9 Aralık 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

9 Aralık 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKİMİ TEFRKA: 26 İttihad ve Terakki! #BAHAEDDIN ŞAKIR BEYİN BIRAKTIĞI VESIKALARA GORE) İer hakkı mahfuzdur. Yazan: A.C. hdide Tokatta met isminde birisi peyda oldu kaç gün evvel Ankaralılar. ep bir heyet memleke- ipefiine taallük eden bir kaç ik bir istida ile valiye müra- #tiler. Vali onlara: Bu arzühali evvelâ cemiyete Münüz. de sonra mı bana geti- İinuz? Yoksa bundan cemi- Hhaberi olmadı mı?,, Mliyle karşıladı. Müstediler, is Ba mündericatı hakkında cemi | verilmediğini söyle- li İNAh şöyle, öğer cemiyete git- | Peaydmız, size pek fena ha- edecektim. Çünkü ben Hura- âlişan bir vali bulu- £A beni bırakıp ta İttihat ve ki <emiyetine gitmek yakış- Bi tevabını verdi. in bey iki aydanberi Anka teldiği halde henüz işe başlı Ütibidir. Mevsukan işitildi Üre vali, istipdat idaresinin ge- Ülesi her zaman mümkün, da kapmelelerde icraat gösterme- giklemek lâzimgeldiği kana Milerden bazılar: böyle düşü- taassubun en menfur, un- iilolan cahil hocalar neler yap- bed? Bunların vilâyetlerdeki afozları, vaziyeti bilme- aldatmak hususundaki götleri cemiyet için en büyük keyi teşkil ediyordu. Tokat. un gelen bir hâdise bu tehli- ie güzel gösteriyordu. Ora- ihat ve Terakki cemiyeti - ii rafından umumi merkeze m bir raporda deniliyordu ki: der taraftarlarmdan olmak İvi kazanan Tokat mutasarrı- *âl bey, kanunu esasinin ilânı- * hafta gizledikten sonra yapı- k üzerine | ilâna mecbur işte. Şimdi İster istemez meş- | st taraftarı görünmek isteyor- 8 inzibat işlerinde £ göster geçen gün bir ihtilâl çık ha sebep oluyordu. m Tokatta Sısaslı hoca Meh endi isminde birisi peyda ol. tasarı emellerini terviç |, 'Ssat ahlâkli bazı memleket ki her işlerini fakir ahaliye 1 ve meccahen gördürmekle it hükümetin zulmü saye- servet yapmağa muvaffak ol- irdır, Şimdi bu hoca Mahmut # beraber | hareket ediyor. camilerde vesair yerler. | İyetin şeriate mugayir oldu- jen karıklıklarda müsli n analarını, babalarmı öl- Ermenilerle kardeşlik yapı- cağını ve hele hiristiyanlarla satın şeran caiz olmadığını Çoğu hürriyetin, meşrutiyet nin neden ibaret olduğunu yan ve'maariften pek m bulunan cahil halkta bu ni şimdiki idare aleyhine ce- lar hasıl oldu. Hoca Mehmet meşrutiyet idaresini tesise fak olan genç Osmanlılar olduklarını, onun için şer'i- mugayir ahval ve efale mey- | Teceklerini ve hepsinin sün- ol. anlattı ve bu su- *ikâr: galeyana getirdi. alta bir tiyatro oynatılacak- un için hül ten müsaa- işti. Tiyatronun ilânı soka- Pişteriİmken hoca Mehmet ef ânı asmakla meşgul olan 'dü ve ilânı yırttı. Ondan Ermenilere hitap ederek: | Ermeniler, — siz de benimle | tiyatroya mâni olmazsanız de beş yüz kişi var, başınıza !,, diye bağırdı. Onun & mâni olmak isteyen dahi dövdü. i” n bu harekâtına mâni ol. tin hükümet tarafından hiç Yapılmadı. Hattâ mutasarrıf i günü tiyatroyu menetti. Yüz bulan Hoca Mehmet i Müftüyü sokaklarda tahkir | ) Umumi galeyanı arttırmak m kalabalık yerlerin - | rip çağırmış, İstanbula gön » mebuslara ehliyeti olmadı. | iyerek ötedenberi zulüm» |, *Yet temin eden ümmi e Bey isminde birisine rey Nİ istemiştir. İntihap olu- lara karşi »Tıza alınmı lar söylenmiş, onun çıkar Eürültü üsarina hine valın Sısalı Hoca Meh- tal çıkmasına az kalmıştır. Böyle olduğu halde ne zabıta, ne hükü- met memurları buna mâni olmağa çalışmamışlardır. Yapılan ihbar ü- zerine polis ve jandarmalardan ba zıları cemiyetin muavenetile cüret kâr hocayı Ermeni gazinosunda tut tuklarr sırada hoca elindeki asasi- le polisin başımı tehlikeli surette yaralamıştır. Hoca zorla yakalana- rak götürülürken “ne duruyorsu - nuz?” diye bağırmış ve herkesi hü kümete karşı kıyama teşvik etmiş- tir. Bundan başka yolda götürülür. ken de: Mehmet Bey, Mehmet B., beni kurtar|,, diye feryat edip dur muştur, Bunun üzerine eski hafiyelerden ve istibdat komiser ve polislerin « den bazıları koşarak hocayı kur - tarmışlardır ve onu yakalayan po- bsi de tahkir etmişlerdir. Fakat hocayı neticede hapse koymak mec buriyeti hâsıl olmuştur. Ertesi gü- nü müddelumumi muavini hoca hakkında yalnız zabıtaya muhale- fet maddesinden dolayı dava aç - mış ve kendisinin de dahil olduğu fından yapılan ihzarat mutasarrıf tarafmdez katiyen nazarı itibara a- Immamıştar.,, Bu hâdiseler, htihat ve Terak- kinin Meşrutiyetin ilânmdan son - ra memlekette tutunmak için icap eden tetbirleri almayı ihmal etmiş olduğunu göstermeğe kâfidir. Vi - lâyetler cemiyetine karşı bu suret- le hareket ederken İstanbul efkârı da gittikçe daha ziyade cemiyet a» leyhine dönüyordu. Cemiyetin na- şiri efkârı olan Şürayi Ümmet ga- zetesi hükümet tarafından kapatı- İryordu. Ne mal olduğu tâ cemiye- tin ilk tesis zamanlarından bili » Ali Kemal en menfur bir tarz- da cemiyete hücum etmek cesare - tini gösterebiliyordu. Ali Kemalin kim ve ne tıynette bir adam oldu- ğunu Türk-efkârı umumiyesi o za- manlarda tabii bilemiyordu. Gaze- tesindeki hücumlarından dolayı Dr. Bahaettin Şakir Beyle Ali mal arasında dava çıkınca Ali Ke- mal hakkında Baha Beyin söyle- diği sözler Türk efkârında hayret le karşılanmıştı, Hattâ bazı İtti. hat ve Ti i klüplerinden İstan bul heyeti merkeziyesine gönderi- len mektuplarda deniliyordu — Bitmedi — Başbakan Edirnede (Başı 1 inci sahifede) Tundu, Başbakanın sözleri EDİRNE, 9 (Telefonla - Sabah saat 2) — Bu akşam saat yirmide kız hoca muallim mektebinde İsmet İnönüne belediye tarafından 300 kişilik bir ko Buk yemeği verilmiştir. Yemekten son ra kendilerine hoş geldiniz diyen be- lediye reisinin heyecanlı ifadelerin - den sonra söz alan vilâyet fırka baş - Depar a aaa larının duy: ocanı anlatmıtşır. İsmet İnönü kendisini se - lâmlıyan hatiplere sıcak bir surette teşekkür ettikten sonra bilhassa de - miştir ki: —— İki gündenberi Trakyanın Yeşil ve bereketli ovalarda çalışkan ve kud retli vatandaşlar arasındayım. Bir ili seneden beri memleketin Bayındırlık yolunda kazandığı geniş meydanı yar kından gördüm. Gençlik hâtıralarım - la dolu olan Edirnede, yanınızda bah- tiyarlık duyuyorum. Dikaktimi çeken bir nokta Edirneli lerin çalışkanlıkta azim ve kudrette yüksek canlılıklarıdır. Edirneliler bütün ölkenin kendil rini ne kadar yakından gözledikleri - ni bilerek biraz nazlıdırlar.. Bütün memleket bu nazı çekmekte zevk duy maktadır. Buradaki kütlür mülesselerini men- muniyetle gezmek isterim. Büyük yur. dun her yerinden aileler evlâtlarını © dirne mekteplerine göndermektedirler. Edirnenin bütün memleket gözünde en sevgili ve en emin bir yer olduğuna daha ziyade © inandırıcı bir delil olar mu? Trakyanın bayındırdığı içi ket hususi bir özen © göstermekte. Trakya ve Edirne bizim için Istanbul dan eski ve çokk değerli Türk varlığı- dır. Bu sözlerimle Trakyanm imarın- da bülün yurdun alakadar olması 60- bebini izahı etmiş oluyorum. Atatürk için gösterdiğiniz bağlılığı onun yüce katına götürmek benim için mutlu bir vazifedir. 14 luk ömelmdenkeda dme önd engin | İtalya - Habeşistan | Harbi mi? (Başı 1 inci sahifede) seyahatinden henüz aodet ettiği bir sırada böyle bir hâdisenin vuku bül - ması şayan dikkattir. Bu acaba Afrikada başlayacak bir harbin mukaddemesi mi yoksa ale lâde bir hudut hâdisesi mi? Bu husus- ta henüz kat'i bir şey söylenemez. He nüz İtalyan Somelisi ile Habeşistan a- rasındaki hudut ta kat'i surette tesbit olunmuş değildir. Dün bu hususta al- dığumız telgraflar şunlardır: ROMA, 8 (A.A.) — İstefani Ajan- sı tebliğ ediyor: Habeşistan ordusun- dan mitralyözlerle ve bir topla müceh | hez bir kıt'a bu aym beşinde İtalyan Sanalisinde Ualual kuyuları yanın - daki bir İtalyan yerli karakoluna bir- denbire saldırmıştır. Karakol imdat yetişinceye kadar tecavüze karşı dur- mnuştur. İmdadın gelmesi üzerine mü- tearrızlar mühim mikdarda silâh, cep- hane, çadır ve hayvan bırakarak mm takadan 15 kildmetre uzaklaşmışlar» dır. Bu amır üzerinde bundan sonra böyle hâdiselere mâni olmak için ge- reken tetbirler alınmıştır. ADDIS-ATABA, 8. A.A. — Röyter ajansı muhabirinden: Romada bulunan Habeş maslabatgü- zarı, Italyan kıtsatı tarafından Habeş topraklarını muhtelif noktalarınm işgali için Italya hükümeti nezdinde şiddetle le protesto etmeğe ve izahat istemeğe memur edilmiştri. Burada bildirildiğine göre, Italyan 78 bitlerinin kumandası altında bulunan Italyan Somalisinin yerli | kıtaatı tank, tayyare ve topçu himayesile, Uzlual'da bu ayın beşinci günü Ingiliz Habeş ko- misyonunun Habeş maiyyetine hücum et- miştir. Bunun neticesinde Habeş ve İ- talyan kuvvetleri arasmda İtalyan So- malisinde bir muharebe olmuştur. Alt- mış Italyan tabaası öldürülmüş ve 400 ü yaralanmıştır. 100 Habeşin ölüp veya iyor, Hududu geçen kim LONDRA, 8. A.A. — Romadan gelen göre, Italyan hükümeti Ha- beşislan hükümeti nezdinde protestoda bulunmuştur. Romada iddia edildiğine göre, bun- dan iki gün evvel, mitralyöz, tüfek ve küçük Sahra topları ile mücehhez bir Habeş kuvvetinin hududu geçerek Ttal- ya muhafızlarına hücum etmiştir. Habeşler Italyanları hududu tecavüzle iham ettikleri içn biir müddetten be- ri Italya ile Habeşistan arasında bir asabiyet yardır. 4 Bir başka asabiyet menbaj da Italya ile yapılmış olan anlaşma hilafma Ha- beşistanın, pamuk zirmati içn Japonyaya geniş imtiyazlar ve daba başka iktisadi tefevvukler vermiş olmasıdır. İtalyanlar ne kadar ilerlediler ADDIS-ABABA, 8. A.A. — Röyter muhabirinden » z Şimdi yapılan iddialara göre Italyan kuvvetleri Habeş topraklarında 75 mil ilerlemiştir. Yulmız şurasmı da hatırlat mak lazımdır ki, Habeşistan ile Italya Somalisi arasında hudud henüz tayin ve tabdıd edilmiş değildir. Soyadlarınızı Kütüğe yazdırınız (Baş: Linci sahifede) yaralandığı miştir. Şöyle ki: Soy adı seçmiş olanlar, bugünden İtibaren bu, il ettirebi, leceklerdir. Bunun iç adı koymak salâhi i haiz olanlar) bağlı olduğu nüfus memurluğuna gide- cek ve bir yazılı kâğrt verecektir. Bu kâğıda pul yapıştırılmaz. Ve ayrıca da ber hangi bir şekilde para alınmaz. Bir nüfus memurluğu muntakasında iki soy adı yazılamaz. Bir soy adını al mak istiyenlerden önce gelenin isteği kabul edilecektir. Ikinci gelen tescil e dilmiyecektir. Bunun için nüfus yerlerinde liste - İer tutulacaktır. Olcurlarımıza bir kolaylık oknak ü- zcre bir müracaat örneği o yazıyoruz. Okurlarımız bu örnek gibi pulsuz isti da yazarak nüfus memurluğuna vere - evli çocuklarımın bu soy adile taecilini isterim, ——— kürlerimi ve saygılarımı kabul buyu » rumuzey, Kastamonu zeybeğile nihayet verildi. EDİRNE, 8.A.A.— Başbakan Js- met Inönü beraberindeki | baylarla bir- likte bugün saat 14,45 de Edirneye var- mıştır, Başbakanı unumi müfettiş Ibra- him "Tali Çerkes köyünde, Edirne valisi Bay Özdemir Salim ile Edirne saylavları vilâyet hududunda karşılamışlardır. belediye reisi &krem ile Beledi ye erkânı, fr Bay im A- kıncı ve fırka idare heyeti azaları, bü- tün memurlar, birlikler ve kurumlar, mektebliler ve halk özleme ile bekledikle ri büyük başbakana şehrin dışımda ka vusmuslardır. urada otomobilden inen başbakan karşılayıcıların hatırını sormuş, 56 lim duran asker, polis, jandarma kıta- larınin önünden > geçmi sehra vardıktan sonra umumi müfettiş- lik dairesini, yeni yapılan — hapishane, — kin habe varlerini sardiletam ann. MİLLİYET PAZAR 2 KANUNEVVEL 1934 | y İnkilâbcı pazarlık ederse bütün elindekler gider (Başı 1 inci sahifede) İkinci Jozef nazariyelerini koyduk- tan sonra ulusal hayatım derinlikleri- ne aşılayamadan ölmüştür. Amanullah ileri bir filerle batı dünyasınm fikir lerini kendi yurdunda aşılamağa te - şebbüs etmiş ise de muvaffakiyet el- vermemiştir. En muvaffak olması lâ- #ımgelen Petronun ki bile haksızlığa karşı halk bakımından yapılmış şek. line göre ehemmiyetli sayılır. Bunun yalnız sıyasal ökenomi ba- kımından olması gene Türk inkılâbı « na göre bir hiç sayılacak derecededir. Fakat Petronunki tesirli sayılırsa da bu hakların; hakları idare edenlere karşı vaziyeti düzeltmiş değild'r. İçti- mai hayatta batı âleminin aldığı hiza yaklaşma bakımından bir vaka bal Değişmeler e ve inkilâ; sini alabilmek ve © kıy « bilmek için o değil hâdise- nin kıymet ve kudsiyetinden halktan ya- yılmış isa daha ileri sayılmalıdır. Halbuki Türk inkılâbınm başka de- #erli farikası vardır. Türk inkılâbıne Türk istiklâlini alma bareketi ayrı ay- rı güçlük ârızaları karşısında birden göğüslenerek bir hareketle başarılmış tır, “Bugünkü Türk mevcudiyetini dün- ü iki inkalâbı, ikbena malz sus bir kıvmet. bir üstünlüktür. deriz. Inllâp, bir milli sınır içinde O yaşayan bir ulusa iç hayatın değişmesi ve bunu dışarıdan gelenlere karşı koymuş ol - ması mânasma göre, bunun beraber başlamı iç ve dış ile ( düşmanlara karşı aynı zamanda vuruşmayı göze almak demektir. Taktiki göze alırsak düş - manları evvelâ bulup, yenip diğerleri nin karşısında cephe almak lâzımge - Tir, Fakat Türk inkılâbı doğuştan ev - velki dünya halindeki vaziyeti her i- kisini de birden başarmak mecburiyeti arzetmiştir. içtekilerle savaş İnkılâpta muvaffakıyet için bütün eskilikleri, onu müdafaa eden unsurları boğuşarak yenmek lâzımgeliyordu. Saray ve onun gerilik unsurlarını, şık ve ananeye göre bunların peşin » den giden cahillerle boğuşmak icap e- diyordu. Diğer taraftan Türk toprak” ları yaban askerlerin ayakları altında idi. Bunlara karşı cephe almak için iç hayatta pad'aşhın emrine muti kal mak icap ediyordu. Halbuki düşmanın memlekette bulunuşu bul ve daha ileriye giderek tası diyordu. Bu nisbeten çokluk sayılan anla - 1 kafasmı o değiştirmek müşküldü. Bugün apaçık bir hakikat- tir İki bunlar o zamanlar bir zehirki vaziyet idi a Batı Türklerinin şeref için istiklâl ve inkılâp cephesinin birlikte çalışması icap ederdi. Büklü! ve inkılâp her yerde, her ulbasn içinde bulunan vaziyete boyun eğdiren beka şartıdır. ş İstiklâl ve inkılâp mânada biribi - rindön ayrılmıyan iki hemş're ve ha - yatta da biribirinden ayrılmıyan iki ha yat mefhumudur. İstiklâl ve inkılâp ayrılamaz İstiklâl ve inkılâbm birib rinden ay rılmadığını gösteren bir iki misal ar - #edeceğim: Biz bu yaptığımız inkılâbı bugün- kü hızda yapmış ve tatbik etmemiş ol söyl, talak “Onan İyembarlağu vaziyet'nde bulunsaydık neye yarar - dı? Müstakil bir devlet, yani Osmanlı devletinin yer yüzünün savaşından ev yelki vaziyetinde olaydık, o zaman bir hayat ifade eden insan yığını olur mu idi? timizin dağılma sı ecnebi kontrolü alında olsaydı bi- taraf bir gözle bakan biri b ze bir heyet diyebilir miydi? ümrüklerimiz açık, yabancı ve milli pazarlarda olsaydı i sanayi parlak bir şekilde göst vekilir niydik? Ba şartlar i- le'mili bayatın ökonemisini tanzime imkân ©- lermuydu ? Arada ölçüye sığamıyacak derecede fark vardır. Öte bakımdan Lozan, büyük b'e is- el bbileri olarak “Tie ufukları dikilmişti. ”* “Tekyeler, © üfürükler, © an'ane, âdet, kalsaydı, hayatı realite bakımın dan gören vaziyet olmasaydı ve dev- letlerin üzerinde tesir yapan ve şekil- den şekle girmiş olan dini müessese in kanunlarında delâlette bu istifade eden bir halk yığını olabilir miydik? “Türk inkılâbı ve istiklâlinin biribi- rinden ayrılmıyacağından ve bir ârıza da her ikisinin de şerefsiz bir surette düşüp mahvolacağından şüphe etme- meliyiz.. Korunması için varlığımızı her gün vereceğiz. Bu iki mefhum biribirinden ayrılmaz. Bunu kafamıza «indireceğiz. Onları yaşar kılmak için yaşayacağız ve bizden çok oğullarmızın oğulları" na, nesillerin zincirlemesine yüce fik- ri, yüce mefhumu teslim etmek için yaşayacağız. Dünyadaki inkılâpların ana çeşitleri Sıyasal anlayış ve söyleyiş yönün- den birçok şekiller, çeşitler söylenebi- Tir ve düşünülebilir. Fakat gerek diselerin akışı, gerek içtimai muhil lerde eanlanışı noktasından o dünyada- ki inkılâp hareketlerine toptan bir göz atarsak, ana inkılâpları iki görürüz: 1 — Halk ve hürriyet inkılâbı 2 — Sınıf inkal Bu tiplerden birincisi üzerinde şöyle- ce meşgul olalım: Dünya insanlık bakımından karan lık devreler geçirmekte iken insan yı: gınlarını idare edenlere karşı; zülum- lerine karşı korunmaları noktasından him sale Gil reyanları N taplardan, matbuattan, tek uluslar - dan kendi sınırları arasında tesir edi- yor, sınrları aşıyor, fikir hareketleri nin genişlemesi üzerine fik'r adamla- rı kendi idarelerine karşı boyun eğ - dirmek isteyenlere, her türlü zulme karşı çalışıyorlar. Zehirlerin zehirleri azalıyor ve bu vaziyı ları kazanmaları içi: rını ayaklandıracak bir şekil alıyor. Bütün bu duyuş ve ayaklanışın düş- manı en önde saraylar olmak üzere, tabii müttefiki din müesseseleri, ha - nedan, zadegân, eşraf, hep birden düş inan sınıfı teşkil ediyorlar. Sözler, ifa- de ile küçük ve yarım iken silâh kul- lanarak insan © yığınları tam hareke te geçiyor ve bir takım müşterek ve belli mefhumlar ortaya çıkarıyor. Hakiki inkılâp, balk yığınalrınn insan olarak yaşayıp, tam şartlı şerefli bir ulus olmak için yaptığı inkılâp ha- reketidir. Hürriyet inkılâbı da bir bakımdan dünyaya yeni yeni şeyler getiriyor. İnsanların konuşma, yazma, matbuat bürriyeti dediğimiz yazışma, o Licaret, kazanma hürriyeti mülleiyet ev sah bi olmak, mal sahibi olmak hürriyeti, can masuniyet,, ırz masuniyeti, şeref maşuniyeti asıl manaları ile insanlara nefes aldıran değişiklik oluyor. Can, mal, ırz, bu mefhumlar ve bunların masuniyeti pek yakın geriye bakışta 100 yılı geçmiyen zamanda, idare edenlerin tasarrufu altında idi. Bugün için tabii olan, bu hakları ge tiren inkilâp bürriyeti ve halk yığınla. rınm keyfemaşan idarelere karşı ayak- lanmasının neticesidir. Hürriyet inkılâbmın getirdiği neti- ce liberal bir hayat anlayışı oldu. Esaretten çıkmak ve insanların ha yatta serbest olması halk inkılâbı ile temin edilmişti. Bu bütün yurtta yaşayan bütün u- lusun ayni şeylerden istifade ediş hak kı, mefhum olarak anlayışta esaslı ve derin suilstimallere uğradı. Bu uğrayış badi hürriyet imkilâbıni getirdiği esas yeni rejimleri doğur - mak esasını gösterdi Liberal hayatım bozuluş vaziyetini gösterecek birkaç misal söğliy: Birincisi, hürriyet her şeyde hü yet, kazançta, (ticarette ve sanayide hürriyet davasmı beraber getirdi. Parlmantarizm Ticaretin serbest olmasını ileriye sürerek ilk doğuşunda hiç bir sınıfın faydasını göze almakarzın ulusun men olan taraf, ticaret ve sanayi sa « pleri kendinden başka ulusun fert lerinin zararına istismarcı bir yola gir diler, Politikanın muhtelf kısımları, libe- ral telâkki, yeni bir düstur meydana getirdi. İnsan hayatın her safhasında serbesttir. Biz de kazanmada serbes üz. Her kes istediğin yap - sın o dendi. Bu hürriyet o nazariyesi- nin ilk tatbik devirlerinden sonra, kendi hususi kazançları için meydana çıkmış bir mektep oldu. Hürriyet nazariyesi herkesin her iş yapmasında, cemiyetler, içtimalar yap- masında da istifade temip ediyordu. Yurdun pohitikasınr elinde tutmak istiyen parlâmantarizm cephesi de mey- dana çileti. İnsanlar partiler birleştiler. Neicede (devletin idaresi ni kuvvet halinde ileriye götürücü ol- ması lâzım gelirken, kayarak ziyade re içindeki kuvvetini o kadar yıprattı ki, bugün bile parlâmantarizm — balk bükümeti fikrinin iyeti namma meydana çıkan şekli faydadan ziyade zararlı bir şekil olarak meydana çık» i. Oyle parlâmentolar ortaya çıktı ki her ulus işini yeter bir hale sokması. om imkânı kalmıyordu. Devlet idaresi sonuna kadar felce uğramış bir hal alıyordu. Bunlar karşısında kurulan hükümetlerde muh- tekf filirdeki politikacıları bir mesuli- yet altına konulması üzerine koalisyon hükümeti çıktı. 12 kişiyi © geçmiyen bakanlar meclisinde bile muhtelif bilir. ler ortaya çıktı. & Nihayet bir kanun projesi yapmak bile gayri mümkün ol- du. Bir maddeyi | kullanan bir kanun lâyihasma karşı diğer partinin adamı bunu kendi fikrine karşı bozuk bularak değiştiriyordu. Yasalar yapılamıyotdu. Bunların neticesinde bir takım i- dare tipleri doğmasına sebebiyet veril» di. Sosyalizm Harbin neticesinde doğan fikirlerden biri de sosyalizmdir. Sosyalizm yurt içinde ulusun bir parçası olan, kol e meği ile çalışanların sinif haldarı üze- tipidir. Sosyalizm, hürriyet, ihülâl bareket- dan taban tabana zat Fikirleri / ihtiva eder, Sosjalizm ulus tanmaz. Bir parça ma şuurlanıp beslenmesini kendisinden başka meslek vaziyetinde olanlara kar- şı mütemadi mücadeleyi emreder. Bütün dünyada miişterek bir sınıf tanır, Müşterek seviyedeli o insanlara karşı olanları her yerde düşman Bu hürriyet ihtilâlinin meydana çıktı. Eğer hürriyet ihtilâlinin getirdiği haklar, ber türlü hak ve ma- suniyetler olmasa idi, sınıf mücadelesi Birimi selbeden bir ekalliyet parçası- nın bir ulusu ana ulusa karşı mücade- lesinin doğup büyümesine imkân veren hal ve vaziyet hürriyet ihtilâlinin ge- trdiği taassuplu hürriyet delâkisinin sonunda olurdu. Hürriyet ihülâli başlrca saraylara ve kiliselere karşı yapılmıştı. Din ve hanedana karşı idi. Hürriyet bütün ihtişamı ile tadını insanlara tattırırkon köşeye o bucağa saklanmış olanlar, davanın - başındaki şünce düşmanlar hürriyet teessüsünün ar sokuldular, 3g le devir oldu ki, parlimemtolar. da kontlar, graflar, © papaslar tek tek mebus, âyân olarak bulundular, Bu- çün bile dünyan bir çok yerlerinde " ları kur ? Un ai uman başlandı. Bugün Biz daima takip ettiğimiz ana f sadık kaldığımız osmsa güre gördükin” rimizi, duyduklarımızı sadık — olarak söylemek mecburiyetindeyiz, Evet takdir etmek ğenmek beğenmemek bizim dersirni; haricindedir. Biz burada ders veriye ruz. İşlerimizi derinleştirirken © kendi bakışımızla etrafı © göreceğiz. Yoksa başkasına tariz yoktur. Bu da aldımız. dan geçmez. Parlâmento o koridorlarında kilisa fikirleri, kilisedeki (o kararların parlâ, mentodaki akisleri bugün hâlâ vardır. , Bir yurt dışı gezintisinde gördükle- rimi nakledeyim $ Büyük harpten sonra kurulmuş bir devletin toprağmda © bulunuyordum. Bazı liderlerle konuştum. Bu arada ko nuştuğum parlâmentönun başlıca mebu $u olan bir fırkanın reisine sordum: . — İnsan bakırı noktasından büyük bir savaştan sonra yeni bir devlet ola- vak kuruldunuz. Bunda ulusal fikir en ileridir. Siz böyle olduğu halde, kole muş bir an'anesi olan, din kokan bir siyasal fırkayı kurdurmamak için içi- nizden bir milli varlık göstermediniz. Bu adam cevap olarak dedi kit — Bu süklinize ulanmadan cevap vermek zordur. Avrupa haklar için ana inkilâp do Buşunun günden güne zayıflaması de virlerinde, beşeriyetin mümkün oldu- ğu kadar geri kalmasında en büyük tesiri yapanlar imkân ve fersat bulmuş lardır. Bunun sebebi halk tarafından rip, ona, düşmanlara karşı kendi move suliyetlerini kuvvetlendirmiş o olması. dır. Hürriyetin getirdiği neticeler yoluna razlar başlar ve yeni hayatın vaziyetini hırpalar. Bize yakın olan batıdaki örnekler bize bumu gösteriyor. Türk önkülüb baş ile, imparatorluğunun merke zi olan Istanbuldan çıkarılmıştı. Meze leket i/ınca doğrt hızmı almıştı. Bu esnada yeri Türkün kurtarıcısı Önder Atatürke bir teklif yaptılar: — Halife olmasını istediler. kokan Mustafa Kemal kalpağını hep - sine tercih etti. Bu taş kalpak işi değildir. Buna şimdi biz her dakika böyle bir vaziye- te düşeceğimizi unutmamalıyız. Lüyre devlet hayatında din müesso- selerinin tesirleri kaldırılmıştır. Aleyh- lerinde bulunduğumuz soysal vaziyet- te bulunuşların aleyhindeyiz. Şunu söy- kek si e e şahsi üzerinde davamız yoktur. Onlar devletin umumi gidişme dışlarına uya- rak içten bize bağli olanlar bizim en i- yi yurttaşlarımızdar. a Li unsurlarımızı şahsi çak düşen Hammıyoruz. Parman rizmden istifade edenlerden saydığım noktalardan binisi daha izah edeyim. Anarşizm Hürriyet ihtilâli bir sıyasal surum telâldesini daha getirmiştir. O da (e Ru yürüyüş ve bu inanış hayatta mu- hit bulamamış ve sönmüştür. Yer yer buna inanmış insanlar vardır. İdealist insanlar da vardır. Fakat bugün bun - lardan /ıyda almağa ve yahut kiymet irşizm mektebi birden bire çok ilerlemiştir. Almanyanm kuv- vetlendiği devirlerde nihlizm geniş bir fırka balinde idi. Fakat sonra Rur yada mukabil hareket ile bu da söndü Bugünkü dersimiz bitti. İrtanial kadınları (Başı 1 inci sahifede) terlerin yazılmasına başlayacaklar » dır. Vilâyetlerde sevinç Aydın, Muğla ve Kayseriden aldı. #ımız telgraflarda Türk kadınına say» lav seçmek ve seçilmek hakkının ve » rilmesi üzerine Bu şehirlerde tezahi > rat yapıldığı büyül lerim'ze sevinç va minnet telyazıları çekildiği bildiril» mektedir. İzmirde IZMIR, 8.A.A. — İzmir kadınları saye haklının çmek ve seçilmek verile ey > kıvançlarını gösteriy ot

Bu sayıdan diğer sayfalar: