21 Aralık 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Aralık 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiyede madencilik « Amerikada yerin üstünde Altın çok, bizde yerin altındadır ” Madenci pek eski bir. tarihe malik de- ildir. Bu, yakın zamanlara ka- dar halkımı; sihirbazlık ve keramet nevilerinden bir şey ad- dedilirdi. Toprağı kazmak ve cevher çıkarmak, yalnız tesadü- fün ve ekseriya hayalin mahsu- lü zannolunurdu. Ötedenberi - münevverlerimi- zin ağzında bir cümle dolaşırdı : “ Madenlerimiz o kadar çok, o kadar çok ki. Toprağımızın altı altın dolu desek doğrudur.,, Bu üstün körü malümat sahip- lerine göre bir derenin kurumuş mecrasında görülen bir mika pa- rıltısı, indifai bir sahrada beli- ren bir; billor teşekkülü nihayet- siz servetlere ve atları bilinmez maden cevherlerine birer kutbi alâmetleri Ecnebi. seyahlar, zaman za- man gelirler ve yarım yamalak öğrendikleri “Türkçe ile “çarpık ve mübaligalı vecizeler savurur giderlerdi: “Bizim Amerikada yerin üs- tünde altın çok; sizde yerin al- tındadır!.., “Balya ve Zonguldak havza- larınm. keşfinden sonra artık madencilik bizde de bir meslek olmağa başladı.. Bu defa halkı- mızın çoğu, bilhassa işsizliğin bazen arttığı bu son senelerde madenciliğe merak etmeğe baş- er hangi bir vilâyette in bir maden bulup ta- ruhsatnamesini alarak bir şirkete bir parça para mu bilinde hakukunu devrettiği şayi olunca derhal o vilâyetin bütün işsizleri, bütün hayalperestleri ve bütün köy ağaları dağlara ya- yıldılar, maden aramıya koyuk dular... Bilhassa; bu, garp vilâyetle- rinde çok görüldü. Eskidenberi mekşuf madühleri çok olan a- razinin devir ve teşekkül i rile maden ihtiva etmesi harri ek muhtemel bulunan bu mıntaka- larda son senelerde hummalı fa sılasız ve ayni zamanda fayda- sız bir gayrettir baş gösterdi. Sellerin ve çayların dağlar- din söküp getirdiği taşparça- ları arasında madeni bir incila gören bunun ne olduğunu, ne- reden koptuğunu düşünmeden hemen bulduğu yerin etrafında geniş bir hudut çevirerek ta- harri ruhsatnamesini istemek ve biran evvel zengin olmak için belde zenginlerinin yarım akıl- lılarından ortaklar bülarak An- karada istidasını takibe koştu... bunların arasında artık az maaşlı görünen memuriyetinden istifade edenleri, “ postu veririm de ma- deni vermem ,, diyenleri göz müzle göodük, kulağımızla işi Birçok zavallı köylüler, yal: nız askerlikte bir defa görebil- dikleri Ankaraya bir ikinci des fa yayan ve parasız geldiler, f kat memnun ve beşuşlar; çü heybelerinin dibindeki küçük ve keseye benzer bir torbanın için- de dağdan topladıkları altınları getiriyorlardı; dağda onlan daha çok vardı, ki.. o vilâyetin bilgili kimselerine bunu gösteremezler di çünkü hemen ellerinden al- mak ihtimalleri vardı... Ta Ankaraya geliyorlardı. Bu radakiler mühendislere geliyor lar ve eğer altın demezlerse gene kolay kolay inanmiyorlardı.. Bu köylülerin közlerini sarı rengile kamaştıran altın parça- ları, pirit kırıntılarından başka bir şey değildi.. O birçok hayal ve ümitle, birçok masraf ihiyariyle. verilip takibine koşulan istidalarda öyle Şülünecek ve ağlanacak yerler vardırki... Maden isimleri anca y memleketimizde) fallâ keşfedilecek başka şekiller alarak yazılmıştır; Krum, mu- hakkak krumdu; pirit mutlaka pelittir ve yalnız bunlardan biri- nin izi bulunan sahada bütün akla gelen ve gelmiyen hatta yalnız hacerüsemavilerin terki- binde bulunan cevherlerin bile böyle çarpık çurpuk isimleri sa- yıldıktan sonra sonuna, berayi ihtiyat ve saire,. “ Kaydı da ilâve olunur.,, Madencilik nasıl şeydir, ma- den nasıl aranır, hangi cihetler- İde para eder; bunu açık yazı- larla halkımıza anlatmak, onları beyhude hayal ve gayretten alı- koymak muhakkak ki: Çok lâ zum 'bir'şeydir. Türkiyenin madenleri nevi itibarile fazladır. Bunlardan zım Para, -lüle taşı, borasit gibileri yalnız memleketimize mahsustur denilebilir. Bir çok yerlerde simli kurşun; bakır, krum ve muayyen yerlerde kömür mevcuttur. İmti- yazların adedi çok olduğu halde hakiki surette hali faaliyette bulunan ocaklar pek arzı Bu madenlerden hiç bi den kömürünün haizolduğu e- hemmiyete yükselememişttr. Maden kömürü havzalarımız, şimali (o Anadoluda Karadeniz sahillerindedir. Buradaki ocak- ların çoğu fenni usullerle işle- tilmediklerinden istihsal miktar: ları ümidin pek dununda kal maktadır. & Esas itibarile (o her ocak, £ tavanları ve ( duvarları kalın direk ve desteklerla tut- turulmuş üfki ve mail bir takim tunellerle maden kömürü taba- kalarını yıkarak ölerliyen | lâ- ğım yollarından mürekkeptir. *“ “Burada Çalışan amele, 'ma- denciliği meslek etmiş” kimseler değildir. Gayretlerinin ne zev- kini ne fâidesini görürler. Al- dıkları paranın temin edebileceği nisbi refahtan daha bozuk, daha fena şerait içinde © yaşarlar. Kömür havzasının merkez f; liyeti © Zonguldak © şehridir. deniz < sahillerinin © pek bir şehri olan © Zo- şirin nguldağın yalnız. çarşısı ve Ji- manı fenadır. Çarşıda bir iki saat dolaş- tıktan. sonra insanın üzerine gey- diği her açık renk şeyin birden girlendiğini, siyahlandığını his- seder, Çünkü kömürleri hemen hiç fasılasız limana nakleden vagonlar hep çarşının içinden geçerler. Ocakların içi hep bir- birine benzer, İçeri girdinizmi duvarlardaki siyah ve parlak kömürler, cin gözleri gibi insana aşina ve hain parıldıyor görü- nür. “ İlin kara gözlüsü, maden- cinin kara kömürü , ikisi de ge- leceği tehalükle beklerler. Ereğli madan kömürleri ilk defa Kırım muharebesi esnasın- da (1855) de “ Düveli muazza- ma ,, donanmasının ihtiyacatını temin için işletilmişti. Bir zamanlar ihdas edi- len emanet usulünden vaz ge çilerek iltizam ve ihale usulüne başlandıktan sonra madenci na- mını alan müteahhitler havzada çalışmağa başladılar; bunlar çı kardıkları kömürün yüzde kır- kını hükümete, mütebakisidi ha- rice satarlardı. İhraç edilen kö- mürlerden ton başına on kuruş alınırdı. Nihayet ecnebi serma- yesi, havzaya girmeğe başladı. 1892 de Ereğli şirketinin Fra 8ız sermayesile teşekkülü üze- rine asıl faaliyet başlamış oldu. Ereğli şirketi Zonguldak lima- nını yaptırdı. Zonguldak ve Ça- talağzi limanını yaptırdı. Zon- guldak ve Çatalağzı demiryol- larını tamir ve ısleh etti. Son za- manlarda inkişafı başlıyan İtal- Parlamentoda okudu ve bazı m PARİS: 19 ( A.A ) — Gerek Ayanda gerek meb'usanda hükü- metin beyannamesi okunmadan! evvel reisler meclisler namina Pu- ankareye sür'atle iadei afiyet temennisinde © bulunmuşlardır. Hükümetin beyannamesi Ayan. da merkez ve sol cenah tarafın- dan ve meb'usanda da sol cenah tarafından alkışlanmıştır. Ayan ki hzaların müzakeresini Briana talik etmiştir. Meb'suan ise hükümetin talebi üzerine müzakereye başlamıştır. Cachin iktisadi buhran hak- kında hükümetin hiçbir tedbir ihazı teklifinde -bulunmayışını tenkit etmiştir. Tardieu ekseri-! yeti mumessilleri kabinenin bir kartel hükümetinden başka bir şey olmadığını | söylemişlerdir. Radikaller hükümetin lehinde! bulunmuslardır. Hasıl olan gürül- tü üzerine celse bir müddet ta- lik olunmuştur. Celsenin tekrar küşadında başvekil Steeg hükü. Üç yüz bin oto- mobil geçen caddeler Londra 20 (A.A) — Günde takriben 300 (üçyüzbin) otomo- bil geçtiği Londranın bazı s0- kaklarındaki müthiş © izdihamı azaltmak için mezkür caddeler- den otomobillerin geçmesi nedilmiş istihsalât arttı. Burada Türk sermayesi, mü- him rol oynamaktan kalmıştır. Sahsi teşebbüsler, vesaitin ve sermayenin noksanlığı yüzünden akim kâlmak iztirarı içindedi Bir sene içinde Ereğli havzasın- da azami 900 bin ton kömür çis karıldığı vaki olmuştur. Bu mık- dar birçok seneler 500-600 bin tona münhasır kalmaktadır. Bu- nun ancak 100-150 bin tonu ha: rice satılabilmektedir. Bu mık: darın iki ve üç milyonu bulması fevkalâdeden bir hal, olmıyacak bir hal değildir. Biraz fazla ser- maye. biraz devamlı müşteriyi bulmak bunu temin için kâfi sebepler. olabi Türkiyede bundan başka kömürleri de mevcutsa da anı hat boyuna rasgelenlerinden tifade memuldür. açların pek az bulundu- şarki o Anadoludaki (o bazı linitlerin mahalli mahrukat olarak istimali mevzubahs olabilir. Simli kurşun, Balya kasab; sındaki ocaklarda bütün memur- şik işlenmektedir. ları Türk olan bir Fransız keti tarafından Balya madenleri, kadar muntazam de safi kurşu ola ton istihsalatı oluyordu. Fakât kurşun piyasasının düşmesi, şir- ketin yeni vezengin damarlar keşf ve taharrisi için fazla para dökmeğe niyetli olmaması, ami yane tabirle hazıra konmak is- temesi yüzünden bu son seneler- de yarı müflis bir vaziyete düş- müş bulunmaktadır. Hükümetin mütemadi ve hayrıhah himayesi- de fayda etmemiş, nihayet şirket faaliyeti kısmen: tatil etmek mecburiyetinde kalmıştır. Buna sebep olarak, şirketin şi idaresinin kayitsizliğini ve vaktinden evvel ihtiyati ted- birlere tevessül etmemesini zik- redebilitiz. Türkiye bakır itibarile de zengin bir memlekettir. Büyük bakir madenimiz, Ergani civa- rındadır. İsmet Pş. hükümetinin muzaffer ve mükemmel demir- yolu ' siyaseti, böyle devam -et- tikçe yakın senelerde Ergani şimendiferi görecek ve o zaman bu madenimiz de faaliyete ge- Yeni Iransız kabinesi Adana mıntakalarıdır. Türkiye beyannamesini üzakereler oldu metin takip edeceği siyaset hak- kında beyanatia bulunmuştur. Stecgden sonra söz alan Herr ot Radikal sosyalistlerin hükü- mete müzaheret edeceğini lemekle beraber kabinede imev- cut üç nazırın vaktile mücadele esnasında o tesanütten (ayrılmış olduklarını ve bunun mucibi takbih olduğunu söylemiştir. Horriot. Franklen Büyun ile oldukça şiddetli bir münakaşa-| dan sonra bir temerküz kabi- nesinin teşkil teşebbüsünü aka- mete uğratmanın mucip olacağı vehamet üzerine meclisin nazarı dikkatini celbetmiştir. Marin ek- seriyeti hükümet aleyhinde söz vermeğe davet etmiştir. Vincet Aytiol: “Sosyalistlerin hükümete rey vereceklerini bildirmiştir. Muhtelif hatipler arasında daha bir müddet cereyan eden mü- nakaşlardan sonra araya müra- caat olunmuştur. Meclis 284 mu- balife karşı 291 reyle hükümet mat beyan etmiştir. otuz üç günde geçmişler Nevyork 20 (A.A) — 26 ka- dem uzunluğunda ufak bir kot- ra ile devriâlem seyahatına çık- mak üzere Letonionın Tallin li manından hareket eden ve Bah- rimuhiti 33 günde geçen iki genç Letonyalı buraya gelmiştir. iy İmetre' mesafede Sultan çayırı mevkiinde bulunmaktadır. Karş jbeyaz ve ince billorların bir ara- İya gelmesindnn müteşekkil yum- rular halinde zuhur eder. Lüle “taşı, serpaniin © denilen açık yeşil bir taşı havi tabaka- lar içinde © yumrular halinde bulunur. Su ile temasa gelin Krom serpantin ( kayaları inde zuhur eder. Yatakları, mercimek şeklinin çok büyütül- müş halindedirler. Bu yataklar umumiyetle zengin olup yüzde 50 kromiyeti * ihtiva © ederler. Krom maddelerine Anadolunun yalniz. mıntakasinda (rast gelinebilir. Dağardı, Fethiye ve bütün dünya edebijecek kadar fazladır. İş, istihsali mun- tazam ve ucuz yapabilmektir. Zimpara, garbi | Anadkluda bulunur. Buular yığın halinde ve adese — mercimek — şeklinde zuhur ederler, mermerler içinde bulunurlar. Zımpara © cevheri demir cevherlerini havi olduğun- dan oldukça ağırdır. Velhasıl Anadolunun maden Serveti, - ne milyarlar değecek kadar fazla, ne de beş para et- miyecek kadar azdır. . Anadolu, mubtelif madenler: müsait şerait dahilinde ilerileti- lebilecek kadar zengin ve bol malik bulunmaktadır dersek ha kikatı halkın Jisanile ifadeye yaklaşmış oluruz. Maden işi her şeyden ziyade yol meselesidir. Çünkü madenin diğer omahsulat gibi dahilde Sarfı mümkün değildir? Muhakkak izabe, tasfiye ve tefriki için şimdilik, Avrupaya ihracı mecburidir... Demiryolları- iniz tamam olduktan, şose yol- larımiz tamir edildikten sonra madencilik bizde de başlıyacak: ecnebi sermayesi ve Türk sanâyi nin birleşecegi ez müfit ve mü- sait sahayı teşkil edecektir. gon senelerde yeni binalar inşası, ye- ni dersler ilâvesi ve yeni 'profe- sörler celbile (o ehemmiyet | ve kudret kesbeden Maden © mü- hendis mektebi de madenciliği- “Köz Karabekir Pş.nn bir makalesi —Baş tarafı birinci sâhife: yat ile meşgul olacağı Nin lerimiz, türkülerimiz iktisat te- rennümlerile dolmalı; masalları- mız, temsillerimiz iktisat ruhları ile meşbu: olmalı; ( dualarımız, vaazlarımız, hutbelerimiz iktisat emirleri, iktisat — telkinleri ile halkımızı irşat etmeli. Bu su- retle yani O beşikten mezara kadar hayat ve iktısat tel lerinin icap ettireceği mesai ile çalışırsak hayatımız, iktısadımız| kavi esaslarla kurulmuş olur. İktisat dediğimiz zaman ben şu üç maddeyi kendi milletimi- zin, kendi. vatanımızın iktısadi- yatı için temel biliyorum: Birincisi — İnsanlarımızı,hay- vanlarımızı, istihsalâtımızı hüs- nü muhafaza etmeliyiz. İkincisi — İstihsalâtımızı ço- ğaltmak, şimendiferlerimiz, va- purlarımızı ve bilhassa' yolları- mızı o yaparak (o harice | atıp memlekete para: çekmektir. Öçüncüsü — Sarfiyat ve is- tihlâki azaltmak. Memleketimiz kendi emeğile yapılması mümkün olan her işi bundan böyle nefaset ve meta- netile rekabet meydanina atmağa var okuvvetile çalışacaktır. Ve artık beşikten mezara kadar ec- nebi mallarına bürünmekten ve doğduğumuz saatte kursağına ecnebi sütü dökmekten milleti- miz kendisini kurtaracaktır. Muhtelif senelerde ithalâtı- mızla ihracatımız arasındaki çığın milyonlarca altına baliğ olduğunu rakamlarla zikrederek karşımızda yaklaşan tehlikeyi göstermiş ve milli servetimizin mütemadi akıp boşalmasına kar şı da demiştim : “ Analar, hemşireler ve mu- allimler!. Açılan iktisat: cihadın- da daima ön saflarda siz yürü- yün ve milleti şefkatli, sıyanetli dillerinizle bu mukaddes yollar- dan sizler yürütür Kendi ize ehemmi- yet verilmemesi ve *san'atkâr- larımızın himaye © olunmaması, şirketler yerine ferdi çalışma ve didinmelerle yıpratılması sana- yilmizi elim bir halde bulundu- ruyor. Sanayiimizin her şubesine âit iptidai mevat memleketimiz- de bol bol mevcut iken, balta girmemiş ormanlar eflâke ser çekmiş iken elemli | rakamlar her sene defteri O mahsusuna kayt olup geçmektedir.,, Sanayiimizin hali rakamlarla gösterilmişti. Rakam tafsilâtın- dan sonrada şu hülâsayı söyle- miştim “Tarihin hicâpaver sahifele- rinden milletin kanu cehlü menfaati uğruna “döktüren ser- seriler utansın. Milletimiz mazi- sinden değil, artık istikbalinden mes'uldür. Her türlü muavenet- lerle askeri zaferler yanına va- akit geçirmeden iktisadi zafer- ler ilâvesini de temenni ederim.,, Kongre mi ait olduğu makama verdiğim zaman tehli- keyi bir daha göstermiş ve ya- kınlığını da anlatmıştım. . 1341 senesi 5 şubatında Bü- yük Millet meclisinde bütçe mü- zakeresinde yaklaştığımız uçuru- mu millet kürsüsünden de hay- kırmış ve bazı tedbirler söylemiş- tim. Bu meyanda İzmir İktisat Kongresinin tanzim ettiği iktısa: ik lâyihaya nazarı dikkati de celbet- iştim. Maarifimizin hedefinin tısat olmasını uzun beyana- ımla izah etmiştim. Bu zabıtlar- da bir daha gözden geçirilebilir” Hulâsası şunlar idiz i arasında deruni temini, bir Vatan malına karşı de- runi bir rağbet. Bunu temine en mühim saik olan vatandaşlar bir hoşlanma 2 — Maarif programları tan- yetiştirilmesinin temini, 3 — Mektep terbiyesinde olduğu gibi halk terbiyesinde dahi hayat” mihveriin olduğunu anlatmak. Bunun içinde iktisadi nasihatlar tespit ile tısat ve israfın ne olduğunu ber- kese belletmek. Misal olmak üzere de Alman ların on maddelik iktisadi masi- hatlerini söylemiştim (Makalenin nihayetine bunu ilâve etsem ta- sarruf yollarının dokuz madde- sile mukayese olunması fayda- hıdır.) 4 — Münevverlerimizin gıda, malzemesini hariçten getirtmekte yarış et- tiklerini, elbise gibi yiyecekleri de modaya tabi tuttuklarını ve bunun devamına mani tedbirler kisve ve mesken alınmasını. 5 — Yerli mallarını teşhir için salonlar açılım halk için ziraat, sanayi, nakliye yasıtaları, kıyafet ve sair varlık» ların tekemmül devirlerini. gös- teren halk müzeleri açılmasını; bn suretle müterakki memleket- lerin nasıl zengin olduklarım ve terakki derecelerini göstemeyi, 6 — Sıhhi asrilik; İktisadi as- rilik, İrfani' asriliğin memleketi- mize sinebilmesi için, halkımıza düşman denince bunu bir de sıhhi düşman, iktisadi düşman, fikri (ahlâki) düşmanı olduğunu anlatmak ve bunlara karşı da onları tercih etmek. En mühim olarak ta şu hülâ- sayi haykırdım: ( İki sene evvel aynı cümleyi alâkadarana da söy- lemiştim ) İthalât ile ihracatımız arasındaki azim boşluğun birkaç sene sonra felâketi bir istikbal hazırladığını görünüz. 1930 senesinin sonundü ayın» da yani sekiz senelik bir fasıla” dan sonra bir Tasarruf Haft, tes'it ediyoruz! mes'ul zatların ve sair mütehassıs Veya müte- heyyiç “kimselerin hararetli nu- tuklarını okuyoruz ve dinliyoruz! Milli tehlike rufkâr olmazsak mi ünye, çü- rütücü bir fakrüddemin : tehdidi (Hür Adam) (Alt tarafı yarin ) KÂZIM KARABEKİR Telefon numarası - 2697 (Telgraf adresi - İzmir Serbe: Abone şeraiti Senelik: o 10 lira Altı aylık: 6 lira Ecnebi memle* “sr Senelik: — 25 a İlânat Birinci sayfa: Satır 100 Kuruş İkinci sayfa: |, 50“, Üçüncüsayfa: ,, 20 |, ». 10. Daimi ve aylık. ilânat ay-i rıca pazarlığa tâbidir ve aza-| imi teshilât gösterilir. Ucuz Dikiş SON MODA ELbiSE «15» LİRA Yenikavaflar —-Şirket bulvarı ( AHMET SAKİ ) Terzihanesi, N. 45 18) IŞ YUVASI Hükümet civarı Yusuf oğlu hanı No: 11 Her türlü iş. Ve pasaport muameles..i Takip: ziminde memlekette iktisadi ha- yatı inkişaf “ettirecek unsurlar) (©

Bu sayıdan diğer sayfalar: