29 Ekim 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

29 Ekim 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yirmi yıllık türk şiirine bir kuş bakışı ŞİİRDE GENÇ NESİL YA Z A N : «Ağlasam sesimi duyarmısınız - Mısralarımda - Dokunabilirmisiniz Gözyaşlarıma ellerinizle-> Sonra «Davet» ; «Bekleyorum — Öyle bir havada gel ki - Vaz geçmek mümkün ol- masın -» Oktay Rifat ve Melih Cevdet'de arkadaşlarına bu yolda mühim yardımda bulundular, Onlarda birçok samimi, aşırı derecede realist ve alaycı şiirler yazdılar. Oktay Rifat'dan : «Ne annemin bedduası - Ne ye- tim inkisarı - Yaktı beni kara göz- lü yosmanın ahı - Tuttuğum dal kurudu - On günde battı - Tıkır tıkır işleyen dükkân - Perişan ol- Melih. Cevdet'den de şu fevka- lâde kuvvetli kisa şiiri sunuyoruz: «Bir misafirliğe gitsem - Bana temiz bir yatak yapsalar - Herşeyi, adımı bile unutup - Uyusam.» Netice; Orhan Veli, Melib Cev- det, Oktay Rıfat triosu mükem- mel kongerler veren ve daha de- gerlilerini verecek olan, şiirimizin mühim bir kozudur. 4: Tek başına tetkik edilmesi icap eden İlhan Berkin üzerinde dikkat- le durmak lâzımdır. Bu genç gair herkesten ayrı bir yol tutmuş ve tek başına bu yolda ilerlemektedir. İlhan Berk bütün şiirlerinde sinsan»ı mevzu olarak aldı. Dima «insan» ve <insanlar»dan bahsetti. Humain olan şair ümitlerimizi üzerinde topladı. . Onu yabancı şairlerden Walt Whitman'a benzetebiliriz. Çünkü Whitman da mevzu olarak «insansı ele almıstı. İlhan Berk genç şiirimizde müs- tesiia bir yer işgal etmiş bulun- maktadır. İnsan herşeyin &iklet merkezi- dir, Herşey insan içindir. Ve insan A TAM herşeydir. İlhan Berk israrla ve daima insan üzerinde duruyor: «Bir nefesle cama adlarını ya- zan - Alınlarıyle kahveden mer- merin soğukluğunu çalan serseri- ler - Niçin konuşmazlar? şehri camdan seyretmesini severler.» İnsan daima heryörde ve her- zaman âynı olarak kalır. «Bilinmez belki kapı komşu- muzdur onlar - Bakır cezvelerden acı kahvelerini içmişizdir - Yahut çek uzaklarda bizi düşünmektedir. ler - Bilinmez, kimbilir, belki de ben böyle insanlar düşündüm.> İlhan Berk şiirleriyle «insanpın bütün varlığını, ruhunu, benliğini herşeyini ortaya dökmektedir. Bu genç şair, istikbali korkm&- dan bekleyecek bir aanalkârdır. 5: Bedri Rahmi ve Asaf Helet Çelebi arasında bazı hususlarda biribirlerine benzeyiş olduğu gibi, ikisinin arasında çok başka farklarla bir ayrılık vardır. Bedri Rahmi genç neslin ifti- harla edebiystımıza takdim ettiği nadir şairlerden biridir. Bazan miştik, bazan realist, ba- zan lirik olan Bedri Rahmi bazan da bütün bunlatı bir araya toplı- yabilmektedir. Hiç kimsenin duymadığı, bil- mediği hisleri onun kslemi yazar ve okutur. Aynı zamanda Şiirlerindeki ritm ile okuyucuyu sarmasını bi- lir, «Oğlum Mehmede Şiirlere 8e- risinde ve «Kırk Odalı Konak» ta olduğu gibi: «Bir kapı var - Açılınca garip - Kapanınca gurbet der,»j «Sevinsin» den bir parça: «Halbuki ne güzel başlamıştı hikâye - Şerbet gibi bir gökyüzü üstümüzde - Ve bütün lezzetiyle toprak - Gözümüzde nur dilimizde takat »« On parmağımızda on hüner Mi ik Birr EE vardı - Biz onun sevgili kulları - Dünyasını abat eyledik - Bir can verdi bize, bin alır - Gideriz gözü. müz arkada kalır - sevinsin.» Genç neslin lirik şiir janrına bir göz gezdirecek” olursak birçok simalâr görülür. Fakat bunların arasında Sabahattin Kudret ve Ca- hit Saffet ilk bakışta kandilerini belli ederler. Sabahattin Kudretin lirik şiirle- rinde derin bir melankolik hava vardır. Fakat bu melankoli hece- cilerde gördüğümüz feryat melan- kolisi değiidir. Sabahattin bazan empre&yonist bazan peyzajist olduğu intibaını uyanırır. Sabahattin'de aşırı realizm yok- tür. Kuvvetli ve derin-kendisine mahsus-bir lirizm havası mev- cuttur. Serenad : «Herkes başka türlü-derenad söyler - Bir arkadaşımın - Söylediği serenat - Uzun bir yolculuğa - Çık- mak oldu.» Şu parçanın güzelliği: «Bazı geceler uykunundür - Ba- zı geceler yıldızların - Bazı geceler sokakta dolaştığım olur - Rahatlık beni yatağımda bekle.» Cahit Saffet'in lirizmi ise daha, ziyade mahalli renklerle süslen- miştir. Onun şiirlerinde bir gur- bet havası, arzu edilen bir teessür bir. melankoli vardır. Daima yerli ve mahalli koku- lar taşıyan şiirlerinden bir örnek: »Hani pamuk minderde hatim indiren ağa babam - Ve bir nefeste fırtınalar doğuran hargile- Bir tek- necik hamurdan harikalar yaratan yaştaç - Yufkalarından teni kokan Şerife ninem - Raifenin merdiven- lerde gülen terlik sesleri - Dört kö- geli havuzlarda soğuttuğumuz şef- taliler - Ellerimizin (O memelerinde şekillendiği sütlü inekler,» — Devamı gelecek sayıda — 285 — Servetifünun — 2410

Bu sayıdan diğer sayfalar: