3 Aralık 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

3 Aralık 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FON MOLTKENİN İSTANBUL MEKTUPLARI Eflâktan intibâlar - Sırbistanla mukayese - Sırplar ve Miloş Obronovici İGÇEVİIREN: VE HE Yergi alabiliyor ne de onları ceza- landırabiliyor. Hatta kabahatlar için bile konsolos müracaat icap ediyor. Sade Avusturya konsolos- lağunun himaye ettiği insanlar 5000 kiçi. 'Almanlar ekeeriya İn- gilterenin himayesinde, Fransızıar da Ailmsenyanın; hatta eflaklılar bile bu yolla kendi hükümetlerinin takibatından kurtulmak çaresini buluyorlar. Rusya bu suiistimsi- den vaz geçti, fakat o da memle- kette bilvasta kuvvetli bir nüfuz 'iora ediyor. Eflâkta zengin kıymetli maden yataklarının mevcut olması muhte- mel. Nehir sulârında o kadar çok altin zerresi var ki çingeneler bu altınları, hükümete vergi vermek için kullamlıyor. Bir çok yerlerde topraktan cıva çıkıyor. Araziyi bol miktarda kaplayan tuz, hükümetin belli başlı gelir kaynaklarından birini teşkil ediyor, Fakat hiç bir yerde maden işletmesine benzeyen bir şey yapılmamış, Bu teşebbüs uoksanlığı gizli muahedelerle izah edilmek iştenmişsede bunun haki- ki sebebinin maden açmanın fazla miktarda sermayeye ihtiyaç gös- termesinde ve açılr açılmaz da menfsat getirmemesinde olması muhtemeldir. Prenelerden her han- gi birisi bu kadar fazla gelir temin edeçek bir işe para yatırmağı gö- ze almaktan çekinebilir. Fa. kat Aleksandr Gika bunu yapacak vaziyette midir Memleketi belli başlı istika- metlerde kateden bir servis tesis edilmiş. İlkbaharda çok seri iş- liyor. Fakat yolcu için çok müz'iç köprü yapmak, yol inşa etmek içip şimdiye kadar on küçük bir hazırlık bile yapılmamış. Birbiri arkasından yağan sağanaklardan sonra bu ağır balçık arazide bir şerden bir yere gitmek bemen be- men imkânmr. Karpatlardan inen nehirler ovada, geniş yataklarını 34 — Servetifünun — 2415 doldurarak, bütün müpakaleyi dur- duruyorlar, Bu memlekette hiç yol yok. Tuna hudut boyunca uzânıyor. Bu nehre akan ırmaklar seyrüsefere elverişli bulunmadığı gibi ilerde de olmaz. Bu sebeple Tnra, Eflak için, Türklere karşı bir müdafaa hattından başka bir şey değil. 'Karantins daireleri o mahiyette ki ber aklı başında yol cu bunlardan #akınıyor. O kadar az emniyyet telkin ediyorlar ki Avusturya kendi dairelerini Eflak hudutlarında muhafaza ediyor. İnsan bu çölde, Bükreş gibi yüz bine yakın nülusu olan bir şehir görünce hayret ediyor, Bük- reşte saraylar, mahfiller, tiyatrolar gazeteler, moda eşyası satanlar.. var. Fakat ayağınızı şehirden dı- şan atar atmaz barbarlık içinde- siniz. Bir nümune naturelistler ve çiftlikler birliği kurulmuş. Lâkin Bflakta henüz patates bile yetiş- tirilmemiş. Şehirde sarayı görmek kabil ş dışarda hükümet görülmü- yor. Eflakta bu güne kadar yapı- isn, köylülerin esaretten kurtan!- ması, külfetlerinin azaltılması, ver- gilerin tahdit ve tayini, postaların tesisi, vebaya karşı müdafaa hat- irin çizilmesi, sokaklara kaldı- * rım döşenmesi, altı bin miliş teg- kili gibi işlahat General Kiselef idaresindeki Rus işgalinin eseridir. Mamafih Bflâk prensinin teşebbüs bile edemiyeceği bir çok şeyleri yapmağa rus generalinin selahiyet- li olduğunu da. söylemek adalet olur. Bundan mada, aradan geçen zaman, yıllardır zalimane idare edilen bir memleketin, memnuni- Gelecek sayıda MİLLİ EDEBİYAT Yazan : » Halid Fabri OZANSOY BE Lİ, | yeti mueip olacak derecede salâh bulmasına imkân olmayacak kadar azdır. Sırbistan işe bir çok bakımlar- dan Etflekın tersi. Gırbistanda ne boyar, ne başka zadegân, ne bü- yük şehir, nede saray mevcut, Yalnız halk ve prens var. Fevka- lâde bir edam ulan Milos kılıcile yurddaşlarının hürriyetini elde et- ti. Meclisleri. intihapları Seine'den -Morawa'ya getirmek istiyenlerin tekliflerini reddetmekle şüphesiz iyi yeptı. Fakat memleketin ka- n na muhtaç olduğunu itiraz gö- turmezdi. Prens selahiyeti tek be- şına kullanıyor. Devlet idaresine bir ordugâh halini vermiş. Kendi- sini devletin bütün toprakların varisi addediyor. Çünkü Türkler ri pk idarelerine aldıkları an Sırpların mülkiyyet hakkı im ererek Sultana geçmişti. Miloş toprakların bu günkü sahip- lerine mülk sahibi olarak değil kendi vasalleri nazarile bakıyor. ları babalarının mirasına ko- nabiliyorlar; lâkin bu malları hi- sımlarına miras bırakamıyorlar. Mamafih Sırplar, babalarının hak- kını kanları bahasına satın aldık- larına inanıyorlar. Nihayet Miloş bütün ticareti bilbaseaa Sırbistan için çok ehem- miyetli ve kârlı olan domuz tica- retini eline almış gibi: zaten geç- liğinde de bu ticaretle meşkul olmuş. Böylelikle pek çok servet biriktirmişsede bu inhisar aksüla- meller tevlit etti. İstanbulda bulunduğu müddet- ge Miloş Obrenoriç'e çok iltifat edildi. Babıfliye hakikaten sadık zirs preneliğinin Babıali gayesin- de tutundugunu biliyor. Dahilde, ettiği büyük hizmetlerin hatırası bütün maddi kuvvetin elinde top- lanması, muazzam bir servetin t6- siri ile hüküm sürüyor. Hariçte, Sırpların askeri ehliyeti sayesinde kuvvetli, Askerleri çok değil, fa- kat her Sırp silâh kullanmasını biliyor. Bu ise çok uzun mücade- lelerin bir mükafa;

Bu sayıdan diğer sayfalar: