15 Ocak 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

15 Ocak 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dan başlıyarak onu bir donattı ve eline geçen bir çömleği yere vu- rarak parça parça etti. Fakat enin- de sonunda bir dilim ekmek alıp, koltuğu altına bir değnek sıkıştır- dı ve kendisininki gibi olan bütün kadınları kalaylıyarak Ludovica nın dediği yere yollandı. Köy yolunda açıklıkta bu: lunan bir yaban elması ağacının gölgesine uzandı ve ağır bir uyku- ya daldı. Rp Yatsıya doğru Valer belirdi. Kızgın görünüyordu. Aksine de ge- vezeydi. Alış veriş yapmadığını ve boş yere yol teptiğini söylüyordu. Üstelik dedesini Odoanul yanında bulduğunu da iddia ediyordu. Za- vallı ihtiyar zaif ve ouu, iş, çok yıpratmış, kimse ona bakmıyor ve servet bıraktığı halde arada sırada tütün alması için beş ley veren yok, Halbuki o, el üstünde tutul- mâlı. Annesi : — Çok merhâmetlisin oğlum, ve yalnız bugün... Anns : — Bundan gayri, ihtiyara ben bakacağım, dedi. — &en,. kendi deden olan Bu- trelu Spatarul'a bakmalıydın ! diye öfkeyle bağırdı Ludovica. Onu, Roşca'da tavuk kümesinde öldürt- memeliydin. Valer dona kaldı. Bir, kadının birine, bir diğerine, bakıyordu. Baştan, herkesin, herşeyi bildiğine hükmetti. Belki, kendini, ihtiyarla konu- şurken duymuşlar ve belki de ka- yın pederi Triloju'nun hizmetçileri duyup ta bunlara söylemişler, di- ye düşündü. Belki de, ağzı dağınık olan Anna, ağzından münasibetsiz bir şey kaçırmış diğerleri de bütün meseleyi kestirmiş olabilirler. Karı cinsi ne olacak hep karıl... Fakat anası lâf tufanında, ken- dinden ve ihtiyardan hiç balset- mediğinden biraz kendine geldi. Belki de aralarında zayıf, karı lâ- kırdıları geçmiştir. Kimbilir bu- runlarına hangi hiç fırlamıştı. On- ları istedikteri kadar ağızlarını yi- kamaya bırakarak odadan çıktı ve ihtiyarların odasına doğru sı- vıştı. Büyük annesine : — Bunlar, nereden biliyor? di. ye sordu. — Biliyorlar, ateşte yanaslar | Ludovica'nın ki aklına esti avlu içine ondan başkası sığmıyor. Öğ- meyi öğrenemezler, çünkü öğrene cek yerleri yok! — Hm... Mâdem ki böyle, de- dem toprağı, istediğine bırakır, Çünki yaşadığı müddetçe bu top- rağın sahibidir. İhtiyar Urcan bir şey söylemi- yordu. Yatakta, uzanmış duruyor, ve piposundan kalın dumanlar çı- karıyordu. Valter'in ihtiyar kadına getir- diği kaynak şaraptan o da içmişti. Şimdi, kendini fevkalâde mesut addediyordu. Dışarı çıkınca Valter, karanlık- ta, annesine çarptı : nne, eu, ne diye başka- larının kapularından içerde konu- şanları dinliyorsun * Bunun, ne kadar büyük bir günâh olduğunu bilmiyormusun * — Günahtan falan bahsetme bana, şimdi... Benim için artık hepsi bir... Masallardaki kadınlar gibi günahlara dalabilirim. Senin bile oğlum Allahtan korkun yok. Seni dünyaya getirip büyüten be- ni ve babanı sokaklarda bırakıyor- sun. Sen, senden küçük olan kız- kardeşini ve diğer kardeşini bile düşünmüyorsun, Onlarında, zavallı» ların bu toprakta emekleri var. Zengin insan çocuklarından, sen, onları dilenci hâlinde bırakıyorsun.. Anna, kapıdan bağırdı: — O, kardeşlerini düşünmedi... onlara, onları yapan düşünsün. Sen, Urcan çifliğine bir fistanis geldin, Onu da kafana geçirerek geldiğin yere defol!... — Seeeeeen İ.. diye Ludovica öyle bir bağırdı ki bütün civar çınladı. Sonra ateş üzeriude duran mâmaliga kazanına doğru koştu eğer Yaler ile bir hizmetçi yetiş- memiş olsaydı, bunu Ann&'nın ka- faşıne fırlatacaktı. — Bırak, geberteyim şunu... Şu gırfıntıyı ayaklarımın &ltına alayım, Bırak! Ona bir tane ekli- yeyim de beni ansın! Bırak! Bı- rak beni! Anna'da öteden : — Birak gelsin beriyede, güne- gini göndüreyim -şunun ! diye bağı- rıyordu, — Seeecen!.. Sen, benim evime gelip çocuklarının ağzından tizk- larını slacaksın heee! Seni anan hendeklerde çıtıt Bebos'tan yaptı. Seni çirkef, seeeenli?.. Valer onu zorla zaptederek sü- künete dâvet ediyordu. — Kızma anne, bırak. Sen bun- dan sonra da çile çekmiyeceksin. İstersen seni bize alacağız ve iste- diğini yapacaksın! Gölgede oturup diğer ihtiyar kadınlar gibi iplik örersin, — Beni mi, siz, bir esir gibi, bu kadar çalıştığım yerde tutacak- sınız İ Otuz sene bu eve emek &ar- İfettikten gonra ! Tasıma sizinmi ye- mek lütfetmenizi mi bekliyeceğim? Ptiu ! diye #ükürdü, Ludovica, oğ- lanun iki gözü arağına. — Evimden dışarı! Yoksa &izi yakarım. Dışarı?. Valer'in elinden kurtulan Lu- dovica eve koştu ve bunların yat- tığı yatağı kavrıyarak avlu içine darmadağın fırlattı. Gecikmiş bir iki yolcu durak- lıyarak «Ludovica'nın ziyafetini» seyrettiler, Sâdece, ihtiyarlar ev- ceğizlerinde tıs ! diye susmuşlardı. Veler annesine kötü kötü çıkı. şıp döğmeğe kalktıktan sonra onu korkutamıyacağını görüp, kendi kabahetini de bilerek, boğuşmak- tan vazgeçti ve yerden elbiselerini toplamıya koyuldu. Evde, O gece uyuyamıyacak larını anladıklarından, yazlağının üstünde samanlıkta yatmağa gitti- ler. Yalnız kalınca, Valer, Anna'ya: — İleri marş ! diye emretti. Çe- neni tutamadın... Kendini ne beklediğini bilip ak- şamdan beri o âna kadar mısırlığta saklı durmuş olan Traian alrın üst katından sarkarak kızkafleği Marioara'nın yamna sarktı. Bir hayli kavgayı dinledikten sonra Sirt sırta verip - gefe hava çok soğuktu - anneleri sayi evleri yanıyor gibi bağırırken, ©nlar bir yığın otun üzerinde ağır bir uy- kuya daldılar, f Simion, geç vi yıldızların ve çiğin ıslaklığı #e başınin sağ "tarafında müthiş bir ağrı ile uyan- dı. Ağzını elinin tersiyle sildi ve yarı donmuş ve uyuşmuş vücudu- nu güç belâ doğrulttu. İlkten - muhakkâk olarak deli» ren - karısını düşündü, O, kendini masallardaki adam gibi tarassuta çıkarmıştı. 107 — Servetifünun — 2269 j

Bu sayıdan diğer sayfalar: