13 Nisan 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16

13 Nisan 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

336 SERVETİFÜNUN Dahili Harbde Ispanyol Alman ve Avusturya edebiya- tından sonra İspanyol edebiyatı da karşılaştığı felâketler yüzünden, vatanından hariç olan ve neşvü- ma bulmasına yardım edebilecek bir yurd aramak mecburiyetinde kaldı. Geniş İspanya hudutların- dan taşan edebiyat, arkasından (Frederic), /Garoiaj, /Lors) gibi e- dib ve şairlerin vücudlarını da sü- rükledi. Ayni zamanda, yurdu kap- lamış olan felâketin arasında yaşı- yamıyacaklarını anlıyan ve gören fAnionto - Machado), gibi edibler de, bu göçe kendilerini kaptırmak- tan kurtulamadılar. Yabancı mem- leketlere adımını atan fAnlonto - Machadoj, ıstırabındann öldü, Bu ıstırab, yurdundan aymlmanın ve İspanya edebiyatının ölüme doğru gidişinin mahsülüydü. /Anfonto - Machadoj, yalnız memleketinin de- gil, bütün dünyanın da takdir et- tiği yüksek bir şsanatkârdı. Bu sanatkâr, yazdığı /Endülüs ve Castille yeceleri) nin esasına da- yanan eserleri ile, en meşhur dün- ya şairleri srasında parlak bir mev- ki kazanmıştır. Yurdunda sonuna kadar kalmak emelindeydi. Fakat Madrid'in dış mahallelerinin düş- mesi üzerine, canından da çok sev- diği bu şebri, General /Miaja) nın emrile terk etmek mecburiyetinde kaldı; Barselona geçti. Bu şehrin işgali, gene zavallı edibi rahat bı- Takmadı. /Figuras) şehrine vâsıl olduğu zaman, âdeta dolaşmaktan usanınıştı. Az bir müddet sonra ölüm ve bombardıman tehditleriyle bu şehri de terk etti ve aziz yur- dundan tamamen &yrılarak, Fran- saya iltica etti. Ebediyete de Fran- sada kavuştu. /Calleours/ şehrinde, denize nazır ufak bir tepenin üze- rindeki vâsi bir mezarlıkta gö- mülüdür. Sarvan - Uyanış — Büyük Hikâye Phüsabakası Kupon Ne. 3 Edebiyatı Bütün bu acı seyahatleri es nasında kendisine Barselon Edebi- yat Fakültesi duayeni olan, ve tanınmış filozoflardan sayılan /J6- guin Xirauj ve onun birkaç ta- lebesi de refakat etmişti. (Joguin| (Machado|, nun ölümüpden sonra Fransada meslektaşlarının arasın- da yerleşmiş ve kalmıştır. Vatanı kaplıyan felâket, tesirini yalnız yukarıda saydığımız ediblere gös- termiş değildir. Ayni yurd acısını çekenler için- de, Madam /Olara), fOondiani), (Jean Camez), /Bernarol Maupoil), (Renaud de Jouvernel) gibi sanat- kârlar da, vardır. Bu edibler, hayır sevenlerin vasıtası ve yardımlarile bin bir müşkülât içinde Fransaya gelebilmişletdir. /Camille Soulaj, (Juoan-Jos6 -Domenohina), meşhur tilozof /Raviva Virgilij, ve harbin ilk günlerinde memnuu görünen, fakat sonradan Tunus'a kaçarak oraya iltica etmiş olan /4wi Cap- devilaj da bu meyandadır. Bunlardan bazıları, yurd dahi- linde kahramanca çarpışarak Öl düler. Buna misal olarak ta, İspan- yanın tanınmış simalarından biri olan /frederiooj) yu gösterebiliriz. İspanya, harbden evvel, ve hat- tâ harbin baslangıcında bile, ge- zete, ve mecmua hususundaki zen- ginliğini muhafaza ediyordu. Bü- tün mecmua ve gazeteler, zengin bir mündericatı havi olarak mun- tazaman intişar ediyordu. Fakat yıkmak ve yoketmek için ihdas edilmiş olan harb, buna da tesirini gösterdi. Yavaş yavaş, buhranlar dolayısile gazete ve mec- mualar, bozulmağa muntazam in- tişar etmemeğe ve hattâ az mün- dericatla çıkmağa başladılar. Öyle bir zaman geldi ki, İspanyanın vaziyet ve istikbalini, bu kâğıtlar üzerinde görmek imkân dahiline girdi. İspanya, parti kavgaları yü- zünden yavaş yavaş sönüyor ve kaybolmağa (başlıyordu. Yazılar, son zamanlarda, âdi ve siyah kâ- ğıtlar üzerine, silik harflerle geçi- rilmektedir. No. 2326—540 — 331 inci sayıfadan devam — Hiç durmadan dışarıya çıkıp içeri girerken mihrabın yanında oturan ve birbirinin üstüne attığı dizleri üzerinde parmaklarını bir- birine geçirmiş olan «Lucine> yi görmüş : — Kim olursan ol hanımımı tebrik et «Alomâne>» kurtuldu, anne oldu, bütün dilekleri yerine geldi, demiş, «Lucine» hayret işinde olduğu halde yerinden kalkarak parmak- larını birbirinden ayırmış ayni da- kikada ben kurtuldum. Ona galib geldiğinden mağrur olan «Galan- tis kahkahadan kırılıyordu. Hattâ denildiğine göre, hiddetlenen İlâh onu gaçlarından yakalayıp sürük- lediği, yere yuvarladığı zaman dâ& hâlâ gülüyormuş.. Kalkmağa gay- ret edince İlâh mâni olmuş ve el- lerini iki ayağa tebdil etmiş. «Ga- lantis» eski çevikliğini muhafaza ediyordu. Eski renginden bir şey kabetmemişti, iakat şekli başkaydı. Gelinciğe istihale etmişti. Ağzile bir yalan söyliyerek bir doğuma yardım ettiği için o da bundan sonra yavrularını ağzından doğur- mağa başlamıştı (*). Bskiden oldu- gu gibi şimdi de evlerimize girip gikıyor. Ovidden Salih Zeki Aktay I*) Avam arasındaki bu yanlış zehab gelinciğin yavrtılarını ağzında gezdirmesin» den kinayedir: İbnürrefik anılacak! Pek yakında şehremini Halkevinde mer- hum tiyatro edibi : (İbnürrefik Ahmed Nu- reddin) için bir gece yapılacak; arkadaşı- mız Revnakullâh Server tarafından hayat ve eserleri anlatılacak «sekizinci» ve «Eski Adetler» temsil edilecektir. Bütün bunlar, İspanya mede- niyetinin ve edebiyatının, acıklı ve müdhiş günler içinde bocaladı- ğını ve harbin insafsız elile yavaş yavaş söndüğünü anlatan ibretli delillerdir. Zavallı İspanya ve zavallı İs- panyol edebiyatı! Ziya Taneri AHMED İHSAN Basımevi Ltd.

Bu sayıdan diğer sayfalar: