14 Temmuz 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

14 Temmuz 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2186—501 14 SERVETİFÜNUN 5 No. Dün akşam, slaca ke kanlıkta (O Büyükadanın İsi tepesindeki en yük- şk noktasına çıktım. Rum ayazması, bulun. duğum tepeden aşağıda kalmıştı, Hirafımda ka- raran çamlar, gittikçe batifleşen kışıltılarla ba- ua bir geyler fısıldıyor, samyordum . Karşıda, uzakta, Heybeli ve onun “arkasında boğazın üstü, iç içe geçmiş ve böylece ufkun dibine yapışmış beybetlerile heyülalar gi- Wi görünüyor ve öndeki * kocaman cüssenin pırıl piş nl yanan ilk ışıkları bu estarı dev vücutların yer- lerini şaşırmış, sayisız göz- lerini andırıyordu. Ve deniz benim tepem- İs karadaki azametin ara- sında, sanki siyahlaşa siyah- İaşa göklere ve göklerden vğlmerime devrilecek bir kat- ran kaynayışı alıyordu. Bu levha karşısında ilk hissim, korkuya benziyen bir ürperiş, sonra bir sükün ldn, Eminim, hiç bir inzi- vada bu yükseklikte bul- tadı duyamazdım. Temmuzda ada mehta- br... Bu, sihirli, perili bir ğlemdir. Fakat bu rüya içinde gaşyolmak, adeta erimek için,iskeleden ve a8- tali yoldan uzaklarda, gene göşüların arasında dolaş- #hnde lâzım! Aşağıdan, Dile giden e mehtap turuna çıkan arabaların takırdısı duyu- Miger. Çamlıkların bilhassa akşam üstleri keskin ve inip seslerile ruhunu tir- ii kargalar 8u& ağustoa böceklerinin derinden derine Zamana duyulmaktadır. Sonra, bütün çamlara, ot- tara, e yayılan bir gümü parıltı... Ve hep- üstü yelpaze gibi açılmış dalların AN solgun, mir. NE ay... Mamsfih bu ışığın nüfuz edemediği sik ve Ear tepe dibleri de karanlık değildir. Oralarda da biç değilse olgun ziyaaını pinidatan birkaç ateş böceği görebilirsiniz. Bilmem ki, inşan, en geçkin çağında bile, bu tlısımlı ada gece celerinde şiiri ve aşkı düşünmez, şiiri e aşkı özlemez İni? İnsan kalbi muhakkak ki, Tabiatın ilk feerisi onun her zaman, daima çocuktur. her asırda ADADAN İLHAMLAR Yazan: Halid Fahri Ozansoy uzda ada htabı : Bu alhirl, perili biz “#lemdir. tesirinden kurtulamıya- cağı bir kudret olacaktır. Adada Nizam tarafın- da bir Şair Celâl sokağı var. Şairin vaktile bu- rada hangi evde otur- duğunu bilmem. Öğren- meği de istemem. Çün- kü öylej sanıyorum ki, adalar şairi şu güzel as felt yoldaki büyük ev- lerden birinde oturma- mıştır ve her halde de- nize inen yokuşlardan birinde, mütevazi, küçük bir evde yaşamış ve orada ölmüştür, Şair Celâlden aklımda kalan bilbassa bir şarkının ilk mısraıdır : Adalar sahilinde bekliyorum. Beklediği hangi sevgi- lidir, kimbilir 1. Bir za- manlar şair Tabsin Nahit te ada ilbamlarından bir şey- ler beklemişti. «Ruhu Bi- kayt» işte o bekleyişin hü- lâsasıdır ve bu şiir kita- bından bugün bizde kalan sadece bir hüsran ve bir dudak bükülüşüdür. De- mek ki yalnız sanat aşkı, şiir aşkı bir ismi ve bir ki- tabı ebedileştirmeğe kâfi gelmiyor. Halbuki insan, ne kadar kendisine güvenir. Düşünüyorum : yarın şu dost şairden, şu filân sanat kârdan da ne hötıra kala- cak ? Ve benden de... Ne hazin! geleceğe hiç emin olamıyoruz. Bu satırları matbaada karalıyorum. Ada hayalim- de yaşıyor. veri gene oraya döneceğim Fakat şair Celâlin ufuk- tan kanatlı saadetler bekle» diği kayaların üstünde ben ne bekliyeceğim ?.. Hiç... Dünkü şairler bakikaten bizden çok bahtiyarmış- lar! Hulyalarının sâflığı onları bu hulyalarına inandır- mış. Bize gelince, şübhesiz daha kuvvetli, çünkü daha, maddi ve dinamik bir hayatın içinde belki her şeyi ae YE Yalnız kaybettiğimiz eski hayal dünyasıdır. Akin bu dünyayı kn cihanda kaybetmiyen kaç ermiş ruh kalmışdır Şair Celâl! uyu aka nndar biz de senin sevgili adana hayranız. Biz de senin ay ışığile parlıyan çamla- rnıv altında rüya anları yaşıyabiliyoruz. Fakat hepsi ar... Senin sâf şair imanın bizde yok. Senin basit mısralarında bulduğun zevki ve itimadı, biz, bugünkü şairler, en uzun çalışmalarla ortaya atabildiğimiz eser- lerimizde bile bulamıyoruz. bunun için, şiir dün- yasında sen bizden mes'ut yaşamıştın !

Bu sayıdan diğer sayfalar: