayiri., ve halılar, Yabanabadın prinçleri, An- karanın tiftikleri gelmiştir. Pirinç on yedi buçuk en nefis tus- suz tereyağı seksen, koyun i yirmi beş, inek eti, on yedi buçuk, piliç on, tavuk yirmi, yirmi beş yu- murta bir, taze fasulye, domates dört, kuruştur. Diğer yiyecek mevat ta çok ucuzdur. Bu sene geçen panayirler- 'den'daha çok alış veriş edileceği te- min edilmektedir. Eğlenceden sonra cinayet AYDIN, (Milliyet) — Germen- ciğin Elengüllü köyünde çok feci bir cinayet olmuştur. Cinayeti ka dın oynatmak hadisesi doğurmuş” tur. Vak'a hakkında aldığım ma- lümatı yorum. köyünden Hacı molla diri: Elengüllü oğlu Sadığın oğlu Emin iki alüfte kadını evine getiriyor ve köy deli- kanlılarından 15 kadar arkadaşını da eğlentiye davet ediyor. Akşam- dan sonra Eminin evinde toplanan on beş kadar köy delikanlısı saba- ha kadar içiyor ve keyf ediyorlar, sabah olunca delikanlılar (dağı mış, Eminin yanında dört kişi kal mitşir. Rakının tesirile kendinden ge- çen Emin nasılsa kadınları Kırlı musa oğlu 23 yaşında Ali çavuşla, Hızır Beyli köyünden 24 yaşında Ahmetten kıskanıyor ve tabancası- nı çekerek ani olarak Ali çavuşa üç el sıkıyor. üç kurşunun hepsi de isabet ederek Ali çavuşu cansız 0- larak yere seriyor, bundan: sonra Emin çiftesini kaparak Ahmede bücüm ediyor ve öldürmek kasdile arkasından ateş te ediyor, fakat i- sabet ettiremiyor, Ahmet kaçıyor, koğalıyor. Artık sabah olmuş, her kes köy sokaklarına çıkmış oldu. ğundan, köylüler Eminin elinden çiftesini alıyorlar ve bu suretle i- kinci bir delikanlının ölmesinin ö. nüne geçiyorlar. Vak'adan sonra Emin firar ediyor, fakat Germen- cik Karakol kumandanı vak'ayi öğ renince katili hemen yakalıyor Adliyeye teslim ediyor. Samsun belediyesi çalışıyor SAMSUN (Milliyet) — Sam. sun Belediyesi faaliyetine azami sürette devam etmektedir. Şehir- deki bütün barakalar hemen he- men yıkılmıştır. Maili inhidam ol- duğu anlaşılan bir cami de kaldırı larak Subaşında geniş bir meydan vücude getirilmektedir. Samsunun gayyur Belediye rei (9319) 25 senedenberi pılan filimlerin gözeli - en e uazzamı ASRİ SİNEMADA Yarın fevkalâde program : Sahnede: Zengin varyete programı Meşhur HARİSSON trupu. Halihazırda en kuvvetli canbazlar, Amerikalı dansör ve saksafonüst JOE BONELL.' ile Empir de Paris'nin adele canbazı MİSS BAY'ın emsalsiz muvaffa- kıyetleri, Sinemada: ZEYNEBİN GÜNAHI BAROUD büyük bir aşk ve ihti 2000 beygir, 5000 figüran, Baş rollerde: ROSİTA GRACIA ve PİERRE BATCHEFF. — (9339) Milliyet Asrm umdesi “MİLLİYE T” tir. ABONE ÜCRETLERİ : im Hariç, ele BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezinden ale dığimız malümata göre bugün hava bur Yatlu ve hafif rüzgârlı olarak devam sde- cektir, i Düm Kava isiyiki 763 milimetri, en çok sıcaklık 24 en as 16 derece öli, ——————<—< si İhsan Bey uzun mesainin verdi” ği yorğunluk dolayısiyle berayi is tirahat, Gülcemal vapuriyle İstan” bula hareket etmiştir. Teşrinisani şehir meclisi içtimalarında bulu" » Reis vekilliğini avu kat Niyazi Bey ifa etmektedir. İzmit sporcuları müteessir İZMİT, (Milliyet) Birincilik maçla” m Birliği Kaan Fener oyum” cuları karşısında O - bir düzine golle mağlüp olmaları İzmit sporculuğu ars" sında teessür uyandırmıştır. Bir kamyon ve bir yoleu yandi EHİR, (Milliyet) — Bu gect Kimiz e ikin haricinde tüylef sırada Gebe kadın dövülür mü? DEVREK, (üliyes) e Der en sopa ile döğülmüştür. Gebe olan Azize dayak hâdis€ sinden bir kaç gün sonra çocuğu” nu düşürmüştür. Adliyece hâdis€; ye elkonularak suşlu İsmail tevkif edilmiştir. İsmailin müşterek tarladaki sırı toplamak meselesinden çıkâf kavgada Azizeyi dövdüğü sula mıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: