26 Eylül 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

26 Eylül 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Devletmemurlarının Belediye seçimine girmelerini yola koy mak için kendilerine bir gün Yugoslav kral ve kraliçesi bu ayın 27 sinde Sofyaya gele- cekler, bir kaç gün Bulgar izin verilecek. " FİATI 5 KURUŞTUR. Sahip ve Başmuharriri : Siirt Meb'usu MAHMUT © Ouncu sene No.3100 (ÇARŞAMBA © 26 EYLUL 1934 paytahtında kalacaklar. Yanı işleri müdürü: 24318 Mi , Tel: 4 İriş, Matbaa e asc, Dil yönündeki atılışımız yeni yeni hızlar ile yurt- Parlâmentolar konferansı taşlarımızın gönlünde bu değişi- min de inancını bütünleştirmiş ve güclendirmiştir Altı yılda dilimizin aldığı ileri görünüş Türk budununun bu yoldaki yaratıcılığının da yüksek bir örneğidir... Bayram, yurdun her bucağı Dil. bayramı İbrahim NE, Bugün Dil Bayramıdır; Türk dili Kartuş bayramıdır. Dil Bayramı, Türk- | in bütün İ ve olduğu günde, kolundan tutup çe - İ ken; kurtaran o büyük Türk, Türk dilini tin de Türk diline, | Türk tarihine, Türkün kültür varlığına da geniş bir dü ve, çalışma, bulma, sevme yeri ayır- pi vee yalnız eğlence sesleriyle çın« © duvarların içinde, Gazinin kutlu Mi; bir dokunuşla, bir bilgi kaynağı, bir “aygu ocağı yarattı; o duvarlarda yeni Ni yankı belirtti: Orası, alfabe değişi « inin de, dil özleşmesinin de kaynağı Birinci Türk Dili Kurultayında, yur- dört yanmdan gelmiş bine yakın dil ©i vardı. Bunların hep birden çıkan gür *esleri, bir ağızdan «Öz Dil! Öz Türkçe'» Üye yükseliyordu. Bu ses o kadar güç- İM; 0 kadar yankılı idi ki arada falso ya- İan bir kaç haykırış bile bunun akışlı si arasında eridi, gitti. İ tin öz Türkçe için kalkmişının angısı... O günden bugünedek geceyi gündüze tarak çalışan Türk dilcileri iki yılın İinde neler yaptılar? Bu kutlu bayram "ününde kısaca bunu anlatmak isterim. En önce yapılacak iş, hereye varılaca- iyice belirtmek, ya doğru gidi- tek en kısa yolu bulmalıtı, İşe buradan Z, Türk dilinin öz varlıklarını aramak, ilk amaçtı, Bu varlık, iki gö - gizli duruyordu: Bunlârm biri, o- yazma bilmiyenlerin konuşma di. i de eikiden kalına yazılardır. O Eri EH i ka- ir öş olduğunu © uzun uzadıya gerekli midir, bilmem? İlk sözleri bulmadan başlar. Şu- için ki 5 Taeiele ie ER gf“ söz © aranırken l torluk öyle gözünü mi çıkacak diye ürk - (Devümi 2 inci sahifede) 5 © nda coşkunlukla kutlulanacak... Bugün birinci Türk dili karultayının ikinci yıldönümünü kutluluyoruz. Bu fotograt birinci kuraltayın öz- dü ve alımlı bir durgusudur. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin kurultaydaki rene Türk budununun ulu önderi bütün değişimlerimizde ları güttüğünü gözteriyor olduğu gibi dil savaşında da bize atılışın ileriliğini verdi, öncülüğünü yaptı İstedik. Bu geriye bakış, ilerisi için bize daha çok umut verecek diye umuyoruz. . İşe çok eskiden başlıyacak değiliz. Di- ni değildir. Ancak, hu işin özünden tutu- larak yapı yerine çıkarılması yenidir, yep yenidir. , Türklerin uluğ önderi Büyük Gazinin dil işine el koymasından önceki yıllarda böyledilekler yazılmış, çizilmiş, üstlerin- de türlü düşünceler ileri sürülmüş, ancak birinin yaptığını öteki bozarak elde hiç Desne ter, Bu da dil işinin her yazarca kendine göre görülmesinden ileri gelmiştir. Bir budunun dili üzerine yapılacak çalış- Başkan Saffet ve başyazgan İ, Necmi Beyler #malarda senlik, benlik kaygusu olmamalı dır. Olursa o iş ilkinden bozuk demektir. Büyük öndere gelinceyedek hep böyle senlik, benlik kaygusile yazılar yazıldı- ğrndan bir iş görülememiştir. Işte bundan dolayı biz burada dil sava- yına Gazinin kutlu elini bu işe koydu- Fotograflar: “Erkânı harbiye akademi danı Ali Fuat Paşanın sözlerini Harp akademisini ğü günden başlıyacağız. Bu da altı buçuk bir geçmiş demektir. Altı buçuk yılda ne olur, demeyin! Gazi gibi bir aydınlık kaynağının elinde altı buçuk yıl, en şaşılacak yenilikleri ya” ratmağa yetecek bir uzdur. Altı buçuk Yilda ne olduğunu anlamak İsterseniz 1927 de çıkan bir gazetenin yı 3 bugünküleri karşılaştırın, Öze İediğimiz dile daha varmadıksa da gene arada yüz yıllar geçmişçesine benzemez» ik göreceksiniz. » Biraz ileride böyle bir karşılaştırmayı da gözünüzün önüne koyuyoruz. Dil savaşının başlangıcı Dil ilk başla; sayıların yazılışını değiştirmekle kendini göster» miştir. 1928 yılı başlarında Reşit Saffet beyle bir kaç arkadaşının ileri sürdükleri bu değişim, ancak bir başlangıçtı. Dene- bilir ki, bir ileri karakol deneme ateşidi. Sayı yazıların değişmesi, ortalığı bir. denbire uyandırdı. Başta “Milliyet, ol- mak üzere, yazının da değişmesi üzerine yazılar yazılmağa başladı. “Milliyet, te — şimdi T. D. T.C. nin umumi kâtipliğini yapmakta olan — Ib. rahim Necmi, “Vakit,, te — gene o ce miyetin en göze çarpar ; çalışıcılarından olan — Ahmet Cevat Beyler, yeni Türk yazısını ileri sürerek ateşli yazılar yaz- dilar, Bu işi beğenmiyenler, alışkanlığa uya- rek oluruna bağlamak istiyenler — çoktu, Bunların bir takımı seslerini de yükselt- mekten geri durmadılar. Ancak artık bun- ların geçmişten yankılar getiren gürültü- kulak verilmiyordu. Sayı yazıları değiştirilirken o günün Maarif Vekili olan Yarlıyanmış Necati (Devamı 2 inci sahifede) i, sini bitirenler ile akademi kurman- ini gösteriyor bitiren- ler diplomalarını aldılar Dün öğleden sonra Yıldızdaki Harp aka- demisinde sevinçli bir gün kutlulandı 2! istiklâl marşı ile başlanmıştır. A; ta içten gelen bir bağlılık ile di men marştan sonra erkân © harbiye (Devamı 6 mc: sahifede) görüşmelerine devam etti Dün konferansta söz alanların hepsi Tür kiyenin ileri atılışlarını överek andılar Dün Belediye murahhaslara ziyafet verdi 30 uncu budunlar a- Tası parlâmentolar kon- feransı dün de çalışma» sna devam © etmiştir. Programa göre, :sabah saat dokuzda silâhsız- lanma ve emniyet işle- rini görüşeğek olan ko- misyonun toplantısı ve saat onda da' umumi heyet toplantısı vardı. Komisyon saat 9,30 da ioplarimişter. Burâ- da silâhsızlanma işi gö- rüşülmekte iken saat, 10,30, da umumi heyet toplanmıştır. — Bundan ötürü Yıldız sarayı ko- ridorlarında sabah do- kuzdan itibaren büyük bir kaynaşma göze çar- pıyordu. Murahhaslar büfede, salonlarda â- ralarıhda “ görüşüyor « lardı. Celse âçıldığı za- man murahhasların bir kısmı silâhsızlanma komisyonunda bir kısmı da salonlarda ve koridorlarda bulunuyordu. Bu sebeple müzakere - ye orada bulunan murahhasların az bir kısmı hazı olduğu mıştır. Dünkü toplantıda söz söyleyen murahhaslar halde başlarn- Hasan Bey celağyi açtı ve umumi (Devamı 6 ıncı sahilede) İstanbuldan Edirneye tren parası yeniden ucuzladı Son görüşmeler bu yoldada gidiş ve geliş bilet parala- rını ucuzlattı Şark demir yolları yolcu bilet parala- rmda son indirilişin arttırılması İa- fın baş müfettişi Faik Beyle dürü M. Paskal arasındaki görüşmeler sonunu bulmuştur. Kumpanya bu suretle evvelce konulan indirme mikdarına yüz- de 10 daha eklemeği üzerine almıştır. Son görüşmelerin vardığı netice Pa- risteki merkeze bildirilmiş ve oradan da muvafakat cevabı alınmıştır. Banliyö hattındaki indirme mikdarı e 20 den Se 30 a çıkarılmıştır. Küçük şekmeceye ikinci mevki gidiş parasi 35 kuruştan 24,5 kuruşa, gidiş geliş parası 60 kuruştan 42 kuruşa, Bakırköyüne i- kinci mevki gidiş geliş parsı 35 ten 24,5 kuruşa, üçüncü mevki gidiş geliş pa rası da 22,20 den 15 kuruş 30 paraya in- dirilmiştir. Büyük hat bilet paralarında yapılan indirme mikdarına gelince: Edirneye yalnız gidiş parası birinci mevki 11,94 kuruştan 836,5 kuruşa, ikin (Devamı 2 inci sahifede) 4 İçinde «inan» vardır, «ülkü» vardır, “hız» vardır; Ama anlatamadım, kekeledim yıllardır: «Canan» diye seslendim Türk kızı sevgilime «Iyman» bir sarık gibi dolanmıştı dilime «Yalazlı inanımı» nasıl anlatsam, kime? Bir «mefküre» çakılı takılır kalemime Gönlümdeki, süzülmüş, duyguyu dökemezdim! Kaç kere yazgacımı ayak altında ezdim... Kaç vahye benzer duygu içimi sardı, deşti, Kötü sözler yüzünden öyle manzumeleşti... Ge dil yüzünden attı sazı, deyişi; 'Kaç “kodat kobilik,, i yazacak kaç bin kişi!» Yoksa destanlariyle, ünleriyle bu Budun Beslerdi beşyüzünü birden Dede Korkud'un... Tek eksiği dilinin gitgide bozulması : Bin Hügoluk sanı war, bin Şekispirlik yası!., ..: ALLA LANA MAKANA LA AAAAAN Bütün dikenlerinden sıyrılan bir gül gibi, Yüksek öz duygularlâ dolan bir gönül gibi, Türk dili, açılıyor, gelişiyor, eriyor... Söz-söz, demek ki, tüy-tüy, kendisini veriyor Türkün duygularına türkçenin kanatları! IŞu sanat göklerinin sonu gelmez katları, Açılsın? Yerimizi almaya varacağız... Sanatta da bir yeni “Ankara,, kuracağız! Şark Demiryollarında Nafia başmü- #ettişi Faik Bey Dil Bayramı

Bu sayıdan diğer sayfalar: