26 Eylül 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

26 Eylül 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Öz dille denemeler Edebiyat tarihinde yoneltiler ti Osü Yelebiyat) yeçikleri (tarih) ii nin gözdekleri (hedef) yönünden (taraf) nas iki bölüme ayrılıyorsa, (ometot ve zılış prensipleri yönünden de böylece Kiye ayrılmak gerektir, Bunlardan bi- Hindisi, doğrudan doğruya hiç bir amaç (malesat) gütmiyerek edebi ulusunu — Pait, biribirine bağlı dağlar | biçiminde gösteren ozu geçikleri olup, diğerleri ise, mekteplerde ölçülü bir programa koşun- tu (tâbi) olarak okutma için yazılanlar. dır ki, bunların her ikisinde de yordâ - man (metot) birlik bölümleri olduğu gi bi, bazı yerlerde gerek iç, gerek Yazılı sığırları büsbütün ayrılır. Birleşik ilin! lerinin (alâka) en başlı yönlerinden bir. si (1800 - 1850) den sonraki edebi şahsi yetlerin enikonu (ariz ve amik) tahlil e 'dilmemesi, Batı edebiyat tarihçileri, bu yöneltide bağdaşıktırlar. Henüz tarihe malolmıyan şahsiyetleri kitaplarında bir veya birkaç cümle ile, o da, (ihtiyatla, topluca anlatırlar. Zira, edebi (ozuk) varlıklar, zamanlarından ne kadar uzak bulunurlarsa, haklarında bir tarihçi sefa» tile verilecek hükümlerde, o kadar doğ- ruluk ve sağlamlık kazanır, şaşmaz. Bize gelince: talebelerimizin ellerine verdiğimiz edebiyat tarihlerinde ise, en genç eli kalem tutanlar hakkında bile u- hatıda, bu gil edebiyat tarihlerine aslâ giremezler; hattâ Henry Bordenuz, Morice Barres gibi ünlüler (şöhret), bel- ki en son dizide bile güç yer alabilirler; artık bizdekiler o düşünülsün.. Bugün takdir edilemiyen bir eserin, yarm nasıl bir değer kazanacağı bugünden, ne su- retle tayin edilebilir? Füzuli, Nedim, Ra cine, Mozart, Bizet ve bu gibiler zaman- larında nasıl karşılandılar, buğün ne mevkide © bulunuyorlar? Bu; ilkten kestirilebilir mi? Yoksa, tarihçi faler mıdır? Her hangi bir edebi şahsiyetin küçüklük değerini takdir edebilmek, tetkik ve tahlil edilen vesikaların yar- dımile kazandı şöhretin derecesini anlamaya bağlıdır. Aksi takdirde ve rilecek hükümler, kendi zevk ve ka - maatimize dayanır, (tenkidi mahiyette kalır. Malümdur ki, bu biçim eserlerin damgası © Contempornin - Çağdaştır; gerçek bir tarih kılığında sayılmaz, an- Gak birer vesika mahiyetini alabilirler. R. Doumic ünlü eserinin sonlarında XX inci asıra ayırdığı satırlara şöyle başlıyor: “Acaba, edebiyatımız, başla- yan ve yürüyen yüzlüğün (asır) akış- larında nasıl bir karaktere ve nasıl bir gelişmeye (inkişaf) varabilecektir? Bu- nu, şimdiden aramak boş ve faydasız dır..., dedikten sonra, © airın tahlil ettiği şahsiyetleri kitabında bir veya birkaç cümle içine sıkıştırıyor ; çünkü, onlar hakkında henüz estetik hüküm « leç verilemiyeceği bedihidir. Biz de, bu görüş bakımını edebiya- tımıza tatbik ederek © şöyle bir sorgu ortaya atsak: Yurdumuzun ilk budun- lar arası (beynelmilel) şöhretlerinden olan Köprülü zade Fuat Beyi, edebi yat tarihimize bir şair mi, yahut bir bilgin mi, diye, koyalım? İşte, çetin bir nokta; derince düşünmek lâzm. Zira, henüz, bu şahsiyetin şiir - leri mektep kitaplarımızda — talebelere örnek olarak o okutulmaktadır. Fuat Bey, bundan yirmi yıl önce ince ve iç li bir şaitken, bugün karşımıza olgun bir bilgin (âlim) yüzü ile çıkıyor. Bu, bir misal, Fuat Bey gibi edebi şahsi - yetlerimiz çok... Demek ki, bir edebi şahsiyeti, tem olarak kavrayabilmek ve onun hakkında kat'i bir vere - bilmek, bütün hayatınca vücuda getir. #iği eserleri tahlile bağlı bulunuyor, İşte, bu bakımdan , bugünkü tarihçi- ler, tum bir bağdaşma içindedirler. Biz de ise, bu cihete hiç ehemmiyet veril. mez, hemen ezeli itirazlar baş göste - vir: Filân şahsiyet unutulmuş, | filân şahıs halkında yanlış o hüküm veril » miş... Gibi. Esasen, bunlar, tarihin ma- hı olmadığından ne onun, ve mede ö « iekinin kita i bile caiz değil i- ken, bir de üstelik hüküm de veril - miş... Bu yöneltiden bizdekiler tama- wen sakattır. Böyle yanlış bir anla Yışla hareket eden © tenkitçilerimiz de değerli bir eser hakkında değersiz, de- Zersiz bir eser hakkında da değerli dam- gasını vuruyorlar. Mekteplerde çevreli bin koşuntu (tâbi) olarak o okutma Çted- ris) için kaleme alınan edebiyat tarih. lerile diğerleri arasında mühim fark - lar vardır. o Meselâ Lanson yerini sonra bir mektep kitabının ne gibi va- sıflara malik olması i liğini şö; ve sıralıyor: kesir I — Eserlerin şahsiyet ve karakter. beri halkında toplu bilgi ile tahir eği. miş olduğumuzdan o noktalarda tedri- sattan uzak © kalınabilir; bu güçlüğ yenilmesi, iyice bağla; Ana fikirleri Te, her bölümden a Taşi — Tavsiye olunan lığı altında ehemmiyetli etmek m Bu izahat Ca bize öööteriyor ki, ermek. ine almak üze. sonra birer hülâsa kıraatlar, baş- A GR eserleri işaret Yazan: Orhan RIZA okutma mahiyetinde olan edebiyat tar rihlerile, diğerleri arasında derin fark - lar mevcuttur. Bu gibi | eserlerimizin mühim noksanlarmdan biri de kitabın antolojiler gibi, yarısından — fazlasınm metinlerle şişirilmiş olmasıdır; herkes bilir ki batıda bu biçim eserler metin- lerle doldurulmaz, çünkü © terbiyevi mahzuru vardır; onun için talebenin e- linde ayrıca antolojiler bulunur. Dou- mic, Desgranges, Calvet gibi seçme yazganların (müellif) telifleri bu kılık eserlerdendir. Bu güçlüğü, hiç bir zaman göz ö- nünden ayırmıyan O Doumic, meselâ XVU inci asırda Fransız dilinin onar tılmasına (ıslâh) büyük hizmetleri doku- nan Vaugelas hakkında bir tek cümle Röguier'ye dair beş cümle, XIX uncu asın ön değerli, duygulu | şairi ünlü Musset için ise ancak iki küçük sahife ayırıyor. Bu suretle hareket den büyük yaz; izdiği tı verebilmekten ibarettir. Bu serler, yalnız vak'a, hikâye, sayı, şahıs saymakla vücuda getirilmiş bir No- menelatur olmadığı gibi bir Vulgari - setin a değildir. Edebi ilerlemeyi ve oluşu, olduğu gibi göstermeye derecede çalışılır. Her asrm edebi görünüşleri hülâ - salar içinde tesbit edilerek talebeye fay: dalı olmaya gayret edilir. Bir tarihçi, edebi şahsiyetleri tetkik ve tahlil e derken Authentigve vesikalara dayana- rak hüküm verir, bitaraflığnı dalma muhafaza eder. Esasen, orta tedrisatın en mühim gözdeği, talebeyi, yalnız mu- alliminin söylediğini belletmekle ikti - fa edecek bir ruhta yetiştirmekten iba- ret olmayıp bilâlsiş onların ününe, ken- dilerini alâkadar edecek meseleler koy- mak ve bunları, bizzat halledilebilecek bir kabiliyet ve melekeye sahip kılmak yoludur. Demek ki, bir muallim, tnle- besinden şu veya bu hakikati sakla - mak amacını güdemez. Netekim, bu gi- bi kitaplar, Fransız liselerinde, meselâ Voltaire'in ulu gü izah © ederken ayni zamanda, Prusya kralı Büyük Fre- derik, Fransızları yendiği zaman, kra - bn bu muzafferiyetini Fransızların milli bir kahramanı olan Jöanne Dare'i istihfaf eylediğini tale - beye söylemekten çekinmiyorlar ki, pek doğrudur ve terbiyevi bir mahiyeti ha» izdir , , Bizde henüz bu gibi bilgi tahlil ni göz önünde tutarak vücuda geti miş bir eser yazılmamıştır. Esasen, gün yazılamaz da... Türk edebiyatı, ne İsgiliz, ne Fransız, ne Alman edebiyat" larile karşılaştırılabilir. Bizim edebiya - trmız, bu edebiyatlar gili tarih içinde teşekkül etmiş değil, bilâkis tarihin bi- le ötesine geçmiş bir maziye maliktir. Bundan başka, edebi / şahsiyetlerimiz hakkında henüz ayrı ayrı monografi - ler de yapılmamıştır. Diğer mühim noktalardan birisi de bugünkü dil ve edebiyat bilginlerini eski, çürümüş ve yanlış yollardan rümeleridir; hâlâ Harezm edebiyatı, Osmanlı edebiyatı, Çağatay edebiyatı, Azeri edebiyatı, Tatar edebiyatı, Cucü- ulus edebiyatı gibi bayatlamış tabirler üzerinde yürüyerek çıkmaz sokaklara sapmalarıdır. Hayır, bugün bir tek ede biyatımız vardır: Türk edebiyatı. Ta - rihten önce başlayan bu edebiyat, a - yağımız altındaki yuvarlağın hareket ten kalacağı güne kadar devam ede - tir azami rılık: şive ve lehçe fark- ildiği kadar ei Son söz olarak şunu söyliyelim ki, okutma mahiyetinin — dışında “İmleg * ral, bir Türk edebiyatı tarihi vücuda getirmek, şirdiye kadar belli olan en eski kaynaklardan başlayarak'son çağ- lara kadar bütün © edebi bitiş ve çi- çeklenişleri içine alabilecek bir edebi - yat tarihi yaratmaya bağlı bulunuyor. Bu işin ululuk ve çetinliği hiç bir za man unutulamaz, bu güçlük ancak sağ- lam metot ve prensiple yenilebilir... Orhan RIZA (1) Yönelti — İstikamet Dr. İHSAN SAMI Gonokok Aşısı ve ihtilâtlarma karşı pek tesiri ve taze aşıdır. Divanyolu Sultan Mahmut türbesi No. 188 5923 Harik Hayat Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâi, UNYON SIGORTASINA Şaptımnız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan UNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : DEVLET DEMİRYOLLARI İDARESİ İLANLARI 469 küsur m3 keresteninkapalı 16-10-934 salı günü saat 15 te İdare binasında yapılacak- tır. Fazla tafsilât Ankara, Haydarpaşa, Eskişehir ve Adana veznelerinde İkişer liraya satılan şartnamelerde vardır. tebrik ve gene | İsi Kaza MILLIYET ÇARŞAMBA ssl 1934 - Dil bayramında * | Mustafa Kemal | çocuklarına: Gazi gününden önce, Eller bizim değildi! Yardu yıktık dön Seller bizim değildi. Olüydük yaşamazdık, Gezemez koşamardık, Korkusuz aşamazdık, Yollar bizim değildi! Ağaç bizim, dihilmez, Toprak bizim ekilmez, Deniz bizim sökülmez, Sallar bizim değildi! Yurda hiç bakamazdık, Tek çivi çakamazdık, Davranıp kalkamazdık, Beller bizim değildi! El üzüm yer, biz koruk, Yabancı baş, biz kuyruk, Dağ yoluk, çiçek soluk, Güller bizim değildi! Okse vardı kondukça, Soyunurduk dondukça, Düşerdik tutundukça, Dallar bizim değildi! Türkü koruyan yoktu, Bize bir uyan yoktu, Söylerdik duyan yoktu, Diller bizim değildi. M. SALAHADDIN Bugünkü program ISTANBUL, 19; Franazca ders, 190: Pl neşriyatı. oparetlerinden parçalar. Plik. 2045: Konfarana, Zi: Sin 18: Tazannili piya iyatı, 1835: Plak musikisi. 1945: Konfer: — Musahaba. 20,30; Mi 2 686 BELGRAT, 437 m. 20,30: Mi STUTTGART 523 m. â. 19,90: Tarihi meşriyat, i. 2045; Köylü meş isi, Ve Gece konu STOKHOLM 428 m. 20/40: Edebeyiat. 21: Bachin konser. 21,40: Raporlaj, 2 ri. 2,20. Musahabe,. 23: Da: ROMA, NAPOLİ, BARI eserlerinden 050 Khz. BRSLAU, 316 19: aŞrlul 20: sahabe. 21,35: Mil meçriyat, ZAYI — Istanbul Ttbalât Gümrüğünden aldığımız, 24-9-934 tarih ve 6313 No. lu İ ları, kabarmalar beyannameye sit 183217 No. Judepo- zit ve 218308 No. lu mahsup makpuzu- nu kazaen zayi ettik, Yenisi alınacağın- dan eskisinin hükmü yoktur, İstanbul. da, Prevuayans hanında 52 No. da Da- vid ve Samuel Kohen, (2898) ve Otomobil 4.4888. zarfla Oo münakasası 6 buçuk 27 Mart 1927 de ya yılda — or dil değişimi zılan bir yazı bugün; yazılacak olsa ne yolda yazılırdı? Dilimizin altı buçuk yıl içinde ğını göstermek için, bir örnek olarak aşağıya, “Milliyet, in 27 1927 de yazdığı bir yazıyı alıyor, Yazı, Çin ordularının “Şanghay,, i almaları özlüğe doğru ne geniş bir yol aldı- mart onu da bugünkü dile çeviriyoruz. üzerine yazılmış- tir, Biz, bunun bir parçasını alıyoruz: 26 Eylul 1934 de “Milliyet ,, bu yazıyı nice yazar “İngilizleri, İngiliz > yazarları İngiliz düşünürlerini en çok düşün- düren iş, bunun Asyada doğuracağı yeni duyuş ve görüştür. Bunlar, İn- giltere bakımından bugünü korku ile, yersizlikle dopdolu görüyorlar. Hin distan o nazırlığının, bu nazırlıkla i- lişiği olanların Çin işlerinde sertlik yolunu istemeleri de işte ba yüzden- dir, Bunun için İngilterede sertlik yolu nu isteyenlerin Rusyadan öç almak, uzak doğuda elden kaçırdıkları erk- liği (iktidar) Rus o komünistliğine bir yamrak indirmeğe kalkışarak ö- detmek istemeleri pek olabilir bir iş- tir. “Böyle bir davranış, — gelecekte saklı korkuları ortadan kaldırabilir mi? Budunlarda | (millet) her gün görünüp duran budunluk kaynaşma- durdurabilecek bir engel olabilecek mi? Budun ve başına buyrukluk — sev; yi erkli duyguları söndürmeğe yetecek mi? Burası bizim için büsbütün belirsiz bir yüz göstermektedir. “İşte İngiliz > kaşkulanmalarının kaynağı da budur. İngilizler pek iyi bilirler ki düşünce gücü, ülkü sevgi- si, en korkunç topların bile yıkamı- yacağı sarp orlara (istihkâm) ben- Zere, Tamamen yeni bir şekle çevrilen ELHAMR 27 Mart 1927 de “Milliyet, de çıkan bir yazıdan; “İngiliz adamlarını, muharrir ve mütefekkirlerini en ziyade | düşün- düren mesele, Asyada tevlit edeceği haleti ruhiyeden ibarettir. Onlar İn- giltere noktai nazarından © vaziyeti şüphe ve meçhulât ile malâmal görü. yorlar. Zaten Hindistan nezaretinin ve bu nezaretle alâkadar olan ma- hafilin Çin mesailinde şiddet taraf- tarı olmalarının i Binaenaleyh İn, taranının Rusyadan intikam almak ve Aksayi Şarkta kaybetti fuz ve hâkimiyeti Rus komünizmine bir darbe indirmek gibi mukabil bir teşebbüsle ödetmek istemeleri pek muhtemeldir. “Bu tedbir, istikbale git tehlike- leri bertaraf edebilir tler - de her gün tezahüratını gördüğümüz ili galeyan ve heyecanlara o mâni bir siper olabilecek mi? Milliyet ve is- tiklâl aşkı gibi kadir kuvvetleri itfa- ya kâfi gelecek mi? Bu nohta bizim için tamamen © meşkük bir mahiyet arzetmektedir. git ? Mi al aşkı, en kuvvetli topların bile yı- kamıyacağı müstahkem kalelere ben- İ zeri, v sineması rekabet kabul et- mex derecede cuz fiyatlarlı HER PROGRAMDA BİR BÜYÜK YENİ ve BİR BÜYÜK İKİNCİ FİLM GÖSTERMEK GİBİ MİSİLSİZ BİR YENİLİKLE ma mevsimi BUGÜN MATİNELERDEN itibaren yeni sine- ine başlıyor. 1 — KADIN PARMAGI Fransızca sözlü büyük film, Oynıyanlar: Karen Morley-Wa'lace Berry - Rikardo Kortez 2 — GRAND OTEL: GRETA GARBO-JOHM BARRYMORE JOAN CRAWFORD - LEWİS Ston Dikkat: “Kadın parmağı,, filmi saat 2,30 ve6da ve 9,30da gösterilir. “Grand Otel,, filmi 4 ve 7,30 FİYATLAR — BİRİNCİ 30 KURUSTUR. da gösterilir. - BALKON 40- MAROKEN 50 (2918) — N GENÇLER, .ÜTÜN SPORCULAR gülmek: ve eğlenmek İP ÇILGIN E K sinemasında bula- şacaklardır, çünki HAYAT Fransızca sözlü büyük spor, heyayan ve hareket filmi gösterilecek. Baş rollerde üç büyük artist: WİLLİAM HAİNES - MADGE İlâvecen: Pathe Journal en son dünya zası bütün tafsilâtı, En Nefis Ve Şakrak Musiki... SİNEMASINDA Bu hafta herkesin kendisinden bahsedeceği Büyük film Mü EVANS - CONRAD NAGEL havadisleri gazetesi Morrocastle vapur ka- Telefon. 40868 (2018) En Zevkli... En (Z İ Öz dilimizle İstanbul - Diyarıbekir gök yolunda “İstanbul « Diyarbekir, gök (İ) İstan yolu, ay sonunda açılacak! | Buldan 8,30 da kalkılacak, 480 İ da Diyarıbekire varılacak, © İ Bunu okuyunca,ilkin insana bi şaşkınlık geliyor. Yirmi yıl öne “idarei mahsusa,,nın “Girit, da bir gemisi vardı. İstanbul » Mir danya yolunu, yedi buçuk saatte © kırdı. Yedi buçuk saatte Madi sekiz saatte Diyarıbekir... ve &© dan henüz yirmi yıl geçti, Düşünün bir gez (2): İstanbulde" bir uçağa (3) atlayacaksınız. birde Ankarada, 4,30 da da Diye” bekir toprağındasınız. Bu çabuhl” ğa kuşların bile ağzının suyu uk” Yurtlarımızın, karadan, den, gökten biribirlerine bu kali” yakınlaşmaları, bizi yürekten ** vindiriyor. Birime gil Bhcdi aralarında, yüz lerce konaklık yer olan ve Diyarbekir, Eylül sonundi birer komşu kapısına dön: Gözünü açınca, bin uçağa, 9”. birde Ankaraya var. Öğle yemi? Ankarada yiyip yola çık. 4,30 ver elini Diyarıbekir! Tel yazıla” mez Bile, uzak yurtlarımıza bu k* dar tez (4) varamıyor. Uçak yolculuklarına hentiz elif. muş değiliz. Fakat gitgide öyle şacağız ki, vapurların, demir; rının pabucu dama atılacak. GÜZ nü kapayıp açıncaya kadar, yurdun bir başından öteki baş” kadar ulaştıracak bir — yolculdf”” yanında sarsıntılı demiryolu, İİ, Dal deniz yolculukları kaç pa” ler? Uçağın bir iyiliği de, insani yerden bir yere çabuk yetiştirM© dir. Ansızın, Diyarıbekirde, bit İf, niz çıkabilir. Orada, ağırlaşmıf... sağlıksız (5) kişiniz. bulunabil, Hiç düşünmeyin: hemen bir MESİ atlayıp yola çıkın. Yedi saat #9” ra, Diyarıbekirdesiniz. 5 Gök yolculuklarının tadini al! tan sonra; öyle sanırım ki; açek larda yer bulmak güç İsmet paşa törü (6)sünün, 8 yollarımızı birleştirmek için ati, bu adımlar, bizde uçak sevgü arttıracaktır. En çok, bana meliyiz, M. SALAHADD (1) Gök — hava, (2) Gez — (3) Uçak — tayyare, (4) Tex — #4! çabuk, (5) Sağlıksız — hasta, (6) 7” — hükümet, mmm AP RA ELAN Neşeli Bir Mevzu... Zengin - Hareketli Bir Şaheser... ” SANA TAPIYORUM ssilleri MAGDA SCHNEIDER . WİLLLI FORST Biletlerin evelden aldırılması rica olunur. Tel, 40868 Püveten: en sön PATHE dünya havadisleri gazetesi, Morrocastle vapur kazası bütün tafailâtı (2917) Şark Demiryollarından| Ana Hatta mahsus seyri seri (A) harflı istisnai ve muvakkat - tarife ile mücavir mevkiflere mahsus seyri seri 1 No. hı tarifenin 1 inci ve 2 inci ilâvele- rinin gelecek Birinci Teşrinin bidayetin- den itibaren ilga edileceği muhterem yol- batta mahsus seyri seri (C) harflı istis- nai ve muvakkat tarife de ancak 28 Eylüle kadar (28 dahil) muteber olacak- tır. Abalinin seyahatlarını kolaylaştır. mak maksadile Birinci Teşrinin bidaye- tinden itibaren mutat olan tarifelere tek- rar avdet etmektense, bu tarifelerde ati- de bildirildiği üzere mühim tenzilât ya- pılmasma Şark Demiryolları Şirketi ta- rafınden karar verilmiştir, 1.— İstanbul Banliyö mahsus olmak üzere : — Yalnız azimet için 44 30 tenzilâtr havi bir hususi yolcu ta mevkiflerine havi bir hususi yolcu tarifesi tatbik edi- eceketir; 2.— 106-107 ve 322-323 katarları ile yapılan dahili münakalâta mahsus ol- mak üzere * — Yalniz azimet için 90 30 tenzilâtr havi bir hususi yolcu tarifesi ; — Bazı mevakif arasında, azimet ve avdet için 7; 50 tenzilâtı havi bir husus (6117) si vnlsu tarifesi tatbik edilecektir. MÜDİRİYET: 1. F. kıt'at ihtiyacı için 400 ton lave marin kömürü kapalı zarf usuliyle satın alı- nacaktır. Ihalesi 13 Birinci Teşrin 934 cumartesi günü saat 15 tedir. Taliplerin şart- nameyi görmek üzere her gün Fındıklıda satmalma komis- yonuna müracaatları ve İhale- ye iştirâk edeceklerin de temi- nat ve teklifleriyle birlikte vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (130) © (5857) 6237 Devredilecek ihtira beratı “Tamamı ile lâstikten gaz maskesi imalinde islâhat” hakkındaki ihtira için Iktisat Vekâleti Sanai müdürlüğünden istihsal edilmiş olan 19 teşrinisani 1932 tarih ve 1492 numaralı ihtira beratının ihtiva ettiği hukuk bu kere başkasma devir ve yahut icara verilmesi teklif ©- dilmekte olmakla bu hususta fazla ma- lümat edinmek istiyen zevatın İstanbul- da, Bahçekapı'da Taş hanında 43-48 nu- maral; idarehaneye müracaat eylemeleri © ilân olumur. (2709) 6296 KİRALIK VE SATILIK, Şişlide Bulgar çarşısında on zaretli bir villâ satılıktır, r * Beyoğlunda Misk sokağında dalı mobilyalı bir apartman ei * Şişlide iki cepheli üç bin “gf bir arsa ya tamamen veya kısm0” - > Mütemmim malümat için 42238 müracaat, # mülkim iken elyevm ikametgâbi ” çe İlyas efendi karısı ve Rustem Kİ ye Hanıma, ge Kocanız İlyas efendi taralı hinize ikame eylediği boşanm* nm muhakemesi olan 19-7-93İ e ilânen yapılan tebliğata rağr€” giri meye yelmediğinizden hakkınd © kararı ittihaz edilmiş ve mi de 9-10.934 tarihine müsadif ii saat 14 talik kılınmış olduğund”” ye mezkürdede gelmedeğiniz veY* yi kil göndermediğiniz takdirde sin giyabınızda rüyet ve İM “yy ğını hildirir işbu giyap karari keyi” göhinezin meçhuliyeti hasebiyle ilânen tebliğ olunur. (2908)

Bu sayıdan diğer sayfalar: