19 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

19 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İl allik en bae Milliyet'in Romanı: 14 74, Yazan: Marthe Richard HAYATIM Tercüme eden: M. F, Kapı şiddetle vuruldu, bir adam “Polis komseri! açın,, diye bağırdı Hülâsa ( Marthe Richard Fransa mukabil tasusluk bürosu tarafından İsveçe ca- susluk yapmağa gönderilmiştir. Maksa- dı, Alman casusluk teşkilâtna girmek ve onları ihbar etmektir. İsveçe seya- batine sebep olarak evvelce tanıdığı Kari Mather ismindeki bir İsveç dokto- runa olan aşkını söylemektedir.) Derhal farkettim ki İsveçte bir çok Alman vardı. Stokhol berikine almanca © soruşturmağa başladım. Hiç şüphesiz bir Alman oteli arıyordum. Ve nihayet aradı- ğımı da buldum. Astoria'nın bütün müşterileri baştan aşağı Almandı. Yüzbaşı Ladoux'nun sözleri hiç bir zaman aklımdan çıkmıyordu: — Alman casusluk © teşkilâtma girin... ne şaşkın ne de zayıf görü- nüyordum. Her şeyden evvel etrafı sessizce kollamak mecburiyetinde idim, Fakat beyhat! daha ilk gü- nünden itibaren anladım ki koca şehirde Fransız seyyahı olarak yal- nız ben vardım ve bütün nazarla- rın üzerime çevrilmiş olmasını me- nedemezdim. Bir iz bulabilmek şansıma bir yol açabilmek için, dansiklere, ti- yatrolara otelin çaylarına devam etmeğe lamıştım. Hergün ye- mek yediğim lokantayı değiştiri- yordum. Bütün bu £ hareketlerim zevk için değil | vazife icabı idi. Stokholm refah içinde idi. Ve bugi- bi müesseseler hergün dolup boşa- yordu. Her yerde, herkesin bana dikkatli dikkatli baktığını sonra: — Bir Fransızmış... “Harp olma- sına rağmen,, İsveçe gelmiş... Hem de niçin biliyor musunuz? Bir ni- şanlı bulmak için! diye söylendiği- ni hissediyordum. Herkes benim seyahatimi baş- ka türlü tefsir | ediyor, ve bunlara karşı ben mukavemet edemiyor- dum. Temas ettiğim adamlar hak- kımda bir efsane uydurmuşlardı. Ve bu efsaneler benim bulanık su- da balık avlamama mâni oluyordu. Etrafımda birçok insanlar peyda olmuşlardı. Bunlar bana kur yapı. yorlardı. Bunun sebebi âşıklık de- ğil belki bende saklı olan muam- mayı keşifti. Ben orada nümunelik bir şey gibi kalmıştım. Onun için herkes benimle meşgul oluyordu. Onlardan uzak kalmak istemiyor. dum. Çünkü münasebat tesis et- mek mecburiyetinde idim. Davet eden edene idi. Bu davetlerden i- şim sıkılıyordu. Çünkü Alman ca- susluk teşkilâtma girmenin imkâ- nı yoktu. Bu davetler hareketleri. me mâni oluyor, beni isimden alı- koyuyordu. Bir çok defalar söz £ verdiğim İde gitmediğim vakidi. Nişanlı- mı bulmak için geldiğimi unutma- mam lâzımdı. Bunun için ahlâkım- dan fedakârlık edemezdim. Ve bu” Yaziyetim etrafrmda pervane kesi- len gençlerin canımı sıkıyordu. Almanyaya çok komşu olan İs- veçte © zaman bütün ahali Alman dostu idi. Meselâ demir fabrika. törleri işlerinin iyi gitmesini AL zaanlara borclu idiler. Almanlar, kendi. me: inde imiş gibi İsveçe kolaylıkla gelip gidebiliyor. lardr. Fransa çok © uzaktı. Ve bir Fransızın memleketini bırakıp ta, Stokholm'e gelerek bu kadar müş- kül vaziyetlere katlanması, i Harp zamanında, herkes hakkın. da casusluktan şüphe etmek bey- ei bir eri Astoria ote. genç, kibar bir adamla ah. bap T, Bi a al yordu. Bu bir almandı. Kendisine hüsnü muamele ediyor ve belki gü- ye am onun bana vatand. larını takdim edeceğini düşünüyor. dum. Fakat felâkete bakın ki e bana âşıktı. Üstelik bir de kıskanç. tı. Ve daima bana diyordu ki: — Stokholm'de kimseyi tanımı- yorum. Sizden başka kimseyi tanı- mak ta istemem. Eğer Kart Marther'i bulmuş olsa ödim, belki bulunduğum müşkül va- « ziyetten kendimi kurtarabilirdim. Onda maziye ait hatıraları uyandı- nır, ihtiraslarmı kabartırdım. Za- ten seyahatimin sebebi de onu ik- maa kâfi gelebilirdi. Fakat hiç bir ziyafete hiç bir kahvede kendisine rastgelmek im- kânmı bulamadım. Bu sebepten dolayı, gayeme vasıl olmak için i- cat ettiğim masal, tehlikeli olma- dise bile hiç bir işe yaramıyordu. Otel komşularım arasnda sarı- şın, genç, güzel, parlak gözlü, zeki gebreli, temiz tenli bir Alman ka- dını vardı. Benimle alâkadar olu- yor gibi görünüyordu. Bu yoldan bir iz bulurum ümidile fakat gayet ibtiyatkârane bir surette selâmla- rına gülümseyerek mukabele edi- yordum... m ———— Haziran başlarında idik. Fakat hâlâ havalar soğuktu. Bir sabah, sarışın bir şimal güneşinin odamı aydınlattığı bir zamanda kapımın oklukça şiddetli bir surette vuruldu ğunu duydum. Yataktan fırladım. Dışarıdan birisi: — Polis komiseri! diye bağırdı, ve derhal bilâkaydü şart iki kişi o- daya girdi » — Fakat ne hakla, diyecek ol- dum... — Kâğıtlarınız, vesikalarmız?... Vesika namına üzerimde ne var. sa hepsini gösterdim. Onlar şaşa kaldılar, Hiç şüphesiz, ümtisizliğe düşen bir âşık benden intikam al. mak istemiş ve pol'*e benim bir ca- sus olduğumu ihbar «tmişti. Bu me- sut şehirde, memleketinden uzak bir şekilde yaşayan bir Fransız ka. ve elbette ki şüpheli görünebilir. bir kaç saniye şaş- baktılar. Sonra De m bir İsveç ME bi- rlerile münakaşaya ladılar, Münakaşa gittikçe alevleniyor ve i- kisinin fikri biribirine uymuyordu. Yüzleri hiddetten, renkten renge giriyordu. Sonra, birdenbire €şya- larımm üzerine atıldılar. Bavulları- - açtılar. er.Elbiselerimi, çamaşırlarımı den yere attılar. Ben yatağın Üstü ne oturmuş neticeyi bekliyordum. Ne aradıklarını bilmiyordum. Ne bulabilirlerdi? Ne istiyorlardı? Hiç itizar etmeden, hiç bir neza- ket eseri göstermeden, işeme kalkın! dediler, Sonra yatağa taarruz etmeğe başladılar, Yatak çarşafın çektiler, Yy sabrım kalmamıştı: — Ne istiyorsunuz bağırdım. Cevap olarak yaln; larmı silkmekle iktifa ettiler, Biri bu. lamadıklarır için sukutu hayale İraymerl Hiddetleri de geçmiş- ti. alı itmeğ rm larak gitmeğe ha- Böyle bir muameleye maruz kal. dığım için cidden kızmıştım, Kâ- gıtları ellerinden çekerek aldım: — Bekleyin beni! dedim, Bu ha- karete tahammül edemem. Giyinip iie ER ri Kendilerini ta. ip ettim: içimde bir şüphe vardı: Belki Parisin gönderdiği bir casus benim buraya geldiğimi haber al- mıştı. Belki benim bir Fransız ca. susu olduğu haber vermişlerdi. Fa- kat kim haber verebilirdi? — Bitmedi — yi AA DA re Diş tabipleri kongresi Diş tabipleri cemiyeti 24 teşviniey. velde Etıbba odasında senelik kongresi- ni toplıyacaleter. canım! diye Sporcuları davet T, 4. Ck İstanbul mamtakam rel. 29-10-1934 cumbuziyetin 11 önci yıl. dönümündü şekerini hütte bulunabilecek | salâhiyettar rahhaslarınn 21-10-1934 pazar günü saat tam 18 de mmtaka merkezini teş- rifleri ehemmiyetle rica olunur. i Dün heryerde Yas tutuldu (Başı 1 inci sahifede) yaset etmiştir. Bundan başka pisko - poslardan Turnados Eftaliya ve Nazi- yansu Filoteos efendiler Fener patrik- banesini temsil etmişlerdir. Ayni za- manda Kora heyetini teşkil eden Rus papasları vardı. Kilisenin © ortasına Çatafalgue denilen temsili bir tabut konulmuştu. Tabut Yugoslav bayra - İma sarılmış ve etrafı çiçekler ve çe lenklerle süslenmişti. Tabutun önün- de Yugoslav tebaası ve davetliler, mih rabın sağında da metrepolitler ve pa- pas yer almışlardı. Kora heyeti de ga İleride bulunuyordu. Ayine başlandığı zaman evvelâ kilise paj pazar gününe mahsus olan duayı okumuş - lardır. Bundan sonra müteveffanın meziyetlerinden dini bir şekilde bah- sedilmiştir. Koranm duadan sonra saat 12,30 da merasime niha - yet a Ankarada âyin ANKARA, 18 (A.A) — Bugün Belgradda tedfin merasimi yapılan müteveffa Yugoslavya kralı Aleksan Ya arta elçiliğinde bir Ayi Yugoslavya orta elçiliğinde bir âyini Saki yön; Da ulkem elçiliğin büyük salonu siyah örtü ve olen Yerini de biz rel ürüne mk üstüne mü- tevoffa Kral Aleksandrın yağlı boya yapılmış bir tablosu konmuştu. Sa « İca gerek kürsünün iin ön ve yanlarında gerek salonun muhtelif yerlerine ya" kılan mumlarla tenvir edilmişti. Reisicumhur Hazretleri namma şehrimizde bulunan büyük ve elçilikler erkânı, kâtibi Nu - reisi Nevzat, mevki kumandanı Sıtkı Paşa, Emniyet müdürü Salih beyler ha Zar bulunmuşlardır. yi H i . Hi TI iu ni ? i ş Cen (Başı i inci sahifede) köylüler tarafından kır çiçekleri ile ya- pılmış olanları da vardır. Merasim nasıl oldu? BELGRAT, 18 (A.A) — Avala ajansı bildiriyor: Kral Aleksandrm cenazesini bekle- yen bütün Belgradın geceki hali çok , Karanlığa inzimam eden soğuk. bir yağmur şehre bitmek tükenmek bil - mez bir hüzün yaymakla idi. Miktarını tahmin kabil O olmıyan ve fakat her halde yarım milyondan fazla olan bir le ve tevekkülle güneşm yükselmesini beklemiş ve eski şövalyeler (o kadar yüksek bildiği büyük kralının son defa olarak tabutunu görmek istemiştir , Saat 8 de heyeti murahhasalar, Alayın teşekkülü Sağ tarafa — dizilmiş olan askerler birden selim vaziyeti aldılar ve cena - ze alayı, üç santten fazla devam edecek " kadar bir yürüyüş için yerinden ha - reket etti, Alay şu swretle | teşekkül etmişti: çi il geniş Türkiye topraklarında ül l batlâ şarkı söyliyen bir Mi mem Mi YO mız büyük. O'yun için dost Belgrada te- selli verecek halde değiliz. Biz de tesel- Biye muhtacız. Kütahyada matem DE (AA) — ia bütün Kütahya Yugoslavya Kralı A - leksandr hazretlerinin o matemini tut - maktadır. Bayraklar yarıya indiril rını yarıya çekmek ve şehirde mevcut sinemalar ve umumi mahaller gece ve gündüz kapalı kalmak suretile dost Yugoslavya milletinin matem ve tees Uşak ve Bursada UŞAK, 18 (A.A.) — Uşak halkı dost Yuzoslavya kralı Aleksandr Hazretleri - nin malemine derin teessürle iştirak et « ti. Devair ve müesseseler ve fabrikalar tayraklarını yarıya kadar indirmişler - "BURSA, 18 (A.A.) — Yugoslavya gömülmesi münmebetile Bur - azeye yarım milyon halk iştirak e alayları, kraliyet piyade muhafız ta- buru, Fransa namma 150 inci piya- de adayından bir bölük, Fransız tayya- az vü aleğpelie e riyelileri, müteveffa kral Aleksandrm kumandanı bulunduğu Romanya ala yından bir bölük, kraliçe Merinin ku. mandanı bulunduğu Romanya alayın- — Aleksandrın defnedileceği Karage- orgovitch ailesine mahsus makbere dan bir bölük, Türkiye riyaseticembur muhafız ulaymdan bir bölük, Yeman muhafız alaymdan bir bölük , Yugos lavya babriyelileri, Yugoslav piyade - leri namına bir bölük, E i li i i ; i i : K Ni ransız, zat releri alayın üstünde çok alçaktan u- suyarlardı nevats'a 13,15 de varmıştır. Trenin geçtiği bütün yollarda gi- k tayyareler uçuşuyorlardı. mobilden 20 eski muharip ti indirilerek klisenin içerimne Bi müş ve Karacorc ile birinci rasına bırakılmıştır. Kral er ile Kraliçe Mari, devlet kümet naibi Prens Pol, efradı, ecnebi heyet rücsasi, emet ve parlamento azası da kİ dikten sonra Patrik Bernabâ da papaslar olduğu halde nünde ölü dualarını olumu! Bunu müteakıp tabut eski ler tarafından makbere in Bu an çok acıklı olmuştur: zabitleri makberi A vi Yı eye lanmış olan halk mezarın Öğ, geçmeğe başlamıştır. Bu eso8f tün Yuzoslavyadaki kliseler çanı çalıyorlardı. Heyetlerin celenkleri BELGRAT, 18 (A.A) — deksandrın n ise “ 3 bulunmak üzere buraya gelmiş busan meclisleri divan tarafından kabul edilmişlerdir. Cenaze kiliseye nakledili BELGRAT, 18 (A.A.) —* #enberi önünden 300 binden FEEPFLT NEE E | zarlığa defnedilecektir. kel M. Lebranun istikbali! z BELGRAT, 18 (A.A) —Ü Sandin Frame cekemskaramii gösterilen hararetli kabulden bi) nı tedirler. gi Gazetelerin yazdığına göre bert Lebrumun prens Pol dei binmiş olduğu otomobil isti çıktığı zaman halk içinden “ coşkunlukla müşarünileybri bi yaşa diye bağırmıştır. | u İngilterede matem | © LONDRA, 18 (AA) — BŞ yapılan kral Aleksandrm © ğ ii G : X N d ö ” Bulgaristanda SOFYA, 18 (AA) — #ı bildiriyor: Kral

Bu sayıdan diğer sayfalar: