28 Temmuz 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

28 Temmuz 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

134 SERVETİFÜNUN No.1876—191 Şinasi'den bugüne kadar yazanlar ya kendi içle- rine, yahutta birbirlerine bakarak eser vücude ge- tirdiler. Bu edebi mektebin şiarı ferdiyetci olmaktır. Dördüncü edebi mektep, cemiyetci bir edebiyat kurmağa çalışan sanatkârların topluluğundan vü: cude gelmek üzeredir. Bu edebiyyat, ferdi değil, kütleyi mevzu olarak alır. Kütle ile alakadar olur. Halk için ve halkın hayatını yazar. Halkın manevi kıymetini yükseltmek, halkı sevmek, sevdirmek ve ona ümit vermek, kuvvet olmek şiarıdır. Yirminci asırda bütün kuvvetler insan kıymeti- nin arttırılması için kullanılıyor, edebiyyatta bu maksada hizmet edecek şuurlu ve müsbet işler ara- sına girmiştir. Bu dört edebi mektebi de kendi zamanlarına göre muhakeme etmek lâzımdır. Her birine mensup yüksek sanatkârların edebiyyatımızı cidden yüksel- ten eserler verdiklerini bilhassa kaydedelim. — Nesir mi, göir mi? Siz hangisini lercih ediyor- sunuz, bundan sonra edebiyatta hangisi hâkim olacak? — Bunlar birer tebliğ vasıtasıdır, birer beyan aletidir. Aletlerin hakimiyeti mevzuu bahsolamaz. Hakim olacak olen ruh ve fikirdir. — Harp ve seyahal edebiyalı, bizdeki nümuneleri $ — Harp edebiyyatımız yok. Bizde seyahat ede- biyyatı deyince herkesle beraber benim hatırıma da iki imza geliyor: Cenap Şehabettin ve Falih Rıfkı. — Bugünkü lisan? Lisan bugünkü geklini kimlerin elinde aldı, türkecnin en iyi nümünelerini him verdi ? — Asırlardanberi gelen Halk Edebiyyatı göste- riyorki ötedenberi sade ve güzel bir türkçe vardır, yazılı edebiyyattaki lisanın sadeleşmesi de şifahi Halk edebiyyatının tesiri neticesidir. Şimdi Tanzimat şairlerinden Etem Pertev paşayı hatırlıyorum. Namık Kemalin parıltılı pırıltılı lisa- nının yanında : Bu deli gönlünüm coşkunluğu var, Zannim © yosmanın müptelasıdır. Yetirmiş aklını bilmem ne arar, Aşk ilinin eski budalasıdır. diye şiirler yazmış. Yazı lisanımızın sadeleşmesi edebiyyatta halkcılık fikrinin zaferidir. Mehmet Emin beyin büyük hizmetini hürmetle anmak lâzımdır. Sonra Ziya Gök Alp'in, Ömer Seyfettin'in, Ali Canip'in şuurlu ve faydalı faaliyeti gelir. Bu günkü türkçenin en iyi nümuünelerini kim verdi * Mutlaka isim mi lâzım? Bugün yazan bütün muharrirler. Fakat unutmamalıki yarın türkçe daha sadeleşecek, daha temizlenecek, daha pişecek ve da- ha güzel olacak.. — Eüebiyatımız ne gibi esaslar üzerinden inkişaf ettirilmelidir ? — O kendiliğinden, tarihi ve zaruri seyri takip ederek inkişaf yolunu buldu. Aarımızın şiarı halkçı- lıktır. Kütlelerin şuurlandığı, harakete geldiği ve kendi kendisini idare etmeğe başladığı bir devir de yaşıyoruz. Yeni türkiyede yeni edebiyyat bu şuurlanma ve canlanma hareketine mâkes blarak ve bu hareketi kuvvetlendirüp tamamlayacak bir edebiyyat olmalıdır. Yukarıda ilk tezahürleri görünmekte olduğunu işaret ettiğim dördüncü edebi mektep bugünün ve yarının edebiyyatını vücude getirecektir, Tenkit hakkındaki fikrimiz ? — Son zamanlarda gazetelerimizde, mecmuala- rımızda bir tenkit düşmanlığı peydahlandı. Tenkitten korkanlar, tenkide dayanacak eser vü- cude getirdiğine emin olmayanlardır. Yahutta ne bileyim, eğer böyle değilse bunlar eserlerinin ellenüp küllenmesine tahammül edemeyen kıskanç kimseler olmalıdırlar, Tenkit, bir eserin daha iyi anlaşılup sevilmesini temin için o eseri sanatkârâne bir şekilde tahlil ve hikâye etmektir. Bundan niçin çekinmeli $ Tenkit düşmanlığından bahsedince zarif ve kuv- vetli Ahmet Haşim'i hatırlamamak mümkün mü? Eski bir tarihte üstadın bir şiir kitabından bah- * seden iki üç makale neşretmiştim. Önce kendisinden bir mektup aldım, iltifatkâr cümlelerden sonra bazi fikirlerime iştirak etmediğini, cevap vereceğini bil- diriyordu. Bu notunun üstünden aylar geçti, muzlim bir sükut, Günün birinde Son Saat gazetesinde be- nim Haşim'in kitabından bahsettiğim sütunlarda müthiş bir bambardıman. Ahmet Haşim'in bana hücum eden o yazısının yüksek sanat kıymetini iyice ve içime sindire sindire tadalilmek için kendi kendime muhatabın ben olduğumu unutuverdim, kendim işin içinden çıkupta yazıyı shitaraf bir kari gibi okumağa başlayınca duy- duğum hayranlığı ifade edemem. Ahmet Haşim doğru söylemiyordu, fakat çok güzel söylüyordu. — Münekkitlerimizden İbrahim Necmi ve Nurullah Ata beyler hakkındaki fikrimiz — İbrahim Necmi beyi dikkatle, Nurullah Ata beyi ibretle tâkip ederim. Yazılarını okurken en hoşlandığım adam Nurul- lah Ata beydir. Onun yazısıda, sözü de beni pek eğlendirir, onunla konuşurken kendimi sirkte zan- nederim. — latince ve yunanca meselesi için ne dersiniz? — Canım bu iş dostumuz Nurullah Ata beyin bir tuhaflığından ibarettir, yarın gene kendisi aley- hinde bulunur. — Genç nesil hakkındaki fikriniz? — Hürmetkâr bir kariinizim, Sehap Nafiz — Tercüme hakkı mahfuzdur — İl

Bu sayıdan diğer sayfalar: