27 Kasım 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

27 Kasım 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Paraları vermezsek Düyinler taahhüdatımızı iutma- dığımızı ilân edeceklermiş İstanbul, 26 ( S.C ) — Osmanlı bankasına yatırılmış olan 6 milyon liranın, yani borçlar taksitinin üçte bir kısmının tediyesini hamillerin kabul etmiyecekleri anlaşılıyor. Paristen alınan haber- lere göre, dainler hükümetimize gönderecekleri cavapta, borçlar taksitlerinin ilk anlaşmada olduğu gibi, tamamen tediyesini talep edeceklerdir. Taksitleri tamamen ödemezsek, hamiller tashhüda-! tımızi ifa edemiyeceğimizi ilân edeceklermiş. Muhacirler için Ankara civarında yeni bir köy Ankara 26 (S.C) — Muhacir ailelerinin iskân için O Ankara civarinda yeniden bir köy yapılmakta idi. İnşaat bitmiştir Evler modern şekilde yapılmıştır. Bu köy, nümune köyü gibi olaca'ttır. İsmi Lamutlu köyüdür. Cuma günü küşat resmi merasimle yapı- Jacaktır . iranla hududumuz Tashih yakında başlıyacak İstanbul 26 (S.C) — Türkiye - İran hudutlarının tashihi mu- amelesine yakında başlıyacaklardır. Komisyonlar faaliyete hazır bulunuyorlar. İran hükümetile aramızda husule gelen anlaşmıya tevfikan küçük Ağrı ve Aybey dağları hudutlarımız dahiline alı- nacaktır. Bu hususta celeyan etmekte olan müzakerat son safa- basına hirmiştir. Bir iki günde tamamen neticelenecektir. Ali Bey ne diyor? Mes'ut ve mühim kararlar alınacakmış İstanbul,26(.C)— (İnkılâp) gazetesi İstanbulda Halk fırkası| teşkilâtma memur meb'uslar heyetinin reisi Ali beyle mülakat etmiştir. Ali bey demiştir ki “Fırka, günün gösterdiği ihtiyaçlar: teşkilâtı tetkik ve. ıslah edecektir. Ön mes'ut ve memleketin taalisi itibarile cektir, göre vücuda gelirilen| eki fırka kongresinde! mühim ittihaz! kararlar Hindistanın istiklâli Londra konferansı bir netice verecek mi? Müddeiumumi « Hizmet, mu- harrirlerinin de| Londra 26 (A.A) — Hindis- hk . andan gelen haberlere göre mahkumiyetini | bütün Hint muhafilinde Hindi tan konferansına karşı büyük istedi bir alâka gösterilmekte konfe “Hizmet, o başmuharriri Zey: ransı akamete uğratmağa ve nel Besim ve mes'ul omüdürü Bedri beylerin muhakemeleri bugün ağırceza mahkemesinde devam olunmuştur. Müddeiumumi muavini Şükrü bey çok uzun olan iddianame- sini okumuştur. Mumaileyh id- dianamesinde ( Zeynel (Besim beyin makalelerini tahlil ederek bütün maksadının o hü- kümetin şahsiyeti maneviyesini tahkire matuf olduğunu ispata çalıştı ve efkârıumumiyeyi teh- yiç edici mahiyette £ telâkki olunan yazıları da ayrıca işaret etti. Ceza kanununun 159, 161, 69 uncumaddeleri mucibince iki- sinin de tecziyelerini istedi. Maznunlar müdafaalarını ha- zrlamak için mühlet talep eyle- diler. Heyeti hâkimenin müdafa- 3 Kânunuevvel çarşamba gününe talik olundu. bundan tevellüt edecek hercü-| merçten bilistifade Hindistanda| komünist bir idare tesisine ça-| lışan O müfritlerin bu vadideki! faaliyetlerine mukabil mutediller konferans lehine şiddetli | bir propaganda yapmaktadırlar. Su- reti umumiyede Hint ahalisi Londra müzakeratının muvaffa- kıyetle neticeleneceğinden ümit- var bulunmaktadır... İtaatsızlık hareketi eski şiddetini çok kay- betmiş ve bazı yerlerde büsbü- tün durmuştur. Londrada tesis edilmi: Londra, 26 (A.A) — İngiliz hükümeti bir âli tayyarecilik mektebini tesise karar vermiş- tir. Bu mektebe devam edecek olan pilot namzetleri hem na- zari hem ameli bir talim ve terbiye Defterdarlıkdanı ci ve ikinci kısım kazauç vergisi mükellelirin 93 genesi ikinci taksiti bu ay zarfında alınacaktır. Bu ay içinde yermiyenlerin vergisi 0/p 10 ilâvesile ve talısili emval kanununa tevfikan istifa olünacaktı 2 — Şimdiye kadar ruhsat ve unvan tezkeresi almıyanlarla yeniden işe başlayanlar” Maliye şubölerie müraonatla. tezköre almaları lâzımdır. tatbik edilecektir. Ş $ — Seyyar miikellefler almış olduklari ruhsat tezkerelerini bü «y zarfında seyyar şubelere İbraz ve ikinci taksit vergilerini İediye ile tezkarelerini vize ettirmeye mecburdurlar, Vize maa- molesini yaptırmayanlar hakkında kanunen muktazi muamele mlacaktır (©) aları SON TELGRA Aksi takdirde: haklarında kanunun « alıkâmı| F LARI Rusyaya “arşı Moskova, 25 (A.A) — Tas ajansı bildiriyor: Sanayi sui çılarının muhakemesine | bug başlanmıştır. Başta Fransa ol mak üzere bir takım ecnebi devletlerin de iştiraki olan bu İfaaliyet hakkında İzvestin gaze- tesi diyor ki: Sanayi fırkasının bu teşebbüsü göstermektedir ki emperyalistlerin Sovyet Rusya- ya karşı tahrikâtları, Çin şark demir yolları ihtilâfı, Sovyet ih- racatına karşı devam eden mü- cadele hep Sovyet Rusyaya mü- İdahale maksatlarını istihdaf et- miş ve halen de etmektedir. Bu muahedeler Fransız borjuvaları idaresi altında hazırlanmaktadır. Fransa ve Lehistan Ukranya ile Kırıma İngiliz petrol kıralla- rıda Kafkasya petrolcularına el- lerini uzatmışlardır. Yeni bir harbi hazırlayan mesullerin mas- kesi durmuştur. C.HE, kong resi Samsun 26 (A.A) — Bm havalisinde C. H. Fırkası köy ve nahiye kongreleri Kânunueve- lin beşinde kaza kongreleri o- nunda yavılacaktır. B'r katil hitler maznunun < Kemalpı da Hasan Hüseyni ensesinden balta ile kesen Kı ikrar eylemi ledile, devamı | bırakıldı. Ucuz z Dikiş | İSON N A ELbiS! e URA Yenikavaflar -- Sirketbulvarı. (AHMET SAKİ) Terzihanesi, N. 54 (2) 9 Kânuduevel günü: MİZE Muhakeme Başladı - hazırlanan sui- kastın mahiyeti nedir? Sovyet Rusya hakkında son günlerde işaa ettikleri haberler- le cihan efkârı umumiyesini bu mühakemedet çevirmek © teşeb- büsleri hep boşa çikacaktır. Ay- ni muhakeme vesilesile Maksim Gorgi amele ve köylüye hitaben neşrettiği beyannamede senayi suikastçıları muhakemesinin e- bemmiyetini kaydettikten sonra bütün cihan amele ve köylüleri için bir ibret dersi olduğunu söylemektedir. Maksim Gorgi İngiltereye ve Fransa amele ve köylüsünü Sov- yet amele ve köylülerini kapi- talistlere satmak isteyen Rus mültecilerini o memleketlerinden koymalarını talebe davet eyle- mekte ve bütün zevce, anne, kız kardeş ve nişanlılardan ka- pitalistlerin hazırlamakta olduğu yeni melhameyi protesto etme- lerini rica eylemektedir. Sabıkalı İzzet Behiye hanımı yaraladı kaçtı Dün saat on yedi raddele- rinde Tepecikte Söke sokağında mukim Behiye hanımın evine sabıkalılerdan boşnak İzzet na- mında bir şerir tecavüz eylemiş- tir. İzzet çoktanberi bu hanımın arkasına düşüyor, yüz bulmuyor- xuş. Dün kafayı çektikten son- ra kapıya dayanmış, içeriye gir- inek istemiş, kadının feryadı ve mwümaniatı üzerine bıçağını çe- İlkip Behime hanımı iki yerinden yaralamış ve kaçmıştır. Boşmak İzzet şimdiye kadar yakalana- İmamıştır. Mecruh kadın hastaneye kal- tar, Hırs ız yakalandı On gün gü evvel servili Me-citte Akif oğlu Mustafa efen- dinin hanesinden yirmi bir parça eşya sirkat eden hırsızın İbrahim Etem oğlu Hayri olduğu yapılan takibat ve tahkikat neticesinde anlaşılmış ve merkum yakalan- EERRMAL ES rn İ Mesul Tahsin Sarik cürmünü itiraf ey- Piyale AŞÇI Markalı sıhhi. ve mugaddi' irmik ma- karnaları sofranızın zeynetidir. 1-26 landırdı. AMAN ç karılabilir mi? Mevkuf” olsun, mahküm ol Sun hapishaneye giren bir mah- pusun, hil olarak, hi mıyacağını mevznubahisedeceğiz. Yani, ve daha açıkçası, bir hapis, yolunu bulup ta; hiç ol” mâzsa bir gün dışarıya çıkabi- lir mi? Çıkamaz mı? Bu suale çıkar diyen de bu- lunur, çıkamaz diyende oluf. Fakat biz, hapislerin hilafı kanun olarak dışarıya çıktığını, kahve- ye gittiğini, nargile i vine gidip yemek yedi ile gezdiğini ve nihayet tekrar hapishaneye avdet eylediğini ve yine mahkümlardan bazılarının bir vesile ile çıkarılıp tahta sil- meğe götürüldüklerini ve hatta kadın hapislerden birinin de te- cayüze maruz kaldığını bilenler- deniz. - Ve keza bir hapsin Urla ta- raflarındaki köyüne kadar gide- rek bir gece kaldığını ve ertesi günü hapishaneye | döndüğünü ve bu halin tekerrür eylediğini işidenlerdeniz. Bunu yazmaktan ne çıkar? diye bir sual karşısında oldu- Zumuzu farzedersek cevabını ve- irelimki; pek çok kimseler hapise İgiren insanların ne iltimasla, ne tesirle hapishane kapısından bir Jadım bile atamıyacakları kana- atinde bulunurlar ki; biz bunun İaksini iddia edebiliriz. Yani anlatmak istediğimiz her hangi bir hapsin hilâfı ka- nun olarak tesirle iltimasla de- gil pek basit bir şekilde hapis- haneden çıkabileceğidir. Bu nasıl olur? Dünyada olmadık şey yok- tur.. Biz bu iddialarımızı misal- lerile tevsik ettikten sonra; ha- pishaneden insan çıkabilip çıka- mıyacağını okuyucularımızın tak- dirine bırakırız. Bir vakitler, hapishanede meş- hur silâhçı Mustafa vardı.Silâhçı Mustafayı tanımıyan kimse yok- tur. Bir tayyare zabitinin canına kıyan; bu cani on iki buçuk se- neye mahköm olmuştu. Hapishanede bulunduğu za- manlar, yapmadık fıridak; çe- virmedik dolap kalmamıştı. Ha- Pishaneye esrar getirtti, bıçak, sustalı ticareti yaptı, ve ekser mahkümları tam mapasile silâh- REAKS ER EE RAREGAA AKAD ? ..Andanda, tetkikler. ey i soktu. İçeride particiliği ihdaç etti. Vukuatlar; arbedeler vu kua getirtti. Nihayet hapisha- neyi karma karışık vaziyete sok. tuktan sonra Ankara hapishane- sine defoldu git Para ne yapmaz İşte bu adam, para kuvveti ile her şeyi yapmağa kadir ve muvaffak oldu. Silâhçı Mustafa idareye de hulül etmeğe, başla- dı ve güya kendisinde bir has talık varmış gibi yanına bir gar- diyan verildi Müddeiumumiliğin; haber ve malümatı olmaksızın hapishane- den çıkarıldı, arabaya bindi. Ayak ayak üstüne attı, evvelâ Hacı Ali paşa oteline gitti; bir kahve içti. Oradan kalktı İğdeli kah- veye geldi; Çeşmeli Hasanın zi- yaretlerini iade etti ve kendisine bir nargüle ikram edilerek yarım saat kadar oturduktan sonra; Başdurak, Tilkilik tarikile evine geldi, ekmeğini yedi, hatta bir az da uyudu. Kalktı. Yine bu ta- rikle; akşam ezanı hapishaneye girdi Oh ne âlâ hapislik! değil mi Bazı kimseler: Filhakika | şilâhçı o Mustafa hapishaneden çıkarılmış ve dedi- ğimiz şekilde gezmiş ve keyfini yapmıştır... Mustafayı tanımadık kimse olmadığı için on iki buçuk sene- ye mahküm olan bu adamın kah- vede oturduğunu , nargile içti- ğini araba ile gezdiğini gören bazı kimseler bu şahsın silâhçı Mustafa olup olmadığında tered- düt etmişler ve gözlerini silmiş- lerdir. Fakat bu adamın bildik- leri, tanıdıkları meşhur Silâçı Mustafa olduğuna şüpheleri kal- mamıştır. Çünki Mustafa gelene geçene de selâm vermekten ge- ri durmamıştır. İşte bu Mustafa; ne yapmış yapmış; hapishaneden çıkmıştır. Veyahut çıkarılmıştır. Bunu biz de biliriz; bütün tanıyanlar da görmüştür... Fakat Mustafanın hapishaneden | serbesçe | Çıkışı dedikoduyu mucip olmuş; mese- le alâkadar makama aksetmiş, tahkikat yapılmıştı... Bizce; kikat meselesi mevzu de; pishaneden, hapisin; hem de, ağır cezalı bir mahkümun çıka- bilmiş olmasıdır. Not Neşretmekte bulunduğu” muz hapishane hatıraları geçmiş senelere ait olup hapis- hanenin (o kugürkü vaziyeti ile alâkası olmadığını beyana lüzum gördü

Bu sayıdan diğer sayfalar: