3 Aralık 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

3 Aralık 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© A iMiyet'in Româns 51 z Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F, Beni 23 saattir bir gölge gibi takip eden bu adam kimdi? Hülâsa (Martbe Richard Fransa casusluk teşkilâtı tarafından O İspanyaya gönde- rilmiştir. Vazifesi orada Alman casus teşkilâtıma girmek ve iki cihetli casus- luk yapmaktır. Marthe bir sürü omace- Talardan sonra Alman cssus teşkilâtı £eisi Baron Fon Krohn ile tanışmıştır. Bundan bir çek malümat almış Fransa. ya gitmiş tekrar İspanyaya dönmüş tür. Marthe Richard Fasa gidip gelmiş” ye Madrltte © yerleşerek orada Fon Krohn'un yardımile Alovettes'kr ay- Bası isminde bir güzellik müessesesi kurmuştur.) — Gene ne oldu?. — Ne olacak; beni gene takip ettirdi. Mutmain yerine oturdu ve gül - meğe başladı: — Bu defa yanılıyorsunuz, bu takip onun tarafından olamaz çün kü dört gündür burada değil!... — O halde beni takip eden kim? Beni gölge gibi takip eden bu a - dam kim? 23 saattir nereye adım atsam karşımda onu görüyorum. Bu ne demek? Yaşamak mı bu?... Von Krohn, kendi maceraları - lerde polise müracaat e! - iç istemezdi. - — Yok, yok, diye aşağıdan al - mağa başladı. Sakin olunuz, reza- let mi çıkaralım? Bilirsiniz ki be - nim işlerim muntazamdır. Elim- den kuş kurtulmaz, Sizi takip ede nin kim olduğunu derhal buldara- cağım. Ertesi günü güzellik müessese- sindeki apartımanımıza Baron yü- zü perişan bir halde geldi. — Ne oldu diye sordum. Utanarak itiraf etti: — Bunlar Fransızlar! Bir koltuğun üzerine başım dü- şük yığıldım. Beni teselli için va - nıma yaklaştı. Başımı tem ve bir daha onları artık göre miyeceğim. ilk yol beni idam sehpasma götü- recek, Ben artık mahvolmuş bir in- sanım, Baronun yüzünden nedamet a- — Üzülmeyin. Muharebeyi ka - zandığımız zaman Fransaya dö - neceksiniz. Bunu size taahhüt edi- yorum. Yalnız biraz sabırlı olun. Zaten çoğu gitti azı kaldı. Kendi yaptığı haksızlıklara ta- mamile kani Mai nasıl sevgi göstereceğini bilemiyordu. eri zamandan Line eri Ni görünmeğe ryordu. ğle yemeğinden sonra bera - ET eldi ve bana müte- n i ve mül şekkir kaldı. Bu soğukkanhlağını boşuna gidiyordu. Onun için ei neden ihmal ediliyor deye sordum. Bahusus ortada şu Pirenelerdeki gizli yol meselesi de vardı. Daha bu yolun keşfi tamamile tesadüfe bağlı idi, Halbuki iş te- #adüfe brrakılacak gibi * değil Düsen cerhanesi, düsman eeseru boyuna bu yoldan memlekete gi- diyordu. Bundan daha mühim ve daha acele hangi iş olabilirdi?. Yüzbaşı Ladoux bana şu haberi vermişti: — M.deN... Madride giderek Yalnız Mösyö de N, un ismini biliyordum. Buna dair hiç bir pa- rola ve:ilmemişti. O alouette'i ta - nımıyordu. Beni çağırsa çağırsa ismimle çağırabilirdi. Bununda müthiş tehlikeleri olduğu âşikârdi. Fransızların bu kayıtaızlığı ba - na tehlikelerin en büyüğünü hazır- lıyordu. Halbuki mukavelemiz 5*y le miydi?.. Alman ataşemiliteri Alman sefaretinin yardımile beni gözden ayırmiyordu. Bununla beraber yaza çize, Pa- rise gide gele nihayet beni takip edeni buldurabilirdim. Fakat Von Krohn'u ikna etmek Vâzımgeliyordu ki ben öyle Parise ulu orta gidip gelemem. O bilme- liydi atandaşlarım beni bulsa- lar diri diri yakacaklar. Belki bu suretle beni Pirenelerdeki gizli yol dan geçirtmeğe razı olurdu. Bir hafta içinde kendime göre bir proje yaptım. Fakat bunun çok vardı. Ne pahasına olursa olsun muvaffak olmak istiyordum. Bütün cesaretimi topladım, kararımı ver. dim. Öyle bir iş yapacaktım ki ya muvaffak olacak veyahut her şeyi hayatla beraber kaybedecektim, Fa kat muvaffakıyet te öyle zayıf gö- rünüyordu ki... Birgün biçimsiz bir şekilde bo - yandım. Eğri büğrü bir tarzda şap kamı giydim. Kalktım, Von Kronh un evine gittim. Kendisi bürosun da idi. Beni bu saatte ve bu kılık- ta beklemiyordu. Kıyafetimden ve yüzümden maneyiyatımın bozuk Tuğu akıyordu. Gözlerile beni istic vap etmeğe başladı. Ben bitkin bir halde bir sandalyenin üstüne yıkıldım. Nefes nefese idim, Ko - nuşmak istedim, fakat hıçkırıktan kendimi tutamıyordum ki... Niha- yet biraz sükünet buldum, ağzıma geleni söyledim. Barona etmedi - ğim hakaret hiç ol - mazsa ona karşı olan kinimi böy- le sinir buhranı şeklinde izhar e- diyordum. (Bitmedi) Bir İngiliz Denizcisinin itirafı (Başı 1 inci sahifede) Uruva pasifik de- nizini geçmek için gerektir. İngilte - reye ise krallığın yiyeceğini getire - cek ticaret gemilerini korumak için ge rektir. Elli kruvazör İngiltere için pek azdır, on bin tonilâto ize bir gemiye pek çoktur. Torpidolar ve denizaltı gemilerine gelince, Fransa ve Italya başları boy bakımdan da birçok zorluklarla ka: karşıyadır. Bi “ , Yukarıdaki yazıdan da anlaşılıyor ki, toptan konulacak bir ton'lâto pren sibi içinde Japonyaya beraberilği ta- pak ve İngilizlerin daha ziyade işi- e gelmektedir. ünkü birçok İngiliz- lerin Japonyanın bütçe darlıklarından dolayı bu iği asla elde ede - vardır. Ingi'izlerle . şimdilik Amerikanın tehlikeli ve çok müşkül safhaları | EDİRNE, (Milliyet) — Edinme kurtuluşunun 13 üncü yıldönümü şenliklerine iştirak (oetmek üzere Edirneye gelmiş olan Alpullu şe. ker ve ispirto fabrikaları müdürü Ali Şefikle uzun bir görüşme Yaptım. Trakyanın sıtma mikropla- z li ki feyizle:inden istifade ederek 9 sene içinde gene Trakyanm eşi gö- rülmemiş modern ve yepyeni bir şehri haline giren Alpullunun or- manlarr, bağları, bahçeleri, memur ve ameleye mahsus zarif evleri, caddeleri, oteli, mektebi, eczaKane. 8i, hastahanesi, lokantaları ve ga- zinosile ve nihayet tenis ve futbol sahalarile varmış olduğu bugünkü tekemmül derecesinde dayanıp kal maması herkesçe istenen bir şey ol. makla beraber dumanlarını zaferle ve muvaffakıyetlerle savuran bir bâcavı meydana getiren bu hare. Alpullu şeker ve ispirto fabrikaları müdürü Bay Şefik ket ve faaliyet kentinin sırlar kar şısmda husule getirmekte buklndu: ğu tefsir ve telkinin hissini ve ma- hiyetini ihata ve takdir edenler için Alpullunun bugüne kadar vasıl ol- duğu tekemmül derecelerinden da- ha yükseklere, çok daha yüksekle- re çıkması şiddetle isteniyordu. Geçirdiğimiz yazm cehennem- dolaynile şirket hesabma kaça olduğunu tahminde güçlük çekme- diğim için - itiraf edilmesi muva- fık olan samimi bir Şefik'in vereceği izahata arasında olduğu gibi arasmda da ayni şekilde devam eder. Güz hazırlıkları böylece Srvasta tuz pastırma, | suçuk, kömür, bulgur, yarma, ilh şeyler , my 3l toplanır. karşı gelen siyasasının olacak gibi gö- zi ir. MİLLİYET PAZARTESİ * KANUNEVVEL 1934 | Pancarlarınm ellerine gene asgari İMEMLEKETTE ani Psi” Alpullu fabrikası yeni yıl .mukavelelerine başladı Şirketin önümüzdeki sene de 100,000 | tonluk pancar ektirecegi' anlaşılıyor yaç göslerdim. Şefik Bey dedi ki: — “Hakikat halde geçen ekim yılının kuraklığna ve bu yılın şir. | ket için zararlı bir yıl sayılmış ol. ğmen pancan ( ekicileri | bir şümulile mutazarrır olmuş değildirler. Zahire ve hubu- battan da - kuraklık hasebile - za- rar görmüş olan çiftçilerimize en küçük yardım mahiyetini haiz ol mayan ve hayvanlarını beslemek ü zere meccanen kürpeler dağıtılmış ve pancar ekimlerinden istihsal ettikleri muntazam yardımlar sa - yesinde öteki zararlarını telâfi im- kânlarma kavuşturulmuşlardı. Önü smüzdeki yılm ekim miktarmı azalt mak ızdırarında kalmış olan şirket, mahza geçen yılın kuraklığını gö- zönünde bulundurmak ve köylüyü yardımlamak maksadile, bu mikta- rı gene 100,000 tonda bırakmak 12- dırarında kalmıştır. Bu hesaba göre ekim senesi nihayetinde Trakya 1,000,000 lira para girecek demek- tir, Önümüzdeki senenin vaziyeti biz <e çok iyidir. Nadoslar vaktinde ve zamanında yapılmış ve yıldan yıla | bu işte mümarese kesbetmeğe başla mış olan pancar ekicilerimizin yeni seneye aid hazırlıkları biraz daha dikkat ve itinaya istinad etmeye başlamıştır. Bu itibarla bu sene az sahadan çok mahcul alınması ihti- mali yüzde doksan nisbetini bul. muştur. Fabrikada daimi işçilerimize mahsus olmak üze:e büyük bir (iş- çiler yurdu) açıldığı malümdur. Bi kaç güne kadar açılma merasimi yapılacak olan bu yurd'da 400 - 500 amele iaşe ve ibate edilecektir. Fab rikanın Edirne, Meriç, Uzunköprü, | Alpullu, Babaeski, Kırklareli, Lü- | leburgaz ve Çerkesköy mıntakala- rma ayrılan sekiz ekim parçası var dır. Bir taraftan buralardaki pancar ekicilerine işş'e geçim sahası temin etmekle beraber öteyandan da Zon güldan'tari kömür, Kırklareliden ki reç taşı, Sinoptan sandık O tahtası calbetmek suretile bilvasıta fayda» kr olmaktadır. Bundan 4 yıl evvel 30 talebesi mevcud olan yeni ve sıhhi mektebi- mizin talebe mevcudu 200 ü geçmiş ve hastahanemizde bir yıl | içinde 100 hasta bakılmıştır... Mehmed BEHÇET Gazinin Yapılarında... ÇORUM, (Milliyet) — Çorum, “sağlık yurdu,nun in, düzen- Uran sam > lü, ışıksız yüzler arasm- Gözlerim yön yön, gezinip, bakı- nryor... Makaslar, , Deşter- ler, türlü türlü hacetler. Yüreğim "e imiş vi —diyor Azraile — Buraya — k İmağı iş özüt ler pembe ne gider. NM inci Teşrin güneşi çek tatlı. Ilk ılk, her o bucağa yayılmış... Yurdun, bilgi renkleşmiş, uç- mak gibi güzel bahçesindeyiz. Dü- zenlik çağına girmiş teferler gezi- r. — Bakımınız iyi mi? diyecek o- Kamumuzu kmayarak ya- ... harem ağalarına,, soyadi Harem ağaları kaç kiş kaldılar, nasıl yaşıyorla! B. Hayreddin anlatıyor bana kalsa, b tün ağalara soyadı verirken “bahtı kara oğulları, derd Spor mraklılarının çok iyi tanıdıkları En eskimiz şimdilik 6... eski saray ağalarndan Hayreddin ağa- I — Nerede toplanır, aranızda nuşursunuz? Bay Hayreddin başmı salad — Bizim araymzds korneşacili Ihtiyarlarımız, sksmriki rükten göz açamazlar. Biraz yakin canı cense gi sanarak izim zoyumuz var mı ki soyadı. mız olsun!.. — Etbette bir şey bulacaksmız. Ara- mızda biç konuşmadınız mı? — Konuştuk, Hergün de konuşuyoruz. Fakat hir Ara sira, cuma günleri — Beşi kahvede buluşuruz. Tavla oy Yüzümüz kara ise de yüreğimiz ak... Apamızdan nasıl doğmuşsak öyleyiz. Ne günah işlemişiz, ne kimsenin ahını almı- gez, ne de ağzımızdan kötü bir söz çık- mış. Akoğulları diyo anılacağız şunun bir maçı Bir ss Beşiktaş spor kulübünü kuranls”” sında idim. — Açıkta kalanlarınız pek a8 — Nasıl az efendim... Yürmidi” işsiz geziyor. Onun da sebebi VE, Tül insanlarız. Ağır hizmetlere Bİ Yuz. Her zaman, odacılığı, kapıcii” de bulalım?.. Hasta düşenlerimiz, oluyor. kimseleri bulunmadığı için söy. a v her geye alışı- yor. Meselâ, ben Habeşistanda küçük bir kasabada doğmuşum. Altı yedi yaşların- da iken babamla birlikte kaçarken, bir orman içinde üç mizraklı adam karşımıza çıktı. yakala, da işte böyle malül bir hale raktılar. Gözümü açtığım zaman, kendimi bir hastahanede buldum. Burada, yaralarımı sardılar. Keşki sarmasaydılar. Sonra da beni getiren adama teslim ettiler! Ondan, ötesini o söylemek (— östemezr Si. yah köleler © arasma karıştık. Böy. İe yarım erkek olup saraylarda yaşam yacağımıza, sie Şırpıdan lili mizde kalıp çı şocuğu arışsaydık, bundan bin kat iyi idi. — Hatanbulda, kaç haremağası var? Gözlerini yumdu, iki dakika kadar dü- sonra: düşüncedir kaplar. Olüm, içimizden gene nleri alıp götürecek? diye endişeye dü- geriz. Böyle eksile eksile, bir gün gelecek ki Kime ilme Klein — En yaşimız kimdir? ğerli bakanları, elgüne tümen tü. men, sağlık saçan bu, sayın yurda özel bir genlik katsınlar... Züyle, bugünkü seçkin bayındırlı- ğını bir gez daha övmek, ne denlü kıvançlı... Ve bundan ötürüdür kü, Çorum, kıranmda tek bir inanç, tek bir güre var: — Önderin yaltırıklı sürüşünde erdenleşmek. Sağlık yurdunum, Gazi yapısnm. amrağ varlığndan uzaklaşırken, böyle angılanıyorduk... Cevdet YAKUP M. Kemal Paşa umumi vilâyet meclisi M.KEMAL paşa, (Milliyet) — Vilâyet umumi meclisi azalarınm bir derecelik müddeti bittiğinden yeni devre azaları intihabı beledi- ye salonunda, şehirden ve köyler. den gelen müntehibi saniler tarafın dan yapılmıştır. Yeni umumi meclis azalarına ka- Hendek tütünleri HENDEK, (Milliyet) — B* Hendekte bir milyon kilo tütü? Aydın spor alanı AYDIN, (Milliyet) — spor rafından yaptırılmıştı. Kale” mını da bu yil spor mıntakâ#” mamlamaktadır. Belediyemi tribün arasına bir balkon yon. Baharda spor hızlandığında ve lik kar: rında oymaklar düzgün ve lanmış Aydın alanında oy08! lar ve seyirciler de gerek #Y8X pu karşılaşmalarmı gereks€ spor debreşmelerini oturup decek yer bulacaklardı çok iyi bis alan kazandıran yemizi ve mıntaka heyetini riz. C.H.F. Bursa vilâyet idare heye- tinden Avukat o Mehmed Hulüsi beyle birlikte intihab günü buraya- gelen vali Fazlı bey intihaptan sonra müntehibi sanilerle, gecele- yin ve ertesi gün de halkla uzun müdded konuşmuşlar, kaza işleri hakkında görüşmüşler ve halkın i, şikâyetlerini en yakın- dan dinlemişlerdir. Vali beyin, bu kıymetli alâlaları de:tleri:

Bu sayıdan diğer sayfalar: