14 Nisan 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

14 Nisan 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1861—176 SERVETİFÜNUN Einstein Nazariyesi Yazan : Bülent Nuri — Geçen nüshadan devam — 1916da Pasehen bunu tecrübeleri ile teyit etti. Fazla olarak atomları etrafında büyük sür'atle dönen elektronlara ait ziya mevceleri kısa oluyordu. Bu, bilhassa X şualarında görülmüştü. Yukarıda işaret ettiğimiz hadiselerde elde edilen rakamlar Einstein mekaniğinin hesapla bulduğu rakamlar tamamen mutabık çıkmıştı. Bu tecrübelerde istimal edilen «William Crookes» tübü Hazreti Musâ- nın Bahri Ahmer'i ikiye bölen sihirli sopası kadar âziz ve kıymetli bir eşyadır. Güneşe en yakın seyyae olan Merih bunun etrafında 88 günde dönerken yâni saniyede 48 kilo- metre süratle hareket ederken bakınız ionlar etra- fında dönen elektronlar ne baş döndürücü ve şeyanı hayret sür'tlere mâlik bulunuyorlar. Herkes bilir ki atomlarda aynı olan unsur iondur ve bütün elektronlar birdir ve bir pirinç danesi içine 10 sekstilyon atom vardır. Şunların kuturları bir milimetrenin 50 milyarda biri kadardır. Idrojen electronları atom merkezleri etrafında saniyede 2000 kilometre süratle dönerler ve bir saniye zarfında 620.000 milyar devir yaparlar. v Kitle - sürat - madde - kudret.. İşte birbirlerine merbut mefhumlar. Ziya huzmesinde madde vardır. Madde olunca kitle de mevcuttur. Nitekim, daha 1873 de Masewell'in tetkikleri ziyasını bir maase'a sahip olduğunu söylüyordu. Geçen sene ölen büyük Amerikan âlimi Michelson ziyayı tartmağa mahsus bir alet icat etmişti. Hatta güneşin bir sene zarfında dünyaya gönderdiği ziyanın 58,000.000 kilo ağırlı- #ında olduğu tesbit edildi. Ziya kitleye sahip olunca her kitle gibi hareket etmesi lâzımdı. Yâni gravitasyon kanunlarına tâbi olarak diger bir kitle yanından geçerken inhirafa maruz kalacaktı. Binstein'ın eski mekaniğe itirazı ve davasının en mühim moktalarından biri buradan çıkıyor: Newton'a göre : Madde yoktur. Einstein'a göre: Madde ve fazla olarak Ener- jinin kitlesi vardır. Demek oluyor ki enerjinin bir sikleti vardır. Şu halde sıkleti olün madde de mütekâsif bir enerji menbadır. Radiüm maddesinin üç nevi ziya neşret- tiği malümdur: Alfa şuaatı, beta şunatı ve gama şumaatı, Bilhassa gama şuaafı elektronları çok yüysek bir gür” ate yâni kısa mevcelere sahip olap bir san- tim kalınlığında bir kurgun tabakasından geçebilmek huşusiyetine maliktir. Bize hattı müstakim fikrini veren eşyadır. Meselâ bir cetvelin düzlüğü, gergin bir sicim ilâh... Gergin sicimi hattı müstakimin bir resmi yapan ziyadır. Ziya intişar ettikte bu sicimin gösterdiği istikamette gidecektir. Lâkin bu vaka nihayet küçük mesafeler için varittir. Ziya, beynesseyarat intişar ettiği zaman civarından geçmekte olduğu seyyareye doğru «kâinat münhemnisi » (1) tâbir ettiğimiz hat istikametinde inhiraf edecektir. Bu böyle olunea Enistein Nazariyesinin « Huçlide» hendeşeşi esasları dahilinde anlaşılamıyacağı aşikâr- dır, Zira iki nokta beyninde en kısa yol hattı müş- takim değil, lâkin « sikloyit » tâbir edilen kâinat münhanisidir. Bize uzak bir yıldızdan gelen ziyanın güneş civarından geçerken inhirafa maruz kuldığını naml iarkeğelim, Galile'yi gözlerinden mahrum bırakan güneş ziyası yıldızdan gelen işığı görebilmekliğimize mâni olmayacak mıdır! Bittabi, evet! Lâkin tabiat zâlim olduğu kadar bize fırsat ta verir ve işte 20 Mayıs 1919 tarihindeki güneş tutulması buna imkân bırakmıştır. Fikret «Feorda»sında, zamandan bahs- ederken: Önden koşan, fakat yine dikkatle her izi Tamike yol bulan bu yanılmaz muakibin Şermedei itabı kalırsak yazık!.. diyor. İnsan kafası her şeyi ihzar etmiş, muhtemel ve hudusu mümkün hadiseleri vukularından evvel görerek ona göre tedbir almış ve ilme kendisinden ve tecrübe ve müşahedesinden beklediği yardımı ifade gecikmemiştir. Zaten, tabiat bu lütfunu esirgese ve inat etse idi de biz bu,inhirafı hesap edebilecektik. Gece, yalnız yatak ve fuhuş esnası, münhasıran 868- sizlik dünyası ve sadece ruhların kendi işlerine gö- müldükleri devre; yalnız cinayet dakikaları ve kaldı- numlarnn nefes aldığı saat değil fakat, hey'etşinasın da teleskopu başında çalıştığı zamandır. (Sonu var| (4) Courbure d'Univers.

Bu sayıdan diğer sayfalar: