4 Aralık 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

4 Aralık 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİHİ TEFRİKA: 21 — (İ Her hakkı mahfuzdur. | Selânik heyeti 1— Dessas, hilekâr, dolânderer Üete idhal edilmez. 5 2 Kendisine İstanbulda bir “İJİ— Selânik heyeti merkeziyesi- fağrılarak kendisine talimat ve- İ|İ— izmire gönderilerek o za- Yakup ağa olup şimdi doktor im bey ile İzmir merkezini teş- “Vazifesi yük'etilmez, İş — Çanakkalede cemiyet efra- İ örüşmekeliğim için mez -aiyet ez, >— Selânikten İstanbula gelen muhabereler namına gönde- >— Av upa devletlerine taah- Ü olarak gönderilecek memo- mlar namına irsal kılınmaz. >> Cemiyetin mührü kendisine » olunmaz. — Vükelâya dağıtılacak teh yedimeharetine tevdi , pameler haz, © — Dağıtılması lâzımgelen be- Sameler eline teslim edilmez. pe zannıma kalırsa Baha- pizmetleri takdir edilmiştir. Ta- te buna âdil bir şahit olacaktır. İy Geler m esas meseleye: Cemiyet |, Beyi Bamzetleri sırasımda gös- ; İl Sildi. Hattâ bu meselenin hal- “İLe Cavit bey memur edildi. Biz H. in kusurlarını saydık. Kulüp te isini kabul etmedi. Diğer ku Bözete,, H. beye dözendikçe dö- un kusurlarından bahset: « memleketin menfaatleri içindi. iz Refik beyin tavsiyesi ü- ine namzetliğimi koymuştum. i çekildiğimi Refik bey size 've Talât beyler bizim Üsküdar öbüne geldiler. . Onlar gelme- © €vvel müntehibi sanilere İtti- Ve Terakki namzetlerini kabul Vi». Zetlikten çekildiğimi ve keyfi- İş, Müntehibi sanilere bldirice- söyledim. İşte o gün H. beyin İ affak olamadığı anlaşılınca ur ti merkeziyedeki H. bey taraf- rt bu muvaffakıyetsizliğini Sana isnat ederek o gün mer- çin kararını Refik beye bildirdi- epi | e İ tine tevzi edilen nizamnameyi Sİ kere okumuş olsalardı, âzadan, GN ile benim gibi müessis âza- 8 nizamnameyi bile göstermi- tr yazmışlardır. Onun için a- gm cemiyetin kongre ile | İş sine nizamnameye harfi harfi- | İgiyet etmelerini, nizamnameye ayir hiç bir teşebbüste bulun- talaşını katiyen bildirininiz. Yi da, nizamnameye riayet et- '€n sırf garez üzerine hayatmı, ği : ta şında, cemiyete vakfeden bir e- dar hakkında dolandırıcılıkla eykusur bir gece takip eder. kederlenir ve hiç bir şeyden Bromural dünya tanıc, “— erine Knoj A-G, kimyevi maddeler fı bundan üç sene evvel ce- | | h ti merkeziye teşkili teklif edil- | ii. Bizim Üsküdar kulübüne tek- “er de reddettiler. O sırada “Ye- j ilini. Nihayet H. bey büsbütün düş Ertesi sabah En- Delerini bildirdim. Talât beye de irine bin kabahat isnat etme- €vvel tutulması lâzrmgelen yo- | İl öğrenmiş olurlardı. Halbuki göz- tarafınıza ağızlarına gelen is kesbeden nizamnamesi na- , evvelâ İstanbul heyeti merke Hamidin binlerce bafiyeleri İttihad ve Terakki! , İBAHAEDDİN ŞAKIR BEYİN BIRAKTIĞI VESIKALARA GORE) Yazan: A.C, merkeziyesinin İstanbuldaki vaziyeti İiyi kavrayamadığı anlaşılıyordu dan dolayı İstanbul heyeti merke- ziyesi aleyhine ait olduğu mahke- mede dava ikame etmekliğime mü- saade buyrulmasını ısrar ile talep ederim. Avukat Baha beyin bu istidası İ da Selânikteki meikezi umumi tara fından “şu sırada münasebetsiz ah- val hudusuna meydan verilmemek ve metalibine karşı münasip bir s- rette idarei kelâm olunmak üzere,, derkenarile İstanbul heyeti merke- ziyesine gönderilmişti. Bu yarım kararlardan da Selânik heyeti mer- keziy. n İstanbuldaki vaziyeti lâyıkile takdir edemediği anlaşılı. yordu. Cemiyetin İstanbulluların ruhu- mu kavramağa muvaffak olamadı. ğı İttihad ve Terakkinin o devir deki faal azasmdan ve bugün de mevki sahibi olan bir zat umumi merkeze verdiği çok dikkate şa- yan bir rapo'tinda aşağı maret- te anlatıyordu. Meşrutiyetin ilânm- dan aşağı yukarı bir sene osonra yazılan bu raporda deniliyordu ki: “Cemiyetin bilhassa İstanbulda günden güne tedenni etmesi sebeb- lerinden başlıcası merkez heyetin ve kulüblerin fena tedbir almala- rından ve idaresizliklerinden baş- ka İstanbul halkımm ekserisi her mânâsile fesadı ahlâk ile perverde olmasıdır. Onun için, meşrutiyetin başlan- gıcında umumi cereyana ve galeya- na kapılarak ve daha doğrusu ce- miyette pek büyük kuvvet ve ikti- dar tevehhüm ederek adeta korku ile rica arasında muhib ve sadık gö- rünen bu halk, o vehmin ortadan kalkmasile hiç bir icab ve sebeb ol- madan cemiyete düşman kesildiler. Bu fesad ve tezvir erbabı, cahil ve gafil olan avam halkı kendi tezvir- lerine bağlayrverdiler. O Melânet ve mefsedet için iki mühim emel noktası bulundu ki bunların birisi taassub fikirleri ve diğeri de İslâm olmayan unsurlarm #nilli ve cinsi ihtiraslarıdır. Mebusan meclisi intihebatımdan evvel ve buzusile intihab zamanla. rında alay alay merkez heyetini zi- yarete koşan halk, nereye ve niçin geldiğini bilmiyordu. Onları idare eden kovvet, üç beş zatm şahsın- da ve bunlar da cemiyetin manevi nüfuzu altında idiler. Cemiyet İstanbul halkının aç ve sefil kısmını defaten itma ve ihya edemez, eski devirde o mukbil ve muhterem iken sonradan kat'i mah rumiyete düşmüş olan diğer bir kıs- mr da eskici gibi mes'ud ve mem- nun eyliyemezdi. Onun için, cemi- yetin aldığı tedbirler yanlış olma- sa idi bile netice gene ayni olacak- tx. Çünkü şurasımı unutmamalı ki İstanbul ne hürriyet | fikrine göre Rumeliye ve ne tevekkül ve kana- atce Anadoluya benzemeyib es ki devirden memmun olanı çok, me- muru çok, sefili ve serserisi çok, © halde ahlakı en ziyade ifsad edil miş halkın merkezidir. Böyle bir halkı ıslah etmek ve o sayede cemiyeti yükselterek umumi menfaatler temin eylemek, manevi kuvvetlerle yapılması kabil olma- yan bir iştir. İstanbulda mektep aç- mak, gece dersleri vermek veyahut ahali hayır ve hasenat göstererek kalbleri kazanmağa çalışmak belki — Bitmedi — Her şey fena görünür. İnsan huysuzlamın, memnun olmaz. Her emuvaftakiy etin ilk şark | Map dinlenmiş bir vöcul ve dinlenmiş sinirlerdir. Eger sinirli iseniz, «Knoli- komprimeleri sizi kurtarır, miüsekkindir ve uykuyu temin eder ve hiç bir zarar yoktur, bütün 1) komprimeyi bari iye sönrelerde recele İle katlar, abrikaları, Ludwigshafen s/Rhin. Balo mevsimi geldi. Şimdi bütün kadınlar giyinen kadınlar balolarda giyecekleri elbiseleri düşün- mekledirler. Acaba ne biçim olacak, uzun ma, kısa mı, brode mi, dekoltesi açık me, kapalı mı? Uzerinde pullar, boncuklar varmı? Şimdi kisi gibi uzan eskisi gibi süpür süpürdür, Kumaş itibari- le her renk vardır. Hattâ geçen sene moda olan emprime r bile, Etekleri gene geniş, bazan kloş, bazan godelidir. Birçok gece elbiselerinde gene yarım kol vardır. Buna mukabil ve arkadaki dekolte geniş ve bele doğru yapılmıştır. Kumaşlarda krep saten elbiseleri daha çok parlak, € daha zengin g. li Beyaz ve siyah krep saten- ne elbiselere pullu bon- caki elbiselere la temalâ? edilmellisir. Bunlar helme dört beş sene evvel bütün modayı istilâ etmişti. Fakat ge hele çok pahalıya çk anraları, böyle boncuklu elbiseler çok ağır olduğundan sürat ki Ve sü ratle yapılan elbiseler, süratle değişen o mede rüzgârları altında kay - bolup gidiyordu. Şimdi tekrar telli pullu, boncuk la elbiselerin meydanc çıkacağı söylenmekte - dir. Ba yeni moda dahe Sİ ziyade Misrdan, ilk asu lar tarihinden kewost al i e filminde hep e hye elbiseler ii Hattâ bir elbisesi o kadar ağırdır ki boncukları ve pak ları ve sairesile 35 kilo gelmektedir. İşte şimdi Fransız moda âmilleri bundan ilkam alarak ağır süvare elbiseteri pmaktadırlar. Ba olbiselarda her türlü reodent slelar ve hattâ zırha benser örgüler kullanılmaktader, Acaba yeni moda tutacak me dersiniz? Filhakika yeni elbiseler gayet güzel, gayet zariftin Fakat çok pahalıya mal Fakat buna rağmen le parlak madenlerde; etmek mümkündür. olmakta ve okkalı olmaktadır. imdiden Pariste birçok yerlerde böy en yapılmış güzel cibiselere tesadüf Binlerce sene evvelki modadan ilham alan bu ek biseleri görünce insan gayrühtiyari tarihin tekerrürden ibaret olduğunu layer kendisini alamiyer. Belki eski elbiseleri a Banlan dört Bay s5 ne evvel yaptırdıkları el biseleri saklayanlar bun. lardan istifade edebilir - Hiç olmazsa garni - türlerini tekrar kullana- Pi bilirler... Onun için e günkü gece el ümelme yeslıkıdillar YAŞ mayın. Kimbilir belki ge lecek sene e da moda o Kürklerde.. (<< | Ayşması me ver gibi portakal reçeli Bu seneki moda nereye gidiyor Hanımlar kürke pek meraklı - dırlar... Elbette kürk bir defa in - sanı adamakılir ısıtır, sonra zen - gin gösterir. Ve daha sonra uzun müddet dayanır. Kürk, mantoya nazaran çok pahalıdır. Meselâ bir manto 50 liraya çıkarsa, bir kürk için 200 lira vermek lâzımdır. Fa- kat bir kürk mantonun dayanaca- | ğından beş alir misli dayanır... İş. te kocalar, bu hakikate akıl erdi- remedikleri için kadınların kürk almasını israf telâkki ederler. Fakat, doğruyu söylemek lâzım gelirse kocalarm da hakkı var. dır, Bir manto parası kolayca teda rik edilir. Fakat bir kürke yek tah tadan sermaye yatırmak kolay mı ya? 200 lirayı bir adam şu zaman- da nerede toplu bir halde bulur?.. İşte bunun için bu sene pek kürk. lü mantoya iltifat yoktur. Yeni mo da çıkaranlar daha ziyade yarım kürkleri ortaya atmağa bakiyor - lar, Fazla satılsın, fazla iş olsun di ye... Bu seneki kürk modasma gelin ce, yakadan ziyade kürkler, yaka- Hurma "Artık yaz mevsimi geçti, yaz meyveleri de çekildi gitti. Şimdi ku kış e işlere bakalım, Kışın yenecek güzel bir reçel de portakal reçelidir. Fakat bu re- çeli yapmak ta marifettir ha. Öyle her Bolulu aşçıyım ben diyen bu - nu becermez. İşte size güzel bir portakal re - geli tarif edeyim de yemeyin yanın da yatın: Birkaç portakal alırsımz. Ne ka- dar isterseniz o kadar... Kalın ka- buklu olması daha iyidir. Kabuk - ların üzerindeki kırmızı kısmları incecik kazır gibi soyarsınız. Por- takal cascavlak tıraş edilmiş kalır, Sonra üstünde kalan akbukları, » güzel dilim dilim soyarsınz. Bu ka nın biraz aşağısında omuzun altın da taşımaktadır. Renard Argentö filhakika ge- ne eski mevkiini muhafaza ediyor. Fakat üzeri salipli sarı tilkiler de pek revaçladır. Diğer taraftan kap lan derisi, benekli kürklere de çok tesadüf edilmektedir. Kürk manto lar da gene uzundur. Tabii bütün kürkler üzerinde aslzagan gene ye mevkiini muhafaza «tmâk bakları bir sivri tarafı içe, bir sivri Dar dışa gelmek üzere hurma Aman dürun acele etmeyin. Bir şeyi unuttum. Bunları sarmadan ev vel uzunca bir yorgan tiresi alırsı- nız. Bunu bir iğneye geçirir. Ve u- cuna da düğüm yerine bir kibrit çöpü bağlarsınz. Sonra efandicağızıma,hari varladığınız kabaklar yok mar, ön açılmıyacak tarzda bu iğneden ge- şirir ve Amasya bamyası dizer gib i yorgan tiresine dizersiniz. İşte oldu size portakal kabuğan Süt neye Yarar? Sütün besleyici faydası inkâr edilemez. değil mi, İnsanı beslemekten başka süt neye yarar bilir misiniz?.. İçinde fazla miktarda tuz eritilmiş süt hastalıklarından muzdarip olanların ha- yatlarını uzatır. Küşük çocukların solucanlarını düşür. Sonra banmefendi sizin de işinize ya- dan bir tesbih!.... Şimdi oturun ben sözü ağzımdâ geveleyene kadar ya sabur çekin... Bir taraftan da geniş bir kapta s& kaynatmağı unutmayın. Ba iesbihi, hani porlukal hab undan tesbihi güzelce bu suyum, içine alın, Bırakın kaynasın... O suyu dökün... Bir daha kaynatın... Ve bırakın beraberce gene kaynasın. Eğer ka- bukları haynatmazsanız sonra re - çeliniz acı olur ha.... Burasına iyi- ce dikkat!... Bundan sonra efendicağızıma bu diziyi, tesbihi ne derseniz diyi- niz. İşte bu portakal kabuklarını soğuk suya vurun... Diğer taraftan da hazırladığınız suyun içine atın, Şekerli su nasıl olursa olar, Yani kıvamı ne kadar olursa olar. İşte bu diziyi öylece gene salkım saçak bunun içine atın. in. İneceğine yakın iki portakal suya sıkın. Ve biraz da limon damlatın. Sonra ipliği kazıyın. Portakallar hurma gibi tane tane dökülsün... Aman efendim aman öyle güzel bir şey oulr ki değmeyin keyfine! y Yemeyin de yanında-yatın. Tosun <

Bu sayıdan diğer sayfalar: