21 Temmuz 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

21 Temmuz 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2187—502 son saadetine çalışarak bir insani vazife icrasına nef- simi mecbur kılmaklığımı ihtar, hattâ emretti. Çare- siz seni bir ay kadar terk ediyorum sevgilim,. Beni affet!.. Mümkün olduğu kadar çabuk dönmeğe gay- ret edeceğim... Gözlerinden binlerce defa öperim... Hüber Gran: Bu iş bittikten sonra Hüber Gran şapkasile pal- tosunu aldı. Odanın içine meyusane bir göz gezdir- dikten sonra kapıdan çıkan eniştesini takib etti. . . . yn e e. e a. a 8 Bindikleri araba gözden kayıb olur olmaz, klübe- nin diğer köşesinde bir saattenberi gizlenmekte olan bir adam meydana çıktı. Bu Marki Dö Leskoydu. Tenha sokağın sağına soluna baktıktan ve kimse bulunmadığından emin olduktan sonra Hüber Granın kilitsiz bıraktığı kapıdan kulübeye girdi. İlk işi etrafa mütecessis bir göz gezdirmek ol: muştu. Paltosunun, simasını örten enli yakasını indir- di. Dudaklarında müstehzi bir tebessüm vardı. Ötede beride Kontese pid eşyalar gözüne ilişince bu tebessüm büsbütün genişledi ve kendi kendine : — Alâ.. Alâ! diye mırıldândıktan sonra masaya doğru yürüdü: — İşte bir mektup!.. Bu çok iş görecek... Derhal zarfı eline alıp muayene etmeğe başladı. Yeni yapıştığı için tamamile tutmamış olduğundan parmağını kâğıdın arasına sokarak aşmuğa muvaffak oldu. Etrafı tekrar dinlddi. Ve mektubu sür'atle oku- mağa koyuldu. Gene dudaklamıdaki melun ve müs tehzi tebessiim pe Tekrar mırıldandı: — Bu daa Derhal lal başına oturdu. Bir temiz kâğıt alarak Ve Hüber Granın yazısını büyük bir itina ile taklit ederek şu satırları karaladı : «Poja!.. Seni bir en için sevdiğimi sanmıştım. Fakat ta. mamile aldanmış olduğumu şimdi anladım. Aşkıma olan fedakârlığın karşısında sana hakikati itiraf ede- miyordum. Lâkin bu komedyayabir nihayet vermek zamanının geldiği bence tahakkuk etmiştir... Ben Marsilyaya, eski nişanlım Gabriyelin yanına gidiyo- rum.. Sen gene babanla barış, Marki ile evlen,. Ne yaparsan yap.. Yalnız beni affet!.. Ebedi enadetler temenni ederim. Adiyo sevgilim.. HüberGiran» Marki bu işi bitirince kâğıdı büküp ayni zarfın içine koydu. Yazıyı okadar mahirane taklit etmişti ki, Kontes kat'iyen şüpheye düşmiyecekti. Zarfı yapıştırp eski yerine bıraktıktan sonra di- ger mektubu koynuna sokup kulübeden çıktı ve gene köşeye gizlendi. Aradan yarım saatten ziyade bir vakit geçmişti ki, sür'atli adımlarla, âdeta koşarcasına gelen Kon- Yeş Pola, nefes nefese olduğu halde kulübeye girdi. Fakat bir bakışta Hüber Granı odada göremedi- ğinden, mutlaka dışarıdaki aydınlıktan birdenbire loş yere girdiği ıçin gözlerinin karardığını zannetti. Lâ- kin odanın bütün eşyasını seçmeğe başladığı zaman ' UYANIŞ bayveti fevkalâde artmıştı. Gözlerine inasamıyarak : —- Hüber!, Hüber,!, diys sesleni, FK alamadı. Mutlaka hir e #pklanmığtir, b yor diyerek masanın altina, dahâ birkaç yere baktı. Nafile; Hübep © zaman gözüne masanın üzerinde iliş, Onu görür görmez gözleri pa kenğine : -— Her halde bir yere gitmek icab a valk dostüm.. Beni merakta bırakmaşnık iğin uza mektup yazmış. diye göylendi. Âİskemlenin üzerine ilişerek zarfı yirttı ve bii okumağa başladı. Lâkin daha jik satırda sapsarı olmuştu. Her cümleyi tekrar tekrar oku yatılıp yanılmadığını anlamak için kâğıdı elinde eyi- çeviriyordu. Böyle felâketin vukuuna itkün var dı $.. Hüber bu derece vicdansızlık yaparşnıydı?.. Polanın hıçkırıklarla sarsılan başı masanin rağ düştü. Ümitsizlik, yeis ve ıztirap içinde re Evet, onun için her şey bitmiğ," » Zwten tanımadığı bir adama bü etmesi en büyük habâ âşyıltanş mıydı, düşmüş, hasıl gözleri, Şeliiş namusunu ve babasının evini gördelyedek iaktaği #ulanmıştı 1.. Pola, yaptığı şeyin ehemmiyetini işte çiipili ediyordu. O artık, Macar Kontunün kısı değil, biş sokak kadınıydı. Feci bir gedamek ve igiede çırpınırken kulübenin kapısı vuruldu, kığıp kalbi heyecandan takanmak radâesine ge Zayıf bir seda ile: — Giriniz!.. dedi. İçeri giren adam Merki Dö beskoydu. Kontek ye” rinden sıçradı. Gözleri büyümüştü. Hayretle: — Siz ha Markil,. Fakat burada ne işinin vaser diye sordu. Genç adam füturtuz ona yaklaştı. Hürmetle solâa vöerârek dedi ki: — Kontes cür'etimi affediniz.. Sizi dalma Bi gölge gibi takib etmekten kendimi menedemediji,., Kabahat gene sizindir... Gönlümü son dökeçb tevhjj etâiktten sonra bir başkasının hayatına kâbişteniğ,! Kollarınızı, sizi candan sevens değil, riyakör bir be“ rite açtınız... Evet, sizl dnims bi? gölge gili iiiy * retim. Nihayet bugün, rışa. tükendi.. Kapınızın önünt yajiüşmeği ettiğin zaman, hıçkırık sedağadinızi işiterek, sist tatıjak içiL tereddütsüz yanıtışa koştum.." İSİ ditiz Kontes. Sizi nasl sevdiğimi bilemmestiğme. tık hayatınızı bana veriviz. izi mşa'ut esini elimden gelen her fedakörlığı yapmağa hatınm... Kontes bir saniye düşündü, Sonra bıçiışıkli bağmak için ımendilini yüzüne kapıysısk kemilenin üzerine düştü : — Hayı;!. Hayır!, Beni aldatmak istiğğremi Rüber bu alçaklığı yperek adam değüdit, Bu bir yanlışlık var,.. — Deran yağ

Bu sayıdan diğer sayfalar: