27 Şubat 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

27 Şubat 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her geyimizde apaçığız İç ve dış sıyasada açık görüşlü- yüz. Bütün yaptığımız işler, epi darayor. Gizli, kapaklı çalışmalı yer vermiyoruz. Başkalarının de bize harşı, gizliden gizli çalışmala- rını, kale duvarı arkasına gizlen- seler görüyor, seziyor, biliyoruz. Önümüzde hiç kimse prende atamı- yor. İğnenin deliğinden bütün yer- yüzünü görüyoruz. Yüze gülücü ile EE dostu, kuyumuzu kazan- , koltuğumuza giren, biribirin- den kolayca ayırd edebiliyoruz. , Kendimiz açık yürekli, açık dü- günceli olduğumuz için karşımızda. Silen de açık yürek, açık düşün- ce istiyoruz. Açık olmayanlardan, çok haklı olarak kuşkulanıyoruz. Saman al. tandan sa yürütmeği sevmediğimiz. için, birinin kaçamak yollardan yü- üdüğünü görsek kendi yürüyüşü- ona göre değiştiriyoruz. De- mir gibi sağlam, tunç gibi vurulan yerden ses verir, altın gibi lekesiz varlığımıza, toz kondurmağa kal- kışmak, güneşi, paçavra ile örtme- ğe benzer. Içi, dışı bir, özü sözüne uygun, yaptığının, yapacağının birbir he- bınt veren bir ulus olduğumuz için, bize el uzatanla, bize karşı yan çizeni gözünden tanırız. Herkes, bunu böyle bilmelidir. Bugünkü program İSTANBUL: 18: Fransızca ders, 18,30: Jimnastik. Bayan Azâde. 18,50: Beethoven üçüncü senfoni (Pastoral) 19,30: Haberler. 19,40: Bayan Halide - Monoloğ. 20: Ma- arif bakanlığı namına konferans. Galata- saray İlisei muallimlerinden Nureddin. 20,30 Balalayka danı orkestras. 21,20: Radyo orkestrası, 21,30: Son haberler. 22: Radyo caz ve tango orkestrası. 3 Kh. VARŞOVA, 1345 m. Solist konseri. 18: Keman konseri, 18, n Plâk. 1850: Spor. 19: Sözler. Orkestra konseri, 18,45: konfera . 2048: ğ fen 2145: Haberler 22; Chopu seerlerinden kanser, 22,30; Kamlerans. 2 Şarkaları 23, Raklireler © —Dum Kia Sözler Tü; Ratenlaye kik li Kanlsıaya kani ie, 85: Ulusal eparalartın sahneler. Zir Çeket . 23,05: İngilerce, 24,05: Almanca mep- Ki BUSAPEŞT li konsari, 19: İtalyanca ders. konseri. 20/40: Sözler. 21,10: 550 m, sikisi. 22.10: Dış duyumları, 0: Caz orkestrası, 24 ingene musikisi . Kis. STOKHOLM, 43 öm. 1845, Plâk. 1945: Almanca | dere, 2030: Bözler. 21. Şarkılar, 21,30: Sözler. 20: Yeni Ulusal meşriyat. zi Jübliyanadan max Haberler. 2316: KAM, UR Gm2m narları 950 Kir. BRESLAU,3i6m, Harik Hayat Kaza NKULAK Mira Emi Sinemalarda sigara yasağıl Sinemada film seyrediyordum. Sağımda, birisi, gizlice kibriti ya- kıp, sigarasını tellendirdi. Fosur fasur içerken, birisi yaklaştı: — Bayım, sigaranızı söndürü- nüzl. — Peki!.. deyib söndürdü. Fakat biraz sonra, solumdaki seyirci; ha- rekete geldi. Gibriti çakarak, avu- cu içinde tuttuğu sigarayı dumanı- nı savura savura içmeğe başladı. Çok geçmeden; ayni adam, sıra- ların arasında göründü: k Bayım, sigaranızı söndürünüz! Bu öteki gibi yamuşak başlılık etmedi; — Neden söndüreyim ? — Yasaktır Bayım... Tam bu sırada beyaz perde üs- tünde iki delikanlı, bacak bacak üslüne atmış sigarg fosurdatıyorlar dı. Seyirci elile bunları göstererek: Bize gelince yasak.. dedi, per- dedekilerin sigarasını söndürtse- nize... Herif güldü: — Onlar, oyun oynuyorlar, Ba- yım... Seyirci ktzdı: — Onlar oyun oynuyorsa, ben de oyun seyrediyorum! Kulakmisafiri TEPEB I ŞEHİR ERBAŞ Şakir gili duya 272935 çar. ŞehirTüyatensu aba, günü ak ni my ika en Tepebaşı Şe- sir Tiyatrosun- la saat 20 de eli 5 perde kom. i Yazan N. Gogol n .. Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de DELİ DOLU opereti oynayacaktır, Son hafta 812 201 Şarkılı konser. 2040: Hafta haberleri, de Yarınki. program ISIANBUL m inkilâş dereleri Üniversiteden ma ki |, saylârı Esad Boakurd. 18,30; Dans. plâk. 19,30 Haberler. 19,35: Gavin h Ki Bayan Sy Otomobil ve Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanmda Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan Kumpanyasıma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4888. Milli tefrika: 115 Demeselerdi, ötesinde ,berisinde saman ve başak yığınları arasında çifte öküz koşulu düvenlerin birer kanabot gibi dolaştıkları bu köyde dinlenmek aklına — gelmiyecekti. Halbuki o yaya gidiyordu ve jam- darmaların ik şahlanan kişneyen çok besili atları vardı. Endamı çok güzel, yeşil gözlü. genç irisi bir köy (kızı önüne bir toprak çanak bırakiığı zaman, ko- caman bir hıyarı soymağa savaşan hancı; sordu: — Hemşerim yorsun Li Cek uzaklardan... — Nereye gidiyorsun? lara... — “Yazhan,,dan biç — Ne imişbu Yazıhan — Nah, şu ova... gördün mü — Nereden geli- 815 Mhüe.ifi: Nazni Şehap — Ecey... ne olacak? — Tam dört saat sürer... Güneş altında gideceeniz.. iki kuruş ver de sanu birkaç hıyar (o aldırayım. Yolda su yoktur, dilin bir karış u- zar. Bu sırada güzel kız, hayvanlar- dan birinin terkisindeki torbaya uzun bir acuru parçalayıb tıkmağa savaşıyordu. Hancının doğru söyle- diğini anladı; — Peki... — diyecek oldu — Fakat sonra birdenbire vazgeç- ti; ve elini ceketinin yan cebine te- lâşla daldırarak boğulur gi — Hayır hayır... üzümü yok. — Hancı ısrar etti: — Yazıhanım şakaar * yoktür cuk... Billâh çatlarsm. e — İstemem dedim a.. hem söy- Bir ilükübbet kâfi Zeki Macid için yaman çapkın- lardandır derler ama, öyle söylen- diği gibi uçarı çapkınlığı yoktur. Öyle daldan dala seksin, çiçekten |! çiçeğe uçsun, bunu yapmaz. Çap- kınlığı da uslu akıllıdır. İnsanın birkaç karısı olmasının aleyhindedir, ama birkaç metresi olmasına ses çıkarmaz. Kendine | mahsus prensibler icad eder ve bu prensiblerine sadıktır. Bu sebeb- den birkaç karısı yoktur ama, bir- kaç metresi vardır. Bir gün sorsanız: — Canım topu topu iki kadınla konuşuyorum, der. Geçen gün böyle söylediği za- «nan, yalan söylememişti. Hakika- ten Zeki Macid o sıralarda iki ka- dınla konuşuyordu. Bunlardan birinin adı Müberra idi. Güzel sesi olan bu kadın bir- gün Macidin kalbini çalmağa mu- vaffak olmuştu. İkincisi de Leylâ.. Bu zavallı ev- velâ birisine aldanıp gitmiş, âşıkı-! nın parasızlığını ve sonra da vefa- sızlığını görünce bir gün yoluna çı- kan Zeki Macide bağlanmıştı. Müberra ile Leylâ ortak olduk- larını biliyorlar, fakat biribirlerine göz yumuyorlardı. Müberra kendi kendine benim kademim var, diye öğünür, Leylâ da Mecidin kem disini ötekine tercih ettiğini zanne- derek ses çıkarmazdı. Macide gelince, o da bu iki kadı- nı hakikaten üstadane bir şekilde idare ediyordu. Her ikisini de her hususta müsavi tutuyor, her ikisi- nin hisl, zzeti nefislerini ok- şamasımı biliyordu. Birine bir man- to yaptırsa, ötekine de hoşuna gi- decek bir şey yaptırır, böylece ge- çinib giderlerdi. Fakat işin içyüzü böyle değildi. Macidin daha gü: daha ateşli olduğu ve güzel şarkı söylediği için Müberrada gönlü daha fazlaydı. Metres hayatı deyib de geçme- meli, Evlilikten ne farkı var ki.. Üste emniyetsizliği ve rahatsız- lığı... netekim günün birinde met» reslerden biri hamile kaldı. Olur: a, bunda büyük bir aksilik yok di- yeceksiniz. Hamile kalan Müberra olsaydı, belki dediğiniz doğru ola- bilirdi. Fakat aksi gibi Leylâ hami le kalmıştı. Macid: — Keşke olsaydı. da Müberra- dan olsaydı, buna hattâ sevinirdim, diye düşünür, fakat iyi kalbli oldu- ğu için Leylâya bir şey söylemez, hattâ onu her zamandan fazla s6- vip okşar, daha fazla şimartırdı. İşte Leylâ böyle sevilib okşana- rak, şimartılarak dokuz ayı geçir- di. Dokuz ay sonra da nur topu gi- bi bir oğlan doğurdu. Birdenbire oğlan o babası olan Macid şaşırdı. Öyle serseri, kendi- havasına, hevesine hayat sürmeğe alışmış, * ömründe bir gece şafak sökmeden gözlerini kapamamış o- lan Macid şimdi ne yapacaktı? Bunu da düşünmesi çok sürmedi. Bir hafta sonra kararını verdi. Oğlunun dünyaya geldiğinin se- kizinci günü idi ki bana rastgeldi: — Azizim, dedi, artık çocukluk, genclik derdi geçti. Kırka merdi- ven dayadık. Bu yaştan sonrada BÜTÜN ŞEHİR Bu akşam MELEK Sinemasıma Viyana musiki motifleri üzerine yapılmış olan filmlerin en mükemmeli ViYANA... AŞK BELDESİ Şerefina verilecek Vİ YANA GALASINA koşacaktır, Oynıyanları MAGDA Ve WOLFF LEO SLEZACK SCHNEİDER ALBACH - RETTY Viyanalı tenor VİYANA FİLARMONİK ORKESTRASİLE OPERA KORO HEYETİ GEORG ALEKSANDER Musik JO HNN STRAUS İzdihamdan sakınmak Öz Türkçe ile | Bilmecemiz doğru balledenler e kazananlara hediyeler veriyoruz i Müddet gergemke günü akşamma kadardır. Yeni bilmecemiz 1234567809101 SOLDAN SAĞA ; 1 -- Mektasit & Men değil e değil 3, 3 — Bejcir 2 Zan 3 3 -- Ama & Nola 2 N — Dallar 3, YUKARDAN AŞAĞI » 1 -— Enemmiyetini kaybetmek & gr 2, came 2, male 3 — Ear 2, meyan 3. 4 -— Dakik 2, tenha 5 8 —. Bayar &, İbtiyar değii 4 6 —- Zaven, mn & 7 — Koş yemi 4 yadetmek & 8 -- Nota 2. yama 2, Kamer $ — Ezmekten emir 2. Emmeklen emir 2 10 — istek, are 5. HM — Nihayet 3, Ev parası 7. meğe tahammülüm kalmadı. Bun- dan sonra hayatımı tanzim edece- im. Şimdi bir de çocuğum oldu. kendi istikbalim kaldı. Bunu da te- min etmeğe karar verdim. — Nasıl temin edeceksin? — Evleneceğim. — Çok güzel, dedim, senin yegâ- ne yapacağın şey Leylâ ile evlen- mektir. Gözlerini açtı: — Amma da yaptın ha, dedi, çıl- dırdın mı yahu.. Leylâ şimdi anne oldu.. Oğlu var, bu muhabbet bir anneye kâfidir. Onu sever, okşar, büyütür, bir anne için bundan tatlı saadet olur mu? Halbuki ötede za- vallı Müberra kimsesiz ve yalnız.. — Eh, öyleyse ne yapacaksın? — Ne yapacağım, Müberra ile Artık eski hayatı le kıza bunu kaldırsın, ben ayran içmem. Ayol, az evvel çabuk bana ay. ran gekirin diyen san dağil iyii — Evet ama, şimdi istemiyorum. — Yoğurt! — Onu da istemeyn... Hiç we yok... Hancı, “bu kadar naz âşık u- sandırır,, gibilerden ona hiddetli bir bakış attı. Sonra önlinden ayran çanağını kapıb ana dana uzaklaştı. O zaman, Nazmi ellerini telâşla Aİ yn daldırdı. Ceketinin, pan- talonunun her cebini belki nar yir- mişer defa aradı. Sonra can sıkın tısiyle Kalpağını kavrayıb yere vurdu. Sunturlu bir küfür savurdu. Kangal hapishanesindeki uğur- suz suratlı gençten aldığı mecidi- yelerin yerinde yeller esiyordu. İşle bunun için ayranı geriye vermiş ve birdenbire fikrini değiştirib hı- yar almaktan vazgeçmişti. Ne ol. muştu bu mecidiyelere? Düşürmüş olamazdı. Bunların Hekimhan ha- pishanesine girdiği zaman cebiride mean iyi. biliyordu, Ge- ceyi yanmda > geçiren o yırtık pır- tık elbiseli herifi hatırlmdı; ? — Mutlaka... — dedi — mutlaka ile evleneceğim. SEM o hergele aştrmiştir. | Hiddetinden mosmor kesilmişti, | Hani o herif, ki yüzünü bile görme- mişti, şimdi burada olsaydı bu gen- cin gıcırdayan dişleri ve gerilerek kıvrılan parmaklarını uçlarındaki bu içleri kirli tsi didik di- dik ediverecekti, Garsonlara avuç avuç para ser- pen, metresine banknotları deste İ- le veren, halıları çalınan bir ihtiyar kadının evinden, onurunun bir sa- niye zedelenmemesi için cebinde ne varsa bırakıb çıkan hani nerede idi o Nazmi? Nazmi, turaları silik on mecidiyâ için adam öldürmeği düşünebilecek derecede değişmişti. Evet, Nazmi Şehab değişmişti. Iğildi, keçi derisi kalpağını yerden aldı, ve; — Haydi efendi.. çok dinlendi Di -en jandarmaların önüne dü- şer gibi biran aklını başma topar- lar gibi oldu. O zaman kendi ken- dinden içinin böyle bir gayz duya- bilmesinden ürktü. Eğer bu sırada eline bir ayna geçirmiş olsaydı. dı- yetişir artık, sının vahşetinden ve pisliğinden de ürkecek, ve... iğrenecekti, Telgraf direğinin birini geçince; için yerlerinizi önceden temin ediniz. Programda: Paramount dünya Telefon numarası: 40868 haberleri Yarınki Perşembe günü matinelerden itibaren İPEK sineması wüdiriyeti, saygı değer müşterilerinin emirlerine : LAUREL ve HARDY'nin kahkaha tufanına boğdukları ÇÖL ARKADAŞLARI filminde fazla gülmeden rahatsiz olanların: yardımına koşmak Üzere ÜÇ İMDAD OTOMOBİLİ, BİR KAÇ DOKTOR ve HASTA BAKICILARIN hazır bulunacağını ilân eyler. Prograr da Paramount dünya haberleri FANT Estar ve hey&cin havasi içinde cerey; OMAS an edem ihtiraslı bir macera romanı FANTOMAS Şahsiyetin! hiçbir kimsa ifşa edememiştir. Yarın akşamdan itibaren SARAY sinemasında Bu çayanı hayret maceraları göreceksiniz. Oynıyanlar: 'TANIA FEDO« JEAN VD BOURDELLE - WORMS - ANİELKA ELTER - GASTON MODOT SATİE Tenvirat ve muharrik kuvvet Tesisatını veresiye yapar. ILICA ISKELE PALAMUTLUK Demiryolu Türk Anonim Şirketi Ortaklarma İlân Ticaret yasasının 361 inci mâtidesile iç nizamnamesinin 23 üncü maddesi bü: kümlerine tevfikan ILICA - ISKOLU. PALAMUTLUK Demiryolu Türk A- nonim Şirketinin ortakları genel kurumu. aşağıdaki işleri görüşmek üzre Martın 2 inci çarşamba günü sent 15 de Şirke- Tin Galata'da Merkez Rıhtım hanmdaki #merkezi idaresinde adi surette toplantı- ya çağırdır. 1 — Idare Meclisi raporu ile murakıp rüpülekek dilesin, 2 — 1934 senesi hesaplarının gerçek- lendirilmesi, mezkür sene netayicine dair Idare meclisinin teklifi hakkında karar alınması ve idare meclisinin aklandırıl- ması, Idare meclisine yapılan üye 86- 4 — Idare medlisinden çıkan üyelerin yerine diğerlerinin seçilmesi yahud tek- rar kendilerinin seçilmesi, 5 — Idare Meclisi üyelerine verilecek ön halkı mıkdarının kestirilmesi 6 — 1935 senesi için bir murakıp ta- yini ile verilecek ücretin biçilmesi, En az onbeş ortaklık senedine malik olup işbu toplantıda bilâsale ve bilvekâ- le hazır bulunacaklar ticaret yasasının 371 inci maddesi mucibince sahip olduk ları senetleri toplantı gününden en az bir hafta evel Istanbul'da Şirketin mer beliren bir başka Sele. dikiliyordu. Sonra o da, on- dan sonra gelen birinci, beşinci, on beşinci de arkada kalanlara katılı. yordu, fakat gene gözü önünde ard arda beliren gelişi güzel budan- mış ve kızgın güneş altında ka- la kala, kavrula kavrula kömüre dönmüş iğri büğrü direkler bitmi- yor ve biteceğe de benzemiyordu, Yalnavakları her adımda, ateş gibi yanan bir yolun tozlarına aşık ke- miklerinin bir karış üstüne kadar batıyor, şurada burada, yakında u- zakta güneşten tutuşmuş veya tu- tuşan kuru ova otlarının kâh sağın- dan kâh solundan gelen dumanları gözlerini ve burnunun deliklerini yakıyordu. Arkasından gelen jandarma at- larının sıcak solukları,kazanındaki tazyiki azaltan bir geminin ekzost ettiği sitim gibi ensesine vuruyor, ve o, sallana sallana, topallaya to- pallaya yürüyordu. Bu cehennem ovasmın yedinci katındaki en son yaşlıklar bile şu kızgın güneğe dayahamıyordu ber | halde.. ki her taraftan kuğular çi- kıyordu ve bu buğular bir sis gibi ufku gözlerden gizliyordu. Artık Nazmi tepesi bulutlu bir mor dağ görememeğe başlamıştı, Ve müthiş İ TİFOBiL Dr. İhsan Sami Tifo ve paratifo hastalıklarına tw tulmamak için ağızdan alınan tifo larıdır, Hiç rahatsızlık vermez. Her“ kes alabilir. Kutusu 65 Kurut Akıl ve sinir hastalıkları mütehassıs Dr. FAHRİ CELÂL Her gün seat 3'den sonra: Takslndf Stadyum kapısı karşısında Alan A? apartımanı. Telefon 43480 1231 azl in O sü EN Istanbul 7 inci icra memurluğunda”* Bir borçtan dolayi mahcuz olup paf#” ya çevrilmesine karar verilen 131 Kİ muhtelif kalınlıkta kösele ve”25 AYAK 3 kart vidalı siyah deri ve saire 6-399” tarihine tesadüf eden çarşamba sas 17 den 14 de kadar Harbiyede Harbi)? mektebini geçtikden sonra sağ köseleci dülkâni önünde birinci aşık #” tırma ile satılacağından taliplerin SÖ” ve saatte mahallinde — hazır bul memuruna müracaatları ilân olunur” 8560) —— kezine yalırılmaları lâzımdır. Ortaklık senedi yatırıldığını göre, müsssesatı maliye tarafmdan verilmif sikalar ortaklik senedi gibi kabul İİ yalpalar vuran Bir gemide, denli, tutulmuş ve enginlere bakması Sa, Si edilmi bir yolcu gibi başının düğünü hissetti, Kafası kazan olmuştu. Bu sırada jandarmaların ağ halarla gülüştüklerini duydu atının boynuna uzanarak onu dutmuştu. Başını çevirdi! — Ne var? — Kalpağın düştü — hemşeri” Tecee... bak nerede. . > Bir avucunu a çalı di ne dönen se ai gril (e mişlerdi. Kalpağı Ümmü yi del kına varı "kat özde. duran kalpağını öm lr Falai onu başına geçiremedi, daha Fanı saçları üşlünde Bİİe ir Kafasında tabla taşımağa ali mış acemi bir helvacı çırağ! ei burnunu havaya kaldı: Vk bir nu kâh sağa kâh sola eğerek gidi iki dakika kadar canbazlık “ği halde gene bir muvazene ya > Ve kalpak gene yere düştü. Haye man onu elinde evirib çeviri ğa ret! Kalpak ufalmış limon gibi bir şey olmuştu. çoğ Atının yem torbasından b bir deni gölge çikarip KAB ETİ yemeğe başlayan bir e BEZE LERE EEE EM ar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: