18 Ağustos 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Ağustos 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Ağüstos z < SON POSTA Fakat Bu Kadını Gören Gözler HARP MALÜLLERİ BÖYLE Mİ HİMAYE EDİLMELİ onumu maha ibince bi bakilerinin iahlaarlar ay iyalarinen bank 'up biraaç senedenberi irani riken para hakk Hypenisi niaaranda bi kaman yapılmış Ay gep Paraların her seneyi takibeden ba tekarrür etmiştir. 930 İnci ayı olan kkünenveanide ekledi. Bir şey çıkmadı, Kanunda ük çet Yek, belki hükümet senesimin Tevsia ya, verilecek dedik, bekledik. Yon, he, Yerine, ancak haziranda “komls- 'Nihmez talimatmame,,, lAkırdıları çaktı. , yet emir geldi, her derecenin Para takarrür etti, para veriliyor. 47 şubesinden başlahdı. dediler.. LE Rün sonrada ve alırız Ümidile Mürücnad. ettim. Bizim Sultan- Mibesi ali hafta sonra, yani alet- evel 1 ei ee - teş- ayetinde va- me lan yor e e tupçu Beyefendinin riyaneti ui- toplanan komisyon azam bey- sorüy. orum: Kendileri her ay aylık ... böyle iken “maaşlar bir haft teak olpa me hale girer Aramiri, ne derler? Bu kaşa yaram & Mall arkadaşlarının ramı r Kap edergop7le mi müdafaa cimeleri Evliyayı tümer efendilerimize soru- Ke Muhtelif cenk meydanlarında Kabiliyetlerini ar çok kaybeden maldlleri böyle mi sıyanet edilir ? Mamur 2 kanuniyeye le mi riayet Derede Haziran © ne teşrinievvel beyefendiler ?... Malül Yüzbaşı: Adil BİR BUÇUK. SENELİK MUAMELE deği Saftan Ef, (318) de İstanbulda arter sonra Hicaz tabiyeline müddet evel de Türk tabii- evli yirmiz. Bu hadise ile beraber as- Bezi sayi de akla gelmiş, Vilâyet Akay endiyi ihtiyat kabul etmiş, hira, epkerlik şubesi ikiraz etmiş. Bu Haa) miş göildirilmiş, sene evvel Milli müda- henüz cevap alınama- u vaziyette bu ad. bir iş Yör. Nazar dikkate koyuyorur. ÇANAKKALEDE Afife mani Ni iki anımı müteakip türk di “sliği namına Talebe birliğin- Ekreni Bey bir nutuk söyledi. $am kararırken boğazdan Gbula doğru ayrılıyoruz. & zlerim, arkada, yüksek bir | yz e östündeki heybetli İngi- kik pi esinin tok gövesine ta- »ra yapılacakmış... Eşref Şefik çeygpafartalar tell El wen tazimat telgrafına gece t telsizle şu cavap geldi. ig cemal vapurunda Şehit- İstan, “İmar — cemiyeti / reisi Paç 98İ meb'usu Hakkı Şinasi âzretlerinet inley, ımdaki muhabbetkâr hitleri, ogi eder, aziz şe- i ebedi - dişle, a bare tak Reisicümhur Gazi "e Mustafa Kemal İ SON POSTA, NIN Tefrikası: No 2 aldı. Bizimkilerin abidesi li 5 Başka ! Başka İ MUHARRİRİ MORİS LÖBLAN İnsanlarda Görüş Farkları Bir insanı muhtelif kimse- lerin nasıl gördüğünü anlamak için şu resimlere bir göz atı- İ mız. Bu resimlerin hepsi ayni i kadına aittir, fakat muhtelif ressamlar tarafından yapılmış- İ tir. Bu kadın hep ayni kadın- dır. Fakat herkes onu başka türlü görmüştür. Kendinizi bu kadının & vaziyetine (koyunuz. Herkesin sizi başka türlü” gör- düğünü düşünün. siz de kendinizi hayretten ala- mazsınız. — Ne de asabisiniz! Hiç i doğru değil. Biraz cesaret Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti mammmum matmazcl! Mademki benden İMDAT GELİYOR del m genç kadının beline > tan sonra buna teşeb- | ti. Fakat © dakikada a ile o derece dolu ve o derece perişan bir ii, perişan 2 gördü ki-vaz geçti: Madaş, 1 Miz rica ederim b hali bir sesle yan- Müzel ayır, madam değil, mat- Sr E © derhal devam etti: de, di gecenin bu vaktin- hş bi aret.. Tabii sizi yan aba sevkedebilir... a — alaya başladı: bih ilbakika öyle.. Maama- , Yarısından itibaren Yeyler huydur. Manasız Dezak , üşünmiye başlar, ve ii ie de bir tarafa bırakı- beni aile rica ediyorum; darıj diniz ye söyleyiniz, miş dnız ya? Raul yeni S4 Fa bir nefes aldı: Ürüne t nede güzelsiniz! mii k, aBhettiğime | benze- Ma; ir sebeple gelmiş ol- | demej mütcessifim. Ne ise *, vaktile birçok kim- seler Şarlok Holmes'ten akıl danışmıya geldikleri gibi siz de ayni şekilde bana geldiniz! Öyle ise söyleyiniz, hem de bütün tafsilâtı ile ! Genç kızı karşısına oturttu. Genç kız, erkeğin neşesi ve hürmetkârane müvazişi ne olursa olsun, — solgunluğunu muhafaza ediyordu. Bir çocu- ğunkini andıran taze dudak- larında ara sıra seri titreyiş- ler görünüyordu. Bununla be- raber gözlerinde inanma hissi vardı. Bozuk bir sesle: — Beni mazur görünüz, dedi. Aklım belki de yerinde değil, fakat öyle anlaşılmaz hadiselerin karşısında bulunu- yordum ki.. Sonra... Sonra... Beni korkutanlar da geleceklerdir. Biliyorum, sıkılıyorum, üzülüyorum.. Yorgun bir hareketle elini alnına götürdü, azap” veren düşüncelerini kafasından sil- mek istiyor gibidi. Raul kıza hakikaten acıdı ve ona biraz sükün vermek için gülmiye başladı: yardım istiyorsunuz, korkacak bir şey yok. Vilâyetlerin birinden geliyor- sunuz değil mi? N — Evet, evimden bu sabah çıktım. Buraya ikindiye döğru vardım. Ve derhal bir otomo- bile atlıyarak evinize geldim. Kapıcı sizi içerde zannediyor- du. Bana apartımanınızı gösterdi. Kapıyı çaldım kimse cevap vermedi. — Filhakika hizmetçiler me- zundular. Ben de yemeği lo- kantada yemiştim. Genç kız devam etti: Ben de şu anahtarı kullandım. — Âlâ. Fakat © anahtarı nereden aldınız? — Birisinden aşırmıştım! — Adı ne? — Sonra söylerim !. — Fakat çok gecikmeyin! İ Hemen öğrenmek istiyorüm. | Maamafih bir saniye durunuz. Matmazel, bu O sabahtamberi yemek yemediğinize eminim. Şimdi karnınız zil çalmaktadır! — Hayır, aldanıyorsunuz! Bu masanın üzerinde biraz çukulata bulmuştum! — Mükemmel! Fakat çuku- latadan başka şeyde var. Hazırlıyayım, sonra konuşurüz Bu garip netice karşısında | nsanlara Aittir Ni | olmaz mı? Fakat hakikati söyle- i mek lâzım gelirse çok genç görünüyorsunuz, adeta bir ço- cuksunuz! Nasıl oldu da sizi bir dın zannettim. ; Gülüyor, Karşısındakini d güldürüyor, ayni zamanda ka pPısını açtığı bir camlı dolap tan bisküvi ile tatlı şarap çıka: riyordu. j — Kuzum adınız nedir? Öğrenmeliyim. Değil mi! — Birazdan.. herşeyi söy- lerim. — Âlâl zaten size yemek vermek için adınızı öğrenmi- de muhtaç değilim ya... iraz reçel. yahut ta bal? Evet, evvelâ şu yüzel dudakla- rıniz mutlaka balı sever, Gi- / dip kilerden getireyim. Dışarı çıkmak üzere iken telefonun zili çaldı: Bu saatte? Garip. şey; müsaade (edersiniz değil mi matmazel! e çıkardı ve sesini hafifçe değiştirerek söyledi: — Ale, Alo!.. Uzaktan gelen bir ses ce- vap verdi; — Alo, sen misin? — Evet, benin! Uzaktan gelen ses devam etti: — Ne şans. Ne vakittem beri seni arıyordum. — Özür dilerim. Azizim, ti- yatrodaydım. — Her ne ise.. Demek av- | bunlardan maada birde vü- i Arab Rumt 22-Rebiilerel « 1348 | 4 - Ağumten -1546 VakıtıFzant- Vasat | ValatEzani-Vasatt “Güneş | 104 | 512 | Akşam (12— 1197 Öğle | Sati (1218 | Yatı | 1.422050 Beindi | 9.1 İ16 7 İmsak (841 319 | det ettin! i — Öyle olacak!. | — Ne iyi, ne iyi.. Çok memnun oldum! Rani : Her Günkü İdman | Vücudu sihhatte bulundur- mak için hergün idman yap- mak lâzımdır. Yapılacak hareketler bilhas- sa adaleleri gerecek cinsten olmalıdır. Adaleler (o gerilirse kan vücutta daha serbestçe dolaşır, iştaha açılır, ve vücut- ta zindelik hissedilir. Bu hareketlerin sabah er- kenden yapılması tercih olunur. Sabah kalkınca pencereyi aça- rak açık havaya karşı kolları, vücudu, bacakları germek, ve bunu temin edecek muhtelif hareketler yapmak çok fayda- lıdır. Vücudumuza çok itina et- mek mecbüriyetindeyiz. Tam gıda almak, güzel şey. Arada sırada perhiz yapmak, ii şey. Dimağı ve vücudu fazla yor- mamak, mükemmel şey. Fakat I cudun muhtaç olduğu hareket- leri temin etmek zarureti vardır. Bunun için de muntazam idmana ihtiyaç vardır. Bu sü- tunlarda izah ve tavsiye edilen idman (O bareketlerini (takip —— TAKVİM —- Gün 31 17-Ağustos - 1930 Herr 104 | yemizi Dikkatle Takip Edini; iğ gerip başınızı ediniz, maktadır. — Ya ben! Fakat dostum bana küçük, mini mini bir malömat verir misin? — Durma, sor! — Sen kimsin? — Nasıl; beni tanımadın mı? — Vallahi (itiraf oederim azizim. — O balde söyleyim, Beşu Peodor Beşu. Raul sızlandı ve: — Tanımıyorum dedi. Fakat uzaktan gelen ses itiraz etti: — Tanırsın, Beşu. Emniyeti umumiye memurlarından. — Ha.. Öyle ise.. şöhretini işittim, fakat hiçbir dela se- ninle karşılaşmadım. — Alay ediyorsun! Bilâkis seninle epeyce zaman beraber çalıştık. OBakara (o hadisesi. Altın dişli adam hadisesi.. On ıki hisse senedi hadisesi... Bir- likte kazanılmış bir sürü zafer. —Aldanıyorsun. Fakat söyle bana karşında bulunan adam kimdir? — Sen! — Ben kimim? — Vikont Raul d'Aynak — Filhakika adım budur. Ama te'min ederim ki Vikont Raul d, Avnak © seni tanıma- silât ver bakal —Ulan “ Barnet ve kı yası, şirketinden net)i hatırlata akip (Esraren; zeştinin kahramanı olan Donneris) in ismini sö: Devam züm kızarmıyor, bilâkis |. — En sonra da ( Arsen pen ) adını zikredeceğim — Mükemmel, müke Yavrum bu hemfikiriz. Vaziyet te $: Filhakika en şerefli surette son isim altında tanınmışım. imdi söyle bakalım, ii nden istediğin lostum, ir? — Yardımını istiyorum, i de derhal! — Yardımımi mı, sen de — Ne demek istiyorsun — Hiçbir şey! Her ne emrine amadeyim! Şimdi neredesin ? — (Havr) ş ni pamuk speleül 2 — Ayni vaziyette ayağınızı uzatınız. 3 — Bu vaziyette kolla hareketleri birkaç defa — Mümkündür, fakat kont Raul d'Avnak b taşıdığı zaman beni tanı) Vay canına! Biraz 'apıyorsun öne kyım ! (Ce; ol e giz bane) et yavrum nokta şehrinde, âsyonu mu — Hayır buraya sana in fon etmek için geldim. . — Bak işte bu, nazik hareket! Demek ( Paris ji b (Havr) den tel terkettin? lefon etmek l Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: