9 Şubat 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

9 Şubat 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gygitik: Karabiber bek vii Gaip Ruhlar Adası vala) Şeytan Kardeş (Fradia - tray: Kazanova (Chi: Beş Kocalı Kadın Aeg nene) — Kara biber di ( Fransızca ) “a ii Lupep Velez, Al - a film maruf Amerikan daha Velez'ii Mek-ikalı artist şirin Lupe Canlı pr, SVirdiği hareketli, heye- lığı, ? Sserdir. Bir içki kaçakçı- Mevgest üzerine kurulmuş olan Yirciyi <anlandırılmıştır. Film se - Şekmekte ve alâka uyandır- Yaffaktıri, Artistler tabii ve mu - omra alp ruhlar adası ( Türkçe ) in Richard. Arlen, İpek film bundan biraz evvel eş Bemazınde geçmiştir. Mev - ütefennin » bir nevi aşile ik ve bunlarm n ederek herifi öldürmesi - bm li di, m > ii Seytan kardeş ( Fransızca ) Lanyeli yanlar: Aliver Hardy, Stan Dennisking, Thelma Todd mein meşhur iki ayrılmaz gi komik Aliver Hardy ile ;, Selin çevirdikleri çok tu bug, “erdir. Eserin başlıca rolü ta ye Tik tarafından yapılmak *olüng “elce (Serseriler Kralı) İs filmgz Piiş olan Dennisking Fülün,, * YMamaktadır. Film çok aday eölencelidir. Mevzuu Htluk eye sekizinci asırda hay - Ki adaş niş Fra Dinvolo isminde- “İN yangı; Sayatında bu ili komi- Me değer, * tuhaflıklardır. Film sey la, m SEN L A Çareviç ( Fransızca ) ugg yanlar: Marie Glory, Nu - sin emsaline çok defa tesadüf ae ni (O kt iyiikir atin kalp işlerinde tesirsiz kal yağısakkında bir eserdir. Daha zi- Kağı n ve eğlencelidir. Bilhassa İng. Ve erkek güzel artistler tara ka hi, #Ynanmış olması filme baş Fransızca ) den, Bayanlar, ia Bop? İvan Mojekin, Ba tie, Marguerite Moreno İabaz maruf zendost ve hok - Nİ Ve on pan Mk sergüzeşt VEN üsten yinci Lui ile temas- ie Film, dir. ge, eğlenceli, entrikalı iyi celbeder. Gü ri ve vermektedir. a âzanova Zel ELAN m — Yi ahneleri, hafif şarkı- iz güzel harici manzara- ii €$ kocalı kadın Ç Fransızca ) AREL EK ha r. Bilhassa meşhur Fransız ERİR e — » > £ ii . yetidir. Mesele şudur: ir aday n£in yatile gezerken hali U İçinde, sütüyor. Eğer mürette - Bi taka kendine Şarlmany lâka w kalı? olan birisi olmasa aç ii al or. Lil Dorlar: yakn ona nankörlük edi - iin ediy ea adada kendini Kral hi Xi k bir seydir. İstenmiyen bir izdivacın,aşk li pm DR kiye dekorları ve şa Ba yanlar Raimu, Mary Glory in çok eğlenceli bir fantezi Veği &i Raimu bu filmin en kuv acaklar, Onl z e İÇecuz; Jar, Onların yiyeceği- “iy, Bini hep bu adam tedarik a esnada çok gülünç olmaktadır. Film cid < Beş Kocalı Kadın filminden Sinemalar, saat 23 te kapanmı- ya başladı başlıyalı gösterdikleri filmlerin kıymetleri göze batacak kadar düşmüştür. Hafta oluyor ki Beyoğlunun yeni film gösteren beş sinemasında bir tek iyi film bul. mak kabil olmuyor. Belki müşteri gelmediği için şu sırada eldeki ha- fi şeyleri çıkarmak maksadile ih- tiyar olunan bu hareket maattecs- süf halkı sinemadan büsbütün 80- ğutmaktadır. Bunun sinemacılar i- çin bir kâr olmadığını söylemiye hacet görmeyiz. Eğer maksat bu fena mevsimi ucuz filmlerle geçir- mek ise hiç olmazsa beş sinema. dan ikisi nöbetleşe iyi film işlese de mşterilerin sinema ile alâkala- rını idame ettirse fena olmaz. Dikkat ettiniz mi? Beyoğlunda hiç bir sinema saat 23 ü bir daki ka bile geçirmiyor. İçlerinde 23 e beş kala, hattâ on kala biteni bile oluyor. 21 de başlıyacak diye ilân edilen gece seansları da daima çey rek geçe veya yirmi geçe başlıyor ve gelecek filmlere ait bir sürü par- çalar, başağrısı ilâçları ilânları ve manasız kordelâ kesikleri ile ya- rım saat geçiyor. Sonra güya film başlıyor. Şimdiki filmlerin de baş tarafları mutlaka bir kaç daki. ka süren artistlerin teşrifatı, isim- leri, resimlerile dolu. Böylece prog ramın göbeğini teşkil etmesi lâzım gelen asıl filme bir saat ya kalıyor, ya kalmıyor. Dakikada 16 metre- den bir saatte de ancak 1000 met- relik bir film gösterilebilir. Buna nazaran 23 kaydmdan beri göste- rilen filmlerin hepsini 1000, niha- yet 1200 metre olarak kabul etmek lâzım gelecek.. Halbuki şimdi ya- pılan filmler bu kadar kısa değil dir. Sinemacılar haydi filmlerine acımıyor ve kesiyorlar. Bari müş- verilerine kıymasmlar da filmler. len bir şey anlıyabi, amp kin bereli ye leri as: * . Sinemalarda sigara |, : dedi artt. Bu tezayüt belli Türler idaresinin hoşuna gider. Lâkin bu- Jean Harlov'un en son resmi rf hdi iğ ğe de ek e adedi, gün içinde tütün kokusu almadan eükolecak bir salon kalmadı. Va- kıa gerek ekran ve gerek du larda “belediyenin emri mucibin- ce sigara içilmesi memnu,, olduğu ilân edilmektedir. Lâkin kim din- MİLLİYET CUMA 9 ŞUBAT 1934 ler. Şimdiye kadar bir tek adam da sinemada sigara içtiği için ce- zalanmış değildir. Hele localarda- ki müşteriler bu kayıttan tamamen Gİ sal Lnb eni, Çareviç filminden bir sahne müstesnadır. Sanki orası kanun harici imiş gibi, Sıhhate muzır olan bu lâübali- liğe bir nihayet vermek lâzımdır. Her yerde ve her devirde sıkılmaz adamlara tesadüf edilir. e Halkın sıhhatini ve istirahatini kendi bir dakikalık zevkine feda eden den- sizlerin haddini bildirmek icap e- der. Bu vazifeyi kim O yapacak? Program dağıtan kızlar mı? Yoksa şu sırada salona bir kişinin fazla girmesini bekliyen sinemâcilar mı? b? söle 1 Bu iş belediyenin işidir. Onun işi de başından aşmış. Hangi birine baksın!.. ... Şimdi yeni bir para sızdırma u- sulü çıktı. Eskiden salonda (o size yer gösterenler bir de program ve- rirdi. Bu program nihayet size beş kuruşa patlardı. İster alır, ister al - mazdınız. Hatlâ bazı sinemacılar bir ara bu programı bedava da da- ğıttılardı. Sonradan vazgeçtiler.Bu programların bir maliyet fiati var- dır. İlân mahiyetinde olduğu için ilân pulu da vardı. Sinemacılar, bunları, müşteriye elektrik feneri» le yol gösteren kadınlara sattırmak ta idi. Onlar da beş kuruşa veri- yorlardı. Şimdi usül değişti. Bu programlar kalktı. Her sinemada bir çeşit isimle bir sinema gazete- si intişar ediyor. Ama ne gazete!. sormayın. Bunun sinemacıya naza- ran iki faydası var: birisi ilân pu- lu yok! İkincisi, on kuruşa satılı. yor. Eğer kazara beş kuruş verir- seniz size gazeteyi veren, hiç yüzü kızarmadan kuruş daha istiyor. Çünkü, gazete! Ama ne gazete! Bu, görülmüş şey değildir. Bu, bahşiş ise çok; gaezte bedeli ise ge- ne çoktur. Lâkin sinemacılar buna aldırmazlar. Çünkü elinde elektrik Şu -Bu | Amerikanın en güzel yıldızların dan Jeanne Harlow haftada 1500 dolar almakta idi. Bunu az gördü- tüdyoya gilmekten imtina Nihayet konturatı tadil e- dildi ve haftalığı 3500 dolara çıka- rıldı. Şimdi bu küçük ücretle ça- fenerile bu işi yapan kızlara aylık , Böyle biribirine ke- net olmuş bir takım (ufak tefek menfaat dişlileri arasında müşteri yuvarlanır durur ve ilk bahanede — saat 23 meselesi olduğu gibi — çoktan bezdiği bu işten vazgeçer. Bu ufacık sebepleri ihmal etmek sinemacılar için yanlış bir hareket- tir. Ama kime dinletirsiniz! Na çabuk? Daha teşrinievvelde © evlenen Lupe Velez yeni kocası Johnny Weis gmaller'den ayrılmak istiyormuş. Diyor Ni — Zâten biz daha evlendiğimiz gün- den itibaren kavgaya başlamıştık. o Bu işte ne kocamın, ne de benim kabahati. miz yoktur. Kabahat Hollywood'un... Şu halde Metro Goldvin Mayer Joha- ny Weismuller ile Joan Harlow'a bir a- rada film çevirtebilecektir. Çünkü damar larında İspanyol kanı kaynıyan Lupe Ve lez buna itiraz ediyordu. Şimdi Hollywood'da iki kalp daha bo- şaldı. Bakalım kimler kiralıyacak? İ Nihayet teslim olmıya ve kendi fi- hwyor! o 0Çâ Lilian Harvey de ayni suretle ha reket etmek istedi. Hele kendi filmlerinin fransızca ve almanca dublâjını kendisine yaptırmalarına içerledi. Fakat stüdyo aldırmadı. limlerine ses vermiye mecbur ol- du. Bundan başka bir büyük film- deki rolü de elinden alındı, Şimdi çalıştığı Fox firmasile arası pek bo zuktur. Avrupaya avdet edeceğin- den bahsetmektedir. ».. Havadis filmi çeviren bir İngiliz firması yılbaşında İngiltere Başve- kili M. Mac Donald'a müracaat e- derek İngilizlere sözlü film vası- tasile temenniler yapılmasını rica etmiştir. Başvekil bu ricayı kabul etmişse de şimdiye kadar yapılan filmlerde resminin pek ihtiyar çık- tığını gördüğü, o bunun da halka memleketin çok ihtiyar bir adam tarafından idare edildiği zannını vereceğini düşündüğü için buna bir çare bulunmasını istemiş ve ni- hayet başvekil efendiye makiyaj yani çehre tuvaleti yapıldıktan son ra film çevrilmiştir. Acaba doğru mu? Biz bir Fransız mecmuasın- dan naklediyoruz. Colette Darfinei tevkif edildi Pariste vukua gelen nimayişlerde po- lis önüne geleni yakaladı ve | karakola tıktı. Bu sırada Fransız yıldızlarından Colette Derfenil ile kocası da, o civardan geçmek gafetinde bulunduklarından ya- kalanmışlar ve içeriye tıkılmışlardır. Hüviyetleri anlaşılıp nümayişle alâ- kaları olmadığı anlaşılıncıya kadar, kar vako'da mevkuf kalmışlardır. Hollvvod'dun en Şık gezen on artisti Adolphe. Menjou Hollywood'da sele. ğin sade bir timsali de; nın en iyi giyinmesini bilen on kişi in- tihap ve ilân etmiştir. Onlar da şunlar Douglas Fairbanke Junior, Clive Breook, Wilkam Powell, Owen Moore, Frank Eliot, Sam Goldwyn, Sidney Franklin, Cedric Gibbons, Georges Fitzmaurice. m mm Şeytan Kardeş filminden bir sahne Ipekfilm stüdyolarında itina ile çevrilmekte olan ve bazı sahneleri matbuat huzurunda çekilen zengin (Leblebici Horhor Ağa) filmin- den bir sahne.. * Fransadu sinema sendikası oda ve- isi M. Charles Delac şu beyanatta bulun« muştur; — 1932 de sinema 900 milyondan faz- la hasılat yaptı. Bunun 359 milyonu Pari sin, gerisi vilâyetlerindir. ” Almanyada iki defa sansürden geçen “Beyaz hemşire,, filminin bir çok yerleri kesildikten sonra Eliaberth ve Deli ismi- le gösterilmesine müsaade edilmiştir. * Olga Tschekswa, Oo Annâ Marcart, Harry Pyl “maskesiz dünya,, isminde bir film çeviriyorlar. * 1933 da Berlindeki 387 sinemaya dört buçuk milyon seyirci girmişti: Aleschdre © Gorda'nım filmi olan “yedinci Hanri, filmi İngilterede şimdi- ye kadar yetmiş bin İngiliz lirası hasılat temin etmiş! * “Şen dul, Amerikada tekrar filme alınmaktadır. Maruf bestekâr Franz Le- har bu sebeple Amerikaya gitmiştir. Bu filmde Maurice Chevalier ya Jenantte Macdonald ile, yahutta Joan Crawford ile oynayacaktır. » İngiliz filmleri, Amerikan filimleri- ne karşı ciddi bir rekabete başlamışlar- dır. “ Meksikadaki Alman sefaretinin te- #ebbüsü üzerine, Meksika hükümeti “E- saret,, ismindeki filmi menetmiştir. * Bu sene Lehistana ancak iki yüz el- li ecnebi film ithal edilebilecektir. * Romanyada geçenlerde katledilen Başvekil Mösyö Dukanın hayatı ve fikir leri hakkında bir film çevrilmiştir. * Çekoslorakyada geçen sene 163 film nenedilmiştir. Bunlardan sekseni Alman Yirmi altısı Fransız filmidir. İngiliz sansörü, “Ari ki modern bir genç kızı ta: i tasvir eden filmi döt defa reddettikten Seni heyet gösterilmesine — müsade > Harold Lloyd “Bir kedi i minde yeni bie Hil çek ei pyeğin im * Hollywood artistleri, Reisicümkur Roosevel'in doğumunun © yıldönürmü münasebetile bir ziyafet vermişlerdir. 2) yafete Maric Dressler riyaset etmiştir. * Nankin Hükümeti, bazı Amerikan filmlerinde Çinlilerin o valanperverane hislerini inciten şarkılardan dolayı pro- testoda bulunmak üzere, Hollywood'da ki konsolosunu memur etmiştir. * Hindistanda sonsör “Yedinci Han ri'nin hususi hayatı,, hakkındaki gayriahlâki bulduğu için menetmi * Bernard Shaw'ın bir piyesi Hol- Iywood'da filme almmaktadı buki Shaw piyeslerinden hiç birinin filme alınmasına katiyen müsaade et

Bu sayıdan diğer sayfalar: