30 Kasım 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Kasım 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; veya “lecek. Fransız Darülfünununun “ muhterem profesörleri tarafın- Liberalizm nedir Muharriri: Emile Faguet Onbirinci fasıl Okumak hürriyeti Dekart nazariyesi, Kont nazari: yesi, Kont ve ya Spenser naza- riyesi olacak ve diğer akidelere benziyen bir akide, serbes mu- hakemeye müstenit olmakla be- raber kat'i bir fikir © beyanına müncer olan bir akide olacaktır. “Mamafih, kendinizde — arayıp hükmediniz,, kaydi ihtirazisi bu fikrin kat'iyet ve mutlakiyetini pek az tadil edecek Yani, fikir hürriyeti hakiki bir ders, serbesçe teklif edilen bir akide fakat her halde bir'akide ola- cak, meselâ. protestan dini gibi serbes bir din, fakat her halde yine bir din olacaktır. Hem de bu dini tedris eder- ken, sizden başkalarının başka *birdin talim etmelerini de men- edeceksiniz. Ve şu riyakârlığa veya deliliğe düçar olacaksınız ki, serbes olduğunu iddia ettğiniz. bir dini talim ederken, Devlet vasıtasile, bundan başka bütün inlerin öğretilmesini menetmiş olacaksınız.Bundan ziyade kurunu vüstai katolikliğe imkân tasavvur. edemem. Hem de, kurunuvüsta katolikleri,. hütriyetten bahset- medikleri cihetle samimi idil Burada mesele bir aklıselim meselesidir. Zira en iptidal ak- “selim ile alay edilmektedir. Bir tedris odaima bir derstir, ve ne ismi takınırsa (o takınsın, ne ürse görünsün, da: rinde nüfuz sahibi olmasıdır, bir, - çok fikirlere,. onlara hâkim bir hülülüdür. . Binaenaleyh za ne mahiyet verirse- yalnız. siz ders ve- tirseniz, yalnız. siz maliksiz, ve - mülkiyet — inhisarı ise, ; hangi - muhteşem. isim, hangi hürriyet etiketi altında. gizlenirse gizlen- .sin, bir , istipdattır. Okutmak . meselesinde istip- .datçıların fikirleri ve iddiaları işte bunlardır. Katolik taassübü tarafından ileri sürülen iddiala- rın ters taraftan aynıdır. Zaten Fransız tabiatı o kadar katolik- tirki, Fransada hakiki katolik- lerle tersine taraftan katolikler- den başka bir şeye tesadüf edil- mer, İstipdatçıların o kullandıkları tavsiye ettikleri usuller bile bir zamanki katolik usulle- ridir ve buda pek tabiidir, zira . usullerin miktarı hudutsuz değil- r,. ve bir zamanki muarızları - zın zihniyetini taşırsanız, onla- rin usullerinede müracaat etmeniz zaruridir . Bir vakitki katolikler, bazı memurlardan, eyi katolik olup olmadıklarını gösterecek papas vesikaları . isterlerdi. Bugünkü istipdatçılarsa, . yalnız Devletin tedrisatta bulunmasını talep e- decek derecede ileri varmadık- ları zaman şöyle düşünürler: “Her papasa tedris hakkını reddede- riz, bu pek tabiidir. Hürriyet sa- dece hür adam içindir. , Fa- kat pek âlâ mümkündür ki, ders veren bazı İğikler papas zihni- yetli olsunlar. Elbet, bu da gösterir ki tibdadı memnun etmek imkân- sızdır. Ders vermek istiyen bir İâikin dünyanın en büyük jezü- itinden daha jezüit olması müm- kündür. Ona karşı ne yapmalı? Bir kanaat | vesikası istenecek. Ehliyet vesikasından başka ona bir de liyakat imtihanı geçirt- mek lâzımgelecek. Bu imtihanla muallimin beslediği temayülâtın. muasır devletin lâik, cumhuri- yetçi ve demokrat mahiyeti ile kabili telif olup olmadığı görü- is-İğ dan tesis edilmiş olan Kondor- ye bakınız: “Hıristiyan mısınız? — Evet, Hıristiyanım. — Hıristiyan nedir? Bu vaftiz imtihandır. “ Lâik misi — Evet, — Lâik nedir? — Dindar: olmıyan ve din- darların fikirlerini beslemiyen bir adam, — Cumhuriyetçi misiniz? — Evet, öyleyim. — Cumhuriyetçi nedir? — Hükümdarlıktan, halkçı- lıktan ve liberallikten nefret eden bir adam. — Siz.de nefret ediyor mu- sunuz? — Evet, ediyorum. — Deinokrat mısınız? — Evet — Demokrat nedir? — İnsanlar © arasında tam. müsavat ; tesisini “isteyen bir adam. — Bu müsavatı tesis etmek ister misiniz? — Evet, isterim. — Mantıkt bir tedris nedir? — Sadece: muhakemeye isti: nat eden ve itikadı ortadan kaldıran “bir tedris —Bu tedrisatta ter misiniz ? — Evet, isterim. -- Tenkidi bir tedris nedir? — Öğrettiği her. şeyi serbes- çe tetkik eden bir tedris. — Bu tedrisatı yapmak is- bulunmak — İçtimai bir tedris nedir ? — Bil... bil., bilmiyorum. Bu namzet, cevaplarındaki bazı noksanlara rağmen, mümey- yizler heyetinin. müsamahası ile diploma alacaklardır. Katolikler de hiç bir zaman bundan'daha tamam bir din vesikası" arama- dılar, Daha ileri gideyim; Din ve- sikası sarih, açık, maddidir. O- nunla her şey yoluna girer. Te- mayül imtijanı, temayül muha- kemesi gibi kimi isterseniz mah- küm etmehize müsaittir. Bundan çıkan manâ şudur ki, istipdatçılar aksini iddia etmek- le. beraber şunu © söylemekte- dirler: “Ders verecek adamların bizim gibi olmasını," ve: Maarif nazırı tarafından öğretilecek for- mülleri harfı harfına tekrar et- mesini isteriz. Nasil ki bir Dev- let dini, yani Devletin emri al- tinda esir bir rühban zümresi istersek, aynı suretle yalnız bir Devlet tedrisatı isteriz ve bun- dan başka olanları, ne olursa ol- sun reddederiz., —Bitmedi— (SerbesCumhuriye Telefon numarası - 2697 Telgraf adresi - İzmir Serbesl Abone şeraiti Senelik: — 10 lira Altı aylık: 6 lira Ecnebi memleketler için: Senelik: | 25 lira Birinci sayfa: Satir 100 kuruş İkinci sayfa: , 50 , Üçüncüsayfa: O, 20 ,, Dördüncü sa: |, 10 |, Daimi - ve aylık ilânat ay. rıca pazarlığa tâbidir ve aza: se cemiyetinin hazırladığı projs- Hilâliahmer menfaatine tertip e ilen “ Şefkat Kupası, turnu v sının finalistleri solan Altay ve “(5ztepe takımları dün karşılaş- ar. Havanın gayet güzel olma- İsi stadyoma bir hayli seyirci kütlesi toplamıştı, Saat 3,15 de takımlar sahaya çıkarak Şu ş- kilde ahzü mevki eylediler: Altay: Fehmi, Hilmi, Faruk, Nevzat, Hasan, Adnan, Sezâi, Bâron Feyzi, Domeniko, İsmail Hakkı, Hakkı. öztepe: Mehmet, Hakkı; Osman, Nebil, Selim, Fahri, İsmail, Muzaffer, Fuat, Abbas beyler. Takımların tertibine nazarân Altayın kiymetli kaptani Vehap- tan makrüm bulunduğu ve Göz- tepenin ise geçen haftaki kad- rosunu muhafaza ettiği görülü- yordu. Saat tam 3,20 de hakem Altınaylı Nazmi beyin işaretile oyuna başlandı. Bidayette Göz- tepeliler ağır basmağa “başladı- lar. 12 nci dâkikada Göztepe Kalösi “bir tehlike; atlatıyor: Mu- zaffetin yerinde verdiği paslar- dan de edemiyen” İsmail müsait bir vaziyette topu: dışa tıya | atıyor. Altay bu. devrede muhakkak bir sayı kaçırıyor ve birinci devre her iki tarafın bü- tün gayretine rağmen 0—0 be- raberlikle * geçiyor. İkinci devre İkinci devrede Altay ayağı incinen sol hafbekini değiştiriyor ve yerine Zekiyi geçiriyor. Bu devrede Altayın. muhak< kak surette sayı yapmak için çırpındiğıni ve for hattının, “bi: rinei' devreye: hazatan daha mü- tesanit oynadığını görüyoruz. 12 nci dakikâda Dömenikonun gü- zel bir pasını alan İsmail Hakkı güzel bir vuruşla sol: zaviyeden Altayın ilk. sayısını yapmağa muvaffak oluyor. Bu süretle mu- vazene bozuluyor. Altay İ Göz-l tepe 0, Golden sonra Göztepe takımında küçük bir değişiklik yapılıyor. Nebili müdafaaya alı- yor. 20 nci dakikada sol haf Se- İlmin hatalı “bir vuruşundan top Altay forlarıma geçiyor. Döme- nikönün çektiği şut “Hakkınin ayağına çirparak Altay sol açı- gına geliyor ve küçük Hakkı da bu: suretle Altayın ikinci sayisiz nı yapıyor. Altay Göztepe 0 Bu golden sonra Göztepenin gevşediğini ve maneviyetlerinin sarsıldığı . görülüyordu. Muzaff, çok muntazam pası idaresile ara sıra. hücuma geçen. Göztepenin yaptığı, akin- lar Altay müdafaası tarafından inde ediliyor ve bir (türlü gol yapmak (mümkün © olamıyordu. takımı arasındaki maçı da Al- Harp oyunu Bir facia ile neti- celendi Mehmet, Hüseynin beyni- ni uçurdu Burnovanın Çamiçi karyesin- de iki çocuk arasında bir “ har oyunu, oyunun ismi kadar feci bir akibetle neticelenmistir. Hâ- dise hakkında aldığımız malâ- mat şudur: Çoban Mustafanın Mehmet Ali namında yaramaz haşarı bir çocuğu vardır. Mus- tafa hayvanları otlamağa gidin ce evde yalnız kalan Mehmet Ali babasının mavzerini almış ve arkadaşı Hüseyin oğlu Ha- sanla harp oyunları oynamağa amıştır. İçlerinden biri Türk biri Yunan olmuş Mavzerle devam eden bu teh- likeli oyun Mehmet Alinin tetiği çekmesile bir faciaya inkılâp er- miştir. Zira çıkan mermi zavallı Altay galip geldi 1-3 le Göztepeyi mağlup ederek « Şefkat Kupasını ” kazandı len sonra açılan Al tay forları santerhaf Hasanın da yardımı ile Göztepe: müdafaasını tazyike başladılar. Bu ( sırada Domenikonun üstadane bir pa- sını alan küçük Hakkı müdafaaya gk kale yakınına geldi ve üçük bir plâsa ile Altayın tüçün- cü sayısını da yaptı Oyunun hi- tamına dokuz dakika var, Oyun bütün. heyecanı ile devam edi- yor. Göztepeliler muhakkak su- rette gol yapabilmek için bütün gayret ve enerjilerini sarfediyor- lardi. Muzafferin canla başla çalış- tığını Fuat ve İsmaile ihzar et- tiği fırsatların ise idare edileme- mek yüzünden kaçırıldığı görü liyordu, Bugün: çok: bozuk “oynı- yan İsmail. ve Fuat mühim ve yerinde şut çekememeleri vebu yüzden bazı fırsatları kaçırmış oluyordu. “Oyunun hitamına © 6 dakika kala Muzaffer güzel bir sıyırışla Altay müdafaası ge- çerek kaleye kadar sokuldu ve bu suretle kulübünün şeref sa- yısını yapmağa muvaffak oldu. Altay 3, Göztepe 1.bundan son- ra başka sayı yapılamadan bu mühim maç da bu suretle Al- tayın galibiyeti ile hitam buldu. Maçı müteakip Hilâliahmer tinin bu turnuva zettiği “ Şefkat kupası , Altay kaptanı Fehmi beye verilmiş ve tebrik edilmiştir. Altaylılar oda © Hilâliahmer şerefine üç defa . yaşa diyerek Hilâliahmeri | selâmlamışlardır.. Galip Altay takımımızı tebrik ederiz. Sabahleyin Göztepe-Anadolu ikincileri. maçta her iki takım berabere kalmışlardır. i kü“ me , turnuyasının dömifinalistle- rinden Cüzel İzmir-Buca maçında 0-4 ile Güzel İzmir galip gel miştir, Bu maçı müteakip. hakem Mehmet Ali beyin idaresinde icra edilen Sebat-Anadolu “mü- sabakasında birinci devre her iki tarafın çalışmasına rağmen Sayısız « geçmiş. ikinci - devrede ağır “basan “Sebatlılar “ hasımla- rını sıkıştırarak birbiri arkı üç sayı yaparak galibiyetini te- min etmişlerdir. Sebat Bayrak- Ldan Ahmet Hamdi bey ile tak- viye edilmişti, Sabahleyin saat 9 da Altay ikinci takımı ile “Şark, birinci tay küçükleri 0-2 sayı ile galip geldiler. Gelecek: hafta * ikinci “küme finalistleri olan Güzel İzmir- Se- bat takımlarımız turnuvanın ni - hai: musabakasını Papa yal Sokakt Tavukların do- laşmasımemnu Şehir dahilinde beslenmekte olan tavukların sokaklarda do- aşmaları 'nezafeti ihlâl etmekte ve şu mevsimde sari bir şekilde devam eden hastalıkların intişa- bunların men'i, ve. hilâfı, tenbih harekette bulunanların | teczi; leri belediyece takarrür etmiştir. ” Küçük yaramaz arkadaşının kanlar içinde yere yuvarlandığı- nı görünce korkarak kaçmış ise de silâh sesine yetişen köylüleri facıayı zabıtaya haber vermişler- dir. Mehmet Ali yaşının küçük- lüğü hasebile takibat yapılamı- yacağından velisine teslim edil- miştir. Yalnız silâhını meydanda bırakarak bu facıanın hudusuna meydan veren çoban. Mustafa Dünkü içtima — Baş tarafı birinci sayfada — yordu, Halbuki Halk fırkası ma- surdu. Iktisadi buhranın sebep- leri umumi idi. -Cihan istihsalâtının artması bütün cihanda buhran doğur- muştu. Paramızın gayrı müstekar bulunması bizim memleketteki umumi buhranı da artırıyordu Bunda Halk fırkasımn ne kaba- hati olabilirdi Abdi Muhtar bey sözünü bi- tirdiği zaman saat dokuzu bul- muş, herkesin karnı acıkmıştı. Artık gözler kapıya dikilmişti. Vasıf bey tekrar söz isteyen var mı diye sorduğu zaman ha- yı cevabı verildi İş bankası umu- mi müdürü Celâl bey iktisadi buhran etrafında iş t verdi. Memleketimizde sai olmadı- ğından buhranın bizim o memle kette diğer memleketlerden da- ha az tesir yaptığınımevaddı ip- tidaiyemizin Avrupada revacı te min edilememesinin sebeplerini anlattı dedi ki: İhracat tacirlerimiz “yoktur. Gönderilen siparişler nümuneye imüvafık çıkmıyor, vaktinde tes lim edilmiyor, Bu itibârla mevad- di iptidaiyenin eyi şekilde satılamaması memleketimizde ik- tisadi bühranı doğuruyor. Bunun için bazı: tedbirler almak arzu- sundayız.,, Celâl bey devlet bankasın- dan bahsederken Osmanlı ban- kasının Paristeki içtimaıda ko- nuşulan. sözleri hatırlatmış © ve bizim devlet bankası kurabile- ceğimize itimat etmediklerinden müsamaha ile karşıladıklarını an latmıştır. Belçikalı (Ficerin) tet- kikatını hikâye eylemi; İzmir iktisadi vaziyetinin iki #enedenberi endişeaver bir mah- zara arzeylediğini fakat şimdi salâha doğru gittiğini iddia 'et- miştir. Celâl bey akalliyetler mese- lesi üzerinde Kâmran bey cevap verirken: Hükümetin hakiki Türk kül- türünü kabul etmiş akalliyetlere karşı bir noktai nazarı olmadığını bü kabil olanlarla (her zaman teşriki “mesai etmeğe hazır bu- lunduğunü ancak akalliyet mes- elesinde memleketin çok şeyler ve tecrü beler geçirdikinden bul noktada bir az dikkatli hareket eylediği söylemiştir. doktorların büyük bir seriyetinin yüzlerinde memnu yetsizlik okünuyordu.Çünki i ma hedefinuen çok uzaklaştırıl- mış söz almak üzre hazırlanmış bulunanlar oğızlar muvaffak: olamamış! uzun konferanslar raya dökmüşlerdi Bir muharririmiz. içtimadan çıkan bir doktora ne olduğunu sorduğu zaman; “Hava civa, cevabile karşı- aştı Tanzifat işleri Belediyenin tanzifata verdi- ği ehemmiyet dolayisile bazı ye- ni tedbirler almaktadır. Bu me- yanda sokakların süpürge ile temizleme esnasında kalkan toz- ların bir çok hastalıklara sebe- biyet verdiği düşünülerek buna mani olmak için sokakların toz kaldırmıyacak aletlerle süpürül- mesi belediyece karar altına a- hınmışt Polise tabanca çekmiş Servilimescitte ciheti adliyece ikametgâha raptı lâzımgelen Gi- ritli Hüseyin oğlu onaltı yaşla- rındaki İbrahim karakola dave- tinden muğber olarak hamil bu- lunduğu tabancayı polislere teş hir etmiş ve yakalanmıştır. Çuval hırsızı Dün Halimağa çarşısında tüc- cardan Bohor Frangonun mağa- zasından on yedi boş çuval sir- kat edilmiştir. Sarik aranmak- Hüseyinin beynini parçalamıştır.! aleyhinde takibat yapılacaktır i hususta doğru ve eyi S.F. nın infisahı etrafındaAy,, pa gazetelerinde tesadüf ettiği, miz tefsirler hiç te hoşa gidecek mahiyette değildir. Fırka işi b. ne düşünürlerse düşünsünler, çi yebiliriz. Yalnız düşünmek lâzı, gelir ki, bizim lâkaydane karı ladığımız mütalealar” büsbütü, iz değildir. Bugün milleti, biribirine o kadar çok bağlıdır. lar ki, aralarındaki siyasi ve iki, sadi münasebetlerde her mülâki. zanın bir kıymeti vardır. Garp matbuatındaki tefsirleri, çok yanlış olduğunu kabul etse, bile, bu yanlışlığı izale emek, ve. ziyeti olduğu gibi göstermek ic, eder. Bu şimdiye (kadar yap, nünşki Ben di bil nereye varaci ve ne gibi ami, lerden ileri geldiğini anlıyamad. ğımız bugünkü vaziyet hakkın. da, ecnebi. gazetelerinin yanlı tefsirlerde bulunmalarına hayret edilemez. «Bunlara bakılırsa,S. F. tecri. besinin: iflâsı, Türk milletinin he. iz tam bir parlemento. hayal na lâyik olmadığını ve syasi hı. yatında visyete muhtaç bulundu. Şunu gösteriyormuş. . Bu. neti. ceyi nereden çıkardıklarını bilmi yoruz. Yanlız muhakkak ki bı netice yanlıştır. Son hadisat mi letin yanlış hareketinden hâsl olmamıştır ki, halkın kabiliyetin miyar olsun. Bilâkis Türkiye halkı, yeri atıldığı intihabat | tecrübesinde tahminin fevkinde liyakat göster. miş, bütün müşkülâta râğmen ker. di mukadderatile alâkadar ola yani kendi kndini idare kabilyetir. de bulunan bir millet olduğunu gö) termiştir. Eğer buna rağmen ve| ziyet şimdiki karanlık safhaya gir. mişse, saiki halkin bu hakimiye. tini kabul etmek istemiyenleri) inadıdır. Şu halde liyakatsızlik vars| bunlardadır, Halk, fırkasını. de mokratik “ yollardan . uzakta tv tanlardadır. . Bu. fırkanın. halkı karşı hareketlerindedir. Bundan, milletin parlamenter hayata, de mokrasiye lâyik olmadığı neticesi ni çıkarmk için suiniyet sahibi ol/ mak icap eder. Yanlız, ecnebiğgazeteleri vaz yeti okadar derinden tahlil etme zler. Aldıkları haberlere göre bi hüküm verirler.Bu hükmünşök veya böyle olması bizi İâkayt b kirlerle çok münasebr tdardır. Binaenaleyh harice bı| kanaatler telkin etmeğe mecburuz. Yazık ki, bu mesele hakkınd daha harici değil, kendi kendini zi tenvire muvaffak olamadık. Sr lahiyetdar ağızlardan kati bir 54 ıkmayor. Siyasi faaliyette hançi| sistemlere istinat edeceğimiz ne) şküktur. Parlemente hayatını bi) zim icin bir lüks zannedenleri hakkı var mı? Yani Halk fırkasj eski tehakküm sisteminde isra edecek mi.Yoksa, zarureti anl şılmış olan muhalefetin başka bi şekilde yaşatılmasına mı çalışı" cak. Bunları yanlız yabancılar de gil, kendi halkımız da öğrenme isteyor, ziy ve sne mel teplerinde türkçe dersleri Ekalliyet ve ecnebi mekte” lerinin teftişine ait eski talimit/ name muvafık görülmediğinde) yeni bir talimatname yapılıyo") Türkçe derslerine , çok ehem yet verilecek ve bu hususta dir) katsizlik gösteren muallim tecziye olunacaklardır. tadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: