19 Aralık 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Aralık 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tefrik Hiherelizin: nedir Muharriri: Emile Fagüet Hürriyetin düşmanları On beşinci fasıl 1793: Beyannamesi diyor ki -“Bbtün' vatandaşlar umumi me- muriyetlere. siyyanen kabul olu- nurlar. Serbes: milletler intihap- larında fazilet ve. iktidarlardan başka tercih sebebi tanımazlar “Bu, 1793 beyannamesinin 6 ıncı maddesinin 'tekrarıdır.Şu fark ile ki: “intihaplarında,, kelimesi ilâ- ve edilmiştir. Zira 1793 beyan- namesinin ruhu bütün memuri- yetlerin intihapla verilmesi mer- kezinde idi: Hepsi bu. İki beyanname de müsavatı adam haklarıedan biri — olarak kabul ediyorlar. İkincisi | kat'i olarak ve tantana ile, birincisi ise bilvasıta ve âdeta kuyut ve tereddütle bunu ilân etmekti. dirler. 1793 Beyannamesi haki müsavata doğru bir adım atıyor. daha doğrusu bir ifade kusuru yüzünden, bir lâhza fikirleri bu istikamete imale ediyor. Birin- cisi bu istikamette hiç bir te- şebbüste bulunmuyor ve zahiri olarak bile buna temayül gös“ termiyor. her ikisinin müsavattan maksadı (olsa olsa) siyasi hu- kukta müsavat, tecziye eden ve ya himaye eyliyen kanun müva- cehesinde müsavat, memuriyet- lere kabul müsavatıdır. Haklar beyannamelerinin © ücretkârane ve tehlikeli bir surette müsa- vatçı olmadıkları ileri sürülemez. Bununla berâber Beyanname- lere atılan bu hafif tertip müsa- vatçılık o suretle inkişaf ede- cekti ki, etrafındaki her şeyi gi gede bırakacak” ve hatta boği caktı, Zira hürriyet ve müsavat; memleketine göre, birbirinden az çok daha kuvvetli zevklerdir: Mesele Fransada müsavat zevki, hürriyet zevkinden kıyas kabül etmiyecek * derecede daha kuv- vetlidir. Hürriyet zevki Fransada mevent değil denilse sezadı Süratle bu fikir veya bu his Fransız ihtilâlinin taraftarları nezdinde umumiyet kesbetmiştir. “ İhtilal müsavattır. Kanuni mü- savattan siyasi müskvata ve Si“) yasi müsavattan hakiki müsavata ( taksim ve komünizm ) ve hatta hakiki müsavattan mutlak mü- savata ( manevi kuvvet, fikri kuvvet gibi tabii farkların insan- İar arasında. silinmesine yani bunların nazarı itibara alınmasına) doğrü olan'cereyan bundan doğ- muştur. Bütün 19 ühcu. asır zarfında ihi fikrinin inkişaf ve terak- kisi sadece müsavatçılık fikrinin inkişaf ve terakkisinden ibaret kalmış ve hürriyet fikri ancak ihtilâlin düşmanları tarafından ileri sürülmüştür. Daha doğrusu rejime göre bazen onlar, bazen bunlar, fakat her zaman akalli- yette olanlar ve hiç bir zaman ekseriyette olanlar, yani hiç bir zaman galipler, hürriyet fikrini ileri sürmüşlerse de hakikatte hiç birisi bu temayülde samimiyet göstermemiş ve liberalizm in fırkaların mürailiğinden ibaret kalmıştır. — Bu bir vakıadır. Fakat mantık itibarile, haddızatında, esasında müsavat neden hürri- yetin bir düşmanı olsun? — Bu bahiste tetkik etmek iz işte budur. Müsavat için için düşmanıdır, zira hürriyetin bütün tezahuratı müsavatı ihlâl eder. Eğer mü- savatçı olan beni müthiş mik- yasta izaç etmek istemezseniz, ancak nazari olarak hür ol: lirsiniz. Hiç bir hürriyet hakkı yoktur ki; müsavatçı olan beni Tedris hürriyetini tatbik edi yorsunuz. “ Bu ne demektir? Şu demektir ki; siz münevver adam diğer bazı münevver adamlarla birleşerek çocukları yetiştirmek ve malümatlandırmak istiyorsu- nuz. Sizin ne yaptığınızı ben pekâlâ bilirim. Siz “fevkalbeşerler , vücu- da getiriyorsunuz. o Müşterek veya mütevassıt haddin bir kaç misil fevkine çıkacak, beni is: tihkar edecek, ve hiç şüphesiz beni idare etmek isteyecek, her halde beni | geçecek ve | beni geçmekle © hakir kılacak olan adamlar. yetiştiriyorsunuz. Tah- sil lâzım değildir. Yahut herkese aynı tahsil, herkese tam tahsil vermek, yani “ umumi ve tam, tahsil. usulünü ihdas eylemek lâzımdır. Fakat herkes için aynı tahsili kim verecek ve kim onu o suretle tevzi edecek ki mem- lekatte bir tek çocuk bile, her ne kapar zengin olursa olsun bir tek bakışından fazla, ve hiç bir çocuk ta ne kadar fakir olur- sa (olsun, bir © başkasından noksan tahsil görmesin? Kim? Ancak devlet. Ve bu da devletin karşısında rakip “olmaması şar- tile. Zira rakipler, talebelerini servete göre, veya kendi tabir- lerince içtimai dereceye göre ve- ya hususi istidatlara veya şahsi tecrübelere göre intihap edecek- ler ve bu noktada' devletin te- min ettiği tahsile faik bir tahsil temin ederek (güzideler, bir si- nıf, bir kabile, faikiyetler, yani faikler © tesis “edebileceklerdir. Müsavatçı bir memlekette tedris hürriyeti © mevcut olmamalıdır ve tarif icabı, mevcut olamazdı. Keza dini hürriyeti tatbik iddiasındasımız. o Bu, müsavat noktai nazarından, ve zaten bü- tün noktai nazarlardan tedris hürriyetile aynı meseledir. Dini hürriyeti tatbik etmek iddiasın- dasınız. Bunun manası nedir? Yani Devlet tarafından tanzim edilmiyen, rahipleri Devlet tara- fından tediye olunmıyan, ve Dev- lete tabi olmıyan bir din tatbik etmek isteyorsunuz. Bu bir cemiyettir ve ne yapmak için bir — cemiyet? Sizi (diğer o vatandaşlardan ayırmak ve çoktanberi onlardan ayrı olduğunuzu göstermek için size benim i, bana benzer, bana mü: olmak kâfi de; mi? 1789 Beyannamesini birinci © maddesini hatırlayınız? “ İçtimai farklar ancak umumi fayda üzerine müesses | ola- bilir, ,, Devletin dininden müstakil bir din tatbik etmekte ve yahut Devletin hiç bir dini olmadıği halde bir dine salik olmakta müşterek nasıl bir menfaat tasavvur edebilir? Hayır siz sadece kendiniz ayır- mak, “umumi menfaat üzerine müesses olmiyan,, bir içtimai fark tesis etmek istiyorsunuz. Delili de şudur ki bir takım rahipleri vazifedar ediyor, teşkilâta tabi tütuyor ve onlara maaş veriyor- sünuz. Yani bu ne (demektir? Hükümet tarafından tayin ve ya millet tarafından intihap edilme- miş olan bir takım rüesa heyeti vücuda getiriyorsunuz. Ha, bu defa arist oktratçılığınız zahirdir Benim tatbikine lüzum gör- mediğim bir dini tatbik etmekle benden ayrılmadığınızı iddia et- seniz bile, reisler ihdasının, Dev- let içinde hususi hâkimler teşki- linin bir fark, bir güzellik ve hatta bir aristokratlık tesis et- mek olduğunu kabüle mecbursu- tekammül edilmez şekilde izaç — Bitmedi — muz. 1 Almanyada ku Almanyadan : son zamanlarda gelen haberlere ve muhtelif il zetelerde vuku bulan neşriyata göre Almanyada bir kuru mey- ve inhisari tesisine dair kuvvet- İi bir cereyan uyanmıştır. Bu ce- reyanın başlıca ( amili Alman giftçileridir. Yani o memlekette kuru meyve istihsalinin tezyidi ile hariçten gelecek olan meyve ithalinin tahdidi. istenmektedir. Bu teklif Alman milli meclisin- de de tetkik ve müzakere olun- maktadır. Almanya çiftçileri tarafından ortaya atılan bu: teklife bir çok taraflardan itiraz. edildilmiş Bunlar da iddialarında şu nok- tai nazarı serdetmişlerdir. Kuru üzüm, Korent, badem incir gibi kuru © meyveler'Al manyada istihsal edilmediği gi Alman milli mahsulâtına rakip Alsancak Alsancakta ressam Kadri be.| yin hadesinde Emirler zade Ri- za beyin Fahri beyi o tabanca kurşu: ağır surette cerheyle- diğini tafsilâtile yazmıştık. Bu cinâyet hakkında adliye tahki- katı devam ediyor. Bugün! sa bal üçüncü iabstantik Bekif'bey İtalyan hastanesinde tahtı teda- vide bulunan Fâari beyin nez- dine giderek ifadesini almıştır. Diğer taraftan da © Riza bey Jandarmanın muhafazasında, ad- liyeye getirilerek tekrar ifade: sine müracaat olunmuştur. Bir muharririmiz bu sabah Riza beyi adliye. koridorunda görmüş ve hâdisenin | ceryan tarzı hakkında izahat istemiştir. Mumaileyh demiştir ki: — Vak'a gicesi ben Kadri beyin: evinde idimi. İçiyorduk. Fahri bey de âilesi ile birlikte Ne arayordu? Ne oldu? sİsmail oğlu Şükrü efendi düh akşam“ umumhane caddesinde abdal, abdal: evlerdeki kadınları seyrederken iki mechul şahıs ya- nına 'yaklaşmışlar ve mantarcılık ŞEHİR HABERLERİ EA NAZAN AN zi GK il EAA RE Ticaret odasının teşebbüsü ru meyve inhi- sari yapılmak isteniyor olamıyacağı ve bunların Alman- yada pasta, çukulata ve şekerli maddeler sanayiinde vasi mık- yasta kullanıldığı ve inhisar ol- duğu takdirde bu sanayiin müt- hiş surette mutazarrır olacaktır. İstihbaratımıza nazaran Al manyaya kuru meyae ihraç eden milletler, Almanların * bu inhisar hakkındaki teşebbüslerini kemali ciddiyetle tetkik ve takip eyle: mektedirler. Zira bu milletlerde Almanyadan bir çok emtia sa- tın almaktadırlar, Alâkadarlara © nazaran Al manların bu teşebbüsleri kendi ktısadi menfaatleri aleyhinde- dir. İstihbaratımza göre şehri- mizeticaret odasıda bu meseleyi ehemmiyetle" tetkik eylemiş ve keyfiyet hakkında alâkadar ma- kamata raporunu göndermişti, cinayeti Carih Riza ve mecruh Fabri bey- ler lugün yeniden isticvap olundular. Riza bey ne diyor. oraya geldi. Hep beraber eğle- niyorduk. Karısının bazı vaziyetlerinden Fahri bey kıskançlık hareketleri göstermeğe ve beni tahkire b: ladı. Hakaretamiz bir çok sözler |liyordu. sarfetti. Kızarak ayağa kalktım.) (o Zabıta hâdiseye vaz'ı yet Bu esnada Fabri bey neleyledi. olduğunu, göremediğim © katı bir cisimle başıma vurdu, ser- Turgut B. semledim. Göriyorsunuz ki. gö- züm şiş ve başım yara içinde-| Konferansla- dir. Kendimi müdafaa etmek ve bana tecavüz edeni korkut- mak için tabancamı çektim. Fahri bey tabâncayı almak üzerime hücum etti, Boğazlaşı ken * tabanca patladı ve yı landı. Mesele bundan ibaretti, Fâhri beyin ne şekilde i de verdiği “ henüz anlaşılamı miştir. — a mama EYE Halkın şikâyeti Halkapınarda “çam dibinde benzinci İsmail Hakkı" efendiniti tahtı “isticarında bulunan aile bahçesinde bazı uygunsuz kadı ların. eylenti ptıkları ve bir vak'a: çıkmak i li bulunduğu o civar halkı tarafından zabıtaya suretile otuzbeş lirasını ve güz müş saatını aşırmi Filme ilâve : FOKS Türkçe Bu haftanın en bi un saat Bilumum mükâlemeler Türkçe olarak filim gazetesi : Amerikada bulunan dünyanın en ihliyar adamı : ZARO AGA üük muvaffakıyetini teşkil eden SERSERi ihbar ve şikâyet olunmuştur. Zabita takibata başlamıştır. ELHAMRA i, Milli Kütüphane aidiasınida Bu akşam saat 7,15 ve 9,30da misilsiz derecede nefis, harikulâde güzel bir mevzua malik bir filim sizi bekliyor: Bir tango.. Lütfen... En nefis musiki - Ruhu okşayıcı şarkıl kadınlar. -.Herkesi : kahkaha! dünya havadisleri olarak ihtisasatını KIR - İsinemada ve ramazan münase- ve 5 seanslarında son defa olarak göst Maliye dairesinde Bu sabah iki ka- dın saç saça, baş başa geldiler!.. Bu sabah saat on bir radde- lerinde hükümet içerisinde ma- liye dairesinde çok göürültülü bir kavga olmuştur. Hâdisenin sebebi şudür £ Maliye memurlarından Celâl efendi, Dibekbaşında Burhaniye sokağında ailesi Vasfiye hanım ve üç çocuğu ile birlikte ika- met etmektedir. Fakat muma- ileyh bir aydanberi evine uğı mamaktadır. Vasfiye hanım ko- casının bu vaziyetinden mütees- sir bulunmakta ve zevci kim lerle düşüp kalktığını anlamak merakına düşmüş O bulunmak- tadır. Yaptığı takibat neticesinde Celâl efendinin Şehriban hanim. namında bir kadınla münasebeti olduğunu * anlamıştır. iye hanım bugün saat on bir rad delerinde kocasi Celâl» beyi Şehriban: hanimla birlikte gör- müş ve kadının üzerine hücum etmiştir. İki kadın saçsaça ve başbaşa döğüşürlerken © Celâl bey derhal ortadan kaybolmuş ve. etraftan (yetişenler | iki kadını ayırmışlardır. Vasfiye hanım bağırıyordu: “Yazınız, gazeteciler, yazınız; kocam beni üç çocuğu ile aç bıraktı. Bu kadınla kn kali kıyor. Şehriban “hanim da ayni şekilde bağırıyor, Celâl beyle görüşmekte olduğunu fakat fe- na bir maksatları olmadığını söy rına devam edecek İktisat ve tasarruf cemiyeti İzmir şubesi reisi Turgut beyin e Erkek mekteplerinde konferanslar büyük bir) alâka ile dinlenildiğinden ikti- ve tasarruf hakkında hal mızın umumi istifadesini temin in bu konferansların muhtelif zaman ve mahallerde devamı tekarrür eylemiştir. Binaenaleyh Kız ve Erkek liselerinde Türk ocağı ve Milli betile Cuma günleri de öğleden sonra * Salepçi oğlu, Hisar ve Şadırvan camilerinde konferan- rına devam edeceği memnu- niyetle haber mıştır. arasından seçilmiş bir mevzu AL Gi öğ : Ahlat faciası Cumartesi günü büyük Wi, iet Meclisinde mühim bir muz, kere olacaktır. Mevzu köyleri mizin yaziyetidir. Bu münakaşı bir gazetenin. “Yeni Asır,, reji. kimizin neşriyatından doğuya, Arkadaşımız, İzmirin yanı başı da bazı köylere kadar. sokula, sefalet heyülâsını sütunlarını, teşhir etti. o Köylülerin tü, mahsulünü | satamadıklarını, pa. rasız ve vasıtasız — kaldıkları, gösterdi, Taayyüş için - dağda, ahlat toplayanlar olduğunu yazdı Kelimelerin bazen ne sihiy; tesirleri var. “ Köylerde sefalet vari, deyiniz. Kimsenin azan dikkatini celbetmezsiniz. Zir, sefalet bizde alışılmış bir max. zaradır. Bu kelime artık kulak. ları tırmalamaz «olmuştur. Her adımda o kadar sefaletlere tesi. düf ediyoruz ki artık bunun, iştigale bile lüzum görmiyoruz! Şimdi; kelime ile ifade köylerde açlık baş gösteriyor. deyiniz; etrafınızda “ daha farlı &“alâka' uyandığım çi. receksiniz. — Ahlat varmış! Bu“ basit © ifadeistirapları daha maddi bir şekil veriyor Umumi efkâr, hükümet maki. matı iaeseleye daha yakındır alâkadar oluyorlar. Gazetenin takip ettiği gaye budur. Bu gayesinde “ Yeni Asr, refikimiz muvaffak olmuştur. Vi. lâyet bir tahkikat yapmış w köylerde vaziyetin eyi olmadığı Dı görmüştür. Vicdanlı bir meb. us yazılan yazıları okumuş, hü kümetten izahat aramak lüze munu his etmiştir. Yarından so ra başvekil mecliste köylerin we köylülerin vaziyetinden bahsede.| cektir, Yalnız bu neticeyi tahrik etmiş olmak bir gazete için bi- yük bir. şereftir. Mesele budur. Bu meseleye, halkın ıstıraplarını fırka gözili görenler, daha doğrusu halkı ıstıraplarına fırka gözile baktık: ları için onları göremiyenle “Ahlat hikâyesi, ismini takarak işten sıyırılmak istediler. Arı ederlerse buna “Ahlat hikâyesi, diyelim; fakat bu feci bir hil kâyedi, Bu hikâyede, bütün bir se nelik emeği olan mahsulünü s2) tamayan köylüler vardır. Bu bi kâyede, köyünde barınamıyarak| yaşayamıyarak hayatını kazan mak için evini barkıni bıraka başka yerlere hicret eden vatan! daşlar vardır. Bu hikâyede pr rasız, vasıtasız kalan, bugün m sıl geçindiğini, yarın nasıl geçi neceğini bilmiyen aileler vardr/ Bu hikâyeyi yazan ; gazet aleyhinde dava açılmıştır. Niçiv Bilmiyoruz; fakat açılmıştır. 74) rar yok, mahkeme huzurunda 8 hakikatler — anlaşılsın. Başveki meclis kürsüsünden Fethi bej “ Yeni Asır , gazetesine ceva verecektir. Öyle tahmin ediy" ruz ki İsmet paşa köylerimizi vaziyetini “gül gülistan, sö termiyecek, fakat köylüye Ya! dım için hükümetin aldığı alacağı tedbirleri anlatacaktı" Bu da bir faydadır. | Münakaşanın neticesi deği/ kendisi ehemmiyeti haizdir. Kör lerimizin vaziyeti hakkında um" yiyen © köylüler bir münakaşa istiyoruz. nakaşa) müdrik bi gazetenin serbes neşriyatı temi etmiş olacak, Netice ne olur olsun, şimdiden o gazeteyi te rik edebiliriz. Bü memleket halkının yl doksanını teşkil eden köy nün vaziyetini yakından tek” etmek, mes'ut ve müreffeh © malarına çalışmak hükümetin £ matbuatın da birinci vazifesifi Bunu anlamıyanlara acınır. B. »

Bu sayıdan diğer sayfalar: